3 Temmuz 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransız gazeteleri çok hararetli neşriyat yapıyor Fransız'lar ”bu itilâf şarkı akdenizde sulhu kuvetlendirecektir ! (Başı I. inci sayfada) şafiyle aynı suretle alâkadar olan' Türkiye ile Fransa arasında siyasi ve askeri teşriki mesai, dostluk ve tesa- n.üt tezahüratı şekline inkilâb etmiş- tiır. , Bu hâdisenin ehemiyetini ölçmek için Türkiye'yi 1914 de Orta Avrupa imparatorluklariyle ittifak etmiye sevkeden feci hatayı hatırlatmak İâ- zımdır.,, Epok gazetesinde Yyazıyor: 'ıBirkaç asırlık Fransız-Türk dost- luğu İskenderun işinin halledilmesi doıla.yxsiyle kuvetlenecektir. İngilte- Te'nin iktisadi ve mali sahalarda ge- çenlerde Türkiye ile akdettiği itilâf- lardan sonra gelen bu itilâf yeni bir sulh unsuru mesabesindedir. Alman- ya'mıîı bundan sonra diğer garb dev- le.tlerınin Avrupa'nın cenubu şarki- sindeki menfaatlerini nazar itibare alması lâzımdır.” Ordr gazetesinde Givet şöyle ya- zıyor: N"Muahede şarki Akdeniz'de statü- nün muhafaza edileceğine dair kati bir t'aahhüdü ihtiva etmektedir. Av- Tupa'da cereyan eden hâdiseler ve imparatorluğumuzun etrafında dola- şan ihtiraslar karşısında bu itilâfın yalnız şimdiki değil ileride her ih- timale kargr koymak hususundaki kiymeti de kolayca anlaşılabilir.” _Nihayet Popüler gazetesinde Leru Şöyle diyor: Donadiö şöyle “Türkiye ile yapılan itilâf, Fran- SIZ - İngiliz işbirliğini de takviye et- mektedir. Çünkü İngiltere son za- manlarda Ankara'da büyük bir faali- yet göstermiştir. Şimdi yapılacak iş, Suriye ve Lüb- nan ile aktedilen itilâfları tasdik et- mekten ibarettir. Bu, çok arzuya şa- yandır. Çünkü Fransa bu suretle Türkiye ile arasındaki dostluğun A- raplarla teşriki mesaj siyasetine mâni olmadığını isbat imkânını elde ede- cektir.,, Mesud bir haber Türk - Fransız anlaşmasını mevzuu bahs eden Repüblik gazetesi “bugün Mesud bir haberi tebşir edeceğiz,, di- Yye başladığı baş makalesinde Fransa'- Nın yakın şarkta emniyeti için esas tanıdığı asırlar görmüş türk - fransız dostluğunun ihya edilmiş olmasından dolayı memnuniyet beyan ediyor. Bl"'la mukabil fransız - Suriye muahe- desinin tasdiki aleyhinde bir çok de- —N6 diyorlar ..) liller ileri sürüyor, Şarki Akdeniz'de sulh Jurnal gazetesi, anlaşmanın yalnız esasları kararlaştırılmış olmakla be- raber Türk - Fransız münasebatının bu ilk merhalesinin de büyük bir tan- tana ile teside değer mahiyette bulun- duğunu, çünkü bu suretle Şarki Ak- deniz'de sulhun emniyet altına alın- dığını kaydediyor. Jur gazetesi, Hatay'a gitmiş olan Milletler Cemiyeti komisyonunun ha- reketini tenkid ederek bu komisyona nazikâne bir tarzda yol verilir veril- mez müşkülâtın bertaraf edilmiş oldu- ğu hususunu şayanı dikkat görüyor ve diyor ki: “Bu mesele de göstermiştir ki Mil- letler cemiyeti komisyonları gizlice arzu edilen bir faaliyetsizliği örtmek için ortaya atılmış behanelerden baş - ka bir şey değildir. Türk - fransız dostluğunun bir an için tehlikeye düş- mesi, suriyelileri tatmin etmek isti- yen ve türk ahaliyi hiç hesaba katmı- yan 1936 fransız - Suriye muahedesi yüzündendi.” Övr gazetesi de Türk - İngiliz dost- luğunun tarihte emsali görülmemiş bir ahenk ve samimiyet arzettiği bir sırada Fransa Türkiye ile yaptığı iti- lâftan dolayı sevinmekte tamamile haklıdır. Türk âmilinin birinci dere- cede rol oynadığı bu günkü yakın şark vaziyetinde bu anlaşmadan dolayı Pa- ris ne kadar memnunsa Londra da o derecede sevinç