Birinci Kânun 22 TÜRKDİLİ TARIM EUHİİŞHH[Hı " ııdıııııııııııııııııı | '*Şkonomi İlminin Münasebetleri Bundan eve'ki yazımızda ekonomi ilminin diğer ilim lerle olan münasebatından bahsedileceğini — yazmıştık. Ekonomi ilminin en sıkı münasebeti ablâkladır. Ah- İâki, terbiye içtimalyesi yü- | ksek olan bir millet ekono- mi alanında da yükselir. Çü- nkü ahlâk insanlara vazile fikrini — ödev güdgesini — dürüst hareketi emreder. Ahlâk pek çok hallerde de ekonomiye rehber olmuştur Ekonominin ahlâkla olan sıki alâkası kadarla hukuk larda yardır: Zira ekonomi ile hukuk esasları - birdir: Her ikisi de hürriyet, mesuli yet, mülkiyet eşaslarına da yanmıştır. Pek çok ahvalde ahlâkın ekonomiye rehber olduğu gibi hukuk da ekon- eminin rehver ve muavini olur. Çok defalar hukuki me selelerde hukuk ulâmasının hatasını düzelten ekonomi olmuştur. Ekonominin tarih ve cografiya — ilimlerile de münasebeti sıkıdır. Ekono Mi zaman zaman tarihtep pek çok istifadeler etmiştir. Milletlerin yükve'iş ve felâ kete düşme'erinde ekonomi- Bin mühim bir etkisi oldu- ğunu tarih bize göstermiş- tir. Aym zamında da ekon ©ominin tarihi vukuat'ar üz. erinde de mühim etkisi va- rdır. Malüm olduğu pek çok harpleri ekonomi tesirler doğurmuştur. Üzere Ekonominin cugrafiya ile olan münasebeti de, cugrafi- yanın İklim ve tabil duru. Mua servetin istihsali üzeri- ne olan tesirini — milletlerin bulundukları mahallerin bu tecim ve endüstiri noktai Bazarından ehemmiyetini göstermesindedir. İşte bu se bepten ekonominin cugrafi yayı iktisadi ile münasebeti pok'tüğlatdir. Eksbominin yukarıdanberi sayageldiği miz bu münasebetlerinden ziyade münasebeti olan bir ilim varsa o da ihsaiyat (is tatistik) — ilmidir. — İstatistik hepimizin bildiği vecihi üz era esaslı bir ilmidir. — İst (ıı j ışarda Dışarda Türkiye: Modern Türkiye Yeni Türkiye yenilemek yolunda her bakı- mdan hayranlığa değer olan | cehitler yapmaktadır. Atatür| rkün devlet idaresi başına geçmesindenberi memlekelte vapılmış olan müteaddit de- vrimler Osmanlıların — eski | imparatorluğunun veçhesini tamamen değiştirmiştir Türkiyenin devrimcilerin bilhassa canla başla — itina ettikleri cihet, bem cezri ve azimkâr bir surette hem de mazi ve tarihi geçmişe asla müsamaha etmeksizin, memleketlerin medeni me- mleket'er camiasınn sok mak oldu. Kendilerine, uluslarını modern kılmak gibi bir ga- ye vazetmiş olanların uyan ik gözünden hiç — bir şey kaçmamıştır. Kıtamızın - dillere destan olmuş olan hasta adamı ye- ni kuvvetler iktisabeti belini doğrulttu ve şimdide tamus sıhha bir adamın sağlam yü rüyüşü ile yürümektedir. hayatını l Atatürkün devrimleri ulu> sunun bütün sosyal . fes ile kadın'nrın romantik örtüsü- nün ilgasından tutun da ta Türk dilinin — değişmesine varıncıya kadar şahit oldu- ğumuz şeyler bütün dünya. nn meftuniyetini kazanmış olan bir memleketin yenile- | şmesine delâlet etmektedir Fazla olarak Türk u usu Av tistik ilmini tarif etmek İâ zını gelirse kısaca (İstatistik sayılma kabiliyeti olan içti- mai hâdiseleri bir surette taplıyan ve bun- ları addeden ifade eden bir muntazam ilimdir) demek daoğru olur. ;” İstatistik bize geçmiş ile | diklerimizi rupa güveninin tahkimi bhu- susunda çok kıymetli yardı mini vermekten de geri dü rmmamıştır. Yeni Türkiyenin Avrupada ancak yardır. Güttüğü uslu akı'lı ve hakimane siyasa, kendi- sine bütün memleketlerin ve bütün hükümetlerin sempa- tisini temin etmiştir Tahrir büromuza — gelen La Turguie Kamâliste, ad- h mecmua yukarıda söyle tamamen teyid etmektedir. Gerçi Türk ba- sınının — genel emua, resmiğ bir dır; bununle beraber onun değerini bir bile azaltmamaktadır. mecmua sıfat Yabancıyı Türkiye hakkın-, da malümatlandırmaya ma- tuf olan bu mecmua, gaye- dost'arı | direktörlüğü | ümeyi kontrol eden bu gu- tarafından çıkarılan bu me | x | az olsun | yahut cüce yapmakta cinsi- 600000000000 — Şundan bundan | sine tamamen cevap verme- | | mütehassıslar sinir hastalık- | ları için dünyanın en büyük ktedir. Bu mecmuada sanata, ta- rihe, ziraate ve sanayle ta- hsis edilmiş betkeler buluyo ruz. Hattâ burada Türk pa- ysagelarının hakki dahi unu tulmamıştir Diğer taraftan Türk sa naylinin de memleketin artık dışarıya ve yabancıya muh- taç olmamasını — bihakkın çalıştığını ilâve edersek va- ziyeti daha tam olarak ifa- de etmiş oluruz. 'Vücudun en mühim yud- (£ Küçük, adeta nohut bü- yüklüğünde bir güddeyi te tkik etmek üzere on yedi ülkeden bilgin ve mütehas- sıslar Londrada - toplartılar yapmaktadırlar. Bu günde beynin altında ve kafa tası tarafından her türlü zedelenmeye karşı ko: runmaktadır. Bu kadar küçük olmasına rağmen o, bütün vücudu müzün en mühim guddesi olarak tanınmaktadır. Büy ddeyi “Balgam guddesi, adı verilmektedir. Bu güdde insanı dev gibi yeti tayin etmektedir Daha doğrusu vücudun bütün gu- | ddelerini idare altında tutan kraldır. Yüz kişiden ibaret olan tedavi ve tetkik merkezi olan Londranın u usal tahanesinde konferanslar ver- mekte, uzun uzun münaka- şalar yapmaktadır. Esrare- | ngiz güuddenin ne vakit ve e için bozulduğunu tetkik etmektedirler Hint prensleri — tayareye merak sardırdılar Tayare merakı şimdi bü tün Hindistan prenslerini Yeni Türkiye hakikaten | âdeta çılgın'ık derecesinde yeni bir ritm ve âhenk içer. sinde yaşıyor ve çalışıyor. Müftülükter CİNSİ Buğday Arpa 55-60 Randıman Un 70 Randıman Un 80 Randıman Un Kuru Üzüm Hurma Kenlimizin geçerine gö re bit sene sadakaifitre | kiymeli yukarda gösteri lmiştir.Fitre ve zekâtın halihazır arasındaki farkları ilerleme ve duraklama de recelerini an'atan bir ilim olduğu gibi o memleket erin genel sağlığının her kısmın da gelmiş geçmiş zar anlar: da ne gibi birer durum vü- cude gelmiş olduğunu — göt- teren esaslı bir bilgidir. Hulâsa ekoenomi alanın- | da yükselmek istiyen mil | letler — istatistiklerinede bü yük bir önem vermekle mu- valfak olabilirler SUSIĞIRLIK N. Perk ALEV KAMÇILARI ULUSAL ROMAN: N: 33 YAZAN: MUAMMER GÖZALAN iKiNCi BÖLÜM tireni kovalıyor ve — onların | arkasından yetişerek Leylâ nın gözlerine ve oradan ka Ibinin en gizli yerlerine ka dar giriyordu Ürperdi, başın! kocasının omuzuna koydu Yavaşca fısıldadı: - Cemil üşüdüm içeri gi re'im t İldupinzarindaki ulak ev lerine yerleşdiler. Günler ge çtikçe Leylânın Selime kar şı olan sevgisi küllenmek is tidadını gösterdi ve nihayet küllendi. Bir zaman olduki Le- | geç vakte kadar baş ylâ bu çok kısa tesadüfün bir rüya olduğuna ihtimal verir gibi oldu. Bütün mev- cudiyetini kocasına hasret mişti. Bütün düşüncesi yal- nız onu sevmekten ibaretti. Doktor gündüzleri işleriyle uğraşıyor, karı koca başa bir birlerine sevgi'lerini fısı İdiyorlardı. Tatil günlerinde ekseriya |Çarka| giderlerdi Leylâ burasını pek — severdi Bu kaynaşan — köpüren ve taşan sularda kendisine ya- bancı gelmiyen bir - hırçın- gece | | yardumuzun Hava kuvve tlerini arlırmağa çalışan Hava Kurumuna verilme Si ——— hk, bir coşkunluk sezerdi. Karı koca yan yana çi menlerin Üstüne otururlar, ayak'arının ucunda büyük gürültülerle akan suya ba karlardı. Cemil ona sorardı: - Ne düşünüyorsun? Hiç. Yok, her halde bir şey düşünüyorsun. İnsicamı olmıyan şeyler, parça parça fikirler mese'â suyün akışı, şu — gıcırdıyan dolapların gürültüsü. Kala mış buradaki ev.. Nasıl anla- tayım? Daha bir çok fikir ler, kafamın içinde bir biri- ni kovalıyor. — Mesutsun değil mi? — Mesut olmamak için ne nebep var ? Ev işleriyle Leylâ uğra şıyordu. Adapazarına geldiği gün den beri yemek pişirmesini sarmış bulunmaktadır. Mih raceler en lüks tayareleri ısmarlamak için İngiltereye etek dolusu para gönderm- e. / ektedirler Patiala mihracesi geçenl erde bizim paramızla 750009 | liralık bir tayare vermiştir. Bu distanın en hızlı giden ta yaresi olacağı gibi hava po- siparişi | stalarında bu kadar iüks bir gemi bulunmıyacaktır. Ge- minin kompartımanları ara- sıfdaki duvarlardan ses sız- mayvacak, dahili tezyinatı İngilterenin en usta san;şat- | kârları tarafından yapılaca- | | ktır. Tayare teslim edilir edi lmez mihrace bütün Hindi - standa bir hava seyahetine | Çıkacaktır. iylce öğrenmişti. Derbentli bir kadın ona yardım edi- | yordu Bu suretle tam bir sene geçdi. Bu bir sene bir (Çark| su- yu gibi değil tıpkı sazlı bir dere gibi akışı belli olmı yan bir — durgunlukla akıp geçmişti. Sazlı bir dere gibi akıp geçen bir hayat ne acı şe ydir Leylâ. bazen bunu düşü nüyor. Elinde bir tava, ya- hut ufak bir. çiçek saksısı ile gözleri bir noktada daki kalarca o halde aliyordu. O zaman Derbentli kadın fısıldardı: — Gene daldın. hanım ım, Leylâ dalıyordu. Bu, dünü bu güne ve bu- günü yarına benziyen ren ksiz hayat ona acı gelmeğe başlamıştı has- | BAba aA DD bir | İ Kor ihtiyacı için ; ile 30-12 935 pazartesi günü | tr. Tahmin bedeli 4800 ! Eksiltme Balıkesirde her gün ve eksiltmeye iştirak saatte komisyona gelmeri caat'arı. Has Kalmin Bı tün ağrıları dindirir:; ağrıların dü Has Kalmin Balıkesır eczacıların hepsınde bulunurğ tecrübe muvakkat teminatı Askeri satın alma komisyonu bina- sında yapılacağından taliplerin şartnameyi görmek üzare ; : : ğ nanıdır. Ş ğ $ $ HAS KALMİN Grip, Nezle, Romatizma, Baş ağrılarba, Diş sağrılarına karşı (HAS KALMİN) arayınız kâfidir. Çok taklit edilmiştir. Fakat aynı yapılmamıştır. GHF KA ĞÜL A (BALIKESİR ASKERİ SATINALMA KOMiSYONU iLÂNLARI.. 15000 — kilo Sabun açık - eksiltme saat 15 de satın alınacak- 360 Jiradır. içinde — muayyen — gün ve L 4 - 373 Balıkesir garnizonundaki müseseler ihtiyacı | kilo havuç ve 2500 kilo pançarın açık eksiltme ile alınacağından ve ihale günü olarak 25 12 935 günü saat 10 na tesbit edilmiştir. Bunların liradır. Teminatıla 14 lira 14 kuruştur. İsteklilerin muay- yen gün ve saatte askeri satın alma komisyonuna müra- için 2500 satın çarşamba tutarı 187,5 4 ı 363 | Bandırma askeri satın alma Komisyonundan: tayare, Hin- | Bandırma garnizonundaki kıtaat için lüzum görülen 189 ton buğday unu 2490 sayılı artlırma ve eksiltme ve iha- le kanununa tevfikan kapalı zarf üsülile satın alınacaktır. İhale 3 2 Kânun 936 Cuma günü saat 15 de Isteklilerin un evsaf ve şeraitini öğrenmek üzere her gün-sabah saat 9 dan 15 e kadar komisyona müracaatları ve isteklilerin ihale saatınden bir saa eve' teminat akça ve mektupları- nın komisyona vermeleri ilân olunur 4- 1 : 383 Kâzım adlı mühürümü kaybettim. Yenisini alacağ | mdan hükmü olmadığı ilân Ah İşte bu; evli bir kadın l için tehlikeli bir duygunun başlangıcıdır. Leylâ dalıyordu. Tırmanmak istedikce eteğine sarılan gö rünmez eller, onu aşağıya alçaklara doğru çekiyorlar dı. Bir akşam doktor eve bi raz kederli olarak döndü. Kocasındaki bu değişikliği fark eden Leylâ heyecanla sordu! — Nen var Cemil? Doktor okşıyarak Bir kaç gün için bir birimizden ayrtılacağız Leylâ cıvar köylerden birinde tifo varmış tetkike gideceğim. — Bu —nekadar cek? — Her halde üç günden fazla sürmez, döner gelirim istersen Mehmet burada ka- sın, onun — saçlarını süre- Kayıp mühür olunur. Pamükçu — kooperatif ortağı 54 numaralı Ali oğlu Kâzım — Hayir hayır. Hanife ba- na yeter Mehmedin belki sana lü- zumu olur. Pek âlâ Doktor ertesi günü Meh - metle beraber Adapazarın- dan hareket etti. İki dinç beygir, efendi ile uşağı şehi- rden çıkardı Fenalıklar insanı takip eder kaçmak, ya- kalanmamak lâzım. Yakala- nanlar şayanı inerhamet in- sanlardır. Derbentli — kadın kapısını araladı: — Kimi istiyorsunuz efe- ndim? — Cemil bey evde yoklar mı? — Hayır efendim, köye gittiler. Hanım efendi bura- da. . —BİTMEDİ— ı sokak