16 HAZİRAN 937 t “Ülügözleri söyesinde kör- İer iyileşiyor. 'desada Profesör Filalo Yün idaresi altındaki ” göz hastalıkları kliniğinde, taba Yİ zücaciyenin gayri şel İ:r hal peyda etmesin- loğan zerka hastalığı Beticesi kör olmuş bulunan kadar kimsenin bu kör Ti giderilmiştir Ünya seririyatında, ı';ıııı bir insanın n nın aşılanması ile leriiyi edildiği hakkında * vakalar malümdur. Fa- ? bu tromatizm veyahut Röz ya. karniyel n derhal — çıkarılmasını hı:'!den çok mahdut va 'da mümkündür. Profesör aileyh körlere, ölülerin erl içinden alınmış kar- Yel Jâmla aşılıyarak İyi ledir. Profesör, © dört Wek bir delik açarak ber karniyei lâmiadan bir | birkaç | Ça akıtmakta; ::"ı'“l dahi olsa gene ya- Makta olan göz içinde "nn ve €n bu mal berraklığını Mhafaza ederek SSt kör olan gözü Mektedir. Tofesör Flatovun — tesbit ine göre, bir Kadavra- alınan — karniyel lâmla Sahıyan birinsandan alınan z daha ziyade müessirdir 3. gene profesöre — göre _l""h Mmaddenin şahsiyete, Dal husuüsiyetleri, üzeri: q';.'ı"'"' maddeyle mü- ölü * etmektedir. Halbuki m—ıddede mevcut de "llı; Böyle bir maddede h"ıı hayati — kabiliyetler Kü 'Akta ve bunlar da der: k“.“ nesiç üzerine Inti —.'ı* neşvünemaye baş tadır. Tefessüb etme *i * kadavradan alınan "hı". lâmia, benliğini ve ©ei nesiçlerle btoşinik ,“:'lvıııl.ııı.ıım kaybetmiş, Yaşıyan ve yaşatabi %H' Nesiçtir. ve bundan K Yi kör gözün karniyei t A Di — şaffaflaştırmakta " göze nur verebilmek- İsdir, gör- Tahatsızlıkları gibi gö | Flotova gelince, örgenizm ile yaşıyan | | Geryamına karşı mücadele Sövyetler Birliğinde Troçki- ci cereyanına karşı müca- deleye devam edilmektedir. | “Mukabil ihtilâlci, adı veri len ve tevkif edilen şahsiyetler arasında kendi lerine büyük Rusça lügatin terlibi vazifesi verilen iki akademi azası vardır. Derjavin ile Obnorski is mindeki bu iki şahıs, “Rusça son | lâgatinin tertibi işine halk düşmanlarının iştirakine mü saade etmek ve lâgati, bu süretle mukabil ihtilâlci bir propağanda âleti haline ge- tirmek, suçi'e itham — edili- | yorlar. Lügatin — neşrolunan ilk cildi de Troçkicilerden ve Buharincilerden olan birçok | zatların sözleri zikredilmek | tedir. kör | milimetrelik | Pravda gazetesi bu husus ta şunrları yazıyor: Lügatte Melek kelimesine uzun bir din kitabı. malü matı hasredilmiştir. Fakat, şimal kutbu — kelimesinden bir iki satırla bahsolunmak- tadır. Bu. manalı bir şeydir. | (Le Journal) Yahancı memleketlerde mabuslara verilen maaş Senede 600 İngiliz (biziim paramızla 3750 lira) masş olan İngiliz mebusla rinın maaşlarına 200 İngiliz | Urası (1250 Türk lirası) da ha zam edilmiştir. Bu münasebetle gazeteleri muhlelif memle ketlerde mebuslara ne mik- tar maaş verilmekte oldu ğunu yazmaktadırlar. Birleşmiş Amerika mebus- ları senede 9375 Türk İira sına muadil bir para almak- tadır. Bu miktara şimendi- fer yolculukları için verilen tahsisatla mebusların kulla- nacakları kâtip maaşları da- hil değildir. Avusturya mebusları se nede 850 Ingiliz lirasi (bi zim paramızla 5312 lira), Kanada mebusları senede 800 İngiliz lirası (bizim pa- ramızla 5000 lira) almakta.- dır. Cenubi — Afrika — ittihadı mebuslarının senelik mı ları ise 400 İngiliz Vh Tü RKDİLİNİN MİLLİ ROMANI No: 11 b g, Ohla, 'e bir boyda.. Fakat St hıArı ovahı, — değeri a dımlarını munta: öye ” Pep bir ölçüde — atan öylüdür. Diğeri bak, Yör, y VTün, bazan kisa atı- Bi d:h © dağlıdır, dağlı .. ı._'.' & köylüleri. hep bir KAt Yürüyemeyiz. Tabi tık, sık çağ- bir yığın tümsek ölçülüp yürün n ata biniş: lerimiz de ayrıdır. — Yolun sağına bak. İki atla gidiyor. Bir tanesi hay- vanın omuz başlarına yakın oturmuş, bacaklarını gev şek tutmuş, ayakları sallanıp durüyor İşte oda ova köy- lüdür. Onlar atları üzerinde bile uyurlar.. Halbuki diğe ri hayvanın ka!çalarına” yer- Teşmiş, bacaklarını — sıkmış, ayakları kıpırdamıyor . İşte © dağ köylüdür. Biz. - dağ köylüleri — hayvanlarımıza, topraklarımıza, allelerimize | biliriz lirası | delikanlı | | like görürüz, TÜRKDİLİ Renkli Filim Holivudun — meşhur - film kumpanyası direktörü Sa mual Goldvin, bundan son- ra bütün filmlerini — renkli şapmak niyetinde olduğunu söylemiştir. Bu sözler sinema âlemin de yeni bir dönüm nokta - sında bulunduğumuzu gös termektedir. Buna vazaran iki | seneye kadar bütün filmlerin renkli olacağını tahmin ede Sinema müşteriler, bugün nasıl sessiz filmlere gitmiyor- larsa, o zaman siyah ve beyaz renkli — filmlere de rağbet göstermemeğe baş hyacaklardır. Bunun bir iki ay içinde olup biteceğini tahmin et- mek doğru değildir Çünkü renkli filmler, bugünkülere nisbetle daha pahalıya mal olacaktır. Bugün sinema yıldızları- müt giydikleri elbise, daha ziyade “kontrest, yapacak şekilde tanzim ve tertip edilmekte idi. Bundan sonra daha ziyade renkler nazarı dikkata alınacaktır Renkli filmlerin projeksi yon usulü de bugünkünden Farklı olacaktır. Bunun gibi filmlerin negatiflerini pozi tifleştirerek de ayrı bir usül kullanmak icap edecektir almz şu var: Sinema müşterileri reokli filmlerin gözlerine dokun duğundan şikâyet etmekte- dirler Bu doğrudur; renkli film gözleri — kamaştırır ve İ bozar, (bizim paramızla 2500 lira) dır. | iştirak etmiş Gerek Kanada gerek ce | nubi Afrika mebusan mec lislerinde tuhaf bir usul vardır. Celsede bulunmıyan mebuslara ceza - verilir Ve cenubi Afrikada para ceza sı hiçde ihmal edilecek gi bi değildir; celsede bulun- mıyan mebus beher - celse için 3 İnctliz lirası (bizimn paramızla 18 lira 75 kuruş) para cezasına mahküm olur Fransa mebuslarına sene de bizim paramızla 3125 liraya muadil birtahsisat ve- rilmektedir. Ancak bu para dan sabık mebusların dul ve yetimlerinin teavün san dığı için bir. miktar para Titüleskoyu Kiçin öldürmek istemişler? Romanyanın sabık hari ciye' nazırı Titülesko, bu hafta Londraya gelmiş ve Avam kamarasında mebus- bir içtimaına ve İngiltere hariciye nazırı Eden tara fından kabul edilmiştır. Titülesko, geçen sene ze hirlenmesinin sebebini, siya- si düşmanlarına atfetmekte- dir. Söylendiğine göre içe- ceği suya Tifo mikrobu ka: rıştırmışlar. Titülesko, bu münasibetle lâtife tarzında demiştli ki: ların hususi * — Fakat bence büyük | tehlike, zehir değil de, ya- tağımın başucuna, hayaltı- mı kurtarmak için toplan- mış İ7 doktorun, şekilde tedavi etrafında kavgaya başlama edecekleri larıydı , Şimal kutbunda sinema Şimal kutubunda buzlar Üzerine inen heyet azası arasında birde sinema ope ratörü bulunmakta idi. Bu operatör, Mark, Troyanovs ki, kutubda, kutub istasyo nundaki Faaliyet hakkında | büyük bir flim çekmiş ve bu flimde bötün çalışmaları | yere inişi, istasyonun kuru luşunu, cesur - kutupcuların | hayatlarını tesbit eylemiştir. Kutuba — varı madan evvel | Rodoif adasındaki hayat da flime çekilmiştir. Ayrıca, Soyuzkinokronika büyük kutup seferinin istih- zaratı hakkında da kısa bir flim vücuda getirmiştir. (Balıkesir Sulh Ceza — - Hâkimliğinden: Hırsızlıktan suçlüu Erge- ma köyündan Mehmet oğ- | lu 3lg doğumlu Osman hak kında yapılan duruşmada | evvelcede yapılan ihzari tah- kikat sırasında ikametgâh senedi vermiş olan suçlu na: mina — çıkarılan - celbname kendisine tebliğ edilmiş ol- duğu halde: bu davele ica- bet elmemiş ve zorluğa ge- tirilmesi hakkında yazılan müzekkerede suçlunun on gün evvel köyden ayrılarak nerede bulunduğunu biline mediği ve yazılan müzekke- relerde iküâmetgâhının meçbhul can ve iatekleri onun çekici gözlerinden okuyan Fikret hilkatın bu şaheser ve iş tiha verici, nefis — varlığını kolları arasına alırken ayni hisle çırpınan — dudaklarını | onun alev, alev dudakların- —— — el YAZAN : Halil Bedi Fırat tetiktedir. — Biz ne sahip - olduklarımızdan teh ne de — bize bağlılara tehlike gösteririz. Dalma uyanık durürüz. Bu da yaşadığımız muhbitin biz. de yarattığı karekterdir.. Neo. Üşüdün mü Zehra.. — Hayır. Anlat Fikret.. Haydi içeri girelim. Genç kadın, — sessiz. bu teklife boyun eğiyor. Be raber içeri giriyorlar . Kom- partmanın yarı aydınlık de koru içinde güzel karısının rimiz da gezdirdi İkisi de yan yana otur muşlardı.. Süküt içinde ge çen birkaç dakikadan sonra genç kadın derin bir iç çe kişile başını kecasının dizi ne koyarken içli bir beste- yi andıran bir sesle sanki çağladı: Biraz evvel ne güzel anlatıyordun Fikret.. Neye sustun?.. - Dağlıların öyküsü ho şuna mi gitti” , Hadi anlatsana.. Peki ama — uyumak yok O'ur. — Bizim yaşayışlarımızla ova köylülerin — yaşayışları arasında çok ayrılık vardir Zehra.. Giyinişlerimiz, ko beni ne | n tonü, şarkıları- Baytar SAYFA: 3 Müdürlüğünden: 20 Haziran 937 gününde Balıkesirde yapıla- cak At yarışları kayt muamelesinin 17 - 6 « 937 de başlayup 18 - 6 - 937 günü saat 17,5 da biteceği ilân olunur. İcara Verilecek Köy Merası: Balıkesir Ayşebacı köyüne ait şarken köy bağları. şi mnlen köy evleri garben köy arazisi, cenuben köy arazisi ile mahdut tahminen (2000) dönüm ve kiremitli mükem. mel sayası ve çoban odası mevcut çayırda | teşrinlevvel 937 tarihinden 10 mart 938 tarihine kadar beş ay on gün müddetle koyun otlatmak hakkı müzayvdeye konmuştur. Çayırda yalnız koyun otlıyacaktır. Ve koyun miktarı üç yüzü geçmiyecektir. Müddet hilamında çayırdan çıkarılacaktır. derhal koyunlar Müzayede eksiltme ve artırma kanununa tevfikan Ay şebacı köyü muhtarlık dairesinde açık olarak yapılacaktır. Arttırma günü | temmuz 937 tarihine müsadif perşembe günü saat 14 dedir. İhale tarihinde ihale - bedelinin nısfı peşin ve nısıf diğerinin kânunevvel 937 nihayetinde tediyesi | şarttır Müzayedeye iştirak etmek istiyenler yüzde önbeş pey akçesi olarak müvakkaten 45 zımdır İlân bedeli vesair masraf muüstecire aittir. 4 lira tediye etmeleri lâ- 1 209 Ayşebacı Köyü Muhtarı Balıkesir Askeri Satın Alma Komisyonundan: Kor Merkez Birlik'erinin ihtiyacı için 420 ton ve Kep sütteki kıta için 75 ton odun açık eksi'tlme suretile 29 - Haziran 937 tarihinde 75 ton saat !1 de 420 ton saat 15 de ihale edilecektir. 420 tonun muhammen bedeli 4200 lira muvakkat temimatı 315 lJiradır 75 tonun muhammen | bedeli 750 lira muvakkat teminatı 56 lira 25 kuruştur. İs teklilerin şartnamesini görmek üzere her gün ve adı ge çen gün ve saatte de teminat makbuzlarile — Kolordu Satın Alma Komisyonu Başkanlığına müracaatları 4—1 —215 Balıkesir Askeri Satın Alma Komisyonundan: Kor birliklerinin ihtiyacı için $20 ton linyit meaden kö- mürü açık eksiltme suretile 2 Temmuz 937 cuma gönü sa at 15 de ihalesi yapılacaktır Muhammen bedeli 3900 lira, muvakkat teminatı 292 lira S0 kuruştur. İsteklilerin şart- namesini görmek üzere her gün ve adı geçen gün ve sa- atte de teminat makbuzlarile Kor Satın Alma Komisyonu Başkanlığına müracaatları. olduğu cevabı verilmiş ol- masına mebni ikâmetgâhını değiştirdiği halde haber ver- miyen Ergama köyünden Mehmet oğlu 5318 doğumlu Osmana ceza muhakemeleri usulü kanununun 35 inci maddesi dalâletile hukuku mız, aşlarımız birbirinden o kadar ayrılır ki.. Ovalılar konuşurken âde ta fısıldaşırlar. Halbuki biz, bağıra, bağıra, gürliye, gür liye konuşuruz — HHele şarkı larımızı bir yol dinlesen: «Dağlar aman dumansız» | « Yürük efem dinsizimansız» | kez hey, heye | Diye bir başladık mı vay anam vay. Çam ormanları, — dağ, taş, bangır bangır, inim inim ini ler Ve Zehracığım inim, inim inler.. Hey tapgacına — can adadığım, avradı çifte say gılı dağ köylüleri hey — Ne biçim konuşuyor- sun Fikret . — Gel, suçum — bağışla Zehra Ana dilimle şakıyo- rum. Neyleyem. Köyüm, oca: ğım aklıma geldi.. Coştum . | Coşturur bu Anadolu yolla rı beni coşturur. Alevilerle alâkası olmıyan Çepnilerden Yağcıbedirlilerden, Kara Ke- çililerden baskındır, hey hey- lerimiz. Bıldır. hani bir ay kadar oralara — gi ziye | tamıştım.. Et 4—1 -— 224 usul muhıkemm 123 âncü maddesi mucibin ce ilânen tebliğat »fasına karar verilmiş olduğundan ve duruşması 21 haziran-937 pazartesi saat 14 de talik edilmiş olduğundan keyfiyet ilân olunur. miştim ya, İnan olsun, geri dönerken, bayağı ağlıyasım gelmişli.. Geleceğim — gün köyde doya doya, tarhana çorbası içtim.. Neydi o, bak kaldan geçen gün aldırdığın tarhana, Fare pisliği, pire tozu gibi birşeydi. Bizimki- leri görsen topak topak, yumru yumru, tombul | tombuldur. Hele'büryan,, ke, baplarımız, ağzına lâyık — Nasıl şey o, öyle. — Anamla, İstanbula gel- diğimiz gün kuzuları, oğlak- ları — kasaplarda — çengele asılı görünce bir hal olduk . Bir hâl olduk ki.. — Birgün bir yol düşdü de kasaba uğ- alırken süslü bir. kadınla şık bir. erkek de oradaydı. Erkek “Yarım kilo et, ka> din da iki yüz elli gram kıy- ma tart dimesin mi, orada öyle gülesim geldi ki, ken dimi dışarı zor attım. Ak- şam evde anama gördükle - rimi diyiverince eh, gayı ÜrRE SORÜYOR e Ği