yA S & Biye İ Y? . ae Sf ll OK Te a L ASN e l M R A, MA z —a bi A M R A * e KA AA A ciğerlerini Kzerbaycanında Nakliyat — Gürcistanın — | | Kânunuevvel 1937 tari hinde Hazer denizi seyrise- fala tröstü filosu, 146 gemi NÇ göğsüyle, çelik kollariyle den mürekkep bulunuyordu. .(:lrıılnın imanı ile mu- ”n':’ll- Acunu yerinden dı... :n. tarihin kaydetme Tei abramanlığı doğuran n ve onun Mehmetcik _."' taşıyan evlâdı.. Yıkıl we :» Devrilmek bilmi- e 'Uvvet ve gücüyle 21 - d.—.uı 936 Montröyü ." zandı sahipsiz kal- " Gireni, çıkanı belli ol Yan kapılarını kapatmak "ud'— Lâyik olduğu hürü- B Yıkılmaz Halk Hükü- a Cumhuriyete bu za- 'e ekledi.. « Kara kuvvetle . c'İ“lıııı. d, yürt ve yaşamak U:.'.'". eden. Bir ulus Tİn.. Başımızda — Sultan Sa Kızıl.. Leke Oğlu :“:":ımn. ninesinin ve de- "Akmak istiyen.. Bir millet M © milleti ister öldü * b'ı:n" yaşatırım diye fındık | Yolcu nakletmişlerdir. a| bi sığmıyan, — cahil Alarile herkarşın- “İ' oğlunun kanı olan izel yurdu. Zevki; sal- :'_A Ve aşkı için feda edi- H-_ııuııu köpürmüş. dil. “lnt: aolıyamadığımız ya —lll lara teslim ediyor. Bu çıloı karşısında da — çılgın Mtar, gülüyor.. Sarayının Sline, hırslarına gönül iTmiş ciğerlerden dökü- — Rahbim bizi bir kurta- _":l“'-ı diye feryet eden H'.ııım düşünmüyordu :n!“ııen yok muydu âe Bnu söylemeğe . Ne lü q—'-r Önümde - tarihe —ı,—lılııı.. Sakarya. İn- D':ııııluıııınr. Akdeniz, Ünya tarihine dö :'. tan hüriyet ve ya- kan A manâsını hakkiyle Tiza aşılıyan Cumhurt önde.. İnkilâptan l'hâlbl akan genç Türkiye . Ürkiye ki. Kara kuv İn, belini — do ğrulmıya :k bir kudretle kıran oğlu- Yat '::l nehirler gibi ha- 'eren biricik Atasının Yet Yesi her kucağı hâkimi .'—'.ıüclç dolu . Türkiye . Sötan iı.ımu';:meaq bulunduğu ünden geçiyordu.. ür ve bir irilir. ve gece yolcu —l—— İstirap ve kinden ya bir kamçı ile çarpar 'llıuı"""ılcıı. Bedianın. 4aki ki sulara lan h —ı.kı:"'v dalga 'd.ı’lıg:nıüı':ı h Bkehanız 200 tat- :I" Bişlarını bağmak iç Va Üün — kuvvetiyle in.. Ciğerlerini nefessiz * Vet çırpınan bir güç . | ORKDILININ MİLLİ ROMANI No: 41 1936 senesinde Hazer de- nizinde işliyen gemiler 14 433.0D0 ton eşya ve 371.451 yolcu taşımıştır. Azerbaycanın nehir vapur. | | | İarı,45 tir ve bunlar da ayrı- | ca bütün 1930 senesi zarfın da 436 600 ton eşya ve 33 :593 yolcu taşımışlardır. Azerbaycan Sovyet Cum- huriyetinde bava yolu ile ya- pılan nakliyat ta gittikçe bü- yüyen bir hızla artmaktadır. Azerbaycandaki sivil tayya- re hava hatları, 1936 sene- sinde, 1. 245 kilometre uzun- luğu bulmuştur Azerbeycan dahilinde iki şehirde, Bakü ve Kirovabad da tramvay vardır. Bakü tramvayları 1936 senesi da | hilinde, 179000 yolcu taşı mışlardır. Kirovabad şehri- | nin tramvayları ise, — gene aynı sene içinde, 9.4!!0 000 Bu iki şebhirdeki şebekeye pek yakında yeni — hatlar ilâve edilecek ve bu suretle ihti yaca daha iyi tekabül eyli yecek bir hale getirilecektir Azerbaycan — dahilindeki demiryolları arasında Bakü ile Sabonçin Aarasında işli- yeni elektrikli demiryoludur. Her bakımdan büyük — bir ehemmiyeti olan bu hattâ işliyen trenler, 1936 senesi zarfında 40300.0'0 — yolcu taşımışlardır bıraktı Hoğazlar meselerini kökünden deviriyor.. Yurdumun — kapılarıdır.. Bekçisi benim, sahibi benim. | Benim gücüm, benim kud | retim onuüu idareye mukte- | dir. diye kükrüyor. Bu | kükremeyi işte 1936 yılının | 21 Temmuzu göklere yük | seltiyor |— Yurdumuün kahhar bekçi- si Mehmet, kanının rengi ca- nından mukaddes bayrağiyle kapılara inerek yurdumun her sınırı benimdir. benim kalacaktır. diye Akdenizin coşmuş — dalgalarına — hay kırıyor. Sana ne — muütlu.. Ey genç Türk Başında seni zaferden zafere kavuşturan Atan var.. Mehmel Ali Kaytnan küreklere asılırken Zehraye seslendi: — Dümeni yarım sağa . İskele tarafına, fazla eğil- me, Oldu. Tamam.. ... Sandal, marti gibi uçu- yor, sularda — kayıyordu.. | Genç kız, sevgilisinin bilek | lerinin kuvvetini, çelik ses Ülerini, içi giciklana gicik | lana, dalgalardan — ve kö tatlı istekle cudu zaman zaman fakat, tretici bir ürperiyordu . | şında, Merkezi: Tbilisi Sovyet Gürcistanının mer- kezi olan Tbilisi (eski Tıflis) beşinci asırda kurulmuş ve şimdiye kadar bir çok ya- bancı ellerden geçmiştir. Ni- hayet önsekizinci asrın ba Tbillsi, Rus Çarlı ğının Kafkasyadaki kalesi ha lini almış, fakat buna rağ- men Çarlık Rusyası şehirci lik bakımından Tbilisiye hiç bir şey yapmamıştır. 1921 senesinde şehirde ancak ya rı endüstriel bir iki müesse- se vardı, şehrin suyu ise ip tidai bir sistemle dağıtılmak ta idi Tbilisinin Imarı bakkında- ki Sovyet faaliyeti bu 1921 | senesinden itibaren başlamış. tır. Şehrin ortasında 24 metregenişliğinde Kalayevski bulvarı açılmış ve toprak tesviyesinin yapıl- ması Üüzerine bu bulvarın yokuşluğu çok hafifletilmiş tir. Şehrin ortasında bulu nan manasız eski - binalar kaldırılarak orada — büyük bir asfalt meydan vücuda getirilmiştir. Operanın bu luoduğu muühteşem — Şota Rustaveli caddesi bu mey- dana açılmaktadır. — Kura mehri üzerinde yeni bir köp rü yapılmıştır. Bu nehir et rafında —vücuda — getirilen granit ve beton rıhtımlar, halkın en çok hoşlandığı ge- zinti yeri halini almıştır. Bir kaç senedenberi — Tbi -isi ile getirilen soğuk ve ber rak bir su içmektedir. On altı sene zarfında — Tbilisi şebrinde bir çok petrol, ku maş. mobilya ve saire fab- rikaları açılmış bulunmak tadır Tbiliside bugün 35 il- mi tetkik enstitüösü, 9 müze, 15 yüksek mektep ve 13 tiyatro vardır. İlk ve orta mekteplere — giden — talebe adedi 70 bini bulmuştur. Yalnız son iki sene içinde 18 yeni mektep binası ya- pılmıştır. Ayrıca, bir hükü- met sarayı, bir kitabevi bir çocuk tiyatrosu ve daha sa- ir bir çok büyük binalar YAZAN: Halil Bedi Fırat Köşkten hayli uzaklaşmış. açıkta yavaşlamışlardı.. Fikret kürekleri bırakarak terlerini silerken, saadetinin ve heye- canlarının güzelliklerini bir yudumda içip bitirmek isti - yordu . Bu gece ne güzeldi.. Uy ku, ikisinin de gözlerinden silinmişti. Vakit hayli iler lemiş, her yer durgun ve sessizdi: Artık çıkalım mi Fik ret?.. — Venüs çok — sevildiği Kıymetli | Elyazıları |Hazinesi Sovyetler birliğindeki “Le- | min, kütüphanesinin elya- zıları kısmı, dünyanın her hangi bir. koleksiyonu — ile, hattâ British — Museum ve Fransa milli — kütüphanesi | koleksiyonları ile. mukayese ;edglıbllocek derecede zen. | gindir. Lenin Kötüphanesinin çe likten kasaları içinde, kıy- met biçilmez ve dünyada tek elyazıları. büyük Rus eserlerinin z muharrirlerinin asılları, devlet adamları, ta- rihçiler ve muharrirlerin ar- şivleri saklanmaktadır. Bu elyazıları arasında, en | eskisi, 1092 tarihli Arkengel İncilidir. Bu eser, Rus dilin de yazılmış en eski eserdir Onaltıncı asırda müthiş Ivan zamanından — kalma «Tarıhb eserinin muazzam bir cildi de bu kütüphanede mevcuttur. Bu eserin yaziıl masına yüzlerce tar.-bçi kopist iştirak etmiştir. nevi umumi tarih olan bu ve ese.in içinde artistik minya” türler - vardır renkleri bu ane kadar kati- yen kaybolmamıştır. Nikiti nin onbeşinci asırda yazdığı “Üç denizin ötesineseyahat, kitabının yegâne nüshasıda “Lenin,, kütüphanesindedir edebiya Bu eser, eski İaik birisini teşkil eylemektedir. | — Ölümünün yüzüncü yıldö nümü dolayısıyle tasnifi ya Bir | ve bunların | Milliyetçi Kuvvetler MadridCephesinde Toplnıyorlar.. ( Baştarafı birinci sayfada ) ileri hareketlerine devam et mektedirler Bu kuvvetler dün öğleden sonra mevzilerini islâh et mişlerdir. Asilerin Navulcar- neroda mühim — kuvvetler tahşit etmiş oldukları haber verilmektedir. Madridin ce nubunda milisler, Navasde Markes kasabasına karşı bir taarruz icra etmisler ve mü teakıiben asilerin bir taar- ruzunu tardetmişlerdir. Cumhuriyetçilerin 5 tay | yaresi, dün öğleden sonra , Madridin yukarısında rin tayyarelerine karşı muharebeye girmiş bunlardan 2 tanesini düşür- müstür tayyareleri, Madridin şimali garbisinde de — diğer 2 asi tayyaresini düşürmüştür Madrit, 20(A .A ) — Mü. dafan nazırı M. - İndalgolo Prieta, dün akşam radyoda deniz ve kara kuvvetlerine bitaben bir nutuk söylemiş, ve demiştirki: * Cumhuriyetçiler, ha- lihazırda yalnız asi lıpın— | yollara karşı değil, ayıi za manda bunlara açıkca yar- diım etmekte olan üç dev- ' lete karşı mücadele etmek- tedirler. Bu üç millet, Por | tekiz, Almanya ve İtalyadır. balkı, yeni Patakarski yolu : tın en mühim abidelerinden * Hürriyetimize kavuşmak için açınış olduğumuz harp, is- | tiklâl harbi şeklini almıştır pilan «Puşkinv elyazılarıda * büyük bir ehemmiyeti haiz , bulunmaktadır. Bu kütüpha- | nede ayrıca Gögol ve Tols toyun da çok zengin elyazı | ları vardır. Bugün kütüpha- nede Görkinin elyazılarının tasaifi ile uğraşılmaktadır Kütüphanenin şubesi mevkut bir mecmur elyazılorı | zamanlarda Hitler ve Mus İ lisleri - Londra federasyonun neşretmekte ve elde edilen * yenilikleri bildirmektedir. Bu kısımdan, edipler ve münek kitler de büyük istifadeler etmektedir zamanlar o kadar Taşırmış ki için, güzelliğine kanamamış, hırçın bu engin besteleri — sevda kalemiyle yazar, — süsler, yaldızlar. sonra yaprak yap- rak karanlıklara serper.. Da- ğitir. Böyle gecelerde uy- kusuz — kalanlar, okudukça dudaklar titreşir, yürekler dolgunlaşır ve bü- tün bu güzellikler, birbirine kaynaşarak insanın gönlüne damla damla sızar... İşte o sızıların adı sevdadır . — Senin şâirliğin de var . - Diyorlar ki, her genç severken şâirmiş sükun — bulması | dayamamış varlıkların, hle- | ran ve hasretlinden doğan yalvarmalarının — inlltilerini | dinlemek istermiş - Edebiyatı ne çok se viyorsun, — Böyle geceler, şiir ve güzellik — heceler — Zehra. Onun koyounda sular, ozan: ların, kopuzları gibi titrer, mesteder.. Ay ve yıldızlar bunları | | | Bu da bizim için bir şeref- Dtir. Biz müstakil ve serbest olmak istiyoruz. Hiç kimse nin esiri olmıyacağır ,, Londra, 20 (A.A ) — Son solini ile görüşmüş olan ame le fırkası eski lideri Lans- bury * sulha müzaheret mec:- da