. Emine ile Mebmet, - oğulları Zühtü için kendilerine - Zeynebi gelin etmeyi çoktan Hasarlamış - lardı. Zeynep, Dervisler çiftliğinin bi- ticik varisiydi. Bu büyük çiftliğe sahip olmak, bütün köy delikan- Harınm emeliydi. Zeynep, ayni zamanda güzel Bir Tavşan Gözükünce Nakleden : F. VARAL B y ae a a Türk Köylüsü Kâfi Derece Uyanıktır Mersinden Motosikletle Ankara Genç kızın, — delikanlıya öyle bir bakışı vardı ki, Zühtüden bin kat ustaları bile afallardı. — Haydi oturalım, Zeyne - bim... Acele işin yok ya?.. Delikanlı, bir eliyle genç kı-| van yükünü alırken, öbür eliyle de Onu çimene oturması için yavaş yavaş itti. Tetkikleri Konya, 30 (ALA.) — Şehrimizde, bulunmakta olan Ziraat Vekili Muh- Na Erkmen, dün, yanmda Valimlz olduğu halde Ordu Müfettişliğini, Kor Komutanlığı, Belediyeyi, Par- |tiyi ziyaret etmiş, Ticaret Odi Börmn, 4llo ve harayı teftiğ eylemi; tir. Muhliş Eykmen, bu teftişleri evnasımda —alâkıdarlarla görüşerek istihsalla arttırilmasına mükabil is-| tihsal masrafının maaltlmasi vsas- İartm tetkik eylemiş ve karada hay- 'Bu Kadar Müttefiği Olan AdamınSırtıYerçGeîirmi? * Çur, laveçlileri takdir etmekleşrakarak geriden imdat almak ba- beraber, bütün hamlelerinin kat'i|hanesile sıvışan bir Moskof Cari bir netice vermeyişine kızıyordu. |artık ölmüştür. haşmetpenah ... bir kızdı da. k çe S ü be Zühtü : vandılığın inkişafı çareleri Üzerinde| yet öğleden sonra Levenhopt / Şimdi karşımızda harp etmesini ter aat Zühtüye de kimi Gtese, — AL, Zeysebim! diye içini neütehamsslardın izakat almıştır. — İbirkaç bin kişile geri çekilerek 2m-|bilir bir ordu, ne yapacağını tayin g DD f üzel bir Yekti. feri ilk defa Ruslara terketmişleder bir kumanda heyeti vardır. Zaynenle Züktü ne gümü biri y L e n bindenbire de j oldu. Harbin bilânçosunda iki ta-| Bizzat Çar, tocrübelerden fevkar çift olurdu! İsimleri bile uyuyor- du. Bir gün Emine oğluna : — Zühtü, dedi.. bir tavşan öldürerek Dervişlerinin çiftliğine götürmek İâzım. Sonra da Zey- meple konuşmasını bilmek. Genç- lik arasında o kadar kolay anla- aalır ki.. bu senin elinde. İd mesini bilirseen, bu kış düğününü ğişti. Dili çözüldü âdeta. Ne ça- buk konuşuyor, ne atılgan olu - yordu! Genç kızın elini tuttu. Ko- nuştu, konuştu. O kadar ki, Zey- nebin alaycı halinden eser kal -| mamıştı. -Bakışları yumuşamış.| gözleri yaşarmıştı. Başını, erkeğin yaklaşan omu- zana birakırken : İ | arkası slinmış bulu Bursada köza mahsulü bereketli Bursa, 30 (AA.) — Bu seneki koza maksulünün s0n dökümüzün de en | ülme güre bu sene Buraada bir ba- gük Milyon kila kozs musmela gö Müştür. Hatayda 800, Adapazardı “thak yaf da onar bin kişi kaybetmiş ve|lâde istifade — etmesini bilmiştir bir kaç bin yaralı vermişti. Fa-| haşmetpenah... Yoksa Leven - kat esir pek azdı... İhopt'u mağlüp ederek ricate mec- Yorgun, bitkin, erzak ve cep- bur edecek bir Moskof ordusunu haneden mahrum dört bin kişilik (ualâ tahayyül edemezdim. bir kuvvetle Levenhopt, emsalsiz| — Şarl güldü. Meseleyi generalin |bir müdafaadan sonra kralına il- fazla izam ettiğine kaniydi: edehilmişti. . Moskoflar her Şimdi Demirbaş Şarl, bu ba-|zaman aynıdırlar, değişen belki taklık memleketlerin ortasında | Petrodur. Fakat bir insan ne de yaparız bile. Ha Zühtüm! diye © da içini a yi et(olsa her zaman tehlikeli değil - M00 ve Külrnnde öyrıca, 100000 Küpi L TEvYden mahman, yak Euy çet v ee eli B Zühtü bu nasihatten ilk nok - tayı aktında tuttu : Zeyneple baş- başa Kalması ve bir tavşan vurs ması lâzımdı Bu işine geliniyor değildi. Zira kız güzeldi, eonra bir tavşanı vuracak kadar avc- lığı vardı. İşte bu çille av için bir gifte omuzda yola çıktı. Düşünüyordu: Yolun döneme- geçtikten sonra — hangisine rastgelecekti : Zeynebe mi, yoksa tavşana mi? — Karşısına Zeynep çıktı. Sirtin- daki yükile genç kız yorgun ar- gın güneşin altında yürüyordu. götmemişti. h Zeysep atsa, bir de, işte burun buruna gele- ceklerdi. Birdenbire ne olduğunu anla- mıyan Zeynep, hafif bir haykır- di ve sonra buna keni Gözleri çifte bir işıkla parlıyor- du. Zühtü, ne söyliyeceğini dü- gönerek şöyle bir doğruldu : — Yükün ne kadar da ağır, Zeynebim! Ver de onu ben Şıyayım. Sizin Dervişlerin çift | liğline daha çok. Şöyle biraz o- tursak mı) Ah gu aşk; sihri insanın ben- Tiğini ne kadar çabuk sarar! Züh- tü birdenbire mestoldu sanki. O kadar ki hem atılgan., hem de korkak kesildi. Niçin? Çünkü çinde Binbir his kaynarken he- i de güldü. | çekti. Her şey yolundaydı, evet her, şey yolundaydı! Fakat genç kızın başı daha Zühtünün omuzuna '“’“ı.î."""'î ııı_. delikanlı yerinden fırlamış. silâhına sanlarak çü Örelap çyln SEDALN e| yordu! Ne imiş? Karşıdan, ha-| vayı koklıyan bir tavşan gözük- 'müş! yirmi gün evvel Mersin'den husu- Bir aycı, bu kadarma dayana- si motosikletil —Ankara türuna mazdı. Zaten anası da söyleme- çıkan ve iki gün evvel dönüşte miş miydi: Bir tavşan vurup Zey-| Adanaya uğfıyan Mersin İdman nebe götür! diye. İşte karşısına Yurdu sporcularından Mehmet bazır hayvan çıkmıştı. Talih bu-|Sipahi ile bir görüşme — yaptım. &ün Zühtüye ne kadar yardım e- Suallerime şu cevabları verdi : diyardat — 28 Haziran sabahı sast 5 | Ah, zavallı budala! İki karpu-|de Mersinden hareket ettim. Gi- İzu bir koltuğa sığdırmak istiyen derken bazı mücbir sebeplerden budala! dolayı 23 saatte dönüşte ise 18 Bir fişekte tavşac yere serildi. santte geldim. Çektiğim müşkü- Fakat genç kızın yanına dönün- lât çok fakat bundan doluyı da İce ne gördün? Dudakları burkul- memnunum. Aynı günün saat © muş, alnı buruşmuş, gözleri hid- sında Tarsustan hareketle Pozan- det saçan bir Zeynepl! Yükünü tı şosesi üzerinde ilk karakol o- alarak yalâ koyulan bir Zeynep! laa Damlamaya geldim. Bundan Sen istediğin kadar haykır arka- sonra Çamalana ve Toroslara gi- sından... riyorum. iatın bütün güzel- |H Okumiya başladığı aşk destanı- Tiklerini esirgemediği bu güzelim İm bir kurşun atmak için yarıda Yürt parçası muhteşem' bir dekor bırakan âşıka, tercih edilmekten iserisinde bulutlara kadar yükse - uzak kalan sevgili baş bile dön- len Toros dağlarile çevrilmiş dlürmlyervu Hüşüsüyor : san hayranlıkla bakmaktan ket ğ l bi Küns ü ça gesEn bir tavran için beni y a çecir ve kahramanlıkları - İste böylet Hersey — önceden IZa bir çok defalar sahne olan Motosiklel Mersin, (Hususi) — Bundan tle seyahat eden eporca yolda Ykoza istihsal edilmiştir. Du seneki koza amalisulü geçen saneye nazarat İumulduğundan faxla bir netlee ver- miş demektir. Bu seneki mahsul fazlalığile fiyar cular birliğinin — faydalı — mesalleri ertesi günü de Ankara'ya kavu - mevnaniyedle kaydedilmektedir. şabilecektim. — Buradan ayrılarak | Göleük nahiyesine geldim, Nahi-| İ ye müdürü kim olduğumu öğren- mek için makamına çağırttı ve kahvelerde kâğıt üviyetimi öğrendikten sonra ak- | İ oyununu menetti| ' we cesaretine güvenmekteydi. Poltava Bu bataklıkların ilerisinde kü-| çük fukat toprak tabyalarının ar- | kasında muzaffer İsveç iın'liiın.: meydan okuyan küçük bir kusa-| ba gözüküyordu. — Poltava adını | taşıyan bu kasaba, kim derdi Rus - İsveç tarihlerinde bir dö- nüm moktası olsun. — İsveç Kralı Damirbaş Sarl, kendisine birkaç bin kişiyle iltihak eden GCeneral Levenhept'un orduüsüyle on sekiz| bini bulan askerile bu kale önüne | alamıyor. Biraz sonra meşhur| İşamın yaklaşmasından dolayı ge- ceyi burada gecirmemi teklif e- , v |ceyi ; İ’îı_vıhı, 80 (AA.) — Böormota Be- D N Gağında bir arman, s0- lediyesi sihhi Mmabsörları dolayisile , A GA geniz bir bataklık vardı. İden misafirperver müdüre Nev - gehire kavuşacağımı söyliyerek bu 'Latsa kahvehanelerde ber türlü kâ- Şakre ancük taphedeb böcmmci: Bit öyunlarımı menetmiştir. mbele meürelimii. | teklifini kabul edemiyeceğimden İesef duyduğumu söyledim. Yolun e | İzmir Hcaret borsa- Karatoprak denilen mümbit ve sinin yeni idare heyeti “hSldar bir mıntakanın orta- İtarifini rica ettim ve aldığım iza- Aşanda bulunuyor, nehir yollarile İzmir, 90 (ALA.) |hat üzerine buradan da hareketle loldukça ilerlemiştim. Artık karan- | Ticaret ve de Rusyanın içerlerine bağlanınış Sarayi bursasında döün yapılan bit oluyordu. İlik, lâmba ile gidilebilecek kadar| fazlalaşmıştı. Motörümün (enerini ' ğ yaktım, biraz ilerde bir adamın | tOPlAntıda yeni idare heyeti Poliayayı almakla lsveç Kralı, koşarak önümü çevirmek istedi-| M'stir. Yeni İdaro hayeti ağustostan Moskova önünü kapıyan Çar ar- itfbaren vazifeye buşlıyacaktır. dusunu sağ gerisinden — vurmayı Denizlide Beden Ter- iSetlerinde. gerek Rusya cenu PYLE 'da bu kazlar uzuklara kadar biyesi Mükellefiyeti ğini gördüm nihayet yol üzerine | gelerek sopa ile dur isaretini ve- ren bir çobanla karşılaştım. Ya- gah gelen çoban : — Sen necisin, kimsin? Türk | — Denizli, 86 (AA.) — Beden Ter|neraller ve ezcümle Başveki |müsün? Buralarda bu saatte me blyesi İstişare heyeti kaza kayma -|Per, hiçbir zaman hoş kamlarının iştirakile dün Valinin Ti VE mütenddit defalar Şarl'a iti- yesetinde toplanmmış ve bu toplantı. Taz ediyot : da Reden Terbiyesi Genel Divektö: — Haşmetpenah, Tüğü mümessili da bulunmuştur. Bu hata, mahvımızla bana kafa kâğıdını göster. Düş önüme yaplığımız neticelenecek, Fakat Poltava, G sarkmış olmasını yanındaki ge- ! - |Silek Boğazını geçiyorum. Sarp| Hemen nülfus kâğıdımı çıkakt- | |dalaşıyorsun? Seni — birakmam, içtimadan sonva Vilüyet İstişare Ho- dr ordu, gerisinden bu kadar dir... — Fakat hükümdarım, — şuna emin olunuz ki Petro ile boğuş- mamız dünkünden daha güçleş- miştir. — Son derece aebatkürane karp eden ordularımızın nasıl ge- yüksekliğinde, kooperatiflerle tohum'na karşı dimdik duran ve sanki (i çekilmiye mecbur kaldığını, e- limdeki kuvvetin üçte ikisinin na- sıl dövüşüp öldüklerini zatı haş- |metpenahilerine anlatamam!.. nlatmasan da ben İs- veç askörini bilirim general, Fa- kat Petroyu şimdiye kadar birçok yerlerde “tepeledim, — ordularımı, generallerini çok defa tım. Bugün seninle Rusyanın ce- nubunda konuştuğumu unutma!.. Buna rağemen Petro, ne yapm: istese - muvaffak — olamıyacaktır., Ünkü biz askerlik fennide hoca- hığunıziı mühafaza etmekteyiz... Bu sırada erir zokdi Rodolf, kralın çadırına girerek keşif mi rezelerinden aldığı bir yaporu zetti. Kral, rapora — sür'atle göz gezdirince kendisine bakan Baş vekile : — Piper, dedi HÜ kişiyle Poltava i ametinde — ilerlemekte olduğu anlaşılıyor. Piper yerinden kalktı. — Fazla heyecandaydı. General Leten |hopt düşünceye daldı. General Dardof, krala hitap ederek : — Haşmetpenah, dedi.. © Ce- Oyecanı da, şaşkınlığı da art. — |kestirilemez. Eminel Oğlum tav- Halbiki Zeynep tınmadı bile. | şanı vurayım derken — Zeynepten Ah şu kızlar! İoldut Ye yalçın kayalar derin dercler'dem. Bu weiz yötlerilk'talii wesi- ihtişamla yükselen kargılıklı dağ- fesini kendi kuvvet ve kudretinin Tar, sağlı sollu binbir çeşit ağaç-| ç imkân dahilinde hakkiyle yeti Azaları Halkevine vada bazır bulunan mi lefiyele tü bi gençlerle mobuslar, askari kamu- çi itmişler; o4 uzaklasmış değildir. Hem biz ne- neral Rençild'in ordusunu geri al- İye güreniyotür) dıralım. Biz müdafaada kala - — Niye mi güveniyoruz Piper? (İrm... Bursada sıtma mücadelesi Bursa, 90 (ALA.) — Şehilmizdeki sitma mücadele teşkilâtinin bu. se -| meki çalışmalarından çok iyi ve müs — bet neticeler elde edilmiştir. — de GÖ216 valandaşı sıki bir. muaye- YAsta halkın önşkün tesahüratı: için-| Mücadele teşkilâtımnz bu yıl için- mneye tâbi tulmuş, 11.158 klşinin kan- ları tahlii edilmiş ve bunlardan 1971 kişide sıtma mikrebu bulumarzak der hal tedavilerine başlanmıştır. Ayrıca tedavi görmekte olan 10164 — gutmalıya 76 kilo kinin ve 4224 tatlı — kinİn dağıtılmıştır. Buzlardan başka "arla biribirine kol vermiş muaz- | Döküldüde “Havsellak a G velböml size anlat - tanlar, Parti, Halkevi ve Belediye|Evvelâ İsveç askerine, sonra ze- Rebs ve mensupları ve Vilayet orkâ- Kâmıza, düşmana olan Üstünlüğü- mnin iştirakile yapılan Denizli 'genç Müze, mihayet harp talihinin bi- müdrik bulunan bu saf çobamın gözlerinden öptüm ve bu hareke- gösterişleri makla bitiremiyeceğim bu güzel- tinden dolayı kendisini takdir et- Denizli, 80 CALA.) — Rugün Ha- Hiklar bende nihayetsiz bir sevinç|tim. Bir yandan bir şeyler öğren- (va Kurumu — fileeuna rensep bir ve neş'e yaralıyor. Bu büyük ge- mek ister gibi tetkik etmekte ol. tayyaredimiz. eat 7.20 da ve bunu'çidi 15 dakika sonta geçmiş bu- duğu nüfus cüzdanımi istedim. !Nk Klübüntün açılıma iinde bm « Tanmuşlardır. — Bu törende Vali ve Genel Direktörlük mümessil' Hi birer bitabede bulunmu: |takiben paraşütçüleri hümil olan 1- Junuyorum. Gittikçe çoğalan çam| —— Dur, kafa kâğıdındaki kı- kinci tayyare de Baat 1030 da Ta-|ormanları ve her'an değişen man- lığını sana benzetemiyorum. ları ve nihayet Adanamın Bü- hi atlatamassın, bu kafa kâğıdı rücek yaylasını ve bundan sonra O durmadır. Ben hinci sc da Pozantı nahiyesini geçiyorum. yaya yakın bir köy var oraya gö- Nahiyede durdum. Saat 11 ol- türür, muhtara teslim ederim. müştu. — Buradan da 20 dakika, Bu saf ve genç çobanı daha sonra aynlarak yoluma devama bazı vesikalarımla benim de ken- başladım. 8 kilomette ilerde di gibi bir Türk vatandası oldu.| hiş bir yağmura tutuldum iltica gımu söyledimse de bir törlü izin de yere inmişlerdir. — Sahadla — Vali.| Tuğ komutanı — ve Denizliden gelen bir heyet, kaza kaymakamı — kazır |bulunmaktaydılar. | Nu münasehetle tayyare mül Emin AlL Yaşin — paraşütçülük ve Törk Hava Kurumunun şimdiye ka- Denisli ve mülhakatında 40 genç- Tik klüp ve grupu açılacaktır. |murlar buraya civardan sürükle-| diği toprakları sörükliyerek ka - Tn bir mil tabakası husüle getir. mişti. Bu çamur deryasını geç mek imkân haricindeydi, bir hay- K düşündüm çaresizlikler içinde |zimle beraber oluşuna, bu kadar menfaati olan adamın sırtı yere öyle Levenhopt. 4 çetin harbi Mas- kof Çarı Petro ile yapmış, gö- ğüs göğüse harp etmiş olan Ge- neral de fikirlerini şu suretle hü. 'lâsa ediyordu : — Haşmetpenah ı Moskoflar artık değismişlerdir. (Bunu böyle — kabul etmeliyiz Acı bir hakikat vakıâ, fakat ma-| jesteleri emin olmalıdır ki, artık | diyordu. Narvada karşımızda gördüğümüz | Kral bir kahkaha att. Elile emir sübayının çekilmesini işaret etti. Sonra generallerine döne - rek : — Dasilarım, dedi.. buraya biz müdafaaya değil, tanrruza geldik. Şimdi bana doğru ilerli- yen çan, sahte bir ricatla bana doğru çektiklen sonra, onu nehir bataklık ve ormanlar içinda - kıştırarak mahvetmek istiyorum. Petro kendi ayağile tuzağıma dü- şecektir. Generaller bir hayli krala iti- razlarını baş yere serdettiler. kat Demirbaş Şarl hiçbir şey 'ordu. mücadele teşkilâtımız sivrisineklerin|dar yaptığı ve bundan sonra yapa- edecek hiçbir yer yoktu. alamadım. O mütemadiyen : kıvranmaktaydım. İlerde Kızılir- Rus askeri, orada ordularını bi-! Devamı var) Haydi, düş önüme-.. Diyordu. Çohan ağayı motöre O üremesine müni olmak için âsami “ağt işler hakkında beyecanlı bir ki- mak yanında koyuularını otlat - O fasliyet göstermekta, sıtına mücade-|tabede bulunmuş ve mütrakiben mi-| e ’_k_' n ni köye|Mmakta olan dört coban gördüm! le teşkilkti bu maksatla birçok ba-|safirlere ve davetlilere Tavasın bağ, çÜ ' . bindirdim — ve biraz sonla Kaye li Vanıma geldileri taklıklarla su birikinlilerinin kuru -|İfY urası mevkünde bir öğle yemeği ::":_'_ :'T:T;:'î::î_:':m:de geldik. Bu vaziyeti görenler he Baan girrelk İsra: Bidümin ai NE P t î REY ı M ı tür. men başımıza üşüştüler. rendikten sonra yapılacak bir iş Bezdiya Masslikası — tulması yolunda icap eden tedbirleri| Yerilmişi alnuş — bulunmaktadırlar Bu avadal| — Saat Kuretalan — ve temizlettirilen —arıl,|Parak ba göceyi Tavasta geçlrecek kanal, bataklık ve su birikintileri|olan tayyarecilerimizin yarın Dents. O miktarı 123381 motre murubbudir.|live gelmeleri beklenmektedir. Diya: r Valisi Nüfus sayımı Diyarbakır, 30 (A.A.) Yalimiz| —Rir batında İki wdali nüfus ne bü- — Feyzi Gövel buraya gelmiş ve İstös-İ aK kuvvet ve saadet, Türk kadı yonda Umunl Möfettiş Abidin Öz y , göğüm kabiliyeti bize bunu -vâd “men, Korgeneral Galip Denizle mül-|ve tebgir ediyor. Yeter ki onun y Ki ve sakeri erkân ve kalabalık bir| vazımu koruyalım. Çocuk Esirgeme halk kütlesi tarafından karşılanmış- Kurumuna yardımınız bu mes'ut ne tar. İticeyi temin edebilir. Incu Grtünceye kadar et suyu keyap 1 elarak orta ateşle pişiriniz. Puf Böreği Bir kilb un. 105 grum erimiş tere- yakı, 6 yamurla, 20 gram tar, bir İfincan külü su İle yöğüurüp kalınca İbir yufka açınız. Üstüne yağ sörü- nüz. Katlayıp tokyar açımız. Açılan yufkaların kenar tarafına İslediği - niz içi (maydanczla, tercotlu, yu - mürtab, peynir; azx sovanlı kıyma veyahut beyin) biribirine uygun ya- kınlıkta bir sıra öbek übek koyunuz. |Yufkanın böğ kalan tarafını üzeri- : .. gördüğüm tren köprüsünün 18 de paraşdt teertbelari va. l L l L yalıklara doğru i k bir kaya parçe-i yij gizlenmiye mecbur vvW olup olmadığını sordular ve va- Nevşebire saat 22 de kavüşa-|ziyeti anlattım. hemen aaf çoban- miştim. Geceyi orada 2eçir - ler dördü birden bana yardım et- ettesi gün sabah saat 7.25 'tler 500 metre kadar ölan bu Bezelyaları iyice ayıklayının. Ten- cereye iki xovan çentiniz. Bir kaşık' sadeyaskile barlı eteşte pembeleşin- ceye kadar karıştırdıktan sonra dört lar ve etrafta bulunan ağaçlar ve-|reket ettim. Arapstn nahiyesine'kin bir halde geçmiş ve saat| Kaşık kıyma, tuz, bilee ve baharat ni bir hayata kavuşmuş kadar te- geldim. orada tarihi âbideleri hay'13:30 da Kirşehire girmiş bulu-! & raz daha karıştırıp indiri- miz ve neşeliydi. Bir çeyrek sonra| ranlıkla seyrettim. Tuz köyünden'nuyordum, — Kırşehirde pek fazla viz. Kuşhanoye bir kaşık kadar top meşhur Çifte Han kaplıcalarına geçerken kaya tazunun Nösil ke-'kalmadan ayrildım. Artık güzeli luca kıyma boyanua, — etrafına da izelmiştim. Nihayet aymı günün) sildiğini yakinen gördüm-Buradan | Ankaranın kapılarma doğru hız-' *erpişlirip Lexlyalardan birkaç sıra saat !6sinde Niğdeye gelmiş bulu sonra biraz ilerde asma ı-vu.ı.ıhs. metanetle ilerliyordum. Niha -| diziniz. Üzerina kıyma gezdirip bek- nuyordum. Ö gün Nevşehiri tut- düştüm ve ovanın bir tarafı Kıs ' yer aat tam aekizde Ankaraya Tar dixiniz, kuşhane doluncaya ka- mak istiyordum. Çünkü bu suret- zılırmak diğer tarafı dağlık. Bir kavuşmuş bulunuyordum.. (dar bu ameliyoyi tokrurlayınız. Tuz, Je ancak yolumu yarı edebilecek, gün | dağlara yağan yağ - H. Çetinkaya , az da toz geker serpiniz. Üs- ganın altına kaldım. Yağmurdan tslanan yöl-|de yola devam etmek üzere ha-bataklığı ancak 3 saat sonra bit-| |dim, $ Bu sözler, küçük çocuklara — tetir etti. Üçü birden gözleri heyecandan bü - yümüş olduğu halde endişeli en- dişeli mürebbiyenin yüzüne bak- tılar, Cenç kız da, hiç bekleme- diği böyle bir teklit karşısında Kkalınca az çok kendisini şaşırdı. Hele araya Vecihinin isminin de münidar bir surette karıştırılması büsbütün canını sıktı. Maamafih mümkün merteba kenci>- hâkim Bİzuya çalışanak m b öne dedi, ki: —Fakat hanrmelendi, ben hiç rgunluk hissetmiyorum. —Özle- İaiden, sonra. yalnız. başıma İkale Buya da ihtiyacım yok, — Herhalde ihtiyacınız var- FAKiR KIZIN H'KÂAYES? Edebi Tefrika No. 89 Behireden ıiyıde' H e e Ğ ıl keşfedebilirdi?. Onun için bir kimse arıyormuş Kibi otrafın vakilki gibi kısa ve sade bir gayri ihtiyari göz Kezdirdi. Tıp çevap verdi : kı denize düşüp dt can kurtaran - 3 yle bususi görü- simidi arıyan bit kâZazedeye ben: di ziyordu. Bir yanında Vecihi. di-| er yanında Nadide hanım, kar- Nadide hantım, Behirenin ve-| sısında da Semahat vardı. bunla- İrilen izni kabul etmemekteki hulrm üçü de kendisinin başlıca düz- dararımdan gittikçe sinirlenmek- -| manlarıydı — Bunların aralarında teydi. Ba dela âmirane hir ta-|bir anlaşma olduğuna hiç şüphe v yoktu. Bu, demindenberi 3ö — Her neyse, biz size öğle-| dikleri sözlerinden, bakışlarından lerden sonra akşama kadar izin|çok bâriz - Surette anlaşılıyordu. — Benim meşgul olacak husu-| vermeyi muvafık gördük. Bu -| Behire ba düşman insanlarım ara- | si bir işim yok ki... Zaten bu- günden itibaren burada bulun -| ada sanki Bir uçurumun kenarı- rada kimseyi de tanımıyorum. — duğumuz müddotço her. gün öğ-|na getirilmiş de onlar tarafından — Canım, saki aile dostunuz|leden sanra serbestsiniz. Çocuk Wecihi bey de yok mu? Onunla (lara biz bakacağız. Siz de izi elbet arasıra başbaşa kalıp eski nizden istediğiniz gibi istifade e- hatıraları tazelemek istersiniz. — “dersiniz. N | Bu son söz Behireyi ikaz et-| Sert ve kat'i bir eda ila söy-|rinde Hayri ihtiyari bir harekette İmiş oldu. Nadide haaımın, durup lenen bu sözler zavallı nşı.;m.:n'l_»;ııh,mlu. Bu sırada gözleti, biraz durürken, bilhassa doktorun ya- yüreğine âdela bir bıçak daldı-'ötede oturmakta olan — düktorün tunda bu tarzda idarei İisan et- mlyormuş gibi tesir etti. Genç kiz HÜZlerine ilişti, Doktor, annes: İmekte bir maksadı olduğuna şüp-|kendinin hayatta pek yalnız, pek F he yoktu, F hâmisiz, pek istinatgâhsız oldu- | İtemiz Va 'bli kız, karşısındaki l Lı. düşi kadının maksadını dir. Aylardanberi sabahtan akşa- |ma kadar çocuklarla meşgulsü - nuz, * biraz da yalnız kalarak kendi işlerinizle meşxul olunuz. yormuş gibi Ellerile tutun istiyormuş hiz altında kaldı ak bir yer aramak iskemlesinin üze- celi Luçuruma itilmek üzere bulunu - Vecihi beya bakıyor, sanki onla- uş gibi gö Çocuklara gelince © zavallıla; pek perişan bir hale gelmişlerdi. Ablalarından velev ki günde bir- £ mak ihtimali Onları alamış olduğu çavı Dosluyı yemeği uhutmuz. Te tmütcessir bir surette doktora zlerini dikmiş, sanki ondan, ab- nsana yardım için istirhalmda bu- k istiyordu. Doktor, çocuk bu meyus halini de farket- nihayet dedi, ki ; — Behire hasım öğleden san- 'a d ndisi istiyorsa buna - karışmıya kkan iznini istediği çocukları alıp — gezdirmeyi| z yok. Kendisine izin ver- |/ balletimiş oldu. Artık Nadide ha- nım da Semahat da — başka bir söyliyemediler. Fakat araya k bir soğukluk girmişti. Ço- cuklarda hiç neş'e kalmamış. za- x konuşmayı, gülmeyi unut- limen vallı muşlardı, Behiren bi sayarmışlı. — N Semahat, evyelâ Behireye karşı bir zafer kazandıklarından dolayı meminunken, doktorun müdaha- lesi ve kestirme sözleri anları d İtekrar kızdırmıştı. Yalnız doktor her vakitki gibi sâkin ve kendine hâkimdi. Çünkü onun hiçbir gey- den baberi yoktu. Behire ile ken- disinin aleyhlerinde gizliden giz- liye bir takım tertibat alınmakta | olduğunu tabitile habrımna bile İgetirmiyordu. e. ertesi gün öğleden son- | ne çeviriniz. Sahan kapağile ay şek- Tinde kesiniz. Aralık kalam yerlerini parmakla basıp yapıştırımız. Yufka tamami ol levli ateşte kızdiril- mış tereyağıra Üçer beşer atınız. Ki İsarınca tabağa çıkarınız. Şeftali £ kito bero'ya 15, kıyma T50 gram $7, 1 kile vn 20, tereyağı 16, Gyu mürta 10, paynlr 15, gofrali 45. Va. kün: 147 karuş. — »