D0W TTT ŞUÇT T Z FTT N e Yarının adamı Arsıulusal yazarlar kongresi ve ötekiler Kongre ne kararlar verdi? Geçen ayın son günlerinde Pariste Mütüali sarayın - da toplanan “Arsıulusal yazarlar kongresi,, ride görüşülen konuları “Yabancı gazetelerde okuduk!arımız,, sayıfamızda uzun boylu anlatmıştık. Bu kongre, edebiğ çevenlerde derin yankılar bırakmamak im kânsızdı. Nitekim kongre kongreye karşı bir çok yazılar yazılmağa başladı. Bugün, kongrenin dışında halmış yazarların görüşlerini gösteren iki yazı ile kongrenin kararlarını aşağıya koyuyoruz: Geleceğin güneşli bir kılığa bürün- düğü Akdeniz kıyılarında entelektücl >elbirliğinin edebiyat ve arlar komitesi geçenlerde yeni adamın gelişmesi me- selesini görüştü. Başta Pol Valeri olmak üzere, bir- gok parlak Avrupa şöbretleri, belçika- İz Destre, romanyalı Helen Vakaresko, Halyalı Koppola, çek Karel Çapek ve deansız Hanri dö Juvnel, Jül Romen, İevi - Brül yarının adamımın karakter- lerini araştırdılar. Yarının adamı nasıl olacaktır? Tek- tHik mi, yoksa geniş kültür mü? İş a- damı mı, düşünce adamı mı? Devlet İçin mi yaşıyacak, kendisi için mi? Y İfn için mi, elit için mi? Niş görüşmelerinde hazır bulunmak gerefini kazanmadım ve bu görüşmele- pin genel ritmini ancak entelektüel el. birliğinin çok güzel dergilerinden öğ- renebiliyorum. akat biliyorum kl üyelerden bir- kları bugünkelü gerilemeden kayguya üşlerdir: Bili yıl önce, diyor Levi - Brül, şim. Gi konuştuğumuz “yığınlara verilecek bültür derecesi,, bir mesele — olamazdı. Miç kimse bazı çocukları kültür hak- kından yolsun — birakmayı — hatırından geçiremezdi. Bu noktada duraksama göstermek insanların kendi haklarında besledikleri fikirde biz inan eksilişini dspat etmektir. İsveç delegesi B. Stromberg de ten- kidcilerde görülen güvensizliğe esci ettti İnsanlığın hür aytışmalara ihtiyacı yardır; Laramigiyer'in Napolyon'a söy« lediği şu sözlerden ilham alınmalıdır: *#Sir, ancak dayanıklı bir şeye dayanı- lebilir.., ; .. Fransa'da bügünkü örnekler üzerin- Gen hüküm verir ve 20 yılda meydana gelen evrimi ölçersek bunlardan ne so- muçlar çıkarabilir, ne öngörüler - ileri #ürebiliriz? İlkönce cekisinden daha az nazikiik, daha az gülümseme; yığınların duru- munun ağırlaşması, orta sınıfların pro- Jetaryalaşması bunun tek sebebi değil- dir. Hakikat şudur ki şimdi halk çek- tiği sıkıntıların daha farkımdadır, bun- Jarın haksızlık ve haysiyet kırıcılığını daha iyi seziyor, eskiden bunları katla. milir yapan birçok disiplinler ortadan ikalkmış ve yerine başkaları konmamış- tar; teknik utkuların tinel utkulardan en defa fazla olması bir yana, istekler. Ge, olanla olması lâzimgelen arasında ki büyük uçurumu daha açık gösterecek tarzda artmıştır. Harbertesi genclerinin bir başka ka- yakteristiği: en ferdci memleket olan Fransa'da bile ananasal ayle ve ertik anlayışını düzelten ve hakikt bir nevi bahtlılık veren kollektif sarhoşluklar Bovki, Sonra da, hem yığınlara — kültürün aha fazla dağıtılmasına doğru ve hem de cekiden elit