İkınci Kânun 937 “TÜRK FRANSIZ DOSTLUĞU.. lİki memleket arasındaki meselelerin halli bu dostluk bağlarını | birkat daha kuvvetlendirecektir.. La Tribune des Nations Küzetesinde Gerard. Tongas bu başlık altında yazıyor: İki devletin idarecilerinin ve diplomatlarının her fır satta hatırlatmaktan — geri durmadıkları Fransız — Türk dostluğu hakikaten en sağ- lam dostuklardandır. Asırl- ardanberi, kısa inkitalardan sonra daima kendiliğinden tekrar bağlanmış münaseb etlerimizin teselsülü de Fr ansız ve Türk — milletlerinin birbirlerine karşı besledikle: ri derin sempatinin şüphe götürmez bir delilidir. Fra nszlarla Türkler arasındaki yakınlıklar muazzamdır. Ve muhakkak olan — şuduür ki, Fransuz, Türkiyede herhangi bir milletten çok üstün bir teveccühe mazhar bulunm aktadır. Buna kani olmak için Anadoluda bir müddet kalmak kâfidir. Bir Fransı zin karşılaştığı — samimi ve dostça kabul her adımda gö ze çarpar. Maalessef, bütün bu mu- habbet tezahürlerine umu- | miyetle ağır bir kayıtsızlık İa cevap veriyor. Hattâ ek #eriya, bu an'laşılmamış dos Hara karşı hakiki bir nan- körlük gösteriyoruz. İmdi. Fransız Türk münasebetleri Din uğramış olduğu güçlük lerin başlıca sebebi burada dir. Takdirkârlarına — kargı #z gurür, daha az kü seme göstermesi kendi Menfaatine olduğunu Fran- Yânın anlaması zamanı gel Miştir. Atatürk — Türkiyesi Fransız — Türk dostluğunun bağlarını her zamankinden fazla sıklaştırıcıya hazırdır. t hususta, “Tribune deş Nattons, da bazı parçaları di vermiş olduğumuz Üaşv- ekil İsmet İnsönünün nutku atırlansın. Bu sözler büyük ümidlerle dolu değilmidir? Pek yakında, gazetemize ve- Tmiş olduğu mühim beyan atından sonra, Doktor Rüş- tü Aras, İstanbulda bana Memleketinin, Milletler Ce- Miyetinin prensiplerine her Adgi başka bir. memleket Şen fazla sadık kaldığını xÖ çemişti. Şu halde, Fransız Türk ihtilafının — Milletler *Miyeti konseyine arzedil- Ve istemiş olan Türkiy #nin, aynı sulhçu yollardan Montrö zaferini yenilemek İstemiyeceğinden bir an iç in bile şüphelenmiye yer Yoktur. Bununla beraber Türkiye, ransada gene de iyi tanıl Mamış kalmaktadır. Anket Yapmak üzere Türkiyeye gi- M veya orada müşahit ol arak oturan Fransız gazete cilerinin ekserisi hiç bir za- Man bir Türkle konuşmaz lar — Halbuki Türk ente lektüellerinin büyük bir ek teriyeti dilimizi kolaylık'a konuşurlar — Türk ruhunu anlamıya çalışmazlar ve Av Tupa Feci surette hatalı ek- teriya muhayyelelerinin saf akisleri olan reportajlar gö ndermekle — iktifa ©men hemen her gazetec- iyim diyen Türkiye namına #acak İstanbulun Kuzpom- olit mahallesi Perayı tanır Daha iyi malümat sahibi ol- ederler anlar da, Fransadan biraz daha büyük olan bu mem leket hakkında, Anadoluda seri bir demiryolu seyahat inin bırakmış olduğu müp hem ve sathi bir fikir sa hibidirler. Şu halde, bizde hâlâ Türkiyeye ait hususlar hakkında bu kadar az Do oluşumuzda, “bin bir gece masalları, veya Piyerloti ile kümante hâlâ onları ve Klodfarerin romanlarına gö re tasavvur etmekte devam edişimizde hayrete değer bir taraf yoktur Gündelik bası nımızin da, bazı mübalağa landırılmış haberler alınca telâşa düşmeleri ve Sancak dolayısiyle Fransa ile — lür kiye arasında — bir. harbın başlamak üzere olduğunu halka bildirmesi de gene bu yüzden garip sayılmamalı dır. Böyle bir gürültüyü et rafa yaymak Kamâlistlerin eserini ve enların mülhem oldukları fikirleri hiç tam- mamak olur Türk gazeteci- lerinin yuürdseverliği ve mil> liyetçiliği dolayısiyle hidde- te kapılarak Fransaya karşı şiddetli sözler sarfettikleri doğru olsa bile, — Kamâlıst | Türkiyenin dostluğumuza ve sulha dalma derinden bağlı kaldığı daha az muhakkak | değildir. Diğer taraftan ayni Tri bune des natinos gazetesin- de Fransız. bakanlarından Paul - Boncour da, Fransız Türk dostluğunun ta sa fhalarını anlatarak diyor ki: Yeni doğan cumhuriyetle- re karşı daima anlayışsızlık gösteren ve hudut ötesinde söylendiği zaman “Marsey yez, ini inkâr eden cumhu riyetimiz ve mahküm bir re- Jiml sonuna kadar müdafa ada inat eden onun mümet silleri, yükselmekte olan ve biraz hırpalandıktan sonra bugün harp yüzünden küçül müş fakat kendi gayretleri- yle kalkınmış bir memleketi demir — bir elle :dare eden kuvvetlerin sempatilerini ka zanmasını bilmedi er Harp esnasının şöva'yeliği ve, sulh zamanında, Cenev redeki uzun elbirliğimiz bü tün bunları düzeltti. Daha 1933 ün başlangıcında sarih ve şimdiye kadar daima sa yılmış olan bir uzlaşma bu: na âlâmetti. U zamandanberi Ramanya ve Yugoslavya va sıtasiyle Balkan anlaşmasına bağ'anan küçük> anlaşma, Türkiyeyi, kati olarak sulhu ve muahedeleri koruyucu devletler arasına idhal etm- iştir. Montrö, Türkiyenin ve Ka radenizde sahili o'an mem- leketlerin lehine olarak, Tü- rkiyenin bâkimiyetini ihlâl eden. yeni şartlara ve bu mıntakanın hakiki emniye | tine uygun olmiyan hüküm leri sulh yoliyle revize etm ekle bütün bunları tetviç et U, Bu devletler arasındaki Mmünasebetlerde yeni şekille rin parlak bir tezahürü al du. Bugün bu prensiplerden uzak durmak modadır, çün kü sonuna kadar tabik et mek cesaretini gösterememiş olmak yüzünden ekseriya bu & nları akamete sevketmiştir Montrö bundan da fazlasını | yapmıştır: On dokuzüncü asır defalar Avru: zar fında bunca payı harbin eşiğine getirmiş olan ve Çarlık Rasyanın iş sahlariyle İogilterenin bun dan duyduğu endişe yüzün den 1914 harbinin menşei ve inkişafları üzerinde mü essir olmuş olan bir mesele burada alâkalıların hoşnud luğiy'e halledilmiştir Nıhayet Göben ve Bresluv gemilerinin maceraları ha- tırlanırsa, Rusya ile bâlâ muteber olduğunu sandığım ittifakımız dolayısiyle, Fran sa ile müttefikleri bu yüz den, şümulünü müba ağalan dırmıya imkân olmıyan bir avantaj kazanmışlardır. Çü. nkü yeni boğazlar rejimika pıyı Karadenide kapamıya ve Akdenize açmıya mua dildir. İngiltere bu hususta yanıl. mamış ve vakıt kaybetmiş tir. Gerçi, biz, bu dostluğu kaybetmek için bir şey ya- pmış değiliz. Fakat onu ku vvetlendirmek için her şeyi yapmış bulunuyormuyuz? 1933 uzlaşması ancak bir hareket noktası idi M.ntrö Konferansı bir merhaleden başka bir şey değildi. Balkan anlaşmasına Iişti- raki ve onun küçük anlaş ma ile olan irtibatı dolayi siyle, Türkiye kendısini kol lektif emniyet sistemine ba- ğlı görüyordu Hal böyle olunca, 7 mar ttanberi Rende ve temmuz danberi İspanyada geçen hâ- diseler tarafından — gafil av. lanmak istemiyorsak Rus ve küçük an'aşma İttifaklariy'e irtibatlı o arak FHransa ile Türkiye sında bir. karşı lıklı yardım paktı yapılması ve bu anlaşmaların süratle tasrih ecilmesi ve birleştiril- mesi icabederdi. Biliyorum ki Türkiye bu na hazırdı. Bugün de öyle midir tamenni edelim. Şu son günlerde fena şekiller alacak gib görünmüş olan bir müzakereyi genişletmek suretiyle belki bir bal şekli bulunmuş o'ur. Descartes, — güç'üklerden her birinin daha iyi hallet mek için kabil o'duğu ka: dar küçük cüzülere bölme- yi tavsiye etmekle yanılmı yordu. Bu, tahlilde olduğu gibi fikirler sahasında da mute berdir. Fakat ekseriya dip lomasi ve aksiyon hususun da müteber değildir. Ekse. riya hususi bir ihtılâfın ha li heyeti umumiye için bir hal şekli bulunamadığı için götürümleşir. Nasıl İogiliz — İtalyan an- laşması Fasta ve İspanyada bizi alâkadar eden mesele leri halletmiş deği'se, yalnız İskenderun noktasında Tür kiye ile başbaşa — kalmak, bu ihtilâfla birlikte her za mandan daha mübim olan hukuki ve fili münasebetle vi halletmiyecektir. Ve bel ki bunlar halledilmiş olsay. L aa dı, İskenderun mese'esi de halledilmiş olurdu Eğer insan, gazetelerde İskenderun me- | selesi hakkında yapılan ne. Türkiye arasında hemen zuhur ede | bazı kardeş şriyata göz atarsa, ile Fransa bir harp zuhür ceğini — ve İngilterenin bu harpta Fransanın yardımına geleceğini ve bütün Millet- ler Cemiyetinde. olursa olsun, Fransa fina ki cağını edebilir — Bazı arkadaşlar, İskenderun meselesini, İspa nya meselesi kadar hüyüt mekte ve İskenderun mese- lesinin İspanya tehlikesinden aşağı olmadığını iddia et mektedir. Niçin bu kadar heyecan ve bu kadar asa biyeti — biz, bu meselenin Türk — görüp ile Fransiz görüşü arasında bir anlaş mazlıktan — ibaret olup ve | bu anlaşmazlığın ıılıldenı mevcut olduğu kanaatinde- yiz. Nasıl inanılır ki, Türkiye, ikinci derecede addedilen İskenderun — meselesi için, | harbe doğru yürüyecektir? | ve hangi gaye ije Türkiye *Suriye dostluğunun — ve ivi komşuluğunun — gömülmüş olduğu fikri bir kin şeklin de ortaya atılıyor.? Nevvs Chronicle gazetesi diyoğ idi ki: “Türkiye hükü- meti harbtanberi, bazı dev- netice ne | tara tahmin letlerin tutmuş oldukları yo lan aksine olarak. - dostça hareket etmiştir. Bu böyle olunca, kazanılmış — bir iyi nam ve şöhretin. sırf İsken derun uğruna feda edilece ğine inanmak — güçtür., Bu gazete, çok isabet etmiştir Biz de, İngiliz gazetesiyle aynı fikirdeyiz. Çünkü bo ğazların tahkini meselesini maharet ve dürütlükle hal letmiş olan Türkiye, İsken- derun işini harbla hallede- | met Türkiye hbakkında çı karılan şaylalar ve yapılan Kürültüler faydasızdır. Föy le işlerde soğuk kanlılık lâ | zımdır, ve bu mesele ancak soğuk kanlılıkla hallo'una- bilir şimdi esaş meseleye gelelim; Türkiye ile Fransa arasın- da müzakerelet yapılırken Fransa bunları Milletler Ce miyeline — havale etmekle büyük Bbir hatada bulun muştür. Çünkü bu mesele nin Milletler cemiyetine ha- vale edilmesi, garazkârlara fırsat verir ve anlaşmazlık çevresi de genişlenebilir. Bu mesele ancak, Fransa ile Suriye arasınd, doğrudan doğruya halledilebilirdi. Za ten Fransız — gazeteleri de Fransız hükümetinin bu ha- reket tarzını lerdi beğenmemiş Fransız basını, türk dostluğunun — ehemmiyetini kaydetmiş, milletler cemiye- tine tevdi edilmeden evvel, bu meselenin doğrudan döğ ruya Türkiye ile halledil- meden evvel, bu meselenin doğrudan doğruya Türkiye ile — halledilmesinde — israr etmiştir. Zaten Türk Delegasyonu, — bitaraf bir komisyonun İskenderun sa | Madridin dün öğleden 60- | ortaya atılmıştır. Hükümet AA PŞ ”— “TORKDLLREK TTT TTT CC TU TT İspanyadaki çarpışmalar: Kuvvetleri Bitgin Bir Hale mi Geldi 'Kızıllar üç bın ölü, yedı bin yaralı verdi. Madrit te- krar bombardıman edildi, Londra, 26 (Radyo) Madritde havalar fenadır. Hükünet kuvvetleri süküt etmektedir. Asiler bu sükü tu Kızılların bitgin bir hale gelmesi şeklinde tefsir et- Esirler. hükümet zayiflediğini mektedir kuvvetlerinin söylemişlerdir. Üç gün içinde hükümet kuvvetleri üç bin ölü, yedi bin yaralı vermişlerdir. Madsit, 25 ( Radyo) — Bombardıman saat 1:40 da durmuş bir saat devam et miştir. Bu bombardıman Cu ma günkünden daha az tah ribat yapmıştır. Halk soğuk kanlılığını muhafaza etmiş tir. Milisler halkın bombardı- mandan müteessir olmamaları, için geçilecek kaldırımları göstermişlerdir. Madrid, 26 (A.A.) — nraki bombardımanı netice- sinece 9 kişi — ölmüş ve 30 kışi yaralanmıştır. Madrid, <6 (A.A.) — Bu gün sabık kral 13 ünü Al. fonsun isim günü — olması dalayısi'e Madıid şehbri mu hasematın bidayetindenberi görülmemiş bir şiddetle bo- | mbardıman edilmiştir | Londra 26 (AA) — Ek- seriyeşle şimalden gelen ye- ni bir İngiliz gönülü kafi lesi hükümet kuvvetleri ye nında harp etmek — için İs- panyaya gitmek üzere Fal keztounan hareket etmişlir. Bunlar liman polisinin ihta- ratına rağmen — Parise git- mekte ve bu yolculuk - için de hafta tatili münasebeti:e gidiıp gelme bileti almakta- dır. Cebelüttarık, 26 (Radyo) — Malagadan — alınan son bir habere göre âsi kuvvet ler, Malagaya gelmişlerdir. General Kepo dö Liyano buralara kadar harp ede. rek gelmiş ve birçok esir, ncağına gönderilmesini iste diği zaman, bu — isteği ilk kabul eden Fransa olmuş tur Fraosa her - halde, an: sızın yapılmış bir teklif ka- rşısında bulunmamıştır. Ve yalmz Türk delegelerile uy: uştuktan sonra bu mesele Bundan daha garip bir şey de var dir. Fransanın Milletler Ce miyetindeki nüluzu malüm dur Fransa, müzakerelerin on sekiz ikinci kânun tari hine bırakılmasıne muvafa- katini Türkiyenin Paris büyük elçisinden — istemiştır. münasebetle petit Bu parislen gazetesi diyor idi ki: *Fran. | sız hükümeti, Türkiye bü- yük — elçiliğine başvurarak konsey toplantısının 18 iki nci kânuna kadar tehiri hu sunda milletler cemiyetl se kreterliği nezdinde teşebbüs te bulunması için bay Sua mühimmat ve silâh almıştır. Madrid cephesinde henüz bir hareket olmamakla be raber şebhir ateş altında bu Tanmaktadır, Londra, 28 (Radyo) — Lord Rotrmer Deyli Meyl gazetesinde bir makale neşr | ve İngilterenin İspanya sl- yasetini tenkit etmiştir. Loard bu makalede: “Bu yanlış siyaset yüzün den Portekiz — dostluğunu kaybedeceğiz. Portekiz do- stluğu İngiltere — için çok kıymetli lâzımdır. *Bir harb ihtimalinde Po- rtekizin Ajor — adalarından istifade edecek bir. düşman bize çok zarar verecektir.. demiştir. Alıla, 25(Radyo) — Ma- drit cephesinde hava çok Ffenadır. Onun için sükünet vardır. Âsiler, bu süküneti hükümet kuvuetlerinin mu- kabele edemiyecek vaziyet- te olduğuna hükmediyorlar, Âsiler, beynelmilel müf- rezenin eridiğini — söylemiş- lerdir. Salamanktan verilen haberlere göre Kızıllardan son haftada 3000 — ölü ve TU00 yaralı vardır. Berlin, 26 (Radyo) — Gö | nüllülerin İspanyaya gönde- rilmesi hasebile İngilterenin diği 9 Kânunsani — tarihli notaşının — cevabını. bugün Berlin İngiliz seferi Sir Erik Fipse verilmiştir. Rama. 26 (Radyo) — Ko- nt Cıyono, 9 tarihli ingiliz notası cevabını İngilterenin Roma sefarethanesine — ver- miştir. Bn nota yarın neş- redilecektir. Alman notası da İtalyan notası gibi kontrol ve İspan- yada bulunan — gönüllüler hakkında bazı itirazları hâ. vidir. Paris, 26 (Radyo) — Kabi ne bu akşam toplanacak ve Almanya ile İtalyanın 9 kâ. nuasani tarıhli İngiliz 'nota: sına verdikleri cevapları tet kik edecektir. Berlin, 26 (A.A) Ök renildiğine — göre — İngilte- renin İıpınyı işlerine mü dahale edilmemesi hakkın- daki notasına karşı Alman- ya tarafından kaleme alın- mış olan cevap bugün öğle vakti ingiliz sefarethanesine tevdi edilmiştir. İyi bir membadan bildiri, Idiğine göre bu notanın mu hteyiyatı ilk Alman notası- nınkine uygundur. Hatırlar dadır ki, Almanya bu bir- nci notasında İngiltere tera fından ortaya atılmış olan suallere nisbet o'arak cevap vermiş idi. Binaenaleyh yeni notanın İspanya işlerine karışmamağı MiÜrssir surette ziman altına almağa dağru elde edilmiş yeni bir terakki teşkil ede. | ceği Farzolunabilir. Alman cevabının İtalya ddan ricada bulunulmuştur. Şimdi biz Tbrkiyeden bu (Sonu 4 üncü sayfada ) hükümetin ile mutabık ka lındıktan sosra tanzim edil miş olan metin yarım neş redilecektir.