Umumi lanfısı den: va programlan 5 şube dumuml gün ve saatie planacaklardır, umuzın mene toplantısında, 18 de küt » Güzel Sanat. 18 de Halk t 18 de Köy de Spor, 16 da Sosyal 18 de DİL Tarih, Müze, 18 de Temsil, kuma ırsları v olduğu olen imiyenler içim vmetmek Yeti. sslkalık fotoyu mcaat etmen işk 28 sokağında ye» parke, tele» 730, 1464 . ksımız. 308) GELEMEZ zeler, muhte. ak takımı ve -439 nkaya tçidir a ct saat ayan am (PL) dadame But abı b havaları orkestrası, ler: na'da gezinti, olpuri. 1. ve ajans orkestrası et saat ayarı e orkestrası, Y ri ve ajansı küler i) , do minör. rar, Mithat leri, arı talebele- an ve Fikret (PL) ve konuşma ın neticeleri, kapanış, Edebi Meslekler Suu Kemal YETKİN Fiyatı 150 kuruş her kitapçıda bulunur No: 11 TURKİYE vE bugünkü resim UGÜN, her bizi haklı elle Seyir - ren şey, resmin artık kafa- pın-işinde yer almasıdır. Ne his- Miken bir inğlanma, YAZAN Refik EPİKMAN KAZARA öuştan bir istidadi ünkü nih sanat e e malişlerdl. Bü erimi atölye: an al lenin ki nn Sonucu memlekete bi yandan ai z taraf. i deği bu ik erim e ön saf a yer alırlar. Hassasiyetin şuura, m biteviye çalış» ia ak anne ae değişi. « bugün, ALAYLILIK. damgasını da sanatkârımızın üzerinden kal. Şan da “lmgre,, ekolünün ideali. ——— al getirmişti Bu Töcalizm içi yanan güzelliğinde faydalanan v Tanzimatla birlikte, garpte eşyası gibi birçok şeyler arasında oğru elinğa zaman TL gun e e bir rene ve form sokmuş bi iki de pi pe rnek gösteri- saller fena idi, Bir Miken O bilgisini memleket i ajelo'ye , Ki adayi bir di ri - Raffaello'ya ve Tiziano'ya bakan im dünyamızı hayrete dü - lmadı, munstrı bulundukları dev- et ve kemik olan Akademizm ile emipresiyonizm'in zayıf örnekleri memlekete girmişti. bele VU resmimizin yeni B « eni, imklbrmızla, bir 3, geçmişte biyik fark larla ayrılmış bulunuyor. Bu 5 ğ pi izde vini güne olgun. elifin Drk» ross, eler yin YY geç- üzerinde yürünülen bu gerçel yolda birço) dâvalar, çeşitli renkleriyle ve z ze çıkmış bulunmaktadır. p retlerimizi e zoru biebiz 1914, zaman bugünkü kadar kendini bis O yası dünyasının plâstik sanatlar settir emir. üzerinde yarattığı yankıl “Türkiye Cumhuriyetinin kuru © örnekler vermişlerdir. Hiçbir ti ir se e ümmi m kat daha esaslı gelişme imkânla- yare birleşmesinden hasıl ol- rını bulmuştu. muş ve mantık ile kale me - Resmimiz, mütareke yıllarını — ve resimlerin: büyük bir durgunluk içinde Sefi” © bir tahlilini sokan; bu yayi ri miş, Sanayii Nefise Okulunda Öğ © kübizmin “mücerretliğinden dışa retim durmuş, sanatkâr Eni ya çıkan “Andr6' Lothe” D re Hasisizmini de “D,, grupu rd ULUS GÜZEL SANATLARİ İSMAİL HABİB SEVÜK'ÜN SON KİTABI VESİLESİYLE Türk edebiyatında UNDAN birkaç yıl önce g ma'dan batıya) ki. öyl m konusunu açık olarak tesbit etme- diri Bu konu, bundan haylı za - ir Fran “Seyahat edebiyatı hakkında di şünceler” Eli vr yazdığım se; edebiyatının mahiyetini, a. e lerini tetkik etmek istiyen bir bir ek verme! ek, bir maka- le ile anlatmıya şimdi cesaret et- miyor ve bu yazıda Türk edebiya- tanın ancak bugünkü Türk vatanı- nı anlatan ala mak istiye Me IN bugü: a e şimdi İTürl kiye'yi sey: ru böyle e giz büyük mleket ve her asır ik büyük seyyahlatdası biri liya Çelebi'nin fından öbür KE e in aylar az meleğe, ülkeyi hemen karış VER bl Elele çok kere de değildi ya Çelebi'den ve seyahatlerinden ne kadar sonra, 1791 de, Amerika- Türkiye Nahit Sırrı ÖRİK giderek Niyagara şelâlesinin A MU duğunu ve vah- şim rle eek dolaşın iri ği oy dü tali AD tarihçiler ce iddia edilmemiş midir? Şahidi nispeten çok olan bu dâva bile he- nüz kati hükme varmamışken, Ev- liya Çel in sözlerindeki doğ- ray kayı ve “şairane ha- kesin olarak nasıl A Muhakkak olan şey, karışık unsurları bulunsa bi- le, | yn bütün bir âlem ol- ol anlatmış edip-seyyahın belki gös- terilemiyeceğidir. AKA'T, liç asır önce seyahat I edebiyatı nevinde böle Pir deve sahip olduktan son debiyatımızın . onun ebedi siylate çıkışiyle beraber uğra - 1 boşluk ne kadar büyüktür! enler rsin ki, muvz vakkat hiz- 2 ir e laa içerir Bönüşlerinde, takdim. ettikleri yahatnameler var. Şu kadar — esasen de ancak bu seyahatnameler, bügünkü Tür- ai DA e rluk hudut- ili girmemiş o mem - aka ear aim dan, bududu dışım mize o RKENMERKA AKDUMAN Jetlerine giden elçiler Edirne'ye çarçabuk varmışlar, sade (İran'a gidenler bugünkü topraklarımız - rakılınca, Tanzimat Osmanlı edebiyatında — seyahat nev'inin hiçbir mahsulü 3 şılaşmıyoruz. Hattâ, Tansal başladıktan sonra, garp tanın birçok nev sayı ; sine vermekten bir zamandır vaz- > 'çmiş göründükleri Akif Paşa, ozgat'ta el Hac dönüşü — kenrş e iye hiz i Av. pa'da seri yar kmde r ve mülkü islâmda söylemekle hulüsa etmiş ve Namık Kemal bir- takım şairane tasvirlerden öteye geçmemiştir. MRÜNÜN büyük bir kısmı- Avrupa'da geçiren Ab - ilhak Hâmivle aldanmı - yorsam 00 dışarı adım atmamış olan Recaizade Ek- rem de, mej e ziyaret ede - al -Mücyyed Paşaya kadar yat dışı bıraksak bile, Ede- Siyam Sa eza şi p Şeh: a e, b acaklardır. Arc bir eseri clk bunlan analar yerler, yaz vatan parçası gün müstakil birer kırallıktır. MANIMIZIN - leri di i olan Ger mu- ii in AA Cenup (Sar yayla) Mi Esaslı di ve adı da “Güzel Sanatlar ildi (1927). Bugün, Cumhuriyet devri için- de yetişen ve gelişen ressamla- RİYET devrinde Av. £ rımızın memleket dışında ve içi Dilek sele de açtıkları sergiler daha geniş çikzeilen LR > halk tab; ilgilendiren samlarımız, 1948 de Pari şt Gerçek a Il (Ggevheri'nin Kuğu 5 EE SÜHA| |. Yazan: yi in hasretini. çektiğimiz, yavan, bir haznelerinin sanat bakımından da nefis örneklerini bulup çıkarmayı kendi kendimize borcedindik. kk ğduğu, nerelerde yaşadığı pek belli olmıyan değerli See ma mi iie ir gibi - yereli kuğuya benzeterek orijinal bir şiir yaratmıştır. Bu şiirde fa7- Ja bir derinlik, insanı geniş geniş düşündüren, tâ Ri in e Halil le o kadar sâf, o kadar özentisiz bir biz basit Kl örelzünder, malzemesinden siyade rü - görina gönül veriyorsunuz. Kelimeler kulağınızı hiç rahatsız etmiyor. şair manzumed. Kuğum senin kaşın gözün karadır Görün kaadir mevlâm neler yaratır — gerdanda siyah benler sıradır k kuğuda siyah benler olur mu? Kuğub giti viran kaldı gölleri Söyler mi ol efendi! ikti e ib ea ba Ak kuğuda böyle teller olur mu? üzel şiir, gerek halk şairlerimizde bir anane olarak kullanılan FA israr dn ee ll kıta sonlarında ÇA, şe, samimiyet telkin eden sâf pl daha zordur. ir yur olan istiklâlini altında kaldığı A e ağu ilân etmiş ve sanat matik Bü iyetini kurtarı Migue SAİNT - Augustin (1) şı ” nn erarmmiimer evesi kendisinin ne halde olduğu- mu tasawwur etmekten bir nevi an m. noktasına ehemmiyetli z Human el Mi alan şu kat mektedir. Bi ii unları di- Zer canlı diri be, ve bu varlıklarla, müşterek kaderi- “g ge Eli z muno'nun eseri bu tek dramı de- rinleştirmektedir. kk4* Nefsini sürekli surette tahlil edi aynı ümitsiz susayışı gösteriyor. Herkesle ve nefsiyle cenkleşen, gn ini kesilen, tarafta ları ie Bg elk, gali e ae sız çöllerin katibi, paradoksal, İkimseyle uyu. mıyan ve uzlaşmıyan, hiçliğin, çe- pe la ölüm arasında didinen, be- Ttebee eve diri en, yenil yan. fakat ae main ola yuno'nun ıstıcabı san... İşte Unat (1) Ortaçağın büyük hıristiyan Hlozoflarrmdam, | de Unamuno 'UGÜN ölmüş bulunan ve fikir ve yetli bir denem armoni > eli Sidi Jean Cassou'dan Dd NİHAT GÖK ii un il yok- m arım Fikirlerini kendi kirleri haline getirir, Onda fikir yakal, akal 5 ban vardır. O, ka, şii Se ole vibe dyan “ürün ei “bu içten kon yma içinde Yalnız deler eca ye Bu şahsi da bir münebbihe ve bir mukave - ae e sus bir doktrini olmıyan Unamuno ül çö 7 izah edici kitap- lar yazmıştır. Don Sarki tefsiri, Velazguez'in İsa'sının tef- siri, Primo de pi m mat düre telkieL, Up Gy Gale bn leri mi tikbaldeki hayatına ait Sm m e beya An pe şair - iz kelimenin en geniş a bir geyler terennüm nat büyük bir ağhret bırakmış olan e cm. ie bir ihtisası olan Eramaz rTomancılarından Jean Cassou'nun| mu şair, romancr ve mütefekkir hakkındaki bir yazısının ter e veriyoruz. dünyasında ın ehemmi esini bu sayfada okuyı amy ol SİMAY MEYAL eder, İçi fırtınalı ve mağrur ol > çocukluk sml nının, ümitlerinin, sürgünlü - bir günün acısını lirik bir ü ir Bağa ihtiyacını zaman man duy vak lazım at onu Gi yeniay daği a e ii gene o, daha kudretle kendi ken- disidir ve bu zaferin neşesi için- dedir. BALADIĞI, dövündüğü sa- mesin içide hiç birşey ii alimin Mile 4 uns e sıkıntısı, ne dokunduğu her şe- e bir ihtişam veren o gururu, ne it mesine ve 1 gla Aşa e e ketmez. O dalma uyanıktır. Ve eğer uyursa bu la il yn içinde kendini toplar ve neşe duyması içindi he açıklıkla görümeeini bülliği tak. e Me her yandan ın Unamuno'nun ta- az e yn kendine çek - yalnızlığın ve ben sak noktasına sa mize engel olamaz. buluruz, Sosyal olan şeyden, Eş zamana tabi karı yuvamığın Bek ye Mdetlerindeh seksle, BİS yok her şey insan olacak. orada. Er Ka lam, içi Wim her anda eğ yok oluşa razı ol- mazsa belki bizi kurtarabilir, Ni- hayet o kendisini müdafas eder ken bizi müdafaa ctmektedim .. Gİ© 1266 OĞUM ve ölüm tarihleriy- le gotik Ortaçağ'a mensup pin Gi li resim sana- işin, n kökü İLE ya gelinciye kadar re - sanatı, Bizans mozayıkının bir örüyoruz, ei ei Eee Mieilk ha sakarimla bişi biye m da iki üç sanatı nefsinde foplıyan her Floransalı sanatçı gibi Giotto da hem ressam, hem .mimardır. Fakat onun büyüklüğünü asıl re- simde görüyoruz. Ressamın baş- nca eserlerini Assisi kil sanada freskolariyle, Floransa- inka iü nce pire Re e çi ta a L Ar&. a illerinin sakslezi ii eder. Bu fresko- lar bize İsa'nın, Meryem'in, ve St, a D'Assisi'nin hayatını an- latmaktadır.. Giotto, sanatını tabiatın tetki- kıne borçludur. Mazinin mezhebi yalin dermlikleri ri DE ei ei e izel Saari Eademiiiikki küçük na vu bulunmatadır. pe eraberdir a HA renkleri Mlömiştek Bl işim epimiam, Ayi ve BE ik ilk def; ir la dolu bir İnam ayakta TALYAN ressamları, realist desenin dek heykelciler - Sen Düren Aca e de Pi z a 'lı heykelciler ta. Bini ii ulmuş. Ea heykel - ler, Giotto'ya rondbos tarzındaki eN KE e meler a a Giotto, izi ik Bim dayak ikmalen kurtaran, onu bir pakaşan Temel, bir mekân içinde Dr 5 yorlar. Ve mekân içinde, mekân Me dirürler belginleşi” er eğilen Bir yeli aye yuvarlaklaşıyor. n diye ler biribirleriyle e bütün rak bir kıymet alıyorlar. En air, e Kene miki ak çeri am kr. e epi el eei ve Mila al eee Ele sy veren Giotto, her fi aj EEE E ii p e im Zeytin dağında e- — nn e il ie e Bi se; ei çehre göst e Yahudi nin. Gi Me e Lei ona sükâtiyle içi il yeleğin e ei ii lesini kazanıyorlar. Gi- eyi in ve tuna ait çizdiği sahne) didi zain HAM rik olunmaz tatlı bir intiba uyandırı- yorlar. İOTTO'nun üstünlüğü, bil - le e bir hile taşıyan, büyük ve. homiisiz yazlar nun, tesadüfe hiç vermi det lerek dalan derinliklerini, ii sade renk çizgi e Yikde elhek kabiliyetini ete BRE fel ai ii Mi ka dasız olmıyacaktır. sisi kilisesinin Sa- rd Ye ER Mr dial an antosunu ba lı e an İt ran; çois” ai e çekini Mantosun öl eden Saint mpozisyonun sele hal onun senlik Ye : tinde alya Çizgilerin hare - keti, kütlelerin ağırlığı maddi ola- rak bizi ona e Azizin ba- sa, iki & sına sıkışan üçgen şeklindeki Si açısı Üzerinde bulunmaktadır. Bir : Musik #Resim sergisinde değe Malik A lik Aksel ti 180 kur ruş ei Ya balanur. 11 temmuz 1843 TO 1337 Suut Kemal YETKİN e in kütlesini diğer tarafta hes dizeyi kabul eden fakir NE nin öne doğru eğilen Kü üye Birir le doldurarak kompozisyonu ta makla kalmıyor; bu hare e daka tas « yılan yalnızlığı sessisi bir şekilde gili Mv tin arttıcıyo: to bute Eetlkrie; giz vo iç kayayı birli ine katabilmiştir. iotto” la term kip kudretini ik üstünlü. ğünü birçok freskolarında, bilhas- s ova'daki (İsa'nıs öm ) nde ve Flor: sa'da Sa ro c e'deki calaşsin şeri: e MN Se çiz, aydın-eölee. mode; bom pozisyon reket ile gerçekler ım gelen KökgDeğerle- eh biri, belki zi iye dar vecizeler Beni Tanrıya inandıran musiki ok. muştur. fred de Musset K | Yalnız musikinin suyudur ki insanı susuzluğunu giderir. bert Samafni * Her şeyden önce musiki, Paul Verlafna X eğime e mi beni bir denir gin laverir. Charles Baudelaire A Kalbin yolu kulaktan ei Delorma * Onun sesini de sözleri kadar dinle. rim, Andrâ Fontafnos Resmin dili a DE KAM a imdea e kamaşmığ Ve za pişi, gerim ğin ğu mamıza ses çıkarı forajır kelebek a 5. Çün ıkü onun adlarının 105 i elle dokununca dağıl « rada ömürsüzün mesi uzu almıştır. Güni veril ri üstünde atan zlar, Ba hi iyük sanatçısından AM MG ges Rouauht'dur. Birincisi her şex er me im ağaçlariyle dolu ve > ağa ın rae pm HAKAAYO SARİ ÜR Köle ARMAN nın gülümseyişini azaları da görür gibi oluruz, Rozaulf; gelince onun konuları lan ee Viera emer gibi içten ei il alırlar. Bu sanat kolunun en bi ii ye Lada iy en tanınmış ressamı Paul Klee'dir. Bugün dü ix inyaca tanılan Fransu yonizmidin,