YA 16 HAZİNAN 1935 PAZAR A ULUS AĞ Ai SP A L SAYIFAS © DIŞARDAN GELEN SON DUYUKLAR ÇIN - JAPON ANLAŞMAZLIĞI Bir japon diplomatının durum hakkında söy- ledikleri Paris, 15 (A.A.) — Pöti Pariziyen gazetsi, Pekin'den uçakla gelen, önem- N japon diplomatlarından B. Vant ile görüşmüştür. Gazeteci, B. Vant'a sormuştur : — Japonyanım, kuzey Çin'de, Nan- kin'in başatlığını tanımakla — beraber, Japonyanın oyu olmadıkça hiç bir &- memli işe karar veremiyecek yerli yö- netim kurulmasını istediği doğru mu- dur? Diplomat, buna cevab olarak: — Evet, demiştir. Kuzey Çin'in bu sistemi kabul edeceğinden şüphe etmi- yoruz. Biz, B. Şang-Kay-Şek iki yüz- Jü bir sıyasa güttüğünden ve Çin - Ja- pon sıyasal ilgilerinde dostluk esasını gözettiği halde kuzey Çin'de bizim et- gerliğimize karşı açıktan açığa tinel bir dayanık hazırlamakta — olduğundan dolayı işe karıştık. Hopci'in her tarafında, Kuomintang Burumları, jandarma karakolları, gizli kurumlar ve arada mavi gömlekliler, Ja- ponyaya karşı propaganda, baykot ve korkutma hareketlerinde bulunuyorlar- dı. Çin Sü Bakanının ardısıta — giden bükümet kuvvetlerinden iki tümen ile Üsueçong ordusu da bize karşı kötü tiyet besliyordu. Her tümenin içinde Japonyadan öç almayı öğreten ve bi- zimle içtem bir anlaşmaya yanat büu- dunan çinlileri hırpalayan sryasal birer büro bulunuyordu. Japon ordusu bize karşı gelen etkeleri söküp atmaya karar vermiş ve japon dostu gencreallerk iş- yarları su nehrinin güneyine sürdür- mekle işe başlamıştır. Şimdilik bu ha- veketi yalnız Hopey'de yapıyoruz. An- cak kuzeydeki diğer İNlerden de bizim etgerlik bölgemize kendiliklerinden ka- tılacaklarını umud etmekteyiz. Çünkü Onların da bize dost olduklarını biliyo- Tüz... İ Bunun Üzerine garzeteci, Japoniyanın bir manda kurmak isteyip istemediğini sorunca diplomat, şu cevabr vermiştir- “— Biz; etgerliğimizi kuzey Çini Nankin'e bağlayan bağları koparmaksı- z2m, sağlam olarak kurmak gayesinde- yiz. Bizim için, kuzey Çin'in hbendi ken- dini yönetmesi yeter.,, İngiltere işe karışyor mu? İstokholm, 15 ÇA.A.) — Çin büyük elçisi, İngiliz dış bakanlığından uzak doğu işlerinde harekete geçilmesini iz- temiştir. İngiliz hükümeti bu mese « lede dokuz devlet andlaşmasını imza e- Gen hükümetlerle konuşmalara başla. anıştır. Dış bakanı — B. Samutl Hor pazartesi günü İngilterenin uzak doğu Badiselerine karşı olar dürumunu a- vam kamarasında anlatacaktır. ULUS'un romanı Tefrika: 99 BİRLEŞİK DEVLETLER'DE: Bay Ruzvelt grevi geri bıraktırdı Vaşington, 15 (ALA) — Bay Ruz « velt ile görüştükten sonra kömür en - düstrisi sendikaları başkanları, ba pa- zartesi günü başlayacak olan ve 45 bin işçinin katılacağı genel grevin bir tem- muza kadar getiktirilmesini kabul et - tiklerini bildirmişlerdir. . İrlanda hükümetini devirmek istiyenler Nevyork, 15 (A.A.) — Nevyork He- rald Tribün gazetesi yazıyor- 250.000 üyesi bulunan İrlanda - A- merikan kurumlarımdan 8 tanesi, dö Valera hükümetini devirmek gayesile bir yağınç hazırlamaktadırlar. Yağınççılar, İrlanda cumurluk - or- dusuna güvenmektedirler. Dün akşam, elebaşılarından 17 kişi; Nevyork otelle- rinden birinde toplanmışlardır. Bun- Yar, 500 bin İrlanda - Amerikalmın fi- nansal ve tinel yardımmı sağladıkları- nı söyliyorlar. Borçlarını vermiyen devletler Vaşington, 15 (A.A.) — Macaris - tan, Polonya, Letonya, Litvanya hükü « metleri bugün, günü gelen harb borçla- rınt ödemiyeceklerini birleşik Amerika- ya bildirmişlerdir. Amerikada grevcilerle polisin çarpışması Spingüicld - İllincis, 15 (ALA.) — Bir fabrika önünde 500 grevci işçi ile 25 polis arasında bir boğuşma olmuştur. Polisler grevcilerin Üzerine göz yaşı dök- türen el bombaları savurmuşlar ve grev- cilerden üçünü yaralamışlardır. Sonun- da döğüş yerine gelen dört bölük asker grevclleri dağıtmıştır. ROMANYA'DA: Romanyada bir çaşıtlık kurumu ele geçirildi Bükreş, 15 (ALA) — Öteye ,beriye dal budak saldığı anlaşılan biy çaşıtlık kurumu meydana çıkarılmıştır. Son derece gizli yapılan araştırma . lardan sonra, bir çok macar yakalan - mıştır. — İçlerinde, Tuna üzerinde va - pur işleten bir macar sosyetesinin di . vektörü de vardır. Bu çaşıtlık işinde; romanyalı bir teğmenin de parmağı olduğu anlaşılı - yor. rak tanımakta ise de kafasının sağlamlığı ü- FRANSA'DA Fransada alınacak finansal tedbirler Paris, 15 ÇA.A.) — Kapital gazete - sinin yazdığına göre, hükümet, kanun hükmündeki kararları bir temmuzdan başlıyarak yeritmek niyetindedir. Alınacak tedbirler arasımda şunlar vardır: Bir takım aylıklar azaltılacak veya büsbütün kesilecektir. Ertikten yetiş me askerlere verilec savaşçı aylıkları da kesilerek, böylece 1 milyar 500 — milyon frank elde edilecektir. İkinci derecedeki demiryolları işletil- miyecek ve demiryollar işyarlarmıa sayı gı azdltılacaktır. Böylece de 2 milya” frank elde edilmiş olacaktır. Hükümet işyarlarmım sayısı gitgide eksiltilecek, bir takım ödek, ikramiye fazla çalışma karşılığı adile verilen pa- talar kesilecek, bazı ödevler kaldırılacak tır, Bu da hazneye 1 milyar frank kazan dıraçaktır. Sosyal sigorta işlerine yeniden düzen verilerek, buradan da 550 milyon arte rılacaktır. Bütün bunların tutarı $ milyar frank tan artık tutacaktır : B. Laval bir teknisiyenler konseyi kurdu Paris, 15 ÇA.A.) — B. Laval, başba- kanlığa bağlı bir teknisiyenler kocseyi kurmuştur. Bunun üyeleri, devlet de- miryolları direktörü B. Dori, eski ulu- sal ekonomi yönetgeri B. Ginyu ve pa- ra İşleri Asdirektörü B. Ruefdir. Frank için çıkarılan asılsız haberler Paris, 15 (A.A.) — Hükümetin finan- sal düşünceleri hakkında istenerek çı- karılan haberler üzerine, başbakanlığın söz söylemeye yetkili şahsiyetlerinden biri: " mHlükümet, frangı koruma — işine engel olmaya çalışanlara kargı — gere- ken tedbirleri almaltan çekinmiyecek- tir.,, demiştir. Aynı zatın dediğine göre, parlamen- tonun hülkümete vermiş olduğu yetki- ler, ayrışık partilerin kabineye — karşı çevirdikleri dolabların Önüne — geçmek için yetecektir. POLONYA'DA Polonyanın seçim kanunu Varşova, 15 (ALA) — Sena kurulu - nun ana kanun komisyonu yeni seçim kanunu projelerinin görüşüsüne baş - lamıştır. Sağ ve tol ayrışıkları diyet tarafından üye konulmamış ve kabul edilmemiş olan kanun önergeleri hak - kında görüşüde bulunmağa — senanın yetkili olmadığını ileri sürerek görüşü salonunu terketmişlerdir. Lavrens dirildi mi? (Başı | inci sayıfada) Bir ingiliz petrol gemisi Portsaid'« uğradığı sırada geminin kaptanı yanma da bir denizeri ve bir. yüzgeç olduğu halde yiyecek almak için karaya inmiş ve dükkâna uğradığı sırada arab toci « mer, yüzgecin Lavrens olduğunu gör - müş ve onu selâmlamaktan kendini Vla- mamuştır, Lavrens karadan ve Sudan yo- lu ile gezisine devam etmiştir. Bugün * lerde Adisababaya varacaktır. İngiltere Süveyşi ka - payamaz mı? Roma, 15 (AA.) — İskenderiye- âen bildiriliyor: Elbelağ adlı Mısır gö- zetesi baş betkesinde Süveyş kanalının italyan gemilerine kapatılması iktima'ı hakkında son günlerde ingiliz gazeteke ri tarafından ileri sürülen mınlıyl ince- lemektedir. Bu gazete, ingilizlerin ortaya attığı kanıtları reddettikten sonra 1888 tarih N andlaşma prensiplerine göre şunları yazmaktadır : 1 — Süveyş kanalının gerek barış ve gerek harb zamanlarında bütün ulus- ların harb ve tecim gemilerine açık bu landurulması gerektir. 2 — Gemilerin Süveyş kanalından' özgür olarak geçmelerini sağlamak- işi Mısır hükümetinin kuvvetlerine düşer. Habeş imparatoru ingi - lizlere mi dayanmak istiyor? Roma, 15 (A.A.) — “Ciyornale d'İ- talya,, gazetesi yazıyor: . “ Habeşistan imparatorunun Öga - den bölgesinde İngiltere'den yardım gör- meğe çalıştığı söyleniyor. İmparatorun Harar'da yaptığı son gezideki hedef, İn- giltere ile Habeşistan arasındaki urlaş mayı berkitmek için ingilizlerle görüş- mekti.,. Aynı gazete, Giggiva'da böyle gö - rüşmeler olduğunu, fakat ingilizlerin sakınlr hareket ettiklerini yazmaktadır. Habeşistan imparatoru — Berberaya' gitmek için ingilir somalisi hükümetile de görüşmek istemiş, fakat ingilizler bu dileği kabul etmemişlerdir. Ciyornale d'İtalya gazetesi, impara- torun, italyan - habeş anlaşmazlığında Tagiltere'ye dayanabileceği duygusunu memleketinde vıymıyı çılqnimı yaz- maktadır. Habeşistanın bir ya - lanlaması Adisababa, 15 (A.A.) — Habeş hü- kümeti, imparatorun Ogaden şefleri ö- nünde bütün Afrikayı hegemonyası al- tına almak istediğini gösterdiği ve kom- şu sömürgelerin yerli halkının yaban- cı düşmanlığı yaptığı hakkında italyan gazetelerinde çıkan haberi kesin ola- rak yalarlamaktadır. Amerikalı aytar ne için İtalyadan çıkarıldı? Şikago, 15 (A.A.) — Sikago Tribün gazctesi baş betkesinde. İtalyadaki ay- tarı B. David Darrah'ın dışarı çıkarıle — masından bahsederek diyor ki: “Bay Darrah — geçen cumartesi ve — pazartesi günleri bize gönderdiği tel- — graflarda, Mussolini'nin bugün içinde — bulunduğu finansal ve yönetsel zorlük- — ları anlatmakta idi. Diktatörlüğün, bat — kıya, harba ve kargaşalığa doğru ilk adım olduğunu amerikalıların bilmesi — lâzımdır. Aynt zamanda Amerikan ülu. — sunun, bir diktatörlüğün basın özgen- — Hiğini yıkmak hususunda nereye kadar gideceğini öğrenmesi de faydalıdır.. ... Şikago, 15 (A.A.) — Şikago Tribün — gaâzetesinin iyesi Mac Cornik şunları söylemiştir: : — Ttalyadan çıkarrlan — Darrah'ın yerine başkasını göndermeğe niyetim — yoktur. Çünkü ancak italyan hüküme- tinin istediklerini yarmak Üzere oraya bir aytar göndermek için hiç bir seheb — görmiyorum.,, İNGİLTERE'DE: İngilterede süel hazırlıklar a Londra, 15 Ç(ALA.) — Sü bakanlığı — Londra bölgesindeki 8 alay mustahfızı — hava kurumuna ayırmıştır. Bunlardan — beş alayı uçaklara karğı topçu kuvvet. — lerine, Üç alayı da istihkâm ve daha — doğrusu ışıldak kıtalarına — verilecekk — lerdir. Deniz konuşmaları devam ediyor ü Londra, 15 Ç(A.A.) — İngiliz - al. — man deniz uzmanları bugün de konuş: malarına devam etmişlerdir. Delegeler — arasında pazartesi genel bir toplantı — yapılacaktır. Varılan prensip anlaşma. sının Almanya tarafından şimdiden o. nandığı, bu mesele hakkımda Fransa ve — İtalyanın cevabı beklendiği bildiriliyor Bu anlaşmada, alman deniz pro- — gramının yeritilmesi için altı veya ye- di yılın düşünüldüğü ve iki donanma arasındaki nisbetin gerek tonaj ve sı- — nıfa, gerek silâhlarda — gözetileceği bildiriliyor. Bizden sonra lulp da bir buçıl günlük hafta azatımı kabul etti. Roma, 15 (AA.)—ıııımııı._ kanlar kurulunun kabul ettiği bir ka- nunla işler cumartesi günleri saat 13 de bırakılacak ve işyarlar sıyasal, kültü. — rel ve hele süel öğretim görmek firzere bu azat saatlerinde bağlı bulundukları — faşist kurumlarının emri altında bulu- — nacaklardır. A n A ee — — ——— — — ——— — ——— —— — olduğunu anlayabildim. Yazısının bozuklu- buraya yazayım - Bu, en yüksek hekimle: San Michele'nin kitabı Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Yazan: Aksel MUNT Ne yapmalı idim? Şarlatarı olarak polise mi haber vermeliydim? Bu ancak onun müş- terilerinin ve belki de kurbanlarının sayısını çoğaltmağa yarayacaktı. Deli olduğunu ha- ber versem? Bu onun bütün ertiğinin, bir gdaha düzelmemek üzere, yıkılması demek olacaktı. Sonra hangi belgelere dayanacak- tım? Ölüler konuşamazlardı, diriler ise ko- nuşmak istemiyeceklerdi. Onun düşüşün- den en çok faydalanacak ben iken hastaları, hasta bakıcıları, dostları hep bana karşı bir araya geleceklerdi. Hiç bir şey yapmamalı mıydım? Dirim ve ölümün, hissiz yargıçı olarak olduğu yerde mi bırakmalıydım? Cok zaman durumsadıktan sonra, arala- sının pek iyi olduğunu — bildiğim el- Çisi ile görüşmeğe karar verdim. Elçi bana inanmamak istedi. Ertikdeşimi yıllardan- beri tanıyor ve onu ciddiğ, becerikli bir he- kim olarak biliyordu; kendisi ve aylesi bakı- sından büyük faydalar elde etmişlerdi. Onu çabhucak kızar, bir az ayrıksın bir adam ola» zerine konuşmak gereğince onun bizimkiler kadar yerinde olduğuna güvenmekte idi. Elçi, birdenbire, her zamanki gürültülü kah- kahalarından birini attı ve sonra, kendini tutamadığını, bunun gülünç bir şey olduğu- nu, mizahiğ şeylerden anladığımı bildiği i- çin bu hareketimi kötüye çekmiyeceğimi ummakta bulunduğunu söyledi. Doktorun bu sabah, kendisini görmeğe gelerek, İsveç elçisile çok önemli bir iş hakkında görüş- mek üzere kendisine verilmek için bir tavsiye mektubu istediğini İsveç elçi- siyle konuşmak istemesinin sebebi, ise, aklım yerinde olmadığına kanığ bulundu- ğundan, gözünün üzerimde olmasını kendi- sinden rica etmek olduğunu ilâve etti. Ben de elçiye, imin bu hareketi- nin kendine karşı değerli bir belge olduğu- nu, çünkü bu gibi şartlar içinde bir delinin ancak bunu yapabileceğini, bir çılgının kur- nazlıklarını her vakit göz önünde bulundur- mak gerektiğini söyledim, Eve döndüğüm zaman bana ertikdeşim- den gelmiş bir pusula verdiler. Bu öyle kar- ma karışık bir yazı ile yazılmıştı ki heceliye heceliye, zorla, ertesi gün için beni yemeğe çağırmak için yazılmış bir çağrı mektubu T Zu önceden dikkatime çarpmıştı. Odama gi- rince kendisini de orada, aynamın karşısın- da, patlakça gözlerini aynaya dikmiş, boğa- zındaki hafif şişkinliğe bakar, buldum, Nab- zının pek hızlı çarpması kararımın hemen verilmesini kolaylaştırdı. Kendisinde Base- dow hastalığı olduğunu söyledim. Kendisi- nin de bundan şüphelenmiş olduğunu bildi- rerek bakmamı rica etti. Çok çalışmaktan çok yom!mııı olduğunu anlatarak yapacağı en doğru şeyin, birkaç zaman için emjııı- den vazgeçip memileketine dönmek ve iyice dinlenmek olduğunu söyledim. Dost ve ya- kınlarının memleketinden gelip kendisini almalarına kadar yataktan çıkmamasını sağladım, Bir hafta sonra Romadan ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. Ertesi yıl öldü. YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM Grandotel Doktor Pinkilton bana kendisini yabancı hekimlerin en eskisi diye tanıttığı zaman, Romada bulunan biz, bütün yabancı hekim- lere pek üstün olan bir adamm hakkını yi- yordu. Bu adamın adını, izin veriniz de, zih- nime altın harflerle yazılmış olduğu gibi, den ve tanıdığım en iyi yürekli adamlardal biri olan doktor Erhardtı. Yetmişini geçkin olmakla beraber vücudunun ve kafasınıı bütün kuvvetine sahipti, gece gündüz ayak - üzeri çalışmakta, kendisi için farksız olan zengin ve yoksul, herkese yardıma h bulunmakta idi. Geçmiş zamanların iyi ayle hekimi idi. Bu gibi adamlar şim- di yoktur ve acıların türlüsünü çeken sanlık için bu çeşit adamların yok! büyük bir kayıptır. Kendisine güven gös- termemek imkânsızdı. İnanıyorum ki p fesör Bacelli sayılmazsa, uzun hayatı bir tek düşman edinmemişti. Doğuşun almandı ve vatanında böyle adamlar çok ol- saydı herhalde büyük harp da olmazdı. Bir az ötede onun gibi hekim varken, bir çoğu kendi eski hastası olan bunca ad gelip de, benden öğüt istemiş olmalarına şimdi bile, şaşarım. Başım sıkıldıkça kendi- sine tanışırdım ve en çok haklı olan o, h sız olan da ben olurdum. Fakat beni larına karşı hiç haksız çıkarmaz, fırsat dukça korur ve bu fırsatı da her vakit bu lurdu. k