duymuştur. Tan gazetesi de başmakalesinde, esasları şimdi hazırlanan Türk - Fransız dostluk muahedesinin eylül- de Ankara'yı ziyareti sırasında Bo- ne tarafından imza edileceğini ha- tırlatarak diyor ki: “Bugün netice- lenen müzakerelerin asıl mühim kıs- mı işte bu muahededir. Çünkü mez- kür muahedenin şarki Akdeniz'de Türkiye ve Fransa'nın kati bir men- faat birliğini müşahede etmesi ve Fransa ile Türkiye'nin bu denizde statükoyu müteessir edebilecek ihti- maller halinde istişarede bulunma - larmı derpiş eylemesi umumi sulh için yeni bir garanti daha teşkil e- der.” Deba gazetesi diyor ki: Dünyanın bugünkü halinde İngiliz - Türk mu - karenetinin de takviye ettiği Fran- sız - Türk mukareneti çok hayırlı te- sirler yapacaktır. Bu mukarenet şar- ki Akdeniz'de şimdiki muvazeneyi tarsin eyliyecektir. Aleksi Karel Fransa'da Doktor Aleksi Karel'in yaptığı sun'i kalp toî“!î’areci Lindberg'le buluşup Brö- deceak alann-da_ç_alışmalanna devam e- Te ıc:lan 'Bilinmiyen insan” müel- Ka oktor ._Alekıi Karel, Küin Meri _“nîatlantıgi ile Fransa'ya gelmiştir. îil-lySı:ıl; âlimılıe bir mülâkat yapan Pa- f muharriri görü ini şöy- İk Peml a görüşmelerini şöy a — Doktor, bize icadınızdan bahse- €T misiniz? — İcadım nt gayet basittir, ve yapılan önc:ğut tîriilere lâyik değildir. İlk ut u, yuzle?cc defa »yazılmış oldu- e dzğıîe, _kalbın yerini tutacak bir â- Al":gîldır. İcadın prensipi şudür: l'eketî" ka_lp ve ciğerlerin yerine ha- t“n"dget"ljn':k ve bu unsurları bak- Bu icadenı ır.ıtan'lardan korumaktır. a tmm neticesi, kan seromunun ye- İssek lacak_ve bundan ucuza mal edi- ylik ro ak" bir mayiin keşfidir. Bu ma- : ya S'Y?nunu hücre kolonilerin- m;te;kık ediyoruz. Her şey henüz ta- ıuuı;î::mlş değilse de prensip bulun- tüîıîı:ıî;ka birleşik devletlerinde e- d b b“)’şlk ve müessir bir yar- ım buldüm. Biz âlimler için Amerika tahayyül edilen memlekettir. Amerika'ya döneceğim. — Âmerika'ya dönecek misiniz? ü—ddıî:;"“'& Fransa'da sadece iki ay lülde * € dinlenmeğe geliyorum. Ey- Bugü ekrar Amerika'ya gideceğim. ıgun Yyalnız fenni tetkiklerle meş- ğuı Gıi.n Lindberg'in çalışmaları ne aldedir, bunu görmeğe geliyorum. Lindberg pek becerikli bir adamdır; her şeyin en basit hal şeklini daima bulur, ıııı? Keşfinize dair bir şey yazdınız — Evet, yazdığım kitap bugünlerde m Amerika'da intişar sahasına çıktıysa- da ancak bu gibi ince biyoloji ve me- kanik işlerinden anlıyan bir zümreye hitap etmektedir. İcadımızın halk ta- rafından anlaşılabilmesi için en az yirmi sene geçmek lâzımdır. Bu, bü- tün büyük icadların en kuvetlisidir. Bunların inkişafı medeniyete nisbet- le süratli bile olsa ferdin hayatına nisbetle pek yavaştır. Bir sene sonra . Doktor Karel, mülâkat biter bit- mez, bayan Karel'le birlikte, derhal Lindberg'in bulunduğu Sen - Jilda a- dasına hareket etmiştir. Karel, doğum yeri olan Liyon'a da gidecektir. Öğrendiğimize göre ta- nınmış âlim, tetkiklerine başka yerde devam etmek üzere Rokefeller ensti- tüsünden ayrılacaktır. Fakat nerede? Bunu henüz kendi de bilmiyor. An- cak, tahmin edilebilir ki, Karel, ya- tın 65 inci yıldönümünü kutladıktan sonra, derhal Lindberg'le birlikte ça- lışmalarına başlıyacağı bu adalara ge- itp yerleşecektir. Hatay (Başı 1. inci sayfada) lar. Türkiye bir hak dâvasından gayrı hiç bir maksat peşinde koş- madı: Onun komşularının saa- det ve refahından, toprak ve hü- riyetlerinin masun kalmasından başka dilediği ve aradığı yoktur. Vatanperver Suriyeliler, türk sö- | | zündeki samimiyet unsurunun ne kadar kuvetli olduğunu şüphe- siz bilirler. Yakın âti, bu hususta şüphe uyandırmak istiyenlerin ne kadar gaflette olduğunu da gösterecektir. Hatay işinin bitmiş olduğuna şüphesiz hükmedilemez: Fakat yukarıda söylediğimiz gibi bu türk yurdunun hüriyet ve milli- yetini müdafaa ve inkişaf ettire- cek olan en iyi şekle varılmak için Fransa ile Türkiye arasında en müsaid konuşma ve temas şartları elde edilmiştir. Kanaati- miz odur ki bu adımdan sonraki safhalar müsbet bir seyir içinde inkişaf edecektir. Havas ajansı- na beyanatta bulunan Fransız Hariciye Nazırı Bone'nin sözle- rinden de ancak bunu anlıyoruz. Askerlerimiz yeni ve büyük vazifelerini görmek üzere Hatay topraklarına ayak basacakları şu sırada, Türkiye'de bütün gözler minnet yaşları ile ıslanarak, İs- tanbul'a Atatürk'e dönmüştür. Bu bakışların ifade ettiği derin ve içten mânayı kelimelere kal- betmek imkânı var mı? F.R. ATAY Muhafazakâr İngiltere Hiç bir memleket İngiltere gibi an- anesine sımsıkı bağlı değildir. Buna bir çok vesilelerle şahid olmak kabil- dir. Hele tarihi hâtıralar, onların âde- ta milli servetleri gibidir. İngiliz kıraliçesi Elizabet son gün- lerde rahatsızlanmış olduğundan, mu- hafız alayının törenlerinde buluna- mamıştı. Bunu gören gazeteler, kıra- liçe acaba Tover'de yapılacak olan garden partide hazır bulunabilecek mi, diye merak ettiklerinden sütunlar dolusu yazılar yazmaktadırlar. Bu ya- ı zılar münasebetile, kıraliçenin dört yüz yıldanberi ilk defa olarak Tover-! deki kıraliçeler kapısından geçeceği- ni hatırlatmaktadırlar. Şayed kara- dan gitmiyecek olursa ,iki yüz elli yıl evel yapılmış olan Saray kayığına bi- nerek Tover'e gidecektir. Kayık iki yüz elli yaşında olduğu için, sekiz ki- şiden ibaret olan tayfası da bundan iki yüz elli yıl evelki saray kayıkçıları- nın kılık ve kıyafetine girecektir. O devirde kıpkızıl hir manto, kızıl bir pantalon ve siyah ipekli bir şapka gi- yiliyormuş. Hoparlörde imdat sesleri Geçenlerde Glaskov sergisindeki hoparlörlerden birinden gelen im uat sesleri kırk bin kişiyi heyecan içinde bırakmıştır. Çok korkunç rivayetlere sebebiyet veren bu fevkalâde hâdisenin iç yüzü sonradan anlaşılmıştır. Kıraliçenin İskoçya alayına aid o- lan bir orkestrası ,o sırada hoparlör- lerle etrafa neşredilen bir parça çalı- yormuş. Aynı zamanda konser halin - de de dans ediliyormuş. Dans edenle- re yer hazırlamak için, mikroionl?r bir kenara çekilmiş. Dans havası bit- tikten sonra, herkes dağılmış ve çal- gicilardan Albert, mikrofonları tek- rar eski yerine götürmiye memur €- dilmiş. Fakat Albert, mikrofonları e- line alır almaz, izolasyonu bozuk kab- lolardan birine dokunmuş. Dokunma- siyle beraber bir çığlık koparmış: — İmdad! Kurtarın! diye bağırmış- tır. Bağırmasiyle baygın bir halde yere yuvarlanması bir olmuş ama, açık du- ran mikrofonlar, imdad sesini bütün sergiye yaymış, Telâşın dereecsini ar- tık siz düşünebilirsiniz! H. M. GHAZANFAR TICARETHANESİ TESİS TARİHİ 1860 Post Box No. 831, Tel BOMBAY HİNDİSTANDA Türk mallarının en büyük alıcısı ve her nevi Hind malı ihracatçısı Referansları: Bombaydaki her hangi bir Banka ve Türkofis Adresi: GHAZANFAR 862 Hatay resimleri ARAk b Orgeneral Asım Gündüz'ün Antakya'da bulunması dol ayısiyle Atatürk'ün Resimleriyle donatılan dükkânlar Hatay'daki inzıbat kuvetlerine mensup nöbetçiler orgeneral Asım Gündüz'ü : lâmlıyorlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: