12 Kasım 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TT O 5 —— ULUS [ HAYAT VE SIHAT ) Böbrekler ne işe yarar ? Böbreklerin en meşhur işinden söz açacak değilim. O iş de haylıca karışık olmakla beraber herkes bi- lir ki o işin mahsulü olan madde damla damla hasıl olur, fakat ço- cuk gece fazlaca dalgın uyuyunca damlalardan göl olur... Böbreklerin pek önemli bir işi de B içindeki kşilik ve alkalenlik muvazenesini temin et- mektir. Dünyada hiç bir vakit tam muvazene olmadığından, vücudu- muzun içindeki bu muvazene de sa- bit değildir. Fizik ilminde bu mu- vazenenin vasatisini 7,25 sayısı ile gösterirler. Fakat tam bir adedinin yüzde beş, on aşağısında yahut yu- karısında değişir. O sayının aşağı- sında olursa vücut ekşimeye doğru gitmiş, yukarısında olursa alkalen- | liğe doğru yol almış demektir. Mu- vazeneden ayrılmanın iki türlüsü de vücut için pek tehlikeli olur. Me- selâ normal sayı 7,25 olduğu halde şeker hastalığına tutulmuş birinde muvazene bozulmuş ve 7,05 olursa ekşilik pek fazla ve hastanın haya- tı tehlikede sayılır. Bu ekşilik ve alkalenlik yediği- miz gıdaların terkibinde bulunan madenlerin iyorilarından hasıl olan bir neticedir. Onun için gıdaların vücudu besliyen uzvi maddeler ba- kımmdan terkibinden ve vitaminle- rinden başka madenlerinin de birer birer miktarlarına ve aralarındaki nisbetlere, hem de ©0 madenlerden hepsinin birden neticesi olan ekşi- liğe veya alkalenliğe şimdi büyük önem verilmektedir. Gıdala da madenlerin neticesi iki taraftan hangisine giderse vücudumuzun içindeki muvazeneye tesir eder. Muvazenenin 0,20 derecede ekşi- liğe doğru kaçmasından hayatın tehlikeye girmesi de gösterir ki o m in fazla oy temin etmek gayet lüzumlu bir _iş- tir. Bu işi görmek yalnız biz.ım kendi aklIrmıza kalmış olsaydı, şim- diye kadar dünyada hiç adam kal- mamış olurdu, demek mübalâgalı söz olmaz. Çünkü, bilfarz, fazla et yiyenler ekşilikten, fazla sebze ve yemiş yiyenler alkalenlikten göç- * müş olurlardı. Hele 7,50 derecede ekşi olan ekmekle karın doyurmayı âdet etmiş olan insanların hali nice olurdu, kimse bilemez.. Bereket versin, tabiat kendisinin sırlarını insanın öğreninciye kadar onların çocuk gibi hareket edecek- lerini de hesaba kattığından vücu- vazene devam ettikçe hem asit, hem alkalen halinde kalırlar. Muvazene bozulunca onlar da ikiye ayrılır, böbrekler lüzumuna göre iki taraf- tan birini fazla çıkarır, muvazene yoluna girer. Böbreklerin daha önemli işi a- monyak yapmaktır. Dünyanın her tarafında insanlar ya ekmekle, ya pirinçle — yahut yabani yerlerde av etleriyle — kandaki muvazene- yi ekşilize doğru fazlaca kaydır- dıklarından amonyak muvazeneyi alkalen tarafına doğru düzeltmek için çok işe yarar. Böbreklerin bu maddeyi, dört türlü kimya muamelesiyle hasıl et- mek için gösterdiği en ince şuur en usta kimyagerlere hayret verir. He- le şeker hastalığına tutulanlara en büyük zarar verecek fazla ekşiliğe meydan vermemek üzere böbrekle- rin daima fazla amonyak hasıl et- mesi, şekerli hastaların kendi böb- reklerine minnet bağlamalarına se- bep olmıya değer büyük bir iyilik- tir. Onun için böbreklerimize ne ka- dar saygı göstersek fazla olmaz. Onlara karşı en büyük saygısızlık da, onları en ziyade gücendiren al- kolü içmektir. G.A. KÜÇÜK DIŞ HABERLER Xx Bükreş, 11 aa. — (Rador): İktisat nazırı Leon İstifa etmiş ve yerine Canci - ovo tayin edilmiştir. İktısat müsteşarlığı- na Petra tayin olunmuştur. x Brahama, 11 a.a. — Dük de Vindsor ve karısı, dün, civar adalarda bir teftiş yap- mak üzere hareket etmiştir, Bu seyahatin bir hafta süreceği tahmin edilmektedir. X Stokholm,11 a.a. — İsveç hükümeti tak- riben 23.000.000 kuronluk munzam bir tah- sisat istemiştir. Bu meblâğın en büyük kısmı topçu malzemesi mübayaası ile sa- hillerin müdafaasına hasredilecektir. X Nevyoörk, l11 aa. — (D.N.B.): Vefat eden âyan meclisi hariciye encümeni rel- &1 Pittman'ın yerine, AÂyan meclisinin en eski âAzası olan demokrat George'un geti- rilceeği sanılmaktadır. X Bükreş, 11 a.a. — (Rador): Budapeş- te radyosu, Magyar Orzsag gazetesine at- fen, rumen hükümetinin Transilvanyada 6 ağustosta gizli bir tahriri nüfus yâptıkla- rını ve hakikati bilhassa Szeklers mınta- kasında tahrif ettiklerini hbildirmektedir. dun içindeki ekşilik ve alkalenlik .—: Pek Çi P ; b h olan bu haber tekzip tan korumak için gayet mükemmel bir cihaz kurmuştur. Şimdiye kıduî öğrenildiğine göre o0 muvazeneyi korumak işi kan ile akciğerlere ve böbreklere düşer, fakat burada en önemli işi böbrekler görür. Bir kere, hemen her yemekle ye- diğimiz tuzun büyük bir kısmı vü- cudumuzda klor ve radyom halinde ayrı ayrı bulunurlar. Bunların biri asit öteki alkalendir. Yemekler o muvazeneyi bozmıyacak halde o- lunca tuzun iki parçası da kalır. Fakat yemekler muvazeneyi boza- cak gibi olunca böbrekler hemen işe başlıyarak lüzumuna göre ya a- sit tarafından ya alkalen lırıfm: dan fazlaca çıkararak muvazeneyi tekrar düzeltir. Onların bir işi de kandaki fosfat- lJarı ikiye ayırmaktır. Bunlarda mu- T edilmektedir. X Vichy, 11 aa. — Mareşal Petain rad- yoda bir nutuk söyliyerek fransız milleti- ni, yoksullara ve harp esirlerine kış yar- dımında bulunmağa dâüvet etmiştir. Bulgaristan vesika İle iaşe usulünü fatbike hazırlanıyor Sofya, 11 aa. — DNB. Şehirlerdeki halkın iaşesini temin için hükümet tara- fından alımmış olan tedbirler meyanında, her ailenin 17 ikinciteşrine kadar efradı adedini tam olarak bildirmesi lüzumu da mevcut bulunmaktadır. Bu karar, tevzii derpiş edilen iaşe vesikalariyle alâka lar- dır. Karar, nüfusu 15,000 den fazla olan bütüm şehirlere şamildir. ! BİBLİYOGRAFYA İktisat ilmi Yazan: Paris Üniversitesi Fakültesi profesörlerinden Truchy. Dilimize çeviren: İstanbul Mebu- su Atıf Bayındır Berthelmy'nin 1950 sayfaya yakın “Hukuku İdare,, sini dilimize ehliyet ve selâhiyetiyle çeviren İstanbul me- busu B. Atıf Bayındır; Henri Truchy'nin “İktısat İlmi,, adlı eseri- nin birinci cildini de tercüme etmiş- tir, Maliye vekâletinin tabına himmet ettiği bu cilt 450 büyük sayfa tutmak- tadır. İktısat ilminin bu cildi yedi ki- taba ayrılmıştır. Birinci kitap mef- humlara ait olup elli sayfada ekonomi politiğin mevzu, ihtiyaç ve kıymet mefhumları, ekonomi politikte metod, iktısadi mezhebin büyük cereyanları tetkik edilmektedir. İkinci kitap iktı- sadi faaliyetin umumi esaslarını ihti- va eylemekte ve üç kısma ayrılmakta- dır. Birinci kısımda muhit şu tasnif içinde tahayyül oulnuyor: fiziki mu- hit, beşeri muhit, hukukit muhit (mül- kiyet, hüriyet ve rekabet) fert ve top- luluklara ait ikinci kısımda fertçilik ve müdahalecilik, âmme kudretinin sahası ve iktısadi müdahale usulleti münakaşa edilerek iktısadi teknik e- saslarına ait üçüncü kısımda da zirai ve sınai teknik izah olunmaktadır. Diğer kitaplarla her birinin başlıca mevzuları şunlardır : Üçüncü kitap: Antrpriz'in unsurla- rı (çalışma ve sermaye), hususi Antrp- riz'in bünyesi, Antrpriz'e sermaye ge- tirmek, Ântrpriz ile ücret sahipleri a- rasındaki ihtilâflar, patronal müesse- seler, âmme AÂntrprizi, kooperatif şir- ket kurma. Bördüncü kitap: asri ekonomide koordinasyona doğru temayül; kartel ler, trostlar, mesleki topluluklar. Beşinci kitap: para, umumi para mefhumları, madeni ve kâğıt para, ya- Zzı parası, paraların serseri hayatı. Altıncı kitap: Kredi, bankalar, ma- li piyasa. Yedinci kitap: Fiyatl;rın teşekkülü nazariyesi. B. Atıf Bayındır'ın ilmi ve idari eh- liyeti, tercümenin değeri üzerinde u- zun boylu izahda bulunmağa mahal bırakmamaktadır. Burada ikinci cildi- nin de neşrine muvaffak olunması hakikaten temenniye değer. ARKİTEKT (Mimar) Bu mimart, şehircilik dergisinin 113 - 114 üncü sayıları bir arada intişar etmiş- tir. İçinde: Mimar Seyfi Arkan'ın bir vil- lâsı, Mimar Faruk'un Beyazıt Maliye şu- besi ile başka memleket mimari faaliye - tine ait yeni yapılmış enteresan binalar vardır. Bunlardan başka, mimar Naci Mel- tem'in sanatların menşeleri, mimar Beh - çet Ünsal'ın mimarlık düşünceleri, mimar Zeki Sayar'ın sığınak inşaatı yazıları ile İsveç'te hastane inşaatı, başka memleket- Hukuk Hanri lerde yapı faaliyet tercümeleri, memleket | haberleri, piyasa cetveli vardır. Tavsiye ederiz, Adana'da şarapçılık kursu açılıyor Adana, (Hususi) — Haber aldığı- ma göre Adanada bir şarapçılık kursu açılması kararlaştırılmıştır. —Kursu, İstanbuldan gelecek bir şarap müte - hassısıs idare edecektir. Köy Enstitüleri binaları için açılan müsabaka Maarif Vekilliğinden : 3803 sayılı kanuna tevfikan açılan Kayseri: Pazarören köy enstitüsü i - çin bu kanuna göre yaptırılacak bina- ların müsabakaya konulan avan pro- jeleriyle vaziyet plânı müsabakasına iştirâk eden mimarların eserlerini tet- kik etmek üzere şartnamesinin 8 inci maddesine uyarak 7.11.1940, 9.11.1940 tarihlerinde toplanan jüri şu zatlar- dan teşkil edilmiştir: İlk tedrisat u- mum müdürü Hakkı Tonguç, başmü- fettiş D. Celâl Otman, Nafıa Vekilli- ği mümessili yüksek mimar Hüseyin Kara, Türkiye Mimarlar Birliği mü- messili yüksek mimar Hüsnü Tümer, talim ve terbiye âzasından Enver Zi- ya Koral, Maarif Vekilliği müfettiş - Dairelerin kırtasiye ihtiyaçları Koordinasyon heyeti, kırtasiye ta- limatnamesinin muaddel beşinci mad- desini değiştiren bir karar ittihaz et- miştir. Bu karara göre bütçenin meri- yet mevkiine konmasından itibaren de vair muhasebe müdürleri mensup ol- dukları vekâlet veya idarei umumiye bütçesinde mevzu merkez ve taşra kır- tasiye maddelerindeki tahsisatın yüz- de seksenini ve evrak ve defatiri mat- bua maddelerindeki tahsisatın dahi yüzde kırkım ayirarak baliğ olacağı miktara göre bir avans ilmühaberi tan zim ve Divanı Muhasebata tasdik et- tirdikten sonra veznei umumi müdü- riyetine teslim edecek ve kendi sar - fiyatı muvakkate — defterlerinde de bu nam ile bir hesap açacaklardır. Kırtasiye müdürlüğü tarafından de- lerinden Hayrullah Örs. Bu müsabakaya 15793, 24920, 13579, | 96096, 43482, 15321, 17537, 40302 ru - muzlarla teklif yapan sekiz mimar | iştirak etmiş ve bunlardan eserleri | şartnamesinde tesbit edilen esaslara göre birbirleriyle mukayeseler va - 'pılarak tetkik edilmiştir. Jüri, teklifi- ni 17537 rumuzla yapan yüksek mimar | Ahsen Yapaner'in eserini şartname - sinin ikinci maddesinde yazılı evsafa uygunluğu, maksada yarayıcı olması, gene şartnamenin beşinci maddesiyle istenilen vasıfları tahakkuk ettirmesi bakımlarından ve en çok puvan alma- sı dolayısiyle birinci olarak seçmiş : tir. 43482 rumuzlu proje sahibi yük- | sek mimar Bekir İhsan Ünal'ın eseri puvan' itibariyle ikinci, 96096 rumuzlu : ve yüksek mimar Recai Akçaya ait eser üçüncü, 15793 rumuzu taşıyan ve yüksek mimar Ali Saim Ülgen'e ait e- | ser de dördüncü seçilmişlerdir. | Köy enstitüleri binalarına ait mü- sabakalara devam edilmektedir. Türk Hava Kurumuna | yapılan yardımlar Türk Hava Kurumuna yapılan yar- | dımlara dair dün aşağıdaki haberler alınmıştır : 1 Gaziantepte fabrikatör Ömer Şefik | Ersoy 100, Remzi Karslıgil, Mahmut | Ugulgil 50, Zürradan Behaeddin Gök- | sel 28, Ayvalıkta Girgin kardeşler 300, | Çankırıda fabrikatör İsmail Zincirli- oğlu 200, -Orhangazide Üregil köyü halkı 306, Nazillide Yağdere köyün- de Habip Ersöz 30 lira vermişlerdir. Diğer taraftan İmrozda polis me- mürü Aksoy, Samsunda Adil Selçuk, İzmirde Seyidiköy belediye tahsilda- rı İzzettin Doğan, İsmail Öyken ve Vaiz Lütfullah Beydoğan da evlenme yüzüklerini Hava kurumuna terkey - lemişlerdir. t Beden ferbiyesi merkez “İslişare heyeti foplandı Beden Terbiyesi Genel Direktör - lüğü Merkez İstişare Heyeti dün ay- lık mutat toplantısını Genel Direk- tör Gl. Cemil Taner'in reisliğinde yapmıştır. Bu ruznamede beden terbiyesi mü - kelleflerinin kıyafet talimatnamesi, bayrak ve filâma talimatnamesi ve mü- kâfat talimatnamesi müzakere edile - cektir. Müzakerelerin bir kaç gün devam edeceği haber verilmektedir. vgir ve müessesata verilecek kâğıdın mecmu tutarı, kırtasiye talimatname- sinin işbu kararla tadil edilen beşinci maddesi mucibince, gerek kırtasiye ve gerek defatir ve evrakı matbua fa- sıllarından mezkür müdürlüğe avans olarak verilen miktarları hiç bir su - retle tecavüz etmiyecektir. aa — Bugün ULUS Sinemasında Dünya filmciliğinin büyük zaferi Ölüme Karşı Savaş Doktor ROBERT KOCH'UN HAYATI Oynadığı sinemalarda en az bir sene devam eden bu şaheser fil- mi, bütün mekteplilere, doktor ve herkese tavsiye ederiz. Baş Rolde : EMİL JANNİNGS Ayrıca : 1. Büyük Millet Meclisin açılışı ve Milli Şe- fimizin nutukları 2. Tayyare ile getirilen harp jurnalı ve Akdeniz harbinin tafsilâtı Filim uzun olduğundan seanslara dikkat : 14 - 16,15 - 18,30 ve 21 de Gece için yerlerinizi evelden kapatınız 'Telefon : 6294 > | RADYO | T O R G T (Radyo Difüzyon Postaları) TÜRKİYE ANKA! Radyosu Radyos — Dalga Uzunluğu — 182 Kcs./120 Kw. 9465 Kecs./ 20 Kw. T. A, 15195 Kesy 20 Kw T.A, SALI : 12. 11. 940 Program've memleket saat ayar Müzik : Hafif program (Pl.), 815 AJANS Haberleri, 8.30 Müzik programının devamı (Pl. 8.50/900 Ev Kadınt - Yemek Listesi, 1648 81.7 1947 m, m. m, 8.00 8.03 12.30 Program ve memleket saat ayar: 12.33 Müzik : Karışık şarkılar (PL.), 12.50 AJANS Haberleri, 13,05 Müzik : ler (PL), 13.20/14.00 Müzik : Hafif program (Pl 18.00 Program ve memleket saat ayari Karışık şarkı ve türkü 1803 Müzik : Dans müziği (Pİ.), 18.30 <onuşma : (Çiftçinin saati ), 1845 Müzik : Çiftcinin saati - Köy sat 19,00 Müzik : Avrupa halk havaları 1 hafif sololar (PL), Memleket saat ayarı Haberleri, Müzik : Yeni şarkılardan örnekle Radyo Gazetesi, Müzik : Büyük Fasıl Heyeti, Konuşma : ( Hukuk İlmini Yaya Kurumu adına Galip Gültekin & rafından: “Evlenme ve Netice 19.30 ve AJAN 19.45 20.15 20.45 21.30 Teti , ). 2145 Müzik : Radyo salon orkestra ( Violonist Necip Aşkın idaresind 1—Delibes : Coppelia — balesinde *Bebek Valsi, 2— Valter : Eski zamanlar Uvet türü, 3— Arditi : Parla Valzer, 4— Sehubert : Senfoni, 5— Joh. Strauss * Sabah Havadi! leri (Vals,) 6— Tschaikovsky : Ormanda Uyı yan Dilber (Vals), Memleket saat ayarı, AJANS Ha berleri; Ziraat, Esham - Tahvi'â Kambiyo - Nukut Borsası (Fiyat! Müzik : Radyo salon orkestras Proğramının devamı, 23.00 Müzik : Dans müziği (Pl.), 23.25/23.30 Yarınki program ve Kapanış$. 22.30 2245 Adana'da kış sporları hazırlıklar Adana, (Hususi) Adanadak gençlik kulüpleri idare heyetleri vâ linin riyasetinde toplanarak kış faa liyet programını hazırlamışlardır. Be den terbiyesi mükellefleri muntaza man Adana stadında talimlere devari etmektedirler, Adana'da bir muhtekir sürgün cezasına mahküm oldu Adamar (ITusuety — Adanada eh kârla mücadele faaliyetine bir kat da: ha ehemiyet verilmiştir. Bugün, sekit liralik bir top bezi on bir liraya satan Eskihamam mahallesinde bakkal Ha san Tokgöz yakalanarak adliyeye ve rilmiş ve muhakemesi derhal yapı * larak muhtekir iki sene müddetle An- karaya sürgün edilmiştir. ._lllll"llllllIllllllllllİlIlll"ll"lll! 14 IL. Teşrin Perşembe akşamı ULUS Sinemasında MÜNİR Nurettin KONSERİ Biletler şimdiden satılmaktadır. IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIi F İLLUD L e- — Mahiyetini bilmediğim bir şey hakkında nasıl söz verebilirim ? h — Bana itimat etmiyor musun ? — Söyle bakalım. — Vilmoöş, senden uzün zaman haber alamamış, baş vurmadığım yer kalmamıştı ... Gittikçe ümidim kırı- lıyor, ağlamaktan gözlerim şişiyordu ... Herkes, se- nin bir daha donmiyeceğine kanaat getirmişti. Dünya yüzünde kendimi yapyalnız kalmış hissediyordum ... İhtiyar direktör halime acıdı. Beni teselli etti. Kork- ma, dedi, yalnız kalmazsın. Seni elimden geldiği kadar himaye ederim , .. Eğer istersen, seninle evlenirim. Gizella, yavaşça başını kaldırdı. Sözlerinin tesirini anlamak için dikkatle kocasının yüzüne baktı. Vilmoş, asabiyetle kıpırdandı. Yüksek sesle güldü : — İhtiyar domuz ! Kur yaptı ha ? — Hayır, katiyen... — O halde ? — Sadece teselli etmek istedi. Oğlu... o kur yaptı. — Vay namussuz, vay ! — Haksızsın Vilmoş. Bu adamları çok ağır kelime- lerle ittiham ediyorsun, Halbuki; onlar bize daima iyi- lik yapmış insanlardır. Seni bir türlü anlıyamıyorum. Çok garip tabiatın var. Bize iyilik edenlere düşman kesiliyorsun. Babana kızıyorsun, Maria'ya durmadan küfrediyorsun, bize iş ve ekmek veren adama kin bes- liyorsun. Direktör ... — Direktör mü ? Bırak bu alçağı. Oğlu da ondan daha rezil bir mahlük ! Eğer böyle olmasalardı, esa- rette inliyen bir memurlarının karısını ayum.uağı kal- karlar mıydı ? Verdikleri üç buçuk kuruş iç_ın sabah- tan akşama kadar didindiğin kâfi gelmedi, bir de aşk mı istediler ? Hangisine kendini teslim ettin ? Söyl: çabuk cevap ver ! — Vilmoş ! — Bırak şimdi Vilmoş'u ! Cevap ver. — Yanlış anlıyorsun. Onlarla benim aramda hiçb şey olmamıştır. Sonra oğluyle babasının biribirlerin den haberleri yoktur. Bundan başka vaziyetimden is- tifade etmeğe de kalkmamışlardır. Beni, arzularının Yazan : MİHALY FÖLDi kabulüne icbar eden hiçbir vasıtaya müracaat etmedi ler. Herhangi bir erkeğin, bir kadına yapacağı, yapa bileceği teklifi yaptılar. Ayartmadılar, böyle bir teşebh- büste dahi bulunmadılar, Niçin hayret ediyorsun : Dünya yüzünde beni beğenecek, sevecek arkeklerir bulunması bu derece hayrete şayan bir keyfiyet mi - dir ? Hoşlarına gittiğimi söylediler. Bu bir günah değildir. Bunun için bir insana kızılmaz. Ben, herşeye rağmen, yalnız senin kalmağa azmettim. Fakat, bana öyle geliyor ki; sen bundan memnun değilsin? Vilmoş, sesini çıkarmadı. Gizella, kelimelerin üzerine basarak söyledi : — Onlar, sadakatımdan dolayı beni takdir ediyorla: fevkalâde bir hürmet gösteriyorlar, Ama sen... Öyl zannediyorum ki.,. Seni serbest bıraksam, daha men nun olacaksın ? Vilmoş, endişeyle gözlerini açtı. sordu : — Bunu nereden çıkarıyorsun ? — Kanaatimi söylüyorum. Bir çatı altında yaşıyo- ruz. Fakat, biribirimizle hiçbir alâkamız yok ... Ta- bit ne demek istediğimi anlıyorsun ... Yalnız birşey: merak ediyorum : Beni mi sevmiyorsun, yoksa bii başka kadına mı âşıksın ? Bak, ben sana hayatımın en gizli taraflarını açıkça anlattım. Senden de ayni şekil: de hareket etmeni beklerim. Korkma, gücenmem. Ha- kikati olduğu gibi söyle... Vilmoş, bir sigara yaktı. Kısa bir müddet düşündü. Türkçeye çeviren Boğuk bir ses! : F. ZAHİR TÖRÜMKÜNEY Hİ Tğiş Fi Sonra zayıf ve yorgun bir sesle konuşmağa başladı : — Gizella, aramızda bir anlaşamamazlık var. Sen, benim durgunluğumu başka türlü tefsir ediyorsun. Se- nelerce çektiğim maddi ve manevi istiraplar beni çok fazla yıprattı. Ruhum ve vücudum yorgun. Kafamda işlediğim projelerimi tahakkuk ettiremedim. Neşem ve ümitlerim kırıldı. Sonra, hislerin de bir istihâlesi var- dir. Doğarlar, büyürler, renklerini ve şekillerini de- ğiştirirler, nihayet ölürler ... Fakat Gizella, bu söz- lerimden de bendeki aşk duygularının ölmüş olduğu- nu ifade etmek istediğim zehâbına kapılma... Bende âşk ölmemiştir. Yalnız, eski coşkunluğunu kaybetmiş, daha derin ve mânalı bir hal almıiştır. Sana karşı olan sevgime gelince; bunun büyüklüğünü ve kuvetini izah edceek kelime bulamıyorum. Filvaki bu sevgide genç- liğin damarları tutuşturan harareti yoktur. Fakat, bu sevgide öyle içten gelen bir bağlılık var ki; seni âdeta kalbim farzediyorum, Kalbi alınan bir insan yaşar mı ? Tabif yaşıyamaz. İşte ben de sensiz yaşıyamam. Seni kaybettiğim gün ben ölürüm Gizella, Genç kadın, kocasının sözlerini sonuna kadar sükü ietle dinledi. Bu sözlerde aşktan ziyade kıskançlı: sissediliyordu. Vilmoş, onu sevmiyordu, fakat kıska aiyordu. O güzel aşk ne olmuştu ? Dört senelik ay rılık maziyi tamamiyle silmiş miydi ? Nasıi oluyordu Kendisi bu adamı, halâ ilk günlerin hararetile seviyor:- du? Yoksa, Vilmoş'un aşk: daha bidayettenberi — sa - mimi değil miydi? Adam sende. Mademki; kendisi onu seviyordu. Bu kâfidi!, Vilmoş, resmen onun ko- casiydi. Hayatının sonuna kadar onunla — yaşamıya mecburdu. Ölmesine razı olabilirdi. Fakat, başka bir kadının olmasına aslâ! Kollarını, yavaş yavaş erkeğin boynuna doladı. Yü- zünü yüzüne yaklaştırdı. İkisinin de gözleri alev alev yanıyordu. â — Vilmoş, sevgilim, sana bunlardan bahsettiğim i « çin beni affet. İstedim ki; aramızda gizli bir şey kal- masın.... Biribirimizi, öz kendimizi bildiğimiz gibi bilelim... Sonra senden bir ricada bulunacağım.. Boş hayaller peşinden koşma... Beşeriyetin dâvasını başkalarına bırak... Sen, bizleri yalnız bizleri sev ... Karının ve çocuklarının hayatlarını tanzim için uğ - raş... Dudaklarını kulağına yaklaştırdı. Boğuk, ihtiras do« lu bir sesle fısıldadı : — Seni bütün ruhum ve bütün kadınlığımla seviyo « rum. Birdenbire kendisini topladı Gözleri doldu. Yüzü kızardı. Aşk için yalvarıyordu. Utandı. Onun küçük bir iltifatına mukabil en büyük fedakârlıklara katlan- mıya razı olanlar varken, o, burada kendisni zorla bu duygusuz bir erkeğe vermiye kalkışıyordu. — Ayağa kalkmıya, kendisini istemiyen bir erkeğin yanından uzaklaşmıya davrandı. Fakat, iki kuvetli kol belini kavradı. Ateşli dudaklar, dudaklarını kavurdu. Ken- dilerinden geçtiler. Ortalık ağırıyordu. Vilmoş, yorgunluktan yarı bay- ğın bir halde yatağa uzandı. Hemen derin bir uykuya daldı. Gizella, kocasına bir göz attı. Gözlerinde ga * libiyetin ışığı yandı. Dişleri kısıldı. Dudaklarında mazur bir tebessüm dolaştı. Doğruldu. Erkeğin üze - cinden atladı. Kendi karyolasına çekildi. Sert ve kati sir hareketle yorganı başına çekti. Gözlerini yumdu. Sevdiği erkeğe yeniden zorla sahip olmanın zevkiyle nest olmuştu. O, zaten hayatta bütün arzularına mü- zadeleyle erişmiye alışmıştı. Daldı. Sabaha üç saat kalmıştı. —Sonu —

Bu sayıdan diğer sayfalar: