24 Kasım 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2

24 Kasım 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EHer hafta5 laşe işleri Gelin de sinirlenmeyin! Tz Toprak ofisi şubesi şehrimizin Sanat ablqkı İaşesile meşgul olacak Ü Fiyat Murakabe Komisyonu da İaşe SİYASİ VAZIYİE —. YAZAN: Eski Ordu Kumandanlarından * KDA RR| . ı W e Rumanya vt a TELA e dörtler ittifakt A ea bin “İleride yalnız bir kaç Belçikalı hudut ”'Hw# İ muhafızı bulunuyordu. Fakat burasının bir gün en büyük muharebelere sahne olacağı bekleniyordu ve anada İl Macaristan EZİNE Hayran bayran, cakali Mânlarına | buki mücllif frenktir. Bay Zincirkı- Bakarak, Şehir Tiyatrosunun önün-|ran sadece dilmize edapte elmişlir. KU M M L L L Y L arraaa a a a D İ İ den geçiyordum. Koluma bir el ya- pışti. Baktım, bizlm şu mahut bed- bin dost. Ondan size geçen yazıla. yımda da bahsetmilştim. Bazı gularımdan mektuplar aldım: Kim- dir bu bedbin kimse? diye soruyor- lar. Takdim odeyim: Muharridlik dddiasını güden ve hâlâ mefköre, sanat, illm gibi kokmuş emtiadan madet kelimelere inanan bte biçare kimsedir. — Telif piyesi —yazdığını sâmır, adaptenin aleyhindedir. Mec - mualarda başından büyük ilmi da- valara gi hikâyeler karalar; tiyatro tenkitleri yazmıya yeltenir. Volhası! Rusların Borç çorbası gibl | kurmukarışık bir adamdır. Bedbin dostamu bu ae her za mankinden beyecanlı çördüm. İşmret | veren bir zabıta memuru gibi kolu: BU kaldırdı. ve Şehir tiyalrosunun Kapısını göstererek : — Dur, dedi, iyi bak... Burası bir Sunat mübedidir. Hamen tasdik ettim: — Şüphesiz. Bedbin döstumun heyecani arttı. | Bir sihirbar çevikliğile — neresinden çıkardığını anlıyamadığım bir mee- | Tüsyı burnuma doğrü uzaktı: — İyl bak, bu da sanat mâbedi - HİN sanat meemuasıdır. Mecmuanın serlevhasını okudum : Türk tiyatrosu, Va: j ddıalı unvan, dedim, bari için. Bi Şarmağile şahadet parmağını tükü- zikledi. Osmanlı altımı sayar gibi Şakır şikir mecmuanın — sahifelerini Çevirdi. Bir yazıyı işaretle: — — Oku, dedi, ba yazı da 'sanat Mmübedinin heşrettiği sanat meocmua. #min sanat ahlâkıdır. — Yüni ahlâk kelimesini burada frenklerin emoral> kelimesini” Zabili olarak mi alıyorsun? — Evet tam üstüne bastın... O- kosana! Yazının serlevhasına göz gezdir- | dim, Bedbin dostumun «Dadı> piyesi hakkında yazdığı bir tenkide cevap- | tu. Sahifeyi çevirdim, müellifini « Tudım. İmsa, Şehir tiyatmosu rejisö- Yünündü. Beni hiç slâkadar etmiyen bu makaleye omuz ailkerek Tepeba: Şı tramvay tevakkuf mahalline doğ- Tü yürüdüm. Fakat bedbin dostum koluma h. Türk tiyatrosu mee- | muasını tekrar burnuma doğru 20 Karak ve şehadet parmağlle satırla- Tah altını çizerek — Okuyacaksın, d-dl Bu yapışkan dosttan başka türlü Kurtalmanın İmkânı çoktu. Okudun. Şehir tiyatrosu rejisörü dostuma at- | daben yöyle yazıyorda: <Akıl ermez | Hungi düşünceyle siz de gündelik bir Kazetede tenkil yacmak heve in. kapılmışsınız. — Herbalde bu arzuyü #izde uyandıran son ramanda man- Yar gibi türeyen yeni tiyatzo münek- kitleri olacak, Bir de o sahada at oy- metmak inledir .> Dostumun yü. tüne baktım. — Nasıl? diye sordu. <> Acemlce polemik, dedim, vakur ve oddi sandığımız rejisörümüzden u hacı nine cevabı beklenmendi. Mü- Hekk.ilere tarizle davaya giriş, hiç de soğukkanlı olm.yan, fakat frenk- lerin cemballör dedikleri, yüni ça - Devam ettim. Şehir tiyatrosu re « İlebrü şöyle yamyorda: eTesadüfen 4Dadı> piyesi hakında — yazdığınız Yenkidi okudum...> Bedbin dectum: — Dur, dedi, buna ne dersin? — Harhalde yek okcmalıdır. Bedbin dostumun ağrzı kulazlarına yardı. Ben okumanda devam ettim. Şehir Üyatrosu rejizirü göyle yazı yordu: «Madem — ki”muvaffak - bir | Yodrilini halka takdim etmek bana Rasip odu... Bırakın kendismi size fanıtmak şerefi de bana ait olsun. Bay Zinctrkıran benim piyesi alıp yercse vesilesile tanıdığım bir zat. Halbuki sizir Gelatasaraydanberi ar kadaşınız.. Hele öyle bir arkadaşınız ki (Heldelberg) de de sizinle bera- Ber tahsli görmüş. Pramsızrayı, Al- Mmancayı, Türkçeyi sizden İyi bildi - ğini... Bedbin destumun suali gözlerinde Okunuyordu. Cevap verdim: — Varan bir: «Dadı> muvaffak olmuş bir piyes değildi. Varan iki: Vodrilini demekle Bay Zincirkıran piyesla müecllifi olmuş oluyor. Mal- aa Varan üç: Pransızcayı, Almancayı, ve Türkçeyi senden iyi bilmlş olma» mna gelince; bu, kenar mahalle ço- cuklarının kaydırak oyunundaki kav Kalarına benziyor. Ban daha iyi 07 Rarim, sen daha iyi oynarsın gibi. 'Tabli herkes kendi sahasının hari- cinde at oymatmıya kalkarsa böyle olur. Muharrire yazı gerek, artiste oyün gerek, rejisöre de mizansen ge- rektir. Kişi yorganına göre ayağını gzatmalı. Bedbin doatuna — Bak guraarı kanlılığını kaybetra bir vodvil tercümeslle kıyas ederek, biddetinden nezaketi bile unutmuş .. Bedbin dostumun güsterdiği satır- ları ekudüm. Şahir tiyatrosu geji: ne kadar goğuk- sizin «Bir müsafir geldi...> 2b temsil ettiğimiz zaman, mizden aldığımız mektupların birin- de (bici acemi berberlere tıraş et - tirmiye hakkınız yok) eömlesi yazı hiydı...> Bedbin doztumu dönerek — Fakat, dedim, —(acemi Berber- ler...) cemi olduğuna göre ebir ml- safir geldi> piyesini oyaryan ertist- ler kasdedilmiş olmasın!? Çünkü o zaman Setâmm İssetin bir temkidinl okumuştum. Selâminin tiyatro hak- kandaki kültüründen, bilgisinden şüp he edilemez. Ayni #amanda tok sözlü ve öbjektif bir muharrirdir. Bühassa mantar gibi yeni Lüreyen münekkit- a işle Oğraşır. — Hatırımda — kaldı göre, Selâmi İrzet senin «Bir fir geldi...> piyesiti göyle tenkit e- diyordu: «Bir misafir geldi... Haki- katleri bir kaç canlı örnekle gözü - nüne koyan ince bir eserdir. Müellif vakaları öyle derli toplu, öyle yerin- - İde, öyle güzel, pürüzsür va düzgün bir Hisanla birer şiir gibl idade etmiş ki, insan dinlerken hem hak veriyor, bum haz düyüşor. Söze dayanan, irden ve hayattan kuvvet alan bu e& ser, oynuyanların — hoşüna gilmemiş olatak ki, drama hafif kemedi, hat- tâ bir vodvil çeşnisi verdiler. N ce: eBir misaflr geldi... — lüykile temsil edilmemiş olan bir escedir.> Bu gırada gözüm, makalenin bir çok frenkçe isimler karafanmış bir sütünaca ilişti. Okudukça Laroasse, Meyer'a Lexikgo, —Brockhaus lügat kitaplarının sahifelerini çevirişorum sandım. Bedbin dostuma: —— Peh, peht Hedim, ne malâmat- füraşluk! Fakat dikkat ediyor mu- #? Şohir tiyatrasu rejlsörü adap to eden Müterelimle, ayni mevzut İş- lemiş muellifi beribirina karıştırıyor, imlerin ve vakanın cera maballin tahvilinden baş- ka bir şey değildir. İbda değildir, ye- dir. Halbuki kendilerinden evvel yazılmış ayni mevzudar. mül- hem olmuş çok büyük Oatadlar var: dır. Göcthe, Faust'u yazmazdan vel Pauct eseri mevcuttu. Hattâ Hâ- Eşberi bile. Aksi takdirde Hâmidin, Eşberi Horace'dan mı »- dapte ettiğini iddia edeceğiz? Birdenbire sustüm: bedbin dostü- mun gözlerinin içine bakarıı — Yoksa, dödim, bu hadi zatın böyle ateş püskürmesi leyhinde bir şey mi yazdın? Bilâkiz methettim. Hakkında Ostaddır, diye yazdım; büyük sanat- kârımızdır. dedim. Hata ettin, dühisinir diyecek- tin. Bu mömleketin sahne sanati siz den avvel mevcut değildi. Ahmet Fehim, Büzhanettin, Naşlt, Movah KMit, Raşit Rıza, I. Salip Arçan, Ha- zur, Bekzat Butak, bunlayın hki meveut değildir. Tirk mek, siz demeksiniz; benlm efendim, pirim, sultanım! diye yazacaktıı O zaman belki mahzuz olurdu. Bedbin dostum: — Bak, şimdi göreceksin, ben de ne cevap vereceğim, dedi. — Hayır, cevap — vermiyecekrin, bilâkis şakaya Bu cid. di bir polemik deği, f mevzuudur. — Şakaya mi? Fakat buna sanat ahlâkının tahammölü yoktur. Bu sefer ben kızdım: > Yahu, ten ne vardum düymaz adamsın! Sana yazılan bu covabı 0- kuduktan sonra hâlâ sanat ahlâkı denller bir şeye * San İnsanı sin Bedbin destumu — yölür örtaşında bırakarak yürümiye başladım. Şimdi artık ben biddetlenmiştim. Biz de gelin de, hâlâ sanat ahlâ- kına inanan şu bedbin kimseya si- nirlenmeyin! Celâleddin EZİNE Hapishane ve ıslahhanelerin tanzimi ıır_oiesi hazır (Ankara (Telefonla) — Hapishano | Yeni Gümrük kanunu Ankara, (Telefonla) — Muhtelif memleketlerin gümrük mevzularının tetkiki suretile yurdumuza en uygun yekilde bazırlanan yeni gümrük ka- n Gümrük va İnhisarlar 4£ İsuldaktan Tuna yolile Macarista- -|m bildirmişlerdir. Teklifler tetkik -| Adliyede: *İtir demir tacirinin Kumkapıdaki e- Umum Müdürlüğüne bağlanıyor Ticaret Vekâletine bağlı olarak kuralması — kararlaşam İaşe U - mum Müdürlüğünün şehrimizdeki işlerini Toprak Mahsulleri Ofi- sinin İstanbul şubesi görecektir. Fiyat Murakabe Komisyonu da U- mum Müdürlüğe bağlanacaktır. Ofis teşkilâtı genişletilecek, hu- bubat ve gıda maddelerinin alım satımile meşgul olabilecek bir İhtikârla şiddetle mücadele için Fiyat Murakabe Komisyonlarının teşki ve kadroları da genişle- tlezektir. Rumanyaya tiltik ve yapağı gidiyor Rumanyanın eski anlaşma ile yaptığı petrol ve müştakatı taah- hüdü tamamlandığından, sevki kalmış olan 1500 ton tiftik yapağı, limanımızda bulunan bir Rumen şilebine dü ten yüklenmiye başlanmıştır. malların akreditifi de şehrimize gelmiş bulunmaktadır. Bu son parti ile eski anlaşmadaki bütün tanhhütlerini iki taraf da yerine getirmiş olmaktadır. 20 ton kalay geliyor Bağdatta bulunarak satın alı « man 20 ton kalayın bedeli akredi- tif olarak Bağdada gönderilmiş - tir. Kalayların bugünlerde trenle gelmesi beklenmektedir. Piyasada İkalay buhranı azalacaktır. Takas primlerinde değişiklik Takas primlerinde a yapılmıştır. Enteranjabl memle- ketlerden yapılan ithalâtın prim- leri yüzde 31 den kırk sekize ve ihracatın primleri de 45 den kırka indirilmiştir. Kliringli ve husust takaslı memleketlerden gelecek #erbest dolarlara verilecek prim> ler de nisbette tenzil olun - muştur. Otomobil lâstiği Hariçten gelen binlerce otomo- bil Kastiğinden bir tek kalmamış- tır, Bunların — nerelere — satıldığı meçhuldür. Saklandığı ileri sürül- mektedir. Mıntaka Ticaret Mü - dürlüğünden ve Şoförler Cemiye- tinden ikalar alarak ihtiyaçla- zatı tesbit etmiş olan şoförler a - İcentelerden lâstik alamamakta - dırlar. Kendilerine yakımda yeni partiler geleceği söylenmelktedir. | Habuki şimdiye kadar pek az mal satılmıştır. Fındık ihracatçılarından mürekkep bir heyet Ankaraya gidiyor Ticaret Vekâleti, şehrimizdeki fındık ihracat komitesinden An - karaya bir heyet çağırmıştır. He- yet, bugün Ankaraya hareket e- decek ve yarm Vekâletle temas edecektir. Davetin, fındık ihra - catını temin işi hakkında olduğu | ve bu arada İngilizlerle de görü- | leceği tahmin edilmektedir. Hükümet 110 ton deri getirtiyor Hükümet, Ingiliz dominyonla - ından gelmek üzere 1100 tonluk bir deri siparişi vermiştir. Yakm- da gelmesi beklenen bu malların kiçte ikisi ağır ve diğer kssme hafif derilerdir. Macaristana pik demir ihraç ediliyor Karabük labrikası imalâtından olan 1500 ton pik demirin Zon - 'na sevkine başlanmıştır. Macarlar bunlara mukabil memleketimize 1500 ton demir, demir tel ve çivi göndereceklerdir. Malar yakında Macar vapurları tarafından ge rilecekti mallar arasında kar- yolalık demir çubuklar da vardır. İsveçten demir geliyer Birçok İsveç müesseseleri a) kadarlara müracaat ederek döviz ve takas mukabili olara kmemle- ketimize demir, demir eşya ve givi göndermiye harzr oldukları- 8- edilmekte ve muhabereler yapıl- maktadır. Yakında İsveçten mü- him mikfarda mal getirilebileceği anlaşılmaktadır. Gelecek ayın ortaşına doğru Cavadan, Basra yolile memleketi- mize mühim miktarda otomobil lâstiği gelelcektii _İsılılını karartılması Husus? meskenlere verilen mühlet ay başında bitiyor İsıkların maskelenmesi için