4 Haziran 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| lar, F DIŞ POLİTİKA Sf"iyel'lerin tereddüdü Sovyetlerin sulh cephesine işti- 'el’lnı temin etmek için İngilte - %:bâ.m tarafından yapılan Te Moskova hükümeti he- Sevap vermiş değildir. Fakat Ve b“’m kundan son ingili .'_“lll teklifinin de Sovyetleri yle tatmin etmediği anla- "ın'“’nd"ı Bir kaç günden beri h“ıl d*_n ve Moskova'dan gelen lan ı Der, ihtilâfin iki noktada top- 18ını bildirmektedir: 1“; Sovyetler Baltık memleket - İnLiz de kayıtsız ve şartsız olarak ml:u' karşı garanti altına alm- rında ısrar ediyorlar. v ;üı:_(ll'lllıklı yardım vaziyeti - Yeti dim surette Milletler Cemi - M ':;'î:îmı bağlanmış olması | 'ünnü"ür'uknmetım şüpheye dü - Üyor ki, bir taraftan Sov- ;eue" diğer taraftan İngiltere ve ' :::ıldlh"ısmdıki görüşmelerin Te Ka günden beri, iki taraf Miş ol::'*lmıyı doğru hayli ilerle- â kla beraber, henüz - halli yeııeü:'lm iki nokta vardır. Sov- leri iHi Pu görüşmelerde gösterdik- in M: Szın mânasını anlamak i- İngil Ünih konferansı sıralarında Yine nin ve Fransa'nın kendile- ı“'lk ı_' aldıkları vaziyeti hatır - Cavüzü Azımdır. Sovyet Rusya, te- kelç0 Avrupa sulhu - için tehli- dan giltere'den ve Fransa'- k.,.ı. :'el Börmüş ve bu tehlikelere Tar 'd!"f alınması lüzumunda 1s- h,.!ı nişti. Demek ki tecavüze Zîltu:m“"'k cephe teşkili, İn- dan “" ve Fransa'ya mal olmaz- Bilt, el, Sovyet politikası idi. İn- * ve Fransa, Sovyetlerin bu Manya" isında ne yaptılar? A_!- n tler üzerine yürü- "“Eıu _SW'yee a ııym bil, k par h'.,,hmmdılı.r. Hattâ Alman - teş Vik .dl’nn_yı üzerine yürümeğe Manya, Pat bir vaziyet aldılar. Al- Dır“o"_ı'k' demokrat devletin im- H luklarına — doğru yürüyüş ı.'__d" ki İngiltere'nin ve Fran- dan — akılları başlarına geldi. Bun- Bir tak, tecavüzü önlemek için Yanti am devletlere bir taraflı ga- iki * Verdiler. Bazı devletlerle de I yardım paktı imzaladı - :lekh."Bunu temin için yapılan ilk î!ehbı.ısler, Sovyetlere itimat — tel- edici mahiyette sayılamazdı. '“İouyı ile karşılıklı ve tam müsa - At çerçevesi içinde bir anlaşma im- ran lıııi_llere, Sovyetlerle aynı ıt:e“e lı_ır_ mukavele imzala - Bak n çekinir bir vaziyet aldı. leb:ne o_lnrak da gülünç bir takım Rq:':r ı'Ieri ;ııldı: Polonya'nın ve ya'nın Sovyet yardımını ka - ğıüm_ekte ihtiraz gösterdikleri el endi. Sovyetlerle yapılacak ©o - VA k’lrdu? anlaşması, bu .'evletle - İı.).:q' bir tecavüz vukuunda ta- letin uk edeceğine göre, bu iki dev- ri, Sovyet yardımını reddetmele- Süykasta uğrıyan bir şahsın ca- ,“d'lurtırmıyı gelen bir. adamın ü imını kabul etmekten ise, ölü- idi, tercih etmesine benzemekte yle bir adamın ya aklından Yal dnliı:t da iyi niyetlerinden şüphe e- SRELDE zihniyet d ikç 'k'_! en ehemiyetli mesele, binsi İağalü Batan denizaltı gemisinin kurtarılması işi güçleşiyor Gemide 98 kişinin ümitsiz bir halde olduğu anlaşılıyor Londra, 3 a.a. — Oksidrik tüplerini havi mütehassıslar, dün akşam saat 18.30 da Thetis denizaltı — gemisinin battığı yere gelmişler ve geminin için- deki havayı değiştirmek için gemide delikler açmağa teşebbüs etmişlerdir. Gemideki hava ihtiyatı, bu sabah 1,30 da bitecekti. Filo kummandanı facia yerinde Londra, 3 a.a. — “Oress Associa- tion,, ın bildirdiğine göre denizaltı ge mileri filosu kumandanı amiral Wat - son, “Thetis,, denizaltı gemisinin kur- tarılması işine bizzat nezaret etmek ü- zere Liverpol'a gelmiştir. Kurtarma güçleşiyor Londra, 3 a.a. — Amirallık dairesi- nin dün saat 19 da neşrettiği tebliğe göre, Thetis denizaltı gemisinin zırhı üzerinde delikler açılması ameliyesi, halen mevcut şiddetli akıntılar dolayı- siyle bırakılmıştır. Denizaltı gemisi, daha ziyade yana yatmıştır. Kurtarma faaliyetine sular cezir haline gelince devam edilecektir. Sabahleyin çalışma başladı Londra, 3 aa. — Sular — yükseldiği sırada “Thetis,, in inkitaa uğrıyan tah lisiye işleri sular alçalınca bu sabah saat 4 de tekrar başlamıştır. Saat 6 da yüzgeçler geminin vaziyetinin tesbit etmişler ve sonra işe başi ştir ÜNYA HABERLERİ di tombozlarla geminin arka kısmının kaldırılmasına uğraşılmaktadır. Ami - rallik, yeniden mürettebattan bir ka - çının kurtarılması ümitlerinin azaldı- ğını teessürle bildirir,, Harp gemileri projektör tutuyor Facia mahallinin civarında bulunan bütün harp gemileri kurtarma ameli - yatiyle uğraşanların işleri kolaylaş - tırmak ve davis aleti vasıtasiyle kur - tulmağa muvaffak olabilecek gemici - leri karanlıkta seçebilmek için projek törlerini “Thetis” in bulunduğu nok - taya tevcih etmişlerdir. Bütün gün parlak bir güneş altında 20 harp gemisi ile tombozları çekmek te olan bir çok romorkör, “Thetis” in pupasının bulunduğu yeri işaret eden köpük parçasının etrafında bir halka teşkil etmişlerdir. Bir çok kürekli san dallar durmadan gidip gelmekte idi - ler. Dalgıçlar, denize dalmakta ve tah telbahirin kaburgasını muayene etmek mekte idiler. Atış talimleri esnasında “Thetis”in bir vapur enkazına çarptığı zannedil - mektedir. Facianın acıklı tarafı Thetis'de mahbus kalmış olanların akraba ve dostları Birkenhed'daki Cammel Lairrad tezgâhlarına akın e- derek kazazedeler hakkında haber bek lemektedirler. Bu arada bazı hazin "Ümit kesildi mi? Londra, 3 aa. — Birkenhead — tez- gâhları sabaha karşı saat 1 de Thetis'- in mürettebatını kurtarmak — ümidi- nin kesildiğini bildirmiştir. Amirallığın tebliği Londra, 3 a.a. — Gece yarısından bi- raz sonra amirallık aşağıdaki tebliği neşretmiştir : — “Yalnız dört kişi Thetis tahtelbahi: Thetis'i terketmeğe tığraşırken iki ki- şinin boğulduğuna dair verilen haber- ler teeyyüd etmemiştir,,. Thetis, derin sulara dalmış değildir. Fakat geminin büyük olan sikleti su- yun üstüne çıkarılmasına mani olmak tadır. Gemide 101 kişi var Londra, 3 a.a. — Öğleye — doğru “Thetis,, in