21 Haziran 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

21 Haziran 1939 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KTT AOA e Grnide e aKSai CT A SAA T" ULUS AlnGrAPİT Avrupada 4 hafla: “Hayat sahası,,nın bir başka târifi Memleketler hakkındaki malü- mai, seyahatler ve neşriyat dolayı- siyle ayağımıza kadar geldiğinden, tren seyahati, beş on memlekete de şamil olu, hele bugünkü fevkalıde şartlar yüzünd her . den istifadeli olmuştur. Meselâ, Viyana'da birkaç saat kalıp birkaç vatandaşla konuşmak, Viyana'yı esasen bilenler için bir fi- kir edinmeğe kâfidir. Bu misali ve- rirken, maksadım bugünkü Viyana- yı tasvir etmek değildir. Bunu seya- hat notlarımın sonuna bıraksam da olur. Demek istiyorum ki, nasıl bir- kaç saatlik bir göz kontrolü ve ye- rinde yapılmış bir iki mükâleme, Viyana'yı iyi tanıyanlar için onun bugünkü hali hakkında oldukça doğru bir fikir edinmeğe kâfi ise, Almanya ile Fransa'nın sosyal bün- yeleri malüm olduktan sonra, gü- zergâhın çizdiği tablolarda bunun bir müeyyidesini bulmak da o nis - bette mümkündür. Almanya, fazla sanayileşmiş ve bu yüzden zirai bünyesini istihsal - ler muvazenesinde gayrikâfi olıeık kadar b bir lekh la maruftur: lngıltere gibi. Fransa- ya gelince, aksine, istihsaller ırq- bahsinde, bu dünya, birkaç İngilte- re besliyecek kadar büyük değildir. Bu, bir. İkincisi de, muvaffak ol- mak vardır, olmamak vardır. Mu- vaffak — olmayınca, geri dönmek güçtür. Çünkü memleket içindeki muvazene, tehlikeli bir surette bo- zulmuştur. Bir sanayi ortaya çık- mıştır ki, ham madde ister, serma- ye ister, pazar ister. Bir nüfus artı - şı başlamıştır ki, mahreç ister. Bir zirai daralma alıp yürümüştür ki, artık ancak proteksyonist formül- lerle yaşıyacaktır. Bütün bunlar ne için? Bir imparatorluk kurmak için. Fakat bu imparatorluk hayali, bili- yoruz ki, 1914 te harekete getirile- rek 1918 de terkedilmiştir. Hem ne kan masrafı pahasına! Bugiin. acaba ne değişmiştir? Müsbet olarak, hiç bir şey. “Hayat sahası” nın bahsi bile, buna namzet DF At erelm y kaldırmıştır. Cidden, alman coğrafyası ile fransız coğrafyası, bu bakımdan, çok ibretlidir. Cidden, “hayat saha- sı” bir memleketin dışında değil, i - çindedir. Meğer ki, bir devlet, İn- giltere gibi, dünyayı kendi “hayat sahası,, y ğa muvaffak olarak, sındaki muvazeneyi d fa- za etmeğe çalışmış ve daha sıhatli, çünkü, harice daha az muhtaç bir milli vahdet yaratmıştır. İşte tren güzergâhı, size bunu, | Sını ıynen göstermektedir. Ben Alman- ya'yı tanırdım, fakat Fransa'ya hıç gitmentöştim. Vagonun penceresin- den, bu uzaktan ve kitaptan tanıdı- ğım memleketi, tasavvur edebilece- ğiniz bir göz açlığı ile tetkik ettim, ve iki memleket arasında yaptığım mukayese neticesinde, neden Fran- sa'nın, halinden daha memnun bir memleket olduğunu, nazarlarıma da izah ettirmiş oldum. Almanya'da, hemen her tren gü- zergâhı (bunlar hadsis ve hesap- sızdır), büyük emeklerle meydana getirilmiş yahut muhafaza edilmiş orman parçaları ile şuraya ve bura- ya sıkışmış ziraat toprakları ve bir de bu iki türlü manzara parçasını | küçülten ve ehemiyetsizleştiren şe- hirler ve sanayi merkezleri arasın- dan geçer. Sanki telgraf direkleri ile fabrika bacaları arasında bir re- kabet vardır. Büyük, geniş ve ekil- miş ovaları, Macaristan'da bırakır- sınız. Bir meranın