5 Ekim 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ pilla Bt e. By Ü- . SAYFA 4 Kısa ekonomi hulâsaları İsviçre: Fransa hükümetinin frangın *7 30 nisbetinde kıymetten düşürülmesi hak-« kındaki kararı üzerine, İsviçre parası- nı dahi beynelmilel dövizlere uydur- mak ve memleketin iktrsadi menfaat « lerini korumak maksadiyle devaliie e- dilmesi kararlaştırılmıştır. Prager Presse 27/9 İtalya: Mali ve ticar? muhitlerde dış ticare« tin canlanması ümidi ile Liretin kıy « Mmetten düşürülmesine taraftar bulunul- Mmaktadır. Diğer taraftan italyan mali Vaziyetinin bugünkü para kıymetini Muhafaza edebilecek bir kuvvette ol. duğu tasrih edilmektedir. Husust mem- badan almman malümata nazaran Ameri- ka, İngiltere ve Fransa arasındaki an » Tasmanın arsrulusal döviz siyaseti üze- rinde iyi bir tesir yapacağı ve bu vazi-. — yetin cihan emtia mübadelelerinin can- Tanmasını intaç edeceği umulmaktadır. İtalyanın Kendi menfaatlerine halel gelmediği takdirde, Amerika, İngilte- Te ve Fransz tarafından vaki olan tek- Hif üzerine diğer memleketler ile bir « Hkte bu memleketin müstereken tesbit ettilleri malt politikayr takip etmesi Muhtemeldir. a Prager Presse 27/9 İaımnva: Maliye nazırı frangın devalüasyonu- hun jJanon iktısadivatr üzerinde İıîçbîr tesiti olmadığını işaret ederek ancak florinin kıymetten düsmesi takdirinde Japonyanın Felemenk Hindistanr ile olan ticaretinin Mutazarrır. olacağını tahmin ettiğini ilâve etmiştir. ; Agence &c. et fin. 28/9 Macaristan : 5 İktısadi muhitlerde Fransanın deva- Hiasyon hareketi takdirle karşılanmış- tır, Millt Banka fransız frangı Üüzerine ?apılm muameleleri muvakkaten dur- durmuştur. Macaristan ile Fransa hü- küı'_neti arasında ticar? münasebetlerin pek canlı bulunmaması - dolayısiyle frangın kıymetten düşürülmesinin ma- Car iktısadiyatı üzerinde menfi bir te- Bir bırakmıyacağı bildirilmektedir. Ağgence o, et fin. 28/9 Folonya: Hükümet halihazırda Fransa tara- © - findan yapılan devalüasyonun Polon- yaîıın mali vaziyeti üzerinde bıraka- cağı tesirleri beklemekte ve bu hu- susta hiç bir tedbire lüzum görmemek- tedir. Polomyada tatbik edilen döviz tahdidatının bu günkü zloti kıymetini muhafua edecek bir mahiyete bulun- duğu kaydedilmektedir, İleride zloti kiymetinin dış ticaretin ve tediye mu- Vazenesinin inkişafına ve milli banka- Tumi altın mevcutlarına göre tesnit edileceği anlaşılmaktadır. Bir taraftan — Polonya dış ticareti ve tediye muvaze- -:,’ hesinin iyi bir vaziyette bulunması, di- A ğer taraftan da Polouya ile Fransa arasında aktedilen iktisadi anlaşma ile Fransız bankası tarafından Polski .Bankasına temin edilen iskonto kte- dğlerinîn. uzun bir müddet için zloti- nin kıymetini mühafaza edebileceği imkân dahilinde görülmektedir. Prager Presse 27/9 Fransız devalüasyonunun Bugün de üç memleket arasında yapılmış nin teknik mütalaalarını hulâsa ediyoruz. hakkında toplu bir fikir verecek mahiyettedir. İşin teknik tarafı. İnformation gazetesinde Ren& S&dillot yazıyor? : Fransız frangı, 1928 nakid kanunu mucibince, 0,900 ayarmqa 65,5 miligram altına yani 58,95 miligram safi altına tekabül ediyordu. Yarının frangı 0,900 ayarında 43 ile 49 miligram arasında altına, yani 38,7 ile 44,1 miligram arasında safi altına tekabül edecektir. 4 Bu yeni tarifin kabulü dolayısiyle frangın 96 25 ila 35 nis« betinde kıymetten düşeceği ileri sürüldü: bu tamamı tamamı- na doğru değildir. Frangın tasarlanan altın sikletlerine tekabül etmesiyle vukua gelecek olan devalüasyon Yo 25,19 ile 34,35 arasında ©- lacaktır, ) Gene yukardaki rakamlara göre, Fransa bankası giş_e!ennde bugün 16,963 frank eden bir kilo safi altının kıymeti yarın 22,676 ile 25.839 frank arasında olacaktır. Altın bu suretle yüzde 33,68 ile 52,33 arasında kıymetlenmiş olacaktır. Bu nisbetler iyice not edilmelidir, çünkü borsada menkul kıymetlerin intrbakını ve Fransa bankası altın mevcudunun bu yeni kıymetlenmesinin devlete ne kazandıracağını tayin ede- cek olan bunlardır. Kambiyo fiatları. İki yabancı para için, dolarla belga için yarınki paritenin ne olacağı şimdiden tayin edilebilir, Dolar Belga Harptan önceki parite 5.18 5— Buhrandan önceki parite 25.52 3.55 25. 9. 936 gününün paritesi 15.07 2.55 Yarınki parite arası 20,15 3,42 22.96 3.90 Diğer dövizlere gelince şimdiden müstakbel pariteleri tes- bit etmek erken olur: çünkü bir yandan sterlingle .ıterlmg_ bloku paraları altından müstakildirler ve İngilterenin yeni uzlaşma dolayısiyle yapmış olduğu teahhüd, sterlingin kati kıymet tesbiti manasını ifade etmez. Ancak yarının frank pa- riteleri çerçevesi içinde ingiliz lirasının 102 ile 108 frank ara- sında bir kıymete sahib olacağı tahmin olunabilir. Öte yandan diğer altın esaslı paralarla bazı kontrollu pa « ralar da yeni uzlaşmaya iştirake hazırlanıyorlar. İsviçre fran- gi ile Florin kıymetlerinden dörtte veya üçte birini kaybede- ceklerdir. Lüksemburg frangrı, zloti, pezeta, Avusturya gilingi her halde harekete katılacaklardır. Letonya ve yunan paraları isterling blokuna girmişlerdir. Nazari olarak rayici 3 frank olarak tesbit edilmiş olan Sovyet rublesi, turist çekleri ihdasının geri bırakılmasiyle tereddüdü beliren liret, mukadderatlarının tayin edilmesini bekliyorlar. Marka gelince, vuzuhsuz bir vaziyeti nizama koymak için fırsat çıkmıştır; ne yazık ki Hitler nasyonalizmi milletlerara- sı bir vesile ile uyuşamaz. Ne olursa olsun, bütün kambiyo listeleri değişecektir. Fa« kat bu umum? nizamlanma, kambiyo sulhunun teessüsüne hiz- met etmiyecek midir? Para silâhsızlanması. Yeni frank statüsü kabul edildiği zaman para silahsızlan- ması nasıl bir şekil alacaktır? Meclise sevkedilen kanun pro - jelerinin 8inci maddesi muhafaza edilecek midir, ve frank is- tikrarını kontrol fondlarına mı borçlu olacaktır? Yoksa fran- gin kati paritesi derhal iki hudud arasında tayin edilecek midir? Amerika ve Belçika tecrübeleri bu hususta öğreticidirler. Dolar içiri “serbest kıymetten düşme” devresi dokı_ız.ay sür- müştür (1934 nisanından