denenlerde bir hüma- mizm yokluğuna doğru çifte eğilim. Fakat bütün bu noktaları göz önün- de tutarak yarının adamından bahseder- isen karamsar olmaya hakkımız var mı? ... Bizim yerimizi alacaklar hakkında böyle karanlık görüşleri haklı göstere- cek hiç şey yoktur. Onların barbarlığa doğru gittikleri Boğru değildir. Bugün,olagelen sosyal değişme, kül- türleşmeye vakit brrakacak surette iş saatlerinin azalmasiyle sonuclanmazsa bütün ekonomik dengeyi bozabilir. Ortodoks ve sosyal dinlere göre ya- kında çalışma, hayatın kanumu ve he- defi olmıyacaktır. Alnının teriyle çalışmak, milyonlar- ca insanın iş beklediği bir dünyada ke- sin bir yüküm olmaktah çıkabilir. Özgürce seçilmiş ve insaflı bir su- rette sınızlanmış iş ve rahat dinlerme zamanlarının getirdiği bahtlılık yeni- den meydana çıkacaktır. Ve biz, belki de, oldukça güç bi: rü ara devirlerden sonra, büyük Ööcü- müzü alacak, ve yüksek uzlaşmalara ve barışmalara varacağız, Yadısanmış, ezilmiş hümanizmin öcü ve arsıulusal'la ulusal'ın uzlaşması. Ötey akşam sıyasal ufkun en solun- da yer alan kuüvvetli partilerden — biri adına konuşan arkadaşımız Moris Te- rez'in kültüre değer vermekten bahse- den sözlerini dinlerken bu kanağatımız kuvvetleniyordu. Kayguluları yatıştıracak, felaket ha- bercilerini yalanlayacak faydalı evrim. Yarının adamı, yolunu, bizi Ürkü- ten standardizasyondan başka yanda bulmalıdır. Ve bu yol boyunca o, kendini ya- dımsamamalı, kendini bulmalıdır. Piyer Garaf «b Bundan bir bafta önce, Mütüalite sarayında bir arsrulusal yazarlar kon- gresi toplandı. Şüphesiz isi, bu kongre- de, isminden de anlaşılacağı gibi, her ulustan ve aynır zamanda her çeşidlen yazarlara rastlandığını — sanıyorsunuz. İş böyle değildi. » Uluslar arasında sınır tanımıyan bu düşünürler toplantısının başlıca ka- rakteristiği, fikirler arasına — sınırlar gekmek oldu. Bu kongrede BB. Mor- yak, Pol Moran, Hanri Bero, Lakrötel, Şarl Mortas ve Marsel Prust gibi ya- zarlar görülmedi. Halbuki, arasında ya- zarların büyük çoğunluğu bulunmayan bir yazarlar kongresi, bir yanatlar gru- pundan başka bir şey değildir. Gerçi iç- lerinde kıymetsiz olmıyanlar da vardı. Andre Jid'in ismi edebiyatçı olarak say- gıyla selamlanmadan anılamaz. Politi- kacı Jid için aynı şeyi söyleyemiyece- ğim. Büyük bir zekâya sahib olmak yet- mez. Bunun aynı zamanda ölçülü de ol- ması lâzımdır. B. Jid'in büyük — zekâ- sında ölçüyü meydana getiren abenkli nisbetler bulunduğunu sanmıyoruz. B. Jid sıyasadan söz açtığı ve kafa dava- sını ideolojilerin davasiyle karıştırdığı zaman başında kocaman mantarlar bit- miş sanılıyor. Aynı zamanda ıstırablı, belbağlama- li ve ilhamlı sesiyle “çağıltılı Raböle- den sonra fransız klaslk edebiyatının maddiğ gerekliklerden uzaklaşarak ol- günlaşmaya — çalıştığını,, söyliyen B. Jid, ilave ediyordu: “Bahtlı insanlara bahtlı insanlardan bahsetmek, işte ede- biyatçının rolü budur.., — bu yarıyarıya doğrudur, fakat B. Andre Jid'in isteye- rek savsadığı tarihiğ ve sosyal sebeb- lerden ileri gelmiştir. Edebiyat, dün- yanın bütün memleketlerinde konuşan insanlart konuşturur, emreden İnsanla- Ti emrettirir, iş gören adamlara iş gör- dürür. Raböle'den sonra, Fransanın dü- şünen ve İş gören cemiyeti çok daraldı. Halk vakit vakit mırıldanıyor fakat hiç konuşmıyondu; emretmiyor, başeğiyor: İş görmiyor, çalışıyordu. — Tarihsizdi. (Sonu 5 inci sayıfada) DIŞ HABERLER Habeşistana karşı italyan saldırımı başlamak üzere mi? (Başt 1. ci sayıfada) Hemen hareket edecek olan komis- yon üyeleri bu mesele ile ilgili hükü - met delegelerine fikirlerini bildirmiş - lerdir. İngiltere, halâ, habeş harbinin önüne geçmeğe çalışıyor Londra, 9 (ALA) — Fransız hükü- meti ile sıkı değette bulunan İngiltere hükümeti, habeş — italyan anlaşmazlı- ğının türlü evrelerini büyük bir önem ve özenle göz önünde tutmaktadır. Şimdiye kadar hiç bir karar alın mamıştır. Bu sabah Sir Samue! Hor, Bay E - den ve uluslar sosyetesi genel sekre teri Bay Avenolün! görüştükleri mete- leler arasında. italyan — habeş davası ile uluslar sösyetesi arasındaki ilgi de konuşulmuştur. Bir kaç gün daha Lon drada kalacak olan Bay Avenol per - şembe günü başbakan Bay Baldvinle görüşecektir. Bu arada bir çıkmaza girmek üzere olduğu söylenen italyan — habeş z - laşma komisyonunun çalışmaları hak - kında buraya fena haberler gelmekte- dir. Bununla beraber, İngiltere hükümeti italyan — habeş anlaşmazlığına barış - gıl bir kotarma yolu bulunacağı hakkın daki umudlarını — büsbütün kaybetmiş değildir. Habeşistanda başlıyacak bir harbın tehlikeli sonuçlarını anlayan ingiliz bü- kümeti bu yolda elinden geldiği kadar çalışacaktır. Sıyasal çevenlerin düşünceleri Londra, 9 (A.A.) — Uluslar sosye- tesinin İtalyaya karşı bir basınç politi- kası güdemiyeceği genel olarak anlaşıl- dığındanberi, &ıyasal çevenler, İtalya, Habeşistana saldırırsa uluslar sosyete- si tüzüğünün 16 maddesine dayanmak imkânını görmektedirler. Eyi haber alan çevenlere göre İtal- yan — Habeş anlaşmazlığı için tek kur» tarma yolu, Roma ile Adisababa'nın Fransanın araya girmetiyle, anlaşma- larıdır. Bu çevenler Paris ile Londra aratında yapılan konuşmaların, Habe- şistanda harb başlamasının önüne geçe- bielcek bir anlaşma ile sonuçlanacağını ummaktadırlar. Sir Samücl Hor bu ayın on birinde İngilterenin dış politikası ve hele Ttal- yan — Habeş anlaşmazlığı karşısında- ki durumu hakkında bir diyevde bulu- nataktır. Bir profesörün italyan — habeş meselesi hakkında ingiliz gazetecilerine söyledikleri Londra, 9 (A.A.) — Profesör Bay Stanley Jevons, Morning Post gazete- sinde, Bay Eden'in, Roma'da, Habeş meselesinin sonuna eriştirilmesi gaye- siyle yapmış olduğu önergelerin esası hakkında bazı gizaçılarda bulunuyor. Daha 1935 yılında, İngiltere, Mavi Nil bölgesinde bir takım bırakığlara ingiliz Somalisinden bir top- Habişistana — bağışlamağı Bay Jevons, bu önergede Zeyla lima. niyle gene bu limanla Adisababa arasın. da bir demiryolu yapmak hakkının da Habeşistana — bağışlanması noktasının bulunduğunu söylüyordu. Pransa