27 Şubat 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS Müthiş bir facia Cahil bir köy ebesi genç lohusayı öldürdü Zavallı yavrusunun da bacağı kesildi Balıkesir, (Hususi) — Bir kaç gün evvel Bigadiçin bir köyün- de müthiş bir doğum faciası olmuş, genç bir ana doğururken ca- hil bir ebenin elinde kıvrana kıvrana can vermiştir. Hâdise şöy- le olmuştur: Okçular köyünde Ibrahimin karısı 20 yaşlarında Kezban adında genç bir kadın köyde ebelik yapmakta olan Zehra adında bir kadını çağır- mış, Zehra derhal işe başlamış- tır. Fakat çocuğun ters gelmesi cahil ebeyi büsbütün şaşırtmış, feci ve korkunç bir usule sevketmiş- tir. Ebe taslağı, çocuğu alabilmek ve sancılar içinde kıvranan anayı kurta- rabilmek için, zavallı yavrunun ayak- larından birini kesmiştir. Fakat bü- tün çalışmalara rağmen çocuk bir türlü doğmamış, zavallı ana kıvrana kıvrana can vermiştir. Bir kaç gün sonra adliye hâdiseyi haber almıştır. Müddeiumumi muavi- ni, sıhat müdürü, jandarma kumanda- nı köye giderek tahkikat yapmışlar- dır. Burada doğum döşeğinde can ve- ren talisiz ananın habersizce gömül- düğü öğrenilmiştir. Kadının cesedi gömüldüğü yerden çıkarılarak mua yene edilmiştir. Ebe Zehra adliyeye verilmiştir. Bursada TAHSİL ÇAĞINDAKİ Çocukların yüzde 69 u okuyor ! Bursa, (Hususi) Bursa büyük bir kültür merkezi- dir. Kız ve erkek binlerce talebesi olan Bursa, başta binlerce mevcudlu askeri lise olmak üzere erkek ve kız liselerine, kız öğretmen, kız ensti- tüsü ve sanat okuluna, ayrıca orta o- kul, orman ve ziraat mekteblerine malik bulunmaktadır. Şehirde 48 ilkmekteb, 289 ilkmekteb öğretmeni, 14031 ilkmekteb talebesi vardır. Bursa kültürünün cumhuriyet yıllarında nasıl bir inkişaf gösterdi- gini anlatmak için şu iki rakamı kar- şılaştırmak kâfidir : 923-924 ders yı- lında vilâyette 163 ilk mekteb ve 303 Ööğretmen ve on bir bin talebe bulu- nurken 937-938 ders yılında 235 o- kul, 527 öğretmen, 28934 talebe ol- muştüur. Orta mekteblere gelince; onların da 923 deki bilânçosu şu idi: 330 ta- lebe... Bugün 2086 sı kız, ve 2837 si erkek olmak üzere 4923 talebe Bur- sada orta tahsil görmektedir. Köy- lerde 187 mekteb, 238 muallim ve 14873 talebe mevcuttur. Umumi bir tasnifle tahsil çağındaki çocukların yüz?e 69 u okuyor, demektir ki, bu, Bursa için yeni bir rekor ve muvaf- fakiyettir. Cumhuriyet yıllarında 102 köyde ilk mektep yapılmıştır. Bu mektep- lerin yapılması için halkla hükümet elele vermiştir,. Son yıllarda şehir ve köy okullarının hemen hepsinde bi- rer Atatürk köşesi kurulmuştur. Kurtulüş savaşının - başlangıcıyle bütün safhalarını körpe dimağlara canlı birer tablo halinde öğreten bu köşeler, henüz çok küçük yaşta iken yavrularımıza fazilet, fedakârlık, feragat ve yurdseverlik örnekleri vermektedir. Bursa öğretmenleri, mekteblerde çocuklara verdikleri inkılâp terbiyesini köylerdeki hal- ka yaymayı en şerefli bir vazife say- mışlar, bu maksadla beş senedenberi köylerde 4080 inkılâp konferansı ve 1026 temsil vermişlerdir. 161 köyde halk okuma odası açılmıştır. Okuyan yavruları himaye için el- den geldiği kadar çalışılmıştır: son beş sene içinde ilk mekteplerde 1896 fakir çocuğa hergün sıcak öğle ye- meği verilmiştir. 11957 çocuğa yeni elbise yapılmış ve 1381 liralık kitab dağıtılmıştır. Erzurumda cami avlularına ağaç dikilecek Erzurum, (Hususi) — Camilerin av lularına ağaç dikilmesi kararlaşmıştır. Trabzon ve Erzurumdan fidanlar ge- tirtilerek Camiler — ağaçlandırılacak- tır, sancılanmıştır. Kezbanın ailesi, Halkevleri Bayramı Erzurumda Doğum ölüm ve evlenmeler 1937 yılında Erzurum vilâyeti da- hilindeki nüfus vakaları şu suretle tesbit edilmiştir. Yeniden kaydedilenler: 2420 ka- dın, 2266 erkek; doğanlar: 4573 ka- dın, 4920 erkek; gelenler: 463 kadın, 334 erkek; gidenler: 562 kadın, 539 erkek; ölüm: 4170 kadın, 3635 erkek — Bu yekün içinde İspir kazasına aid ve 341 den 937 senesine kadar olan 3396 ölüm vakası dahildir; — evlen- me: 1723 ü bekâr, 359 u dul; boşanma 31. Kânunusani 1938 ayının Erzurum vilâyeti dahilindeki nüfus vukuatı rakamları şunlardır: 247 yenideı:ı ka- îü':ı 1077 doğum, 120 evlenme, 366 ö- Bafrada gelin kaynana kavgası Bfra, (Hususi) — Yaka mahallesin- den Bayan Hadice ile gelini Fitnet kavga etmişlerdir. Gelin kaynanası- nın bacağını, kaynana da gelinin elini bıçakla yaralamıştır. Her ikisi de meşhud suç mahkemesine verilmiş- tir. DAR a Halkevlerinin y yurdun her tarafında tören- le kutlanmıştır. Yukarıda Mersin Halkevinin yıldönü- mü töreninde bulunan BB. Receb Peker, vali R. Nasuh- oğlu, belediye reisi M. To- roğlu görünmektedir, solda, İzmit Halhevindeki konser- de bulunanlar, altta Sü'> Halkevinde nakış kursu ta- lebeleri, en altta Aydın Halkevinin temsil kolu Tas Parçası piyesinde görün- mektedir. Si gd "ti < üÜü ll ü üüü z Umumi Meelis azaları bir arada Bolu, (Hususi) — Vilâyet umumi meclisi toplantılarına devam etmek- tedir. Yeni vilâyet büdcesi 621.368 li- radır. Bu büdcenin yüzde onu hususi muhasebe memur ve meclisinin mas- raflarına yüzde 34 ü bayındırlık işle- rine, yüzde 25 i maarif işlerine ay- rılmıştır. Büdcenin p 20 sini de ve- kâlet hisseleriyle diğer masraflar teş- kil etmektedir. Geçen sene inşasına başlanan Atatürk heykeli, yeni hasta- hane binası, kaza Halkevleri binaları bu sene büdceye konan tahsisatla bi- tirilecektir, Çobanı boğanların idamı istendi Balıkesir, (Hususi) — Bir kıskanç- lık yüzünden Çoban Ahmedi kayışla boğmaktan zanlı Hüseyin ve iki arka- daşmm muhak i neticel k ü- zeredir. Müddeiumumi muavini, Hü- seyinin suç ortaklarından Bayramla Müminin idamlarını ve Hüseyinin vası küçük olduğundan 56 ıncı mad- Bir adam karısını öldürdü Balıkesir, (Hususi) — Ova bayındır köyünden İsmaille karısı Hava arasın- da geçimsizlik yüzünden bir kavga çık mıştır, İsmail zavallı kadını altı ye- rinden ağır surete yaralamış ve kaç- mıştır, kadın kaldırıldığtı hastahanede ölmüştür. İsmail başka bir köyde