Birinci -Kânım 31 «Ulus» un dil yazılarından TÜRK DİLİ | a ila indo - Öropgan ve Semitik diller arasında mukayese | DES'R Pu kelimenin etimolojisini ararken Fransızca Larousee Lâtince “desiderro, ya gö nderiyor. Dictinnaire etymo logipue de la langue latineb () de, “desidero,, nun kar şısında “consideroya bak de nilmektedir. nihayet dero|£| bizi osidus» kelime $İine müracaat ettiriyor. |'u son kelimenin — Güneş Dil Teorisine nazaran derhal etimolojik şeklini bulup on- dan manasını çıcaralım: () IZ) aI lal [ığ H is- id4- üs) () İğ; Ana köktür Faş hea anlamları: consi JA| Güneş güneşin parlak | Lığız (8) Ateş sıcaklık,,tır. 121 İs Ana kök anlamla- nlarımı endinde tecelli ettiren öbjeyi gösterir. Bu |. 4 kelimenin esi şeklinde | -- &| Geyl DAkl. | Ah İ idi Türk dilinin en eski lehçe- lerinide (3) yerind: bu işa ret ettiğimiz konsonlar bu- lunurdu. Bu orijinin göste receğib. 13) İd: |.4- d). ektir. Ya picilik, yaptırıcılık. yapılmış olmaklık mefhumlariyle âmil ve falil rolünü oynar. Bura- da delâlet ettiği mefhum ana kök anlamlarını kendinde tecelli ettiren öbjenin (üs) #ahasında bulunduğunu gös termektedir. (a) Üs: D-ks| ektir. Oldu- kça uzak ve geniş bir saha- yı ve o gahadaki obje veya objeleri ve yahut panseyi Rösterir. Üğ ie-Hid-üs — iğisi- düs) ve son morfolojik ve fonetik şekliy'e “sidüs, ana kökün (A) anlamiyle uzak. larda parlak bir objeyi ve- ya objeleri yani bir yıldızı veya yıldız'ar manzumesini işaret eder; ana kökün |(B| anlamiyle, ateşin genisliğini taşkın iğinı gösterir. Eğer bu anlamı bir insa- nda bir öbje hakkında me veut olarak tasavvur tema yülünü şiddetli ve ateşli ar zusunu — göstermiş ki buna Türkçede derler. oluruz “istek, "— | tir *İstek,, zelimesi ile * si- düs, kelimesinin etimolojik orijini birdir Onlası altalta yazelım: D1 121 131 (a) Sidüs: (iğSisid--üs| İstek: JiğA-is-kitA-ek) Bu iki kelimede (I| in- cinin son ekindeki (e| kon sonunun Türkçede (k| dahi olabileceği nazarı dikkatte tutulunca İzira bu unsurar birbirinin aynıdır| kelimele rin manaları da tamamiy- le bir olduğu meydana çı- kar. Not: 1 *Sidüs, 'üstek,. kelimelerinin Yaku tçada şu şekilleri I İsteğ (3) ilk manası istemek demek “tottörü testeğ — geri istemek, ll — Kelimenin Yakutça da diğer şekli de (4| dir. Bunun şeklini yazelim: ğ -keğ H et eği Yukarıda işaret etmiştik ki fs) () ve onun kategori stnden olan diğer konsonlar ve vardır. Kelimenin | HHertek| | etimolojik yerine gelebilir. Bu sebepten dolayı burada İs| yerine (ğ) bulunmuş olnyor Uğ eğ-bet-beğ— iğeğe- teğl: Kelimedeki ikinci (ö| ve ondan senra gelen (ej vokali, Türk dili fonetiği icabı o'arak, kendinden so nraki koesonla tebadü! miş ve ana kökün İğ| sı rak kelime |(iğette T olmuştur. Manası “şiddetle istemek,, demektir. “İddia,, kelimesi da bu ası; İdan olup manası — şiddetle bir şevin üzerinde durmak, onu istemek demektir. Not: 2 Şimdi lâtince İsidus|) sözünü “Distionusire Lâtin Francats (5) adlı lü gatteki manalarına — baka h: 1 — Astre |Semavi ecr- am| 2 Etolle (Yıldız) 3 — Constellation (Yıl dızlar manzumesi| 4 — Signe celeste mavi İşaret|. 3) ve |4) Pekarski: Yakul Dili Lügati | (5) Dieltonnalire — Latin Fran çats, Önleherat Dave tay el Chatelin s. 1269 et (Se ll EV K, l'“[fll Alll ULUSAL ROMAN: »: :6 ’ i YAZAN: MUAMMER GÖZALAN iKiNCi BÖLÜM Kalbimi sana — verdiğimi zannediyordum Meğer bir se- nedir kendimi aldatmışım Gidiyorum beni af et. Leylâ,, Bir deha. bir daha oku du sonra gözleri nin karardığını — dizlerinin titrediğini hissetti beyninde bir sürü kilise çanlarının acı sesini duyar gibi — oldu hiç bir şey söylemeden olduğu yere yığıldı kaldı. Havanları ahıra bağlama: kla meşhul olan Mehmet yo- hemen yokarı fırlamışlı Efe ndisini — merdiven başında boylu boyuna uzanmış görü nce zavallı sadık - nefer ne | yapacağını şaşırdı. Komşula ra haber verse belki efendi sini kızdırırdı. En eyisi onu ke-| ndisi ayıltmağa karar verdi. Doktoru kucaklayarak bir kanepenin üstüne yatırdı İs'ak bezlerle — yüzünü ve bi eklerini uğuşturmağa baş- ladı O biraz sonra Cemil gözlerini açdı. Mehmedin yardımile bitişik odaya geç- karidaki gürültüyü — işitince ! di Odada bir müddet derin lltimae | nonstellatiön, | ye almağa muvaffak oldum TÜRKDİLİ Planete |Seyyare)|. L Astre des nuits, 6 < |a İvne (Ay)| V.s | Ke'imenin e la “Etymologie langue latine,, dek | izahını gözden — geçirirsek etolle formant une figure, sözlerinden | gonra — bazı — araştırma'ar yapıldığımı ve izabın şu sa- | tırlarla biltiğini görüyoruz | Memesi lon arrıve a en ma- ntrerla gue Je rakprochement avec groupe lit “Sividu, siyideti (briller) est sans grand inte ret Terme techipue — dont letymologit est — incertai ne,, “Sidus,, kelimesinin, ge rek lâtin lügatinden aldığı- miz manalarında, — gerek etimolojisini izaha çalışan salırlarda, doğrudan doğru possibilite phoneti | ya |desir) anlamını ifade et tiği görülmüştür. (Desir| kelimesi şekil iti bariyle “sidus,, tan ziyade Yakut Lehçesindeki |ieties| |I8) kelimesine bağlıdır. Bu | | kelimenin etimolojik şekli | de |desir) kelimesinin esi molojik şeklini altalta yaza h: a) İ2) 131 4) İ lettes: (iğ - eğ &- ed < &--| Desir e |- ir| (H) idcinin son — süfikisi hariç olmak üzere kelime- | leri tamamiyle birbirinin ay mıdır (I| inci kelimede (2) inci ek kendinden sodra ge- Tan konsonla tebadül etmiş tir. (iğ H eğ H ed 4 (I| inçi kelimede ana k- ök ve ondan sonraki afiks | kaynaşarak düşmüş bulunu yor Her iki kelimenin ma- naşı şiddetle musallat olarak istemek demektir. (H inci kelimedeki — sön süfiks |r) bilindiği gibi ma nayı tesbit eder ve takar ettirir. “İettesen bu ere ilim — üzerinde düşerek istiye isti I7i Not 3 — İstek kelimesi nin anlamını yukarda gör- dük. Bu kelime ile “iştiha, “iştiyak, sözlerinin etimolo- jilerini altalta yazalım, DD İ2) 31 lap İsi İstek: Jiğ S- is Hit A ek | dusunun sabık | Fransaya - yerleşmek | an'amda. | nun bir obje veya süje (6) Pekarski: Yahu! dili lüğati (7) Pekarki: Yahul dili ı lüğati bir sessizlik oldu. Bir aralık doktor: — Hanife gelmiş mi? Di ye sordu. —Bir bakayım efendim. - Gelmilse bana gönder Sonra bak. dışarda bir kâat parçası olacak onu da - bol bana getir. Peki efendim Mehmet Leylânın mektu- bunu Cemile getirdi: Hanife gelmişti. Mehmedi | görünce: — Geldiniz mi? diye sor du — Geldik. Beyefendi de geldi mi? — Geldik diyorumya Bey nerde? Yokarda, Seni isti yor. Hanım yanında mı! Sen daha eyisini bilir- O da ne demek? Kayın babasına — varan kadın Fransız evlenme kanunla rının tuhaflıkları ötedenberi birçok fevkalâdeliklere se bep olmaktaydı Son - yıllar | tuhafı şehrinde oturmakta olan genç bir İn giliz kadınının başına gel miştir. Yakın zamana kadar bu kadın kendisini Fransız or içinde bunların en Fransanın Roubai Gilyom Rauun S1 saniyordü. umumi harp esnasında Fra nsada İngiliz ordusunun ha | gta bakıcısı o'arak hizmet ettiği sıralarda bu zabitle tanışmıştı Bugün ise, sevdiği ada mın değil, fakat onun ba- basının karısı olduğunu an- İyarak şaşakalmıştır Kadın üzere geldikten bir sene sonra bu baba ölmüştü. Fransada doğum, evlenme ve ölüm gibi sicil vukuatının ! kayıtları sadece nüfus kâ İştiba:lığ &- iş —it - ih * ağ| İştiyak: (iğ —- iş iy X ak| it Bu üç kelimede ana kök | ler tamamen birbirinin ay- nıdır; (?)tincı ek aynı kate- göriden |s ç| tebadülü — ile (3) üncü ek tamamen — ve (4) üncü ve (5) inci — eklet aynı kategoriden konsonla rin tebadü'ü ile birbirinin aynıdırlar. *“İstek, kelimesi, “arzu, ifade eder Halbuki “iştihağ,, “işti- yak, sözlerinin son — ekleri olan “ağ,, ve “ak, morfem leri. bu umumi olan ve 'lıııu. ile alâkasını gösterir — “İştihağ, bir şeye taalluk eden istek “ıştiyak,, bir kimseye taalluk eden istektir Not 4 tiha, Arapçada karşısında *eliş “arzu et- mek istek, sözlerini görürüz “Eliş'iyak, sözünün — karşı sında da “arzument diye yazılıdır (8| Bu anla- yışta kelimelerin Türkçe o rijinlerinin son eklerinin ke limelerin mefhmuna ilâve ettiği mana nüanları yok tur. (8) Ahlerit kebir Fazla lâfa lözum yok. yukarı çık, bey seni - bekli yor. Hanife dudaklarını kıvır- arak yukarı çıktı Cemil onu bekliyordu. Odaya girdiğini görünce: — Nerdeydin? Diye sordu. — Biraz komşuya gitmiş tim, — Hanım nerde? — Hangi hanım? — Kaçtane hanım var! Leylâyı soruyorum. Leylâ hanım beraber değil mi? — Hayır. — Nasıl olur? — Haydi ne biliyorsan an- lat — Fazla birşey bildiğim yok Sizin gittiğiniz gün bir bey geldi. Arkasında asker elbisesi vardı, ismi Selim bey imiş. Sizin arkadaşınız: Sizi sordu. Köye - gittiğinizi söyledim sonra hanımı gör sizinle zabitlerinde | meşru karı | Kadıncağız ! umümi | olmak | gıtlarının kayıtları _.ııdeı'.e nı“ıfuı kâğıtlarına bal | kopya etmek suretiyle ya- pılır; hâdise katiyen tahkik edilmez. İşte İngiliz kadının düştüğü garip vaziyet de bu yüzden ileri gelmektedir. Kadının kocası ile kayın babası ayni adı. taşımakta ve ayni yerde doğmuş bulu- nmaktaydılar, aralarındaki | yegâne fark doğum tarihiy di Kayın baba evlenme me rasiminde şahit sıfatiyle be lediye reisinin karşısına çık- mış ve deftere de o sıfatla imza etmişti, sonra evlenme kâtibi hâdiseyi bu defterden nüfus kütüğüne keçirirken şahidin adını yanlışlıkla ko | caya mahsus haneye kopya etmiştir. Bunun neticesinde de Mis , Lesliç kendisini genç Gilyom| ©" Rau un karısı sanırken ha- kikalte şru karısı olduğunu anlamış- tır. Fransız kanunlarının bu hususta gayet sıkı davran kadın temyiz mahkemesine müraca “at etmedikçe yanlışlığı dü | zeltemiyecektir. Çünkü, Fra nsada nüfus kayıtlarının ya nlışları ancak temyiz mah- | kemesinin karariyle düzel- tilebilir. BUGECE Sağlık Eczahanesi Nöbetçidir. YERTİK ASN ; Neşriyat: ihtiyar Rauun me- masına göre zaval'ı Yeni & Yeni Adamın 2 inci yıl nus | hası olan 194 üncü sayısı çıktı. Dikkate değer bir çok yazılar arasında İsmail Ha | tehlikeler, Caminin saiyasa acunu mağdeleine Pazın ka- dın ve çocuk düşürme yazı |arını okuyunuz | daha satın almak için | maslarda bulunmaktadır. Bu Vılâytl krasında ilkbahasdan iti- haren muntazam - posta tayyareleri işleyecek. Öğrendiğimize göre hükü met dört posta — tayyaresi te- tayyareler ilkbaharda tertip edi'ecek olan Şark ve Ce nup vilâyetleri hava posta- larına tahsis edilecektir. An karadan — başlıyarak Garp vilâyetlerine yapı'acak hava postalarını şimdi elde bulu nan tayyareler yapacaktır, Hava postalarının merkezi Ankarada olacak ve ora da bütün memlekete dağılacak Şimdiye kadar kısmen askeri idarenin yardımlarile yapılan hava seferleri — için Bayındırlık Bakanlığına bağ h olarak bir sivil tayyare- cilik teşkilâtı yapılmaktadır. Bu teşkilâta mensup olan- lar için bir üniforma da ka- bul edilecektir. Hava — seferleri bilhassa şimendifer bulunmuyan Şa- rk ve Cenup şehirlerile ih- tiyaç çok olan Garp şehirle rine doğru yapılacaktır. Ha- va postolarında yolcu ücret- lerl şimendifer ücretlerinden fazla farklı olmıyacaktır. Habesler Harbi Kazanıyor. (Baştarafı birinci sayfada) * mesi, * 3 — Devletlerin Habeşle> tanı hükümranlık hukukunu halz bir devlet olarak tanı- maları, 4& — Hıbeılııın ile İtal- yan müstemlekeleri arasında ki hududun — Milletler cemi- yeti tarafından tayin edile- cek beynelmilel bir komite ce tesbiti, 5 Habeşistan Finansal ve idari meselelerde ecnebi tavsiye ve müzakerelerini kabule amadedir. Ancak İtalyan memur kabul ede.- | mez. kkının Gençler için büyük | Royterin muhabiri, Habe şistanın bazı — şerait altında tazminattan vazgeçmiye amade ise de diğer nokta- Değeri 10 kuruştur istedi hanıma haber verdim. Oturdular konuştu lar sonra bu bey bir aralık evden çıkar gibi oldu. Tam giderken hanım yukarıdan setlendi. Arkadaşınız tekrar döndü ondan sonra hanım beni çağırıp: -Cemil arkadaşı ile haber göndermiş beni de yanına al dırtıyor. Biz gelinciye kadar sakın evi yalnız bırakma di- ye tenbih etti sonra bu be yle çıkıp gittiler, Pekala, Çık Hanife dışarı çıktı m erdi ven başında Mehmetle kar- pılaştılar. Mehmet — herşeyi dinlemişti. Hanife dışarı çı kınca parmaklarını dudakl- arına götürerek susxmasını işaret etti her ikiside mutfağa indiler. Hanife sordu: Ne oluyor Allah aşkına| |. — Ben de bilmiyorum An: Taşılan hanım kaçmış olacak, mek Bu sırsda yukarıdan dokto lardan ısrar edeceğini zan- nediyor. rün sesi işitildi. - Mehmet .. — Geliyorum beyim Mehmet bir solukta yukr fırladı, y Doktor odanın içinde * ziniyordu. Mehmet içer rince onun karşısına le ğ — Mehmet akşam !, — İstanbula iniyorum y ü ni eyi dinle sana kıyo:ııııı evelâ Hi hl lığını verir Sonra yarın v — Fu işleri sonra gelip bulursun.. Hayır, lami uırıııı oleliı— bahçesinin kır ıoı-ıuı ılıııl