Mi emleketin arzı, delikanlısı hı ep oy Gelir deler Sa a koştu, Dudu ve “au dikkele dinlediler. üleç de; elleri bel kuşak da içine sokulu düşüne, pm geldiler. Çönkü k 5 sıkılınca Dudu sma “hızır gibi imdatlarına Hasan emleket topraklarını ah üst eden en seni derinlere kadar işledi. Onu bu gün birçok' kopan - Ke yıkılmış şeyler Yer yer beliren harabeler br bazı insanlar birden- *y* ikili, Ortalığı dolduran İN cla bakınca , oralarda geçtiği. vehmile Er ende karin karışık Kile ar; fakat bu karma kar içinde harabesine ağlana- RM hir nokın yoktan. Kusa öğünün, gevinmek izm ik alir. Yakindir. çal viesat kazanızın kaynadığı b idi. a çalı, vatanın göğsünü Si Yan diken, koparılan dal, biz Bneşi saklıyan sık ve sert #eprikli bir. zakkumdar. eti. manevi varlığı üs- z geniş. neles ve medeniyet a evvelâ. toprağı ayık- mi temizlemek liğin geli Perili. Simdi, yesyer yeni ba İN mes'vt izleri beliriyor. Sinsi gelince her tarafi kar kei bedbin bir gözlükle bakarız Halbu ki çü artırarak iyi şey- de görebiliriz. Mesel ben dün bir mecmua Si len ger li bizde bünun gibi Ve mesleki mecmunlar Jel. Şehrimizin göz hekime m alize isminde çok i bir. mecmua çıkarıyor- Ra çektiğim göz hastalığı: tesiri ile, bu sabileleri detin Hakkı Hayrı mev dolayın ile, beni Artık biliyorum ki yftapi Mmecmuayı göre sevindim. Hem bir m.bir vatandaş sıfatı FE FE # Eke deponu » Necip eczayl nbbiye nda. Hasan ii Serden geçti zade e Deki mabdurmu Ağ a Perşembe günü ihali eli eylediği ve bügün öğle vakti esinin, Bükark; a çişi “yündeki aile kabrista, haki gufran eek Muştar, »le «haber alın, Mezhuma mağliret kederli > 5 nanvusu, — 96 — karısı, kızı, Sıddıkzadenindi.. Yazan » Sadri Efem yetişirdi , onların gayreti daha birkaç mevsim evvel Adaköğü kupkuru “bir çöl olmaktan kur- tarılmıştı, Köylüler uzun geve zeliklerden sonra | bakışları bir demir gibi seri, bir biçak sırtı gibi pınl pırıl yanar bir süngü Mar. Foş öldü MÜstarahı birinci ğiielklednğ Balkın görmesi için Paris, 21 (A.A.)— Mare- şal Foş uncenazesi 24 saat İnyalides. de. kalacak ve halktarafından ziyaret olu- naçaktır. Amiral Bilti ne diyor? Londra, 21. (A.A.) — Amral Bitti şimdiye kadar ! görülmemiş. olan harplerin en büyüğünde en büyük as- ! ker olarak temayüz eden maraşal Föş un vefatının telâlisi imkânsız bir ziya olduğunu beyan eylemiştir. Avusturalyanın icessürü, Canberra, 21 (A.A.) — Avusturalya. başvekili M. Bruce marşal Foş zıya- ından Avusturalyanın büyük bir teessür duymakta oldu- ğunu söylemiştir.Mumaileyh, Avusturalya namına müte- veffanın ailesine bir taziyet telgrafı göndermiştir. İngilterede Londra, 21 (A.A.) —| Kıral Georens marşal Foş un vefatını derin bir teessürle karşılamıştır. Uoyd Geörge matşal Fo- | Şun başkumandanlığa » inti- habını vaktile iltizam ve | müdafaa etmiş olmasından dolayı memnuniyet beyan etmişrir. Almanyada Berlin, 21 (A.A.) — Mat- buat marşal Foş hakkında tagezzeitung,, gibi muhalif | surette hür gazeteler bile yüksek bir zekâya, yüksek bir azim ve cesarete sahip olmuş olan bu-büyük asker hakkında hürmet izhar etmektedir. Terdümei hali “Ferman Foş, 1851 sen& sinde cönabi Eransada doğ” muşür. Kendisi bir vilâyet binin /oğin id. Lie ni bitirdiği sırada Zulue Alman iştirdk ta eden 1470. Fiansız harbine gönüllü olarak etik Hârpten sonra. Politeknik raektebine. girip; 1874 © çikti. Foş mektepten çıkık» tan sonra, Fiapsız. harbiye mektebinde sevkelceyş ve tüs rihiaskeri mualli, etmiğ; 1907 de: M. Klan tara» fından mektebi harbiye mü- dürlüğüne tayir edilmişti, Harbi umumünin ilk kısmına da Meveşal Jüfrun Kumandası alında merkez ordusu kuman. danı âdi, 1917 sonunda büğün müt- tefik ordular o başkümandan lığinı > deruhte - eti. Alman taarruzunu o dürdurmağa ve sonradan da tdarruza geçmeğe muvaflak olda, İkinci Marn muharebesinden| sonra mareşal olan; Foş 9 teşcinisanide -“Retont), ta Almanlara mütareke “ii kabul. ettiriyördiğ. vücudu saran Dudum önünde diz çöktüler ve ondan; imdat gün o geçlikçe . işler fenalaşıyordu. Dudu, Esma, Hasan dirliği ile, biç teklif yaptılar. — İtapbula gidelim malla» umdular , İs rımıza orada bir müşteri bulahrn. Çıkrıklâr mezadü çıkacaktı Esma btanbula gidecek hey» etten başka şeyler de gmuyerdü; Düşünüyordü ki htanbula” gir denler * Âdaköyündeki “vaktları şabalanlı; şatafatlı Tanlatacaklardır. Dudunun kocası, Hasan; iki köylü daha istanbul yoluna çıktılar, Daba doğrusu köyün, aleyi dergâhı etrafında biriken insanların olarak bir heyet heğbelerini surlarına vurdular, asalarına roümessili Sıddık zadenin babam da: köylü “Bütün bunlar diyordu, Sd dk Zadenin edepsizliği; hile bazlığı yüzünden oluyor. — Deme Hasan, bu kadar edemer., — Eder. Onu: bilmezsiniz | siz — Deme be. — Vallah öyle, pera onu, | karı onun, afyon, haşhaş, rakı enun, “memleketin ırz namusu | onun, kocaların karıları onun, | delikanlılar onun. Şimdi de mallarımza dikti... Biz de onun, - Ne kızıyorsun. Hasan bu kadar okudun, bu kadar gez- din de eşraltan; olaniadın.. Bak göz İş becerenin kıl «— Kıl biz: kuşmmacağız... *— Nasıl «— Basbaya.. Eğer Sıtldıkza- denin belindeki" kılıncı biz alma- | asak onunla boğazm gesecek.. Yünleri salamazsak, bayvanlara haciz Koyacak, çık koyduracak © coluk meyleriz. Sıddıkradenin niyeti körü, “herif “boyuna © dükkânna kumaş atıyor, ben: sanki farkın- da. değil miyim. Alimallah- heri bizim çıknk- ları ateşe sitirr da tabanlarını sir, — Ne yapıl riklara haciz çocuk * biz Pa m lan e | lâ, İstanbulda mallara bulalım aşağıum bana bırak, Ana çek güç, heriki yak edeceksin. müşteri Hasan anhyorum:. Yeni bir sulh havarisi Os taeakı Börünci svgfmzaladır O zaman milletler hakiki olacaklar ve bu perde arkasında çalı: şanların elinden kurtularak kendi. kendilerini idareye başlıyacaklardır. Ancak o zamandir ki bütün dünyada sulh hüküm sürer. ,, Bu sözleri bana Münirk şehri haricindeki şatosun- da ciban harbinin en mü- him siması ve dünyanın en büyük. tabiye üstadı olan “C, Ludendorf söyli- yordu. Şimdi bu adam bir sulh havarisi olmuştu. Bir zamanlar. bir orkestra idare eder gibi milyonlarca insanı aleşe ve ölüme atan bu adama Avrupada son zamanlarda arlan asabiyet her tarafta aran teslihat hakkında ne düşündüğünü ve “ 1929, senesinin mu- kâadderatı içnide bir harp ihtimali — olup olmadığını sordun, Bâna şu cevabı verdi: “ Ben artık harple tesli- hatla alâkadar o değilim. Ben sulh ile alâkadarım, bu uğurda uğraşmak, Alman milletini es gibi hür görmek istiyorum. ,, Sordum: — Ceneralım,şimdi sizin bütün harpler aleyhinde olup olmadığınızı öğren mek istiyebilir miyim? Ceneral bütün kudretile cevap verdi: — Harp aleyhindeyim. Yalnız iki sahada harbi ahlâki © bulurum; — zulüm altında kalmış olan bir milletin: hileriyetiveistiklis Yini “kazanmak © yolunda yaptığı “cihat birki sizin Amerikalıların vaktile İngi- lizlere “karşı yaptığı harp aandanı. Ordu usulüldaresinde “Napoleon,ın en kıymettar bir zelmi i olmuştur. li üremider son a şerden eyilş nediliyordü. “Foş, gibi kiymettar bir kümandanın — vefa Fransa için esim bir zZiyadır. Çekaalarakyada Prague, 21 (A.A) — Ma- reşal Fochun cenaze alayında Çekoslovakyayı erkân harbiye resi ceneral o Sitovy o temsil ni © hkalyada Roma,21 (A.A) — Gazete- ler ceneral, Fothun ziyandan dolayı Büyük tcesür beyan eylemektedir . Amsrikâda Washington , 21 (AA) — Reisicumhur namına M. Kelloğ Amerika hükümetinin teessüra- bildirmek üzre gönderdiği tel - > miüttefiklerin o balâskârı olan mareşal Fochun. vatanper- bu. kısımdandır, o Bir de hücuma uğrayan bir mille- tin mevcudiyetini muhafaza için yapacağı , savaş. Almanyanın cihan bar- bında' yaptığı savaş ahlâki bir harptı, çünkü biz her taraftan ta; edilmiştik; bizi ezmek istiyorlardı. Plân şu idi: Şarktaki Rus ordu- larile garptaki ordular Ber- ide buluşacaklardı, Biz buna karşı geldik. Amerikanın Alamanlar aleyhinde harba girmesi tamamile | gayrı ahlâki ol- muştur; çünkü Amerikanın bizim aleybimizde bulun- ması için hiçbir sebep yoktu. (Ludendorf, burada harp-zamanında. Amerika- İların Almanlar aleyhinde besledikleri aykırı fikirleri tenkit - etmiş ; ve sonra demiştir ki: Bu harbi yapan o gizli ve esrarengiz kuv- vetlerdi ki, onların yüzün- deki maskeleri atmak için ölünceye kadar uğraşaca- ım, Şuna kaniim ki sulhün en büyük düşmanı, karan- lıkta çalışan gizli siyasettir. Ne Amerikalıların bize, ne bizim Amerikalılara kar- şı bir adavetimiz yoktu. Şimdi şu Amerika - İngil- tere” gerginliği - esnasında hangi Amerikalı bir İngi- lizi öldürmek ister, hangi İngiliz, Amerikalıyı boğaz- lamağa hahişkerdir ? Bu asırda hiç bir medeni adam, bir başkasile harp etmek istemez. Cenerale şu mühim suali tevcih ettim — Amerika ile İngiltere arasında bir harp çıkma- Sına “ihtimal verir misiniz ? Ludendort dedi ki: — Mümkün mü? Böyle bir harp, birkaç yıl evvel Amerika ile Alamanya ara- sinda çıkan harptan daha muhtemel görünür Fakat, İngiliz milleti ve Londrada perde arkasında emin olabilir ki, Amerika ile bir muharebe takdirin- de, netice her ne olursa olsun, İngiltereye bir ihti- iâle mal olabilir. Vaktile biz Rusyayı ez- dikten sonra olduğu gibi, böyle bir harbin. netice- sinde (kılıç İngilterenin aleybine. .döneçektir. ,, — O halde, harbın men'i ve sulhün temini için ne gibi tedbirlere“ lüzum var- dır? — Evvelâ.bütün milletler hakiki surette'kendi ken- dilerini . idare edebilmeli ve kendi iradelerini “hâkim kilmalıdir. K Bugünkü “hükümetleri ve bugünün “demoktasisi' igialden- başka-bir şey, ve ekseriysa telin ucunu elde hep | ve sağım tutanların birer maskedir. Gizli siyaset yapılan yer- lerin üzerine çekilen. per- deleri "yırtmalı. Harp çıkar ran insanları ışığa tutmalı; ta ki ahali onları görsün ve tanısın | Neden — Briyanla Çem- beleyn — İngiliz - Fransız bahri. misakını gizli gizli yapıyorlar ? Eğer maksat iyilik ise neden gizli, ka- paklı? Zira her ikiside, halkın kendisini idare etti- Zini tevehhüm ettiği iki göya demokrat memleketin mümessilidir. Acaba bir taraftan Amerikanın, diğer taraftan Alamanyanın aley- hine matuf olan bu misakı yaparken Çemberleyn İn- giliz. milletinin. arzusuna göre mi hareket etti? Bu misakın. İngilterede uyan- dırdığı o fırtinalardan da milletin. bu işe nekadar taraftar. ve ayaâh olduğunu anlamak kabildir. Amerika matbuatının bu gizli muahedeyi; meydana vurması, gazeteciliğin cihan sulhü namına kıymetli bir hizmet © olmuştur. o Eğer Stresman, Briyan, Çem- berleyn gibi adamlar mil- etlerinin arzularını" yerine getiriyorlarsa neden “Ce- n&vre, Lugano gibi yer lerde: gizli gizli fiskosla- şırlar ? , — Peki, dedim, bu 1929 senesi içinde ne gibi bü- yük ve mühim hadiselere intizar. olunabilir ? — Her yeni seneyi güler yüzle karşılarım, zira ka nimki her yeni sene insanlara daha fazla düşün- meyi. Bu sene em fazla düşünecekleri o şey; nasıl abınak yerine konuldukları, nasıl ibtiraslara alet edik dikleri olmalıdır. Kan dükülmesine. târaf- tar değilim; fakat bir millet tek bir fert gibi“ hareket ederse: o zaman: kan dök meğe hacet kalınaz. Milletleri aldatan ve is- tismar edenler birer. buca- ğa, sinsinler, Belki bu: güç bir iştir ve ihtimal; o bir zamana mübtaçtır.. Yunanistanda Mali vaziyet sağlam fakat. Berlin, 20 (A.A) — Ati. na dan bildiriliyor MVenizes yüzünde tös- Yunanistan “mali vaz yeri hakkında » teşrihatta bir lunarak bü vaziyetin emir olduğumu; fakat rarbridâ - slahap bulunduğunu amcik bu sayede ecnebi Sors mayesi cebedilcceğini söy“ lemiştir, din vergilerin icrası zaruri Hasan Siddır Zadeye zaten kızgındır. Vallah değil, Hasan böyle dedi Sıddık zade adi geçince lerinde güzel: bir kız onun yüzündeki yara Sidlilezadenin « karma »ile çizdiği tekme yerleri, ve ni- kendim. > için fakat gür yüzü, yerleri yerler, heyet dayak “alında inoraran gibi parıldadı. Hasan heyecanla devâm etti, O bir katildir. vücut bit şimâir Yalaz İ benim. için değil hepiniz. içim de katildir. Dördüncü köylü; Kıssa kuas., Hem yürüyorlar hem konu- şuyorlardı. Koca Omer gühlada gün bulunmuş, görmüş, Resmi idareler GEEECEŞTAİ Efrat gibi tica- | rei yapabilir- İer mi? £ varati Bizi aylamızda 7 “ Fiihalikir cüret yane da bulunuan bir adam sa- tacağı malın kıymetine ser- mayesinin faizinden, otur- duğu binanın kirasından, sabit sermayesinin aşınma- sından, hükümete verdiği vergiden kendi maişeti, müessesenin idaresi için ihtiyar o edegeldiği bütün masraflardan isabet edecek hisseleri * toplayıp: ilâve-e- der. Halbuki resmi de vair bu gibi ince besap- larla o alâkadar o olmaz, olsa bile gene bu hesapla- rı kat'i şekilde çıkaramaz; çünkü resmi müessesenin hükümet hesabına" yaptığı işler efrat için yaptığı işle- rin hesaplarını karıştırır. Onun için bu dairelerde eşyanın hakiki maliyet fia- tını tayin etmek hemen hemen mümkün değildir. Nihayet resmi müessese- ler için kâr ve zarar endi- şesi yok gibidir; çünü mü- essesenin sene nihayetinde- ki açığı bütçenin diğer va- ridatından kapanır. Bu hâlin en mühim neti- cesi serbest olan ticaret ve sanayi işlerine karışan res- mi. müesseselerin efrat ta- rafından idare olunan tica- rethanclere karşı rakip va- ziyetine geçtiği zaman vu- ku bulur; çünkü o zaman hususi ticarethaneler gibi vergi vermeyen, ekseriya kira masrafı tanımayan, işs lediği paralara faiz hesap etmeyen, sebit sermayenin aşınma: payını. biç düşün- meyen resmi müesseseler hakiki Omaliyet fiatından aşaya mal satar, iŞ yapar, bunun karşısında bir takım hususi müesseseler iflâsa mahküm olur. Ticaret hayatında şüp- hesiz efrat için kâr ihtima- li de daima göz önünde tutulmak. lâzımgelen bir hakikattir; bazan zararların neticesi iktisadi hayatta ölüm demek olan iflâs felâketine de müncer olabilir; ancak bu felâket resmi müessese- lerin hesapsız, Kitapsız şe- kilde yapacakları rekabet- ten dolayı vukua gelirse buna karşı. lâkayt kalına- mazı Bu: günkü ticari » hayatta bu ihtimalâta misal teşkil "edecek bazr hadiseler var mıdır; barici tütün ticâreti- le meşgul olan; bazı zevat .buntn -meveudiyetini iddia ediyorlar; tütün inhisar idas iresi esağen' sırf ; memleket dahilindeki tütün satışı ile lerce “birr mevlevi tekkesinde hizmet etmişti. Cahildi fakat sözleri senelerin asırların biriktirdiğr damla, damla sızması. gibi bir sevdi; İnsan, çorak bir syerden İ fırlayan pınara nasl hayret | ederse bu ihüyarın mantığıda Onda ne tuhaf buluşlar; me tuhaf mükte- insanı şeşırlabilirdi. ler, ne tuhaf anlatış tara vardı. Hasanın hararetlendiğini gö- rünce, işi hikâyeye çevirdi: Vaktile bir pehlivan var İ miş., Ama cihan pehlivanı... Dermiş ki adımı kimse benim ile cesaret - edemez. hemen igdines güleşmeğe Fakat ben vücuduma öyle bir suret yap: trayım ki gören, yenilmez ci: İ ban pehlivan geliyor diye bir, (Bitmedi) i Kurtlar İ M atbaadaki üzerinde gördüm doktor tarafından yazılmış olan bü eserin adı (İncir kurdu ile mücadele ) dir. Bizim bildiğimiz fındık kurt- larile mücadele edilmez ve böyle | mücadeleye kalkışanlar çok defa | perişan olurlar . Lâkin incir kurdu ile mücadele" edebiliyormuş demek. masanın bir. kitap İzmirde “bir > EsKi kafa | mem şimalinde dü- nyanın en eski adarısın kafatası ükeletini o bul suşlar. Bu kalanın yanında bir de öküz başı varmış ve cesameti bir İngiliz başından büyükmüş, Eski kalaların öktüzlerle hem- bezm olmaları nekadar eskiden başlamış. Bakıni 4 Muldesidane bir hareket Evelki gece o Boğaziçinin Anadolu kıyısına sefer yapan sapurlardan birisi kuzguncuk > 1G, OTAYA çıkacak birinci sıf yolcular arasında bir h et görül müştür. Kuz ktan. sonras ki iskelere çıkacak olan yol cular bu haraketi merakla seyretmişler ve nihayet am- lamışlardır. Mesele şudur Daima Üsküderdan evvel” gelip biletleri zımbalıyan me mur o selörde Kuzguncuğu P karnelerinden — birer bilet koparıp hazırlıyan Kuz. guncuk yolcuları derhsl bir Matmazelin cebinde buluna ikinci mevki Karnesini sarı larında » paylaşarak iskeleye çıkmışlardır. Bu surede mezkür mahal lerin muktesir let edebilmişe mevki şmesinden, ve bu reka- beti yaparken tüccarın sela elli kuruşa mal ede- bildiği bir tütünü yirmi beş otüz kuruşa vermesiçden şikâyet ediliyor. Diğer taraftan gene Türk matbaacıları resmi bütçe ile idare olunan bazı mat baaların hususi matbaalara karşi hösapsız ve kitapsız. surette rekabet ettiğini ile- riye sürüyorlar. Fikrimizce. bu mesele çok mühimbir devlet pes rensipi meselesidir; iktisat vekâletimiz bunun üzerinde ciddi bir“ tetkik yaparak: ficari sahadaki rekabet şe raitinde herkes için serbesti vemüsavat imkânı temin li çaresini aramalıdır. Mehmet Asım