İÇ HABERLER İSTANBUL TELEFONLARI Öı'lm'ird Sovyel profe gittiler Laca 13 — Mizalir sovyet fesörleri Du azşam eköpresle ve Berl yoluyla memleketlerine döndüler gün Perapalastü gazetecileri kabul Türkiy gös! tikten çı dirmi: ranın yapı ve baymndır lık işlerini, türk hekimliğinin bir dere ve Ğ Jemişlerdi. İstanbulda ekmek darlığı İstanbul, 19 de fırınlar halkın ek çıkarmadılar vakte kadar bugü çına yetecek eki Pt - işin normal hâle dirler. İlbay gazetecile görmesi ve zarar etmek iddlasi mek çıkarmamalarıdır. Üzeri -Hat oldukca ağır: Almanya ile tecimimiz İz 1935 ân ilk altı ayım- da memleketimizden Almanyaya 32 mil- yon mark kıymetinde ldığ buna karşı Almanyadan 3 yapıldığı saptanıyor. hık ithalat Üsküdar tramvayında ücretler İstanbul, 19 (A.A.) — Üsküdar bhal kı İstanbulun en usun tramvay — hattı olan on iki kilometrelik Eminönü - Be - bek arasında altı kuruş on para ile e - yahat edildiği halde beş kilometrelik Üsküdar — Kısıklı arasında sekiz bu - guk kuruş ödemek yükümünden ve İs - tanbul tramvaylarında talehenin paso ile yüz paraya gidip gelmesine karşı Üskü. dar'da üç buçuk kuruş alınmasından sızlanıİryor. Dördüncü genel ens- pektörlük kuruluyor L SD Tira 55 lira mı dir yirmişer lira reter, 125 lira ma yir 80 lira maaşlı bir finans dar şer lira ma:; ekonami, isk slıklar, 125 | direktörü ile cı vardır Adanada pamuk piyasası Adana, 19 ÇAA pamuğun ki li pamuklar da 35- fiatı 4,87 ilâ beş kurt dır. Buğday tur. Kara hunıma hastalığı var Ankara, 19 (A.A.) — ıik ve Sosyal Yardım ba kanlığında larının sayısı di recede çoğaldığınd lanur, Eski eserleri sevenler * kurulu İstanbul, 19 Saki ler> diye bir teşekkül vardır. Bunlar Türk Tarihi Araştırma Kurumu ile işbirliği yapacaklardır. Süel okul talebelerinin şenliği İstanbul, 19 — Bugün sücl okullar eserleri seven için girişimler talebesi Fenerbahçe stadında idman şen likleri yaptılar Büyükadada bir yangın İstanbul, 19 — Dün — Büyükadada 'Taşlıkta atılan bir sigaradan ateş çık- mış, beş metremurabbar fundalık yan dıktan sonra söndürülmüştür. ULUS SAYIFA 5 LA L ——— —<— Sayımızı bugün anlıyoruz Sayımın bittiği en çabuk bir şekilde , | halka bildirilecekiir Ünümürdeklı * d 20 1ik t b şarlmasını 1W rine sayum Üğretmenlerin guuu katırlatmak u Yartdaşlara, sayı n yapıldığı 5 olan bir nokta Şt ©k ve her yerc bir günde £ 3P» bir günde bulunanlar kayde- Bu sebeple, bir yarin ahaüsinden olup da o yün ayım de /terine yanılmayacaklardır. miz olduğumu değru sını dileyim 1 aylardanberi süren genel Bütün eksiksiz gele r bugün yapılıyor. yım - bazırlıkla: ve İstenile Ü t yurdda mamla: g haberlerden anlaşıldığından türk ulusu nun ne bir eksik, ne bir fazla tam bir N lukla sayısmı öğrenebileceğiz. Bü arlmaları da aslr anuluk 1 veme bnllde tün yurd davalarının temeli olan bu bi yük iş içinde bulunduğumuz durumu ve yarınımızı aydınlatacaktır. İstatis tik Genel direktörünün dediği gib sevinç, Ümit ve zevk verecek olan büy neticeyi emniyetle beklemeden başka * Baytarlar hakkında bir kanun Muvazeasi ümüzmiyeden b maaşiı veya ücretli li ve uray b hak! Tnda Adanada « yardı 19 (A.A.) — Geçe memleket hastanesinde tedavi dilmiştir. RADYOLAR ANKARA Macar onuşması, beste ve Rassadil 20.20 — Musiki Plâk neşriyatr eserlerinden 2045 Haberler İSTANBUL ve dans musikisi, otel yandan Lalavorit. Ziraat bakı ferans (plak) liği namına kon. Bözük ve gidasi olmi- yan etler, Bi Vardar, Radyo caz ve tango orkestra. lar Son haberler Şan. Bayan Rita Mahmut, Pi- yano refakatile. 2210 Plak neştiyat 2( İLKTEŞRİN PAZAR 636 K GENEL NUFUS MA SAYÂNI y SGĞN U şey kalmamıştır. Nüfusumuza yeni mil- yonların katıldığını göreceğiz. İstanbul uray kurulu fstanbul, 19 — Uraylar kongresinde Istanbul urayını oruntayacak olan kü - rul bu akşam hareket etti. Kurulda il - bayın yerine uray asbaşkanı Ekrem vardır. RUS'un romanı Kırmızı Zanbak Yazanı Anatol FRANS Türkçeye çeviwıı- Nasuh! BAYDAR Madam Marten sordu: — Ya siz, Mösyö Vans, Napolyon hak- kında ne düşünüyorsunuz? Madam, ben kılıç sarhoşlmıqdan_ pek az hoşlanırım ve fatihler banâ tehlikeli çıl- gınlar gibi görünürler. Her şe_vc'xa'ğmer_ı b_u ması, beni, herkesi ilgilendirdi- lendirir. Ben onda karakter ve üm. Gülünç bir şekilde yazıl - raları imparator canlılık gö: mış olmakla beraber, Napolyonun hatır: değerinde ne bir şiir ve ne de bir serüven romanı yoktur. Madem ki Napolyon hakkın- daki düşüncemi öğrenmek istiyorsunuz, Ma- dam, şunu söyliyeyim ki zafer için yaratıl- Jam, zaferin içinde bir destan n sadeliği ile görünür. Bir kah- ahramanır n erektir. Napolyon in- raman insaniğ olmal saniğ olmuştur. Her taraftan: — Â! â! sesleri yükseldi. — Fakat Pol Vans devam etti: — ü — Napolyon'un meşrebi şiddetli ve hafif- Ölülerin dişlerini aşıranlar İstanbul, 19 — Polis, Edirnekapı - sında gömülü ölü dişlerini çıkaran bir . kaç bırsızi yakalamıştır. ve bundan dolayı da, pek insaniğ idi. De- mek istiyorum ki herkes gibi idi. Herhangi bir adamın beğenip istiyeceklerini, kendine mahsus bir kuvvetle istedi. Uluslara verdi- ği ham hayaller kendinde de vardı. Bu onun kuvveti ve zâfı oldu. Zafere inanırdı. Haya- tı ve âlemi, kendi kumbaracılarından herhan- gi biri gibi atsavvur ederdi. Kılıç ve trampe- te oyunlarına pek uyan çocukça ağırbaşlılı- ğı, ve iyi askerleri meydana petiren şu bil- diğimiz masumluğu sonuna kadar muhafaza etmiştir. Napolyonu, ktvveti, samimi ola- rak, beğendirdi. O er oğlu er, insanlığın öz çocuğu oldu. Hareket anlamında olmıyan hiç bir fikre sahib değildi, ve bütün hareketleri de büyük ve genel oldu. Kahramanları ya- ratan işte bu bayağı büyüklüktür. Ve Napol- yon eksiksiz kahramandır. Beyni, hiç bit va- kit, elinden daha büyük olmamıştır; o € küçük ve güzeldi, ve bütün dünyayı içinde sıkıp ezmisti. Napolyon erişemiyeceği bir şey için, hiç bir vakit, tasalanmamıştır. Garen söze karıştı: — Şu halde, sizin fikri 'zce Napolyon entelektüel bir Jeni değildir. Bunda sizin- le beraberim. Pol Vans devam etti: K — Elbet, onda, sivil ve süel âlemin çev- resi içinde evrimini parlak bir swrette, yapa- İstatistik genel direktörü B. —ÇT LN Celâl ve iş arkadaşları Sayımın bittiği en seri — vasıtalarla halka bildirilecektir. Resmimiz bu bhü » Yük davayı muvaffakiyetle başarabilmek için aylardanberi durmadan çalışan de- gerli istatistik genel direktörümüz — B. Celal Aybarla muavini Selim Aykuat'u ve yabancı uzmanı göstermektedir. bilmek için lüzumlu olan jeni vardı. Fakat onda fikirler yaratan, ne diyeyim, spektüla- tif jeni yoktu. Büffon'un dediği gibi, bu çe- şid jeni başka türlü bir şeydir. Yazılarının ve düşüncelerinin bir araya derlenmiş oldu- ğu kitablar elimizdedir. Üslübta hareket ve hayal vardır. Bütün bu fikir kalabalığı için- de bir tek felsefi tecessüs, bir tek “bilinmi - yen,, Kaygısı, alınyazısını kavrayan sırra aid bir merak eseri bulamazsınız. Sentelen'de, tanrıdan ve ruhtan bahsederken, on dört ya- şında iyi bir küçük talebeye benzer. Dünya- nın ortasına atılmış olan ruhu kendini onun ölçüsünde hissederek her şeyi kavradı. Bu ruhun hiç bir parçası sonsuzluk içinde kay- bolmadı. Şair olan Napolyon ancak hareke- tin şiirini bildi. Hayat hakkındaki kudretli hulyasını yeryüzüne hasretti. Bir insanın büyük olabileceğine, korkunç ve yürek sız- latıcı saflığı ile inandı ve bu çocukça halden zamana ve bahtsızlığa rağmen kurtulamadı. Gencliği, daha doğrusu delikanlılığı ömrün- ce sürdü, çünkü yaşadığı günler, şuurlu bi olgunluk meydana getirmek üzere, biribir! ne katılmamışlardı. Bu, hareket adamları- rin inanılmaz halidir. Onlar, bütün varlrk- lariyle yaşadıkları zamana kendilerini ve rirler ve jenileri bir nokta üzerinde toplamır. Bunlar durmaksızın yenileşirler ve uzamaz- akta devam etmezler: bir hareket silsilesi içinde biribirini kovalarlar. Bundan dolayıdır ki onların deruni ha ları yoktur. Bu eksiklik, kendi icinde hic bir vakit yaşamamış olan Napoly hissedilir. Başına gelen büt! bütün yanlışlarının sons: na imkân vermiş olan karak ği de bundan gelmektedir. Her za- man taze olan ruhu her sahah yeniden can- lanırdı. Onda, herhangi bir insandan fa:la kendini eğlendirebilme hassası vardı. Sen- telen kayalıkları üserinde güneşin yüksel. ğgini ilk gördüğü gün yatağından, ıslıkla bir romans havası calarak fırlardı. Bu ta üstün olan bir ruhun sükünu, her vakit ni baştan hazır - bir zihniy emde yaşardı vepyeni belirişlerinden nmıyan Garen, sonuca hemen var- tin — Bir kelime ile anlatmak lâzımgelirse bu adamda biraz canavarlık vardı, denilehi- hir. s cevab verdi: ünde canavar yoktur, Ve cana- var sanılan adamlar iğrenme duygusu ve- rirler. Napolyonu bütün bir ulus sevmiştir. Onun kudreti ardısıra sevgiyi coşturması idi. Askerleri onun yolunda ölmekten zevk alırlardı. (Sonu var)