31 Mart 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ae ai Si b S SAYFA 4 A Ailn GÜ WEAR İ LA Bi 31 MART 1936 SADA E İtalya dış ticaretinin' devletleştirilmesi Enformasyon gazetesinden: Faşist büyük konseyi, son toplan- tısında, şöyle kaleme alınmış bir ka- rar sureti neşretmiştir: “Dış ticaret meselesinin, faşist e- konomik doktirininin ışığında ve bu- günkü hâdıseler göz önünde tutula- rak tetkikinden sonra, yüksek kon- sey, yabancı devletlerle mübadeleleri korporatif devletin doğrudan doğru- ya kontrolunu haklı gösteren bir am- me menfaati işi tanır.” Başka bir tabirle: İtalya dış tica- retinde devlet kontrolunu kurmaya hazırlanıyor. DOKTİRİN Bu karar, şüphesiz ki, italyan kor- porasy luğun ruhunu teşkil e- den teorilere uygundur. 31 temmuz 1935 tarihli bir kararname, ve maden ithalât monopolunu devle- te vermişti. Dış ticaret üzerine hükü- metin bu suretle el koyuşu mantıki o- larak genişliyecekti. Stampa gazetesi, büyük konseyin bu kararını tefsir ederken diyor ki: “Mübadelelerin millileştirilmesi çok ehemiyetli bir ihtilalci ekonomi pren- sipine istinad eder. Bu karar, İtalya- yı yab ya bel bağlı ktan kurta- rarak kendi çalışma kapasitelerini son haddine kadar inkisşaf ettirmeye yarıyacak bir ekonomik otarşi aleti- dir. * Her şey devlet için, her şey devlet tarafından...” VAKIALAR Şüphesiz. Fakat amme iktidarının (veya korporasyonların) dıs — ticaret üzerindeki kontrolu, hâdiseler bu ka- - dar güçlüklerle dolu olmasaydı hiç bir zaman bu derece mutlak olmazdı. Büyük konseyin kararı bunu tasdik etmektedir. Cünkü doktirini zikret- tikten sonra “bugünkü hâdiseler” di- yor. Yalnız hâdiselerin doktirine hiz- met ettiği mi yoksa doktirinin hâdi- selerin hizmetine verildiği mi söy- lenmelidir? Her nasıl da olsa, İtalya, finansal denkliğini korumak ve bu ilibarla, sıyasal hareketlerinde mak için ekonomik istiklalini saflam- laştırmaya muhtactır. — Habesistan harbı uzamak, zecri tedbir'er ağırlas- mak tehlikesi gösteriyor. Mukavemet edebilmek için Roma, bütün İtalvan kaynaklarmı elinde tutmak zorunda- dır. Ekonomik ve finansal istatistikler artık nesredilmediği — için vaziyetin düzeldiğina hükmedilemez. Liret mil- Tetlerarası pivasalarda tereddüde de vam ediyor. İtalyan altını hesab mu- indeki açığı kap kta de- kömür serbest kal- vam ediyor Bu işte bu açığı kapamak içindir ki Roma dış ticareti üzerinde kon- trolu hazılıyor. Simdiden asıllarınımn yerini tutacak taklid endüstriler ku- rulmaktadır. Mesela yünlü yerini tut- mak üzere kazein'den, “lanital” de- nilen havret verici bir madde yanılı- yor. İtalya kendini ekonomik ahloka altında telakki etmekte ve ahloka e- dilmiş Wei ehi hareket etmektedir. RAKAMLAR Fakat abloka henütiz tam değildir. Ça Yabancı gazetelerde -- okîıdukları_mîz SULH PLÂNI VE ALMNYA 24 mart 1936 Deyli Telegraf ga- zetesi “sulh plânında Almanyanın durumu” başlığı altında yazdığı bir başmakalede diyor ki: Avam kamarasındaki bütün parti- ler, almanlar tarafından yapılan tek- eğer Almanya bunu reddedecek olur- sa, garb devletleri, tabii, onun sınır- larında karşılıklı himaye paktları ya- pacaklardır. Avrupanın öteki taraflarında eko- nomik güçlükleri bir hale, yola koya- lifler hakkımda bir müzakere y k için sabırsızlanmaktadırlar. Fakat henüz alman cevabı alınmadığı için buna imkân bul ktadır. Bu cevabın karşılıklı teklifler geti- receği ve böylece müzakere kapısı- aımn gene açık kalacağı umulmaktadır. Böyle olacak olursa Avrupa sulhunu kurmağa doğru bir adım atılmış ola- caktır. Bay Eden, dün avam akamarasına Berlin'de bir teşebbüs yapılıp Alman- yanın kurucu bir rol oynamağa davet i bildir Bu, i işlerin en azı olmak lâzımgelir. Çün- dildiği N R kü tasarlanan genel bir konferanstan en ziyade faydalanacak olan Alman- yanın kendisidir. Bir doğu paktı, Al- manyanın bütün sınırlarını emniyet altına alacağı gibi, almanların kafa- sından kendilerinin Avrupada müsa- — vi muamele görmedikleri hakkındaki şüpheyi de silecektir. Böyle bir an- Taşmanın bu türlü vaidlerine rağmen bilmek için gayretler sarfedilmekte- dir. Dün Roma'da İtalya, Avusturya ve Macaristan arasmda imzalanmış olan Tuna paktı, Masaristanın — top- rak ihtiraslarım böüvük Avrupa kon- feransımdan beklemektedir. Fakat bütün simdiki değeri, üç devlet ara- sında ticaret sartlarımı yo'una koy- ması bakımımdandır. Pu paktta Al- manyaya ve kücük antanta da kapı açık bırakılmış ve Tura nehrinin bü- Musolini bir taraftan daha şiddet- li bir harb gayretine giriştiğini, diğer taraftan parlamentoyu kaldırıp ye- rine faşist korporasyonlarını koyaca- ğını söylerken Milletler Cemiyeti on üçler komitesi ,tarafından - İtalyan - Habeş harbı hakkında yapılacak sulh teklifini dinliyeceğini lâzımdır. Milletler Cemiyeti komitesi- beklememek nin dün, gerek Afrika, gerek Avrupa durumunu düzeltmek yolunda çalış- maya devam kararını vermiş olması ümidler uyandırmıştır. Sinyor Musolini'nin ne bu tonu, ne de İngiltere hakkındaki yalnız güçlükler lüşünceleri onun ne gibi tün bu ilgili devletler ar da tica- reti yükseltecek mürterek bir yol ol- ması arzu deilmisştir. - Günün hâdiseleri dolayısiyle, Bay Mesolinir İtalyanm kendi ihtiyaçları- nı kendi tedarik edeceği, maddeleri- ni kendi yapacasfı ve endüstrinin, bil- inde bulunduğunu bilen bu l kette bütün can sıkıntısını uyandırmı- yacaktır. Eğer Almanya ile yapılacak olan müzakereler akamete uğrıyacak olur- sa o zaman iki devlet arasında müna- şekli ehemiyet | K| ktir. hati hassa harb endüstriszinin millileş Ş şikâr olarak görülüyor ki ği hakkında beyanat'a ştur. Bu yeni teşebbüs de sarsılmış olan dünyanın şu veya bu memlekette bü- yük ilgi ile vekmunu seyrettiği hâdi- selerden birisi olmuştur. Zwcuyrda Dirin gatlan vesin sllamaz yecek olursa o zaman, silahlanmağa devam etmekten başka bir çare kal- mıyacaktır. İtalya dışarıya satmakta (bundan şi- kâyet etmiyor) ve aynı zamanda sa- tın almakta devam ediyor ve onu asıl kızdıran burasıdır. İtalyanın dışarıya satışları çok a- zalmıştır. 