SaNAEMENANES AD ORAKEDANE, SESLER Yaran İkiliil... Müttafa Niyaziye cevabımdır. — Fabrikaların bağdaş kur- rduğu bir gehir - tasavvur ediniz ki, açık, insanu fer- ahlık veren masmavi bir göğü değil, kalın duman tabakalarının örttüğü — bir kubbesi bulunsun... Ciğerl- erde temiz bir rüzgür yeri ne, kasvetli, hüzün verici, bunaltıcı bir. hava dola- şern... Saat, sabahın sekizidir.. Fakat, hani güneş, nerde”', Güneş, ki hayatlır.. — Yal- nız, kalın düman — tabaka- sı ardından sızabilir. donuk ışıklar var.. Sanki, buzlu bir cam , yanan bir mum.. Saat sekiz olduğu için birdenbire, ahırdan boşanm- 1ş. yubani kısraklar gibi, yü- zlerce fabrika — bacasından firlıyan, inceli kalınlı, uzun- lu, kısalı, kulağa, hiç te, hoş gelmiyen, canhıraş - sesler, bütün şehri, bır anda do- laşıyor... Beş dakika süren — bu tahammülsüz gürültüyü dinl- iyen amele, acaba: ne güzel, ne kızil — kürre, ardında Susmasz- ' kulaklarımın değıl ruhumun jnce tellerini tırmalıyor. bu ses. Ah, gilr, işte budur. » mu, yoksa — asabiyetten bir çılğın gibi kulaklarını tı- kıyarak, — sesinin çıktığı ka: dar: â:' Ah, salâhiyettar İ m olsam, bu borul- arın her birine ot tıkıyaca. ğim.. Susturun — bunları, hetey, susturun bunları, ze. ovksiz, rühsüz — insanlar... v. &...» mi, diyecektir. Tabiatjle ki — ikincisini söyliyecek... Yine, bir makine dairesi tahayyül ediniz ki, — içinde yüzlerce amele çalışsın.. Bunlar, bir ağızdan: «— Ohhh!.. Mesuduz. Ka- din, yoök olsun, kadin. Aşk, kadın aşk. Bunlar demode oldu artık. Aşk işte burada. Kadın — aşkını, Sahaflar çarşısında arayınız. Kfendil- iler. Biz burada makineye Aşığız. Ah, makine, canım maki- ne, Tuhum makine. Bak her birimiz, tatlı, nefis nağmenle (gürültünle demiyelim., Sar- hoş gibiyiz .. Trrum, Trum trak tiki tak. Makineleşmek — istiyoruz, makineleşmek. Ve iste ma - kineleştim.» gibi herzeler. savuramazlar, tabii.. Makineden doğacak — giir hasta: ruhlara kuvvet, kav- rulmuş ve kurumuş dudak- lara kasvet dağıtmaz... O, ancak, Tuhları hasta yapar; — arzüsüz, — ihtirassız Yok olsun, bu ma- — İnsanlar yetiştirir.. İnce çekik kaşlı dilberleri, esrar dolu gözleri, esmer ve uzun kirpikli — güzelleri bulamazsınız, makinede.. Piston, turbin sesleri, an- cak kulakları hırpalar, zev- leri bozar. Fakat — ruhün sonsuzluklarına bitap edem- ez, onlar.. Piston, turbin sesleri in- ıınlııı poıı ıhtuıııııı kö— ha, 5 Lakin, nağme olup ta ru- | kalbe zum... giremez, Şiir, sanat zorla yapıla- maz... Bir faylezol: «Aşk, sanatın anasıdır...» diyor... Antrprantez olarak söy- lıvnvim ki buradaki a«aşk» kadın aşkıdır... Yoksa zoraki olan ışklır dan değil,.. Aşk için diyorsunuz ki: « Çok uzun zamandanbe- ri yazılıyor. Demode oldu artık.» Ne yanlış bir fikir.! Uzun zamandanberi yazılıyor di- ye bir kenara atılması mı jeap eder?. Yaşıyan aşk de- mode olur mu?, Siz, şairi, modaya göre elbise diken bir terziye be- nzetmişsiniz ki, — tamamen hatalıdır. Çünkü, şair bir fı- kra muharriri değildir. ki, karijn istediği gibi yazı ya. zeın., O, ancak duyduğunu yazan bir adamdır. Karijin devrin isteğine icabına veya göre şiir yüzmıya — mecbur - olmak, şairlik değildir, modaya uy- maktır.. Duyup ta yazmak başkadır, kariin isteğine göre yazmak başka.. «Ben serbest nazım dek oru içinde aşk melodarmları oynanacağına kani değilim .»| Diyorsunuz... Ben, aşkı çıplak, lâatik ku- | gibi yumuşak, kıvrılabilen bır4 kadın vücudaoa benzetirim. Bu vücut zamana — göre aocak şişmanlar ve zaifler. Yoksa ihtiyarlayıp ölmez. Şajrin vazifesi her kadı- nın vücudundan daha cazip, daha kıvrak olan bu - ilâhi vücuda şiirinde, zamanına uygun kostümü geydirmek, dudaklarına karmon sürmek, gözlerine sürme çekmek, sa- çlarına ondülâsyon ve tırna- klarına manikür yapmaktır. İşte, azizim, değişen budur, Aşk... Hayır o değişmez. Yalnız, bizim zevklerimiz incelir... Serbest — nazım dekorü içinde mükemmel aşk molo- dramları oynamalıdır.. — Biz serbest nazımcılar; diyorsunuz, dajma — kalple değil kalalası jile söyleriz.. Lâkin — unutmayınız ki, yukarıda da — söylediğimiz gibi, «aşk, sanatın anasıdır» ve bu aşk derin, ve ateşli ruhların ilâhi bir — hamle- si şeklinde tecelli eden ya- ratıcı bir kuvvettir. Mütes- avvıflar, çok — haklı olarak bütün kâinatın yaradılması- nı, ona istinat ediyorlar. «Hakikaten, — yerle gök arasında öyle aşk men- kıbeleri geçmiş ki, kahra- manlarının feryatları insan. ruhunda ilelebet ak. sedecek..n Şiirsiz aşk — olamıyacağı gibi, aşksız şiir de olamaz ve olamıyacaktır, bu böyle- gir... Kuru bir. makine gı'm'ıl- tüsünden şiir doğmaz... Yanlız bır ahenk. O kad. ların | ttir, dostüm. TÜRKDİLİ Tarama Derğisi ( Üst tarafı birinci sayfada) — Kiljste Ayukat Kadri bey 20 — Gönen maarif mem- uru Ferdi bey, 21 — Uzu üköprü ilk tedrisat müfetti- şlerinden Kamâl Edip bey, 22 — Çal kaymakamı Mua- tafa bey, 23 — Merzifonda tarama dergisi tetkik komi- syonu, 24 — İsparta mekt- upçusu Memduh bey, 25 — Malkaçoğlu Sadık bey, 26 — Bursada — Halkın — sesi muharrirlerinden Musa bey, 27 — Mut müfettişi Nadır efendi, 28 Hopa maarif — memurü — Nedim Bey, 29 — Denizlide ma - arif memuru Orhan — Bey 30 —. Diyarbekir maarif mü. dürü Reşit Bey, 31 — Br- zincan orta mektep türkçe muallimi Selçuk Bey, 32 — Roper Kolej muarllimlerin- den Salih Feridun Bey, 34 > Robert Kolej muallimler- inden Saljih Keramet — Bey, 35 — Tutakta musiki mual- limi Salim Bey, 36 — Afyo- nkarahisar İsmet paşa mek- tebi başmuallimi Şefik Bey, 37 — Edirne maarif müdü- rü Şahap Bey, 38 — Tutak kaymakamı bey, 49 — Bür- sada — Kardeş gaze- tesi muharriri Vasıf Necdet Bey 40 — — Elbistan ortamektep türkçe muallimi Ziya Bey 41 — Afyon kara- hisar Dumlupinar — mektebi muallimlerinden Zihni bey. Bu zatların gönderdikleri fış sayısı 14, 945 tir. Evel- derilen fiş yekünu 71,793 ü bulmuştur. Herbirine ayrı ayrı teşek- kür mektubu yazmağa imk- ân bulunmadığından göster- dikleri himmetten olunur. Meşhur bir muharrir di: y or ki: «Bu son neslin kuvretli nağfını kafişelerin £ Kuru böş bir şeklen ne kadar gürültüsü altır un zavallılığı ( sanat, düny kaynıyan — ruklardan kondine Tışkıran bir mahsuld- ür, Tipki aşk gibi.> Bu apaşikür, bir hakika- Şiir de ahenk- le beraber birşey daha bu- lunmalı: Ruh, aşk.. Şiirinizde makinenin boz- uk ahengi değil, kalbimizin her vurüşüu — duyülmalıdır. Şür, kafa tasının işi değil, ruhun işidir. (Me - Te ) NOT «Varan bilir» de bazı ufak tefek yanlışlıklar olmuştur... Onların tertip yanlışı olduğ- unu, her okuyucu anlıyabi- lir Yalnız birtanesi mühince, | Onün doğrusu şudür: (...Yine, siz geceleyin pa- rkları -fakat Balıkesjrin me- şhur parkını değil- dolaşm- Dadınız mi, hiç”..» M-2 P. Yurttaş ııııııııı — Bilöliahmeri unutma! : ıslırap çeken insanlara * ilik l_ardım eden odur. ıııııııı ki 14 liste ile berabor gön. | dolayı | V| kendilerine alenen teşekkür : hilâfına vi dinledimki. tvnç, 9 TEMMÜZ MACANANENA MA CSEMANMEMCA EUNASASANANMAA MA NENA NN EENENEREEDER AM AA NERANANARA MA ! ŞEHİRVE MÜLHAKATTA Mebus Beylerden üçü dün geldi Memet Perler — bey Büyük Millet Meclisinin yaz tatili yapması üzerine mebuslarımızdan — Mehmet Cavit, —Mehmet Portev ve Yörük İbrahim bayler dün Kütahya yolile Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. Mehmet Cevit bey şehri- mizde birkaç gün kaldıktan sonra Bürhaniyeyo geçecek- tir. Avukat Rifat bey Bir müddettir Ankarada bulunan Daimi Vilâyet Bncü- meni azasından avukat Rifat bey dün şehrimize dönmüş- tür. ——— Yaya kaldırımlara sergi kurdurulmuyor. Dükkân sahipleri ve sey- yar satıcıların çarşıda dük kân önlerine sergi kurması belediye tarafından monc dilmiştir.. Bu — memnuiyet hareket ettiği gö rülen Hacı Sadık oğlu İs- mail efendi — isminde bir yemişçi ile Ahmet — efendi adında bir bakkal beledi. yece tecziye olunmuştur. Pazartesi ve salı gün- leri çarşının muayyon ye- rlerine eskisi gibi — sergi kurulacaktır. Susığırlıkta orman yangını. Susığırlık, (Muhabirimizd- en) — Ekinlik — mevkjinde bir yangın çıkmış ve tahm- inen altı yöz dönümlük bir arazi içinde bulunan çalıl- ar yanmıştır. arma, orman muhafaza me- murları ve halkın gayreti ile ancak altı saat — sonra söndürülebilmiştir Yangının nasıl çıktığı ha- kkında tahkikat yapılmakt- adır. Erdekte Koza satışı. Erdek, (Muhabirimizden)— Koza satışına devam edilme- ktedir. Koza otuz kuruştan kırk kuruşa kadar alıcı bu- lmaktadır. İstanbula külliyetli mikta- rda armut savkedilmektedir. Kuraklık yüzünden kavun ve karpuz mahsulü bu söne diğer senelere nispoten azdır. Kuraklıktan zeytin ağaçla- rı da zeror ıöı-ıulu:du- Yangın jand- | Soy Adı Kanunu Her Türk özadından başka Soy adını da - taşıyacaktır. Öz adı önde, soyadı sonda kullanılacaktır. Soy adı. kanunu vilâyete tebliğ edilmiştir. Bu kanuna nazaran, her Türk öz adından başka soy adını da taşımağa mec- burdur. Söyleyişte, yazışta, imzada öz ad önde, soy adı sonda kullanılır. Rütbe ve momüriyet, aşiret — ve yabancı irk — ve millet isimlerile umumi edeplere uyguün olmiyan veya iğre- nç ve gülünç olan soy adları — kullanılamaz. Soy adı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi olan kocaya — aittir. Evliliğin feshini — veya bo- şanma — hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır. Koca ölm- üş vo karısı evlenmiş olursa veyahat koca akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebebile vasiyet altında bulunuyor ve evlilik te devam ediyorsa bu hak ve vazilfe karınındır. Kocanın vefatile karısı evl- enmiş veya koca evelki fık- arada zikredilen seboplerle vasiyet altına ve evlilik te zeval bulmuş ise bu hak ve vazile çocuğun — baba cihetinden olan kan kısıml- arından en yakın erkeğe ve bunların en lisına, yok ise vasiye aillir. Mümeyyiz olan roşit soy adını seçmekte serbesttir. Akıl hastalığı ve akıl zayıflığı dolayısile ve- sayet altına — alınmış olan reşidin adını babası, yok ise anası, buda yok iso vasisj seçer. En büyük mülkiye me- murünün vereceği müzekke- Almanyada Vaziyet (Üst tarafı birinci sayfada) lik vazifesini dahiliye mem urlarından M. Hirl yapacrk- tır. ' Berlin, 7 (A.A.) — Rayş ver kumanlanı cenoral Blu- mberü Münih ve İngolstatda bir teftiş seyahati yapmak üzere hareket etmiştir. Berlin, 7 (A.A.) — İsviç- re hükümeti tarafından Vol- kişer Beobahtur Angrif ve Berliner Boersen — Çaytung gazetelerinin İsviçre toprak- larına girmesinin menedilişi Alman matbuatında tekit ed- ilmiştir. —a — — Londra Görüşmeleri | ( Üstarafı birinci sayfada ) man Davisın M. — Baldvini ziyareti M. Makdonaldın ga- şvbubuziudo hükümeti jdare V etmekte Başvekil l muavinini ile yapılmış ale- ada bir temastan başka bir l şey değildir. olan re üzerine cümhuriyet müd- dejumumisi, memnuiyete uy- gun olmıyarak soy adı kül- lansnların bu adı derhal değiştirmelerini ve tarihte ün almış olanlara ilişik an- latan adların, hilâfını iddia ile, kullascılmamasını mahke- meden istiyebilirler. Kanun- Ta tayin edilen ünvanlar mah. fuzdar. Bu kanunun neşri tarihin- den itibaren iki yıl içinde gerek soyadi olmiyanlar ve gerekse soy adlarını değiş. tirmek istiyenler taşıyaca- kları adı. hükümetin tayin edeceği şekilde nüfus kütü. klerine geçirilmek üzere bi. Idirirler - Bu iş için verilec. ek her nevi evrak pul res. minden muaftır. Soy adını seçme işlerinde çıkacak ihtilâfları halletmek ve kendilerinden soy adı seçmiyenlerle anası babası belli olmıyan — çocuklara nd takmak ve bir adın kanunun istediği şekilde uygun olup olmadığı hakkında karar vermek salâhiyeti, ana küt. üğünün bulunduğu yerin büyük mülkiye memuruna aittir. Kanunum tayin zaman — içinde söy adını memurlara bildirmiyenlerdan beş - lira- dan ot beş liraya kadar vo bu iş için hükümetçe verile. cek vazifede ihmali görülen muhtarlar ve ihtiyar heyet- leri azasının her birinden ve belediyelerce memur ed- ilenlerden on Jİiradan elli liraya kadar hafıf para cez- ası alınır. eylediği Mecmualar: M Türkiye atlı spor kulübü tarafından Ankarada çıkarı- Imakta olan «At» in 9 zün- eu sayısı kıymetli — yazılar ve güzel resimlerle çıkmışt- ır. Bu güzel meemuayı her- kese tavsiye ederiz. Toplantıya çağırış, İdmanyurdu riyasatinden: Bugün saat (21) de bütün Yurtlu arkadaşların umumi toplantıya — gelmeleri olunur. ——— Amerikada sıcaklar. Nevyork, 7 (A.A.) — Bir sıcak dalgası hüküm sürm- ektedir. Mişaganda kesırgal ar ve fırtınalar olmuştur, 5 kişi ölmüştür. —— —00 y Yuldaş: ı Zengin. fakir, kadın, erkek hulâsa hiçbir. kim. | se kendisini hilâllahmerin | şefkatli — himayesinden uzak sayamaz. Bu şefkat yurdunun yardım — eline günün birinde muhtaç olabileceğimizi unutma. maltyiz. Senelerce evel kurulmuş | olan bu hayır - ocağına | aza ol! rica