ile Habeşistanın — itirazları kâarşısında suya düşen görüşmelerden İtalyanın haberi olmamıştı. Bu profe- sörün bu gizaçını yoruyan aynı gazete- nin diplomatik yazarı diyor ki: “Bay Eden'in Romaya gideceği sı- rada, elde hazırlanmış başka bir plânı bulunmıyan ingiliz hükümeti Zeyla manını Habeşistana — bağlıyan bu projeyi meydana çıkarmıştır.,, NaK a Tet aladüza S Bdlm 5z İi eee 7 ll Almanyanın yeni | yapacağı harb gemileri Berlin, 9 (A.A) — Almanya- nin 1935 yılı deniz programı çık- mıştır. Bu programa göre yapıla cak harb gemileri şunlardır: I — Yirmi altışar bin tonluk ve 28 santimlik toplar taşıyacak iki kruvazör. n Onar bin tonluk ve 20 santimlik toplar taşıyacak gene iki kruvazör. N — 1,625 er tonluk ve 127 milimetrelik toplar — taşıyan 16 distroyer. Bunlardan bir kaç tanesinin yapılmasına 1934 de başlanmıştı. IV — İki yüz ellişer tonluk yirmi parça denizaltı gemisi ki bunlardan bir tanesi geçen 29 ha- ziranda denize indirilmiştir. V— 500 tonluk Gparça deniz altı gemisi. VI — 750 şer tonluk gene iki parça denizalİtı gemisi. Uçak taşıyan gemiler yapıl - ması gelecek yıl düşünüleceği gi- bi, değer bakımımdan eşitliği sağ- lamak için daha başka gemilerin yapılması da gelecek yıla bıra - kılmıştır. B, Titülesko Londrada Londra, 9 (A.A) — Romanya dış bakanı Bay Titülesko Polonya elçisini görerek uzun uzun görüş- müştür. İngilterede - işsizler Londra, 9 (A.A) — İngiltere- deki işsizlerin sayısı, 24 ha; da 200,110 kişi idi. Bu şimdiye kadar kaydedilen en aşağı bir sa yıdır. Nevyorku su bastı 33 kişi öldü Nevyork, 9 (A.A) — Nevyork ilinde bu seferki su baskını şim - diye kadar olan su baskınlarının en zorlusudur. Bu yüzden 33 ki- şi boğulmuş, 10 milyon dolarlık da ziyan olmuştur. Cumartesi gü- nündenberi yağmurlar durma - dan yağmakta, göl ve ırmakların suları yükselmektedir. 800 metre yüzme rekoru Detroit, Amerika- 9 (A.A.) — Yüzü- tü Ralf Flanagan özgür yüzüşle 880 yarda dünya rekorunu 10 dakika 7,6-10 saniyede kırmıştır. Bundan önce dünya rekoru 10 daki- ka 15 4-10 saniye ile italyalı Medica'nın Hzerinde idi. FRANSA'DA: Türk — fransız tecim görüşme- leri başladı Paris, 9 (A.A.) — Tecim bakanı, türk - fransız tecim görüşülerinin açıl- ması törenine başkanlık etmiştir. Bakan, yanında B. Faik Kurdoğlu bulunan B. Suadın başkanlığındaki türk salğıtını selâmlamış, geçenlerde Tür- kiyeye yaptığı geziyi hatırlatmış ve salgıta fransız hükümetinin bir uzlaş- ma elde etmeği dilediği hakkında inan- ca vermistir. Paris borsası Paris, 9 ÇA.A.) -- 8 tommuz tarihli borsa durumu ağır bir açılıştan sonra, değerler borsast daha iyi bir yönet tut- muştur. Fransız raatlarınm şidedtli bir ilerleme göstermesi üzerine yerli değer- ler de iyi bir durum — göstermektedir. Tektük değerler henüz bu havaya uy- mamaktadir. Arsıulusal fondolar düzensir gidi- yor. Royal dutch sağlamdır. Rio tivto tutuluyor. Süveyş önemli bir tepki yapmıştır. İsveç üzerinde uçan yabancı uçaklar Stokholm, 9 (A.LA.) — 1933-34 yılı kışında İskandivanyanın kuzey bölgesi üzerinde uçup kamoya pek çok heyecan veren ve şimdiye kadar k olduğu bilinmeyen uçaklar hakkında yapılan inceleme üzerine genel kurmayın yazdı- *t rapor çıkmıştır. Bu incelemeler, han- gi ulusun olduğu belli olmayan bir ta- kım uçakların gerçekten, kuzey İskan- dinavya bölgeleri üzerinden ve pek yük- sek uçmuş olduklarını belli etmi Bir takım hâdiseler bu uçaklarım, bit zaman için olsun, Norveç kıyıları açık- larında bulunan bazı gemileri uçak mer» kezi olarak kullandıklarını göstermek- tedir. ALMANYA'DA: Almanlar Avusturya hükümetini suçluyorlar Berlin, 9 CA.A.) — Viyananın sora- vı bağlığı altımdâ bit yağı neşreden Fol- kişer Beobahter gazetesi diyor ki: Küçük anlaşmma — Viyananın * Habe- burglar hakkındaki hareketinin anlamı- ni iyice anlamışlardır. Fransız ve italyan kurmayları arae sndü doğruya Avusturya sınırına karşıttır. Ve bu ile- isi için tehlikeli ihtimaller doğurabi. lir. Orta Avrupanın bulanık durümünün soravını bu durumü ağırlaştıran Avut- turya hükümeti taşımaktadır. Avustur« ya egemenliği hakkındaki düşünceler, Viyana hükümetine tehlikeli yollara a« tılmak hakkını veremz. i anlaşmalar doğrudan Alman uzman işçileri yabancı memleketlerde çalışmıyacak Berlin, 9 (A.A.) — Alman uzman iş« gilerinin yabancı memleketlere doğru akın etmelerinin önüne geçmek için hü. kümet bir takım tedbirler almıştır. Dün neşredilmiş olan bir buyrultu, iç ofisinden izin almaksızım, yabancı Ülkeler için alman işçileri tutulmasını yasak etmektedir. İNGİLTERE'DE: İngilterenin 70 kruvazöre ihtiyacı var Londra, 9 (A.A.) —Deyli Telegrar gazetesi, ingiliz kruvazörleri sayısının elli tane olarak daraltılmasının gelecek yıldan sonra yükümsel olamıyacağını yazmaktadır. İngiltere bundan sonra kruvazör sayrsını en aşağı altmışa çıka- racaktir. Amirallerden Jelliko, Beatti ve Ke- yes İngilterenin güvenliğini sağlamak için 70 kruvazöre ihtiyaç olduğunu töy Temektedir. Sıyasal görüşmeler Londra, 9 (A.A.) — Bu sabah çıka- rılan resmiğ bir bildirikte B. Avenolun Sir Samuel Hor ve B. iiden iİle dış ba- kanlığında ayrı ayrı konuştugu ve bu ko: nuşmalarda, yakında uluslar sosyetesi konseyi ile genkurulunun inceleyeceği meseleleri aytıştığı bildirilmektedir. YUNANİSTAN'DA : —— Yunan ulusal kurulunda kırallık meselesi Atina, 9 (ALA.) — Ulusal kurulda geneloy hakkındaki görüğmelere karr- şan, kırallığın ateşli yanatlarından B. Buhulis, geneloyun ortaya atılması ü- zerine yeni rejimi sağlamak için bir na- ip atanmasını istemiştir. 1922? de ölüm cerasma çarptırılmış olan eski bakanlardan B. Stratos'un oğ- lu, kendisinin de kıralcı olduğunu, fa- kat kendi hükümetinin şefleri 1922 de öldürüldükleri zaman buna karşı gelme- diğinden dolayı kırallık etmeye lâyık olmayan eski kral Yorginin tekrar tah- ta çıkarılmasına yanat söylemiştir. Bay Stratos bu şekildeki duyguları- nn kendi teçicilerinin duygularıma v- yup uymadığını bilmediğinden saylav- lıktan çekilmeyi ödev bildi söylemiştir. " Kurul bu çekilmeyi kabul etmiştir. bulunmadığını ni ayrıca