Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
U LU S ) 8/11/1942 ! —_'Slaliıı'in nuikunun - dammehni (Başi üçüncü sayfada) — rak telâkki edilen fransız kıtalarını bir — darbede ezen alman kıtaları, eğer bir li- B ı.ıkeıi kırııku)ııuyı yalnız hmm mem- dıl, rsa - ve k e de kalmayır bel sdtında, zaptedilen mevul:nlm 400 kilo- metreden fazla gerilemiye mecbur edildi- ;la ve ricat yolu üzerinde muazzam mik- L top, kamyon ve cephane terkeyle- "” dılıne. buna sırf bir tesadüf denemez. — Bu olay, yalnız harbin kış şarıları ile ıah edilemez. 4 Sovyet - alman cephesinde askeri ha- — gekütin ikinci devresinin tek vaslını, teşeb büsün almanların eline geçmesiyle, cep- bemizin cenup - batı istikametinde ya - rılması ile ve Voronej, Stalingrat, No - vorosAk, Piatigorsk ve Mozdok bölge - kerine giren alman kıtalarının ılerlemesi ile almanların lehine bir değişme teşkil qleıuişıiı Avrupa'da ikinci bir cephenin yoklu- istifade eden almanlar ve müt uhkkn. elde mevcut bütün ihtiyatları - ni €rphnc sokmuşlır ve bunları bir tek g ik inde ile- & n atarak burıdı büyük bir kuvvet üs - — tünlüğü )arıtmıilu ve nıuhım bır tabi- N menini kendisine çektiğini düşüne- lim. O zaman cephemizdeki alman kıtalarının durumu ne olurdu? Du - rumlarının acınacak bir halde ola - cağını tahmin etmek güç değildir. Bundan da fazla, bu hal, alman fa- şist kıtaları için felâketin başlangı- cı olacaktı. Çüfkü bu takdirde Kızıl- ordu bügün bulunduğu yerde değil fakat Pokof, Minsk, Jitomir ve Ode- sa civarında bir mahalde olacaktı. Bu, alman faşist ordusu daha bu yıl yazında yıkılmasının arifesinde bu- lunacaktı, demektir. Eğer bu böyle olmamış ise, bunun sebebi Avrupa- da bir ikinci cephenin mevcut bulun- mamasının almanları kurtarmış ol - masıdır. Avrupa'da ikinci cephe meselesini tarihi cepheden tetkik edelim: (Nutkun devamı var) NUTKUN YANKILARI ' . . Berlin kati azmini STT değiştirmiyor Berlin, 7 a.a. — Salâhiyetli alman mahfillerinde alman askeri ve siyasi şeflerinin, Stalin'in nutkundan sonra dahi, şövyet sistemini beşeriyetin Si- yasi ve kültürel tarihinden silmek daki kati azimlerini hiç bir ye ffakıyeti elde Şi « Görü- — Küyor ki artık, almanlar, geçen )ılııı ya- ozında alman taarruzunun — ilk aylarında olduğu gibi aynı zamanda her üç istika- 4 cenup, şimal ve merkez istikamet- leri taarruza geçecek derecede kuv - — wetli değildirler. Fakat hâlâ herhangi bir — istikamette ciddi bir taarruz tanzim ede- cek kadar kuvvetlidirler. “Almanların yaz y taarruzunda gayeleri : ne idi?,, Faşist alman sevkulceyşçilerinin, cep- — hemizde yaz taarruzlarını yapmak sure - — tiyle takihettikleri esas gaye ne idi? Alman basını de dahil olmak - üzere yabancı basının tefsirlerine bakılırsa, bu taarruzun esas hedefinin Grozni ve Ba - (kü petrol bölgelerinin işgali teşkil etti- — ği düşünülebilir. Fakat hâdiseler, bu fa- / raziyeyi kati surette yalanlamaktadır. Hâ- diseler gösteriyor ki almanların — petrol bölgeleri tarafına ilerlemesi, esas hedefi deld fakat talt hedefi teşkil ediyordu. takdirde alman taarruzunun esas he- Si İ acaba ne idi? Esas hedef Moskova- — yi doğudan çevirmek, Volga ve Örel'den — arkalarını kesmek ve sonra, Mosköva - oo ya hııa.un eımclm. Almanların cenopıı suüretle değiştirmedikleri — bildirilmek - tedir. Bundan sonra da Avrupu mil. lelleı'lmn harp parolaları ( zafer ) k i ibaret ır. Mr. Wilkie, Mr. Ruzvelt'i methetti Nevyork, 7 aa. — M. Wendell Wil- kie, söylediği bir nutukta, M. Ruzvelt'i, amerikalılar bakımından Atlantik misa- kının bütün dünya milletlerine tatbik e- dilebileceğini açıkça söylediğinden dola- yı methetmiş ve M. Çörçil'in bu hususta başka bir ifade kullandığını söylemiştir. İstihlâk kooperalifleri (€ Başı 1 inci sayfada ) kurulabilen birkaç kooperatif vakit va- kit zor günler geçirmiş ve nihayet reji - min knmyumlıımı içinde bugüne sihhat- le (k’ ru ilerl “ikinci derecede bir hedef olmakla bera - ber yalnız petrol arazisini işgal — etmek maksadını değil, fakat aynı zamanda bi- O zim başlıca ıhdyıılırımnıı cenuba cık- mek ve bü süretle Mi İçinde bulunduğumuz harp şartları, istihlâk — kooperatiflerinin — kurulmasını ıırun kıldığı kadar onların muvaffak ol- a sağlıyacak üi heldedir. Bu daha çok, sabit ge - zayıf düşürerek Moskova'ya karşı mlınndı kolay bir zafer kazanmak ga- ,ıâ'ıî takibediyordu. A!mııılınn bışlıcı hedeflerinin ce - vvi $ ifl Hitlilerin başında olan memurlar kura - biliyorlar. Böylece istihlâk koopetınfı bulunan yerde ortak memur için geçim nisbeten kolay oluyor. Devletin memur- hrını yıpuığı eşya yardımı bir ailenin yanında her zaman mah- Sındı bilhassa - — mensup bir subay ıskerlznmn ıırı.fındın esir edildiği vakit ü l k istihlük & ifleri kut- malaı-ı bir zaruret hıhııdedır İsıilvlü yürüyüşlerine dair tanzim edilen plân hîıluıımuş ve bu plânda Hitler 10 İ / he bsk sağlıyan şartlara gelince Devletin eşya dıgımmndı bu teşekkülleri tercih etmek- te lamak kâfidi ve 25 temmuzda Stalingrat, 10 eylülde m ve 25 eylülde Bakü'de bulunma- İstihlâk kooperatifleri bütün ortak: lardan samimi bir alâka ve gayret, bil - hassa baştakilerden çok büyük bir dik- îu vesika almanların yaz taar - uzları esnasında takibettikleri baş - fğîı ca hedefin Moskova'yı rloğıı tıırı.f. tan çevirmek ve kat ister. Yalnız Devletin geçici yardım- larını beklemiyerek uyanık ve - feragatli bir ruhla ekonomi icaplarına uygun bir çalışma şarttır. Ana vazifeye ayrılan sa- riyle ihtiyatlarımızı mümkün oldu- h Kadar bu $ehirden uzağa çekerek |—hükümet merkezimizin müdafaasını zayıflattıktan sonra orayı hücı::ı;'a ntler dışındaki serbest lar bu top- lu işe hasredilerek elbirliğiyle iyi karar- lar alma ve muvaffak olma çareleri aran- nıılıdır ldıre amırlerı. istihlâk koopera- da olduğu kıdıt lş— ibaret Teti (ü m yaz taarruzlarının hedefi Moskovayı mu- — hasara ettikten sonra muharebeyi bu İenı zarfında bitirmek gayesini taki. iştir denilebilir. *“Almanlar doğu harbini u yıl bitirmek istiyorlardı,, — Geçen senenin sonteşrininde, — al- b nlar cepheden bir hücumla Mos- ova'yı almayı, Kızılordu'yu teslime bırakmayı “ve bu- süretle lâm olduğu üzere almanların bu he- sapları doğru çıkmamıştır. “Geçen yil Moskova'ya karşı cep- şi de Türk ki feragatli ve dürüst çalışma hasletin- den istifade edeceklerdir. İstihlâk kooperatiflerinin sayılarının artışı bu teşekküllerin bugüne ait vazife- Dün Harp Akademisinde yapılan bir törenle (Ba: I. inci sayfada)) Prensipler, kııdeler kitaplar fikir terbiyesi içindirler; muharebe mey - danına getirilmezler. Kurmay subay- lar bilgilerini dimağlarında — taşıya - caklar; fakat her yerde ve her za- manda lâzım olan kararı kendilikle- rinden vereceklerdir. Harp Akademişinin gayesi fikir terbiyesi vermek kadar kuvvGtli ka- rakter yetiştirmektir. Kurmay subayının ödev alanı kuv- vetli karakter ister. En güzel fikri ilera etmek için ira- de ve enerji lâzımdır. İrade ve ener- jinin kaynağı da karakterdir. Gerek harpte gerek sulhta esas olan, yap- maktır. Karakter yapmakta gözükür. Askerlikte karakterin kuvvetlendiril- mesi zekânın gelişmesinden daha ö- hemlidir. Harp Akademisinde fikrin terbi - yesine ve karakterin kuvvetlendiril- mesine müsavi ehemmiyet verilmiş - tir. Akademinin kudretli ve mümtaz Ööğretmenleri fikrinizin — terbiyesine olduğu kadar irade Ve karakterini- zin gelişmesine çalıştılar ve kendi kuvvetli karakterleriyle size örnek oldular. Kurmay subay; esaslı tenbiye gör- müş fikir vasıflariyle kuvvetli karak- terin ve yapıcılık meziyetlerinin ter- kibidir. Kurmay subayında enerji ve fikir eşit, beraber, muvazeneli ve ahenkli olmalıdır. Kurmay subay; iyi düşünen, — iyi hesap eden, ilhama, heyecana, sabit fikirlere, duyguya tabi —olmıyarak, durumun bütün icaplarını ve ihti- malleri tartarak mantığın — yolunu son merhalesine kadar takibeden; en zor durumda ve en tehlikeli — za- manda açık gören ve doğru muhake- me eden nüfuzlu görüştür. Kurmay subay; buhranlı zaman- larda muhakemesi, fırtınalı - denizde gemi pusulasının ibresi gibi hiç şaş- maksizın doğru yolu gösteren, dal- galı deniz ortasında bir kaya gibi metin olan, en şiddetli heyecanlarda bile sükünet ve muvazenesini muha- faza eden tunç alındır. Kurmay subay; bütün harekâtının miyar ve nâzımı önce basiret sonra cüret olan, hesabın ve mantığın dik- vetli sinire malik olan sağlam ka- rakterdir. sözü. Veygand'ım nerede? suali idi. İşte kurmay subayının mükâfatı ko- mutanının bu candan sevgisi ve gü- venidir. Komutan ile kurmay subayının aynı fikir terbiyesi almış olmaları ve müştörek hayat yaşamaları, hare- kâtın ve durumun muhtemel geliş - mesi hakkında sık sık fikir teati et- meleri ve bilhassa düşünüş birliği neticesi olarak komutanla kurmay subay durumu aynı tarzda muhake- me ederler ve durum hakkında çok defa birbirine benziyen karar ve fi- kirlere varırlar. Bundan dolayı ko - mutan, yardımcısının tekliflerini çok defa aynen kabul eder. Takrir ve teklifleri komutan tarafından aynen kabul edilen kurmay subay, bundan asla mağrur olmamalı, tevazula çe- kilmelidir. -Ona mukabil #komutan, kurmayının tekliflerini kabul etmez ve başka bir karar verirse, kurmay subayın gücüne gitmemelidir. - Yani ne gurur yakışır ne de iğbirar. Kurmay subayı için en çetin im- tihan, doğruluğuna kendisinin kani lmadığı bir kararı icra etmek du- rumunda olmaktır. Böyle bir durum- da komutanın fikrini tamamen be - nimsemek, onu başarıya ulaştırmak için hulüs ile çalışmak iffet borcu- dur. Kurmayın hesaplarında takribilik ve umumilik kabul edilmez. Takribi veyumumi hesaplar yanlış fikir ve- rirler. aomutan kurmayın bütün mesal- Sini, Hesapığı'lli KO0T edEMez. U, gKuUmNaylun imestisimi düzenlmek ve ıkmai etmek mMmüyacında — olmamalı ve karar vermek için öümiye müun- taç olduğu ve Kürmaylı kendisine arzelliği unsurlara ve — nesupiara inanmasıdır. bu hesaplarda ne yan- lUşük, ne eksiklik, ne Laralgirane bir temayül olmamandır. Mareşal Molt- ke “sevkuülceyşin lük şaru, kurmay hesaplarının ve mesalsinin mutlak sürette itimada değer olmasıdır” de- miştir. Bu mutlak kelimesine dikka- tmnuzi celbederim, Yalnız büyük işlerde değil, en kü- çük işlerde dahi hesap yürütmeli, en KüçÜk tedbir bile düşünce mahsulü olmalı, keyfi olmamalıdır. Hikmetin başı hesaptır. Modern harplerde çabuk — düşün- mek canuk emir vermek, çabuk iş Kurmay subay; ateşli bir ruh taşıyan, hattâ asil bir ihtiras besliyen, fakat bunları mükemmel bir nefis hâkimiyeti altında saklama- sını, ruhundaki derin vekarı mahvi- yet ile örtmesini bilen adamdır. Kurmay subayı genç yaşında bü- yük vazifelerde kullanılacaktır. Ya - şın hiç ehemmiyeti ormıyan meslek, kurmaydır. Komutanla kurmay su- bay arasında yaş farkı çok olsa da kurmay subayının salâhiyet ve me- suliyetinden bir şey eksilmez. Genç bir kurmay subayı zekâsının ve ka- rakterinin kuvvetiyle rütbesinin — ve yaşının on derece üstündeki bir mev- kide olağanüstü müessir olabilir. Mil- lt Şefimiz Yemen'de Ordu Kurmay Başkanı iken 27 yaşında; Büyük- harpte Karargâhiumumi — Harekât SŞubesi Müdürü iken 32 yaşında idi- ler. Kurmay subayinın vazifesi sevku- idarenin yani güdemin yalnız teknik kısmı değildir. Onun vazifesi karar- ları emir haline gelirmekten ve ko- Bu çabukluk ancak kurmay cihazının çok iyi işlemesi ile temin olunabilir. Iyi bir kurmay subayı acele za - manlarında, tehlike ve hattâ felâket anlarında bile pürüzsüz, aynı ıttırat- la çalışır. Sıcakta, soğukta, gece, gündüz, aç ve uykusuz, tehacüm eden olayların tazyıkı, mübalâgalı ve bir- birine zıt raporların tesiri altında dahi sükünetle, iyi ve çabuk iş çıkar- mıya mecburdur. Arkadaşlar; Modermn harbin güdeminde insan ile makine yahut asker ile silâh asla eşit iki faktör değildir. , Makine ve silâh; insan ve askere nazaran ikinci derecededir. Kati neticenin yükü in- sanın omuzundadır. | İnsanı kelimenin en geniş mâna- sında anlamalıyız: İnsandan — murat kıtadır; sevkuldare makamıdır; kür- maydır ve komutandır. 1939, 1940, 1941, 1942 harplerinde dahi insan ön safa geçmiştir. Zafe- Jin ve in esas şartları ve mutanın İcra vasıtası olmaktan da ibaret değildir. Kurmay subayı, ko- mutamn her hüsusta yani; durumun inde, karar ittih ve icraatta yardımcısıcdır. Bir kürmay subayının değeri ko - mutanına yapacağı tekliflerle — ölçü- lür. Kurmay subayı istizan — etmez; yalnız arz ve takrir etmez. Müspet, kati fikir ve teklif arzeder. O, kendi- sinden sorulsa da, sorulmasa da her mühim hususta kendi kanaat ve mü- dan veya ya- leriyle devamlı işleme y kavra: nılmış olduğunu gösterir. Devlet Demir- yolları gibi en geniş bir kadro içinde de bir istihlâk kooperatifi kurulması teşeh- büsü bu kanaati teyideder. İstihlâk koo- peratiflerinin muvaffakıyetlerini müjde- Tiyen bu halleri kaydederken yarınki sulh dünyasının sağlam Türkiyesine bövle fay- dalı müesseselerle erişeceğimizi düşüne- biliriz.-Belki bugünkü sıkıntılarım kazanç- larında» biri de bu milesseseler olacak- tır. Şimdiden bunları “iaşe işlerini tan- büyük 'a , bu sene bir çevirme hareketi ile almak ve bu ım'eue şarkta harbe nlhayet ver- yıp M zim etmek yolunda Cumhuriyet Hükü - Türk cemıveıınin yeni eserlerinden biri dmdl de askerlerini bu . haşallprle mtmmmırlar Malümdur ki al- arın bu hesapları da doğru çık- F, D Aynı mmnndn Iki av peşinde ko- juı ve hem petrolü elegeçirmek hem Moskova'yı sarmak — istiyen al- îıııılnr. bugün güc bir durumdadır- Jar. Bu suretle almanların yaz taar- ndaki tabiye — muvaffakıyetleri, sevkulceys plânlarının sarahatle gö- GGN gibi. basarılamnması yüzün- Ş am kalmıştır. ğ İkloci cephe meselesi — Avrupa'da ikinci cephe meselesi. — — Buna rağmen almanların bu sene — askeri harekât teşebbüsünü ellerine almıya ve cephemiz Üzerinde ciddi — tabiye Muvaffakıyetleri -kazanmıya uı;ıuak olmaları nasıl izah edile - — Bunun sebebi şudur ki: almanlar müttefi ni k di at- ak ve bu süretle bir istikamette ük bir kuvvet üstünlüğü yarat- üzere ellerinde mevcut — bütün M l ol- lardır. Şüphesizdir ki bu tedbir- zılı olarak arzetmeğe mezun ve me- mur ve mecburdur. Kurmay subayı güdemin gölgede- ki kısmıdır. Kurmay adsızdır. Bütün kararlardan, tedbirlerden ve icraat- tan mesul olan komutandır. Komu- tanın gölgesinde onun sadık yardım- cısı, Müşaviri, vicdanı olan, kıta için ve komutanı için görünmiyerek fe - dakârca çalışan kurmay subayı bu- lunur. Bu kufmay subay; hizmetle- rinin ve mesaisinin mükâfatını birin- ci derecede kendi içinde, kendi vic- danında bulacaktır. Bu vicdan hazzı ve komutanının güvenini ve kıtanın güvenini kazanmak onun en büyük mükâfatıdır. olarak - seli Kemal TURAN Maresal Foch, Büyükharpte, her sabah karargâhına geldiği zaman ilk DİLSİZ ŞAHİT Tefrika len plânı tatbik ediyor. Zehfri kadına vermek için mükemmel bir vasita da buluyor. Mis Arundel'in yemeklerden sonra aldığı kaşelerden birini — açiyor, içine fosforu koyuyor ve tekrar kapa - tıp kaşeyi öbürlerinin yanıma koyuyor. “Kaşe öbürlerinin arasında — dürü yor, Her hangi bir gün Mis Arundel'in bunu yutacağı muhakkak. Kadının ze- Yazan « AGATHA CHRİSTİE Ü, No: 65 de R yegâne arzusu kocasından kurtulmak- t “Yaptığı cinayetin neticesi bir. inki- sarı hayalden başka bir şey olmamıştı. Para, kendini sarhoş eden para, olduğu gibi Mis Loson'a gitmisti. Bu onun için büyük bir darbe olmuştu; fakat gene kurnazca harekete başlamıştı. Mi Lo- son'un tahrik etmeğe başladı. kimse 'et Fakat almanlar acaba niçin bütün tlarını toplamağa ve şark cep- sine atmağa muvaffak olmuşlâr - | * Çünkü Avrupa'da bir ikinci cep- almanlara kendileri yapmak imkânını k oluyor ki almanla! cephe- tabiye — muvaffakıyetlerinin | ,, 'bi. Avrupa'da bir ikincl cep- in yokluğudur. Ve bu, almfinlara ııwvnn bütün iİhtiyatlarını cep- 'fm Ak ve cenün batı İstika- ehlerine büyük bir üstün- zım geliyordu. Misis Tanios - ikn cekti. dahi ©o o zaman Market Basing'den çok uzakta olacak- “Buna rağmen bir teâbir aldı. Ko - casının imzasını taklit ederek fazla mik tarda kloral tedarik etti. Buhu — niçin aldığından şüphem yok. İşler kötü gi. derse elinin altında bulunsun istiyor - “Söylediğim gibi Misis Tanlos'u görür görmez aradığımın o olduğuna kanaat getirdim; fakat elimde ispat için bir de- Nl yoktu. Dikkatle hareket etmem 14â- Zaten, zannıma kalırsa, Mis Lo son'un viedanı da pek rahat değildi.,, Birden bir hıçıkırık sesi düyüldü. Mis Loson mendilini yüzüne kapıyarak ağ- lamağa başladı. *Çok feci idi.,, diye hiçkirdi. — “Ben çok kötülük ettim! Çok! Mi& Arundel'in neden yeni bir. vasiyetname yaptığını çok merak ediyordum. Ve Birgün, — Mis Arundel istirahat ederken, sürgüyü aç- mağa muvaffak oldum ve her şeyi ba- na bıraktığını gördüm. Tabil bu kadar çök olduğu hiç aklıma gelmemişti. Bir- kaç bin Ve neden bırak- ? Zaten kendi akrabalarının mmn-mmmmmmıı *sebepleri bugün dahi, dünkünün ve yarının ayhnıdırlar; yani; askeri kıy - metler ve güdemdir. Aynı silâh ve aynı malzeme ile zafer kazanılır ya- hut yenilgiye uğranılır. Maddi üs- tünlüğün ezici derecede olması hali müstesna olmak üzere her Zzaman daha işyi güdem ve daha iyi asker muzaffer olmuştur ve muzaffer ola- caktır. Yüksek sevkuldare ne ilimdir ne sanattır; ikisinin mecmuudur. Bun - da görünen tenakuz yalnız zahiridir. Yüksek sevkuldare ilim “değildir; iltmden fazla bir. şeydir. İlme ve tec- rübeye dayanan bir sanattır. Esas fikrimüdiri bir teviye değişen halle- re uyarak tatbik etmek sanatıdır; en zoör şartların baskısı altında yap- mak sanatıdır. Her ilmin kaideleri olduğu — gibi harbin de kaldeleri vardır. Fakat çok değildir. Bütün sanat bu kaideleri yerinde tatbik etmektir. Kaideten taarruz ve kaldeten müdafaa yanlış- tır. Ne taarruz, ne müdafaa; ne yar- ma, ne kuşatma, ne çevirme; ne iç hat, ne dış hat; hiçbir nazariye, hiç- bir kaide, hiçbir usul zaferi sağla- maz. Zaferi sağlıyan sşu veya bu usul değil; bunlardan birini veya öbürü - | Şanlı Türk Ordusuna T4 kurmay daha katıldı nü seçmektir ve onu tatbik etmek şeklidir. Genç kurmay subayiarına . b Kurmıy mesleğinin — temeli; hakikattır. Kurmay subay; hakikatı sözle veya yaziyle arzetmek cesare- tine malik olmalıdır. Şeyler ve ger- çekler ne kadar sert, ne kadar acı olursa olsun, oldukları gibi söyleme- li; hoşa gitmiyen gerçekleri süsleme- ğe, hafifleştirmeğe, yarım itiraflarla örtmeğe kalkışmamalıdır. Her sahada hakikate fikren ve ruhan sadık olunuz. Hakikat ile hiç- bir zaman uzlaşmağa — ve pazarlığa kalkmayınız. Hakikat ile uzlaştınız mı kuvvetinizi ve metanetinizi kay - beder, rahat ve kolay olan yalana, dolana da alışırsınız. Yalan, — yaldız, Kgösteriş, hoş görünme ve hoş göster- meden sakınınız. Hataları ve küsur - ları yaldızcılık ile örtmek ve olduk- ları gibi bırakmak vicdana ve asker- liğe muhaliftir. Zararlar giderilme- dikçe, hatalar düzeltilmedikçe mesu- liyet rahat duy dıdır. 2 — Evvelâ vazifeyi sonra hakkı- nizi düşüneceksiniz. Vazifeyi kayıt - sız ve şartsız yapmak ve ihtirasla sevmek gerektir. 3 — Kurmay subayının bir müm- taz vasfı da çok çalışmaktır. Sayın Mareşal: “Bir asker yirmi dört saat vazife başındadır” buyurmuştur. Bu söz, en ziyade kurmay subay İiçindir. Kurmay subayın dimağı ve vicdanı 24 saat vazifeyi -düşünecek, vazife ile meşgul olacak demektir. 4 — Genişliğine değil derinliğine çalışmak. Geniş, şümullü, çok, lâkin yarım ve sathi iş ve bilgiye o kadar geniş, o kadar şamil olmıyan; lâkin derinliğine giden yani daha> esaslı 0- lan iş ve bilgi müreccahtır. 5 — Güç vazifeleri sevmelisiniz. Güç yahut sevimsiz vazifeler önün- de mazeret yahut kaçamak aramak kurmay subaya hiç yakışmaz. 6 — Dalima radikal hal tarzlarını tercih etmelisiniz. Yarım tedbir de- Bil; idareimaslahat asla değil; tam tedbir. radikal tedbir gerektir. Radikal tedbirler güctür. Yarım tedbirler kolay, inişler rahattır. Fas kat şahikalara. doruklara vükselmek için yokuşları ihtiyar etmek gerek - tir. Yokuş ne kadar dik ve zor olsa da yamaclara tırmanmakta zevk ve neşe vardır. Doruklara ulaşmak si- zin amacınız olmalıdır. T — Fikir ve çalışma kuvvetini muayyen bir mevzu ve mesele üze- rinde toplıyabilmek çok önemlidir. Hazar çalışmalarında da daima a- ğırlık merkezi fikriyle hareket et- mek, k ve müstaceliyet K.lbm'lyle sıraya köy- mak, kuüvvetleri ve vasıtaları dağıt- mayıp onları zamanen ve mekânen en mühim vazife üzerinde toplamak ve onu iyi yapmak başarıyı sağlar ve programla çalışmak zamandan ta - sarrüuf ettirir. 8 — Maslahatı dalma şahsın üs- tünde tutmak; iltimastan son dere - ce sakınmak gerektir. 9 — Vuzuh ve sarahat. Kurmay dili vazıh, kati, vecizdir. Kurmay dili en küçük bir müp- hemlik ve lüzümundan fazla tek ke- lHime kabul etmez. Kurmay dili kayalardan — fışkıran pınar kadar berrak, günün ortasın - daki güneş kadar- vazıh olmalıdır Eğer bir emrin yanlış anl HAVA HARBİ Almanya, Fransa, Hollânda ve İtalya'da muhtelif hedefler bombalandı İngiltereye de hava hücumu yapıldı Londra, / a.a. — Dün öğleden son- ra iki yüz ingiliz av uçağı işgal al - tındaki Fransa üzerine üç akın yap- mıştır. Bu akınlar Cherbourg'dan Boulogne'a kadar olan saha Üüzerin- de olmuştur. Caen'deki alman ,uçak meydanını bombalamıya giden Boston uçakları- ni koruyan ingiliz avcı teşkili düş- man hava kuvvetlerinin hiç bir mu- i ile kar ır Öğleden evvel üç ingiliz. bomba uçağı deniz üzerinde uzun bir uçuş yaparak Hollanda'da Scheldt'e kadar gitmiş ve Bergenopzoon'daki gazo - metseyi havasp ucurmuştür. Şimal-batı Almanya'nın muhtelif yerlerine ve bu arada Osnabruck'a da hücum- edilmiştir. Dünkü harekât esnasında Üç bom- ba uçağımız dönmemiştir. Alman tebliğine göre Berlin, 7 aa. — Alman resmi teb. Hğinde bu hususta deniliyor ki : Tek başına hareket eden ingiliz u- çakları bulutlu bir havada şimal-ba- ti Almanya ile Heligolant koyu Üüze- rinde uçuşlar yapmışlardır. Ahali a- rasında ehemmiyetli Kayıplar olmuş- tur. Bu hücumlarda ve işgal altındaki batı arazisi Üzerine yapılan akınlar- İnkılâp tarihi Enstitüsü Başı 1. inci sayfada) mesi, ikinci olarak, enstitünün bir kü « tüphane, bir arşiv ve bir müze kurulma- s1 hususundaki esasları toplıyan tafsilâtlı çalışma plâmt görüşülmüş ve düzelrme- lerden sonra kabul olunmuştur. Bundan sonra enstitünün üzerinde ilmi — etütler yapacağı mevzularla yayın — bakımından başvuracağı vasıtalar üzerindeki plânlar müzakere edilmiştir. İlmi Danışma ve Yönetim — Kurulu $ - ikinciteşrin - 1942 de yaptığı - ikinci toplantısında, İnkılâp Tarihi ve Türkiye rejimi ders progğramını gözden geçirerek programın Türkiye rejimi kısşmına önem- li maddeler ilâve ederek tamamlamıştır. Kurulun son toplantısı G-ikinciteşrin »1942 de, Maatif Vekili Hasan - Âli Yü- cel'in başkanlığında yapılmıştır. /Bü top- lantıda âzalarının dilek ve tememnileri de konuşulmuştur. Milli Şefimize Ensti- tünün kuruluşundaki irşat ve işaretlerin- den dolayı Kurulun teşekkürlerini bil - diren bir saygı yazısının Maarif Vekili- miz tarafından takdimi için yapılan teke lif söz birliği ile kabul edilmiştir. Türk İnkilâp Enstitösünün kurulma- sından, önce Türk İnkılâp kürsüsünde ders vermiş olan Prof. Recep Peker ile Prof. Yusuf Kemal Tengirşenk ve Do - çent Cavit Baysun'un Türk İükılâp Ensti- tüsüne fahri üye seçilmelerine dair tek- lif de birlikle kabul edilmiştir. Cumhuriyetin 20 inci yıldönümünde inkılâbımızı belirtecek ilmi yazıları top- lıyan bir kitabın neşredilmesi de görü- şülmüş ve konulara ve bunları yazacak olanlara dair bir program hazırlanmış - tir. Ayrıca nutuklarının neşri için Millt Şefimizeson müsaade alınmasına dair ka- rar verilmiştir. lan sonra vatandaşlarımıza Türk İnkilâp Enstitüsünün kurulduğuna bil - diren ve onları enstitüye celp ve — eşya vermiye dâvet için hazırlanmış olan be- yanname okunmuş ve oy birliğivle mu- vafık görülmüştür. Bu beyannameyi ay - yoruz, da altı di ucağı düşür Cenova yeniden bombalandı Londra, 7 a.a. — Resmen bildiril- diğine göre İngiltere'deki — Üüslerden hareket eden ingiliz bomba ucakla - rından mürekkep teşkiller dün ge - ce İtalya'daki hedeflere ve bu ara - da Cenova şehrine hücum etmişler- dir. İtalyan tebliğine göre Roma, 7 aa. — İtalyan resmi tebliğinde Cenova bombardımanı hakkında şunlar bildirilmektedir : Dün gece İngiliz ucııkları Czno - va Üzerine bir akında ür, neti İnönün'ün direkti nufkundan sonra ( Başı 1 inci sayfada ) larının artırılmasımı önlemek için alın- dığını, belediyenin şimdilik çalışmaları, mı zarur! gida maddeleri üzerinde tek- sif ettiğini, yakında daha esaslı karar- larla kontrol işlerini daha semereli bir dır. Şehrif merkez ve doğu mahal & leleri çok zarar görmüştür. Hasar - lar hissedilecek derecededir. Şimdi- ye kadar 20 ölü 50 yaralı sayılmıştır. Ahali mükemmel bir disiplin göster- miştir. İki bomba uçağı alevler içine de düşirülmüştür. İngiltere üzerinde “Berlin, T at — D.N.B. ajan - Bının öğrendiğine göre, 6 sonteşrinde alman savaş uçakları İnziltere'nin doğu sahilinde Lowestof şehrindeki askeri hedefleri bombalamıştır. Mü- him bır fabrikada geniş yangınlar Kuvvetlı dü. mü - ını de - vamlı surette yapnktın sonra, alman hale sartları halk menfaati aleyhine istismar — eden- lerin de mukadder âkibetlerini bula « caklarını söylemiştir. Fazla fiyetla gazyağı satanlar Fazla fiyatla sattıkların - dan Ömer oğlu Necip Diker, Suat Esenli ve Osman Yalmanlar: Millf Korunma Mahkemesine verilmişler « Mr. Hull'le M. Molotof uçakları hiç kayba u; Üüsleri. ne dönmüşlerdir. İngiliz tebliğine göre Londra, 7 aâa, — Hava nezüreti ile ' Millt Emniyet nezaretinin müşterek tebliği dün gece kayda değer bir şey olmadığını bildifiyor : ihtimali varsa, muhakkak 0 emir yanlış anlaşılır. Yanlış anlaşılan hlr ım “O"dur. Kurmay camliasına inti- emir, müutlaka yanlış surette yazılmış olan emirdir. Vuzuh ve sarahat zordur. Vuzuh- suzluk kolaydır ve ne istediğini iyi bilmiyen zayıf ruh ve karakterlerin kârıdır. 10 — Kurmay subayının tavru ha- reketi ve dış görünüşü sade ve kibar olmalıdır. Kibar tavru hareket, in- sanın içindeki vekarın dış ifadesi de- mektir. Kibar tavru hareket boş Böz- lerden ,boş jestlerden — sakınmaktır. Nefsiniz üzerinden viedan muraka - besinin kutlu inzibatını hiçbir za- man eksik etmeyiniz. Arkadaşlar; vazifenin Wffetli, fera- gatli, yorulmaz hizmetkârları olmak için: iyi düşünen, az söyliyen ve ya- pan adam olmak için vetiştirildiniz. Kurmaylara gösterilen ideal — Türk kurmay subayının ideali "“Mareşal”dir. BuRünün ve gelecek kurmay nesillerinin istikamet, nok - şu anda, bütün ef'al ve hırakaunuda Mareşali hedef ve örnek tutmanızı size tavsiye edarırn Ebediyet yolunda — uzaklaşa: len Ebedi Şef'imiz Ataturk dn kalblerimizde ve vicdanlarımızda hâ- kim olan aziz hâtırasını, 74 evlâdı - nın kendi mesleğine intisap eylediği şu anda tazimle anarım. 'Topçu kurmayı olan, ilk okuldan Erkânıharbiye Mektebine kadar her okulda, her sınıfta, her yıl birinci olan, hayatta ve tarihte birinci olan Milli Şefimiz, Yüce Başbuğumuz #İsmet anrü"nün iyi kurmayları ol- manızı dilerim.” Alkışlar arasında sona eren nutuk- tan sonra davetliler ve mezunlar bü- fede ağırlanarak Harp Akademisinin Iı-ul'ı—ı inan veren havasından ayrıldı- ar. x ULUS: Şanlı Türk ordusunun ka - zandığı yeni kurmayları tebrik eder, kendilerine sonsuz başarılar diler, nameyi istedi. Onu yırtacağını anladı Zaten bunu Bundan emindim... İşte fenalığı o zaman yaptım. Vasiyetnameyi Mr, Purvis'e yol- ladığını söyledim. Zavallıcık 60 kadar unutkandı ki. Bir şeyi yaptığını — hiç hatırlıyamazdı. Bana inandı. Bana a- vukata yazmamı söyledi. Ben de yaza- cağımı söyledim. “Ondan sonra ağırlaştı ve bir. şey düşünecek hali kalmadı. Ve öldü, — Va- siyetname okunup da paranın o kadar çok olduğunu anlayınca çok fena oldum; Üç yüz yetmiş beş bin ingiliz Hrası, Bu kadar olacağı aklıma gelmemişti yoksa bunu yapmazdım. “Parayı gasbetmişim gihi geldi ve ne yapacağımı bilemedim. Gecen gün Bel. la gelince kendisine parayı paylaşma - mızı teklif ettim. O zaman rahat ede- cektim.,, Puaro: “Görüyor musunuz?., dedi. “Misis Ta- nlos arzusunda muvaffak oluyordu. Bu- nun için vasiyetnameye itiraz etmeğe © kadar muarızdı. Kendine göre plâhları vardı ve Mis Loson'un hüsumetini — cel- betmek hiç işine gelmiyordu. Kocasının arzularını hemen kabul ediyormuş gibi yaptı ama kendi düşüncelerini de açık- ça izah etti. *“O sırada İki maksadı vardı: cocuk- larını alarak kocasından ayrılmak — ve Mis Loson'la parayı paylaşmak. O za- man arzusü yerine eleckti. Çocuklariy- le beraber İniltere'de ferah fahur yası- ona ustaca yapıyondu. Tedhiş edilmiş — bir kadın rolü oynuyordu. Benim şüphele- rim var idiyse- ve bunun böyle oldu. - kundan emindi- benim cinayet! kocası. nın işlemiş olduğunu zannetmemi isti. yordu. Ve her hangi bir dakikada o ka- emin ikinci cinayet olabilirdi. Yanında “Bir insan kadar kloral ol bi. zımdı çünki ayna tabll ters göstermiş- til. “Misis Tanlos'un annesinin ismi Ara. bella Aruündel'di. Bella sadece Arabel- la'nın kısaltilmişi idi. A. T, — Arabella Tanlost demekti. Misis Tanlos'un aymı tarz bir iğmesi olmasında bir acatplik yoktu. Geçen Noelde bu iğneler kayet azdı; fakat bahara kadar herkes takma- ğa Hyordum. Tanios'u cinayeti Wtiraf edip ntihar etmiş gibi göstermesinden — kor- lum. " “Ve hâlâ onun aleyhine bir delil bu- lamamıştım. Ve niyhaet, artık ümitsiz bir vaziyetteyken, bir şey — bulabildim. Mis Loson paskalyada, pazartesi gecesi, Tereza Aruündel'i merdiven başında &- gilmiş olarak gördüğünü söyledi. Der- hal Mis Loson'un Tereza'yı adam akıl- h göremiyeceğini kesfettim., — eşkâlini kadar iyi im- kAn yoktu. Fakat bundan emindi. Ben israr edin- çe Tereza'nın harflerini taşıyan bir lğ- neden bahsetti. “Mis Tereza —Arundel'den — iğnesini bana göstermesin! rica ettim. Bana iğ- neyi gösterdi ve Mis Loson'un bahsetti- ği saatte mendivenlerde olmadığını söy- ledi, İlkönce birinin onun iğnesini aldı- ğıni zannettim; fakat iğne He aynaya bakınca hakikat ortaya çıktı. Mis 1o - son uyandığı zaman hayal meyal biri- ni Bu iInsanın T A, harflerin! taşıyan bir iğne vardı. Bu - nun Tereza olduğuma kanaat getirmis- u. Mmr.ı.mıoı— tı. Ve Misis Tanios'un dayı zadesi Tereza'nın elbise ve gsapkalarını gücü yettiği kadar kopya ettiğini de bundan evvel müsahede etmiştim. “Bence artık hiç bir şüphe — kalma- mıştı. “gimdi ne yapacaktım? Hükümetten izin alıp ölüyü mezardan çıkarmak mı? ükemmel yapılabilirdi. Mis Arun- dqlt;ı fosforla zehirlendiğini isbat — et- mek kabildi. l'uut neticeden pek emin değildim. w İki ay ölmuştu. Bun- dan başka bazı ahvalde fosforun vü - cutta hiç bir arıza bırakmadığı ve ya- pılan otopsinin yverdiği neticelerin pek müphem olduğu bir kaç kere *görül - müştü. İspat ettitimi farzedin. Misis Tanlos'un bir yerden fosfor aldığını we- yahut yanında bulunduğunu ispat ede- bilecek miydim? Bu pek süpheliydi çün- ki bunu İngiltere'ye gelmeden — tedarik ettiği ihtimali çok kuvvetliydi. *“Vaziyet böyleyken Misis Tanlos kati bir harekette bulundu. Mis Loson'un merhametine iltica ederek kocasını ter- ketti. Bundan başka kocasını bu cür- mü işlemiş olmakla itham etti. “Derhal harekete gecmiyecek olur - Bam kocasının ikinci kurbamı olacağın- dan emindim. mııı için dahâ emin arasında Vaşi: 7 aa. — Sovyetlerin 25 inci ü mü Hariciye Nazırı M. Hull M. Molotof'a amerikan ve hükümetinii Z karşı samimi takdirlerini ifade eden bir teb - rik telgrafı göndermiştir. Yarını düşünen, düşünür. Gün sabahla, izisanlık çocukla başlar. Çocuk Esirgeme Kurumu, memleket çocuklarına açılmış bir şefkat kuca- Bıdır. Onun başarılarına destek olu - Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi —İ 8/Sonteşrin/1942 )— 8.30 Program ve memleket saat ayarı. 8.32 Müzik: marşlar (PL) 840 Ajans haberleri. B.5ö- 9.30 Müzik: Uvehtür ve marşlar (PL) 12.30 Program ve memleket saat ayarı, 12.33 Müzik: Piano solo'ları (Pl.) 1245 Ajans haberleri. 13.00 Müzik: şarkı, türkü ve oyun he- vaları. 1330 1480 Müzik: Radyo salon orkestrası, (Şef: 8. Sçehübert: Serenat; 9. H. Ritter: Sicilya Tarantella'sı; 20. F. Walter: Rüya; | | 11. Eilenberg: Hopla! | 1800 Program ve memleket saat ayarı. 1808 Müzik: Radyo dans orkestrası. (Şef: Nihat Esengin). 1845 Müzik; Fasıl heyeti. 19.00 Konuşma (Ziraat saati). 19.15 Müzik: fasıl heyeti programının devamı. 19.30 Memleket saat ayarı ve ajans hâk — berleri, 19.45 Serbest 10 dakika. 19.55 Müzik: Şarkı ve türküler, 2015 Konuşma (Dertleşme saati). 20.30 Müzik:, Arya ve Düet'ler. . Max ve Steffi Kletin, 21.00 ÇEvin snatn 21115 Müzik: karışık makamlardan şar- kılar. j 21.50 Ankara ıonwıhır At — kosularının — neticeleri. ) 22.00 Müzik: Moüssorgeky - Bir sergisinden tablolar (Pi.) 22.30 Memleket saat ayarı ve ajans ha- berleri. 2245. s : Tesim