kaburgasına hafifce vu- ruumakta olduğu dalgıçlar tarafından işitilmesi üzerine gemide birkaç kişi- nin daha kurtarılabileceği ümid edil- mekte idi. Thetis'de 101 kişinin — bulunduğu resmen bildirilmiştir. Bunlardan dör- dü dün kurtarılmıştır. Facia tafsilâtı Lonera, 3 aa. — Deniz mahfillerin- de ihtiyat oksijenin sabah saat bir bu- çuğa kadar kifayet edebileceği malüm ..H:::fin garp demokrasileriyl TTT a imkân yoktu. Al- ı'nnı. italyan tecavüz ittifakı imza- bah, amış olsaydı belki de şu ve bu anl, ”© ileri sürülerek Sovyetlerle Bu ; nak çareleri aranmıyacaktı. . Mttifak i d Samkkü ki ırkîı::“lın hükümeti, — ingiliz sm'y ümiyesinin tazyıkı altında "hbğ:l"le anlaşmak için ciddi te - liz tk Yapmıştır. Fakat hâlâ ingi- h’—minhh Sovyetleri her noktada M etmiyor. nin Selâ Baltık memleketleri - çe i:ü“lntî altına . alınmalarından bu d 'mektedir. Gösterilen sebep de Mek *vletlerin garantiyi kabul et - törç Stemedikleridir. Aynı sebep lony, elerin ilk safhalarında Po - leyj "e Romanya hakkında da - i- ıı,,__':ful_mü,ıü. Hattâ - bir aralık Yi ğ iz'in bile böyle bir anlaşma - taf gel olduğu söyleniyordu. İti - .diq?"nek lâzımdır ki bunlar ikna Soyy *Pepler değillerdir. İngiliz - ::l anlaşması, bu devletleri te - tadır. ç© korumak için yapılmak - bie d Ve ancak bu devletlere karşı d.t_;ş_“üı vukuunda tahakkuk e- ti dir. Bu devletler kendilerini l%::ıden korumak için yapılan Tiyet Se itiraz ediyorlarsa, bu va- Çıl—m:k'“lk kendilerini bugün kar - Ünü “ta olan tehlikenin büyüklü- Ye y Sösterir. Binaenaleyh tehlike- itüdk t korunmaları lüzumu daha Almanya'nın Avrupa'daki lı:ğn"'*:ı.lıı..ıeı:ı-;l bir olederlar * l rağmen, “Thetis,, tahtelbahi- ri mürettebatının — kurtarılabileceği dün akşama kadar ümit edilmekte idi. Sabahleyin saat 9.50 de gemide bulu - nanlardan ikisi tarafından muvaffaki- yetle yapılan teşebbüsten sonra tahtel bahir mürettebatından hiç kimse da - vis alti vasıtasiyle gemiyi terketme - miştir. Gemidekilerin niçin bu aletle kurtulmağa teşebbüs etmedikleri key- fiyeti merakı mucip olmaktadir. “Thetis” in vaziyetini değiştirmek için geminin ön kısmının altından bir halat geçirilmiştir. Geminin ön kısmı na su dolmuş ise de mürettebattan hiç kimse bu kısımda bulunmamaktadır. Sular alçaldığı zaman geminin pu - pası hâlâ suyun altında bulunmakta idi. Arka kısımda bir delik açılmasına teşebbüs edilmiş ise de bu işte muvaf- fak ol dığından & deleri kur tarmak ümitleri büsbütün azalmıştır. Scapa Flow'da alman harp gemileri nin yüzdürülmesi almeliyesine iştirak etmiş olan 6 eksper kurtarma işlerine yardım etmek için tayyare ile Liver - pol'a gitmişlerdir. Saat 22 de amirallik, şu tebliği neş- retmiştir : *“Bazı şayiaların hilâfına olarak su- lar alçaldığı zaman “Thetis” in arka kısmı suyun üstüne çıkmamıştır. Şim- nin ilk vazifesi, böyle felce uğra- mış bir halde olan devletlerin üze- rinden tazyıkı kaldırarak, kendi - lerine hareket istiklâli vermektir. Fakat Sovyetlerin iştirakleri temin edilmedikçe, sulh cephesi, böyle bir gayeyi temin edecek derecede ku- vetleşmiş telâkki alar göze çarpmaktadır. The - tis'in kumandanının refikası Mm, Bo- lus, yesinden bağırıp çağırmakta olan bir bahriyelinin zevcesini teselli et - mekte idi. Mürettebattan bazılarının davis aleti vasıtasiyle kurtulduklarına dair sabahleyin alınan haberler, bü - yük bir ümit uyandırmıştı. Bir kaç ka dın, sevinçlerinden bayılmışlardır. Fa kat akşama doğru her keste derin bir keder hasıl olmuş ve tezgâhlarda de - rin bir ümitsizlik havası esmeğe baş- larpı$iNsaen kurtaurmağa müvaffak ©-| lan 5 bahriyeliden ancak üçünün yaşı- yabildiği öğrenilmiştir. Şimdi Thetis'in sahile doğru çekil - mesine uğraşılmaktadır. Son gayretler Tahtelbahirdeki oksijenin ya - kında biteceği malüm olduğundan kurtarama projektörlerinin göz alıcı ışıkları altında hararetle devam edil - mektedir. Kaza kurbanlarının adedi 98 Londra, 3 aa. — Thetis'i karaya doğru çekebilmek için romorkörler - prens Pol'un Berlin . seyahati Berlin, 3 a.a. — Hitler Yugoslavya naibi Prens Pol, dün gece Berlin o- perasında verilen Vagner'in “Maes - ter Zinger,, temsilinde bulunmuşlar - dır. Berlin, 3 aa. — Yugoslavya naibi Prens Pol, Berlin belediye reisi Lip- pert'i kabul etmiştir. Belediye Treisi Prens'e hoşgeldiniz demiştir. Prens Pol ile Prenses Olga, bun - dan sonra Potsdam sarayını gezmiş - ler ve von Ribbentrop tarafından şe - reflerine verilen öğle yemeğinde ha - zır. bulunmuşlardır. Yugoslav gazetelerinin neşriyatı Belgrad, 3 a.a. — Bütün yugoslav gazeteleri, sayfalarını naip Prens Pol ile Prenses Olga'nın Berlin se - yahatlerine tahsis etmektedirler. Dün öğleden sonra çıkan gazeteler, Ber- lin'de misafirlerin şerefine dün sa - bah tertip edilen büyük geçid resmi - ne aid uzun haberler neşretmektedir- ler. - Skoda fabrikaları ve balkan devletleri DT AT LÜT Vaşington, 3 a.a. — Ayan hariciye encümen reisi Pittmann'da bitaraflık kanununun muhariplere harp levazı- mı verilmesini yasak eden hükümleri- ni tenkit etmiş ve bu hükmün milita- rist devletleri sulhcu devletler arasın- da olarak himaye eylediğini söyledik- ten sonra demiştir ki: “Skoda fabrikalarının Almanya eli- ne geçmesi Balkan devletlerini kendi emniyetlerini korumak için icabeden müdafaa vasıtalarını temin etmek im- kânından mahrum bırakmıştır. Fransa Di V çi D ) İSTANBÜL Gazeteleri z TAN mara İngilizlerle - Sovyetler ergeç anlaşacaklardır M. Zekeriya Sertel, bugünkü başmaka- lesinde, ingiliz - sovyet müzakerelerinin dünya milletlerini huzursuzluktan ve em- niyetsizlikten kurtarmak hususundaki ro- lüne işaretle, Molotov'un son nutkundaki noktalara rağmen bu anlaşmanın ergeç yapılacağını söylüyor. Üniversitelilerimizi nasıl zehirliyoruz M. Turhan Tan, “Penceremden” sütu- nuntaki fıkrasında, 8 ay evel üniversite- yi ziyareti münasebetiyle orada, üniver- sitenin biyoloji enstitüsüne zehir yağdı- ran bir fabrika bacasını tarif ediyor ve 8 aydanberi bir çok değişiklikler olduğu, halde bu fabrika bacasının hâlâ bu zehiri saçmakta devam ettiğini kaydettikten sonra-5 bin üniversiteliyi zehirlemekten kurtarmak için bu fabrikayı başka yere kaldırmak caiz değil midir ki bu facia hâ- lâ devam edip gidiyor? Sayın valiye sor- mak isterim” diyor. Yeni barem projesi mecliste Amkara'dan aldığı bir habere göre, dev- le “oları aylıklarının tevhit ve teadü- lü ındaki kanun lâyihasının meclis rüzu. dlesine alındığını, pazartesi toplan- tısında görüşülmesi ihtimali olduğunu yozıyor ve projenin esaslarını neşredi- CUMHURİYET aammamama Cumhurreisi İnönü haziran sonlarında şehrimize şeref verecekler Ankara'dan (elefonla) aldığı bir haber- de diyor ki: Cümhurreisimiz İsmet İn - önü'nün haziran sonlarına doğru İstan - bul'u şereflendireceklerinden bahsedil - mektedir. Diğer taraftan cümhureisimizin Trak- ya'da yapılacak manevraları bizzat takip edecekleri de anlaşılmaktadır. Ağustos- ta yapılacak olan manevraları büyük bir geçit resmi takip edecektir. Ecnebi ata- şemiliterlerin geçen manevralarda oldu - ğu gibi geçit resmine de davet edilmele- ri kuvetle muhtemeldir. y Cümhurreisi tarafından Kurultay âzası şerefine yarın şehrimizde bir çay ziya- feti verilecektir. Yugoslavyanın vaziyeti Nadir Nadi, bu başmakalede, prens Paul'ün Berlin'i ziyareti münasebetiyle, totaliter devletlerin Balkanlardaki emel- lerine Yugoslavya'nın âlet olduğu yolun- daki şayiaları yersiz bularak bu Berlin — —35.000 Tonluk bir kruvazör yaplırıyor Paris, 3 aa. — Bahriye nazarati 380 milimetrelik toplarla mücehhez 35.000 tonluk dördüncü bir zırhlı sipariş et - miştir. Loire tezgâhlarında inşa edile- cek olan bu zırhlıya “Gascogne” ismi verilecektir. Bu sınıf zırhlılardan birincisi olan “Richelieu” nün 17 ikingikânun 1939 da denize indirildiği ve aynı gün “Cle ismindeki ikinci zırhlının deki mürettebat, d lt g i ufki bir vaziyete sokmağa uğraşmak- tadır. Fakat Thetis'in burnu, halen derin surette kuma gömülü vaziyet - tedir. Şiddetli akıntı olması, geminin va- ziyet değiştirmesi takdirinde müret- tebat için ölüm tehlikesi bulunması ve daha ağır sebepler dolayısiyle deniz- altı gemisinin zırhının kesilmesine teşebbüs olunamadığı teeyyüt etmek- tedir. Diğer taraftan kurtulan bahriyeli - lerden biri, denizaltı gemisinin “Da- vis” aletleri vasıtasiyle kurtarmalara devam et inin hareket od kapısında bir arızadan ileri geldiğini muhakkak addetmektedir. Nihayet şurası da teeyyüt etmiştir ki kurtarıcı gemilerin vaka mahalli- ne gelmesinden haberi olmıyan kap - tan Oram, ancak havanın çok güçlük- le teneffüs olunur bir hale gelmesi üzerine, Davis formülü sistemine baş vurmuştur. Press Association'un bildirdiğine göre, Thetis'te 102 kişilik mürettebat inşasına başlandığı hatırlardadır. “Je- an - Bart” ismindeki ikinci — zırhlı Saint - Nazaire tezgâhlarında inşa e - dilmektedir. kurtarıldığına göre kaza kurbanları- nın adedi 98 dir. Bütün ümitler kesildi Londra, 3 a.a. — Amirallık daire - sinden gelen ve Cammel Laird tez- gâhlarının merkez binası kapısına a- sılan bir telgraf, Thetis denizaltı ge- misinde bulunanların — hayatlarının kurtarılması hakkındaki bütün ümit - lerin artık nihayete ermiş olduğunu bildirmektedir. &.a. Matbuat Servisi nakkale icrasından İstanbul icrasma gel- memesi hâdisesi münasebetiyle Çanakka- le ile İstanbul arasındaki mesafenin kısa- lığını hatırlatıyor ve hâdisenin hakikat lduğ i yacak derecedeki gara- betini tebarüz ettirdikten sonra “bu iş hangi makamı alâkalandırıyorsa ondan böyle yolsuzluklara imkân bırakmaması- nı dileriz,, diyor. İnönünü dinlerken, sulh prensipleri Sadri Ertem, bugünkü baş makale sü- tununda, Reisicümhurun nutkundan aldı- ğı parçaların tahliline devam ederek, Tür- kiye cümhuriyetinin aldığı tedbirlerin yurtta sulh tezinin muhafazası için vücu- da getirilen destekler olduğunu söyledik- ten sonra, Milli Şef'in, bir milletin bir başka millet tarafından istismar edilemi- yeceği prensipine dair olan sözlerini, * dünya sulhunun bizim için mikyas olarak tavsif ediyor. İKDAM Yıkım olan faiz *“İşaretler,, sütunu muharriri, Kurul- tay'da, bankaların mülk sahiplerine ipo- tek mukabili para vermeleri lüzumunu i- leri süren âzâdan birinin bu fikrine işti- râk ediyor ve bankaların ipotek mukabili verdikleri para için aldıkları faizin yük- sekliği yüzünden, borç para alanların mallarını bilâhara satmak mecburiyetinde kaldıklarını izah ediyor ve diyor ki: va- tandaşı mülk sahibi etmek istiyorsak, hiç olmazsa resmi devlet müesseselerinin ipo- tek mukabili verdikleri borçların faizini, yıkım olmıyacak bir hadde indirelim.,, Kabahat bizde değil *“İnkilâbın meşalesi, sütunu muharri> ri, memleketimizdeki mektep ve lli noksanını ele alarak, mecburi tahsile ta- bi iki milyon çocuğun ancak üçte birini okutabildiğimizi, Avrupa'nın en geri memleketlerinde bile okuma yazma bil- miyenlerin sayısı yüzde 30 a vardığı hal- de bizde okur yazarların hâlâ yüzde 30 u ve 35 i geçmediğini söylüyor, lâkin irfan ve kültür yolundaki hamlemizin tam ran- dıman vermemesi bizim kabahatimiz ol- madığını, enerjimizin mühim bir kısmını müdafaamıza ayırdığımızı izahla “kaba- hat bizde değil, yaşadığımız devirde,, di- yor. Beşinci büyük kurultay bugün dağılırken ' A. N. Karacan, Kurultay'ın, türk ta- rihindeki rolünü tebarüz ettirerek, Be- şinci Kurultay'ın millet işlerinin mihrak noktası olaorak bilhassa halkçı gayeler balı dan pek müsmir ifeler ifa et- tiğini söylüyor ve Kurultayın bu toplan- uuııı;lı_ bilhassa dikkate çarpan noktanın madığını, Belgrad. hükümetinin T politikasını gösterdiğini, bu politikadan Balkan antantı ruhuna muhalif neticeler doğ_abi'.c:eğ'ı düşüncesinin de hatalı ol- duğunu söyledikten sonra, Yugoslavya'- nın asıl menfaatlerini tetkik ederek mü- teveffa Kıral Aleksandr gibi bütün Yüu- goslav münevverlerinin, bu menfaati Bal- kan antantında bulduklarını izah ediyor ve “Eğer bu samimi birliği bozmağı ta- ı'ırhyanlar varsa şimdiden haber vere- lim, o boşuna zahmet ediyorlar,, diyor. YENİ SABAH Dinamik ittifak Hüseyin Cahit Yalçın, bugünkü baş makalesinde, İtalya ile Almanya arasında aktedilen ittifaka dinamik adı verilmesi n iyle, yeni hedenin mevcut vaziyti icabına göre ya sulh veya harp yolu ile değiştirmeğe matuf olarak tarif edildiğini söylüyor ve Berlin hedesi nin medeniyeti mah k içi Bt — ileri sürü- İ_uık istırapların açık ifade erm:n'lı oldu- ğunu ilâveden sonra, bir taraftan halkın ı.htıyıclar_mı tatmine çalışırken diğer ta- raftan müstakil grupla kontrol cihazı kurmak ve nizamnamedeki tavzihe muh- taç noktaları aydınlığa tutmak, iyi neti- celerle çok geçmeden görülecek olan pek l_ııyırlı ve şayanı iftihar başarıların oldu- ğunu yazıyor. SON POSTA Parti nizamnamesindeki değişiklikler llv:ıhinin Birgen (Her gün) sütununda, Parti !(ııru.luyı müzakerelerinin hedefi partiyi daha demokratik bir ruh içinde şılııtı;ma esaslariyle teçhiz etmek oldu- ğunu izah ederek, demokrasinin bir tari- fini yaptıktan sonra, parti ile hükümetin ayrılması, fakat gene aralarında tam bir ahenk hüküm sürmesi şeklindeki yeni çin - mış bir kundak olduğu fikrinde israr e- diyor. Bu maceralara bir son verelim Murad Sertoğlu, “Şimdilik bu kadar,, sütununda “ya bir dairenin teşkilâtını de- ğiştirmek, ya bir dairenin şubesini lâğ- vetmek macerasının,, her sene bi-kaç de- fa tekarrür ederek memurların açıkta kal- dığını söylüyor ve bu vaziyette kalan memurların uğradığı müşkülâtı tarif e- derek, eğer tetkik edilecek olursa asıl kabahatin, lâğvedilen teşkilâtı vücuda gtirenlerde old! ilâve ettik son- * demokrasinin bizden istediği ru- ha tamamen muvafık ve tek fırkalı bir re- jim için en makul ve en ilmi bir hal su- reti olduğunu söylüyor. Bununla beraber, bütün işlerin bitmiş sayılmıyacağını, de- mokrasi nizamı Türkiyede tam bir kemal içinde tetkik edilebilmek için daha kim- bilir ne kadar çalışmak ve uğraşmak i- gabettiğini ilâve ediyor.. Milli Şefi dinlerken E. Talü, kendi sütyununda, Milli Şef'in, Kurı'ı_!tay'x_n açılışındaki nutkunun, Ata- türk'ün büyük nutkundan beri işitilme- ra diyor ki: “devletin kolu demek olan memurlarda neşesizlik, yeis hattâ endişe bile mahiyette olan bu gibi Tezgâh merkez bi önünd toplanmış bulunan halk bunun üzeri- ne hıçkırmağa ve Thetis'te bulunan- ların anaları, kardeşleri, karıları ve çocukları ümitsizlik içinde çırpınma- ğa başlamıştır. Manzara çok teessür verici idi. Denizaltı gemisini su üstüne çıka- rabilmek ve sahile çekebilmek için gayretlere halen devam olunmakta - vardı. Şimdiye kadar ancak dört kişi dır. haraketlere kati olarak son vermek lâ- zımdır.,, Müstakil grup meselesi M. Dalkılıç bu makalesinde, C. H. Par- tisi Beşinci Kurultay'ı çalışmalarının bu- gün hitama ermekte olduğunu ve Millf Şef'in açılış kl. barüz ettir- a miş h bir hitabe olduğunu söy- Hye_rek. gerek memleket dahilinde gerek hariçte büyük âkisler yapan bu nutkun mertçe ve erkekçe sözlerindeki düşün- dur'ucıi. güvendirici mahiyetini tebarüz ettirdikten sonra, cihan sulhunu zaman altına alan beyanatının tarihte bir mer- hale teşkil ettiğini ilâve etmektedir. Hatay ve Fransa ile anlaşmamız Selim Rağgıp Emeç, kendi ıâtunundı, fransız generali Katru'nun fransızca Le Temps gazetesinde intişar eden Hatay dikleri müstakil grup meselesi üzerinde Pim Şıgıkkui etmek lâzım gelmekte manında bu kadar mühim bir sipar mişti. y ctın AmişeRamim ga yağ a a toplarla teçhiz edilecek ve süratleri Birleşik Amerika 24 harp gemisi ısmarlıyor İki fane de 45.000 fonluk zirhlı var Vaşington, 3 a.a. — Amirallık devlet tersanelerine 24 harp gemisi ısmarlamaktadır, Bu gemiler; 350 milyon dolara mal olacaktır. Sulh za- Sipariş edilen gemiler arasında 45.000 tonluk iki zırhlı, 1630 tonluk 4 dostroyer, 1475 tonluk 3 tahtelbahir, 6.000 tonluk 4 kruvazör, 22.000 tonluk | tayyare gemisi vardır. s Ismarlanan iki zırhlı, 52 ayda hazır olacaktır. Bu zırhlılar 16 inçlik 28 mil olacaktır. Bu gemilerin be- iş yapıldığı şimdiye kadar görülme- dik sonra bu harek tin kontrol ve mürakabede müzaaf .bie; usul demek olduğu mütaleasını serdeyle- mektedir. SON TELGRAF Türkiye - Fransa ınlqmııı- Etem İzzet Benice bu ünvanlı maka- lesinde, Türkiye'nin garp devletleri için- de en önce dostluk tesis ettikleri Fransa olduğunu, Atatürk — Türkiyesinin de ilk önce anlaştığı ve sulh imzaladığı garp devletinin gene Fransa olduğunu yazdık- tan sonra diyor ki: Bugün anlaşılan lüzum ve hakikati biz iki yıl önce anlatmağa çalışmıştık. Bu- nunla beraber geç olsa dahi hak ve haki- katin tezahüründen memnunuz. M VAKİT Bir yetimin sesi ait bir makalesini ele alıyor ve makalenin, Türkiye'ye Hatay namiyle ne miktar arazi verileceğinin malüm ol- madığından bâhis kısmını bahis mevzuu ederek, Hatay olan ve olmıyan şeylerin tesbit halinde, müstakbel anlaşmanın meydana getirilmesinde hiç bir zorluk kılmı;:ı:ığım söyledikten sonra, general E!tnı nun yazısında, Fransa ile anlaşma münasebetiyle, Türkiye'nin garp demok- rasilerine verdiği sözü teyit etmesi lüzu- muna dair olan cümleyi “söz bir defa ve- tlll:, yahut ıverîlmu. *Verildikten emcit pilavı gibi tekrar olunmaz,, ce- vabiyle mukabelede bulunuyor. a Saralı bir adam derede boğuldu Adana, (Hususi) — Adananın Ko- zan kazasının Çukurömer köyünde feci bir kaza olmuştur. Bu köyden Aziz oğlu Kâzım adında birisi balık avlamak için girdiği 35 santim kadar derinlikte bir derede sârası tutarak _H_al:kı Sutlı Gezgin, lıen_îi_ ıi_“ımmıdı. düşmüş ve kalkamıyarak boğulmuş -

Bu sayıdan diğer sayfalar: