- * EA UUU KŞÇT TU KU UUU 10 TEMMUZ 937 Sarı ).ı[:ruklrıır: Yalnızlık.. Nereye hangi köşenin şen bağrına yalnızlık İçime alevlerle helkalanıyor #vsimsiz karlarla örtü ©D yarı kıvırcik dim dik, hafif veşil Tim — dolüyor dalsam, saçlarım gözle Garipliğin, esliğin acılarını yudum, Jüdüm içiyorum Adeta ya Ti zehirlenmiş hasta bir kal İN eşi gibiyim Ün akşam yeşil, hasta Yühlare ümit serpen çiçek tle dolmuş bir. bahçenin | İhdeyim . Etraf bin bir çi- le dolu Guçııı.y... SOşmuş düdaklar. ş tede beride, —saadetin Plerine halkaladığı yav Klariyle. Göz göze, Sİb kalbe,. Gelmiş mesut Nne ve baba'ar alışma zevkinin bıraktığı Yorgunluğu — unutabil- b .:k sevgilerile bu buca- H!d"llııuglır. Dedim ya ? Şey, her şey çoşmakta Şen yıldızlar — pai Öyle bir mrümce doyamı d bir gece Alaızdım. Ne e Trak çağlıyan su. Yil, & yi _ı'îdıı Hiç hiç bizt 5_" alâkadar değil!. Hepsi uzak ve m ni Başımda,. Tp Nbik ağacının yeşil yap o Alina gizlenmiş radyo aN benim im — yalnızlığımı Sniş &'bi oe şeği feryada / başlı &“ yliyor, söyledikçe de 'mde berrak bir su İatl, çiçek'er. Ne be- T avare.. Miyoru &t bir elemin izlerini Vaj Ka tyordu. Bir an geldiki | Yeşil gözlerimden dam- ’;v bile döküldü. b bi Enmi., Bağrıma. Gur etzede ruhuma Röm (v,n:“lu bir şarki "eık yollara baktım 'an aşkına ben F—yüqh o yalı İla ıı?:"'wıeden teessürleriyle q"'h’( Olan, kazmasını kal Hleşi “dirmeden bıkmıyan, bü“lu "f"' tutmuş, yüzü h.m“""cudu terlemiş.. Ba "iu,,:d"" O çiçekleriyle nüllere — ümil TÜR $ aL afasında mengene Üşüncelerle, —asabi âr Beçirdiği o daki * Tabacın n, bu müna *rine Sorgusuna ve kina- Sert bir cevap ver Yel, & a T ae abeii ha 'vg,:"'kı:)ed' Bu söz san , Büıu'mdln çıkarken, M N © yasını ve hirsi Taber götürmüştü ©Pmiş, arabacının Bta . gelmhımı Mukavelenin Neşin neşesine kıpırdıyan bayan Millen va hüzünle | Tmki gelirsin diye hep | kendimi yaklım biri... Tuhaf bir muhakeme Geçenlerde Pansilvania mahkemeleri — sansasiyonel bir hâdise le karşılaştılar. Bu hâdise, bir kadının ken di aleyhine dava açmış ol Eşi görülmemiş olan bu davanın baştarafları masşıdır. | hakikaten enteresandır Mis Mas Millen adındaki bu kadın kocasiyle bir mukavele ak Mister Mac Mil- tetmiş ve | len de bu mükavele ile ken- | disine yılda 1000 dolar ver meği taahhüt etmiş. Muka evlendikleri itibaren yürürlüğe vele, girmiş merliğe gir mesi ile kocasının — ölümü arasında on sekiz yıl geçmiş vebu müddet zarfında da kocasından beş para almamış Vasiyetname açılınca, ba yan afallamış: Ölen kocası kendisini mirasın memur etmiş fakat bütön servetini çocuklarına bırak | mış Şimdi, dul bayan Millen, | mirasın tevziine memur ba | yan Millen aleyhine bir da muka veledeki Mahke vereceği açarak haklarını istemiştir menin ne karar bilinmemekle beraber, geri ye kalan servetin 5500 do ları geçmemekte - olduğuna göre, bayanın istediği 18 000 dolar arasında epiyi büyük fark var, ve neşe döken bucakda du. ramadım.. Yürüdüm. Yürü dökce elemli. dünün binbir canlandırarak, gömüldüm. Nihayet kendimi. sizliğime arkadaş, valnızlığı mâ yoldaş masamın başılı da buldum kap kara bahtımın bu anını heceliyorum Yalnızlık Dimağımda hâtıralarını çli hayallere Kiw se Hıçkırıyorum . Ne acı ne son Bu günlerimin canlısını bulamı süz izdirapmış . soluk yacakmıyım.. Ümitlerile sa raran. Kuytu bir göşede çürümeğe yüz tulan yapra ğa dönüyorum Bu da bhenim gülmiyen ta İlimin kalbime aşıladığı cil- veden başka Hir şey döğil dir Mehmet Ali Kayman KDİLİNİN MİLLİ ROMANI No: 32 ae yalan! ona son dersini vermek istemiş! —Ben polisim dedi, sivil zabıta memuru. Arabacı, ken disini toplar gibi oldu: Ben de öyle düşün müştüm de. Öyle demiş tim . Ne yaparsın beyim , bende değildi ki. Hapi, a kızcağıza, yaptığım şakaya da pişman oldum — gitti... Zati bağrı yanık maksumun b ğ evlenmeden evel | günden | tevziine | Efendime söyliyeyim.. | Suç | Bu da bir kıal Amerikada — tahtakurusu kralı namile maruf olan 70 yaşındaki Alman Vilhelm | Kehter, ölmüştür. Kırk yıl önce birçok — işlere — girip çıktıktan sonra, hiç birinde muvaffak olamıyan bu adam Almanyadan Amerikaya git miş yve — cambazhanelerde amelelik etmiye başlamıştır Hir müddet sonra tahta- kurularını islâh ve terbiye ederek cambazhanelerde bunlara maharetler yaptır- mıya başlıyan Alman, bu iş de muvaffak olabileceğini | anlamış ve minyotön bir | araba yapltırarak tahtaku rularına bu arabayı çektir- miye başlamıştır. Sirka ge | len seyircilerin bu numara: |dlar çok hoşüna — gitmiş kurnaz adam bu işden çok paralar — kazanmıştır. Pek çok cambazhane diretörleri Kehnere müracaatla terbiye ve is &h edilmiş tahtakuru almış'ardır. Otuz sene bu işle uğraşan Alman, ve oa sene evvel on beş milyon dolarla dön müş ve geçende ölüğü za- man arkasında büyük bir (Tahtakurusu miras) bırak mıştır. Malaryaya karşı Tayyare İşte size bütün insaplığın | tasvibiyle karşılaşacak olan bir hava hücumu! tayyareleri. şehir ve köyleri mahv ve harap etmek için değil, malaryadan — ıstırap çeken halkı kurtarmak için köylere, kasabalara hücüm etmektedirler Bu tayyareler bomba yerine yığınlarla ba lık atmaktadırlar. — Çünkü bu küçük balıklar buralarda hüküm süren ve Malarya mikrop'larını taşıyan Anop heles adındaki lerin yumurtalarını bir iştiha ile yemektedir Yunan sivri sinek Ancak, tayyarenin — in sanlığa yaptığı buna benzer daha birçok hizmetleri var | . ağlme £ ılı___.ı w Avni Sağlıkçı -— YAZAN: Halil Bedi Fırat Bilmem yalan, bilmem doğ büyük | işem otellerinden birinin üçüncü| kat pencerelerinden biri açıldı. | | | SAYFA: 3 İki kral ve bir muhavere *İkimiz de kral olduğu- muz için, ayni zamanda otu- rabiliriz! .. | adanioaya Çılgın Milyarder.. Monto - Karlonun muhte- Hiddetten büzülmüş bir yüz göründü. Bir müddet cadde deki kalabalığı seyrettikten sonra içeri çekildi. Fakat hemen yine göründü. Kuca ğında bir şeyler vardı. Bun ları caddeye savurmağa baş ladı. Şimdi halk bu fırlatı- lan şeyleri kapmağa başla mıştı. Bütün bir cadde bir birine girmiş; ezilen, ayaklar altında kalan, kolu bacağı kırılan, kafası yarılan ve bu arada bir şey ele geçi | zebilmek için birbirini iten, Almanyaya, | ler. | ——— —— «—K—— " ——— ö eee | gidi dünya ya.. O, kız için bir sürü lâf | ederler. Doğrusu hiçbir fena- hğiımı görmedim.. Bir defa bile, basıldığını duymadım . Kendi halinde yaşar o kız , | Kimseye fenalığı yoktur Bazıları onun adına “Gece kuşu, bazıları da “Kaldırım gölü, derler. Ama kimte onun başından geçeni be nim kadar bilmez .. İstersen sana da anlatıvereyim.. Ca- nın sikilmaz ya, - | yorum Hiç bir İş, kakan, bağıran, çağıran, in- leyen bir mahşer balini al- mıştli. Yalnız - penceredeki adam bu hali memouniyetle seyrediyor, neşeli, çılgın kah- kahalar atıyor, eğleniyor- du Bu adam mutlaka deli olmalıydı - Attıkları beşlik, onluk, yüzlük, binlik bank notlardı ye 3 l Evet azizim Mister Pol, boğuluyorum. Can sıkıntısın dan patlıyorum, Ben - ki Amerika para kralı milyar der Vilyam Corcum, bir bu çuk milyara yakın vakid pa ram. altı şehirde sekiz muh telif fabrikam, pek çok ti cıı:lhıncl:_rgıg_, mağazalarım vör ve bütün iş'erimi: ken- dim gördüğüm halde yine can sıkıntısından kurtulamı biç bir eğlence beni bu deriten kur- taramıyor Peki ama dostum; bu sıkıntınızi — giderecek çareler aramağa çalışmadı can nız mi? Hiç er ! SomalLinyit Kömürü | Depoziterleri | _hmet Seymen — Vi - ı__: _l' macerası ona bir gizli te «-İli gibi gelmişti.. Arabacıyı söyletmek. bu — gece hep onu, Zeynebin adım herşey den dinlemek istiyordu. Bu kadını nereden ta nırsın dedi Arabacı içini çekti: — Tanırım beyim . Hem iyi tanırım . Çok bağrı ya nık maksumun biridir. Hey hey. — Zaman belli olmıyor Vesselâm.. Cohil kızlar.. Şimdi pek ça buk kanıyorlar.. Söz açılmışken size onun başından geçenleri anlata- yım.. Geçen hafta bir arkada gn evine davetli idim . Es- ki delikanlılık zamanımız aklımıza geldi.. Şöyle bir âlem yapalım dedik.. Çilin- gir sofrasını herşeyden ânce kurduk.. Başladık o zifti, 6 meret suyu İçmeğe.. Biz de içki, — gerçekten, içgirlenmek için içilir.. Ya L ati , —— . — ——— z olur nu- ——— ——— *& meğe başladı. l' lardan birisine oturdu ve yum? Neler yapmadım. Sırf eğlenmek, vakit geçirmek için bir serseri kıyafetine girip hırsızlar, katiller arasında do- laştım. Tebdili kıyafetle sah- nelere çıkıp şante ettim Se: yabat ettim. Daha bir. çok şeyler.. Yine de sıkıntım geç- miyor. Hakikaten teessüfe şa- yan bir hal. Bir müsaade eder misi- sual sor mama niz? — Estağfurullah; run. — Kumar oynadınız mı? Kumar mı? Hayır — Şu halde bir de bunu tecrüâbe ediniz. —Kumarın | kaybetmek. kazanmak hırs arasında çok | buyu- ve heyecanı ümil ediyorum ki bu ıztıra- bınızi unutursunuz — Ah.. Cidden güzel bir î fikir. Nasıl oldu da şimdiye | kader bunu düşünemedim. Teşekkür ederim azizim Be: ni büyük bir kederden kur tarıyorsunuz. Evet, evet. Kumar oynıyacağım. Allaha ısmarladık doslum - Gidiyo rum Hemen şimdi Monto Karloya hareket ediyorum. beraber — gide- İterseniz lim., Teşekkür ederim işle rlaml takip iç'n maalesef si zelrefakat edemiyeceğim Öyle ise bana müsaa Tekrar görüşelim Güle.. Güle Hemen © gün hususi tay de. yaresile yola çıkan Mister Vılyam Corc iki gün sonra Monte-Karloda bulunuyordu | Otellerden birinin üçüncü ka- | tında bir daireye yerleştik ten sonra akşamı iple çek- | Yemeklen sonra — doğru | kumarhaneye gidip büyük * salondaki yeşil çuhalı masa erkenden oyuna başladı | İşte oyuna oturalı saatler olduğu halde pek çok kaza ters taraftan akar.. Neyse | uzun Jâf etmiyelim. Bizim arkadaş üçöncü bardaktan sonra uzun bir ah çekti: - Zeynep.. Zeynebim de di.. Meğer daba kızken, çok severmiş bu. kızi, Adak mumu gibi gecelerce yana yana erirmiş bu kız için. Bir iki defa anasından, is- tetmiş, fakat vermemişler . Gerçi — bizim arkadaş soy ludur, sopludur ama, meret çocuk sanki içki — balığıdır . İçmediği gün serhoştur. Sonra beyim.. Hey.. Arabacı.. Gör- | müyormusun?. | Hay aksi şeytan, hay . Az daha direğe çarpıyorduk be.. Kadı köyünü geçtik İnecek misiniz?.. Hayır.. Çek cıya.. Tenha yoldan. — Başüstüne , Deceh... Kamçı daha şakladı.. Araba bir. yokuşu tırmanı yordu: . ç Çamlı: Bu iltifatı kral — altıncı Jorj, Nigerla kralı — ikinci yapmıştır. Siya- hilerin Afrikadaki kralları geçenlerde gazetecilerle gö- rüşürken, büyük — Britanya hükümdariyle kendisi sında geçen bir muhavere- yi de anlatmıştır. Batı Afrikasının mümes- sili olarak taç giyme tören lerinde hazır bulunan — ve törenler bittikten sonra haf- tal Londrada kalan Ade- niola, kral altıncı Jorj tara- (Lütfen sayfayı çeviriniz ) nıyor ve fakat katiyyen he- yecan duymuyor, eğlenemi- yordu Önündeki paralar git- tikçe kabarıyor, kazandıkça kazanıyordu. Gün doğduktan Üç saat sonra otele iki milyöna ya- kın bir para ile dönmüştü fakat istediği olmamış; ne hıra, ne zevk ve ne de heye- | ean düymamıştı Uuykusuz- luk Sinirlerini daha fazla ger- miş, eğlenememekten müte- vellit hiddet ve şiddeti bir kat daha artmıştı. Odada adımlarla dolaşıyar, manasız hareketler yapıyor- du. Çok ıztırap çekiyordu. Yüzü sararmıştı. Birdenbire önünde para- larla dolu olan iki — valize şiddetli birer tekme attı. Odanın içi madeni ve kağıt paralarla doldu Boğuluyorum; boğu'u- yorum!.. Hava almak için pencere- yi açtı. Biraz dışarı baktı. Derin derin nefes aldı. Pen- çereden ayrılınca gözü oda- y doldüran paralara - ilişti. Onlara kinle baktı: - İstemiyorum; istemiyo- | asabi rum Diye bağırarak bir ku cak para aldı. Pencereye yaklaştı. Demet demet - 80- kağa serpmeğe başladı. Cad. dedeki izdihamı ve halkın hücumunu görünce çılgıbca — gülmeğe Kah ka'ı kah Oh! Niha. yet buldum. Kah kah kah .. İzzetoğlu En son eve, tekrar dönü şünün haftası, anası herşeyi anlamış.. Saçın. başın — yol muş ve birgün. — yüreğine inerek . Maksumcuk, ölüp gitmiş .. Kalmış mı o0 kızcağız şimdi kimsesiz.. Hey büyük tanrım , İsterse o, ak yüz lerin alınlarına öyle — kal yazılar yazar ki.. - -Zeynep birkaç ay ortalıktan kaybo lur Artık dül — olmuştu. Dul kadın.... Bir bakıma, bahtı açık kadındır.. Neden — dersen, kızdan çok talibi, fakat kız dan az özlü isteklisi — var dır.. Gel zaman, git zaman, bu kadıncık bambaşka bir kadın oluvermiş.. Günlerce ortadan kaybolur, birgün anszın görünürmüş.. Nere- de yattığını, gezdiğini bir tek kişi bile bilmez... İşte hep bunları yapan, bu kızı bu hale koyan Te