21 EYLÖL Almanyada Şose İn- Dil şaatı ve Mali Vaziyet. İnkılabı.. Alman başvekil mua inin sözleri Münih; — — Bîyııolnilıl | len presip nakliyatın en e- şöseler kongresi; Almanyada | Natjonalsozialistler hükümeti | ele almazdan çok — zdman evel azalarına — yaptığı bir tebliğde yedinci içtima- nın 1934 eylülünde _Müşııhı- te yapılacağını bildirmişti. Şimdi kongre — içtimalarını yapmış bulunuyor. Kongre- nin bu içtimalarına mühte. lif memleketler — tarafından gönderilen elli kadar mü- measil iştirak etmiştir. Mümessillerin ekserisi ye- ni Almanya hakkında | at senesi olan bu sene zar- biri | birine pek zıt haberler isit- | mişler ve Alman düşmanı anasırın yaygaralı propagan- | dalarına kapılarak Almanya- da bir nevi korkunç masullar diyarı göreceklerini zannet- mişlerdi. Bunu pek âlâ tahmin — etmiş olan ve kongrede (Führeri) tem> sil eden Alman nazırı (Ru- dolf Hess) kongrenin bir yerinde bu noktaya temas ederek; mümessillerden Al- manyadaki seyahatleri €5- ıımzdı yalmız şosoleri 'ılıî!l etin umumi vaziyolı- ':i.;ky.ıkmdın tetkik etme- lerini ve Almen milletini ta yakından görerek daha eyi tanımağa çalışmalarını rica etmisti. Nazırın bu sözlerini memnuniyetle karşıladıkla- rını bildiren mümese;ller hükümetin gösterdiği fevka- lâde misafirperverlikten zevk alarak Alman vatanının en issiz köşelerine kadar saya- hat yapmışlar ve Alman halkının yeni yaşayış ve dü- günce tarzını öğrcıııığ'o ça- iı;ıı,lınlır. Miufır!erîn bu tetkikattan aldıkları intibam ne merkezde olduğu henüz malüm değilse de uyuşuk Jemokrasiyi lökü!ıılı*_n y_ıkı. rak yerine yepyenı bir ida- re tarzı kuran Almanyanın, yaygı pıopıgnnılılınlı gösterildiği gibi kanlı ve korkunç bir değeri olmadığı- ni itiraf ve — kabul ettikleri muhakkaktır. Almanya eski, . fakat pek uyuşuk idare yeri- ne bir sistem geçirmekle ancak — halkın ihtiyaçlarına cevap vermiştir. Bütün mo: i üzerine alan ve 108- :::ı’d.:ıı:rl ve keskin fakat isabetli kararlar vırm;kteı ekinmiyen bir reisin idare- îi :ılıııdyı ve en eyi rnutıhı!. sısların delâletile çalışan bir hükümet elinde — memleket günden güne terakki clıns.i- te ve vaktile hayalden bile geçmiyen işler kolayca baş- arilmaktadir ki şöze inşaatı plânı da işte bu moy:ındıdııv Bizzat (Rudolf Hessjin vorq- diği izahata göre, Hil_ler hü- kümetinin — şose ı.ııanıtı işlerine ehemmiye vermesinin iki ıcbı!»i vardır. Bir defa gonlm_ıı en mükemmel bir hale f:e?ı-_ rilmesi her memleket gıl_)ı Almanya için de medeni bir ihtiyaçtır. Saniyen bu iı_uıı! sayesinde işsiz gezen bııco_k kuvvetli kolların memleketin rofahı için çalışmaları temin edilmekte ve bu suretle işsiz. lerin miktarı tahfif edilmek. tedir. İnşaatın tatbikat saha- sında ziyade dikkat edir demokrat ı l yi şekilde temini ise de; yol cuların tabit — manzı mümkün mertebe çok tutabi- Imelerine ve göselerin tabii manzaralarla daha fazla bir güzellik vermelerine de son derece dikkat edilmiş ve hattâ buhrana