1935 ilkkânunu 1934 ilk- kânununa kıyaslanırsa (zecri tedbir- ler 18 son teşrinden itibaren tatbika konulduğu için) İtalya ihracatı, İn- giltereye 343.000 ingiliz lirası, Fran- saya 37 milyon frank azalmıştır. İtalyanın yabancı devletlerden sa- tın alması İngiltereden 617.000 ister- lin ve Fransa'dan 34 milyon a- zalmıştır. Yekün itibariyle, İtalyanın dış ticaret muw i daha düzelmi görünüyor. Fakat Roma'ya göre bu kalkınma kâfi değildir. Onun için, İtalya, yabaner piyasa- Tardan b'isbütün vaz geçemiyeceğini biliyor. İhtiyaçlarını karşılaması için kendizine altin lâzımdır. Bu yüzden italyan kadınları nişan yüzüklerini devlete vermek fedakârlığında bulun- muşlardır. Bu güzel fakat az tesirli bir harekettir. İtalya, nişan yüzükle- rinden sonra şimdi dış ticareti de mu- sadere edliyor. Bir defa mülldlerin kolleki'Teşmesi yoluna girmistir ve bu yolda durulmaz. 23 Nisan Size çocuğu düşündü- recek haftanın başlangı- cıdır. khatmerli mesele <A murt Y30 tarinlii Deyli Meyl güzserüsindeN! Asmıan tekliflerinin ne karakterde olacayı hakkımda Heşiiz kamoyunun göslerdiği endişe azldısanır gioi de- ğüucür, vyle gürülüyor ki burada Versay muanedesnin ea küvvetli bir posiüti- ka ile bile müdafaasına imkân olmı- yan madadelerınin ne pahasına olursa Cisnu, Mmunalaza edümesi — kanaati vardır. Bununia beraber içimizde “bu müuahedeain yeni bir nizam için köşe taşı değil, bir mezar taşı” olduğunu soöylüyen &. Hitlere hak verenler de vardır. Almanyanm kendi topraklarında milletlerarası bir polis kuvveti bulun- nutukta bir milletin istediği bir mu- hasaranın elli iki millet tarafından İ- talya aleyhine tatbikine muvafakat edildiğini söylemiş ve bunu esefle karşılamıştır. Sekiz aydanberi devam eden İn- giliz - İtalyan gerginliği, alman hâdi- lerinin baş gö dolayısiyle yatıştırılamamıştı. Şimdi bu iki mesele yanyana teh- Hkeli bir surette gelişmektedir. Hal böyle iken Lokarno develtle- rinin Ren bölgesinde İtalyanlarla in- gilizlerin müşterek asker bulundur- masını teklif etmeleri hayret edile- cek bir şeydir. Doğu Afrikasında ve Akdenizin doğusunda ingiliz ve italyan kuvvet- lerinin karşıkarşıya — bulunmalarının bir harb tehlikesi çıkmasına yol aç- dan korkulurken herhalde Ren- durulması teklifine asla y $ cagı aşikâr olarak görülmektedir. Pazar günü bir ingiliz kilisesinde kıralın oakanları için yapılması âdet olan düua, onların sıyasası sulhu sağ- lamaktan uzak olduğu ileri sürülerek yapılmamışlır. İngiliz hükümetinin, Laval - Hor programı esnasında zecri tedbircile- re uyarak işlediği hata gibi şimdi de Versaycılara uyarak milletin hislerin- den çok uzak bir sıyasaya sapması tehlikesi vardır. Durumun hususi bir vaziyeti var- dır ki kamoyun gözüne çarpmış, fa- kat hükümetin gözünden kaçmıştır. Bu da İtalya ile İngiltere arasımdaki münasecbetlerin hâlâ gayet gergin ol- duğudur. Sinyor Musolini, dün söylediği bir ya de bu askerlerin yanyana bulunmala- rı, bu tehlike ihtimalini büsbütün ar- tırır diye korkulur. Trakya tarihi için hazırlıklar » Edirne, 29 (A.A.) — Trakya tarihi. ni ve Edirne klavuzunu yapmakta olan tarihçiler grupu altı aylık işlerini hazır. lamış ve umumi müfettiş Kâzım Dirik'- in başkanlığı altında bir toplantı yap- mıştır. Uzun boylu konuşmalardan son- ra Trakya üzerinde eserler yapmış olan bir kaç büyük profesörün kitablarımı ge- tirmeyi kararlaştıran tarihçiler en yak'ın bir zamanda yazılarını tez halinde biti- rip Türk Tarih kurumuna göndermeyi de sözleştirmişlerdir. Kısa Memleket Haberleri Bursada türk kuşu 'Türkkuşu Bursada yısın birinci günü bir şube açacaktır. Bursa Türk Hava kurumu, başvuran orta mekteb larını şimdiden kaydetmeğe baş. lamıstır. Sofra tuzu fabrikası bitiyor Çamaltı tuzlasında inhisarlar genel direktörlüğü tarafından inşa edilmekte olan ince sofra tuzu fabrikasının yapısı bugünlerde bitecektir. Nisan sonlarında fabrika işletmeğe açılacaktır. Trabzonda yeni bir mekteb Trabzonda Taksimdeki eski Sörler mektebi mnarif idaresi tarafından satın alınarak beş sınıflı bir ilk mekteb açıl- mıştır. Köy munllimlerine ev İzmir valâyeti umumi meclisi, köy muallimlerine köylerde birer ev yaptı. rılması hakkında, azâlarından birinin ver- diği takriri maarif ve bütçe encümenle- rine havale etmiştir, İzmir'de istasyon binası Devlet demiryolları İzmirde büyük bir gar yaptıracaktır. Garın iki hattın birleştiği Hilâlde yapılması muhtemel- dir. Bornuva'da bir taş bulundu İzmirde Bornuvada Edmon Jironun satın aldığı bir yerde işleyen ameleler büyük bir taşla karşılaşmışlardır. Na- ta bulunmuştur. 16 X 6,5 büyüklüğün. de üstü muzayıklarla süslü taş, muha- faza altına almmıştır. Azizi ünellerini genişletilmesi Mübüye *ti işletilmesi bir grupa verilmiş ve inşaata başlanmış. tır. Tünel içindeki elektrik tesisatı ilemal edilmek üzeredir. Tünel iki sene içinde bitirilecektir. Bu iş bitince bu hât üze- rinde de yataklı vağonlar işleyecektir. Gümrükler genel direktörü İzmire gitti Gümrülder genel direktörü B. Ne- dim Gündüz bazı teftiş ve tetkiklerde bülunmak üzere İzmire gitmiştir. Genel direktör gümrük dairelerinde yapılacak tamir ve tadilerle de alâkalar olacaktır. Erdetk'te denizcilik kulübü Erdek'te bir deniz kulübü açılmış. tır. Kulüb binası Marmara kamonu mer- kezindedir. Bu yıl yapılacak mmtaka denizcil'k yarışlarına bu kulüb mensub, L h * . V| ı | gi der Orduda çay ziraati başladı Or#fu'ya Rize mumune 5000 mandarin, 1000 portokal, 500 li. Fatsa kazalariyle Uzun İsa, Vona, Bu. Taman nahiyeleri halkımna dağıtılmıştır. Pa soretle, Ordu vilâyetinde ilk dafa olarak çay ziraatine bşlanmış oluyor, İzmir limonı faaliyeti İzmir Hmanmdan gecen yıl 277 bin 654 ton mal yüklenmistir. Bunun 239 bin 987 tonu ecnebi memleketlere ve di- Zer kıssmı muhtelif limanlarımıza gön- derilrsiştir. Telrika: No: 52 laşma köprüsünün kurulmasını kolaylaştı- Fakat Vahidettin 1918 haziranında, ölen İığı verildi. ran amillerdir. kardeşi V. Mehmed'in yerine 57 yaşında bir Yeni Başkumandanı, ağır bir hastlark, ANKARA Yazan: Nurbert von BIİSCHOFF Türkçeye çeviren: Burhan BELGE Çünkü, padişah, artık mevcud olmıyan im- paratorluk üzerindeki şekilden ibaret hü- kümranlığını muhafaza etmek uğruna, istik- lâl ve millet düşmanlarının safına geçmiş ve Türk milletine hiyanet etmiştir. Vahidettin ile Mustafa Kemal arasında öyle ötedenberi devam etmiş bir düşmanlık yoktu. Hattâ bir zamanlar, bu iki adam, ihti- yarlıyan Osmanlı Veliahdi ile vazifesini yap- mağa daima hazır olmakla beraber kendi fıkırlenm feda etimiyzen ve Gençtürkler reji- minin liderlerinden daima uzakta kalan genç general, biribirlerine yaklaşmışlardır. Bil- hassa bu, günün ricaline Enver ile Talat'a karşı beslenen nefret ve bunların macera politikalarına karşı beslenen endişeler, Ve- Hahd ile dik kafalı asker arasında, bir an- Te ua Hem bu harb macerasının imparatorluk için iyi bir netice vermesine imkân olabilir miydi? Aylar ve seneler geçtikçe, Almanya ile müttefiklerinin, kuvvetleri durmadan ar- tan düşrmanlara karşı mukavemet ihtimalle- ri de azalıyordu. Bir bozgun, altı yüzyıllık Osmanlı İmparatorluğunun batması demek- ti. Zafere gelince, eğer böyle bir şey, “farzı- muhal” olarak tahakkuk ederse, ya bunun neticesi ne olabilirdi? Eskiden, hiç olmazsa, imparatorluk, birkaç kuvvet arasından birini seçerek bir dereceye kadar hareket serbest- liğinden istifade ediyordu. Harbtan zaferle çıkılsa idi halbuki, her tarafa ve dünyaya hükmeden bir Alnıanya karşısında, çaresiz bir tabiiyet altına gırilecekti, İşte Veliahd ile general için âtinin vadet- tiği iki ihtimal, bunlardan ibaretti. Ve her ikisi de şu hükme varıyorlardı: Manasız bir macerava bir nihayet vermek ve düşmanla- rın en büyüğü ve en tehlikelisi İnsiltere ile, fırsat varken ayrı bit barış yaparak anlaş- mak. adam olarak ecdadının kılreını kuşandığı gün, böyle bir fırsat, artık mevcud değildi. VI. Mehmed adını atan Vahidettin'de müca- deleci bir yaratılış yoktu. O tarihe kadar kendisinde görülen vuzuhsuz bir takım fikirler çünkü, bir veliahdlik hırsından doğ- muş ufak muhalefetlerden ibaretti. Şimdi, muradına erince, hâdiselerin seline karşı durmak ve gizlice nefret ettiği Enver'e kar- şı koymak artık ondan beklenemezdi. Enver ise, Çar Rusyası'nın devrilmesi üzerine, şark- ta, kolşy_ ve neşeli bir istila harbına geçerek beklediği zafer çelengine kavuşmuştu. Bu işler karşısında, padişah, yorgun bir teslimi- yet ile, kendini ve işleri kendi hallerine terk- etti. İyi bir asker olduğu Gelibolu'da sâbit o- len fakat politika işlerinde kendisine itimad edilemez ve üstelik can sıkıcı hattâ tehlikeli bir ahbap olan general Mustafa Kemal'e ge- JTince, ona da, politika bakımından hiç de ca- zib olmıyan mukabil strateji bakımından çok çetin olan Arabistan cephesinin kumandan- haftalarca İstanbulüa alakoydu. Erkânıhar- biyesinin başına vardığı gün ise, her şey bit- miş Filistin cephesi parçalanmış, aşınmış kı- taat ise, kuşatrlarak esir edilmemek için hızlı bir ricate başlamıştı. Bozgundan sonraki haftalarda ve aylar- da, her yeni gün, ma>lübiyetin büyüklüğünü ve manasını merhametsizce ve bir gün evel- kinden zivade aydmlatıyordu. Mustafa Ke- mal, bucünleri, tetlik ile, tek başma düşün- meble, sünhe ile ve bazen umudsuzluğa düş- mekle, perisan İstanbulda dostlarla yaptığı nihayeti gelmiyen derdleşmelerle ve vuzuh uğruna vaptığı aramalar ve boğuşmalarla geçirdi. Bu boğusmaların somunda, volu bul- du. KFendi yolunu ve milletinin yolunu. Yalnız, hakikati, olduğu gibi görmek 1â- zımdı. Bu, ilk şarttı. Hakikat şu idi ki, Os- matılı imparatorluğu, modern tarih devresi- nin yalnız en büyük harbını kaybetmekle kalmamış bu harb yüzünden ortadan kalk- mıştı da; D (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: