Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
KIZILAY B-12-1f Japonlar, dünyanın bir imparatora baş eğmesi lâzım geldiği kanaatindedirler —I (Aşağıda hulâ kitabı amerikalı Upton Clou neşret- miştir. Bu adamın hakiki ismi Joseph Washington Hall'dir. Bu muharrir, japonlar Şantung'u İşgal ettikleri zaman Çinde yerli bir gazetede çalışıyordu. O zaman ame- rikan gazetelerine gönderdiği çok enteresan haber ve yazıların altina Upclose diye imza ettiği için bu imza sonradan Upton Close şeklini almış ve şöhret bulmuştur. Aynı adam, bir zamanlar Çin ihti- lâlcilerine müşavirlik etmiş ve gene- ral Vu - Pei - Fu'nün kanlı hareket- lerinde siyasi işlerinin şefliğini yap- miştır. Uzak şark ve Büyük Okyanos siya- seti hakkında yazılmış birçok yazı- ları ve verilmiş konferansları vardır. “Tehlikel” ismi altında çıkardığı bu son kitab Japonya ve Çinde geçen uzun tetkik yıllarının vesikalara isti- nad eden bir mahsulüdür. Uzak - |crlıuılu vaziyetin hergün biraz daha gerginleştiği şu sıralarda bu kitabın hulâsasını neşretmeyi faydalı bulu- yoruz:) Bütün dünyaya hükmetmek arzusu Bugün artık tamamiyle sarih olarak görülüyor ki japon milleti, ne impara- torluk, ne de Nazi Almanyasının ya- pamadığı bir şekilde “Güneşteki yerle- rine,, doğru yol almaktadır. Bundan başka garb kapitalizmine karşı en bü- yük tehlike, Sovyet Rusyanın siste- mindön değil, Avrupa kapitalizminin bir talebesi olan endüstrileşmiş bir As- 'ya milletinden gelecektir. Daha 1882 senesinde Japonyanın e- linde ancak 78 mil uzunluğunda de- ımryolu ve gürük çarık yüz kadar gemi leket bugün birin- Ti sınıf bir cndüın-î memleketi olmu;— turten mük dır. Askerlikte ise hem hrıdı, hem denizde birinci sınıf bir devlet sayılı- iyor. Japonyanım neşriyat hayatı da Ame- ikadan yüksektir. Bu Uzakşark mem- leketinde her sene 30.000 kitab neşre- dilir ki Amerikanın üç misli demek- tir Geri kalmış memleketlerden evelce tahsil için Amerikaya, İngiltereye, Aı. manyaya ve Fransaya giden genç artık Japonyaya gitmektedirler. Ja- ponyanın Çine karşı gösterdiği bütün saldırganlıklara rağmen, bugün Ja- ponyada yüzbinden fazla çinli genç tahsil görmektedir ki buna nisbet edi- lirse Amerikada ve Avrupada Çin ta- lebesi hiç mesabesinde kalır. Garbın endüstri ve ticaret hayatı feci bir surette gerilerken Japonya- nın endüstrisi de, ticareti de büyük bir inkişaf göstermektedir. Avrupalı- lar Saar gibi, Avusturya gibi, Afrika- nın ıssız ve çorak bölgeleri gibi ufak ve ehemiyetsiz noktalar üzerinde çeki- şe dursunlar, Japonya, gürültüsüz pa- tırtısız; imparatorluğunu Büyük Ok- yanos adalarında ve Çin topraklarında üç misline çıkarmıştır. Japonya, dünyanın ticaretini yapı- yor. Japonyalı satabildiği için satın da alabiliyor. Avrupa fabrikalarında iş- ler yarı yarıya azaldığı ve Roma gibi bazı yerlerde amele hükümet ekmeği ile beslendiği halde japon fabrikaları ihtiyaca cevab verebilmek - için geceli gündüzlü çalışmaktadırlar. Japonlar, rekabeti, ucuz satmayı, ve endüstri hayatında da harbeder gibi çalışmayı gayet iyi biliyorlar. Halbu- ki garbın liberal muhitlerinde bu ruh kaybolmaktadır. Bir takım amerikan ve ingiliz talebe- leri hiçbir suretle harbetmiyeceklerini söylerlerken ,ıpon gençl:n vatan yo- lunda ölmek için and içiyor ve bunu karflariyle yazıyorlar. Pa letleriyle mü b giriş dört sene sonra Lord Hotta şu sözleri söylemişti: “Kuvvetli bir devlet, hepsinin üze- görüütü BUGÜNÜN MESELELERİ k e Büyük harbten evelki Alman müstemlekeleri Eski Alman müstemlekeleri ne kadardı ve içlerinde ne kadar nüfus beslerdı Bugün Avrupanın en mühim siya- sal lelerinden birisi, Al rinde bir hegemonya kuruncaya kadar memleketler arasındaki rekabet kalk- mıyacaktır, Bizim hedef ve maksadı- mız bütün dünya milletleri üzerinde bir hegemonya kurmak olmalıdır.. Bu maksadla ittifaklar, muahedeler yapa- cağız; ticaret fil kuvvetlendire- nın büyük harbten önce sahib oldu- ğu müstemlekeleri geri istemesidir. Alman Devlet Bankası direktörü Dr. Şaht bu isteğin; Almanya için haya- ti bir mesele olduğunu tebarüz etti- rerek buna esaslı olarak üç sebeb iztedli ceğiz, Yabancıların bizi geri bıraktık- ları hususlarda ne gibi kusurlarımız, noksanlarımız varsa onlara çare bula- cağız. Askeri hazırlıklarla milli kay- naklarımızı inkişaf ettireceğiz. Bu si- yaset, gök yüzünün bize vermiş olduğu vazifeyi icra mevkiine koymaktan başka bir şey değildir. Bu, gerçekleş- tikten sonra bütün dünya milletleri, bizim impar hepsinin büyük hükümdarı nazariyle bakacaklaı-dn— Bu sözlere dikkat etmek lâzım gelir Kendi milleti ile garb milletleri ara- sında ilk siyast münasebetleri kuran resmi adam, ilk iş olarak kendi impa- ratorunu onlara büyük ve mukaddes bir hükümdar olarak tanıtmak iste- miştir. Hıristiyan milletler birbirlerini yok etmeğe çalışırlarken Japonyanın kuv- vetli mevkiini general Nonaka 1918 se- nesinde şu sözlerle anlatmıştır: *“Cihan harbından sonra biri askeri hazırlıklar yarışı, birisi de harbı orta- dan kaldırmak arzusu olmak üzere iki temayül uyanacaktır. Fakat bütün şartlar bu kadar tepeaşağı olduğu bir sırada dünyaya sulh nasıl getirilebi- lir? Sulh, bütün dünya, bir imparator- luğun hükmü altına gırdığı zaman te- min olunabilir. Bu poli varaca- ğı netice budur. Bütün dünyayı hangi millet fethedebilir? — Vatanseverlik duygusu ile birleşmiş ve hedefine var- /mak için önüne çıkan hiçbir fedakâr- lıktan çekinmiyen millet, şerefli, bü- yük bir tarihi ve küdretli- bir mevkil olan Japonya, kendisini bu rolü üzeri- ne almağa liyakatli görür.., Bu sözler samimidir ve bütün ja- ponların hislerine tercümandır. Çün- kü Nippon'un maskesi arkasında kud- retli bir egoizm ve ihtiras hüküm sü- rer Garb, Japonyanın yeni bir dünya kurücusu olduğunu kabul etmediği gün japon, hayret eder ve ıstırab du- yar. Bizim onlara karşı gelmemiz, on- ların kanaatince, bir cahillik ve gök yüzünün kararlaştırdığı mukaddere karşı bir isyandır. Kazanıyorlar ve bunu biliyorlar. Japonya, yer yüzünün öteki ada im- paratorluğu olan İngiltere ile siyasi münasebetlere giriştikten sonra birin- ci sınıf bir devlet olmuştur. İki imparatorluğun tarihi de biribi- rine muvazi gibi durur. Önyedinci a- sırda İngiltere imparatorluğunu ge- nişletmeğe başladığı zaman, Japonya imparatoru Tokugava, İspanyada ya- pılmış olan enkizisyonlara bakarak hı- ristiyanlığın “boş bir şey, Olduğuna kanaat getirmiş ve hariçteki milletlerle hiçbir temas& ve münasebette bulun- maması için bir irade çıkarmıştı. Bütün hıristiyanlar ve misyonerler hudud dışına çıkarılmış, japon gemi- leri ancak muayyen hacimde balıkçı gemilerinden ibaret bir hale getiril- mişti, Böylece hiçbir kimse Japonya- dan çıkmıyacak, içeride bulunanlar da hıristiyan olmadıklarına dair vesikalar göstereceklerdi. Böylece 1635 de Japonya kendisini denizden ve öteki milletlerle temastan tamamiyle çekmiş, bütün gayretini fenne, keşiflere vermişti. 250 sene müddetle Japonya, tarihin hiçbir dev- rinde görülmemiş bir surette kendi kendine yaşamayı, kendi yağı ile kav- rulmayı tecrübe etmiş bulunuyordu. Bu müddeti da Abraham Lin- Japonlar, azami derecede fi dakârlık etmek suretile sonunda muzaffer ol- manın kendilerine gök yüzünden ilham edilmiş bir vazife olduğuna inanıyor- llt ]aponya.nın Amerikada yetişmiş ından M ko diyor ki: '— Bizim misyonumuz beşeriyeti harab olmaktan kurtarmak, onu nura kavuşturmaktır. Bizim ezeli bir ana- nemiz vardır: Mukadderat, bize beşe- riyeti modern maddiyetçi medeniyetin çıkmazından kurtarmak vazifesini yüklemiştir.., 1858 de yani Japonyanın garb dev- koln'un temas ettiği Japonya, kültür- ce kıraliçe Elizabet ile muasır gibi bir şeydi. İ — Bu geri kalma japonün kafasına fena halde işlemiştir. 1921 ind bir japon bir avrupalı gazeteciye şu sözleri söylemiştir: “250 sene müddetle avrupalılar yeni sömürgeler alır, yeni yeni top- raklar fethederlerken japonlar uyu- dular. Dışarıya çıkmak yasak edildi- ği için biz bütün zamanımızı çene çalmakla ve çay ziyafetleriyle geçir- ı — Almanya bir sanayi memleketi olması dolayısiyle mamülâtı ve men- sucatı için kendisine gereken dış pa- zar ve keza endüstrisi için lüzumlu olan tropikal ham madde ihtiyacı, 2 — Almanyada nüfus fazlalığın- dan doğan maişet ve iskân imkânla- rının gün geçtikçe darlaşması, 3 — Bu sebeb tamamen maneyvidir. Zira Almanya, bilhassa kültürel sa- hada, dünyanın en büyük ve en kuv- vetli bir devleti olduğundan müstem- lekesiz yaşamağı kendi şerefi için a- yıp saymakta ve bu vaziyeti bir izzeti nefis meselesi addetmektedir, Büyük Avrupa devletlerini ehe- miyetle düşündüren ve bazı çareler aramağa sevkettiren bu meseleyi bu şekilde ortaya koyduktan sonra şim- di biz burada Almanyanın bu gaye- sini tahakkuk ettirmek için hangi va- sıtalara baş vurduğunu ve bu husus- ta keza ne gibi metodlar kullandığını anlatacak değiliz. Biz sadece bu tale- bin yerine getirilmesi bakımından Almanyanın ne gibi müşküller ve en- gellerle karşılaşacağını anlatmak için genel savaştan önce Alman impara- torluğunun malik olduğu müstemle- keleri ve bugün de bunların hangi devletlerin mandası altında veya sö- mürgesi bulunduğunu göstereceğiz. Genel savaştan evvel Almanya 3.000.000 kilometre murabbar geniş- Hğiııde 12.000.000 nüfııılu bît müı- sömürgelerin hemen buyük bir kıır mı Afrikada bulunuyordu. Afrikanın Almanlara ajd kısımları şarkt Afri- kada şark Alman Afrikası; garbte garbi cenubt Alman Afrikası, Kame- run ve Togo idi. Diğer bir kısgmı da Pasifik Okya- da bul Sal adalarının bir kısmı Marşhall adalarr, Karoölin adaları, Mariyan adaları, Palau ada- ları, Yeni Ginenin bir kısmı, Bismark arşipeli ve Samoas adalarından mü- rekkepti, Şarkt Alman Afrikası çırkşıın Hind Okyanusu, en Belçika Kongusu, şimalden liz Şark Af- rikası ve cenuptan da Portekiz Mo- zambiki ile çevrilmişti. Diğer taraf- tan Cenubu Garbi Alman Afrikası da şarktan ve ptan İngiliz domi yonü olan Cenubi Afrika birliği ara- zisi ile ve şimalden de garbi Portekiz Afrikası arazisiyle hududlanır. Kamerun İngiliz — Nigeriası ile Fransız hattr üstüva Afrikası arasın- da bulunan sahadır. Togo da garbi Afrikada bulunmakta ve bir taraftan Fransız Dahomeyi ve diğer taraftan da Britanyaya aid Altın sahili ile ku- şatılmaktadır. Büyük Okyanustaki Alman kolo- nilerine gelince, bunları, Yeni Gine- nin bir kısmr (mütebakisi İngiltere ve Hollandaya aiddir.) Bismark Ar- dik. Tokugava'nın bu siyaseti bizi em- niyette bırakmış, fakat genişlemek - ten de alıkoymuştur. Şimdi bu yüz- den fazla nüfusumuzdan ve ırkımıza lâyık olan inkişafı kten muztarib bulunuyoruz v Fakat bugünkü japon nasyonalist- lerin gök yüzünün emrini yerine ge- tirmeğe girişmişlerdir. Onlar, şim- di, Tokugava'ya, öteki milletler ken- di ipleri ile kendilerini asıncaya ka- dar Japonyanın kaynaklarını ve ah- lâkını muhafazaya mukadderatın va- sıta kıldığı bir adam nazariyle bak- maktadırlar. Şimdi taze ve bakir ka- lan Japonya yeryüzündeki vazifesi- ni yerine getirecek ve bunun mükâ- fatını toplryabilecek bir haldedir. Japonya modern dünyaya karışır- ken İngiltere, âdet olduğu üzere, on- dan faydalanmağı düşünmüştür. Şim- di görülüyor ki Jıponyı. hiç bir be- —& s *, © .. _— BAA e > " e$ S / “ Ğ o © .. * Ç Söa Sümsaş Ad. Fiost Ad. .. b O — Karolin adaları, Marşhal şipeli, Salamon adalarr (bunun da yarısı İngil in idi) $ ada- ları, Mariyan adaları, Karolin adala- ırı, Marshall adaları teşkil ediyordu. Bütün bu sahanın mesahası 245.000 kilometre murabbar ve üzerinde ya- şayanların adedi de 830.000 idi. Almanya bu Afrika ve Pasifik Ok- yanusundaki müstemlekelerinden maada bir de 1898 de, Çinde, Şantung eyaleti sahilinde ve Şanghay ile Pe. kinin tam ortasında bulunan Kia-Çu limanına da yerleşmişti. Harbden müttefikleriyle beraber mağlup çıkan Almanya bütün bu müstemlekelerindeki her hukukunu, itilâf devletleri lehine Versay mua- adaları ve yeni Gine Cenuh .gnvb. Almean Radyo ANKARA : ÖĞLE NEŞRİYATI; 1230 W plâk neşriyatı — 12.50 Plâk: Tül! rk yi ve halk şarkıları — 13.15 « 13.30 harici haberler, w AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30 FŞ riyatı — 18.35 Çocuklara ma: hl“ Artam — 19.00 Türk musikisi V€ şlari) kıları (M. Karındaş ve arkadâ ge 19.30 Saat ayarı ve arabça neşriyât ” (f Türk musikisi ve halk şarkıları (f ve arkadaşları) — 20.15 Xoni“"' Sırrı Tarcan — 20.30 Plâkla dan$ si — 21.00 Ajans haberleri — 2143 75 ıılı;n orkestrası: 1 - Verdi: Le 2 - Strauss: Spharen - Klange 3 Les contes d'Hoffmann 4 - WM Minaret — 21.55 - 22.00 Yarınki ? İstiklâl margşı. İSTANBUL : ÖĞLE NEŞRİYATI: 10.45 Trik men takımiyle Beyoğlu spor kuli daki maç — 12.30 Plâkla türk © 12.50 Havadis — 13.05 - 14 noyoıll gösterit kolu tarafından bir t AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30 dans musikisi — 19.00 Safiye: Pxti keman rıfıkıu,lc — 19,30 vi gösterit kolu tarafından bir W 19.55 — Borsa haberleri — Muzaffer ve arkadaşları tarafı n“ müusikisi ve halk şarkıları — 20.30 P poru — 20.33 Ömer Rıza tarafında! söylev, — 20.45 Bay Muzaffer ve 4f" rt tarafından türk musikisi ve lılıı ları (S. A.) — 21.15 Milano Scala Üüf su dram Sopranolarından Madamt€ Anuşka Piraccini tarafından M Ponchielli'nin: Gioconda, opıM (Sucidio).2- Bnhmıdın kel, 3 - Hal&vy'nin: Ebra, op.mınd’ dee venir. Morso aralarında rası ilgili parçalar ;ılınıkur - # jans haberleri — 22.30 Plâkla ıoloı':, p râa ve operet parçaları — 22.50 - 23 berler ve ertesi günün proğramı, AVRUPA : OPERA ve OPERETLER: 12f) — 12.40 Beromünster — 14.5 ıus Prağ — 19.15 Stuttgart — — 2045 Mhmh—z .30P 'aris, ORKESTRA KONSERLERİ " ) FONİK KONSERLE Münih — 9.30 Laypzi,; zender — 11 Hamburg Berlin, Stokholm — 15.30 Prıı — 15 burg — 17 Milâno — 19.30 London * nal, Stokholm — 20 Berlin — 20.” sa — 21 Breslav — 22.5 vırıo" Frankfurt. ODA MUSİKİSİ: 15.40 Viyank Klıcı:.lııborı — 19.30 Kolonya — 225 ” SOLO KONSERLERİ: 8.30 ll"’ 9.30 Breslav — 9.45 Stuttgart — 10- lonya — 11.20 Breslav — 14.30 Do hedesi hül ine göre kayb Bu muahedenin şartlarına göre To- zowırm ııi fransız Di i- şark - Kısmlı F mandası altına ve garbteki dığer ya- rısı da İngiliz mandası altına konu- luyor ve Kamerunda Fransa ve İngil- tere arasında müsavi olarak taksim e- diliyordu. Bu suretle Kamerun'un Fransız hatı üstüva Afrikası ile hem YAUALOLCETULCE LAİ & de Şarkt İngiliz Afrikasına ilâve e- diliyordu. Yalnız Tanganika gölünün | 5y şimalinde bulunan Ruan'da ve Urun- di arazisi Belçika Kongosuna ilhak edilmişti. Keza Versay muahedesi Pasifik hüdud olan kısmı F altında ve İngiliz Nigeriası ile hem hudud olan kısımları da Büyük Bri- tanyanın mandası altında kalıyordu. Gene ayni muahede cenubu garbi Al- man Afrikasını da cenubi Afrika bir- liğinin idaresine veriyordu. Şarkt Afrika Alman müstemleke- lerinin bir kısmı İngiltere mandası altına konuyor ve Tanganika arazisi Oky daki Salamon adaları ve Bismark Arşipeli idaresini Avustural- ya mandasına ve Samoas adalarının idaresini de Yeni-Zeland'a terkediyor- du, Nihayet Japonya Alman müstem- lekelerinden hattı üstüvanın şimalin- deki adaları, yani Marshall, Karolin, Maryan adalarını ve Kiao-Çu limanını almış bulunuyordu. Hulusi KAYNAK Alman işçileri fatillerde de gündelik alacaklar Berlin, 4 ÇA.A.) — General Gö- ring dört senelik plânın başarılması için çalışan alman işçilerine kanun? tatil günlerinde de - bugünler pazara nıdımımık şımyle - gıinde!ik ve- ril Yi bu- nu, Gödng'ln ekonomi içlemıin başı- na geçer geçmez aldığı ilk tedbir o- larak tıvııf etmekte ve bu emirden bak ktedirler, ,——v ——— İngillere'de 22.000 işçi greve hazırlanıyor Londra, 4 (A.A.) — Amirallık dai- resi ile tezgâh işçileri arasında, gün- delik meselesinde bir ihtilâf çıkmıştır. 22 bin işçinin grev ilân etmesi ihtima- li vardır. Bu takdirde denâz ınşan P tatbiki gecik — Almanya'da balık etinden pamuk yünü yapılıyor Berlin, 4 (A.A.) —Gazetelerin bil- dirdiğine göre alman âlimleri balıkla- rın beyaz kısmından “pamuk yünü” i- mal edilmesine müsaid lifler çekmeğe muvaffak olmuşlardır. Bu yeni mad- de yüzde seksen nisbetinde sellüloz ve Yüld€ yîmi nisbetinde balıkların be- ürekkebtir. Maliyet yaz milletin ğını yapı o, İngiltereden fı;dılınmxnır (Sonu var) U ilıti dünya yün piyasa fiatından aşa- ğıdır. Fransız parlamentosunda Suykasd etrafında görüşmeler Paris, 4 (A.A.) — Parlamento 152 reye karşı 437 reyle iç bakanlığı tah- sisatını kabul etmiştir. Tahsisat 1793 milyon frankı bulmaktadır. Tahsisa- tın kabulünden önce yapılan müna- kaşalar esnasında sol cenah mebus- larından Dommanj iç bakanına “Ca- goulard” meselesini ciddi telâkki e- dıp etmediğini sormuştur. Miebus, tatbiki da müşahed ettiğini söylediği bazı memuriyeti suiistimal etme hâdiselerini tekid etmiş ve “C. S, A, R.” vakası dolayı- siyle zan altmma alınan bazı eski mu- hariblere emniyet müdüxlügunce ya- pılan leye itiraz işti Sağ cenah mebusları zırafmdan parlamentoya tevdi edilen bir tadil teklifinde gizli tahsisatın parlamen- to tarafından kontrola tâbi tutulma- sı istenilmekte idi. Bu teklif redde- dilmiştir. Belçika kıralı Londrada Londra, 4 (A.A.) — Belçika kıralı ile valide kıraliçe bugün öğleden son- ra buraya gelmişler ve halk tarafından hararetle karşılanmışlardır. Kendileri NEFESLİ SAZLAR (marş; g istasyo! “ n diğer alman gll“ h HAFİF MÜZİK: 7.30 Pn%—l Mi berg — 8.10 Breslav — Hamburg — 9.30 Keza — 10 lıtli" | Stuttgart — 15 Hamburg — 16 ? Frankturt, Köniııbırk. Laypzig < 18 keza — 19.10 Doyçlandzender lav — 19.25 Bırlin 20 Frankfu! nıııbeırıı—NSViym—Nlâ p 22. Königsberg. HALK MUSİKİSİ: 10.30 uw’ DANB MÜZİĞİ; 11.30 Berlin yi Viyana, Breslav, Dmlındıendll'ı ) burg ve diğer alman i: Bııdıpqtı — 23 - 23.30 Katoviç, E 23 Milano, Roma — 23.5 - 0.30 Poı“ sien — 24 Lüksemburg, Paris - P.T.-* İzmir ve İstanbul limanlarının 19 büdceleri İstanbul ve İzmir liman idarelerinin 1938 büdce ]'.wııjil.'i mamen hazırlanmıştır. Bül | nümüzdeki günlerde Ekonoml kanlığı makamına arzedili Büdceler yılbaşından evel J lunacaktır. Liman idarelerinin larında da bazı değişiklikler mıştır. Kadrolara yeniden muriyetler konulmuş, bazı yetlerin de ücretleri arttır. Parti ocak kongre C. H. P. Ankara ilyön küruluf' lr parti ocak kongreleri çal: bitirmişlerdir. Kongreler y&’ heyetlerini, kaza kongrelerind? namına bulunacak azaları azaların temennileri üzerinde rek dilekleri tesbit etmişlerdir: İzmir'de çavuş öğref# kursu açılıyor Kültür bakanlığı, İzmir köy men okulunda bir çavuş öğret::j su açmağa karar vermiştir. kursun açılması etarafındak larını bitirmek üzeredir. YM Dük dö Portland'ın misafiri olacalı lardır. kanlar heyetinden karar da tır. Kızilay kara gün dostudur. K AÇ v/ di |