ya- kalanmıştır. Kastamonu'da ağaçlanan bir yol Kastamonu (Hususi) — Kastamonu * Taşköprü yolu üzerinde su bol ol- duğundan ve muhit ağaç yetiştirmeye müsait bulunduğundan şosenin iki tarafına ağaç dikilmesine karar ve- rilmiştir. Bu yol çok güzel bir man- zara arzedecektir. Mardin'e bir sesli sinema getirildi Mardin, (Hususi) — Şehrimiz Halkevi tarafından bir sesli sinema getirilmiştir. Yakında çalıştırılmağa başlanacaktır. Konyada ağaç bayramı Konya, (Hususi) — Mart içinde ağaç bayramı şehrimizde törenle kut- lanacaktır. Bu münasebetle vilâyet, parasız olarak 8 bin fidan dağıtacak- tır. denin göz önünde tutulmasını iste- miştir, AVUKATLIK KANUNU DOLAYISİYLE koruyan bir Heyet meslekten tam ve mutlak bir Bu kelimenin menşeini vuzuhla ta- yin güçtür. Fransada olduğu gibi mahkemede hâkimlerin oturduğu ye- ri ayıran parmaklık “Barre” kelime- sinden iştikak etmediği anlaşılmak - tadır, “Barrister” sıfatı uzun bir ha- zırlık devresinden sonra elde edil- mekte idi. Avukat olmak istiyenler ilk önce “inns of Chancer” de üç se- ne müddetle hukuk tahsili yapmak, badehu yukarda beyan olunan “inn of Court” lardan birine kabul olunmak mecburiyetinde idiler. Bunlardan her biri tam bir istiklâle sahip olmakla beraber teşkilât ve nizamları:. biribi- rinden farklı değildi. “İnns of Court” hakkında yapıl- —iş olan bir anket bu müesseselerde beş kısım azânın mevcudiyetini gös- termektedir. (Benchers, readers, ut- ter barristers, inner - barristers ve talebeler). Bencher'ler, topluluğun idare meclisini ve aynı zamanda ce- miyete dahil olan avukatların disip - Hin meclisini teşkil eder ve Reader'ler arasındân- geçilirdi. Hâkimlerle hü- kümdarlık hükuk müşavirleri, umu- miyetle bu Bencherler meyanından tayin olunmuştur. Kotıfaranslara me- mur olan Reader'ler en az a beş se- neden beri “utter barrister” unvanı - nı ihraz etmiş avukatlar arasından ve Bencher'lerin kararile intihap olu - nurdü. Elizabeth devrinde — ıstar olu- nan bir kararname kıdemin başlı ba- şına bir hak temin etmediğini ve bu vazifenin ancak ehliyet ve seciye ba- kımından temayüz etmiş avukatlara tevdi olunacağını natıktır. “Tam a- vukat” mukabili olan “utter barris - ter” ler bu dereceyi ihraz eder etmez avukatlığa mahsus salâhiyetleri kul- lanmağa hak kazanmış olmazlar; da - ha üç sene inns'deki staja devam ve konferanslara iştirâk ederlerdi. O- nun altındaki derece olan “inner bar- rister” likte ifası meşrut olan üç ge- nelik hizmet ve buna inzimam eden F Yek A D SADA ĞÜM PS katılınca mahkemelere avukat sıfati- le kabul edilebilmek için “inns”" de en az on bir sene süren bir ikamet mec- buriyeti tezahür eder. Bu müddet 12 seneye iblağ edildikten sonra 1574 de beş seneye tenzil edilmiştir. Avu- kat adedi bu tarihte tahdit edilmiş değildi. Ancak, her sene 4 yeni “ut- ter barrister” in kabulü ve bu sıfat- la icrayı meslek edebilmek için “in- ns” in birinde bir oda kiralamış ol- mak mecburiyeti fili bir tahdit ma - hiyetini almış ise de avukat adedi- nin fazlalığı mesleğin itibarını dü- şürdüğü ve boş yere davaları çoğalt- tığı esbabı mucibesile konulmak iste- nilen bu tahdit uzun zaman tatbik edilememiştir. “İnnert barristers” talebe ile avu- kat arasında mutavassıt kısmı teşkil eder. İki sene stajı müteakip üç sene müddetle devam eden bu vaziyette tatbiki derslere devam eylemek, mu- hakeme celselerinde hazır bulunmak ve kıdemli bir avukat nezdinde çalış- mak mecburfiyeti varndır. Mesleki ye- tişmeyi temin eden “İnns of court” teşkilâtında on dördüncü asırdan bü- güne kadar esaslı bir değişme yapıl- mamıştır. Bugün de, eskiden olduğu gibi, yalnız dört “inns of court” dan birine mensup olanlar avukatlık et - mek salâhiyetini haizdir. Bu toplu - luk sadece bir serbest cemiyet mahi- yetinde olmayıp bir nevi velâyeti âmmeyi haiz bir müessesedir. Avu - kat bürolarının ekseriyeti cemiyet binaları dahilindedir. Her avukatın burada ikamet mecburiyeti hakkın - daki nizamname çoktan beri tatbik yeri bulamadığından ikametgâha tah- sis edilmiş olan odalar da büro ola- rak kiralanmaktadır. Taymis rıhtımı ile site arasında kâin olan bu muazzam binalar yeis verici bir yeknesaklık arzeder. Ora - da her şey siyah, karanlık ve hüzün âmizdir. Üzerinde avukat isimleri yazılı olan dar merdivenler, dumanlı ve duvarları kararmış odalara sevke- der. Her büro, üzerinde, siyah harf- lerle sahibinin ismi yazılı çifte kapı ile ayrılır. Kapı açılınca ilk oda kâ- tiplere mahsustur. Öte yanda kâğıt dolu ve Londranın kara dumanından siyahlanmış bir çok kitaplar bulunan odada avukat oturur. Vaziyetin böy- le olmasına rağmen bütün avukatlar burada yerleşmeği ve ekseriya boş yer bulunmamasına binaen sıra bek- lemek üzere isimlerini yazdırmayı tercih ederler. Bu binaların mahke - me ittisalinde bulunması, avukatla - rın yekdiğerlerine kolayca temas ede- — 18— İngilterede mesleğin şerefini heyet vardır. ihraç cezası da dalıil,w takdir hakkına maliktir. nelerin mevcudiyeti bu rağbetin bel H başlı sebebleridir. Yukarda beyan olunduğu veçhile XV inci asırda beş kısma ayrılmıf olan inns mensupları halen üç sınıf teşkil etmektedir. Benchers, barris * ter (avukat) ve stajyerler. Benchef'ı ler cemiyetin idare heyetini tşekil e“. der. Her cemiyetin yüze yakın “Ben” cher” i vardır. Bunlar arasında veli" | aht, prens ve başvekil gibi yüksel şahsiyetler de bulunmuştur. Hâkim* lerin hemen kâffesi, kıral müşavirl derecesinde avukatlar bu unvanı has izdir. İnhilâl vukuunda, yeni azâyi diğer bencher'ler seçer. Bunların he" yeti mecmuası her inn'de ayrı isim alır. (Templede parlman, Lincoln's inn de meclis). Becher'ler yalnız ce- miyetin mümessili ve cemiyete ait emvalin idare memuru değildirler. Bundan başka cemiyete mensup bü * tün avukatların tâbi olduğu inzibat meclisini de teşkil ederler. Mesleğin şeref ve haysiyetini muhafazaya me « — mur olmak sıfatiyle bütün avukatlar üzerinde nezaret hakkını haiz olan bu heyet avukatlıktan ihraç cezası dâ dahil olduğu halde inzibat cezaları - nın her hangi birini tatbikte tam ve mutlak bir takdir hakkmma maliktir. Kararları aleyhinde hâkime müraca- at imkânı mevcut ise de tatbikattâ bundan tüc bir netice hasıl olama “ maktadır. Çü..cü itiraz halinde, hâ « kimlerin, Bencher «ararını daima tas- dik eyledikleri görülmüstür. Bun * dan başka gerek staja ve ge.ak avil- katlığa kabul edilebilmek bu hey-t. | ten karar istihsaline bağlıdır. Avu * | katlar topluluğunu teşkil eden dört cemiyetten her biri müsavi şartlar al- | tında tam bir istiklâle sahib olmak- | la beraber cümlesine şamil müşterek uzuvları da vardır. Bunlardan en ye“ nisi (1881) torihinde vücud bulari | “bar committee"' baro meclisidir. At- | torney General (3aş müddeiumumi) katları tarafından seçilen kırk seki$ azâdan terekküp eden bu meclis, ba- royu alâkalandıran bütün meselele! tetkik ve icabında mesleki menfaatle- ri müdafaa eylemek vazifesiyle mü- kelleftir. Maamafih, baro meclisi bu- güne kadar ehemiyetli bir rol oyna * mış değildir. İkinci müşterek uzuv 1865 de tesis edilen tedris heyetidir. Hukuk tahsiline tealluk eden husus- larla iştigal eden bu heyet kırallık müşaviri ünvanını haiz hâkim veyâa avukatlar arasından intihap olunan | yirmi bencher'den mürekkeptir. Bu heyetin başlıca vazifesi hukuk tahsi- lini tanzim ve mürakabe eylemek pro- fesörleri ve imtihan mümeyyizlerini seçmektir. Heyetin kendi arasından ayırdığı 8 kişilik daimi komite ted “ | ris usulünün bütün teferruatile meş- gul olur. Masraflar “İnns of court” den her | birinin tesviye eylediği taksitler ve | talebeden istifa olunan ücret tuta “ | rından temin edilir. Tedris heyetinin İngiltere barosu tarihindeki rolü tet- kike değer mahiyettedir. Avukatlığı | meslek ittihaz etmek veya sadece bu unvanı iktisap eylemek isteyen genç“ lerin ekseriyetini Üniversite tahsili- | ni ikmal etmiş olanlar teşkil eder. | Oxford, Cambridge ve Londrada bu | maksatla tesis edilmiş kurlar mev- cuttur. “İnns of Court'a” kabul olun- mak için üniversiteyi ikmal etmiş ol- mak, şart değildir. Aslolan, kabul ta- lebinde bulunanların bir imtihan ge- çirmiş olmalarıdır. Üniversiteyi ik « | mal edenlerle orduya, bahriyeye, kon | solosluğa ve daha bazı muayyen mes- | leklere duhul için imtihan geçirmiş olanlar bu mecburiyete tâbi değildir- | ler. | ( Sonu var ) | 5 kîı_ı—'_uşla Aç bir çocuğu doyurabilirsiniz — Çocuk Esirgeme kurumu genel mer- kezi her sene olduğu gibi bu sene de Ankara ilk okullarındaki zayıf ve kimsesiz (603) çocuğa hergün etli sı- cak öğle yemeği vermektedir. Bir ço- cuğun bir öğünlük yemeği ekmeği ile | beraber beş kuruş tutmaktadır. Her vatandaş kuruma beş kuruş yardım etmek suretile yoksul bir yavruya kafi ve can vermiş olur. Kurumun dükkân ve mağazalardaâ bulunan kumbaralarına beş kuruş at* | | | | mak suretiyle yapılacak yardım da bü maksadı temin eder, bilmeleri ve içinde zengin kütüpha -' güzel |

Bu sayıdan diğer sayfalar: