78 Nİ MN — Haydi Şu çorbu mahze- ninin kapısını açsına.. Fa- sulyelerin o hamur olduğu besbelli... Beriki uyuklar gibi kafasını salladı; — Evvelâ herkes toplan- sında.. dedi. “ Çaden , acı aci güldü“ — Hepimiz buradayız be. Ahçı onbaşı daha bir şe- yin farkına varmamışa. — Evet. Öyle olsa sizin U canınıza minnet. Ötekiler merede?. — Onları doyürmak vazi- fesi sana düşmüyor. Sen saft Kalanlara baki Öleni ölmüş.. kalanı has- tanede... 5 Onbaşı bunu haber alınca Murulmuşa döndü. Sendeledi | — Vay Ganına bel. bense Oyüz elli kişilik yemek hazır- Yamıştım... © “Kröp, onbaşının arkasina bir yumruk indirdi — Eh! daha iyi yat, bir defacık ta tka bâsa yeriz. haydi. bekletme bizi. Fakat © ande “Çaden, In gözleri » parladı; sivri fare suratı aydınlandı, gözleri bileli bir bâkışla küçüldü; yanakları titredi ve onbaşıya, burmuna girecekmiş gibi yak- Jaşarak sordu: — Öyle ise. babalık!. Sen yüz elii kişilik ekmek te alınışsindari.. Onbaşı afallaıştı; dalgın bir tavırla başın sallıyarak tasdik erd. “Çarden, herifin çeketinden oturarak devam etti: — Bir okadar da sucuk aldın yat. Domâtes Kâfah o ahçıbaşı bir daha “evet, dedi. “Çaden,in çene kemikleri diriyordu: “— Tütün de aldın ha?. — Evet her şeyden. “Çaden,, etrafına memnun bir tavırla baku: Fakat Hayriye H. koca. | sını mağlâp etmekten ümit | kesmiyor, açık hücumlarda bulunmamakla beraber sin- “si bir mücadele ile onu yavaş yavaş aşındırmıya | uğraşıyordu. Mademki pa- ra ve kuvvet kendi ellerin- deydi, ergeç bü manasız ih- tiyar inadını yeneceklerdi. “Yalnız şu vardı ki Şevket pek gevşek davranıyordu. o Âh o babasına karşı biraz — karşı durabilecek kuvvette — bir insan olsaydı? ne çare ki koskoca delikanlı kız çocukları gibi gizli ağla maktan ve her gün bir Pürça daha sararıp sol- owiaktan başka bir şöy yapamıyordu. o Görünüşte baba ile oğul arasında hiç- bir şey değişmemiş gibiydi. Şevket “babasma her za- ES (“Garp Belçikada A Imanlar hesa — Ula tinnmi ie li diye büna derler... Demek bunların hepsi bizim hak Herkese. * Dur bir hesap edeyim.. o Evet herke - se çit tayın isabet edecek... Bu seler domates suratlı ahcı canlandı ve dediki: — Hayır. Bu olamız.. O vakit hepimiz harekete geldik ve biribirimizi. iterek yaklaştık. “Kaçinski,, sordu: — Ne için olamiyacıkmış balkabağı! — Yüz eli kişilik tayın seksen kişiye verilâimez. “Müller, homurdandi: —Olurmu imiş, olmaz m imiş şimdi sana gösteririz. — Yemeği isterseniz tak- sim ederim; İnkat tayınları veremem, ancak seksen kişi- Hik dağıtırım. “Kaçinski,, kızdı: — Paymi alâtak, cephe arkasını mi tutmak istiyor. sun?. Sana İkinci bölük için tayinat vermişler. Bize dağı tacaksın, İkinci bölük biziz. Herifi sıkıştırmıya başladık. Kimse önü çekemiyordu. Onun sebebine bir çok defalar si- perlerde soğumuş yemek ye- miştik; yemeğimizi geciktirdi- Hide olmuştu. Tencereleri Ne cepheye yaklaşmaktan kork- tuğu cihetle arkadaşlarımız diğer!) bölüklerden ziyade yol yürü. | yetek yemeğini alabilirdi. Halbuki birindi bölüğün alçısı | *Bülke., eşi bulunmaz bir adatadı. Duba gibi şişman olduğu halde, lâzım olunca sürünerek yemekleri ön hatta kadar Cephesinde -Sükünet ; Paris borsasının i “Vakt,,ınrömanı:2 Muharriri: Erh Mayer Renark ziydE. Dömâtes kafalı başı ile tasdik etti: — İçinde böl yağ ve & var. Mülâzim bize baku. Ne düşündüğümüzü biliyordu. Dahâ bir çok şeyler bilir; çünkü bölüğe geldiği vakiç onbaşı idi: Kazanın kapağın bir bela dihâ Kaldırdı, gör- bayı kokladı, ve giderken dedi ki — Bana bir tencere dolu Su getiriniz. Bütün tayınlar tevzi edilecektir. Ziyan ve recek değilyal Domates kafali herif aptal bir tavır takındı; “ Çarden,, onun etrafında sevinçle dans ediyordu, ve diyordu ki: — Sana me ziyanı var be!. Sanki uzak erzak senin malın m Haydi, başla bi- kalım ahçı baba!. Sakın ya nilayım deme hal Domates kafalı bağırdı. — S.ir oradan kerata! Şaşırmış kalmışu, böyle birşey aklına sığamıyordu. (Bitmedi ) hiddede Yarım asır evelki VAKIT 30 Haziran 1873) sendika heyeit Yu- nan hükümetinin bina Dü dana Bruzeller, 8 (4.4)- Hükümete gönderi- rak ve vesai len imzasığ bir mektup üzerine birçok yer- lerde ahaiye? yapılmış, mühim bazı ev- in aşırıldığı görülmüştür. AL manya hesabına bir casusluk pak'ası kar- şısında bulunulduğu zannolunuyor, Milli müdafaa nezaretine wensup bir zabit (ev- kif edilmiştir. - Alatakli Amerika Borçlu Fransanin feleplerini “reddedecek Vaşinigtoği; 28 (A.A) — (HAVAS) ajansına göre, salâhiyettar Bükümet erkânı Fransanın müracaatını müsait bir telâkki've kabule mazhar olmasının mümkün olma- dığı mütâleğsindadır. Hatta M. Hover ile kabine bir alicenaplık göstermek arzusunda bulunsalar bile böyle bir harekette bulunamazlar, çünkü kanunu esasi buna müsait değildir. Esasen kongurenin ekseriyeti böyle bir harekete muhaliftir. Zira bu &kseriyet fransaya bahşedil- miş olan şartların mümkün olan azami fikrindedir. Fazla, olarak, şartlar olduğu hali hağırda tatil bulunan köngreyi hususi surette içtimaa davet etmek kabil değildir. Paris, 29 ÇA.A.) — Nevyorktan gelen haberlere nazatan, Amika hükümeti stok bofcunun tecili hakkında talebe menfi cevap vermiştir. İki kadın hava rekorunu kırmağa alkıştılar New-York, * 28- ( A:A ) - Mis Jensen ve Mis Gen #sminde iki" kadın tayyareci mukâvemet rekorunu karmal için Roosvelt Fieldsten biri saat 19,32 de, diğeri 20,49 da havalanmışlardıt. Tayyareciler, kendilerine lâzım olan ben- zini uçarlarkeni havdda alacaklardır. b Sırbistanda şayanı dikkat bir hüküm Belgrat, 28 CA.A)- Zagrep barosunda kırala gönderi- lecek telgraf okunacağı sirada bir hadise çıkmasına sebep olan ve bunun üzerine tevkif edilen avukat Janich alt ay hapse mahkâm olmuştur. Amerika ve tahdidi teslihat konferansı New-York, 98 (A.A) - Höralt Tribün gazetesine nâze- ran Amerika hükümetinin bahri silâhlanmağı tahdit mese. | lesini tetkik “eylemek için ister akvam cemiyeünin mevcut teşkilarr dairesi “dabilnde, ister bu teşkilât nacak bir konferansa iştirake hazır haricinde topla- bulunduğunu M. Mak- donalda bildirmesi için M. Dâwese talimat verilmiştir. Bu hususta verilecek bernangi bir karar hakkındaki teşebbüs M. Macdonâlda ait bulunacaktir. Amerikanın gümrük tarifeleri mesele çıkarıyor Londtd; 28 (AA) Nevyorktan bildiriliyor : Amerikan iş adamlarının ileri gelenlerinden 150 kişi Avrupaya gitmek üzere vapura binmişlerdir. Maksatları muhtelif Avrupa bükü- çalışan casus şebekesi mi ——— birçok mü- &vrakin çalındığını mey- çıkardı TE © Seyrisefainle vapur Gular arasındaki rekabeti izale edecek olan komis- yon dün toplanmıştır. © Tosyaya giden sanayi ve maadin bankası müdürü dün aydet Umumi vilâyet mec yeni bütçenin tetkikine başl mıştar. © Çapadakı 'beden ter- biyesi kursunun o imtihan- tarı dün bitmiş ve 46 erkek, 18 kadın mezun ol müştur. g Emitette dün tercü- manların imtihanları yapıl- maiştır, H dg 3 temmuzda topla & cak olan balkan talebe kon- gresinin hazırlıklar ikmal edilmiştir. © Güzel san'atlar birliği 5 edebiyat şubesi idare heyeti | 8 temmuzda hâyeti umu İsi dün toplanarak ij i Sadettin Bey j etmiştir. miyenin toplanmasına ve yeni bir intihap yapılma - ty Dklarda dinlediğimiz san akra © İki Amerikali kadın hava mukavemet rekorunu kırmak için havalanmışlar- dır. © Amerika İngiltere We rafından vaki olacak th didi teslihat konferansın hüsnü kabul edeceğini (on- dradaki sefirine bildirmiştir. © Fransanın Amerikaya borcünun tecili hakkında Fransanın vaki müracaatına AAmerikaca menfi cevâp ve- rilmiştir. © Gsip olan (Numancia) isimli tayyare bulunmuştur. © Mikdonalt hükâmeti Hindistan kanununu tadil et mek üzere teşebbüste bu- tupmaktadır. arasayayaa sana varya sananusaerez sını kongreye teklif etmiye katar vermiştir. © “iironika , davasının dünkü safhasında Meşriyat tetkik edilmiştir. Tabanca ile ateş tah: kikatı haf Sonuna doğru bitecektir. Bazı (o şahitler dinlenilmektedir. ys yay my gg | | (Üst tarafı linci sayıfamıyda | Bügün onun da yüze yakın plâkı var. Fakat hiç birinde ismarlama kokusu duyulmaz. Her biri ayrı ayrı onun zev- kine tam olmuş, onun büvi- yene bürünmüştür. Kemen- çesi âdeta konuşur. Yayından çıkan sesle okuyanın sesleri ayrılmaz. Kemal “327 ,de musiki © âlemine © girmiştir. Kendi o istidadından başka hoğâsı yoktur. Bereket ver sin büyük olmak için doğan: larda bu mazhariyetde bera- ber doğuyor. Yoksa şimdi Kemal de hocasının yolunda emekliyen orta bir adam olur kalır, yaratıcılık kudte- tne eremezdi. Sazından, derslerinden baş- ka hiç bir işe kendini vaktet- meilitişr. Vefada, Galatasaray ve Srerlerde okumuş, şabsi müta)âalarla kendini yetişür- miştir. “İrical, isimli eserin- de ruhunun değil fakat mu- sikliye dair fikirlerinin bir başka cephesi daha görülür. Sazda Reşadı söste Nebi- leyi ve Münürü beğenir. Ta- Dion hangt eserini ön çok; beyendiğini sordum. Yarat mak kabiliyetinin en çoşkun bir zamanını yaşıyan sânat- kârlar, her gün dünden dha yüksek ve yarından. duha aşağıdırlar, metlerini yeni gümrük tarifesinin tatbiki esnasında mukabeleye| taşırdı , kalkışmaktan vaz geçirmektir. Bu zevat, yeni gümrük tarile- “ Belçikada sarhoşlar artıyor Brüksel, 20 (A.A) < Belçikada 1928 senesinde alkolü “Vakt,,ın 30 Haziran 1929 tefrikası : Tam $ırası idi; herife adam akılı bir ders overecektik. Fakat bölük kumahdanımız çıka geldi. Kavgunın sebebi- ni sordu vE sadede: — Evet, dün çok zaylar İğ verdik... Dedi: Sonra kazana baktı: — Fasulye çok iyiye ben- 21 mandân fazlı hürmet gös- teriyor, ne bahasına olursa olsun onu - kırmıyacağını halile, sözlerile anlatıyordu. Hayriye H. arasıra oğluna: — Şevket babana itâat- sizlik etmeni ben de iste - mem, ama hiç olmazsa biraz! Surat as, diye nasihat ve- riyordü. Fakat genç adam buna bir türlü razı olmiyor: — Bu adamı nasıl anla- dığımı ve sevdiğimi bilmez- sin anne. darılma, hatırın kalmasın. seni de çok se - viyorum.. Fakat onun sev- gisi büsbütün başka, adeta ibadet nev'inden bir şey, diyordu. Hayriye H. kocasını ev- velâ Şevkete olan çılgın muhabbeti tarafından avla- muya, yumuşatmıya çalıştı. Bu izdivaç olmazsa oğulla- rının ya öleceğini, ya inti- har ödeceğini uzun tasvir- lerle anlattı. Zaten sinirleri gevşemiş olan ihtiyar baba çocuğunu ölüm döşeğine yatmış görüyor, ellerini gözlerine kapıyarak katıla katıla ağlıyor, fakat netice- de hiç sarsılmamış bir ka- naatla ölümün bu izdivaç- tan bin kat hayırlı olduğu- nu söylüyordu. Şevketin çok fazla meyms göründüğü bir gece karı koca arasında korkunç bir vak'a geçti. Hayriye H. şiddetli bir sinir buhranı içinde kıvranmıya: * Göz göre arslan gibi çocuğumu sana öldürtmem, diye fer- yat ötmiye başladı. Ali Rıza B. ağlıya ağlıya: — Peki üzülme.. Şevket 4 Slam m termeğe çalışacaklardır. sinin munbasıran ecnebi İstihsalâtını buhtal etmediğini gös- Londra, *28 (A.A)—İngiliz sanayı erbabı, İngilterede va- him endişeler tevlir eden yeni Amerikan gümrük tarileleri- | zin tesitlerinö mukabele etmek çarelerini aramaktadırlar. “Nümancia,, bulundu Madrit; gemisi istediğini yapsın.. beni dü- şünmöyin.. Ben aranızdan çıkârım. bir daha ismimi bile işitmezşiniz.. dedi. Kadın, onun “yakasına sarılarak daha kuvvetle bağırınıya başladı : — Bu sözü ne yüzle söylüyorsun.. Kota bir ai- leyi, bir alay çocuğu âciz bir kadınlık! başma bırakıp kaçmak hurzızlıktan daha mi namusludur sanıyorsun? Bu gecenin heyecan Ali Riza beyi üç gün hasta yatırdı. Bu vak'a üzen Hayri. ye H. anladı ki bütün bu şiddet beyhudedir. Biraz daha kuvvetli bir heyecan bu ihtiyarı öldürebilir, Fa- kat fikrinde zerre kadar bir değişiklik yapimaz. O | vakit pöldikayı değiştirdi: (AA) — Fagle namındaki İngiliz tayyare iyayı. Asot adaları yakınında bulumuşter. Yaprak Döküm Mademki kocası bu iz- divacı bir namussuzluk ad- dediyor, o halde ona isbat etmelidir ki bilâkis oğlu- nun bu zavallı kadını yüz- üstü bırakması en büyük bir namussuzluktur. Hay- siye H. bir zaman da ona bu cepheden hücum etti — Oğlun bir ailenin namusunu mahvetti, biçare bir kadının sokakta kalma- sına sebep oldu. Canı ca- na ölç... o zavalı da se nin İffet gibi, Leylâ ile Neclâ gibi tecrübesiz ço- çuktur.. Allah sonra bize evlâtla- rımızdan çektirir. Bu kadı- nın namusunu temizlemek oğlunun boynuna borç ol- muştur. Ali Rıza B. bir vakıt'bu mantığa kulak vermiyor gö- içkiler #srihlâkdn, kısmı memnuiyedin tatbikına taksddüm eden 1913 senesindeki istihlâkâun dört misline varmıştır. İngilizler Hindistan kanununu tadil edecekler Londra, 28 (AA) — M. Makdonald, dün Hindistan kanunu esisisinde yapılacak ıslâhaü tesbit için Simon ko misyonu ile teşriki mesai etmek üzere heli bazırda Londra da bulunan Hint merkezt komitesinin szasından dokuzu bir ziyalet çekilecekür. ründü. Fakat bu sarsılmaz zannedilen kayanın altında görünmez bir takım çökün- tüler olmuştu. Günün birinde hiç sebep yokken ( karısını (oyanıma İçağırdı, mazlum bir sükünetle: — Hanım ben uzun uza- dıya düşündüm, dedi. Oğ- unun bu kın yüzüstü br rakması doğru olmıyacak.. Benim tarafımdan Şevkete söyle... istdiği kadını kabul etiniye, ona kendi kızımız gibi kollarımısı açmıya ha- zınız, dedi, 16 Düğün gecesi... Ev baş- tan başa aydınlık içinde. Kapılar, pencereler açılmış. İkide bir cazbant çalıyor. O susunca neş'eli kahkaha- lar, haykırışmalar, çığlıklar... Sokakta kuvvetli bir işik g8 BI Yazan:Reşat Nuri ğın etralına toplanan gece- böceklerinin kaynaşmasına benzer bir gizli hayat var. Ta uzaklardan çalgıya ve aydınlığa doğru akıp gek miş bir kalabalık... Kadın- lar, erkekler, çocuklar.- Bunların bir kısmı düğün evinin saadetini sokaktan seyrediyor. Bir kısmı âçeri- deki kargaşalıktan ardına kadar açılmış “kapılardan cesaret alarak yavaş yavaş bahçeye yayılıyor, Ali Rıza beyin özene bezöne işledi- gi çiçek tarhlarının kena- nna Oturuyor. Cazbanda uyarak dons- eden çocuklar, hatta bü yük © insanlar beliriyor. Ali Rıza bey usulca arka- daki mutbak kapısından kaçtı, bört beş yüz adım uzaktaki bir tepeye çikti. Mitel