rağmen bu hususta geniş fedakârlıklar yapılmış- tır. İnşaatın — teforrüatına ait rakamlar söylediler. İlk inşa- fında doğrudan — doğruya göselerde çalışan amelenin miktarı (150.000) kadar ol- up inşaat levazımatının teda- riki işlerinde kulianılan am- ele miktarı da (200 000| dır Masmafih şosolerde — çalı- şan amele yekünu 1934 senosi — sonlarında — tam (250.000)i bulacak ve bunun (150.000) yanlız halihazırda mevcut — yolların — tümirile meşğul olacaktır. Tam yedi sene aynı — şiddetle devam edecek olan bu çalışmanın memleketin en — mükemmel goselerle bezenmesine kâfi geleceği temin edilmektedir. Bu iş saycsinde — hükümet bütçesinden muhtelif Alman sanayijine akan paranın ye künu 700 ilâ 800 milyon mark kadar tahmin edilmek- tedir. İnşaat esnasında şim diye kadar 260 milyon met- | remikâbı toprak kazınmış olup; muhtelif işler için im. âl edilen (Betonjun yekünu (4,5) milyon metremikâbını | bulmuştur. Yalnız köprü in- i İ şaatı için (500.000) ton çelik sarfedilmiştir. İnşaatta hâ. kim olan zevkiselime gelin- ce bu sadelikten ayrılmıyan bir (Monumentalite) dir. Aalmanyanın boçlarını ö- dameğe çalışacak yerde elin- deki parayı bu gibi büyük | işlere sarfettiği şeklindeki ittihama golince (Hess) buna cevaben diyorki: —ÜÖteki memleketler kendi jesizlerinin sefaletini — tahfif için elden geleni yaptıkları gibi Almanyada işsizlerinin açlıktan ölmemesi için üze- rine düşen vazifeyi yapmağa çalışmıştır. Biz nationalsozialistler hükümeti ole aldığımız za- man bir türafta da soseler milyonlarca işsiz selil — ve avare dolaşıyor. — göselerin tamiri için jicabedon — her türlü Tevazım yığın — yığın duruyor, diğer taraftan da goseler öteki memleketlerin lkimden eok geri bulunuyor- du. Memleket dahilinde bol bol mevcut olan bü — işçi velovazım yığınlarını mem- leketin umramı işinde kul- lanmamak için hiç bir sebep yoktu. Binaenaleyh biz- eyi bir organisation ile - bu işi yapmağa çalıştık. Eğer bu işte kullandığımız işçi veya levazım — ilo — borçlorımızı tediyo — etmemize — imkân olıı'yıl. seve seve — borçları- azı vermeğe hazırdık. Malüm- dur ki borç ancak para ile ödenebilir. Hem de alelâde şeklile değil döviz olarak Halbuki Almanya döviz bu. Jabilmek için yabancı mem. leketlere mal satmağa mec- burdür, Yabancı memleket- Mustafa Kemal milli bir Tisan yaratmak - iştiyor. «Btoile Belge» den: Yeni Türkiye yavaş ya. vaş asri terakkinin on esaslı taraflarını benimsemiş — ol makla beraber milli birliğe mani teşkil eden bütün âdetlerden de — vazgeçiyor. Türk İisanının tasfiyesi, Mustafa Kemal Paşanın baş. | hea meşgalelerinden biridir. Bu maksatla intibap etmiş olduğu komisyon sırf Türk- çe mwnşeleri olan kelimeler. den mürekkep bir lügat tan- zimi ile uğraşıyor. Bu komisyon, şimdiye ka- dar bini mütecaviz Arap ve Acemce kelimelerin Türkçe müukabillerini bulmuştur. Matbuat ve mekteplerin bu kelimeleri derhal kullanma- ları ihtimali vardır. Arapça ve Acemce tabir- ler Acem şairlerine ve Kur - anın mübarek İjsanına karşı pek büyük hürmet besliyen | | rüşmeli?. ve nisillerce yetişen muha- rrir ve memurlar tarafından | Türkçeye çevrilmiştir. Osm- anlı muharrirlerin birçok- ları Türkçenin zenginliğini müzeyyen itibarlarını sadalı harflerin ahengini unutmuş- | lardır. Yeni nesil bu kararı iki elle alkışlamakta ve haklı olarak sırf Türkçe addedilen yeni kelimelerin yapılması- na yardım etmektedir. Eğer Türkler milliyetçilik dava. sile fazla idar! gitmez ve | eskiden kullanılan Türkçe kelimeleri eski Türk lisanın. dan alınmış soyarak aynı şekilde kilimelerle değiştir- mezlerse; bu taafiyenin ko- nuşulan hisanla yazı İisanı arasındaki boşluğu doldur- mıiya mühim bir yardım göstereceği muhakkaktır. Bu suretle yeni orjinal bir ede- | biyatın zemini hazırlanmış bulutuyor, ayni zamanda yeni lisanın politika cjihe- tinden de #hemmiyetli ola- bileceğini göz önünde tut- malıdır. Bdirneden Türkistan bel- delerine kadar bir tek lisa. nin ökü ler ise siyasi birçok sebep- ler bugünkü sisteme karşı Beslenen haksız nefret do- layısile — Alman — mallorinı satın — almaktan — istinkâf etmektedirler. Almanya da- yinlerine borçlarını para ye- rine mamul eşya olarak - te- diye etmeği dahi teklif et- mişti. Halbuki dayinler bu. nun kondi sanayilerine bir darbe teşkil edeceğini ileri sürerek bunu çoktan reddet. mişlerdi. Mevcat moemleket sermayesinin büyük — bir kisınını — bundan evelki senelerde zatan dayinlerimi- ze devretmiş bulunuyoruz. Momleksete yeniden para gir- mosine komşularımız mani oluyorsa bizim ne kabal timiz var, Avrupanın göbe- ğindeki bir memlekst — bir tarafta — milyonlarca — işsiz aç gezerken yapılacak mü- him işlerin başarılmasına teşebbüs etmezse en hafif tabirile — milletine ve bütün insaniyete LA TÜRKDİLİ —— yup anlaşılması ne- | larına sebep ZZ'İ“!!" a | Mülüâkatlar: a SAYFA: 5 - Delilerle Konuşuyorum!.. Tam bu sırada, yaramazlardan biri, bir kova su ile Ayan ağayı sırsıklam etti,o da hiddetle.. Tuhaf değil mi, güzeteci- |lik hayatımda, ilk mülâketı mi delilerle yaptım... Fakat, hiç tetuhaf değil... Birçok - filozoflar, diyor- lar ki — insanlar, — yavaş yavaş delirmektedirler... Dikkat — ederseniz, moda- | ya uyacağız diye garipleşen ve varını yoğunu bu uğur- | da sarfederek, hattâ az ka. lanların, zincirli, boncuklu delilerle olan yakınlıklarını görebilirsiniz. .. Mademki, dünya bir timar- haneye dönecek, şu halde, — neye tecrübeli de- lilerin fikirlerini almamalı!, Belki, — rastgele birşey yumurtlarlar de cihan, istifa- de eder. Bu düşünce ile, evvelü şu meşhur Ayan ağayı bülmiya | karar verdim Uzun uzün aramadan, onu belediye önünde gördüm... Gördüm, amma, nasıl gör Elinde bir sopa, önden ve arkadan kendisine hücüum eden çocuk sürüsüne saldı- tiyor vet — | ticesinde Türkiyenin elde edeceği faydalar hesapsızdır Bu unutkanlık — tecssüfe şayandır. Zira bir — takım manasız gelişi güzel — keli. meler ilâvesi, bu güzel lisa. ni körletmiş ve milli bir edebiyatın inkişafına mâni olmuştur. Mustafa Kemal tasavvur ettiği tasfiye — bu | uyuşturucu tesjire karşı bir | harekettir. Deruhde ettiği iş | kolay — değildir. , bir nesle günde on yeni aesaremme) dünyanın halini? Paşanın | Çapraşık | kelime öğretmek biraz güç. | tür. Edebiyatın ve güzete- | ciliğin emektarları üslüplerin ' 143j yan | hemen değiştirmek — kabil olmadı Fakat unutmamalıyız ki, nda eski İisan — tamamile yerine gelmiştir. Binaenale ! yh oldukça kısa bir zaman- rin arzularına najl olmama- ihünet etmis olur hükümet bu inşâatı mamış olsaydı; — inşaat için sarfettiği paranın yüzde 25 ini Çişsizlere yardım parası) olarak gene bugün inşaatta çalışan — ameleye vermeğe mecburdu. İnşaat için sarfe- dilen paranın diğer yüzde 25 veya 30u — inşaat levazı- mini todarik eden şirketlerin verdikleri muhtelif vergiler şeklinde yine devletin kasa- sına dönmektedir. Demek oluyor ki hükümetin bu in- şaata sarfetmiş olduğu para sarfedilen ancak yüzde 35 ilâ 40 ndan ibarettir. Bu in- şaat yapılmadığı takdirde iş- siz kalacak — olan amelenin avarecilik dolayısile duçar olacağı ahlâki süküt ta he saba katılırsa bu iaşaat pro- gramının gerek memleket, gerokse insaniyet için bir hizmet olduğu anlaşılır. Kongrede başvekili temsil etmekte olan (Hesa) bu gibi daha birçok izahat verdik- mı söyliyeceklerdir. — kil — Getirin şapkamı bure ba |.. getirin ba... diye yal- varıyor. Zavallının yanına sokuldum: — Hayrola Ayan ağa dedim; seninle konuşacakla- run var. Gel söyle — bir kahveye gidelim. Yüzüme baktı: — Ne konuşacaamışın be- nimle?,. Şapkamı verme - eler bunlar. Tam bu sırada yaramar. lardan biri, bir su koyası ile, Ayan ağayı klam etti. O da, hiddetle geri döndü, bir| iki küfür savurduktan sonra yanıma geldi Aba, bu çocuklar be- ni öldirecekler ba, Ölerim, ölerim ba!. Neyse şapkasını aldık ve çiviciler çarşısında bir kah. | veye oturduk, — Kohvesini içtikten sonra, onu sorğuya | çektim.. Dinleyiniz — Ayan ağa, dünyanın hali ne olacak böyle? buhra. ni, buhran. Hertarafta yan- gin var. Bana ne sorersin sen Bizim serbest firka — ka- zansaydı, görürdün sen © zaman kıtlık olurmuydı. Belediye intahaplorı yakınlaşıyor?, Biz. gazetede, — belediye azalarından neler istiyorsu- nuz diye her kose sualler | sormuştuk... Senin isteğin neler? Ben çok şey — isterim, lardan kurtarsınlar, beni.. Öldürecek, bu uşaklar, be- hi ba... Sonra çeşmeleri çocuklar açamamalı... İslerler (ıslıyorlar) — beni, Dondureler beni soğukta.. — Başka, başka neler js- tiyorsun?... Demeğe kalmadan, kahve kapısı önünde bir grup ha- linde toplanan — küçüklerin şen kahkahalarını — işittim ve gayri ihtiyari Ayan ağaya baktım... O, ayağa kalkınış, sopası- nı arıyordu: — Gene geldi bu bolâlar ba, gene geldiler... — Kovun şunları ba... Diye haykırıyor, didiniy- ordu... Çocukların ardından gide. ceğini anladım: — Aman, Ayan ağa, folto- grafçımız resmin) çekecek, seni gazeteyo basacağır.. — İstemem ben resim ba.. Olmaz ba,.. Yumurcaklar da — tuttur- muş: | Ayan ağa, diyorlardı Ayan ağa fotografını alacak- lar.. Ve, biri ceketinden çeke- rek onu dışarı çıkardı .. | Biz de sokağa fırladık..Fa- kat, Ayan ağayı elinde sopa dudaklarında galiz küfürler çocukların ardından koşar- taa: çünkü, mülâkatım yar- im kalmıştı ,, İtalyada askorlik. Roma 19 (AA.) — Deyli Telgraf muhabirinden: » Mussolini tarfından dün neşredilen bir kanun hük- müsce bundan böyle her 8 yaşından 55 yaşı- na kadar askerdir. Büş: bu hususta kabineye | verdiği izahat arasında faşıst İrlanda da birçok sene zarfı-| devletle vatandaşlık ve as- kerlik sıfatlarının -biribirin- den ayrılmaz olduğunu söy- lemiştir. Kabine yeni kanunu | ittifakla tasvip etmiştir. da Türkiyeyi idare edenle. | Matbuat bunun faşişt re- jimi tarafından alınan ted- le ile bitiriyor: — Komşu mem - leketlerin şoseleri biribirine nekadar eyi ve — muntazam bir şekilde bağlı olursa mil- letlerde — biribirini okadar eyi tanımak fırsatına — malik olurlar. Biz Almanlar yaptığımız şoselerden her millete mensup misafirlerini geçerek meml- eketimizi görmelerini halkı- mızın düşüncelerini öğrenm- elerini — ve bir. — kelime ile bizi — daha #yi — ta- nımalarını candan dileriz. Me- mleketimizi gezenler biz Al. manların diğer — milletlerin zevk, his ve ideallerine ne kadar hürmetkâr olduğum. uzu görecekler ve binaenal- eyh onlar da bizim his ve düşünce tarzımıza — hürmelt etmeğe dikkat edeceklerdir. İktısat ve siyasi — birçok müzakerelerin en eyi — bir neticeye varabilmesi ancak e 5 Beübü pan yok... Şu çocuk. (Sen - Tur) Selânik panayırı açıldı. Selânik, 19 (A A.) — Se- lünik Budunlar arası panay- ırındaki Türkiye viy- Donu çok alâka nyı’ııd.ııjı. Bilhassa panayırda inhisar. lar idaresile Türkiye iş ba- nkuasına ait ipokiş fabrikaları ve bankanın doğrudan doğ- ruya veya yorı yarıya alâ- kadar bulunduğu diğer fab- rikalarının büyük bir zevk ile imal ve toşhir edilmekte olan mamulâtı nazarı dikka. tı celbediyor. Tise b SÜREDET TERMRİT birlerin en ehemiyetlilerin. | tadır. Ka a a aa ae gaa —e ae Kaldıki | ten sonra nutkunu su cüm. yaptır- | nıllcılum dan tanımaları ile — kabildir Almanyanın muhterem (Fu- hrer — Hitler)i şose mevkij tatbika koyarken herşeyden ziyade bunu düşünmüştur. Bu düş- ünce tarzı ise bizim “sulhu ve milletlerin sulh — içinde refaha doğru ilerilemelerine nekadar arzu ettiğimizi is- pata — kâfidir. Beynelmilel şoseler kongresinin 25 nci senej devriye bayramını şo- se inşaatının tarihi — valanı olan Fransa yerine Alman- yada yapılmasını bu iki ko- mşu milletin Alman ve Fra- | heiz milletinin dostane mü- nasebetlere girişmeleri için bir falihayır addeder ve refah ve eri — sulhun de- | vamına bağlı olan bu — iki milletin yekdiğerile seviş- melerini — candan temenni ederiz. f programını | ken gördük.. Ben de kızmış- * M aV V SA ae nÖ AMi | | | | |