ge- tek hususi ve gerek umumi yerler hemen hemen bütün haızrlıklarını bitirmişler ve maskeleme işini t mamlamışlardır. Bu hususta bi tün Kaymakamlarla - Seferberlik Müdürünün yaptıkları kontroller çok müsbet netice vermiştir. Maskelerme hususunda yanlış - lıkları görülenlere derhal il ta bulunulmuş ve yanlışlıklar dü- İnhisarlarda 1 Yaprak sigara İnhisarlar İdaresi hariçten pek az, sigara geldiğini görerek — piyasaya yaprak sigara — çıkarmıya — karar vermiştir. İlk defa büyük şehirlerde bu şekilde satışa başlanacaktır. Bu: suretle slgara kâğıdından tasarruf temin edilecektir. Yaprak sigaralar dört kuruşa satılacaktır. Demir saklıyan tacir Dün zabıtaya, Jaegoçyan adında wirde 2500 Jiralık demir sakladığı Ahbar edilmiş ve evde yapılan &: sonunda demirler bulunarak Jamgoç yan yakalanmış, müdk umiliğe e zeltilmi teslim olunmuştur. S Ancak Jamgoçyan müddelumumi Hususi meskenler için verilen likte tunların demir değil, çelik al-| Mihlet ay başında bireceğine gö- uğunu ve çeliğin de beyannameye|Te. | birincik&nundan itibaren hiç Tübi tutalmadığını söylemiş, müddei-|bir evden dışarıya ışık sızmıya - mmurtilik bu eihetlerin tahkik ve|caktır. Herkes renkli kâğıt veya tesbiti için, Jamgoçyanı evrakile be-|koyu renk kumaş alarak ışıklarını zaber Ünmiyet müdürlüğüne —inde| naxkelemiştii etmişt * Nesip adında Birlet, rında İhsan adında bir çı dizine iş bulacağını v dırmış ve bir müddet y yarak çocuğa tasallüt etmiştir. İkinel Ağırcesa mahkeme rilen Nesip, dün 2 sene 1 ay müd - detle hapis cesasına mahküm edil - miştir. yaşla-| Müteferrik ; a, ken.| —— A kan sigara fabrikaları d kullanacaklar Londra, 83 (AA) — Akaları bu rekaltesini n almak için ya, merde bir yağ fabrikasında | makta olan mi çalışan Salih oğlu Esat adında bir “|avukat bulunanlar vardı. amele dün İslim suyundan yanmış, kaldırıldığı evinde de biraz gonra öl müşlür. Amelenin cesedi adliye doktoru Enver Karan tarafından — muayene edilmiş, gümülmesiye izin verilmiş - tir. dr 12 yaşlarında Ramazan oğlu| Halit adında bir çocuk, evvelki gece aşık karartma halinden İstifade Üc, Galatada, —Perşembe puzarında Ali adında birisinin cedinden cüzdanımı çalmış, kaçarken yakalanmıştır. Haltt adliyeye verilmiş, küçük ol- duğundan farıkı mümeyyiz olup ol- madığı hakkımda adliye doktorunu muayeneye sevkodilmiştir. Poliste: Sakin geçen bir gün Dün şehrimizde-hiçbir zabıta va- kası kaydedilmemiştir. T tötünlerile Viefini tütünleri: manının nefatetini takdir edehilecek lerdir. İngiliz imalâthaneleri Virjini tütünlerile yapacakları har manlarda fazla nisbette Türk tütâ- kullanacaklardır. Harbin başlangıcında Virjini tü- tönleri stoku ancak İki buçuk sene- Nit ylarda bunlara yüzde 8 nisbette Türk tütünü ilâve edilecek ve peyderpoy bu nisbet art, tırılacaktır. *ir Koordinasyon Heyetinin kara- n bince dört gün sonra otomo- Büler tahdit edilceektir. Bu tahdide İgöne bususl ctomobillerle matosiklet- ler seferden menedildikleri gibi taksi etomabillerinin tek namaraları bir Kün, çift numaraları da bir gün ol- İmak Üzere müsavebe ile çalışacak - lardır. Şehrimizde 719 hususi, 912 taksI otomobili ve 240 da motosiklet İ bulunmaktadır. 1870 seferinde Fransızların ba- şına Metz kalesi yüzünden hayli felüket gelmişti: bu kaleye bağla- mıp kalmak yüzünden Mareşal Bazaine, ordusile beraber Alman- lara esir olmuştu; Mareşal Mak Mahon da bunları kurtarmak yesile hareket ederken, Sedan'da sıkışarak, gayrimüsa't — vaziyette muharebeye mecbur kalmış. ya - ralanarak kendisi k İmparator Üç ordu ile beraber | eylül esir düşmüştü. Mareşal Bazaine- harpta yaptığı beceriksizli de ihaneti Fransızlar u « umışlardır; buna, Metz kale- İsine bağlanıp kalmak beyinsizliği sebep olmuştur. | Acaba bu defa da Maginot hattı veya tahkimatı ayni felâket- | Bunu İlere sebep olacak miydi? düşünmek Tâzımdı. müni olacak yegâne şey, ordu |kumandanlarını hakkile muktedir | ve cesur olanlardan intihap etmek İve onları daima iyi yetiştirmek - İtir; iktidarsız bir ordu kumandanı her zaman ardulara ve milletlere böyle belâlar getirir, fakat ordu esasen kâfi değilse ordu kuman- danı ne yapaın? Şu halde sade tahkimat ile iş bitmez; düşman, bu tahkimat ha- ricinde bır yerde taarruz edecek olursa, tahkimatın — betonlu — ve zarhlı tabyaları, kazamatları yaklanıp düşmana karşı giderek onu taarruzdan — menedemezleri bu zaman yapılacak şey, tahki « matı müdafaa edecek kadar zayıf kuvvet bırakarak, seyyar ordu - 'nun mütebaki büyük kısmile düş- manı karşılamaktır. Bu halde yal- nız tahkimat ile iş bitmez; seyyar orduya da san derece ihtimam lâ- zimgelir. Bundan başka böyle ge- niş bir sahayı müdafan için yaş Tacak tahkim&t manzumesi veya battı herhangi yerden, her - hangi bir sebeple delinirse ark, doğru savlet edecek düşman kol- larma taarruz ve onları tard veya imaha için yine seyyar ordusun Wkuvveılı olması İlâzımdır. İnşası tasavvur edilen Magit ot nehirle Belçika bududu arasında- Alman - Fransız hududund Franszların müdafaasına yarıya- caktı. Ya düşman, geçen Cihan Harbinde olduğu gibi, Belçiki dolaşırsa ne olacaktı) Yine iş, seyyar orduya düşecekti. İşte bunun için seyyar orduyu ihmal, asla caiz değildi. Halbuki | Maginot tahkimatı, Fransada bir nevi Maginot zihniyeti vücude ge- tiriyordu. | —Meşhur Fransız edibi ve tarih- İçisi Andrt Maurois 1939 senesi |birincikânun ayında Maginot hat- tını gezdikten sonra şunları yazı yor: <Bu hattan neş'eli olarak öndüm. Üzerimde derin bir in- tıba bırakan, yalsız içine zehirli | İzazın nüluz ermesine imkân bı - | sakmıyan dağ gibi istihkâmlar ve | lacı yükselen toplar değil- | ünkü bunlar aldatıcı emniyet | ebilirdi. Beni en ziyade sevindiren müstahkem hattın mu- hafızı olan askerlerin tavır ve ha- ireketi idi. Buradaki efradın hepsi |Loren'li idi. Bunlar, nında her pazar istihi yaret ederek hususiyetl, mıya imkân bulmuşlardı. Burada tesarlüf eti sında sivil hayatta mühendis ve Bunlar tam sekiz sene, vazifeleri haricin- deki anatlerde istihkâmlarda bu İlunazak topçu mesafelerini mesa- |ha ve tayin hususunda meleke peyda etmişlerdi. Bu uzun, yoru- cw çalışmalar topçulara mükem - mel atış kudreti temin elmişti. «Bu zabitlerin silâhlarını iyice öğrenmiş olmalarını ve - efratla |münasebetlerinin —itimat esa dayanmasını bütün ordu için İnek olmiya lâyık görmüştüm. Bu- İnun için Maginottan döndükten sonra yazdığım hararetli makale- lere ve efrat hakkında dermeyan ettiğim medhü sitayiye bugün de | * pişman değilim. Vakıâ harp için- de Almanlar Maginot hattını da zaptettiler. Lâkin bu sukutta, |tihkâmların muhafızı olan zab ve askerlerin hiçbir kusuru ve b: |ceriksizliği âmil olmamıştır; çün- kü bu müstahkem hat, Almanlar İtizar Mündericalımızın fazlalığından Ateğ Tomanımızı bugün- dercede. medik. —Okuyucularımından — özür| dileriz. Gerçi buna | ve inkısarını kesdwade duydüm. İhattı. Rhin nehri boyunda ve bu | MAziyi tarassut için bir periskop- ele geçirilmiştir. «Hattın düşmesi, Fransiz poli- | tikacılarmın bu pek noksan is- tihkâmlar için çok büyük para çarfetmelerinin âkilüne olmadığı- ni ispat etmiştir. Çünkü buraya sarfedilen para ile Fransada her tarafta harbi kabul edecek büyük bür sahza ve hareket ordusu vücu- de getirilebilirdi. Maginot hattı « nın inşasını teşvik için yazdığım ateşli makalelere bagün mütees - Ayni muharrir, harbin başında 1939 senevi sonbaharında Ârran civarındaki İngiliz ordusu karar- gâhma, Fransz karargâhı umu - misinin resmi bir müşahidi veya || irtibat zabiti tayin edilmiş; esasen | geçen Cihan Harbinde de ihtiyat zabiti olarak dört sene İngi | dusu karargâkımda büyle irtibat zabitliği vazifesini yapmış... Bu vazilede iken 1939 senesinde bir gün, Arras'ın şark ve doğu şima- lindeki Belçika hudut boyunu do- | laştığı zaman, gördüklerini şöyle anlatıyor: gileride yalnız birkaç Belçikalı hudüt muhafızı bulunuyordu; fa- kat burasının bir gün en büyük muharebelere sahne olacağı bek- | leniyordu. Hatların zâfını gördü- ğüm zama'n dehşet içinde kaldım. | Gerçi Maginot hattının Montme- (dy cıvarında sona erdiğini birçok defa işitmiştira. Fakat Belçika hu- udu boyunca Maginot istihkâm- ça kuvvetli istihk&mlar yapıldığı- nt tahayyül ediyordum. «Bu hudutta Fransayı mağlüb - | yet ve istilâdan koruyacak hat'e- vn herbat bir halde olduklarını mütbış ve en e“emli sarsıntıların ı | Hattın ötesinde berisinde, arala - ida bir iki kilometer fasıla oları çük çimente kazamadara ve bunlarırt etrafında tesadül ecdivordum. snatta Deş v altı İzgiliz askeri bi lunuyordu, Bunların - her birinin lu dürbünü, bir ağır ve bir hafif makineli tüfeği vardı. Bu kaza - matlardan her birinin birer tank defi topu olması kararlaştırılmış- t Fakat henüz bu toplar gelme- mişti. Yalnız yerleri hazırlar mıştı. Bu kazamatların arasına dibi düz hendekler kazılmıştı. Bunlar güya Alman tankları düşürülmek için tuzak vazifesini göreceklerdi. Bu hattın biraz gerisinde İngilir as - kerleri, avcı siperleri ve mahtuz tarafından arkasından çevrilerek zi ları kadar değilse bile yine oldul.. (7 di idi. Hakikaten dün 'ver devletleri - ve mümessilleri ile General A co arasında imzalanan bir kol ile Rumanya da olarak askeri ittifaka hakikati halde, büyük ve bâhusus Almanyanın 'sini kabul etmişler demel kü Macaristanla Rumany' ni bir devlet, meselâ Al ingiltere tarafında harbe sine karşı Almanyz, İtalya ponyaya yapacakları dım pek ehemmiyetsiz Macaristanla yaya ük bi her ikisine de hemhudut Sovyet Rusyanın bir taarruzi yj zedilecek olsa Almanya; Pi F Kat ; ; SA Almanya, cenuba sark çin Yugoslavyadan yol ve müvafık cevap al dirde harben geçmiye VAt mahaller yapmıya ça'ışıyorlardı. Fakat Flandres'in meşhı runda böyle bır mevsımle bu gibi siperler ve mahfuz mahaller kaz- mıya imkân yoktu; çünkü zavallı yeri kazar kazmaz su tabakasına tesadüf ediyorlardı. (Devamı var) Ücretli memurların maaşa geçmeleri için Ankara, (Husast) — Ücretli me- mürler 1 maaşlı memmriyetlere geç- melerini temin maksadile Maliye Ve- büleli müstoşarının relsliğindeki ko- misyon çalışmalarına devam etmek. tedir. Komiayon hâlen Vekâletlerin ücretli kadrolarını tetkik eylemekle meşguldür. Mektupçular arasında makiller A » (Husuzi) — Afyon mek- tepçusu Sait Adil Karaman Bdirne | tmek huğunu, Maraş mektapçusu Aziz Üçok Evzincana, Kırş-hir tmek tupçusu Sait Sayın Aydın, Errin - |can mektupçusu Muraffer Mübittin Dalkılıç Kırşehir, Edirne mektapçu- su Sadettin Sönmez İsparta, Ordu ur çamu- |H İngiliz askerleri, elli alımnış santim |* Ankera, (Husust) — Hariti'yif kâletinin taşkilâr va vazifeleri kındaki kanuna ek bir kanua P «i hazırlanmıştır. Vecizalerin Şerki | aa etmek için, verdikleri bütün lıkları bilmek CHATEA! Chatenubrlaad'ın 19 uneü î;î göylediği bu söz, bugün doğcetur. Tamarn, ım::l zöman içia parlak w K kerin sağibi <dea yi kıbet ne kadar âciz ve hale getirdiğini tarih tire Bazı vecizeler enedir sin değiş a yale ht mektupçosu — Mehmet Rifat ” Torüs Afyon, Aydın mektupçusu Cevdet Anday Giresun, Klâzığ mektapçasa Rauf Özdemir Ordu, Girezun mektep çusu Aziz Aytekin Blâsığ, Gümüş- hane mektupçusu — Memduh Neeati Tosun Maraş, Kayseri mektupçusu Ü Neşet Katırcoğlu Ersuram, Br- ven mektupçusu — Yüver Daydas yreri mektapçulağıma naklen ta- Şin edilmişlerdir. Almanyadan tıbbi ecza geliyor Ankara, (Telefonla) — Alman'az. İn evvelce yapılmış olan anlaşmaya göre verecekleri eşyanın bir kısmın.n bugün yola çıktığı haber alıumıştır. Almanyadan taıbbi ceza da gelmekte- dir. Bayer gizketi de 1004400 Hiralık, ecza için müzaade islemiz- z Müstevli'erden eef ll.’ Bişdimez. chw.ıır.ııd“_'j'

Bu sayıdan diğer sayfalar: