Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
KŞŞ —— T v HLA .e Ş ÇOT Y » UL US Modern ceza evlerimizden biri daha bitti Kızılcahamamdaki ceza evi Ha ark 'daki çocuk islahhanesi yapılıyor ea —| 'n islâhane İki sene evel Kızılcahamam'a git- miştim, Çamları ve soğuk suları mü- kemmeldi. Ancak o zaman benim na- zarıdikkatimi celbeden, Ankara'nın bu biraz uzak mesiresinin ne harikul- âde tabii güzelliği, ne de şifalı kaplı- caları olmuştu. Tek ana caddesinin başında, bele - diye dairesinin hemen, bitişiğinde al- çak tahta parmaklıklı bir bahçe var- dı; bahçenin gene parmaklıklı kapı- sı ekseriya kapalı dururdu ve bahçe içindekilerle sokaktakileri yalnız bu sembolik kapı ayırırdı. Kapısı daima açık dursaydı ve bahçe biraz daha ih- timamlı olsaydı, burayı küçük bir park sanmamak için sebep kalmıya- caktı. Bahçe daima kalabalık olurdu. İ- çeridekiler elleri arkasında, tesbih şaklatarak bir boydan bir boya müte- madiyen dolaşırlar, dolaşmaktan- yo - rulunca da çenelerini parmaklıklara dayıyarak sokaktan gelip geçenleri 4 seyrederlerdi. Tesadüf beni, acaip parkın hemen karşısında bir eve düşürdü. Ben bal- konda, berikiler bahçede biribirimizi seyreder, dururduk. Bir gün tecessü- sümü yenemedim, bizim ev sahibine: — Bu karşısı ne allâh aşkına? diye sormağa mecbur oldum, Ev sahibi : — Hap dedi, dolaşanlar da mahkümlar... Hapisanenin böyle liberal bir na - zariyeye tâbi olarak mahkümları ha- yattan uzaklaştırmıyan dekoru, filha- kika tenkit edilecek bir şey değildi. Mahkümlar, burunlarının dibinde sa- lına salına gezinen insanları görünce hüriyetsizliklerinin acısını daha iç- ten duyacak, mahkümiyetin manevi bını daha çok hissedeceklerdi; ve çok umulur ki yaptıklarına daha ça- buk nadim olacaklardı. garip oluyor ama, âdeta kendi evini yapıyormuş gibi, burası için titiz ça- hştığını teslim etmek bir barçtur. Bütün bu konforu gördükten son - ra : — Çok güzel; fakat lüzumundan fazla konforlu değil mi? Bu konfor içinde yaşamak için suç işliyenler artmaz mı dersin? diye sordum. Genç adliyeci : — Öyle ama, dedi, burada bir de ek- sik var ki insanlar ondan hiç vazgeç- mek istemezler. Ve sonra bir kelime ile ilâve etti : — Burada “hüriyet” yok ! Doğru... Kızılcah ceza evi, ci iye- tin ideal bir eseridir. Modern bir e- serdir. Bu ince demir parmaklıklı ka- pıdan, çantası sırtında çıkarken bir vatandaşın ahlâkını değiştirmiş ola- cağına samimiyetle inanabiliriz. Cümhuriyet hükümetini, bu ve bu- na mümasil mükemmel eserler vücuda getirmeğe sevkeden düşünce, her hal- de hukukun en ileri nazariyesinden ilham almaktadır. “Suç işlemek suretiyle cemiyet ni- zamında yara açan, doğru yoldan sap- mak temayülü gösteren vatandaşın kolundan tutmak, onu döğerek değil, zam yoluna çekmek... İnsanlar, fıtreten iyiliğe mütema- yildirler. Fakat hayatın çeşitli saik- leri onların yaratılışındaki bu ana vasfı bazan zayıflatabiliyor ve bir gün bu iyi insan bir katil, bir hırsız, bir dolandırıcı olarak görüyoruz. Cemi- yet bu yoldan sapanı, yola getirmek vazifesini üstüne almıştır. Hem baş - kalarını korumak, hem o vatandaşı kaybetmiş olmamak için... Bu da, ide- al ceza evleri yaparak, onları çalıştıra- rak ve namuslu hayatın zevkini tattı- rarak mümkün oluyor. Eserleri mey- Fakat Kızılca hap o za- manki hali, böyle bir nazariyeye uy - mak için değil, bina yokluğu yüzün - dendi. Ben, o sene Kızılca'da kaldığım üç dört gün içinde, hapisanenin önünden her geçişte ve her balkona çıkışta a - zap duydum. Mahkümlara bakmak bir türlü, bakmamak bir türlü idi. Bana öyle gelirdi ki yüzlerine bakınca göz- lerimden tezyif ve istihkar sezecek ler, bakmayınca da butdan başka mâ- na çıkaracaklardı. Aradan iki sene geçti. Geçenlerde gene Kızılcahamam'a gittim. İlk ara- dığım şey, tahta parmaklıklı hapisa - ne olmuştu. Fakat yok... Orası şimdi yarı adam boyu bir duvarla örülmüş belediye ardiye filân olara kkullanı - yor. i arkad dı. O- na sordum: — Geçen sene buradan kaldırdık, mahkümları başka bir binaya yerleş - tirdik, dedi, fakat asıl yeni hapisane- miz bitince oraya nakledeceğiz. — Ne zaman bitiyor ? — İnşaat ikmal edilmiştir. Tefer - rüat üzerinde uğraşılıyor. Cam, çer- çeve, boya gibi... Bir haftaya kadar © da bitecek.... Yemyeşil ve geniş bir saha, geniş cepheli, güzel bir bina ile daha şirin olmuştur. Cephe, bu güzel kasabanın haşmetli çamlıklarına karşı kurulmuş- tur. Uzaktan bu bina, Kızılca'ya gelen misafirler için yapılmış güzel, turis - tik bir otel zannedilebilir. İçi de, dışı kadar güzeldir. Geniş salonlar, yirmi beşer karyola alabile- cektir. Salonların pencerelerinden a - labildiğine uzıyan, ve alabildiğine yükselen çam tepeleri görülür. Beri - yanda bir salon, atelye olarak kurul - muştur. Mahkümlar burada çalışacak, para kazanacak, bir yandan da kendi işlerini göreceklerdir. Atelye, namus- lu hayatın şartını, çalışma zevkini ve- recektir. Beri yandaki mutfakta ye - mekleri pişecektir. Öte yanda banyo MüAadei M ar Ş dandadır: işte Ankara ceza evi, işte Edirne ıslahhanesi ve işte İmralı.. Bu yazıyı yazdıktan sonra bir ha- ber aldık: Edirne'deki Çocuk Islâha- nesinin 120 mahküm çocuğu, yeni Kızılca cezaevine getiriliyormuş. Buna çok sevindim. Yeni binanın çocuklara nasip oluşu, bir tesadüf e- seri bile olsa, muhakkak ki hayirli bir tesadüftür. Henüz, pek küçük yaş larında kanuna itaatsizlik temayülü - ne kapılmış olanların tehzip ahlâkı için bundan daha mükemmel bir tesa- düf olamazdı. Hem çocuklar içine girdikten sonra bu güzel binanın ka- pısına artık “cezaevi,, levhası asılmı- yacak, oraya “Islâhane” denecektir. Hükümet çocuğa âzap ve elem çek - tirmeği değil, onu ıslâh etmeği, na- muşlu ve çalışkan bir vatandaş ola - rak yetiştirmeği istiyor. ** Yugoslavya'nın siyaseti Belgrad, 21 a.a. — Yugoslavyanın umümi siyaseti hakkında mütalealar serdeden Samouprava gazetesi yazı - yor : “Bizim dahili ve harici siyasetimi - zin esas prensipi, dahili ve harici sulh- tur. Svetkoviç —hükümeti, en him ihtilâfların mevcut olduğu bir za- manda büyük bir siyasetle beynelmilel prestiji muhafazaya muvaffak olmuş - tur, Yugoslavya, her türlü nifaktan a - âdedir. Yugoslav daşlarının ken di nefislerine ve devletlerinin kuveti- ne itimatları vardır. Hiç bir maceradan delik işleriyle meşgul olabilirler.,, İngiliz Elçisi Ciano'yu ziyaret etti dairesi vardır. $ Ci a, 21 a.a. — İngiltere büyük el - yu okşıyarak ve doğruya inandırarak ni- gibi va- pervarları yoktur ve sükün içinde gön beyanatında diyor ki: (Başı | inci sayfada) Bu ayın sonunda Danzig'de bütün nazi şeflerinin bir konferans halinde topl kları öğreni Toplan- tı Hersalberg'de yapılacaktır. Danzig'den Exselsior gazetesine bildiriliyor: Serbest şehir hakkında ister barış müzakerelerinden ister silâhlı bir ih- tilâftan bahsedilsin, Danziglilerin hal ve tavrında hiç bir değişiklik yoktur. Ekseriyet, bilhassa tüccar ve memur- ların ve hattâ nazi partisine mensup kıtaatın ekserisi, her şeyden evel dan- zigli kalmak Aarzusundadır. Hulâsa, anşlustan gittikçe daha ziyade kor - kulmaktadır. Zira umumiyetle anşlus un tevlit edeceği ekonomik neticeler düşünülmektedir. Serbest şehrin Al- manyaya ilhakı halinde, Polonya ti - caretini Gdynia'ya çevirerek Danzig'i bu ticaretten mahrum'etmiyecek mi- dir, deniliyor. İşte birçok kimseleri düşündüren tehlike budur. İngiliz heyeti reisi döndü Varşova, 21 a.a. — İronside, bugün Polonyadaki ziyaretini itmam ederek tayyare ile İngiltereye hareket etmiş- tir. Hareketinden evel mavi üniforma giymiş olan bir Polonya müfrezesine Polonya lisaniyle bir hitabe irad et - miştir. Bu müfreze — efradı, vakiyle büyük harpde kendisinin kumandası altında muharebe etmiş kimselerdir. Tecavüz hâdisesi Varşova, 21 aa. — Gerek Polonya makamatı, gerek Danzig — makamatı Pestelau hâdisesini ehemiyetsiz gös - termektedirler. K Salâhiyettar mahafil, Polonya hü - kümetinin ancak şimdiki tahkikattan sonra harekete geçeceğini ve icap eden tedbirleri ittihazda tereddüt etmiye - ceğini beyan etmektedirler. Almanya demir topluyor Berlin, 21 aa. — Hurda demir top - laması için bütün Almanyada yeni bir faliyet başgöstermiştir. 1938 senesinde muhtelif fabrikalar- da 255.000 ton hurda demir meydana çıkarılmıştır. Bu seferki yapılacak iş de evelkiler istimalden sakit olan demir mal - | zemenin, demir ve çelik yar istimale gayri salih makinelerin, rayla rın, madeni kapıların, çivilerin, zin - cirlerin, çıkrıkların, kambloların ve u mumiyetle iyi işlemelerine mani ol - maksızın fabrikalarda alınabilecek bü- tün âletlerin alınmasını istihdaf et - mektedir. P | Mareşal Smigiy Rydz kadar Hatay'ı (Başı 1. inci sayfada) tay'daki fransız makamlarının elinde kalan selâhiyetler de tamamen türk makamlarına devredilmiş olacaktır. Anlaşmanın birinci maddesinin son fıkrasına göre 19 mayıs 1939 da çalış- malarını bitirmiş olan hudut komis- yonu, Türkiye ile Suriye arasındaki hudut hattını arazi üzerinde tesbite memur edilmiş bulunuyordu. Komis- yonun tesbit ettiği hudutla ayrılmış olan Hatay toprakları üzerinde yarın- dan itibaren yalnız türk askerleri ka- lacaklardır. Fransız askerlerinin ayrılma merasimi Bugün ve nihayet yarın sabaha ka- dar, Antakya kışlasındaki fransız bay rağı indirilmiş olacaktır. Dost devle- tin bayrağı indirilirken fransız milli marşı olan Marseyyez, onun yerine şanlı türk bayrağı çekilirken de İs- tiklâl marşımız çalınacaktır. Bu me- rasimden sonra fransız kıtaları Ân- takyaya vedâ edeceklerdir. Kendileri- ni türk kıtaları uğurlıyacaktır. Büyük bayramda bulunacak heyetler Adana (Hususi) — Yarın, Hatayın en büyük bayramı olacaktır. Bu bay- ramda, Büyük Millet Meclisimiz ve C. H. Partisi namına bulunacak olan heyetlerle gazeteciler 20 temmuz sa- bahı Adanaya gelmiş ve Adana'da başta vali olmak üzere vilâyet, parti erkânı tarafından hararetle karşılan - mışlardır. Hatay bayramında bulun - mak üzere Adana'ya yurdüun birçok !:flerindç_n heyetler gelmiştir. dana'dan Hatay'a hareket edecek ve Hatay hududundan itibaren törenle karşılanacaklardır. Hatay'da heyecan Antakya, 21 (Hususi surette giden Alman propag Paris, 21 a.a. — Journal'in Berlinde ki hususi muhabiri, gazetesine gön - dermiş olduğu bir haberde şöyle di - yor : “Bugün dahi Berlin ile Varşova a- rasında müzakerelere girişilmek üze - re bulunulduğuna dair bir şayia neş - retmek suretiyle bizim tekayyuzumu - zu uyuşturmiya çalışıyorlar. Bu, bir manevradan ibarettir ve almanların tec rübe balonları, diğer memleketlerde kargaşalık çıkarmaktan başka bir şey istihdaf etmemektedir. Alman propagandasının ortaya at - mış olduğu şayialardan hiç biri şimdi- ye kadar teeyyüt etmiş değildir. Almanya'da mektupların kontrolü Metz, 21 aa. — Fransız ve ingiliz pullarını taşıyan bütün mektuplıarm alman fransız hudüdü boyundaki al - arkadı z bildiriyor) — Hatay, a- navatanın kucağında kutluyacağı bü- yük bayramını, târifi mümkün olmı - yan bir sabırsızlıkla beklemektedir. Kadın erkek, küçük büyük bütün Ha- taylılar, bayramlarını emsalsiz bir şe- kilde tesit etmek için günlerdenberi hazırlanıyorlardı. Hatay'ın bütün şe- hir ve kasabaları milli bayraklarımız- la ve parti bayraklariyle donatılmış, caddelerde taklar kurulmuş, vecize- ler asılmıştır. Şu dakikada Antakya, ii'îııdesi güç bir heyecan içindedir. " Ankara Halkevinde Ankara Halkevi, yarın Hatay'ın anavatana ilhakı ve öbür gün Lozan- ın yildönümü olmak dolayısiyle pa- zar ve pazartesi günleri için iki tö - ren hazırlamıştır. Bunlar için Halkevi meydanında 'toplantılar yapılacak ve nutuklar söy man şehirlerinde mevcut sansür büro- larına tevdi edilmekte olduğu — haber verilmektedir. Sayfaları arasına mektüp sıkıştıril- mış olup olmadığı anlaşılmak — üzere bütün gazeteler de açılmaktadır. ü İngiliz - Polonya görüşmeleri Londra, 21 a.a. — İngiltere - Polonya mali görüşmelerine yarın hazine dai- resinde devam olunacaktır. Alâkadar mahfiller, yarınki görüşmede, bnîiıi;e k, filmler gösterilecektir. Tö - renler için zengin birer program ha- zırlanmıştır. Samsun İiselileri kamptan döndüler Samsun, (Hususi) — 20 günlük li- se kamp devresinin nihayete ermesi Dost Fransız askerleri yarına tahliye ediyoığ_ YARINDAN İTİBAREN Hatay'da Türk idaresi hâkimdir. Hatay bugünü heyecanla kutluyor :B"r*— Mill Cümhuriyette vatandaş (Başı 1 inci sayfada ) imparatorluğun süratle zevaline se- bebiyet veren hâdiselerden birisi de bu, olmuştu. O zaman aynı bayrak altında yaşıyan bütün unsurların takip et- tikleri yollar, geniş mikyasta ec- nebi tesiriyle karışmış kanlı hâdise- lere sebebiyet vermişti. Bununla be- raber saym valinin güzel bir suret- te izah ettiği gibi, bu hâdiselerin se- bep ve menşelerini biz burada arı - yacak değiliz. On sekiz milyon türk vatandaşı içinde lr imparator- luğuna ait meselelerden dolayı tek bir mesul şahsiyet yoktur. Onlar im- paratorluk gibi tarihin sayfalarına karışmış gitmişlerdir. Cümhuriyet hükümeti yalnız kendi genç tarihi - ne dair konuşabilir. Hatay bir vilâ- “yet halinde bize intikal ederken o - rada yaşıyan halka bir hıyar hakkı verilmiştir. Herkes bu hakkını kul - lanmakta tamamiyle — serbesttir. Cümhuriyetin prensiplerine bizim lâik ve inkılâpçı vasıflarımızla mut- tasıf olmak istemiyenlere yalnız ye- ni iltihak eden hataylılar için değil bu kabilden herkese memleket hu - dutları açıktır. Diledikleri yere gi - debilirler. Ve istedikleri tâbiiyeti kabul edebilirler. Fakat bu muhace- ret sırf emniyet bakımından ihtiyar ediliyorsa bu sebepsiz ve mânasız - dır. Türkiye Cümhuriyeti vatanper- 'Türk inkılâbını ' vetli âmil vatanperverliktir. ge ..I de ufuklarında, ve topraklarının her köşesinde uyuyan binbir türlü aziz hatıraları ve birçok maddi menfaatleri bırakarak bir memleke- ti terk etmenin acısını herkesten zi- yade biz duyar ve takdir ederiz. İş- te bunun için memleket dışındaki türk aleyhtarı organların tahrik ve teşvikiyle yurtlarını bırakıp giden insanların haline içten gelen bir duygu ile k kabil değildi Biz bu zavallı insanlara yirmi yıl önce uful eden ihtiyar imparator- lukla hiç bir münasebeti olmıyan yeni Türkiye'yi biraz daha yakın- dan anlamalarını ve realite karşısın- da iyice düşünmelerini tavsiye ede - (ç N. A. KÜÇÜKA . İngiliz - Sovyet görüşmeleri Londra, 21 a.a: — Press Assaciation yazıyor: İngiliz ve fransız hükümet - leri ingiliz -sovyet müzakerelerini takip edecek hattı hareketi tesbit için yeni bir istişarede — bulunmuşlardır. Hafta bitmeden Seeds'e yeni talimat gönderilecektir. Sulh birliğinin teşebbüsü Londra, 21 a.a. — Sulh için evrensel birlik cemiyeti bu akşam ingiliz seçici lerine bir kitap neşrederek bunları kadar bir anlaşmaya varıl - ni olan güçlüklerin halledilebileceği- ni ümid eylemektedir. İngiliz gazetelerinin sözleri Berlin, 21 a.a. — D.N.B. bildiriyor: İngiliz gazeteleri, alman biin- ü iyle liseliler bir busları dinde müdahalede bu - kıta halinde Atatürk anıtına gelerek çelerik koymuş ve ant içmişlerdir. E- bedi Şefin gösterdiği yolda yürüye - ceklerine ve Milli Şefin etrafında sarsılmaz bir bağlılıkla faydalı birer den aldıklarını söyliyerek Almanya - nın Danzig için bir harp yapmak iste - mediğini fakat daha ziyade bu mese - leyi sulhperverane bir surette hallet - mek arzusunda bulunduğunu bildiri - yorlar Bu hususta Berlin mahfilleri şu dü- şüncededirler : - İngiliz gazetelerinin bu — tezahürü burada büyük bir hayret uyandırmış - tır. Almanya bir çok defa Danzig me- selesini harp yolu ile halletmeyi dü - şünmediğini bildirmiştir. Ezcümle B. Hitler 28 nisanda sulhperver bir hal wmet_i ti eklif etmiştir. Son 'u'e', yatlı ngil n riy unsur olmağa çalışacaklarına dair gençlerin söylediği hitabeler sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Töreni müteakip liseliler tarafın- lunmiya ve aşağıdaki iki noktanın ya - pılmasını talep etmiye dâyet eylemiş- Şir : 1 — İngiliz sovyet paktı imzalanma dan evel, parlâmento dağılmamalıdır. 2 — Moskova müzakerelerinin bu - günkü vaziyeti ile derhal bir anlaşmı - ya varılmamasındaki engeller, efkârı tidi dan yapılan geçit resmi çok olmuş ve gençler çok alkışl ştir Törende vali, komutan, sivil ve askeri erkân ve büyük bir halk kütlesi hazır bulunmuştur. İzmir kambiyo müdürü Hatay'a gidiyor İzmir, (Huusi) — Şehrimiz kam- ürü Şükr gide 'a gid iyeye bildiril e Londra'nın yeni tâlimatı Londra, 21 a.a. — Hükümet B. Seeds e yeni talimat göndermiştir. B Seeds, B Molotof ile yakında bir görüşme ya pabilecektir. B. Galip Bahtiyar İstanbula gitti Toksoy, aldığı | » Galip B İzmir, (Hususi) — Parti müfettişi-| © Münakalât Vekilimizin Uşakta'ki tetkikleri (Başı 1 inci sayfada) fer atelyesinin daha ziyade genilı tilmesini ve yapılacak olan mi telefon santralının şehirler arasi lefori hattına bağlanmasımı, yekdi rine her bakımdan bağlı olan U Afyon şehirleri arasında tren kâ lİarı ihdasını, Uşak'ın hamam bo! kaplıcasına istasyon yapılmasıni bu kaplıcanın çok müsait ve güzel lan yerini modern bir tenezzüh halli haline getirmek için çalı: olan Uşak belediyesine yardım mesini terviç etmişlerdir. Münakalât Vekili İzmir'de İzmir, 21 aa. — Münakalât Vel Ali Çetinkaya, bu akşamki trenle at 20,15 te şehrimize gelmiş ve is! yonda vali Etem Aykut, mevki mandanı general Rasim Aktuğ, diye reisi Dr. Behçet Uz, emniyet dürü, C. H. P. müfettişi ve başi ve idare müdürü ile gazeteciler fından karşılanmıştır. Vekil tren inince karşılayıcıların ellerini sı ve garda toplanan halkın sevgi t hüratına mukabelede bulunmuştur. Ali Çetinkaya, buradan doğrucâ kametlerine tahsis edilen devlet miryollarının — Alsancak'taki husü ikametgâhına gitmiştir. İnhisarlar Vekili İzmir'e gidiyor (Başı 1 inci sayfada) Vekil bu pazar günü Ege vapur ile İzmir'e giderek orada tetkiklerd bulunduktan sonra Ankaraya dön cektir. Bay Raif Karadeniz İstanhul'dj tetkikleri hakkında bana şunları söf; ledi: — Bü pazar günü İzmir'e gidiyo rum. Orada da Vekâletimize bağlı dâ irelerde tetkikler yapacağım. Bu arf da Çamaltı tuzlalarını da göreceğir İstanbuldaki meşguliyetim esnasınd! alâkalılara bazı direktifler verdir! Bilhassa inhisarların teşkilât kanurj dolayısiyle hazırlıkların ikmalini bi dirdim. Dönüşte bu vaziyete göre &a lnan tedbirlerin verdiği netice tetkik Vedeceğim. Erzurum ve Samsun'da selle tahribat yaptı (Başı 1 inci sayfada) hi İ olmuştur. İspir'de sekiz insan boğul muş, 150 hayvan ölmüştür. Yağmuf lardan doğan seller aylarca çalışmı suretiyle yapılan yolları ve köprülef tahrip etmiştir. Samsun'daki zarar S 21 a.a, — $ 'daki sof seylâp hakkında alınan mütemmir malümat aşağıdadır : Merkez kazasının on köyünde 300l hektar arazide tütün ve mısırın bi! kısmı ile 60 bin kilo arpa, buğday vi çavdar tamamen mahvolduğu gibi ik ahşap su değirmenini de sular götî müştür. Çarşamba kazasında on sekiz kö: arazisini su basmış ve mezruata zarâ! verdiği tesbit olunmuştur. Bu mıntâ kada sular henüz çekilmediğinden hâ sarat miktarının tetkikine devam O lunmaktadır. Bafran'ın Alaçam nahiye merkezi nin Gicik köprüsü ile karşı mahallesi ne geçen köprüyü su götürmüş ve çâ) yın etrafındaki harmanları sel basmi! * tır. Gelek ve Yenice çayından gelef seylâp Hebili köyü arazisini basara' hayvanatı ve arabaları sürüklemiştif Samsun merkez kazası ile Çarşam ba ve Bafra kazalarında seylâptan ö lenlerin yekânu beş nüfustur. Tabid tın bu acı darbesine uğrıyan mıntakâj larda icap eden tedbirler alınmıştıf Çarşamba ve Bafra kaymakamla!| seylâp mıntakalarında çalışmaktadıf| lar. Vali de çarşamba'ya gitmiştif Köylüler hükümetin gösterdiği büyü' alâka ve yardımdan dolayı müteşek kir ve müteselli olmaktadırlar. Bugt)| ne kadar Samsun vilâyeti çevresind bu kadar büyük bir seylâp görülmed! ği söylenmektedir. İzmir limanının son haftadaki ihracatı İzmir, (Hususi) — Son hafta ıl.;i 4 de li d dış leketle 300 ton kuru üzüm, 103 ton zeytiny btiyar, hususi Bexı |. 570 ton palamut, 278 ton p