Ki > TEK yi i 3 zi z 3 i b İ ji i | . Bu sima- Sanki okusu bozük bir Rüsçaile sordu: E Genç adam bir gece bir behane ile babasını dışarı «çekti, taşlıkta onun kulağına öğilerek: » “Kurum “baba, «bana acırsan bunların için- de bulunma., dedi ve c& vap beklemeden kaçtı. 19 Evin üst katındaki bir odada kendi kendine yaşı- yan, yalnız arâsıra kavga etmek için dışarı çıkan Fik- dan: © — Ben evleniyorum ba» ba, dedi, Ali Rızâ bey şa- © Oşardı. Fakat pek fazla bir © telâş göstermedi — Öyle mi çocuğum? © pkalâ... Allah mes'ut et © sin, dedi. istilâ ediyor: du. © “Vaktin 9 Temmuz 1929 z telrikası : « Vakt» in tefrikası : 2 , Serserilerkaıralı Aleksandr Zubkofun hatıratı müşte. Bir çeyrek sani sonra her kes toplandı. Az sona mükilemeler (o canlandı genç İsveçli kız * kime” cevap ver ceğini şaşınıyordu. Şerap şevkini ziyadeleştirilşt. Her taraftan müstakbel zevç ve Zevcenin ş#- reline içiliyordu, ve yakındaki izdivaç hakkında bir çek şak: lar söylendi, Nihayet gece geç vakıt iki bemşire biraz yalaz kalarak görüşebildiler : Genç nişanlı hemşiresinin Rusyadan pekte hoşlanmamasına şaşıyor ve diyor daki; — Daha yeni geldin nasıl olur da hüküm yürütebilirsin ? Sonra evlendiği zaman zevel ecnebi memlekete gidecek olursa omu takip edip etmiyeceğini sordu. Genç kız güldü, ve bu soale cevap veremedi. Bir kaç gün sonra nikâh oldu. Uzaktan, yakından bir çok davetliler gelmişti. Genç kız nişanlı hemşiresinin yanında duruyordu, — gelinlik © elbisesi nişanlı hanıma pek yakışmıştı İki kardaşın letaleii bir çok defalar mukayese edildi. Genç İsveçlinin | talâffüzün- daki hatalardan doly bazı kereler gülüyorlardı, O bana kızıyor ve yüzü daha ziyade gözelleşiyordu. Zaten herkesin hoşuna gittiğini | farkediyordu. Şehirdeki gençlerden olan bir müş, ona heyecanlı bir korte yapıyordu. Nikâhlı, hemşiresinin yemek- ten sonra bir köşede genç fabri- törün yanında bulunduğunu gö- rünce gülerek yaklaştı ve de- diki: — Nafile zahmet çekmeyiniz, hemşirem o Rusyeda | kalmak istemiyor... Nikahlı bu sözleri söyledik. ten sonra gülerek uzaklaşırken delikanh genç kiza bir nazar fırlatı ve yavaşça dedi ki: —Ya sizden bunu rica etsem. Genç kız evveli mahcubi yetle gözlerini çevirdi ; sonra delikanlıya dikkatle baktı . Bu 28 Sana ( danışmadan böyle bir karar verdiğim için belki bana kızacaksın... Ali Rıza acı bir gülüm- seme ile; — Kızmak mı? Niçin kızayım çocuğum? Benim senin üstünde bir hakkım yok ki... Dedi. Fikret kaşlarını çattı: — Bu sitemin doğru değil baba... — Sitem etmiyorum... Hakikati söylüyorum... Ben artık fikara oldum... Bütün haklarım gibi babalık hak- larımı da kaybettim. Ma» demki senin saadetini te - mine kadir değilim. Ne istersen yapmak hakkındır çocuğum... Fikret evvelâ biraz sârsı- lir, babasına acır gibi oldu. .saublarınn hepsine ayrı bakış pek manidar idi. Büyok bir aşkı izah ediyordu. Bunun heticesi olarak iki genç O gön kendilerine verilen misali takip ettiler, Onlar da evlendiler. Ve gene bunun neticesi olarik dünyaya geldim. Neticel nihale yede de harbi umumiden on #ene sonra herkes Aleksandır Zupkol ile alakadar oldu . İşte tali, ban böyle cilveler ibda eder; meşhur darbı mesel yok mu? «Küçük sebepler büyük neti- celer teyit eder, » Üçüncü bap Fırtına yaklaşırken Halamın nakillerinden topl yarak tesbit eylediğim : <mani- der nazar» hikâyeciğinden m- laşılacağı o veçhile © ebeveynim İvano Vosenşenkte yani Mos kovadan üç yüz kilometre “e bir kasabada olurürs 25 eyl 1900 tarihinde orada doğdum, ve gençliğim 240009 zıra cösemetindeki bir arazi üzerinde geçi. (o Evvelâ Fransızca ve Almanca öğrendim; daha sonra Rüusçayi tahsll ettim. Çocukluğumda şayanı kayit hiç bir hadise yoktur. Bütün çötükler gibi bir çok yaramaz. lıklar yaptım. Fakat beni dalma baştan çıkaran o arkadaşlarımdı; sonunda ben yakayı ele verir. dim onlar kurtulurlardı, Şu halde daha çocukluktan beri, ben zevceile asude geçinmek ten başka emel beslemiyorum. Çocukluk hayatımda yaramaz» lığım deleyısile yediğim sopa» ların fena tesirinden başka bir elemli hatıra daha kalmıştı. Pe- derim gayet merakh bir avcı idi; en büyük zevki av partileri ha- zrlamaktı . Evimiz , pederimin mabtelif avcılıklarında- topladığı hatıralarla dolu idi. Birgün anne- min babası bir avda bulundu ; bu amcamın ademi dikkati neti- cesi olarak babkim “ayağından vuruldu ve sağ ayağım kaybetti, Böyle bir hadisenin sile hajta- tımızda nasıl bir sui tesir © hasıl va may ile Prens, karısı ve prensin oğlu kıral Mişel Sırbistanda “© “karşılaşacaklar Belgrat, 7 (AA) — Romanya i leine ile Kiral Michelin Bled te bulunduğu sırada prens He- Karolün da' geleceği teeyyüt ediyor. “ Vakıt 58: Prenses “Helen sabık Romen veliaht Karolun zevcesi, küçük Kırah:iMişelin de anandır. Bunlar Sırp kıraliçesini ziyaret için Blede gitmişlerdir. Sabık veliaht “Karolur''da hemşiresi olan Sırp Kıraliçesini aynı zömanda efyarele gilmesi bir barışma husulünün muhtemel olduğunu anlatmaktadır. Amerikada bir facia ' Detroit, 8 (A.A) — Ekserisi zenci olmak üzere 103 kişi “base” ball, oyunu oynânan bir'mahallin tribünün» de çıkan bir yangından dolayı zuhür öden panik neti- cesindö Şaecruh olmuştur. Büyük bir yolcu vapuru battı Boston, 8 (A,A) — “Prince George, namındaki Ka- nada vapüru kesif bir sis dolayısile Ann burnu civarın- da Ağassuz ismindeki Amerikan karakol gemi- si ile çarpışmıştır, Kanadalı geminin 250 yolcusu Ağas- sıza nakledilmiştir. Yolcular 9 saat orada kalmışlar ve sonra “Mohave, ismindeki karakol gemisine alınmışlar- dır. Bu gemi kendilerini Bostona nakletmiştir. Müsade- meden-sonra "Prince George, da biç bir panik olma- mış ve gemi muntazam Surette tahliye olunmuştur. Biz- zat Prince. George da tayfasile beraber güya hiç birşey olmamış gibi burâya gelmiştir. *“ Yoüng plâm aleyhinde Berlin, “7 (AA) — Almanya ziraat cemiyetleri Young plânı aleyhinde karar vermişlerdir. Sulh cemiyetleri Kongresi Belgrit, 7 (A.A) — Sulh eömiyötleri kongresi, sonbaharın ilk günlerinde Belgratta toplanacaktır. Müthiş bir orman yangını Hieres/ 8 (A.A) — Askeri kuvvetler örmün yangını: bın sirayet dairesini tahdide ve civardaki sanatoryomda bulunan 200 çöcuğu kurtarmağa muvaffak olmuşlardır. 34 Kişiyi öldüren fırtına Berlin, 8 (A.A) — Welt Am — Monlag, gazetesi son zamanlarda Bavyerada hüküm sürmüş olan fırtınanın 34 kişinin ölümüne sebep olduğunu yazıyor. » JFransızlar borçlar itilâftamesini kabul edecekler Paris, 8 (A.A) — Dün vuku bulan müteaddit siyasi T içtimala'ğa — borçları “ait (itlâflarm ban ihtira- zi kayitler tahtında tasdiki Tehinde verilen karar suret- leri kabul edilmiştir. Radyüm fiyatlarının tenezzülü bekleniyor. Kap,YA.A.)— Şarki Alrikadaki madenlerden rad yüm ihracı için yarısı İneiliz ve yarısı Amerikan olmak üztre bir milyon İngiliz dirase sörmayeli bir kumpanya teşkiline teşeb- büs edilmiştir. Vakında radyüm fiyatında bir tenezzül vdkua geleceği ümit edilmektedir. Esrar içinde kalan bir facia “ Londra;8(A.A.)— Dün gece bir inlilâk neticesinde Varmouth açklarında bir geminin batmış olduğu haber verilmektedir. Bir tahlisiye sandalı ve bir muhrip bu mintakada taharriyata bi lunmuşlar isede ancak bir takim enkaza tesadüf etmişler ve kay- bolan gemiden hiçtir i? bulamamışlardır. Fransanın cenubuna kâr yağıyor Paris, 8 (A.A) — Sevüva bavalisinin yüksek yerlerine kar yağmış; münaklâtı. : Fakat çehresi tekrar sert- | rükleyecekler) dedim, leşti, ağır ve tutuk bir ta- varla: Açık konuşalım baba, dedi. Bilirsin ki ben öyle pek kafasız bir kız değilim, Annem gibi, kardeşlerim gibi fâkir düştük, parasız kaldık diye sana darılmak hiç bir zaman aklımdan geçmedi. Buna mukabil on- lara gösterdiğin za'fı affe- demedim, ve edemiyâceğim. Şevket fena çocuk değil. Ancak ne çare ki yularını © soysuz kadına kaptırmış. Leylâ ile Neclâ ne yaptı ğını bilmiyen iki çılgın. Annem koyun gibi nereye çekersek oraya giden bir zavallı.. O kadar çarpındım çırpındım (Baba gözünü aç. Bunlar evi bir felâketâ sü- a v— Aldırmadı, yabancı gibi köşeye” çekildim, sade da- rılıp surat asmakli iktifa ettim... Sen erkekçe hare- ket edeydin bu olânlar ol- mazdı. Belki müteessir ola- caksın ama göz önünde olan bir hakikati saklami- ya hacet yok. Bu gidiş eyi bir gidiş değil... Dolu dizgin bir uçuruma doğru gidiyoruz... Baktım kimse- den imdat yok... Ben bari kendimi kurtarayım, dedim. Onun için (neye bu kız bir kere sormadan böyle bir iş tutmuş) diye kızar- san haksız olur. Ali Rıza bey bir sandığın kenarına oturmuş artık bir tek siyah süç kalinamacaşina ağarmış başını elleri içine almıştı; sakkaten dardurmuştur. Kar bazı mokta- larda bir kaç metiş irlila.peyda etmiştir. — Hakkın var Fikret, dedi, bunlara hep ben se |: bep oldüm çocuğum. Baba kiz bir zaman dü- şünceler içinde, karşı kar- şıya oturdular. Sonra Ali Riza sualler sormağa baş- ladı; — Evleneceğin adam ba- ri iyi bir adam mı Fikret? — Tahsin bey isminde ellilik bir adam... — Senin için fazla yaş hı değil mi? — Benim gibi bir insa- — Seni oraya mi götüre- cek? Yaprak Döküm — Asıl bunun için isti .barışıyor mu? dük olunmuş, şahitler dinlenmiş, hakem heyeti hakiındeki tahkikat odosyesi Barodan getirtilmiştir. P Yako Şeul meslesini tetkik eden komisyon, dün toplanmış, tetkikar ve tah- kikat yapmıştır. yl Kadriye H. ve arkâdaşlari İz- mirde bugün muhakeme ediliyorlar Kadriye H. ile arkadaşları İzmirde bügün mühakeme edil. leceklerdir. Bu münsstbetle «Yeni Asr» relikiz O mesele ei şa tahsilât vermekte «Kadriye hanım, bir gün ak- şam trene stlayınca Ankaraya gitmiş ve | İstanbul meb'usü Tevfik Kâmil beyin evinde rolsafir kalmıştır. Muvasalâtini müteakip derhal telefonla bap: kütip Tevfik beyden mülâkat sanı almiş ertesi günü Saat ikide misafir kaldığı haneden tedarik eylediği ipek çorapları da giyerek o Çankayaya gitmiş tir. Başkiüp. Tevlik bey Köd riye hanımı büyük bir mez ketle karşılamış, Gazi hazretle- rine mektup yazan hanımın kendisi olup olmadığın sor- müştur. Kadriye hanımı evet bön yazdım cevabını (verince ne için kendi isezini yazmayıp yıldız. imzasını attığı suali ile karşılaşmıştır. Bunada İsmim Kadriyedir. Lâkin yıldız temini sevdiğim için öyle imza ettim» cevabını vermiştir. Ziyaretinin o sebebini izah ederken sabık zevei Mahmut Zeki beyden alacağı hakkında Gazi (o hazretlerine © maruzatta bulunacağını ifâde eylemiş, dar ha bazı hususat hakkında ma ruzatta — bulunacağı © yolunda yorum ya... — Şimdiye kadar evlen- memiş mi? — Karsı göçen sene ölmüş... Üç çocuğu varmış, — Nasıl bir adam acaba? — Fena değil diyorlar,. Ben kendi hesabıma res. mini bile görmek istemedim. -—— Ya beğenmezsen? “ Beni bu cehetinem- den kurtaracak adani kim olursa olsun kabul etmeğe razıyım. — Seni vasıta ilemi istedi? Fikret kesik bir sinir kahkahasilö: — Tabii uzaktan methi- demiyerek. mizi işiterek (aman şu bu- lunmaz hint kumaşını bana isteyin) diye görücü gön- dermedi. Bü adam komişu- muz Neyyir hanımın akra #o di) Yazan: Reşat Nuri ıştır, yg yg ğın tahsil ve kırk lira masşla çalışan zevci Fak beyin terfi ve terlihini rica olduğunda müsir davranmas, birbirini takip. Tevfik beyin yanından çıkmış ve ayni akşam 'trenile İstanbula avdet eylemiştir. Ticaret odasında Ticaret odası idare heyeti dün toplanarak bazı kararlar | Vermiştir. “Ezcümle | bahcili: ımızın — ikişahı için iğip © eden tedabirin alınması ve Odalar tarafından Avrupaya gönderilen talebeler hakkındı mevcut . talimatnamenin İ kaç maddesini tebdiline ks rar. verilmiştir. Niyazi B. gitti Bir mwüddetten beri Istanbulda. bulunan . Evkaf umum müdürü Nyazi B. dünkü trenle Anka- raya gitmişiir. i ' bası oluyormuş. Bu adam geçenlerde İstan bula gelmişiz (Karımın ölü- iğ münden sönra ev altüst ol- du.Çocuklarıma analık etme ge razı bir iyi kızcağız bu- lursam evleneceğim) demiş. Hiç tereddüt etmeden: (Be- | ni alsın) dedim, mektup yazdılar dün cevap gelmiş.. İki haftaya kadar Adapa zarına gideceğim. Fikret titiz, acı bir tavur la bu izahatı verirken Ali Rıza bey küçük yaşlarından | beri Körduğu hülyaları dür şünüyordu. Kendini zapten p - Vah zavallı çoçuğun. dedi.. Genç kız haşin bir tavi la başını kaldırdı, gözlerin de vahşi bir kinle: imei )