ortasında otlıyan sürüler, köylerin yamaçlarını süsli- iyen alaca mekler. asıl Almanya'ya lduk olan alar - dır. Bu gıbı şeylerin azlığı ile fabri- lnlırın bolluğu, yoııl hrı 'ya, çİ- bu ların değişmesi üzerine, bung::'n":tkıl tarikiyle dönmek ve “hayat formülü” ne inanmak zekâ- sını göstersin! Gerçekten ve hattâ İngiltere i- çin, “hayat sahası” tabiri ağıza alı- nacak bir söz değildir. Bugün bıı o dünyada yaşıyoruz ki, İ Köylü kadınlar için ucuz manto yapılıyor erkekler için bir müddettenberi satı- şa çıkarmış olduğu elbiseler çok rağ- bet görmektedir. Bunu gören banka kadınlar için de mantolar hazırlamı- ya başlamıştır. Köylü kadınlarımızın yavaş yavaş mantoya alışmasını te- zuubahis olmadığı için — bu manto - lar 255 ile 325 kuruş arasında satıla- cak ve Kayseri bezinden imal oluna - caktır. Banka, bundan sonra kasaba ve şe- hirler için de ucuz elbiseler teminine çalışacak ve muhtelif tiplerde ku- maşlardan, muhtelif örneklerde elbi - seler vücuda getirecektir. Şimdilik yazlık olarak yapılacağı anlaşılanr bu elbiselere de yedi, sekiz liradan faz- la fiyadt konmıyacaktır. Pazarlık yaptıkları için kapatılan mağazalar Pazarlıksız satış yapılması hakkın- daki kanunun büyük bir titizlikle tat- bikine her tarafta olduğu gibi Anka- ra'da da devam edilmektedir. Beledi - ye zabıtası memurları, muhtelif yer - lerde sıhi kontroller yaparak sattık - ları mallar üzerinde müşteri ile pa- zarlığa yeltenen esnafı cezalandır- maktadırlar. Bilindiği üzere nizamna- me, kanuna aykırı hareketi görülen esnaf için birinci defasında para ce- zası koymuş, tekerrürü halinde de ma ğazanın bir müddet kapatılmasını em- retmiştir. Bu hükme uyularak son günlerde, pazarlık yapmak suçunu tekrarlayan birkaç dükkân ve mağa- za birer, ikişer gün kapalı kalmak ce- zasına —uğramışlardır. — Cezalarının isimleri de ayrıca gazete ile ilân olun maktadır. Sümerbank fabrikalarının köylü min gayesiyle — ve zaten kâr da mev- İstanbul'da Yerli mallar sergisi İstanbul, 20 (Telefonla) — İstan - bul yerli mallar sergisi komitesi bu akşam milli sanayi birliğinde birlik başkanı doktor Halil Sezer'in baş- kanlığında toplanmış, bu toplantıda mıntaka iktısat müdürü, mıntaka tica ret müdürü, belediye iktısat müdürü ve ticaret odası umümi kâtibi de bu- lunmuştur. İçtima geç vakte kadar devam etmiş ve sergi hazırlıkları üze- rinde birçok kararlar alınmıştır. Nevyork sergisindeki tarihi eserlerimiz geri getiriliyor İstanbul 20 (Telefonla) — Beynel- milel Nevyork sergisindeki pavyonu- muzda teşhir edilen kıymetli eşyala- rTımıza nezaret etmek üzere Amerika- ya gitmiş olan müzeler umum müdü- rü Aziz Ogan'la İstanbul ve Ankara müzeleri memurlarından BB. Selim ve Seyyit Hagiran sonlarına doğru Nevyork'tan işstanbul'a hareket ede - ceklerdir. Heyte Amerika'ya götür - düğü kıymetli eşyayı beraberinde bu- raya getirecektir. Adana'daki cinayetin sorgusu devam ediyor Adana, 20 (Hususi muhabirimiz - den) — Burada esrarlı bir şekilde ta - banca ile öldürüldüğünü bildirdiğim eczaci Ahmet Riza'nın katli hâdise - siyle alâkadar olan Niğde'de tevkif e- dilen Hicri Adanaya getirilmiştir. Di- ğer suçlu Saminin ve Hicrinin sorgu- ları devam etmektedir. kendi öz “hayat ııhımıı A ıncık kendi leketl “müşterek hayat sahası,, dı.. sade- ce, küremiz ve dünyamızdır. Ken- dinden önceki nesillerin hataları yüzünden “hayat sahası” aramak . e d y SA | M $ Yakında yıkılacak olan İstanbul hapisanesinin yerine ler, eğer bunu anlıyacak olurlarsa, kendilerine en güzel “hayat formü- lü” nü vermek bahsinde, hiç bir memleket dar görüşlülük göstermi- yecektir. Burhan BELGE Aydın'da iki katil idam edildi Aydın, 20 a.a. — Muğlanın Katran - cı köyünden bir köylüyü parasına ta- maan öldürmekten suçlu Çine'nin Ka- bataş köyünden Ali Afşin ile kendi karısını taammüden öldürmekten suç- lu Çine'nin Alihan köyünden Hasan verilen idam kararları ÇAA YŞ men'i kömür'e Halbuki Frınıa'dı. köy ile fabri- ka, biribirlerinin “hayat ııhılırı,,- na hürmet etmektedir. Köyler, kö- ye benziyor. Yani, sanayiin hende- sesine teslim olmamışlardır. Top- rak üzerinde çalışmanın insan ruhu- na aşıladığı emniyet, bu emniyet'in verdiği serâzatlık huzuru ve bu hu- zurun köy evlerinde ve köy mima - ” | F0 . VERD SŞ VXC 5i MERO Z i'.nıik ve 'tıııdumık, - fransız köyünü, ır- 1 h TE Ü yamaç ine metre bb, hesabı üzerinden ölü kelebekler gi- bi mıhlamamış ve fabrika bacaları- nın hoyrat - tesallütlarına teslim et- mem.tır. Fakat bu, Fransa'da sa- nayi yok demek değildir. Kitaplar, bildiğiniz gibi söylüyor, ticaret te- yit ediyor ve güzergâh anlalıyor ki, Ça bu gece, mahkümların Aydın'da asıl - mılan ıuretıyle infaz edilmiştir. ÇAĞRI X Dahiliye Encümeni 21-VI-1939 çarşamba günü saat onda toplanacak- tır. X Sıhat ve İçtimaf Muavenet En - cümeni bugün saat 14 de toplanacak- tır. X Divanı Muhasebat Encümeni bu- gün saat 10 da toplanacaktır. X Ziraat Encümeni bugün saat on dörtte toplanacaktır. X Maliye Encümeni bugün saat 10 da toplanacaktır. X Arzuhal Encümeni bugün saat — Tetanbul, 20 (Telefunlay — Tetan. Modern bir adliye sarayı yaptırılacak Çırak, kalfa ve usta kursları Geçen sene meclisten çıkan kanu- nun ne şekilde tatbik edileceğini gös- teren nizamname, yüzden fazla işçisi bulunan müesseselerle maden ocak- larını bu kurslarda takip edecekleri derslerin müfredat programını en çok 15 temmuz 1939 tarihine kadar hazır- lamağa ve İktısat Vekâletine gönder- meğe mecbur tutmuştu. Haber aldığımıza göre, muhtelif yerlerden İktısat Vekâletine program- lar gönderilmeğe başlanmıştır. İktı- sat Vekâleti gönderilen ve gönderi- lecek olan bu programları tetkikten geçirecek ve muvafık bulursa tasdik ettikten sonra tekrar müesseseye gön- derecektir. Program, Vekâletçe eksik veya tadile muhtaç görülürse üzerin- de tashihler yapılacaktır. 15 temmuz tarihine kadar müfre- dat programlarını İktısat Vekâletine göndermemiş bulunanlar için Vekâlet program hazırlıyacaktır. Bütün bu işler 15 ağustos tarihine kadar tama- men bitirilmiş olacak ve Tür'riye'nin her tarafında, yüz veya yüzden fazla işçisi bulunan iş yerleriyle maden o - cakları kanunun emrettiği şekilde çı- raklar, kalfalar ve ustalar için birer kuürs açmış bulunacaklardır. Kurslar 15 ağustostan itibaren faaliyete geçe- cektir. , Kursların açılışındaki gaye mem- lekette asıl işçi yetiştirmektir. Bu iti- barla bu kurslara devam edenler, üdd. da bir imtihandan ge- çirilecek, muvaffak olanlara birer eh- liyetname verilecektir. Çırak kursunu bitiren bir işçi mu- ayyen bir müddet çalıştıktan sonra kalfa kursuna devam edebilecek Ve ıyniyle kalfa kursunu bitirmiş ve eh- bul hapisane binasının bütün müşte- milâtiyle birlikte yıkılması ve üzerin- de adliye sarayının inşa edilmesi ka- rarlaştırılmıştır. Tarihi ve mimari kıymeti olup olmadığı etrafındaki münakaşalar hatirlarda olan bu bine hakkında Cümhuriyet Müddeiumumi- si B. Hikmet Onat şunları söylemiş- tir: — İstanbul'un yeni bir adliye bina- sına kavuşmasını beyhüude yere ge- ciktiren harap binanın İbrahim paşa devrine ait bir kervansaray olduğu tahakkuk etmiştir. Hapi binasiy- de bir keşıf yaparak projede icabeden tâdilâtın nelerden ibaret olacağını tesbit edecektir. Adliye sarayının ö - nümüzdeki 940 senesi nihayetine doğ ru ikmal edilebileceği umulmaktadır. Ve adliye mek surette işliyebilmesi için yeni binada icabeden her türlü tesisat yapılacak- tır. Bilhassa mahkeme salonlari dinle- yicileri rahatça içine alabilecek dere- cede geniş olacaktır. Samiler muha - keme bittikten sonra yeni bir muha- le birlikte burasını da yıkılacağı ta- bitdir. Binanın yıktırılması işi yakin- da açık eksiltmeye konulacak ve en müsait şart gösteren müteahhide i- hale edilecektir. Yıkma ve enkazı te- mizleme fâaaliyetinin üç ay kadar de- vam edeceğini sanıyorum. Saha baş- tan başa temizlendikten sonra adliye sarayının inşasına başlanacaktır. An- cak mevcut proje üzerinde yeniden bazı tâdilât yapmak lâzımgeliyor. Bu tâdilât binanın cephe kısmına aittir. İbrahim paşa kervansarayı yıkılacağı için, istimlâk sahasının divan yoluna kadar teşmiline lüzum hasıl olmıya - cağını zannediyorum. Adliye sarayı - 10 da toplanacaktır. nın resim ve projelerini hazırlamış o- öi k i ş intizaren kori - dorlarda dolaşmıyacaklardır. Adliye sarayında dâva takip eden avukatla - rın da tanışması ve temin edilecektir. istirahat yerleri —H Fen Fakültesi falebesinin Avrupa seyahati İstanbul üniversitesi fen fakültesi Jeoloji enstitüsünün tehir edilen İs - viçre Alp tetkik seyahatinin bu hafta içinde yapılması katiyetle tekarrür etmiştir. AAA SİRMİEEİES FYG muddet çalıştıktan sonra usta kursu- na iştirâk edebilecektir. Kalifiye işçi yetiştirmek için hükü- metin bu kanunla atmış olduğu bu a- dımın yarın için çok faydalı netice- ler tevlit edeceğine muhakkak gözü ile bakılabilir. Elinde ehliyetnamesi bulunmiyan bir işçi, sanatı ne olursa olsun, ehliyetnamelilerin yanında iş bulmakta güçlüğe uğnyıcagı ıçin o da kurslara d 15 ağustosta kurslar açılmış bulunacaktır İş yerleri İktisat Vekâletine müfredat programları gönderiyorlar Yüzden fazla işçi çalıştıran müesseselerle mâden ocaklarını» işçileri için kurslar açmağa mecbur tutan nizamnamenin koyduğU müddet sona ermek üzeredir. Bilindiği üzere bu müesseseler 9" raklar, kalfalar ve ustalar için ayrı ayrı üç kurs açacak ve bu üf sınıf sanat erbabının kurslara devamını temin edeceklerdir. Ankara - İstanbul arasında yeni bir telefon hattı yapıldı Ankara ile İstanbul arasındaki te* lefon hatlannın ıhtıyıcn kıfayet et T yüzünd lerin bazaü uzun mıâddet beklemesi icap ediyor” du. Bu vaziyeti göz önüne alan postâ telgraf ve telefon umum müdürlüğü bu iki mühim şehir arasında yeni bif devre teşkiline karar vermiş ve bif müddettenberi çalışmağa başlamış bü* kainmaktadır. Haber aldığımıza göre Ankara -İs- tanbul hattına ilâve edilen yeni tele* fon devresi bu ay başına kadar bit- miş ve 1 temmuzda işletmiye açılmış olacaktır. Bu suretle İstanbul ile ara- mızdaki telefon hatlarının sayısı üç€ çıkmış olacaktır. Kuran portör tesi * satı da hesaba katılınca bu üç hatlâ aynı zamanda 12 muhavere temin edi- lebilecektir. Fakat Türkiye'nin ef büyük iki şehri arasındaki telefon ko- nuşması ihtiyacı bu suretle dahi ta” mamen tatmin edilmiş olmıyacaktif. Onun için de umum müdürlük tedbir- ler almaktadır. Abonelerin hiç bek- lemeden, istedikleri anda İstanbul ile veya Ankara ile konuşabilmeleri için ihtiyacın icap ettirdiği nisbett© devre vücuda getirmek için de bir yandan çalışılmaktadır. Bu işlerin 939 senesi sonuna kadar bitirilmiş ol ması ve telefon işlerimizin hiç bir şi“ kâyete mahal bırakmıyacak mükem- meliyete yarması için hummalı bif gayretle çalışılmaktadır. yiWP ——— Ankara Konservatuvarında yeni fâyinler Müzik öğretmen okulu ve konservâa- tuvar direktörü Bay Rauf Yener ra * hatsızlığından dolayı vazifesinden is- tifa ettiği için direktörlüğe eski Es - kişehir lisesi direktörü ve Edebiyat muallimi Orhan Şaik Gökyay tayin e“ dilmiştir. sayacaktır. Bu husustaki kanunla ve nizamnatmede işçileri için kurs açmı- yan veya bu işe lâyık olduğu ehemi - yeti vermiyen müesseseler ceza göre- ceklerdir. Bundan başka iş verenler kurslara devam eden işçilere de müş- külât çıkarmıyacak, faraza onların yevmiyelerini indirmek veya kesmek gibi kanunun ruhuna münafi hareket- te bulunamıyacaklardır. Bu şekilde hareket ettiği görülen müesseseler i- çin de kanun mühtelif cezalar tertip etmiş bulunmaktadır. Gerede'de de dolu yağdı Gerede, 20 (Telefonla) — Dün şeh- rimizde fasılalı surette dolu yağdı. Dol şiddeti yüzünden mezruat yüzde elli nispetinde harap ol p '« vardır. Hem de pek mükemmel bir sanayi vardır. Ancak, fransız hayat zekâsı, Sezar ile İsa'ya olduğu gibi köy ve fabrika'ya da, haklarmı ver- miştir. Bu bakımdan, “hayat sahası” hakkında söylenecek bir çift söz vardır. Her “hayat sahası,, her memleket için, evelâ, memleketin i- çinde başlar. “Hayat sahası”, eğer bir prensip ise, bu prensipi, memle- ketin içinde tatbik etmek, mutlaka lâzımdır. Çünkü bu yapılmadı ve bir memleketin muhtelif halk taba- kalarına ait olan “hayat snhaları,, başkaları lehine çiğnendi mi, milli muvazene öylesine bozuluyor ki, bu- nu iade için, hatıra zaruri olarak, başka memleketlerin “hayat saha lari,, na göz atmak lâzım geliyor. Fransa, dünya içinde kendine bir huzur yaratmak bahsinde, Alman - ya'dan yaşlıdır. Yani Almanya için bir misal ve örnek teşkil etmek va- ziyetinde bulunmuştur. Fakat Al- Kamutaydaki müzakereler dola- yısiyle son günlerde gazete sütun- larında ve halkın ağzındâ en fazla dolaşan kelimenin “barem” olduğu şüphesiz. Yoarmaudar pılmış hesaplar,, isimli yazmıştır. Bu adamın ismi bir nevi hesap cetvellerinin ismi olarak dile gir- miştir. Bu vesile ile Barem'in resmini de koyuyoruz. v y G bir kitap Tenkit ne demektir? İstanbul muharrirlerinden bi- risi “tenkit ne demektir?” başlığı altında uzunca bir fıkra yazmış. Bulıiım ıorduium bu fıkranın manya, istihsaller ar ket içinde bir muvazene politikası güden Fransa'ya bakacağına, bu muvazeneyi kurmakta olduğu im- pmtorlıık ile dünya arasında tesi - se çalışan İngiltere'ye bakmıştır. Vo. onu taklide kalkışmıştır. Ve hiç ; duşünmemışhı ki, içeride bozulan sin! demiyeceğiz. Barem, aslında 1640 ta Liyon'da doğup 1703 te Paris'te ölen bir fran- sız ik âliminin adıdır. “Ya- ınuvııqııeyı tesise çalışmalı ;” b ___,A&üı.l T aa Riktk İK aa » Ha LahĞdii d Bu kelimenin nereden geldiğini okuy Fakat d biliyor ? Bilenleriniz de, mademki bu bıylık bır ınıldır, bilmiyenleriniz de vardır. Biz, Nas- — cevabını ben de verebilirim rettin hoca gibi: Tınkıt kelıııen, ırıpçı tef'il — Bilenler bilmiyenlere öğret- dır ki kökü “nakd” keluııendır. Nakdin pa- ra manasına geldiğini bilirsiniz. Şu halde ondan gelen “tenkid” in de bir manası “paralamak,, ol- mak lâzım gelir. Gerçekten, bizde birçok ten- kitler de “paralamak,, şeklinde yapılmaz mı? Sayadsız imzalar! Bir bütün isi ü soyadlariyle birlikte yazmağa i- tina etmek medeniliğini gözteren bir takım gazete ve mecmuaları- mız, her ned son larda bu dikkat ve itinalarından vaz- geçtiler. Galiba, buna sebep, imzaları soyadlariyle birlikte yazmak su- retiyle onların şöhretleri azalaca- ğı kaygısıdır. Bu ufak bezirgânlık endişesi ile medeniliğe uymıyan bir lâüba- lilik yapmamalıyız: İsimleri soyadsız söylemek an- cak, pok samimi dostlar arasın- da hususi mektuplaşma ve konuş- malarda caizdir. Neşrettiği ma- kalelerdeki imzaları soyadsız ya- zan bir tek Avrupa gazete ve mecmuası gösterebilir misiniz? Vaydemarı! İşlediği cinayetlerin, çevirdi- ği dalaverelerin, yakalanışının, muhakemesinin tafsilâtiyle bütün dünya — gazetelerinin, sütunlar doldurduğu katil Vaydeman ni- hayet asıldı. Başka gazeteleri bilmem, fakat bizim gazetede bu idam haberine, ancak, üç, dört satırlık yer verildi. Herif hakkında yazılacak şey mi kaldı ki? diyeceksiniz. Fakat onun hapis yattığı müddet zarfm- da dünya sinirleri de o kadar fecaatlere kanıksadı ki, bir idam — tabirimi mazur ıomnl — ona vız geliyor! Sıhi pastırma! Kayseri'de asri mezbahanın temeli atıldığımı öğreniyoruz. Bu habere kayserililer kadar biz de sevinmeliyiz. Çünkü bundan son- ra dı.lıı sıhi putırmı yemek im- Mü in ve muavin- leri de degıştirilmıgtır. — Yeni İstanbul stadının plânı İstanbul, 20 (Telefonla) — Dolma - bahçe tersanesi yanındaki sahada yapi lacak olan yeni stadyom hakkında be - den terbiyesi istişare heyetinin yap - tığı tetkikler ve verdiği karar üzerine italyan mimarı B. Vietti Violli on altı bin kişi istiap edebilecek büyüklükte yeni bir plân hazırlıyarak vermiştir. Bir iki güne kadar memleketine gide- cek olan italyan mimarı stadyom tat- bikat plânını hazırlıyarak şehrimize döndüğü vakit hemen belediyeye ve- recektir. Stadyomun inşasıta vakit ge çirmeden başlanılacaktır. Diyarbakır'da 32 derece sıcak var Şehrimizde hava kapalı, orajlı ve a- ralıklı yağmurlu geçmiş, rüzgâr garp- ten saniyede 2 metre hızla esmiştir. Günün en alçak suhuneti 11, en yük- sek husuneti de 23 derece olarak tes- bit edilmiştir. Yurdda hava Ege'de cenup kısmında az bulutlu, doğu ve cenup Anadolusu ile orta Anadolu - nun şark kısmında bulütlu, diğer böl- gelerde yer yer orajlı ve yağışlı geç- miştir. 24 saat içindeki yağışların metremurabbalarına bıraktıkları su miktarları, Yozgatta 28, Kütahyada 24 Tosya ve Dursunbey'de 16, Merzifon- da 14, Kast da 13, Sap da 10, Çubukta 9, Ankarada 8, Çorum ve Ardahanda 7, diğer yağışlı yerlerde 1 ilâ 4 kilogram arasında düşmüştür. Rüzgârlar umumiyetle garpten ve en çok saniyede 7 metre esmiştir. En yüksek suhunet Nazilli ve Siirtte 30, ktir de Manisada 31, Diyarbakırda 32 derece- F A aei M z vcrosr c -- -— —. -—

Bu sayıdan diğer sayfalar: