: AAA D ae GNT CA . KB 14 İKİNCİTEŞRİN gi Yazı Mü sabakası — Bir Harf Hatası — Ohh. Yoruldum Gül- sSüm, bana bir kahve pişir kızım. Şekekeri — bol olsun. — Peki hanımcığım - Hem bak bakalım, ka- Picıya sor, mektup var mı?. — Poki hanımcığım.. Hizmetçi dan çıktı Güzin hammefendi man- fosunu çıkardı, yaylı koltu- Ba uzandı. Ayak ayak üze- Fine atarak siğarasını tel. lendirmeğe başladı. Gülsüm koşarak içeri gi- | rdi. Elindeki mektubu ha- Dima vererek: — Mektup varmış hanım- sığım, dedi. - Güzin mektubu aldı, açtı, İmzaya baktı. Lomandan ge- İiyordu. Okudu: «Güzinciğim; « Sana aylardır. mektup Yazamamaktan çok mütees sirim. Buna sebep «her hal- de yine kimbilir. hangi er. kekle mektuplaşmaktan bana sıra gelmedi diyorsun» amma, Güzin, hayır artık çapkınlı- ği bırakmıştım. Fakat he Yyapayımki Allah müsaade et- medi, (Vallahi bu işte benim kabahatim yok ) Ekrem ile olan maceramızı biliyorsun. Onu nasıl seviyordum değil- mi?, Ve yine de öyle seviyo. Tüm. Ah ne yapayım. Yine hâlâ seviyorum, Kusura bak- Ma Güzinciğim... «Bilsen başıma neler geldi. «Neler mi? «Hiç Güzin hiç.. Ulak bir harf hatası.. Bu benim ha- tam değil dilimin hatası. Oh nasıl anlatayım bilmemki? Dilimin hatası dediysem sa- kın gevezelik sanma, . «Bvet onunla da ayrıldık.. Şimdiye kadar sevdiklerim- den ayrıldığım gibi... Fakat istiyerek değil.. Aksi gibi #n çok ta onu sevmiştim. O en güzelleri idi de.. Benim istediğim gibi; geniş omuzlu, üzun kıvrik saçlı, mavi gö zlü, enine boyuna bir deli- kanlı, tam bir erkekti Gü. zin?.. « Nekadar da yıkıcı gö- zleri vardı. Hom zengindi de. Dilim kurusun... «Ah yarabbim .. «Ben nedeliyim Güzin. Böy- le şeylerden sanâ ne. Zaten #enin kendi derdin kendine. Fakat hayır, hayır. Söyliye- ceğim, Sana söylemiyeyim de kime söyliyeyim. Kime anlatayım. Hakkım var değil mi? «Biliyorsun ki geçen hafta İzmire tenezzüh vardı. Ek- remle biz de gidiyorduk «Keşki gitmez olsaydık»Hem ucuzdu, hem de üç gün üç gece İzmirde kalıp başbaşa | Bezebilecektik. «Ufak tefek aldık ve istasi- yona indik. Tron kalkmak üzere idi. Ekreta koştu, bil- etlerimizi aldı, Eşyaları va- gona yerleştirdi. Beni trene :i"'üfdı gilti ve hemen gel- , «Bana s'gara almağa git- mişti. Geldi yanıma oturdu. | sıçrıyarak oda- | olsun diye beni memnun et- | | tiğini anlasın da sevsin diye: «— Maşallah orı gibisin! i «Dedim. Ekremin bu sözüm- le sevineceğini kendi hbama | ratlığından — bühsedildiğini ) duyunca yorğunluğu azala: cağım — beklerken ne oldu bilir misin? «Ekrem birdet değişti. Rengi mosmor oldu. Ne | olduğunu sordum: | ga Kalpsiz kadın, ba aa böyle iltifatt ha de- di. Ve hemen henüz ba- reket öotmiş, daha istasi- yondan — çıkmamış olan balık — arasında kuüyboldu. No yapacağımı şaşırdım. Ona ne olmuştu. Ben ona ne- demiştim ki birdenbire kaç tı. «Bu düşünceler, - fikirler, kafamda — sıralanırken; kar- şıdaki kanepede — kundakta ki bir çocuğun konuşmak ister gibi ağzını — oynat- tığinı gördüm. — Ve darhal hatırladım. İki sene evel dadağımda çıkan bir yaradan, ameliyat oldu- ktan sonra bazan gayri iht- telâffuz ederdim. «Ekremin bir tek cümle üzerine neden benden kaç- tığını şimdi —anladın değil mi? Söyle Güzin, söyle bunda benim kabahatim var mı? «Kalbim — yanıyor. dudaklarımla gözlerinden ö. perim Güzinciğim .» | LEMAN Güzin bu moektubu okur | okumaz Lemana şu tolgrafı | çekti: «Merak etme cicim. All ah bir yenisini daha verir,» Yırcalı Oğlu —— | Mecmualar: Ayın Tarihi. Matbuat Umum Müdürlüğü tarafından her ay muntazaman çıkarılmakta olan «Ayın Ta rihi» nin sekizinci cildi de çıkmıştır. Sekizinci cilt (Ayın Tarihi) nin ağustos ayı sayısıdır. İçte ya dışta ağustos ayının bütün hâdiselerini — vesikaları ve akisleri ile kaydetmektedir. y S Doktor — Mamdah Ahmet | ÇOCUK ıu hastalıkları mülehassısı. W rimizden, bir an tronden — altayıverdi. Kala- | F, iyari olarak R harferini Y | Ateşli | TURKDİLİ L SA MENENECECURUREKGECACERERENEN '"g.' Ecnebi matbuat.' Milli bayramımız. Bir Belgrat yazetesinde bayramımız hakkında çıkan bir yazı Belgratta çıkan aDreme» gazetesi yazıyor: «Dost Türkkiye bugün mi li bayramını, yeni Cümüri- yet ilânının — yıldölümünü kutluluyor ve bu suretle yen: ilenmiş ve referma edilen Türkiyenin on birinci yılını kapıyor. Milli matemimizin bu acıklı | günlerinde Türk — milletine ve onun büyük rehberi Reisi. | cümur Gazi Mustafa Kemale karşı perverde ottiğimiz hü- rmet ve takdir duyğularını izhar edebilmek için kalple- için elem ve matem hislorini çıkarma. ğa uğraşıyoruz Basiretkâr Kemal paşanın fedakâr iş arkadaşlarile bir- | ikte Türk millet ve vatanın saa- | deti için vücude getirdiği terakkiyatı bu sütunlarda defaatla ve ne büyük hayeca. nlarla anlattık.. Şimdi de bu seneki bayram münasebo- tile, kısa bir zaman zarfında Türkiyenin — dahili teşkilâti bakımından vücude getirilen dehakârane reformları İşaret ederken Türiye harici siya- setinin faydalı faaliyetini bü- tün dünyaya ve bilhassa Balkanlara ilân etmek ve anlatmak isteriz. Türkiyede devlet idaresi- nin reformu Türk milletinin ruhi ve fenni terekkiyatı gibi, çok ideal bir tarzda yapılmış ve buna muvazi olarak padişahları ve halifo leri atılmak suretile - Osma- | ihraz etmiş — bulunuyor Türkiyenin kültürel — va maddi — terekkiyatının sevi. | imtisal nümunesi ahi imparatorluğunun — bir vakitki eskimiş prensipleri terkedilmiş ve ecnebi tesir- lerinden kurtulmak muvaf. fakıyeti hasıl olmuştur. Ke- mal Paşa koca bir milleti işte temellerini yeniletmeğe sev- ketmeğe muvaffak olmuş ve bunun için medeniyet dünya- sının tekdir ve tevkir ine hak. l olarak, mazhar olmuştur. Türkiye Reisicümurunun ke mali şan ve şerefle ihraz otti- ği «mütekâmil ve müuzaffere sıfatı bütün Türk milletini sevindirecek bir tarıda teey- yüt etmektedir. Türk milleti Kemal Paşanın Cümuriyetin onuncu yıldönümü kutlulanırken söylediği şaş- aadar aşeref, sulh ve refaho sözünü anlamış ve kavram- ıştır. Gazi bu münasebetle «biz kaybettiğimiz asırları birkaç sene içinde — telâfi elmeğe mecburuz.» Bu aht ve kar. ar tam manasile yerine ge- tirilmiştir. Türkiye hakaka. ten asırlarca hem — kendini hem de bütün balkanları sa rmiş olan zülmetleri atlamış | ve telâfi etmiştir. Muayenehanesini postah- | || #ne civarında Zemen 8> || ! kağına nakletmiştir. Türkiye büyük devlet ad. amının idaresi — altında tam | manasile modern bir devle- te hâs olan bütün vasıfları — YURTDAŞ NASIL İKTISATÇA YARI MÜSTEMLEKELİKTEN KURTULUP ER- yesi gıptaya değer bir yük sokliğe çıkmıştı. Ön beş mil yonluk muazzam bir halk kütlesinin millileştirilmesi işi olacak derecede insanf bir tarzda yapılmıştır. Bu hakikati ortaya atmak - bilhasen lâ zımdır. Okuma, yazma sür atle ve büyük mikya tişar etmiştir Ziraat ve yin mükemmolleştirilmesi suretile memleket iktısaden yükseliyor, — Türkiyede Şi. mendifer hatları inşası her şeye takaddüm etmektedir. Ön sene zarfında şimendifer hatları iki bin kilometre artmıştır. — Memurlar lâyık oldukları — seviyeye yük- selmişlerdir. Bir — milletin medoni seviyesini ölçmek için en güzel — bir öl çü olan kadınlık seviyesine gelince; ba Türkiyode o ku- dar kuvvetli bir hamle gös termiştir ki Türkiyo kadınlığı bugün Avrupa millotlerinin seviyesine yükselmiş olunu- yor. Son on bir sene zerfın. da Türk milletinin kezandığı bu varlıkların başlıcalarınd- an biri de hakiki milli müd- afaanın Limsali olan ve dem okratik bir mücsseseye hâs bütün vasıfları haiz bulunan Türk ordusudur. — Bu ordu, müsalematkârlığı ve sulhper- verliği tam manasile süut me. rtebesinde bulunan Türk mill- tinin müsalemetkâr emel ve göyelerinden ilham almak- tadır ve dünya sulhunun te- mini ve Avrupada daha eyi bir istihdaf —eden yaratıcı emel istikbal — hazırlanmasını || ve gayelerin kuvvetli unsu- rlarından biri halini almak- tadır. Modern Türkiyenin milli hayatında ilân ve tatbik ettiği sağlam prensipler bol bol harici siyasetine de geç- mektedir. — Bunun verdiği peticeler beynelmilel hayat- ta ve bilhassa Balkan dev- letleri arasında carj müna- sebetlerde güyet sarih — ve açık bir surette tezahür et- moktedir. Balkan milletleri arasında harici kuvvetlerin hodbin emellerinden kurtul- mak mefküresi günden güne büyüyerek vucut bulmakta- dırki, bu kurtulmak - emel ve ahtı 29 Teşrinievel 1923 tarihinde Ankarada gayet şa- şaalı bir surette orta atılmiş- tır. Bunu bilhassa bu hislerin Türk milletinin kalbinde da- ima mevcut bulunduğandan çok kati, bir surotte emin ol an biz Yugoslavlar büyük bir memnuniyetle — kayıt ve işaret ederiz. Yugoslav. Türk dostlak ve — ademi tecavüz ( Devamı dördüncü sayfada) «Terlemiş, yorulmuştu. Onu/ KN BUDUNİKTİSADINA GEÇİYORSAK DİL SAVAŞINA DA KÜLTÜR | MÜSTEMLEKELİĞİNDEN ÇIKIP BUDUN BÜTUNLÜĞÜNE GİDİYORUZ. serinletmek, — yorgunluğunu gidermek lâzımdı. Memnun Si ( İ İ | | i ( İ | | İ l İ İ İ İ | Mahfel sinemasında — İtirazFırtınaları Şehir Sinemasınd Bu akşam Büyük TÜRK Filmi MİLYON AVCILARI Tamamen Türkçe - sözlü ve şarkılıdı. Temsil edenler: Ertuğrul Muhsin, Feriha Tevfik, Melek Necla, Hazım, Muammer, Ferdi, Mahmut beyler.. Her yerde ve herkes tarafından mazharı takdir olan bu milli filmi herhalde görünüz. İstanbulun en güzel ve şairane manzaralarını bu filmde gö- recok ve en müntehap müsiki ve şarkılarını din. leyeceksiniz. İLÂVETEN FOKS JÜRNAL Oyuna tam saat 8 de başlanacaktır |ı HİMAYEİ ETFALİN İD ARE SİNDE H | Emil Yanks 4 u büyük heyecan filimini herkesin görmesini Tavsiye ııııiı.ı | Ayrıca; | Yugoslavya kralı Aleksandr Hazretleri ve /( M. Bartunun ölümile neticelenen Marsilya faciasına ve kral hazretlerinin ceneze mera- | | simine ait filim gösterilmektedir. !l Fırsatı kaçırmayınız? Halkevi Riyasetinden: Halkevimizin kurslar şubesi tarafından halka mahsus serbest ye mececani okuma yazma bil- meyenlerle az bilenlere mahsus olmak üzere üzere Ali Şuuri nektebinde (15) Teşrinisaniden ilibaren gece dersleri vermeğe başlıyacaktır. Yurtdaşlarımızın mezkür mektep Başmual- limliğine müracaat ederek kayıtlarını icra ettir- meleri ilân olunur. Daimi Vilâyet Encümeninden: Bahkesir Sıhhat dairesi ihtiyacıiçin 500 İi- ralık kinin münakasaya vaz ve müddeti temdit edildiği halde şerait dermayanı suretile talibi tarafından teklif ettiği bedel haddi lâyık görül- mediğinden 3 - kânunuevel 934 tarihine mü- sadif pazartesi günü saat on beşe kadar bir ay ıılı_rfıııda pazarlıkla verilmesine karar verilmi- Ş lr. Talip olanların teminatı muvakkatelerile birlikte yevmi mezkürda Encümeni Vilâyete - gelmeleri ilân olunur. z (244 2 1)