kânunu sanisine kadar) iki huduüd parite arasında kararsızlık devresi (50 ile 60 cents arası) 15 gün sürmüştür (15 ila 31 kânunu sani 1931) o zaman doların kıymeti 59,06 sent olarak tesbit edilmişti ama Amerika hükü- meti 30 kânunu sani 1937 ye kadar doları 50 sente kadar deva- lüe etmek hakkını muhafaza etmiştir. Bunun aksine olarak Belçika nakdi buhranını süratle tasfi- ye etmeyi tercih etmişcir: On üç günlük kısa bir kambiyo kontrolu tecrübesinden sonra belga için iki hudud parite tes- bit edilmiştir: Yüzde 25 le 30 arsında kıymetsizlenime. İki gün sonra evvelki rayicinin yüzde 28 aşağısında olarak istikrarla- nıyordu. Ve B. Van Zeeland bir sene müddetle bu devalüası yonu ©4 30 a kadar çıkarmak hakkını muhafaza etmiş olmasına “rağmen, bu hakkından istifade etmedi ve yenilenmesinm! de istemedi. teknik bakımdan mütaleası olan uzlaşma mucibince fransız parasının nasıl devalüe edileceği ve bundan doğacak neticelerin neler olacağı hakkında İnformation gazetesi- Bu. yazılar, ynei para uzlaşmasının teknik cephesi , Fransa bu iki usulden hukuki istikrarla filt istikrardan !nr_ını tercih edebilir. Şurası muhakkaktır ki dün gibi bugün de istikrarsızlıktan hoşnud değildir. Ve ergeç Fransanımn altın esasına yeniden gireceği muhakkaktır, Fiatlar meselesi. —— Aynı gazetede H. S. imzalı makaleden: Evvela pek yakın olan bir hatayı düzeltelim: Bir memle- ket, parasının altın karşılığını değiştirdiği zaman bu hiç bir Zzaman demek değildir ki bu paranın emtia mukabili olarak da- hili krymeti de otomatik şekilde ve aynı nisbette değişir. Psikolojik bir mefhum olan bir kıymet ünitesinin, bu ba- kımdan, materyel realite olan bir uzunluk etaloniyle hiç bir alâkası yoktur. Bir maddenin uzunluğu materyel bir kalitedir. Kanunun tarif ettiği etalon metrede aynı cinsten bir kalitedir. Maddi bir operasyon birini diğeriyle ölçmeye imkân verir. Demek oluyor ki metrenin kanuni tarifinde yapılacak her hangi bir değişiklik otomatik olarak ölçülerin maküsen değişmesini icab ettirir. Buna mukabil, bir maddenin kıymeti psikolojik bir kalite- dir, Fakat kanunun tarif ettiği nakid etalonunun bu kalitesi değildir, buna imkân yoktur. Tarif edilen sikletidir. Bundan Şu netice çıkar ki bir maddenin kıymetinin ölçüsü, yani fiatı, bu kıymetle ünite arasında hiç bir reel münasebeti ifade et- mez, Fiatlar doğrudan doğruya bir tedbirle değil, her maddenin Piyasa vaziyetine göre taayyün ederler. Para ünitesinin kıymeti ile maddelerin kıymeti arasında hiç bir bliâvasıta bağ bulunmadığına göre, bundan şu netice çıkar ki ünite değişmeleri, ölçülerin yani memlekette fiatların Otomatik surette değişmesini icab ettirmez. Buna mukabil altının ve diğer memleketlerin altın parala- rının fiatları ve bu itibarla bu memleketlerden ithal edilen em- tianın fiatları böyle bir tahavvüle tâbi olurlar, Hangi fiatlar yükselebilir ? Yalnız ithalât fiatları otomatik bir şekilae tahavvül edebi- lirler, dedik. Bunların kıymet yekünu Fransada satılan bütün emtia fiatlarının tahminen yüzde 15 ini teşkil eder. Demek o- luyor ki ithalât maddeleri fiatlarında yüzde 35 ile 50 arasın- da bir yükselme, nazart olarak umumi hayat pahalılığını an- cak yüzde 5 le 10 arasında arttıracaktır. "Fakat hükümet, bazı gümrük resimlerini indirmek suretiy- le bu pahalılanmanın derecesini azaltabilir. Şunu da unutmamak lâzımdır ki kontenjana tâbi madde » ler ve bilhassa hububat hususunda, fransız fiatları dış piyasa- ların fiatlarından müstakil ve ekseriya gümrük de dahil oldu- ğu halde bu fiatlardan yüksektirler. Frangın devalüasyonu aradaki farkı kapatmadıkça bu ope- rasyon iç fiatlar üzerinde tesirsiz kalacaktır. Buğday gibi narha tabi mahsullere gelince, tabitdir ki bun- ların fiatı kambiyo fiatlarına değil hükümetin arzusuna tâbidir. İhracata prim. İç mahsullerin fiatları yükselmedikçe ithalât için yeni bir himaye ile birlikte ihracat için ve yabancı turizmi için bir prim tezahür edecektir. Bugün Fransanm vaziyetinde olan memleketlerin neye karar vereceklerini bilmiyoruz, Fakat ihracatcılarımız yeni va- ziyetten kendi lehlerine bir marj yaratmaya çalışacaklardır. İşçi ücretleri için müteharrik bir mikyasın kabuliyle dış fiatlarla iç fiatlar arasında lehimize doğacak olan farkın azal- masından korkuluyor. Burada şurasını kaydetmeliyiz ki son para düşürmesinden önce de “müteharrik mikyas” i kullanmış olan Belçika da, ücretlerle fiatlar ve fiatlarla ücretler arasında yükselme adap- tasyonunda ihtiyari bir gecikme yaratmak için faydalı tedbir- ler alınmıştır. İsviçre frangının düşmesi Noye Zürher Saytung gazetesi, İsviçre frangını düşüren kararı tahlil eden bir yazısında diyor ki: Verilen kararda İsviçre frangının yeni altın paritesi hak- kındaki hükümler çok büyük bir ehemiyettedir. İsviçre milli bankası, memleket dışındaki İsviçre frangını tanzim ederken en az 190 ve en çok da 215 miligram altınlIrk bir değer taşıma- sına dikkat edecektir. Rayici bu sınırlar arasında tanzim ede- bilmek için, fransız franginın düşmesi üzerine milli bankın 5 İLKTEŞRİN 1936 PAZARTESİ Filistinde Vaziyet hemen hemen düzelmiş gibidir — Kudüs, 4 (A.A.) — Yeniden ingillif takviye krtaatı gelelidenberidir, vazlt, yet umumiyetle düzelmiş gibidir. BU nunla beraber bazı münferit tecavüzlef ve ufak tefek haydutluk vakaları gödı mektedir. K | Âli harb Eomitesi dün uzun müzffl kerelerde bulunmuştur. Grevin da biteceği tahmin ediliyor, FRANSA'DA: Sosyalistlerle ateşhaçlılar arasında mücadele Paris, 4 (A.A.) — Hükümet fransill sosyal partisinin dünkü toplantısını s0S* yalistlerin mukabil nümayiş tertib et meleri üzerine her hangi bir hâdiseyö mani olmak için yasak ettiğinden Dü toplantı yapılmamıştır. Fakat parti ba$' kanı dö Larok komünistlere ve sosya* listlere karşı ayni tabiyeyi kullanmağâ — karar verdiğinden ve komünistler de bu- — yapıştırarak parti mensublarını komü- nistlere karşı mukabil nümayişe davet tingini yasak etmemiş fakat her hangi bir hâdiseye mani olmak için şiddetli in“ zibat tedbirleri almıştır. Bundan başkâ B. Larok partisi aleyhinde halkı toplan- kiblere başlanmıştır. tarihi Versay sarayında yangın çıkmış* tır. Ateş yarım saatlik bir uğraşmadan sonra söndürülmüştür. Eski püskü eş- yanın bulunduğu sandık odalarında u« fak tefek hasardan başka zarar olmamış? tır. SANATKÂR: El işlerini, ev sanatlarını top* lu bir halde gösterecek ve seni himaye edici tedbirleri almaydâ yardım edecek olan bu resmi ser" gide: SEN DE ESERLERİNİ TEŞ: HİR ET! BDDL DDT LOT LNM du devlet bnakasının emrine verilecek- tir. Bu altın mevcudunun nominel de- ğerinin ne kadar yükseleceği meselesi, tabiatiyle bu değer kati ölçüsüne (656 milyon frangın yüzde 30) bağlıdır; “altın mahsup hesabı” — nda şimdilik yalnız frank altın karşılığının bugüne kadar olan 290 miligramdan 215 miligrama indirilmesi üzerine tahak - kuk edecek olan asgari kazanç aktif .o« lacaktır. Bugünkü pariteye mukabil 215 mi- ligramlık bir altın karşılığı değerden yüzde 26 yı tenzilini ifade edecektir; 190 miligram ise, yüzde 34,5 bir de« valüasyona tekabül etmiş olacaktır. İsviçre frankları çerçevesi içinde tanzim edilip ilerde katf surette tesbit edilecek olan tolerans oldukça büyük- altın mevcudundaki kazançtan hasıl olan müdahale fon- tür. — — gün için Park de Prens'de bir miting k tertib etmeği kararlaştırdığından B. Lâ* j rok Paris'in duvarlarına beyannamelei etmiştir. Hükümet komünistlerin bu mis — mıya teşvik cürmünden dolayı adli tas — Versay, 4 (A.A.) — Bu gece yarıst — RORHELİĞE L L DERRARET BAD Tefrika: No. 59 BİLİNMİYEN İNSAN i Yazan: Dr. ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BAYDAR Medeniyetimiz, şimdiye kadar, dimaği faa- fiyetlerimize uygun bir muhit yaratmağa mu- vaffak olamamıştır. Modern insanlardan birço- Bunun fikri ve ahlâki kıymetlerinin zayıf olma- sını içinde yaşamakta bulundukları psikolojik — havanın kifayetsizliğine ve terkibinin kötülüğüne bamletmek lâzımdır. Modern ilmin kurucuları plan hıristiyan milletlerce anlaşılmış oldukları şekilleriyle entelektüel kültürü, güzelliği ve ah- lâkı ortadan kadıran endüstriyel dinin dagmları, yani maddeyi her şeye üstün tutmak ve her şeyden istifade etmek istemek zihniyeti olmuş- tur. Yaşayış tarzındaki değişiklikler, kendilerine mahsus şahsiyetleri ve ananeleri olan ailevi ve cemi grupların da dağılmasını intaç etmiştir. Kültür, hiç bir tarafta tutunamamıştır. Gazete- lerin, radyoların ve sinemaların geniş surette intişarı cemiyetin entelektüel sınıflarını en aşa- gı derecede tesviyelemiştir. Hele radyolar, ka- labalığın zevkine giden bayağılığı herkesin yu- vasıma kadar sokmuştur. Kollejlerle üniversite- ler kurslarının mükemmel olmasmma rağmen ze- kâ âmmeye mahsus bir hal almaktadır. Mekteh- liler ve üniversiteliler zihinlerini, alışık oldukla- TI radyo ve sinema programlarının manasızlığı ile kalıplamaktadırlar. Sosyal muhit, zekânm gelişmesini kolaylastırmadıktan başka buna mani de olmaktadır. İşin doğrusu, bu muhit gü« zellik duygusunun inkişafıma daha müsaiddir, Avrupanın en büyük musiki üstadları şimdi Amerikadadır. Müzeler, hazinelerini halka gös- termek için pek güzel teşkilâtlandırılmışlardır. Endüstriyel sanat süratle inkişaf etmektedir. Hususiyle mimari yeni bir devreye girmiş bu- lunmaktdam. Azametli bir güzelliği haiz anıtlar şehirlerin görünüşünü değiştirmiştir. Herkes, şayed isterse, hiç olmazsa estetik kabiliyetlerini bir dereceye kadar tenmiye ede- bilir. Ahlâk duygusu için msele böyle değildir. Bugünkü sosyal muhitin bu, tamamiyle meçhu- lüdür; bu muhit onu filen ortadan kaldırmıştır " ve herkese mesuliyetsizliği telkin etmekte bu - lunmuştur. İyiyi kötüden ayırd edenler, çalı- şanlar, yarını düşünenler fakir kalmakta ve ken- dilerine madün insanlar gözüyle bakılmaktadır. Hattâ bazan da bu hallerinin şiddetle cezasmı çekmektedirler. Bir kaç çocuğu olan ve kendi- ni düşünecek yerde onların terbiyesi ile uğraşan kadm, akılsız vasfını kazanmaktadır. Bir kimse karısı ve çocuklarının talim ve terbiyesi maksa- diyle biraz para biriktirmiş ise müteşebbis mali- yeclier bu parayı aşırmakta gecikmemektedirler. Yahud bu para hükümetçe ondan alınıp, kendi- lerinin veya endüstricilerin, maliyecilerin ve ya- hud ekonomicilerin kısa görüşleri dolayısiyle sefalete düşmüş olanlara dağıtılmaktadır. Her- kese refah, sıhat ve güzellik veren bilginler ve artistler fakir yaşayıp fakir ölmektedirler. Bu sırada da, hırsızlık etmiş olanlar başkalarının pa- ralarile sükün içinde zevk sürmektedirler. Gan- gsterler, politikacılar ve polis memurları tara- fından korunmaktadır. Bunlar, çocukların oynar- ken taklid edip sinemalarda hayranlıkla seyret- tikleri kahramanlardır. * Zengin olmak her şey olmak demektir ve her şeyi haklı göstermektedir. Zengin bir adam ne yaparsa yapsım, ister ihtiyarlamış karısmı ka- pı dışarı etsin ve anasını yardımsız biraksın veya kendisine emanet edilmiş olan parayı calsm, dostlarınm saygısını gene muhafaza etmektedir. Aynı cinsten olanlar arasımdaki aşk ilerlemek- tedir. Cinsiyet ahlâkr ortadan kaldırmıştır. Psi- kanalizciler kadmlarla erkeklerin zevciyet mü« nasebetlerini idare etmektedir. İyilik ve fenalık, haklılık ve haksızlık mevcud değildir. Hapisha« nelerde yalnız az zeki veya muvazenesiz cani « ler vardır. Bunlardan daha kalabalık olan di- gerleri serbestçe yaşamakta ve halkın geri kalan kısmıma, dikkati üzerlerine çekmeksizin, pek sa« mimi bir şekilde karışmış bulunmaktadırlar. Böyle bir muhitte ahlâk duygusumun gelişmesi imkânsızdır. Din duygusu için de kaziye aynıs dır. Protestan papasları dini rasyonalize etmiş-« ler, ondan bütün mistik unsurları kaldırmıslar- dır. Bununla beraber modern insanları kendile« rine cezbedememişlerdir. Yarı yarıya boş kilise« lerinde beyhude yere zayıf bir ahlâk telkini yapmaktadırlar. Bugünkü cemiyetin kadrosu- nu, zenginler hesabma — muhafazaya yardım eden jandarmalar haline gelmişlerdir. Yahud po- Ktikacıları taklid ederek kütlelerin hisliliğini ve- ya anlayışını okşamaktadırlar. (Sonu var) 7 ——

Bu sayıdan diğer sayfalar: