Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Seyahat notları j L h K politika İngiltere'de iç durumu İngiltere'nin siyasi tarihinde Çörçil kadar | sandalyasına kuvvetle yerleşmiş bir — politika adamı bulmak imkânsızdır ! ARP İngiltere'nin siyasi ha- yatı üzerinde nasıl bir tesir “yapmıştır? Ve bu tesir de- vamlı olacak midir? İngiltere na- sıl ve kimler tarafından idare edi- liyor? İngiltere'de iken beni yakın- dan alâkalandıran mevzulardan bi- 4 ri de bu olmuştu. Malüm olduğu | üzere, İngiltere'nin devlet sistemi t siyasi partilere dayanmaktadır, Ge- — © çen harpten evvel, İngiltere mü- navebe le Muhafazakâr ve Liberal Partileri tarafından idare edilmiş- t Bu pa.rtâlerdeu uirl seçimi ka- leketi idare ediyor, sonra seçimde 'diğer parti kazanıyor, ve iktidarı ele a- Jınca öteki parti muhalefete geçi- yordu. 1914 harbi İngiltere'nin bu mu- vazeneli gidişini bozdu. Harp çıktı- ğı zaman iktidarda bulunan Libe- raller bir iki sene sonra çekildi- ler. Ve Lloyd George harpten son- raya kadar devam eden koalisyon kıünednl kurdu. Koalisyon hükü- metine ingilizler alışık olmadıkla- k rından harp bittikten birkaç sene — sonra Lloyd George an çe- — kildi ve İngiltere tekrar eski parti geri döndü. Fakat İki Çörçil'e halef olabileceğin- den bahsedilen Hariciye Nazırı Eden siye etmiş bir politika adamı ola- rak, Ch bütün İngiliz harp azmini temsil eden başvekil Çörçil '£ Yazan: Şükrü ESMER zuu değildir. Chürehill'den sonra belirmiş po- litika şahsiyetleri arasında bir a- ralık Sir Stafförd Cripps sayılı- yordu. Hattâ Churehdll ölecek veya çalışamıyacak derecede hastalana- cak olursa, bu zatın Başvekile ha- lef olacağı söyleniyordu. Fakat İn- giltere'de bulunduğumuz zamam, Cripps'in siyasi kuvvetini kaybetti- ği anlaşılmıştı. Sonraki — hâdiseler de bu kanaati teyidetmiştir. Bu- gün Cripps harp kabinesinin âzası bile değildir. Cripps yerine Eden Churehill'e halef olarak belirmiş- tir. Bugün de Eden'in Churchill'- den sonra İngiltere'nin en kuvyvetli politika adamı olduğuna şüphe yoktur. Fakat bu meselede akla gelen bir sual şudur: acaba bu kadar karışıklıktan sonra İngiltere bir defa daha eski parti sistemine ge- ri dönecek mi? Yoksa çok partili hükümet sistemi arkada kalarak İngiltere tek partili bir sistemi mi kabul edecektir? Bu sual; sorduğu- nuz her ingiliz parti adamı, size bugünkü vaziyetin muvakkat oldu- ğunu, ingiliz halkmın çok — partili sistame alışık bulunduğunu ve nor- Churehili mişti. İngiltere'de biri —iktidarda biri de muhalefette bulunan iki | parti varken işçi partisi üçüncü bir İ parti olarak belirdi. İngiliz parlâ- — Mento sistemi üç partili vaziyeti L hazmedemediğinden, Hberal parti , yavaş yavaş zayıfladı. Ve İşçi Par- tisi İngiltere'nin ikinci partisi ola- , rak siyasi hayattâ yer aldı. İki harp a daki devirde Te tin idaresi için mücadele, muhafa- zakârlarla işçiler arasındadır. e ler birkaç defa !ktidarı ellerine al- mışlarsa da daha tecrübeli olan muhafazakârlar karşısında İngilte- re'yi idare edemiyerek cekildiler. — Nihayet 1931 senesindeki mali kriz geldiği zaman, sözde bütün parti- leri içine alan bir milli hükümet kuruldu. Hakikatte bu hükümet, “milli” etiketi altında bir muhafa- ' zakâr hükümeti idi. Gerçi hükü- — ete liberallerin büyük bir kısmı ve İşçi Partisinin de mühim. bir zümresi girmişlerdi. Fakat her iki partinin de bütün unsurlarını “mil- , M hükümet” içine atmak mümkün — ölmadı. Ottawa konferansından son- ra liberaller milli hükümetten büs- bütün çekildiklerinden bu tesek- külün müuhafazakâr vasfı büsbütün belirdi. Bir müddet sonra milli hü- kümete relslik eden İsçi Partisi Nderi Mac Donald öldü. Yerine “ müuhafazakârların Nderi — Baldwin |— ve sonra da Chamberinin gecti. Ve — Tngiliz hükümeti resmi olarak bir — parti hükümet! olmakla berabher, — hakikatte muhafnzakârların hükü- - metinden fbaretti. Şunu belirtmek yerindedir ki - Muhafazakâr Parti adının delâlet ' ettiği giN dalma muhı!nzak&r un- ktedir. İn- ımerenın en ilerci politika adam- ingilizlere mukavemet tavsiye et- tiği zaman İngiltere iki mihver devleti karşısında yalnızdı. Rusya- nın harbe gireceği ve hele Ameri- ka'nın bu mücadeleye katılacağı belli değildi. Bugün vaziyet değiş- miştir. İki şene evvel mağlübedile- miyeceklerini imngilizler, bugün, düşmanlarını mağlübede- ceklerinden hiç şüphe etmiyorlar. Bunu Churehill'e borçlu oldukla- rını söylüyorlar. Churehill hükü- metinin şu ve bu icraatı ve faali- yeti arada sırada tenkiıdedilir. Hat- tâ bazan Churehili de bu tenikitle- re hedef olur. Fakat İngiltere'nin uzun siyasi tarihinde — Başvekillik sandalyesine bu derece kuvvetle yerleşmiş bir devlet adamı bulmak belki de mümkün değildir. Kimse Churehill'in yerini başka birisinin doldurabileceğini iddila — etmiyor. Harp devam ettikce yerine başka- sının gelmesi şimdilik bahis mev- mal lar geri gelir gelmez es- ki sisteme avdet edileceğini söyler. İsçi Partisi Hderleri, harpten sonra iktidarı ellerines alacaklarından e- min görünmektedirler. Muhafaza- kâr Partisi liderleri ise kendi par- Bayram ve ağzımızın tadı ! Barış içinde bir bayram daha kut- luyoruz. Şu harp dünyasında, bir barış bayramının tadını daha ta- dıyoruz. Bu tadın bizde ne de. rin intâbalar uyandırdığını hatır- lamayı unutmamak; bu tada, ne ile kavuştuğumuzu bilmek bay- ram vazifelerimiz arasındadır. Agız tadımızın devamdı olması, hiç ması için ne daha nelere katlanmamız lâzım- dır; Bü bayramın sevinci içinde bunu bir daha hatırlamalıyız. Bu bayramı da, hür ve müstakil topraklarımız üstünde kahraman Ordumuza ve millt birliğimize güvenimizi katmerlendirerek kut. luyoruz. Bu bayramı da srcak yuvamızda, coluğumnz çocuğu - müuz arasında aclık* ve — sefillik çekmeden kutluyoruz. Sözün kı- Bası, gerçek bir bayram — daha kutluyoruz. * Bayram sabahında eğer bazı Üzün- tülerle neşeniz buğulandı ise, e- ğer “çocuğuma bir elbise alama- dım, karıma bir kundura alama- dım veya mâüsafirime şeker ik- ram edemiyeceğim!,, diye içlen- dinizse, harbin dördüncü — yılın- da olduğunuzu buna rağmen Bsi- zi üzen hâdiselerin ne kadar ba- sit ve sudan olduğunu bir daha hatırlayınız; sizi saran — bulut derhal dağılacaktır; sonsuz — sa- adetinizi kavrıyacaksınız büyük bayramtı daha iyi sezeceksiniz. Varlık içinde, yüz kilo şeker âla - cak küdrette olan, çocuklarını baştan aşağı donatacak Sservette olan dostlarımız var, Fakat ev- lerinin eşiğinden içeri bir gram şeker ve bir paket bayram hedi- yesi girmedi. Bunlar, bundan hu- 'susi bir zevk duyduklarını, bir harp bayramını, bir tasarruf haftası Dayramını ancak — böyle kutlamanın bir milli vazife oldu- övünerek söylemek şuu - nmdadırlu. Ç(hık—ı bu örnek va- tilerinin ötedenberi, icap- larma uyan ve doktrinlere saplan- mıyan unsurları içine alan ilerci bir teşekkül olduğunu ileri sürerek iktidarda kalacaklarını iddia et- mektedirler. Fakat her iki pârti şefleri de halk ile parti teskilâtla- rı arasındaki bağların ziyadesiyle gevşediğini ve harpten sonra bü teşkilâtların yeniden — kurulmaları lâzımzgeldiğini söylemekte etmişlerdir. Sonra mühim bir nokta da şu- dur: harp İngiltere'ye iktısadi ve içtimağ sahada büyük değişiklikler getirmiştir. Ve devam ettikce da- ha da getirecektir. Hangi panti ik- tidara gelirse gelsin, bu değişiklik- lerden bilyük kısmının daimi ol- duğunu kahul etmeğe mecburdur. ittifak Kolay hükümler devrinde miyiz? (Başı 1 inci sayfada) hesindeki kazançlarını tutma- sımdaki, kıta müdafaa ter- tiplerini Akdeniz kıyıları ile tamamlamasındaki ve harp mekanizmasının henüz çok ile- ri bir teşebbüs ve hareket kud- retini haf indeki h ları bazan bu parti ar çik- — mıştır. Partinin iyi bir geleneği, — dalma içine taze kan almasıdır. Fa- kat Baldwin ve hele Chamberlain zamamnlarında partinin koyu muha- hukâr unsurları iktidarda idi. O 4 n otoriter adı verilen devlet- a takibedilecek — politlka ukan anlaşmazlıklar yü- ikâr unsurları tarafından ku- Bu zamanlar zarfında P si dışardan ve Çörçil ile Eden gibi parti mensupları da içer- den idiler. Muhaf: — kâr Partinin muhafazakâr unsur- Jarı tarafından takihedilen politi- kanm nasıl iflâs ettiği herkesin — malümudur. Bununla beraber, harp — gçıktıktan sonra da muhafnzakâr- Jar Chamberlain etrafına — toplan- - dılar. İşçi Partisi de hilkümete gir- “memekle beraber, faal muhalefet- ten çekildi. Fransa'nın yıkılışı üzerinedir ki berlain AŞ l:ıu politika ada- de birlikte M Parti- iyeti hafifsetemez. An- glo-Sakson liderleri, Stali: t Daimi karf alacaklara Belediye Reisliğinden : 1) llmmmm miz Halk Dağıtma Birliklerine kayıt o- dunabilmek ve daimi ekmek kartı ala- bilmek için ; A) Diğer şehir ve kazalardan ge - lenlerden, geldikleri yerlerde Dağıt- ma Birlikleri teşkilâtı varsa bu bir- Miklerden kayşıtlarının silindiğini ve ekmek kartı alıp almadıklarını gös- terir birer (ver değiştirme belgesi), B) Geldikleri şehir ve kazalarda Da- l harp yi d yuva- sını kıybqlen bir ailenin felâke- tini, evlâdımi gözleri önünde toprağa gömen bir ananın acısı. nı veya yetim yavruların! ömür boyunca süren göz yaşını bugün- den tasarlıyabilecek; bütün — bu acıların bir tutam Şşeker veya bir hediye paketi yol uğu İ- ziyarel ve febrik masraflarını Ç. E. Kurumuna bağışlıyanlar Çocuk Esirgeme Kurumu Umumi Mer- kezinden : Aşağıda isimleri yazılı zevat bayram Zziyaretlerine ve tebriklerine tahsis ettik- leri parayı r Bayramda | Bayram ve Divanı Şeket ve Kurban bayramları, eski edebiyatı ! Seyri Sâdabadı sen bir kerre id olsun ve bu suretle kurumumuza bir fazla yok- sul yavruyu sevindirmek imkân ve fır - satını vermişlerdir. Genel —Merkezimiz bü hayirsever yurttaşlara açık teşekkürlerini arzeder, Bay Mithat Kalabalık Devlet Şürası #kincl daire relsliğinden emekli, Cevat Mahruki, Bayan Hava Başal, Hüseyin Özel, Kemal Kaya, Tevfik Nazif Arıcan, Kemal Gürol —Manisalı, —Mehmet Ali , Mehmet Kara , Hüs- nü Atmaca, Nezihe Tunca, — Hüseyin Baysal, Mürvet Tanay, Fatma Özbek, Kemal Zeki Tanyol, Leman Gönül, Nu- man Dirlik, Ruhiye Erten, Saliha Tun- ger, Recaf Kocal, Hasibe Üçer, Remziye Erduman, Hallde Küçük, Sadriye Şen - göner, Sadiye Tunca, —Haydar Tayun, Salih Sagduyu. Aka Gündüz ziyaret kabul etmiyecek Aka Gündüz, bayram ziyareti kabul etmiyecektir, masrafını — hayir işlerine verecektir. C.H.P. Vilâyet kongreleri İstanbul, 17 (Telefonla) — Vilâ- yet Parti köngresinde idare heyeti reisi Suat 'Ürgüplü şunları söyle - miştir: “— Büyüklerimizin çizdiği direk- tiflerde ve halkın isteklerinden mülhem olarak yeni yıl çalışmala. rımıza büyük bir hamle ile girmek istiyoruz. Bugün yeryüzünde çok az milletlerin mazhar olduğu eşsiz sulh saadetini bize veren Milli Şe- fin büyük mimete karşı cçok çalış - mak ve çok başarmakla mınnemıı—. Gene Nedim, bir başka şarkısında gene bayramı terennüm eder: İd eriştin bâisi şevki cedid olsun da gör Seyri Sâdabadı sen bir kerre id olsun da gör Küşe küşe mihrler mebler bedid olsun da gör Divan şairlerine fazlaca ilham veren gör günlerdi. Hele Nedım, şukılırındzn * birkaçında bay Endurunlu Vasıf da bir gazeline İçinde “kurban" keli: geçti- b dan bühsederek şöyle başlar: ğine bakıl şu şarkı, Kurban bay- Vâdi idiyyesi —büsi leb-ü — gerden ramı için yazılmışa benziyor: miymiş Sevdiğim canım yolunda hâke yeksan Lütfu âşıkma birden iki — yerden olduğum ” miymiş İddir çık naz ile seyrana kurban ol- Bir örf bayramı olan Kurban bay- duğum ramı, eskiden kalma bir bayram oldu- Ey benim aşkında bülbül gibi nalân ğu için, ben de size eskilerden bay- eli röcükklar pündüdü Böğ içiniz? İddir çık naz ile seyrana L—ırl:;'ıval- *kk ge e" ; * Netice - sonuç Cümle yarân sana uşak olduğun bil- Üa yiy G EZ meisin Yeni yeni kullanmağa başladığımız Cirml Üişelüri VO ni bi — kelimeleri yadırgıyan ve bunlara, fıt- mez misin — sat da buldukça, itiraz edenlerden Şödi. ölenm sana: wdiştaki'okdacma bük * oi bapi z mez misin — Monşer, dedi, şu güzel “netice” İddir çık naz ile seyrana kurban ol- kcluneyı dump lılı:nkm “son” “ duğum aç Ğİ v ivoa ' geeti * “sonuç” kelimesini uydurmakta ve bu- nu kullanmakta ne mâna var? Ona cevap olsun diye şair "Ahmet Dâi” nin birkaç yüz yıl önce yazdığı şu beyti okudum: Hicran sonucu vasla dönüp şâdola Dai Bu gamdan anım derdine derman ola bir gün. L b - MAL VE tasarrufu (Başı 1. inci sayfada) Tecavüze yelıeııecek yıhmu.[a.rm en az- Para tasarrufu kadar MADDE dâ lâazım tada yının saat, ufak bif aile meclisi ıoplınıp nelerde ve wdetdew le kıyaslanamıyacak *“dehşetini içten duyabilecek bir terbiyede- dirler, Barış yıllarının görenek- lerinin körükörüne esiri olanları değil, biraz da bunları taklidede- Hm. Üç günlük şeker karneleri- nin tutariyle deniz aşırı gelen 'Türk misafirlerine ancak bir çay ikram edebilmek imkânında olan tingiliz lordlarının ferağatini ör- nek tutalım.. Ağız tadiyle bir bayrama daha gir- dik, Nice bayramlara, Sabaheddin SÖNMEZ Karnesiz ekmek sattıkları için Milli Korunma mahkemesine verilenler £ ekmek do- layı Milli Korunma Mahkemesine ve - rilen fırıncı ve satıcılar : Özen fırını sahibi Hamdi Özkök, Yük- sek Ziraat Enstitüsü bakkalı Abdullah Madaplı, Altundağ — mahallesinde 1158 gıtma B yoksa, ma- müdıf&au, Elâlemeyn zaferi ve Afrika'ya asker çıkarma muvaffakıyeti ile gerek ada- lar, gerek Birleşik - Devletler efkârında doğan vakitsiz eyim- serliği âdeta tedavi etmekte- halli veya köy muhtar o yerden ayrıldıklarını ve kart —usulü varsa kart alhp almadıklarını, kart usulü yoksa kart usülü olmadığını bildirir bir (yer değiştirme belgesi) getir - meleri istenecektir. 2) Hal ve vaziyetiyle yaptığı isi, şeh- rimizde dalmi kalacağı kanaatini ver . dalmi ekmek kartı dirler. S İ tahminleri için, kâhinlik ufku, ancak 1943 sonbaharıma doğru dıhı ryı aydınlanabilecek gibi görünü- yor. İkinci dünya harbinin neticesi, alman g: a- ynın kafasında, hiç şüphe- siz artık 1940 yazmdaki “kazanılmış zafer” değildir. Fakat Almanya'yı yendirme- mek ve onu sağlam müdafaa sahaları içinde zaptedilmez bir kale haline sokmak irade- si, 1943 yılı' için en şiddetli harebe plânları ve onu tat- muhafazakâr unsurları iktida- bırakmışlar ve hükümet Chur- ehill tarafından kurulmuştur. Chur- l etrafına parti içindeki muhte- zümreleri ve parti dışındaki ka- tleri topladığı gibi, İşçi Par- de hükümet içine aldı. Bu le göre İngiltere bugün bütün le milli denecek bir hükü- met tarafı idare -Fakat parti teşkilâtının üstünde — Churoehill'in kuvvetli şahsiyeti be- ektedir. Esasen parti teşkilât- kararsız hareketleri vt bo- calamaları halkı bunlardan uzak- armıştır. Halkın partilerle en çın temasları seçim zamanların- d zamandanberi — seçim Partilerin hepsi de temaslarında — bir vazı—yeu al- ugün parti teşkilâtları tara- değil, partilere karşı bağ- çok gevşek olan kuvvetli yetler tarafından idare edil- “. Churohil! şüphesiz bun- bumdı gelir. İngiliz Başve- n kuvvetini her gittiğimiz Partinin muhafazakâr zümr tarafından takibedilen politi- di tehlikelere isaret etmiş, si- bik edecek vasıtalar hazırla- maktadır. Falih Ritkı ATAY Kurban derileri Türk Hava Kurumu farafından foplanacak Her yıl olduğu gihi bu yıl da kurban verilmiyecektir. Bu itibarla, — 1-1-1548 gününden itibaren Halk Dağıtma Bir - likleri her şahıstan veya aile reisinden evlerinin tapularını veya kiracı iseler kira kontratlarını' veyahut da calıştık- lari iş yerlerinden dalmi iş gördüklerini gösterir muteber bir vesikayı istiyecek - lerdir. Bu sebeple (Yer değiştirme belgesi) getirmiyenlere, ve gehrimizde dalm! ka- Jacağını ispat için icabında — tapusunu, kdra mukavelesini veyahüt da iş yeri ve- sikasını Hbraz etmiyenlere sureti katiye- de dalmi ekmek kartı verilmiyeceğin - den, işbu vesikaların simdiden temin e- dilmesi lüzumüu ehemmiyetle sayın halk- tan rlca olunur. &TTT üçük baş hayvan derileri ihraç olunabiliyor Sön günlerde, kücük baş hayvan de- rilerinin bazı ye te oldüğü —görülmektedir. —Yaptığımız tahkikata göre bu haberin asılsız oldu * derileri evlere uğT Ha- va Kurumu teşkilâtı tarafından mak - buzla toplanacaktır. Toplama işinin düz- Bünlüğünü ve çabuk bitirilmesini sağ - lamak için kurumun Ankara — merkez şubesi tarafından gerekli tertipler alın- mıştır. Gelizi hayirlı Üc kurum arasında taksim edilen kurban derilerinin halkı. mız tarafından memnunlukla Hava Ku- rumuna verileceğine şüphe yoktur. Kurümün — Ankara şubesi her türlü bağısları kabul etmek ve herhangi bir |toplattırmak Üzere bayram günleri de lıabı.htan ıiınmı_ kadar açık bulundu - Mit GUO PEŞEDEMERP AĞ NTL LĞ 942 yılının dokuz ayı içinde Türk Hava Kurumunun 4 milyonu aşan bir gelir elde edebilmesi, milli gayretin son aylar içinde arttığını göstermektedir. Bu çalış - malara ara vermemek için önümüzdeki Kurban Bay - tamından bütün vatandaş - lar faydalanmalıdırlar. da ekmek bayil Hüseyin Çalış, Yenişehir'de Kâzım Özalp — caddesinde ekmek bayli Ali Güneş, Yenidoğan Rüs- temağa sokak No. 726 da ekmek bâyii Mehmet Akar, Atıfbey mahallesi 95 No. da ekmek bayli Güllü Çağlar. Şefe her vechile lâyık olacağız. Ge- çen umumi savasın acı — günleriyle bugüt dünyayı daha korkuncu - ge- kilde sarsıp kavuran badireyi kendi mesuüt çerçevemizden müukayese e- dersek teneffüs ettiğimiz nefesin ayrı bir saadet olduğunu hanrlama. . mak müml değildir. Çal mızda da matbuntımazın da —büyük yardımlarından istifadeye calışaca. #z. Daha yeni hamleler yapabhilmek için datma İ doğruyu arıyarak, görerek — yaptığı yardım çok kuvvetli olacaktır.,, ğ a öatn v ği zti Bin harel sarruf edebil. Sti ayatı,'bu millette geçirdi sâa- pa bu düşi ve plânl: ile elde edeceği- | detler silsilesiyle dolu olan Milli kudrul.ıdıl'. F'kmf Di miz neticeler, bizleri hayrete düşürecek harp orduları mâ- ni olamaz; bunu önliyecek, disiplini, fe- dakürliğı ve basireti ile yekpâre bir ik- tısat ordusu haline gelmiş, bütün mil- lettir. Vatandaşlarım, Ulusal Ekonomi ve Artınma Kurumu- nun güzel bir gelenek olarak her sene tertibettiği, ve bu akşam hımı fırsat et diği k esasen tün millet için koyduğu bir iktisadi ter- biye puuuibi olan tasarruf fikri üzerin- de duracağım. Hepimiz biliriz ki, normal zamanlar- da istihlâk, istihsali tahrik eder; istihlâ- kuvvetlerinin göklere taşın- dığı bir dünya içinde çalış- malarımızı yetmez görmek hamlelerimizi imkânın üs- tüne çıkaracak kadar ço - ğaltmak zorundayız. Kur - banımızı Hava Kurumuna vererek göklerimizin korun- masına yardım edelim. Ne yapacaksak Artık yapmalıyız ! ne zaman göreceğimizi ve baharı buluncıya kadar neler çekeceğimizi bilmiyoruz. Bu mevsim, düşkünler ve yoksullar içih sefalet ve bin bir sıkıntı getirir. Aç ve kimsesizlerin ölümleri, büyük ni.ibuıte bu mevsınw mım * Kışın v bil. mek için kuvvetli olmü gerek.. ERT bir kışa girdik. Güneşi bir S n için çok katı yürek ister. Fert olarak onlara acimak yetmez; cemiyet ada- mı, vatandaş ve “insan” olarak, el u- zatmamız lâzımdır. ve bunun zamanı neredeyse geçmek üzeredir. Sert ve insafsız kiş, soğukta ken- disine kurban aramıya çıkmıştır. Fa- kı fukınyı. bu ıman hılmızuı pen omuz- lırımııı düşen ağırlığını şimdi, her zamankinden çok duyuyoruz. Ne yapacaksak artık yapmamız lâ- zamdır. Kömür mü vereceğiz, odun mu, aş mi dağıtacağız, bulgur mu? Bir gün gelir ki, yardım kararları ve- rilmiş ve bitmiş bulunabilir: — fakat iş İşten geçmiş olur. O güne kadar beklemiyelim. Birkaç gün önce, vilâyet Parti kon- gresinde hassasiyetle üzerinde durulan mevzularndan biri de bu yardım işi yoldu. Bir doktor arkadaşımız, sonkâ- nunu beklediğimiz şu günlerde hâlâ fakirlere kömür dağıtılmasına başlan- mamış olduğundan acı acı şikâyet et- ti ve sözlerini şu dilekle bitirdi: — Bu işin gecikmiye tahammülü yoktur. Ötedenbeni birleşmelerini te- menni ettiğimiz yaı':hm cemiyetleri hiç olınızsı. yıhız bu işte, bu fakirlere rinin ayrı ayrı çalıştıklarını görüyo- ruz, ayrı ayrı yardım da görüyorlar, fakat verimleri dağınık ve çok kere az faydalı oluyor. Gaye bir — olduktan sonra hasılayı en venimli kıilacak şe- kil, bunların birleşmeleridir. Bu birleşmeyi yeni seçilecek Parti idare heyetinin bir an önce temin et- mesi de o gün ileri sürülen dilekler arasındaydı. İstanbul, güzel bir örnek — verndi: bin altı yüz yoksul, her gııı mılı ye- meğe & , her türlü takdirin usmndeıhf Ankara nerelerde? Fakir ve ynlısulu- müz mu yok, yoksa Ankı *kk A € Aş- ar Akl. din Cumhuriyet Halk Partisi Vilâyet di n - | ten bütün dir, (aa.) GRGROPLEEİGŞERA | maz; bilikis, böyle Bütün koruma ve yenme istihsali teşvik eder ve ar- tırırız. Fakat; harp halinde istihsal, za- vJııı.lırı müracaat edilerek azamiye doğru götürülür. İstihsali artır- mak için, istihlâkin uılınkıne luııını kıl— kadar mühim olacaktır. Madde tasarrufu: pazndra bi banaiain aat Harp zamanında tasarrufun diğer bir vasfı da, para tasartufundan ziyade, mad- | de ve mal tasarrufu olmalıdır. Bu sahada ise başta, istihlâk maddelerinde tasarruf | gelir. Milli Şefimizin kiyasetli görüşü ile harp felâketinin dışında kaldık, fakat; iktısadi bakımdan harpte — olduğumuzu, * unutmamalıyız. Bunu daima gözöününde tutarak hepimiz, her fert, her aile, milli servet ve varlığı koruyacak şekilde is- tihlâkte bulunmalıyız. Yiyecek, giyecek, )Mık qyısı kuuıınrken, mılleıe ıifv bunlnrı oyı kullmmnldı ıııılll ıervme tür büyük iyetle d lüzamgelen mesele, istihsalin en büyük kısmını Milli Müdalfaaya hasredebilmek için istihlâki kısmak, tasarruf etmektir. Milli servetin en verimli yerlerde kul- lamılmasını istildaf eden, ve esasen nor- mal zamanlarda bile bir lüzum olan ta- sarruf, harp içinde bir zarurettir. Fil- Buylı.-ce milli bir gayeye hizmet etmiş ol m&. bizlere maddi istihlâkten daha de- rin, daha yüksek bir zevk verecektir. Diğer bazı tasarruf sahaları daha vars dir ki, istihlâk kadar muhımdır Bun lardan biri, herkesi en iyi işte çalıştırmak suüretiyle elde edıleıüı millt emek tasarrufudur. Herkesin ihtisası en iyi yapabileceği bir iş nı!dltı ve her daş, en iyi bileceği işte çaş :â':â’ z_;_A hakika, içinde bulunduğumuz dünya şart- lart gözönünd. h bu ü el çok d hiçbir zaman bugünkü kadar eh iyetli ve hayati olmadığı görükür. 'Tasarruf, hiç sarfetmemek değil, müm- kün olduğu kadar az sarfetmek, düşüne- rek ve bilerek sarfetmek, yerinde ve yo- handa harcamaktır. Hakiki tasarruf, fer- din ve cemiyetin, bütün kaynaklarını en verimli bir tarzda ve bir program — ve plâna göre kullanması ve işletmesidir. Tasarruf terbiyesi: Tısırruf hıddı ııundı bir itiyat me- ikesin tasarruf almak kabildir. Bu mühim sahada tasarruf, am cak iyi bir iş bölümü ve iş organizasyor nu ile temin edilebilir. Bundın hukı, lüıummz yere seyahat i boş yeret geı,vımııverek faydah ışlere hı.ııvımd( sür retiyle de vakitte tasarrüf temin edebilir tiz. Kâğıt parçaları, sipara kutuları gibi şimdi attığımız birçok şeyleri toplamak ve hammadde olarak fabrikalara vermek" le de, mühim tasarrullar temini kabildit: İşte bütün bu muhtelif sahalarda hepi” mizin ıxıuhım mıku.rdı tasarrufa hizmet ığ. knıdesmc riayet etmesi için, her şeyden evvel bunü öğrenmiş ve tatbik etmeğe ıfıwış olmasi gerektir. Bu da, bir umu- mi terbiye işidir. Umumi terbiyenin en mühim yeri - lan ailenin, tasarruf — itiyadının yerleş- mesinde ve tatbikında rolü çok büyük- tür. Ana, baba, çocuğunda tasarruf fik- rinin yeretmesine dikkat etmeli, bunu yalnız sözle değil, kendi hareketleriyle; kendileri tasarruf ederek eyi örnek ol- mak suüretiyle, çocuğa telkin lidi dir; ve bize. düşen bu vazifeyi yıpmıldı.. milli gayer ye bizmet etmiş olmanın deruni hazzılli duymuş oluruz. İsrat: Tasarrufun aksi, israftır. Türk ananesi |h israfı daima fena görmüş, kötülemiştit: Nonmal zamanlarda bile fena görületi israf, bugün en hakiki münasiyle milli bır hiyanettir. Elimize geçen parayı, iş haraf Şüphe yoktur. ki, çocuğunun tasarruflu hareket etmesini istiyen anne, kendisi is- raf etmez. Tasarruf terbiyesini, yalnız aile haya- tımızda vermekle kalmamalıyız. Mektep- li, sıhhat ve £ adı.-ctk kötür itiyatların, bışımıu beı meydan şeylere alışmak kolaydır, fakat oıılı:d' vazgeçmek güçtür. Keyifleri uğruna is* raf edenler, milli serveti fena kııllm*' i Bi lerimizde ve içtimai bü her kis- | Ja kal k dığer daşl: Peki, | mında buna itina etmeli; ftan | yını çalmak gibilerin isıJ a. sevk ılmnk ve onunla ıfubu etmek his- eder:k ı!dıklırı ıı'vk ise, böylece paytitt sini, k ve yer- kaybetriğindef mimiyeti birkaç yüz aça bir sıcak çor ba temin edemiyecek kadar kısır m- dır? Bize kalırsa ne o, ne bu... Henüz dâvanın “prensip” tarafı — tamamiyle halledilememiştir. Fakat, kış — olanca şiddetiyle gerçekten bastırdı. Bekleme zalmaktadır. Evet, ne yapacaksak yapalım, ne ve- rebileceksek verelim. En iyi niyetlerle dolu olduklarından şüphe etmediği- miz hayır cemiyetleri başta, ve hami- yetli Ankaralılar arkalarında oldukça, bu dâvanın halli hiç de güç olmiya- caktır. Bayram, ne güzel bir fırsattı. Eğer, suç, galibt ne şu veya bu cemiyette, ne de ferttedir; belki, birinin yardı- mini, ötekine en faydalı şekilde ve en kısa yoldan ulaştıramamaktadır. Buna siz diler teşkilftsizlik deyiniz, dilerse- niz fazla teşkilâtlılık... Hepsi bir ka- ptya çıkar! Kemal Z. GENCOSMAN leştirmeliyiz. çok daha azdır. Bmıısn müstahsilin, s'fı'_ Bu alanda, bilhassa mü 1 T düşen vazife büyüktür. — Bunlar, içinde bulundukları muhite örnek olmalı, ken- dileni bizzat azami tasarrufa riayet ede- vek fabdekileti teşvik tidi ler. Milli tasarrut: Harp içinde tasarrulun en bariz vasfı, ferdi olduğu kadar milli ve plânlı olma- sıdır. Böyle zamanlarda fertler her sa- hada tasarruf ederken, büyük milli işin bir parçasına hizmet ettiklerini hatıtda tutmalıdırlar. Tasarrufu millt bir lüzum olarak idrak etmenin ve bu milli vazi- feyi yapmanın zevk ve şerefi, bu yolda feragat ve fedakârlığın derin saadeti var- dır. Bunu yaşamamız ve yaşatmamız lâ- zamdır. Büyük mikyasta tasarruflar kadar çok kimsenin küçük tasarrufları da toplana toplana mühim yekünlar tutar ve millet bakımından ehemmiyet arzeder. Bunu temin etmek için de, tasarrufu gerek mil- let olarak, gerek şahıs ol plânlaştır- maliyız. Her feri, her aile, hepimiz, haf- “taklit hissinin çinin israf iyi gati! dığı bu isenelerde, eline geçen iyi kullanması, ödenmemiş borç bırakmi” ması, yarın gelebilecek buhranlı seneleft ıhuyıı para ayırması, lâzımdır. Sıkıntili | zamanlara ferah vaziyette çıkmak, het ğıllt;— bir hareket, hem de bir v 4 İsraf, düşünülerek yapılmaz. —Ancak' uı:ruo “durup tahlil ederek, bir harek€ tin israf olup olmadığını keşfedebiliri” Farkına vatmadan, istemeden yıplıpM israfları meydana çıkarmak için di mek ve bunlara mâni olmak, hı:ıvıııı'M'm vazilesidir. Türk kadınına düşen vazifeler: Böylece hareketlerimizti tahli! ederkti gösteriş merakının, lüksün ve modl“’. bilhassa kadınlarda, israfın başında diğini görürüz. Moda, insanlarda me* istismarından başkâ 4& üncü sayfadan, At ,