SAYFA: 4 Vrer hamamaomamu ERBİYE BAHSı:ı Korkak Çocuklar. Rüsoya — göre fitri, kaya göre irsi olan bu his bilhassa çocukların sıhhatini | ihlâl ittiği gibi fikirlerin inkişafına da halel getirir. Analar ve mürebbiler çocuk- lara verecekleri terbiye ile bn his ya tahfif veya tak- viye ederler. Sıhhatle kor- kunun sıkı bir rabıtası var- dır. Bunun umuümi sıhhati ihlâl edilince tabiatile bun- dan cümlei asabiyede müte- essir olur. Hattâ dikkat edilecek olursa ârızi bir — surette bozulunca korkulu rüyalar görürüz. Korkuyu gidermek için — birinci çare, boslenmek ve uzviyetin sıh. hatini temin etmektir. On- dan başka itjyat halini alan korkunun izalesi için de ted- ricen bu hisle mücadele et- mek lâzımdır. Bir tabip — dostum var, kendisi gayet gözü pek bir sporcudur. Bir gün bana şöyle demişti: «Ben hiç bir şeyden korkmam. Muharobe- de çok defa — ateş altında yaralıları tedavi etti. ğim vakidir. periye, şeytana da jnana nlardan değilim. Fakat ga- riptir. Bir evde katiyen ya- Inız yatamam. — Gözüme hayalet görünür, uyku tut- maz, fena halde sinirlenirim. Bunun sebebi pek — küçük yaşta dadım- dan dinlemiş olduğum cin ve poeri masallarının di- mağımda — biraktığı — izler olsa gerek.. » Örümcekten, fareden kor- kanlar ve gördükleri — za- man avaz avaz haykıran. lar pek çoktur. Korku iti- | yadını çocuklara elbette ki etrafındakiler telkin ederler. Henüz daha aklının ermediği bir yaşta onu kaprislerinden geçirmek veya — ağlamasını dindirmek için acayip sesler çıkarırlar, ummacıya veririm» gibi teh> ditler yaparlar. Çocuk haki- katten değil, hayalden kork- mıya buaşlar. Artık tek ba- şına bir odada yatamaz, e- vin içinde — yalnız kalamaz olur. Bir çocuğa — karanlıkta kalmanın — tehlikeli birşey olmadığını — anlatmak - için onu —zorla bir karanlık odaya kapamak veya kurbağadan korkan bir çacağun bu hissini izale için kurbağayı tutup eline vermek katiyen caiz değil- dir. Çocuk — zorla, tehditle terbiye edilmez. Jan Jak Rüaso: «karanlık- tan korkan: çocukları bu itiyattan vaz geçirmek için onların gözlerini bağlamak suretile — oyunlar — tertip etmeli, odada akşam sördürüp çocuklara kör ebe oyununda olduğu gibi tut- tukları — insanların — kim olduklarını li türlü vasıtalarla tedricen karanlığa alıştırmalı» diyor, (Lok) da kurbağadan ür- ken bir çocuğa evvelâ uzak- tan kurbağayı göstermeli, ve sonra bir başka tutturmalı | ve yavaş yavaş çocuğu wi Lo- | midemiz | eyi | | olan ana baba onu herşeyden| Cine I | eğini, koşmak, zannederim | «susmazsan seni | | olsun, el yumruğundan yıl- işiği | keşfettirme - | bunun zararsız bir mahlük olduğunu anlatmalı, diyor. Mekteplerde — korkak ço- | cuklar daha çok göze çar- par. Bir ilk mektopte veya ana sınıfında tenelüs vakti çocukların oyunlarına dikkat | korkaklar derhal seçilir. Koşan,bağıren, atlıyan, olunursa yerlerde yuvarlanan, itişen, kakışan — çocuklar arasında hiç bir oyuna iştirak etmi- yen, her şeyden sakınan sa- kin, sakip duvar diplerinde dolaşan yavrular derhal göze| çarpar.Çok defa bunların ten | nazik,benzi soluk vo sıhhatleri muhteldir. Hattâ ebeveyninin bütün — itiyatlarına bir türlü serpilememişlerdir. Çünkü yavruya fozla düşkün rağmen | sakınmış, terler endişesile | koşturmamış, düşer vehmile atlamamış çocuk gibi büyü- | tmemişlerdir. Ekseriya — bu zavallılar büyüyüp — hayata karıştıkları zaman korkaklı- klarının cozasını — çekerler. | Hiçbir işe teşebbüs edemez | ler, çünkü beceriksizdirler. | Her ana, her baba çocuk. ların düşe kalka büyüyec atlamak ve bağırmanın bilhassa erkek çocuklar için itişip kakışm. anın hılkatleri iktizosından | olduğunu, çok sakınan göze | çöp battığını bilmedir. Bu fikirlerimden büsbütün kendi koyiflerine bırakmak — lâzım — geldiği manasını çıkarmamalıdır Çocuk düşebilir vehmile koş- masına mani olmanın doğru olmadığını anlatmak - istiyo- rum. O halde — yavrularımızın kafasında korku hissini sil- meğo — çalışmalıyız. Bunua için ilk yapılacak şey sıh | hatlerine itina etmek, onla- rın sinirlerini, — midelerini kuvvetlendirmektir. — Daha küçük yaşta — hergün Ilık su ile banyoda yıkamalı ve beş yaşından itibaren duş- lara başlatmalı. Yedi sekiz yaşından itibaren soğuk duşları ve firiksiyonların cüm- lej asabiye üzerine pek zararlı tesiri vardır. Kovalamaca ve top oyunları da cesareti tak-| viye eder. İngilizler pek küçük yaşta erkek — çocuklarına — boks öğretirlir. Bir İngiliz evlâ- dını mektebe — niçin yolladı- ğini göyle — tasvir — edi- yor: «Okusun, onları yazsın, adam kork. dayak gövenir yolluyo- mücadeleden maosın, kimseden yemesin, kendine insan olsun diye rum.» Vakıa pek küçük yaşta boksun mahzurları yok deırı" fakat çocukların mayası oy- unda yuğrulmuş olduğundan mücadele sporlarındun kork- muyorlar. Hayatın dajmi bir mücadeleden ibaret olduğunu bildikleri için o cidale hazır- lanmayı bir vazife biliyar- lar. Bir tehlikeden — korkup kaçanlar eyi bilmelidirler ki tehlikoye göğüs gerenlerden masın, | en | doğruya bir ihtilâf çıkması- | dir daha çok zararlı çıkarlar. Bir adamın uydurduğu bir | TÜRKDILI Deniz Silâhları meselesi, Bir itilâf elde edilebilecek mi?| « bazetelerin mütaleası Londra, 17 (A.A.) — Deniz konferansının ortaya atmak- ta olduğu mühim meselele. rin heyeti mecmuası bugün- den itibaren kabine tarafın- dan müzakere edilmiya baş- Tanacaktır. Bu münasebetle güzeteler müzakereleri jktiham mecbu.| riyetinde kalacakları müşkül. leri, manileri bir kere daha eheminiyetle kaydetmekte dir, Bu gazetelerin mütalen- larından enlaşıldığına ru Londra ile Vaşington arasında doğrudan göre na hor ne pahsına manı yoktur. olursa | Alman Kazırları tahlif edildi. | Berlin, 17 (A.A ) — Nazı- rlar Almanyanın siyosi hay atını merkezleştiren yeni ka- bun ahkâmına tevfikan M. Hitler tarafından tahlif edil- mişlerdir. Bundan başka ka bine Almanya ile ecnebi me- mleketler — arasındaki muli muameloleritanzim için tak as komisyonu ihdasını tos- vip etmiştir Eski tir ksaba bulandu. Berlin, 17 (A.A.) yakınında Doerbetz manevra meydanında 936 oli- mpiyet — şampiyonları için bir olimpiyat kasabası vücu- de getirilmesi için inşaat ya- pıldığı sırada inşaatı idare etmekte bulunanlar tarihten evele ajt kasaba bekayası- nı meydana çıkarmışlardır. Bu kasaba milâttan iki bin ilâ iki bin boşyüz sene eve line aittir. Ve Endu Jerma- nik bir mahiyet arzetmekte- Taharriyat neticesinde beş evin içinde çanak çöm- lek gibi kemik Tentas dev- rine ait —parçalar bulunan iki süprültülüğün temelleri meydana çıkmıştır. var ıwnnılı— kaçanlar, birihi rini çiğneyip k kendi kendine tehlikeyi — üzerlerine düvet etmişlerdir. İtalyalh büyük müreb - bi (Musso) der ki: Casaret üç kküp eder: muhakeme, Çocuklarımızın — sıhhatine itina edersek hem sıhhatleri, hem terbiyeleri, hem akıl ve mühakeneleri yolile ia- | kişaf bulur. Cüret saret sahibi olmak ve bu havassı şuurlu bir surette istimal etmek hayatta ba- şlica muvaffakıyetlerin ana- Berlin senesj esaslan tere- Fitret, terbiye, ve ce- | htarıdır, Teenni ile korkuyu, şüürsüz cüretkârlıkla cesa reti biribirinden — ayırmok lâzımdır. Korkaklık ne ka- dar mezmum ise makul ol- mıyan cüretkârlıkta o dere ee çirkin ve manasızdır. Çocuğumuz korkak olma- sın, evot! Fakat kendisinden büyük olanlardan çekinsin. Dayak yemesin, evet! Bilâs- ebep te kimse ile döğüşme- sib, bütün ceseretini yerinde kullansın.. İşte istediğimiz budur S$. Sırrı | | berimiz Delilerle mülâkat:6 Balıkesirin Meşhur Feyleso « Çanım kitahı ne yapacaksın! Karpuz, kavun üzümden bahset... Kıı!l ÜzÜm ye... Karpuz, kavun üzüm...» —Yine mi sen?.. Yine mi sen?. İnsanı deli edeceksin yahu, Ahmet ağa... iyorum sana. cevap — Eime Kaçtır. g Nolur, ver — Hadi, açtırma ağzımı, oğlum Allah razı Allahin razı kul nasıl sorduklarıma benim git işine. işte. bir olur?. olmuyor olmadığı işe, razı Hem san, ns benim cavapla- rımdan anlarsın, ne de bana göre sual rozı değil b aleyhiss ruyorlar ki Ahmet ağayı korkusu ila not çıkaramadım., Söylediği ayo- , 6 kadar kefumda tutmak için uğ kaçırırım defterimi unuttum Not defteri çıkaramayışı- mın en mühim sebebi de, Ah- ım geçen günkü mı- Ynırî bugünkü gibi. binbir müşkülât ağzından kanca jle «cevap» çekmiye çalışırken, bir taraftan da sö- ylediklerini defterime koyd- ediyordum.. Nazarı dikkatini celbetmiş: — Ne yaziyorsun orayar, Yoksa beni polisa mi vere- ceksin?. Ha?. Polise mi ver- ecoksin beni?. Kabahatim ne benim?. — Yok ben Ahmet ağı cığım, aklıma bir şeyler gel- di de“onları kaydediy unütmıyayım, diye.. içinde, — Yalan, yalan... Seni ca. sus, Bönİ , Ve yalvarmama bakmadan, sözlerime kulak yürüyüp gitmişti . O zamandanbori beni ca- sus biliyor. Yanına gidince derhal uzaklaşıyordu.. İşte, şimdi, biraz gibi oldu.. Fakat, hiçe sayıyor. asmadan jnanır yine beni Yok, ona göre sual bula mazmışım.. Yok, cevaplarını anlıyamıyacakmışım.. Daha neler de neler, Geçen gün de söylediğim gibi, hazret mülâkat ver- mekte Holivut yıldızları ka- dar nazlı ve işin fında hep.. Fakat, — bugün mıyım kuyruğunu,.. 3 3it Ahmet ağada, hakikaton tam bir feylezof tipi var.. Ben, onu Socrate'a benzetirim zaten.. Socrato'ta elinde bir sopa,' mütemadiyon dolaşır- mış.. Aralarında «Dış» farkı 1 yok gibi.., Socrate: « Kendin bil! » Derdi ve . kendini bilirdi . Balıkesirin meşhur feyle. zofu da; alay tara- bırakır- vakit ödemek tek üz «— Kendimi biliyorum! » Diyor, fakat, hiç kit kondinde değil... e ö Ona, çiviciler tesadüf ettim; hem yürüyor, hem an'atıyorduk... — Ahmet gibi ben da, bir va. sokağında ağa, herkes senin — neler Balıkesirin Sokralı! ve kitaplarını görmeyi çok arzu ediyorum — Onlurı merak etme, — Vallahi de, anlarım. Yooco, — yemin Günaha girersin. Allah, kit tapların da, yalan yere ye- min edenler için buyuruyor- lar ki. anlıyamazsın; billâhi de etme. Gördünüz mü ya, gene u- nuttum, söylediği ayeti... No-| yse, Ahınot ağayı dinliyelim — Canım, kitabı ne ya- mevsimde?. Kar- | puz, kavun, Ve | karpuz, kavun, — üzümden bahsot, Eğer, karpuz, kavun, üzüm yemezsen günah işle- miş olursun. Görüyor musunuz, iktısatç- iyı., Mükemmel bir vatandaş işte... pacan bu üzüm yo... Kavun, karpuz, üzüm yi. yelim... Yanj, müstahsilimize | yardım edelim... Güzel fikir.. Canlı propaganda, Parasız vermiyorlur ki.. Vermezlerse, seneye bu Romanyada petral sanıyıı Romen haşvıkılını müracaat Romanyada petrol sanayij son senelerde fona bir devir geçirmekte idi. Bu vaziyet busene büsbütün fonalaşmı- ştır. Petrol müessesatı tarafı- ndan toşkil edilmiş olan ce- miyetin reisi Romonya Baş- vekiline — vaziyetin tini — bir. raporla miştir. Romanya fecaa- bildir- petrolleri harict rekabetle ağır vergi- lerden dolayı meflüç bir hale gelmiştir. Vergiler indirilm- edikçe hariç piyasalarda cs- ki.mevkiini tulmak sız görülmektedir. Çorçil seyahatte, İngilterenin yasilerinden imkân tanınmış &i- ve Şark işle- rinde — mütehassıs adamla- rından M. Çarçil orta şarkta bir seyahate çıkmış ve Fi- listine uğramıştır. M. Çorçil vaktile Feysalın İruk tahtına getirilmesi mühim roller oynıyan bir | İ için çalışan ve | Zabitlerden 19 BİRİNCİTEŞİİ — Dooo, verecek — GCanım, bırak meselesini şimdi « okuduğunu soru; — Üzüm, kavüfr dan başka söz söy? mevsimde.. Kitapların neli hsediyor?, hiç boım"!" züm, incif, rpuzdan bahset... Alloh, Allabe. Saali değiştirmeli. y —Peki, içer mi ağa? $ — Hayır.. Y'ı”_" ; fiçinin altına gevt mı emziğe d:ıyıyıf’ cıya kadar içerile Hayal.. deli kuf? — Amma, dîî“f' kavun, karpuz, * hir. — Of senin bü rinden.. Kitaplarıl “nntıkp telsel ruh, hikmet vesaift" üf Bunları g087 © nn ÇA I Verir mi ye y g W D yim?, — Şimdi, - kitaP açılmaz, kitap kıf hele ramazan gttt nur.. Şimdi kavüf üzüm yenir — Sen neredef oldun Ahmet lğ” — Fatih — mekt€ Orada, bizim Fazil | minde bir hocamif Rahmetli ölünce. b yle dağıldık... $i karpuz... Karşıdan diğer bir © geliyordu; Ahmet nımdan — ayrılarakı konuşmıya buşlüd'I — Maşallah, efendi; eyidirler | eamiye mi boyle’ Ben de, kâfi mibVygi vap getirerek, |€ | doğru yürüdüm. (sen: Hava müdafaası Fransada ıhnl) Paris, 17 (A Â nin hava hı.ı(ruml*""ı müdafansı meselesi rotla — iştigal edi Milli — müdafaa toplanmış ve lovas! yaasına ve bu işt g servislere muıkeıu Ai g füs âletleri teminii” 5 V d celer vücude s" dajr bir program ı mvs.ır İspanyada siiÜ Barselon,17 (A4- hazırda vaziyet Peri Escofetin — affedilmM? Madrit telgraflar gel Katalonya is: zin sayısı on iki, bi miktarı da altmı$ Asilerden alınat " » kilo — ağırlı ğındrl Ki ', mühimmat açık © mak üzere npıl"" tilmiş