irat etmiş olduğu bir nu- tukta bu iki devlet adamının sözlerine beyan etmiştir. Hatip. demiştir ki: * — İtalyanlarla Alman- ların kominizme karşı mü eadele etmek için İspanyaya — Şüiiri sever misin?.. — Seni çılgınca sevdiği me hâlâ inanmıyor musun | Zehra, İnan bana Ben ki ruhumdan koparak hırçınla- şan ihtirasların zaman za | man, tahammül edilemiyecek. istirapları içinde gecelerce kıvranır ve inilderken, yine seni saadetimin ve hayatı min en — suçsuz varlığı tanır ve sana inanırdım.. Haya tim seni sevmek, seni sev diğimi görerek kendimi sev mek için, yıllarımı — sarmış | sarmalamışken. hâlâ kan mamak, hâlâ inanmamak, oh o kadar acı ki Zehra. - Arlk bana kan, bana inan. İnan ki — ruhum, bu | geceye inansın Zehra... — Fikret, , Genç üniversitelinin ce vap vermek için hazırlanan | dudakları açılmağa — vakit bulmadan kapandı. Sandal, nasılsa çarpan bir dalga ile yana eğ.| Zehrayi kolları ve | Cumhuriyetçilerin | itimadı olduğunu | | kildiğini ve saatler mühim miktarda asker ve kuvvetli silâhlar göndermek- te olduklarını kabul ederim Fakat İtalyan ve Alman müdahalesinin nihayet bula- cağına ve İspanyol harbi nin bir Avrupa harbi intaç etmiyeceğine emin ve kani olunuz ,. Kıskançlık cilvelerinden bi- Ti dahal Londrada bir kadın, zev- cinin sadakatinden şüphe et- miş ve zevcini sıkı bir takip altında bulundurmağa — baş- lamıştır. Bir gün, sadakatsiz zevç metresinin evinde ike zev- cesinin kapının önünde di- geçtiği halde kapının önünden ayrıl. madığını görmüştür Adamcağız, karısının kapı önünden çekilmiyeceğini ve karısına görünmeden evden çıkamıyacağını anlamış ve imdadı sıhhi otomobilini te- lefon'a çağırmıştır Otaomobil gelince, kendi sini baygın bir halde gös termiş ve kapalıtmdadı sıh" hi otomobiline konarak bir | hastahaneye nakledilmiştir. arasına atmıştı.. Bir dalga Adamcağız bu sayede met resinin evinden karısına gö- rünmeden çıkmağa muvaf- fak olmuş fakat hastahane. de de bir kaç saat yarı mev- kuf bir hald mıştır. Mııvııınfşıı_ı gelenler Maruf âsanatikacıların bi- risi, beşinci Firavun sülâle- sinden Tasasenin mezarı olan ehramında yeğeni Nimetin mumyasını da bulmuştur. Bu ehramın yeraltı daire- leri bilhassa Firavunların ve sülâlesi efradının ölülerini mezar soyguncularından mu- hafaza için karışık yollarla yapılmıştır. Buna rağmen mezar soyguncuları prens Nimetin mezarını bulmuşlar ve mücevheratını hep aşır — mışlardır daha çarptı. Genç kizin başı nişanlısının — göğsüne düştü . Bir kımıldanış... Son* ra kesik bir hıçkırık sulara gömülürken. Fikret © güzel başı süsliyen bir yığın kıvır: cık saçı araladı . Ayni istek le çırpınan dudaklar birbi rine yaklaştı.. Yaklaştı.. Son ra birbirini sanki kilitledi.. Birkaç dakika sonra iki mesut çift, kopacak fırtına- dan habersiz, yıldızlı gece oin, istikballeri gibi durgün sandıkları sakin — denizinde engine açılırken, Zehra hâ- lâ o, biraz evvelkt —dudak sevgisinin rubundan silinmi - yen gıcıklayişiyle kendinden geçmiş, denizden aldığı sula ro avüç avüç — serperek o, güzel desiyle şarkı söyleme- ge başlamıştı: “Çe ayığı engine doğrü, #hir sovda çiçeği sada “Bu,yol k) ömrümün Kız bahtin açıktır. diyor dalgali “Dalgalar, dalgalar ah ey dalgalar.. Bu gece yönlümün gözel — .SÖRÜYOR— —— nlığı var,. a ”. ci v —'VT'—*:?: tîî?—'———':':"—wwawm: v lli