çok sevdiği milletine kavuşturduğu binbir ni iri de şapka Bu sui di insanlar; puşunu almış oluyorduk, Kafamız. türk sw da medeni ta şi “Cümhuriyetle yaşıt olan çocuklar kalpağı, Zi sarı e ü O'n dün; fes ve sarık içinde yiyen bie an avrupalılar kad, bulmaktadırlar, Türk, ilk e. 1925 de Kastamonu'da O'nun elin- giydi. 5 p a e matiz ilk ia i ei kadar, bütün şehir O'nu bekliyord tanen e hiç görmeden ir Se Ye yk siyah kal. Fak saça, ii gözleri O'nun en ker tarafı idi; o günlerde O bu şekliyle gönüllerde bir kurtu- emboli hatinde yaşıyordu. İntizar uzun sürmedi. Geliyor|, Dediler. Bir kaynaşma oldu. Halk e ân evel yüzünü gözünü an aydınlığına bir an €- Zi rim igin yarı çılgın bir ha- leg Tes e kişiyi bir kaç kere aleni andırdıktan sonra nihayet öz ve arkadaşlarını büyük v gri renkte bir benz otomobili çağ rdu. Otomobilden indi. Gördüğü içten tezahürlere, sevgi nümayişlerine, ayar samimiyete mukabele etti, Kü- gükleri yor, büyüklere iltifat Kün O'nu ilk d hayret hayranlığı ve özi m in son- > biyik kalabalık «büyük yeniliğin a varal ii li ii ii mv Sela en ei birer ve panama vardı.. O kara a ye- rini alan ya o kadar yakışmış- tı ki O'na. Mücadele senelerinin baş döndü- ve Mustafa Kemal'i m 0? 'nun şapka, in geri veye , “— ki ii kafalı şe ehir emk) ta- a buk manın imkânı yoktu. Eğer li aldanmıyorsa gün de cuma idi. Her 5 kavi idi. ULUS İ ATATÜRK'ÜN BİNLERCE ESERİNDEN BİRİ | Şapka reformu Bütün Kastamonu, Onu bağrına basmak için sabırsızlanıyordu nihayet geldi Halk, hayreti ve hayranlığı geçtikten sonra ilk şapkayı onun başında gördü. Ve bütün Kastamonu halkı hemen iki saat içinde derhal şapkalanıvermişti ! O, tarihi şapka nutkunu söyledi ve açıkça “Bu serpuşun adına şapka denir !,, dedi : Onun Gri bülün Türkiye şapkalanmış ve bir sene sonraki kanunu şapkayla selâmlamıştı yaratıyor. per görmemiş terziler bilet ie air göre beya ke Li Şapi iye e terzi dükkânları ar fötrlerimizin, melonları. Yazan : Sabahaddin Sönmez hatip olduğunu, icabında o iki 5 sr idi. İki miz ra, Kastamonu Bi yük Semi sna re RE miş, şapkalanıverm ... sl Sabi kalabalık, O- tahsis edilen Oluk- ikemedi e başi ndaki köşikün etrafında toplan muş, O'na sonsuz sevgi ve sonsuz bağl, rn Ez önündeki bay- ayak kadar iradi birl e in si millet ka: labalığınım içine ki . “Ertesi gün bütün Kastamonu, mıştı, Herkes O'nun nu mi dinle- işini ai rsızlan Merke a yor utuk söylüyecek.. , Bücün millet onun me kudretli iar okşayıcı ne büyük ik sözler im biyerde Halk O'nun a- utu! ie arını gazetelerde oku- it. at o tunç sesi duymamış- 0, ük inanın: ve imanını bu iki dudak arasından dayandığı ye- gâne kuvet; söylemişti t dinleme! için o zamanki hi çesini doldurmuştu. Kalabalığın nl Şarşaflı kadınlar teşkil edi- yor: NE çiy hatip konuş- mağ . Binlerce kişi nefes ala Si yordu. ei ükli- yen bir talâkat ve belâgetie kamu uyor, herkesi hayret ve dehşet ve? irak Artık bütün gör ler onun mavi ışıklı bakışlarının « Ebedi Şef, şapkalı olarak geldiği Kastamonu'da kendini karşılıyanların