YAKIT 'AKIT 17 Haziran A... e e en Bahrımuhiti seçen tayyaredeki şahsı meçhul de kim : Süleyman Paşa (ai) Akibeti Uzun bir ârzuhaı yazdı Çanakkaled” ikameti dildiğinden acı iradesine karşı hapse. acı şikâyet etti —81— Artık nasılsa içine düşü- rüldüğü İftira kuyusundan çıkabileceğine kanıp inanı- Evet, öyle olmasa biç Sultan Hamit Samih pasayı ayağına kadar göndermeğe tenezzül eder miydi? Şu ba- i kadar açık beyan Şu halde paşa hemen bir erbaz bırakıl “Köleme sanlıp kiğıdi da yanarak uzun bir arzuhal Çanakkalede ikameti karşı bapsedildi- cı Şik li * Maahharen mehpesiyetlm MIG sisayı hümayun olmak Hlzemgelir. Dedi, Serasker kapısındaki anlattı, Şu satırları yazdı. * Şimdi de babermekeride vaki top kışlada bir odada hapesdildim. Et elma demir parmaklık fi) ve çifte çifte söngüllü nöbetçiler konarak tahld- çatı mümkün ola bilen kusımları ya pildı. Eyer balz alduğum müşir retbesi bu misil tahiirata mütehamenli ve buna (Cmenağı Al şamil değildir... Gibilerden adam akıllı du- manlayıp verişürdi. İstanbul kumandanlığına tayin edilen Fuat paşanın yaptıklarını da acı cümlelerle anlattı: “.. Funt paşanın muhafanası alma tevkedelim. Bu paşa Tuna umum ka mandanlığma tayin edildiğim gündenberi| relakatı açizsnemde olup Filibe önünde vaku bulan muharebede borulan berke lardan birinin kumandası idi Maiyatimde bulman ve benim tara fından mesuliyet altıma alınması lâzım gelen bir memuren şiküyeti Üzerine bem mahpasiyetim ve hem de saun emuhalarısı o slima — terkedilmekliğim mali görülmemiş bir muamele olduğu gibi yanımda mahfuz bulunan evrakı mı dn muhataraya sokuyor. Funt paşanın emri altında bırakd. maklığın: hayatımı, vicdanını, hukuku a aarmesüzsu tehir demek olduğun dan ya divanı harbin serinde bulunün 'bir heyelin nezareti altımda bulunması Mizimgebyor. Yahat ümereyı askertyeden bana karsı Temsan düyrnnlik göstermemiş Birinin seuhafır tayla odilmedini. İstedi. Ayrıca harpte alâ. BL ARD SAZ Rİ A “Vakt,ın 17 Haziran 1929 tefrikası : 9 16 ile Leylâ sofrayı hazır lamışlar, Ayşe komşu bah- gelirden demet demet çi- çek toplayıp getirmişti, Ali Rıza bey biraz ev- velki yesini tamamile unut- mwuştu. OYalınız £ sofrada kendisi için hazırlanan baş iskemleye oturacağı vakit bir şey düşünerek durdu. sonra rikkatle oğluna gü- lümsiyerek: — Şevket seninle yeri- mizi değişeceğiz. dedi. Sen baba, ben ailenin büyük çocuğu olacağız. Herkes şaşırdı. Fakat o inat ediyor, emrediyor, oğlunu kolun- den çekerek: © — Öyle istiyorum. Ba- Da ilaata borçlusunuz. Diyordu. kası obıpta ellerini kollarını raktan caddelerde dö- laşan kumandanlar gibi Ser. best bırakılmasını rica etme- gi unutmadı. il ya yazdığı ayn i arzuhal içine an paşanın iradesi bozulur gibi olmağa yüz ndan ne yapa cağım — şaşırdığına hükmet mek en doğru birşey ola caktı. Ertesi gün martın onuncu cuma günüydü. Muhafız kaymakam Nuri beyi istetti. Müddeiumumi Mösyö Necip paşayı görmek istediğini söyledi. Mösyö Necip paşa hemen Süleyman (paşanın o yanına geldi. Süleyman — paşa | divanı harp azasından Saffet paşa ile Ali Haydar paşayı kabul edemiyeceğini anlattı. Necip paşa: — Neden efendim? Diye sebebini soracak ol du. Süleyman paşa şiddetle yesin karıştığı acı bir şekilde cevap verdi: Çünkü bu paşalar benim maiyetimde Hataların gördükçe kendilerini sk sik tekür ederdim de ondan... N Süleyman nın istemediği azalar değiş tirildi. Rauf paşa da Rusya dan dönebi Kaymakam Samilı paşa divem harp reisi oldu. Aylar geçti. - Süleyman paşıya çok eziyet ettiler. Haziranın yirmi dördüncü günü muhakemesine başl dı. İlk mubakeme cumartesi günü yapıldı. Süleyman paşa tam sek- sen dört meseleden muba- keme edildi. Ve.. neticede Dağdada sürüldü. oOOrada mahrumiyetler içinde söndü gitti... Son (4) Paşa bunu #zam etmiş. Tabil görülmelidir. Her zulüm göresin böyle gatarsız mübaliğaya kaplman sarı- idir, barpte idiler. paşa- Ali Rıza Bey mecburi- yetler karşısında, tahtını oğluna terkeden bir hü- kümdar tavrile Şevketi ye- rine oturttu. Kendi onun soluna, karısının karşısına geçti. — Ailede, ergeç orası olacak, diyor- du. İşidiyor musunuz ço- cuklar .. Zamanı geldiği vakit benim.-yerime onu baba tanıyacaksınız, onu soyacaksınız. İhtiyar adam uğradığı felâketi bu son sözleri söy- lerken sösine verdiği ağır manadan başka bir şeyle hissettirmedi. Daha bu gectden çolu- ğu çocuğu telâşa düşürmek- te mana yoktu. Bilhassa Şevket sırtına yüklenen ağır onun yeri “ Sarı kuş,, un Dördüncü yolcusu havada ölüm tehlikesi geçirdi layyareciler onu denize atmağa karar vermişlerdi fakat... Madrit, 16 (A.A) — Sarıkuş tayyaresini idare eden- | okudum. Yeni harflerin iyilik lerden Lefevro Bahrımuhiti aşmıya muvaffak olmalarn - | dan dolayı çok memnun olduğunu söylemiş yalnız tayyare içinde her nasılsa gizlenmiş olan meçlul bir yolcu fazla miktarda benzin sarfedilmesine sebep olduğu için seyahat bitmeden evvel yere inmeğe mecbur, olduklarını ilâve etmiştir. Lefevre beyanatına devamla “ cuyu gö kaldırıp denize atmak gene acıyarak karaya çıkarmıya karar verdik., demiştir. Raris, 15 (A.A) — Gazeteler “Sarı kuş, tayyaresinin kazandığı müvaffakiyctten dolayı memnuniyet beyan et- mekte, bu zaferin şimdiye kadar katlarılmış olan zahmet ve fedakârlıkların bir mükâfatı olduğunu kaydetmektedir. Bordo, 16 (A.A) — Saat altıyı kırkbeş geçe Santar- dan hareket etmiş olan Sarı kuş benzini tükendiğinden Minizanda yere inmiştir. Eiganistanda Facianın Yeni bir faslı başlıyor Moskova, 15 (A.A) Tas ajansı bildiriyor: Ter- mezden bildirildiğine göre Nadir han tarafından içtima ettirilen Cıiga meclisinin bir celsesinde Habibullah namına hazır bulunan bir heyeti murahhasa Nadir hanın müca- deleden vaz geçmesi ile Habibullaha arzı inkiyat eyleme- sini talep etmiştir. Habibullah Nadir hana başvekâleti teklif ettikten başka bütün emlâkinin iadesini ve Kâbili terketmek arzusunda bulunduğu tâktirde kendisine bi maaş bağlanmasinı da vadeylemiş isede Nadir han bütü bu teklifatı reddederek Habibullahın istifasını ve yeni emiri intihap ve-layin -vazifesile mükellef olmak üzre bütün Efganistarı temsil eden bir meclisin Kâbilde toplânmasını istemiştir. Moskova, 15 (A.A) — Tas ajansı bildiriyor: Kost ayaletinde kâin Gardej de Nadir han tarafından toplattı- nlan Cerga meclisinin Habibullahı tanimamağa ve Kâbile karşı bir taaruz bazırlamağa karar verdiği Termezden bildirilmektedir. Atina bankalarin Ben boşalıyor İflâs hadisesi müthiş bir panik husule getirdi Atina, 16 — Tesalya bankası iflâs etmiştir. Piyasada ve borsada büyük bir panik vardır. fari Baykal pulların çökmekkedir. Be gide muhtelif bankalardan bir milyon isterlin çekilmiştir. İngilizlerle Fransızların arası mı açılıyor? Paris, 19 (A.A) — Pöti Parizyen ve Eko dö Pari gazeteleri M. Makdonaldın “Sundey Taymis, te intişar eden bir makalesi hakkında şiddetli tenkitler yazmakta- dır. İngiliz başvekili bu yazısında akalliyetler meselesi münâsebetile Alsasa dair bazı imalarda bulunmuştur. Bu meçhul yol - | ır görmez o kadar canımız sıkıldı ki kendisini istedik, Fakat | halde sricat , meful, İmlâya dair; Bir mektup ve cevap «Vakto m bir okuyucusu şöyle bir mektup gönderiyor: Mehmet Nurettin Beyin bu günkü O Vakıtta intişar o eden «Esasları bozmuyalım» başlığını taşıyan imlâya dair bentlerini İ lerinden biri de eski imlimız- daki teşettöte mâni olmasıdır. Halbuki o Nurettin (o Beyin işaret ettikleri gibi mecmusları- mız muhtelif imlâ şekillerini ortaya atarak tereddüde, yeni- den bir karışıklık ihdasına se bep oluyor. İmlâ lügatindeki şekillere bağlanmak hususunda Nurettin Beyin fikirlerine işt- rak beraber koma işaretinin vazife ve mevkiinin artık belli olduğuna dalr bü- kümlerinin pek yerinde veril mediğini gördüğümden şu birkaç salırı yazmağa İüzum gördüm: lâ logatinden hecelerin ne suretle tefrik edildiği kat'i olarak anlaşılıyor ; « meb'us , müz'iç, bid'at , mes'ul , mwün'im,hud'a, ş hal”. at ,lem'a, neşet, sun'te kel meleri bu şekillerde yazıldığı neşerke- İimeleri de koma işareti konul madan yazılmıştır . o Halbuki « meb'us» kelimesini *me'bus* tarzında okumak nekadar kabilse *melul» kelimesi de <meb'usa kıyasen <mef'ulz şeklinde yazı- labilirdi. Keza <neşesyi «neş'e, yahut “neş'etsi «neşet» olarak bir esasa raptetmek mümkündü. «Ricat» kelimesi de -* bid'at» © benzetilerek *ric'at » o şakline konmuş olaydı Nurettin beyin bükümleri Bebetli olabilirdi He'e «rü'yet> kelimesi tama- mile Nurettin beyin buluşuna aykındır. Bir kelime dah arzedecğim ki dil encümeni bile onu iki su- relle okumuş ve iki şekil ile imlâ Jügatine koymuştur: « Me- sele » 295 inci sahifede bu şekilde (yazıldığı halde eski imlâ tarzındaki iki şekline bakı larak 298 inci sahiledemes'eler tarında yazılmıştır. Şu basit mukayeseler de © gösteriyor ki etmekle san'at , fir'avun , mev'ize imlâ İügetinde koma işaretinin | vazile ve mevkii kat'i olarak tesbit edilmemiştir. Bugünkü © vaziyete nazaran koma işaretinin istimal şmahalli ancak imlâ löğatindeki şekile | beraber öğrenilecektir. Kartiniz M, Fazıl Yazdığın bir fıkraya bu kadar mes'uliyeti haber almadan son bir gece rahat mes'ut uyumali idi. — Ali Rıza bey karısı ve büyük oğlu ile beraber er- ken uyanmıyâ o alışmıştı. Üçünün de sokakta ve ev- de ayrı ayrı vazifeleri oldu- ve ğu için öyle yapmıya mec burdular. Fakat kızlara henüz dün- ya gailesi çökmemişti. On- ların birkaç saat yatakta tenbellik etmelerinde şimdi- lik bir zarar yoktu, Artık kendisi evin bu tenbelleri arasına karışmış olmasına rağmen o sabah gene gü- neşten evvel kalkmıştı. Her günkü gibi eline bir kitap alıp pencerenin önüne geç- ti. Fakat bir türlü okuya” madı, Kar âteşi yakip sabah çayını hazırlayıncıya kadar açık bir sayıfanın karşısında düşündü. Kahvaltıdan sonra Hay- riye Hanim kocasınm öğle yemeğini hazırlamıya başla- mıştı. Ali Rıza Bey kıza» rarak: — İstömez banım.. za met etme,, Dedi. Onun vapur işle - miyecek kadar fırtınalı za- manlarda bile bir gün işin- den kalmadığını bilen Hay- riye Hanım telâşe düştü. — Hasta mısın? diye sordu. — Hayır, gitmiyeceğim. Ali Rıza bey bunu söy- lörken kocasına kızdığı için mektebe gitmek istemiyen suçlu çocuklara benziyordu. Yaprak Dökü — Niçin? İhtiyar adam biraz evvel yanına oturduğu Şevketin yüzünü okşadı. Heyecanını belli etmemiye çalışarak : — Şevkete danışılacak bir mes'elem var, dedi, Oğlum beni iyice dinletik- ten sonra hükmünü vere cek... O ne derse kabul etmiye razıyım. Ali Rıza Bey, öyle bir ses, bir tavırla söz söylüyordu ki, karısı oğlu bunların şaka mı yok- öyle ile sa sabi mi olduğunu anlı- yamıyorlar, biribirlerine bas kıyorlardı. İhtiyar adam vak'ayı ol- duğu gibi anlattı. Oğlu ile açık saçık şöyler konuşmıya alışık olmadığı için bikâye- nin ayıp taraflarına göldik- Ge A Dahilde: © Fatih - Edinme teimvayının Ok cumartesi günü tır. © Dilencileri toplamak çin “polis ve zabıtak be- lediyeden (o mürekkep bir g heyet teşkil edilmiştir. sefirimiz B. bugün Ankaradan xapı İstenografi Bir kurs açıldı Türk ocağından: 930 senesi haziranının — birinci gününden iibaren bütün zabıtlar yeni yazı ile yazılacaktır. Bu yazılardan vakıt kazanmak için Türk ocağı bir (letenografi) kursu açmağa karar vermiştir . Bu kursa devam etmek arzu- sunda bulunanlar şeralti görmek üzere ocak müdürüne müraca- atları alâka göstererek vukuf ve tetkika müstenit bu yazıyı gönderen bu okuyucum teşekkür ettikten sonra #rzedeyim ki geçen yazımdaki fikir anlaşılmamıştır. Meselenin mes'- ee şeklinde de yazılmasına müsade etmek , ihtimal , bir hatadır . Mektupta sayılan misal- ler üzerindede , belki bir iki söz söylenilebilir . Fakat bütün bunlar benim bakış noklamı yaralamaz . Şurada kullanılmış, burada kullanılmamış, ne olursa olsun () koma işareti bir kesme vazilesi görür o Onun içindirki sedasız harllerin başta gelen sedahı ile « İiabson > yapmasna mâni olmak için kullamlan bu işaretin | sedah harflerle biten hecelerin sonunda yeri yoktur . Bunu mebni “rüyet» kelimesini « rü'yet * şeklinde o yözmamak icap eder . Az kullanılan , çok kullanıl an bu işaretin vazilesi “lisison». lara mani olmaktır. O itibarla bunu ismi hasların sonundada görsek bir < sekte » yapmağa li mecbur olacağız demektir. İşte benim gördüğüm mahzur bu idi. Muhterem © okuyucumun Hira ise başka bir noktaya matuftur. Hazır sırası gelmişken söy- İiyeyim; İsmi hasları ayırt et mek için ya (9) işareti yahut ta imlâmızda bir istimal veri ol 1 mıyan () işereti kullanılabilir ve hiç bir mahzur kalmamış olur, Mehmet Narettin mil Yazan: Mühim Babar lerin İm | © İskân umum müdürü ! Haci Mehmet B. dün anka- radan gelmiştir. © Vilâyet daimi en meni bugün (toplanarak 1929 bütçesini tetkik ede ce i De Cemsin mubske. 3 mesi dün netice ademi mesuliyeti k tatlmıştıc. Tanassur davasının $ bugün ir yy yy Fg I Refet ee HK. padan şahrimize g tandaşlarına bedil gösteten ve Mak pazar günleri de Türouvazda icrayı “Roma sefirimiz ! niz Sut B, per olak Loit ve Brendizi tarı ile VAKİT Haziran *87). “Yunan meselesi Ajans Rus gazele- sinin kavlince Yu- nan weselesiçün Dersaadetie süfera beyninde vuku bu- lacak imüzakere konferans şeklinde olmayıp (o İsiişare- den iberet ola Raği Nuri çe gözlerini başka taraflara çeviriyor, sesini ağırlaşlırı« yordu. Hayriye hanımın yüzünde şaşkınlık ve can sıkıntısından başka birşey okumak kabil değildi. Fa- kat Şevket babasını dinler- ken yavaş yavaş helecanla- şıyor; kara gözleri garip bir ateşle parlamıya başlı- yordu. Babası : “Bu vaziyet karşısında istifadan başka bir şey yapabilir miydim? diye sözünü bitirdiği vakit o hiç tereddüt etmeden: — İyi ettin babak. dedi Bu seste öyle temiz bir isyan vardı ki, Ali Rıza bey ie ağlıya oğluna sanl- mamak için kendini zor zaptetti, Mahcup bir tavırla"boy- nunu “bükerek asıl sualini sordu: — Yalnız bir şey varki, onu da konuşmak lâzım oğulcuğum... Bu şirket be- nim için son bir ekmek kapısı idi... Beni bilirsin... Kollarımı kavuşturup Otur- mak istemem... Fakat artık ihtiyarım,. Belki artık iş bulamam... Kardeşli ba meydana çıkmış da- sayıl- Benim tekaüt maa- şım pek az.. maz... Ailemin bü- tün yükü senin omuzlarına yıkılacak... gelmez mi? Şevket babasının bu te- reddüdüne adeta isyan etti. Yirmi bir yaşının ölçüsüz cesareti ile göğsüne ruyor. — Bunu söylemiye nasıl dilin varıyor baba? Benden Bu sana ağır vu