elini sıkıyor Kıyafetsizliğimizin gülünç şek- linden şikâyet ediyor ve kalabalık a- paklıları kütlenin arasında derhal tasfiye ediyordu. le kendini hayran dinliyen ni göstererek, işte diyordu, vir e caket, bacağında şalvar var.. ği e bir mi efendi ki başımda kal: pak sırtında yelek, ayağında potür var.. emme endi ki başında uzun bi evi sikkesi, sırtında cübbe var.. ın kalabalık sne gelişi güzel gönderdiği bu tipler, bu kıya- fetsizlik nümuneleri ; ny e © ziliyorlar, büzülüyorlar ve ken: pe da kalmaktansa kalabalığın içine ka- tışıp kaybolmnayı tercih ma Hele acele tedarik et rine ile tüne çıkarak sırtındaki cübbe ve ba- şında mevlevi külâhı ile kalabalık a wunlaşan mevlevi, onun alaycı ve ezi- ci shin karşılaşır karşılaş az külâhını çıkarıp cübbesinin tebarüz ettirdikten sonra halkla has- bıhal i e e. soruyordu: a yerimi kıyafetimiz milli gi ve saygı ile saran halk e elyinleni Hayır, hayir, aslâ, inerek kalabalık arasında erimekten — Bizim kıyafetimiz mede- O gün monu onu candan, yürekten liğe alkışlıyordu.. ... üyük Şef, rinde İnebelu balkiyle y yap- tığı konuşmada medeniyet âlemine Halk gene aynı heyecanla ce- al vap veriyordu: — Hayır, hayır, O milletinin bu “ei bi kar- ısmda yordu: “— Size e , ediyorum: —roilğtkipkek Mei giymişti, ali i şap 20-11-1938 yafet ne millidir, ve ne de bey- nelmileldi le O, milletinin fikrini ve reyini tek- yar gu swalle alıyordu: —o e kıyafetsiz bir millet, bu olur ma arkadaşlar? Böyle il olu: ei ga razı mi sınız arkadaşla ei ii xi “halinde şöyle yalin ihya eylemeğ r. Medeni ve Böyrielhill e başta güel geneli o 'nun bariz vasıflarından birisi e cesareti idi, harpta iş iken “siperi şe serpuş” diyorduk. Fakat O, şapkanın adını bu suretle gizliyemezdi... O, gözlerini, kendini saran kalabalıktaki softaların ve sa- fıklıların' gözlerinin içine dikti kendine mah edeni arel sözlerine şöyle devam et ” — Bunu açık sia is- eding: jar gibi, smokin gibi, frak gi- bivsiyy Bunları © e uri 5 reddidlerin üzerini '— Bunda edir eden- ler vardır. Onlara diyeyim ki afilsiniz ve çok cahilsi- ... kayı, O'nun. elinden pka kanu- nu bir çıkmıştı. O'nı Ee telkini ve karşısında psi nun zoruna Tüzum kalmamıştı. Mil - let şapka iğ şapkalı olarak selâmlamı ği 'nun maddi varlığını mii millet halinde ağ- lıyoruz. Bu hıçkırıkların akisleri hu- Atatürk sever etlerinin iniltilerine ka- Ebediyete intikal ederken benli- BE uz ve hudutsuz miner < miz ila in e elâmı ve- iç yila) | Sakarya'nın Gazisi düşmanların galibi e. m öldü | © Barseloi — Barselona'nn i ye - ful eden Şef'inin yapıcı ve sulhçu eseri çok büyük bir hayra: Mit) eden abirlerle sena edil “İnkısama uğramış, tezlil edilmiş, e a e olan ie iye millet | mi ine gen a ünerllerin Salihi ve nümunelerden biri ola- anlığa vi giren türkün fikriyle, zihniyetiyle rk NE i yaype ai bu O Hayır, hayu yh, i deha ile devlet medeniyeti dış kıyafetiyle de izhar görünüz, altı ei üstü Gemi iş iğ a SMM delili be ille olunabil : işane te li, kal - SM ve bei ke idi.,, ö