20 Temmuz 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4

20 Temmuz 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİÇTİMAİ BAHİSLER Aile Hayatı Türk kızlarını sukuttan, aileleri şerefsiz- likten korumak ve içtimat bünyemizde ya- ranın büyümesine, facialar masına meydan vermeden bastırmak en önde gelen millt vazifelerimizden biri olmalıdır. Gün geçmez ki, gazete sül -]ııııııdı birçok kızların pek ser « larında şöyle bir haber gözümüze| best bir şekilde ötede berid& do- ilişmemiş olsun: Tahtakalede aş-'laştıkları da görülüyor. Bu kabil gı yamağı Âhmet, metresi Emi - sukut etmiş kızlar hakkında ah - neyi sekiz yerinden bıçaklamış - zabıtasından malümat almak tır. Veya, börekçi Hasan, dostu|kabildir. Bazı müşahedelere göre| Fatmayı öldüresiye dövmüştür..|bu felâketzedeler sayısının. tabil wvesaire... haddi aştığı hissini veriyor. Bu Bu metres kelimcai, meşruti -|(hususta ne kanunu tenkit ve ne yetten önce hize Pariste Fransız| de bir cemiyette fuhşun büsbütün yaşadıkları süperlüks hayattan|lir. Fakat, yirmi beş, otuz yıl öne | geçmiştir. Vaktile, — bizim bazılce, ebeveyninin sıkı terbiyesi al - yüksek ailelere mensup kimseler|tında yetisen ve aile sahibi olun- de, Fransızları taklit ederek, ev-İcıya kadar iffet ve ismetini mu - deki karısından başka, Beyoğlun-|hafaza eden — kızların sukutunu, da nikâhsz bir kadınla yaşarlar- | fahşa atılmalarının neticesini dü - dı. Buna eski kadınlarımız Manta-| şünüyorum. — Aile ocağı kadınla moto derlerdi. Bu gibi nikâhmz başlar, kadımları hususi bir ikametgühta| hattâ oturtmak ve beslemek iktidarın- :l.r nlnı)—h:' da umumhanelerda ai, döst tutarlardı. Şirmdi bu ha-| kaymet berlerden anlaşılar, bir takım| ailenin başlıca düşüncesini teşkil wderdi Bugün şahidi olmak mev- künde kaldığırmz hâdiseler, Türk Jiçtimai hayatı — içinde xenişliyen. bir yara olmak istidadında oldu. Zunu gösteriyor. Hiçbir millet ve hiçbir içtimai keyet, bu kabil serbest kızlarının vücudile övünemez. Zira bunlar İyarının — anneleridir. -Bunlardam eklerin, metreslerini aile muhi- tine alıştırdıkları da duyuluyor. Söylendiğine göre: Bu hal, köy - lerimizin içine kadar yayılmıştır. Çiftçilerimiz de evvelee dört ka- din nikâh ederken — şimdi resni nikâhlı bir kadından buşka üç, dört te nikâhsız kadınla münase- bolte bulunabiliyormuş. — Medeni kanunun — tatbikinden sonra bu Bayri resmi, gayri meşru kadın - lardan doğan çocuklarm çokluğu, bunların babalarının siciline geçi. zilmesi maksadile kanun neşri, hâdiseyi açık bir şekilde anlat| maktadır. Umum! Harbin doğur> | duğu sefalet ve yoksulluk, âdetle- Şimiz için pek aykırı gelen vesika Hsulünü. medeniyetin bir zarureti plarak, kabul ettirmişti. Bu defa da daha vüsi bir şekilde metres, bazılarının telâffuzuna göre (ma- İsomuna kadar alınlarında kara bir| |leke taşımıya mahküm oldukları- | ni unutmiyalım. Bu bozukluk neden ileri geli - yor) Bu, tabii mı, veya bir te-| rakki eseri midir? Fuhşun birçok sebenleri vardır. Bunun münakaşasına lüzum yok- tur. Sebepler, şahsa, ail kirlik. iptizale sevkettiği gibi, zen- İginliğin icabı. zevk ve sefahet, |gün 28 bine ulaşmıştır. yetişecek çocukların, ömürlerinin . * MEHLEKE KÜ Akdenizin İncisi: MERSİN Ü e — aoi ça Mersindan bir manzara Mersin (Hususi) — Akdenizin In-|tdir. Mersinin bu bakımdan haiz öl.| cisi denmeğe bihakkin lâyık olan gü-|duğu ehammiyeti tekdir erliyen İk.| zel Mersin, 1923 den evvel Basit ve|tasat Veküleli ilk umum! mağazayı | küçük bir kazaba iken 16 yıldanberi 600 bin lira sarflle burada inşa et. sarfedilen gayretlerle cenubi Anado-|tirmiştir. lanun en şirin, mamür ve medeni| Cenup ve şavk Anadolusmnun bu bir şehri haline gelmiştir. deroce mühlm bir ihraç ve ithal is. Kaydedilen / terakkiler meyanında| kelesi olan Mersin, n0 yasık ki, he-| nüfus artışı başta gelir. 929 de 18 yüz bir Jimandan mabzumdur. —Ba bin raddesinde olan İnsan sayısı bul yözden görülezelen Zararın yüz Bin-, |lerce um-ı.;'vdııı bir hakikattir. Maamafih, aNN süküna kavuy- masanı mütcakfp bu İşin de başarı. Tacağında şüpke yoktar. Kültür sahasında. lde edilem v vaffakiyetler çok yüksuktir. Mursin İşelirinde” Bit orta, ön İlk, bir ana; bir akşam ticaret mektepleri mevent.. tur: İlk tabsll çağında olan çorukla- rin yaçıından Sozlası okullara de. vum eylemektedir. “Gençler, ber u retle ehemmiyeti kaiz bir şahrimiz olan Marsinde benüz bir lize eçılma. miş olmasından Mütsessirdirler. Toprak Üstü — eserlerine — gelince, bunları şöylece “Siraliyabllirle; Be. ton, parke ve makadam şove almak üzere 15 kilametre uzunluğunda yol, n binlerce metre Mmurabbar kaldı - yım, her türlü Yanmi tesbatı havi asri mecarlık, modern bir blkj, kışlık we yazlık aile parkları, geniş bir et İbahik ve sebze hâli, umumt belâlar, Mersin, ormanlarından ve zengin ovalarından mühim istifadeler temin eyliyen bir zirant memlaketi- olduğu gibl içersine ondac fazla- vilâyetin dabil bulunduğu geniş bir Hinter - dandın İhraest ve ithalâtım yapan işlek bir iskeledir. Son zamunlarda narenciyecilik ve turfanda sebzocilik çok İlerlemiştir. O derceede ki, — bu. gün Meralinde yetişmiş ve yatişmek- te olan NS0 bin narenciye ağaç ve| dam mevcut olüp hu yi da kirk binö yakın fidan dikilmiştir. Morsin bötük Türkiyoye İlk turfanda el gönderen mintakaların başında " gel- Hesretl zirastten. daha ö- nemli bür mevki İşgal eder, Üç bu- guk müyon insanın yaşadığı an iki şarkı ve cenap vilâyetinin yogâne İh- raç ve ithal İskelesi olan Mersinin aenclik Heuri muamelâtı 320 bin to- na balik olmaktadır. Demiryol şe- bekemizin tevesstkti, Ergani bakır te- sisatının ikmali, krom istihaslâtanın Cat hangarı, mütenddit fidanlıklar, Belediye dairesi, betan iskelo, ihea, İd tipi bulundu Ankara — (Hususi Vekâleti, memleketimizin umumi vaziyeti bakımından büyük bir e- hemmiyet arzeden el tezgühları dokumacılığı etrafında çalışmala- İzına ve lüzumlu tedbirler ahnma- (sna devam elmekledir. Meslek dokumacılığı, aile ve mıntakalardaki iş erbubınm kredi ihtiyaçlarının — karşılanmamı — için dokumacılar teşekkülü olarak ko-) aperatiller - kurulmasına — çalışıl-. makta ve bir kı ü ü lan Halk Banka: larda halk aandıkları tesin etmesi| ve kredi vermesi gibi kararlar a- hınmaktadır. Şimdiye kadar İstan- bul, Merzifon ve Denizlide altı kooperatif kurulmuş, Halk Ban-, kam İstanbul ve Merzifon koope- ratiflerine kredi vermiştir. Deniz- lide de Halk Sandığı tesisine ça- lışılmaktadır. Köylünün giyim malzemesini bizzat imal etmesi için nümune tezgâh ve çıkrık tevzü işine baş- 'yar muallimler vasıtasile köylüle- rimize öğrelilmesine de — çalı Bolu, Elazığ, Edirme, Çankın vi- lâyetlerine, Sincanköy ve Taşpı-| mar köylerine 142 tezgâh dağıtıl- maştır. Erzurum ve Trabzon vilâ- yetlerine 1000, Kocaeli vilâyetine 'de 1500 liralık bir yardım yapıl- muştır. Diğer taraftan yün ve keten ip- İiklerin de bizzat köylü tarafından: yapılması Vekâletçe faydalı lüzumlu görülmüştür. Memleketi. kik edilerek ayakla işler ve fazla randımanlı bir nümune çıkrık Üpi tesbit edilmiştir. İstifadeye kon- mak üzere bu wneler yakında vilâyetlere tevzi edileceklir. Çorluda evlenenler çoğalıyor, geceleri de nikâh layılıyor Çorlu, (Hususi) — Bu sene Çorlu Evlenme Memurluğuna ev- lenmek için yapılan müracaatlar geçen seneler ve ay fazlatlır. Gündüzleri iş v çalışan bazı çiftlerin müraca üzerine nikâh akit merasimi ge- celeri yapılmaktadır. — — İktısat Tandığı gibi dokumacılığın — sey-| maktadır. Şimdiye kadar Bitlis, | mizde mevcut el çıktıklarının tete| teres) tarzında türkçeleşen, gayri bilhassa görenek de fuhşa sebep, tezayödü ve — memlaketin iktısadi /gehir imar lânı ve huritası, medem t taraftan; her sene çiftçi- Tasviri Efkârın Hikâyesi Kasabanın toprak zeminli ti - yatrosu alkıştan yıkılıyordu. İçe- İride her cinsten insem vardı. Ka- sabaya bir seyyar tiyatro kum - panyası geldiğini duyan yakın köy halkıı şalvar üzerine me- giyeninden tutun a da, kasabanın ilkmektep hocala- I, memurlar, iyi giyinmiş kadın- lar göze çarpıyordu. Denizden ve tran yolundan e- pey uzakta bulunan buraya tiyat- 1o kumpanyaları az uğrar, fakat bir tanesi de geldi mi, uzun müd- det kalırdı. Bu kumpanya (Komik Hüsa- mettin ve arkadaşları) kumpan- yaşıydı. İstanbuldan Bandırmaya gelmişler, oradan kara yolile Gö- nene ve Bigaya uğramışlar, son- rTa, burada karar kılmışlardı. Bu akşam ilk temsillerini veriyorlar- dı. Baş rolü Ekrem — yapıyordu. Bir meyhanede komik bir geçerken, Ekremin gözleri ön - rada oturan genç bir kadına ilişti. Dikkatle baktı, alnımdan bir an- da boşanan terleri elinin tersile 'di, lâkırdılar boğuzunda düğüm |Jenmeğe başlamıştı. | Perde kapanınca, komik Hü- samettin: — Zaırvalamıya başladın Ek - rem, dedi, dilinde tüy filizleniyor galiba. Ekrem dalgındi. Hatıraları kız- bir şelâle halinde beynine dö. bu kadinla, evvalce başka tiyat- rolarda başkalarını seyrediyorlar- di. Perdenin —aralığından — dışarı |baktı. O da, Nuri de orada Semi- hanın yanındaydı. Gong çaldı, perde açılacaktı, Ekrem, deli gibi yerinden sıçradı:. — Aman Hüsam, de beni sahneye çıkarma, Hüsam telâşla . — Zirvalama.. dedi. Ve perdeciye işaret etti. Ekre- mi arkasından kuvvetle sahneya Şitti. vun Ekrem, handa hasırlarıni Üzeri- ne yayılınış ver yatağında — yatı- yordu. Uykusunu kaçıran geçmi- vi hatırlamamak için kendini yor- Tei Gti gekler — Başımuallim bey sizi istiyor, dedi. Ekremin rengi sarardı. Dudak- larmı isırdı. Titriyordu. Az Bir köşeye çekildi. Snra Hüsamettin — Başmuallim, —seni — istiyor dedi. Galiba birisine benzetiniş. İsmini sordu. Ekrem deyince, «- zaman başmuallimi tanımıyormuş gibi şaşkın şaşkın etrafına bakını- yardu. Nuri ayağa kalkmuş, ken- ıdı-c' ine yaklaşmıştı. Titrek bir ses. e: — Affedersiniz, dedi, sizi ben rahatsız ettii Fkrem sesini çıkarmadı, bom- |bos gözlerle, biraz da gülerek, o- na baktı. Nuri: — Sizi, dedi, dün akşam şeye, bir ölen akrabamıza benzettik. | sahne | Yakından görmek için geldim. Karşgılıklı oturdular. Nuri, Ek- yTemin yüzünü — tetkik ediyordu. Birden, Ekremin, vilâyet vilâyet “dolaşırken devrilen bir kamyon |(kazası sonunda çenesinin sol ta- rafında kalan derim bir yara izini gösterdi: — Bu ne vakit olmuştu, dedi. Ekrem, tereddütsüz cevap ver- dir Nuri, derin bir nefes aldı. Ar- tık, Ekremin, Şadan olmadığına inanmışt. Onu, eve yemeğa ça - !“ | vwe | Semiha, kestame renkli gözle - rini — Ekremden — ayınamıyordu. Dalgındı. Ekremin, tulünt kum - 'panyalarındaki acayiplikleri tu- |haf tuhaf anlatışına dalgın dalgın gülüyordu. Bir aralık Nuri: | — Ne kadar güzel anlatıyor- sunuz, dedi. Siz, çok iyi bir mu- harrir olabilirsini Sonra, Semihaya döndü: — Şadana çok benziyor am - ma, dedi.. yalnız. konuşmalı farklı. Şadan çok neş'esiz ve bir adamdı. Semiha, biraz dargın cevap iv:ıdi — Evvelce o da çok neş'eliydi, ukça, eski günler, kuvvetli bir dedi.. onun neş'esi sonradan kay- projoktörle aydınlamıyordu san- boldu. bünyesinde husüle gelen inkişaf bulbir itfalyo kadrosu, doğüm ve v . miktarı gittikçe arttıran âmillerden- kimerlöri, acereye Mülmus aşhane Meşru şekilde bir kadınla nikâh- olur. |Mizin yalnız buğdayını alan Top- #ız oturmak âdeti gittikçe yerleş - bire il 3 Öfsi . Bikiedir. — Nükher bir. kadılır ı-kl.hnlmıuı.ı .u':..!”'îîu'.'.':.'f.':ı:* :'k M"h"";" ?"'_" e D SSİNF | Bi KezibiraArliğ ei ai S swr beraber yaşamayı, ister metrositahdidi çarelerine bakmak, Türk k l l_l İ Mehmet .k __:ü :rl:-'ıı;;ü ;ı'u:;:".l ':;i':v:;wı "kiıhz;iln bu İ:l_î"lt—:'li aydın - Akm.,ı.., birkaç gün g.h:k.?. veya mantanato, ne dersek diye- / kızlarını sukuttan, aileleri şeref-| TC E BEĞ hğın altında seyrediyordu. tikten sonra, Ekremin büyük bir HaT iisak a B n Set | çanek alelilerin ÇI İğiş e bellin yüzünü güldürmekte-| Ükagıkuyün denizden Tenk a -/sanatkâr olduğu kasabada harke- ka bir şey değildir. Bu metreslerin yemizde yaranın bi . e . tl ç —e İ27 bit mektebi. tertemiz çocuk- sin dilinde dolaşıyordu. O, haki- Yaşlarına dikkat ediyorum: Ekse cialar doğurmasına meydan ver. Abıdesım Zıyar eileri C e İler ve müallim Şadan. Ekremin katen, yapmış olduğu tahsil saye- Tiya 17 -20 aram, yani evlene-|meden bastırmak en önde gelen - Sacalik İtizar hakiki ismi Şadandı. Aktör ol - sinde iyi bir aktör olarak tulüat- tek, bir aile teşkil edecek bir çağ milli vazifelerimizden biri olma - | *Türkler Bünde Dir Monkaj Çarıy| düktan sonen, hakikt ismini gizle»'çıların arasında da — şöhret bul- bir hitabede bulundu. Sonra küçük bir mektepli kız Mehmettlk öhidesi. |de evlâlları dünyaya parmak 1mertar İne çıktı, ağlıyarak bİr mülük söyle. Jcak bir kahramanlıkla dövüşerek 98 /4j, Nu mutuk: G00 kişinin yözyaşlari, ö F ae sian LT LT İgözlerile Semiha. Mehtap âlem- — Semiha bu habere çok sevindi. Sreet dUi . mektedüsii.. ve jleri. Gençlik heyecanile geçen aşk Nuri, bir felâket haberi almış gi- lari. Sonra başmüallim olarak abeeli. r, O NE Pİ Ş İREYİM? | .;' öelen Nict KüBükMlEE SüküKdi| <e eT Y AM AKM AA ondan kıskanışı. Şüpheleri, azap- anakkale (Aumust) — Geçen bü- yük barpte Törk rallletinin en güzi- demek. Bazan 13 - 15 yaşları a- Kayseri Takımı Şamp hdiş: Tomasımazın müharriri Seweih Nafiz Tonmu kaztılanılığından vomanı gün kodar koyamıyacağız. Karü mizdan özür dileriz. miş, sahte bir nüfus kâğıdı bul - muştu. geğeve Ekrecr olmuştu. | Bir gün Hinlkevi Rejsi; Elvemi Ah, o eski günler. Akşamları buldu, Hülkevi rejisörlüğünü ka- Caddebostanına doğru uzanış. bul edip edemiyeceğini sordu. Esmer yüzü, güzel kestane renkli Mutabık kaldılar. iyon Oldu * suladı. zarlarını ve muntazam bir program dahilin- de Çanakkale Halkevi Köycüler şu- | besi bir ziyarel wezisi tertip etti. ver Ekrem, kısa bir zamanda Hal- Sabahleyin saat 8 de 600 kisilik Beyin Tavası bakları bu hatyla doldürüp sohana |ları. Ve nihayet bir gün mekte - kevi sahnesini ve amatörleri mü- bir kafile Maydos iskelesinde, şehit| — Koyun beyinlerinin özerindek; diziniz. Üzerice et suyu veya domatça bin bahçesinde, talebelerin önün- kemmel bir hale getirdi. Kasaba- Jolan babalarını, kardeşlerini, koca- | zurı - ayıkladıktarı BCk suda de Nuriyi dövüş. Mahbkemeye gi- da herkes ondan memnundu. Bir- vare DEndidp . ÂAparerek..0Cüş. SÖti 2 D Kai me ği unürlfalün ni ciçok ileler öeni bafruder Bdi hayet veriliş. Semihanın boşan -|durmaktan zevk — duyüyorlardı ma davam açışı, Yalnız ve para- Fakat o, sık sık Semihaları ziya- larını ziyaret- etmek için — göaleri|haşlayıp. DoYUNa-Cüre dürL beş N |yaşla bekleşiyörlar. İskeleya üç bü- cava l'"”_"':nn"_ O |yük motör yamaştı. Kafile motörlere vayGıktan e par “ peşiriniz lüri elinlede böesa| Y Erik '3 Una ve sanra ğ amurtaya bülayın düzein yağde bi Ku sız geçen günler. Bir sabahçı kah- rete gidiyordu. Bir şeyin farkına M “ek Çerükkisisiğ vüyle ati D eee G D a eai 20 | vesinde günün ilk ışıklarını gör - yarmıyormuş” gibi. — Nurinin için |ti -Bu önrada bünde 4Çanakkale şe- (D L a Mdülne: üüi li silarria v üK İ an. Bir dosttan alınan kara için geçirdiği kıskançlık buhran- ; Hütlerin bucağis marsinı çalıyordu. İçesle yeymie ll bir haber: N larını seyrediyordu. Ve bir gün Tam sant 10 da Maydosa varıldı — Semiha, Nuri ile evlendi. “ Nurinin korktuğu —başına — geldi. bak 87 A S ĞA ŞA Ototlinlere bünülürele hareköt sAdt. ,Kabak Oturiması z el vi t Komik Hüsamettinle tanışma. Semiha, kendini Ekremin kollar j Saat 12. Mehmetçik abidesinde -| KAMKDU SEYID bir toratının or z Galatada artistler kahvesi, Aktör rına attı. İ yiz. Hu toprakların bekçileri otan ge- |A HOUN Nefsrek uraz vaynla * Ekrem. Ve senelerce Anadoluda| — Rir akşem, Halkevi sahaesinde ı Bitlerimizin. rubları başlarımız. üze| MART V CE DKt bönra Kasini sade yağ n köy köy. karaba kasaba, vilâyet (herkesin beğendiği bir piyes oy- Birinciliği kazanan Kayserli futbol takımı ktişle Gzüdüee Millellü seseti WÜRİ aa Tecereğ Kütrlarak. KevBire| Kıyma 1s vilâyet dolaşarak bir Jokma ek - nandı. Bu piyesin mevzuu, Semi- Kayseri (Hususi) — Şehrimizikımını 9 - | yenerek grup birinsiKitilik kafile İle çerrildi. Ça yok. b maba BĞ LA SS |Hot 3 ;"**";;" dünyanın en aşağı mas-/ha, Şadan ve Nuriı:lııı»d-ırâm — - vn y li weşle| Soğun, do Ş maştı. Pi - önn büinalkli; Yabılen, fatbol ciliğini kazanmıştır. Maçiaı Oren|Daşlar öüe eğik. Bu ünda köyenlük) göndürdükten sonra ielaç ga9 gee K Yrnler İ e SRsbramsanye haşfadit ” VAT Bf aaT AD Bgrup Mı ı al Anadolunun şampiyonu o'lıAn Sü- l_d_u fml Tevfik İleri Mehmetçik | ince kiyant at Penbeleşinciye ka-, o Hancının getirdiği kahveyi bir tı. | mihayete ermiştir. Neticede, güzel merspor, gruplar arası birincilik | übidesinin taşı üserine çıktı ve bir|dar KöYUrUp Yuz, bider, Haharat ve Erik | küp 20 hamlede içti. Hüsamettini uyan -- Semiha, bu kadar kendi haya- bir oyunla şehrimiz — şampiyonu mü: a iştirak etmek ü- müddet süküt etlikten sonra HMekı-, İnce '"ı'."'“ füne ve müşdenosla iki zi dirrdir tına benziyen bu piyesi seyreder- Süimerapor, Orduspor. Yıldız ta- zere Mersine hareket etmiştir. —İrklara ve xözyaşlarına zabne olan 'ÜÇ dakika - Kavurarak- indürüni; vi7 — Kardeşim, dedi. buradan'ken ağlamış ve Ekremi tebrik et- — ——— mişti Nüri, tenha bir köşede Ekremi sıkışlırmış, kinle, azapla, nefretle bağırmıştı: — Sen Şadansın. | Ekrem, en rahat, en geniş te - |bessümile cevap vermişti: — Ben Ekremim. zım, kendi işimle meşgulum. Her-|/saf ve tectübesiz ölanlar banların halde benimle uğraşmıya vakit- ciddiyetine çabuk kamar — ve bu leri olmasa gerek. Maamafih de- kanmak sonra onlara çok pahalı- dikodu yapıyorlarsa ona da e-|ya mal alur. Sizin pek takdir eder' |hemmiyet vermem. Ben kendi-|gibi göründüğünüz ve çok defa mi biliyorum, o da bana kilayet| müsahabelerimizde fikirlerini be- eder. Mescle zaten başkalarımın nim fikirlerimden üstün tyttuğu- yaptıkları dedikodu da değildir. nuz Doktor Hazan Fuat, nihayet| Benim sizden bütün ricam beni bekâr bir adamdır, hem de sene- |rahat bırakmanızdır, lerdenberi bekârdır. Bir kere ev- — Bilâkis Behire Hanım, sizin- |İ€niP te sonra bekâr kalimş olan le olan eski alâkamdan ve bil- ©tkekler, hele biraz da yaşlandık hassa ailenize olan hürmetimden t7 #Oara, genç adamlardan daha dolayı sizi düşünmiye j hnıllrvdlhı kadın düşkünü olur- Burudü yaltız kalmış bir kızsınız. |İar: Siz ise gonç ve güzel, bilhas- Nezdinde bulunduğunuz âile zan- (sa kimsesiz bir kızsınız. —Sizi bu |P" Pu eksikti! nettiğiniz gibi şayanı itimat değil-| vaziyette tuzağa tutulmak üzere| — Bu iki kadının sizi himaye dir. Bir kere Nadide Hanımla kı-| bulunan bir kuşa — benzetiyorun etmeyi isleyip istemediklerini bil- zının ne ahlâkta, ne mizaçta ka-| Nerodeyse bu tuzağa düşmek üze- | MiYorum, fakat herhalde dokto- dınlar olduklarını siz de pekâlâ resiniz. Siz bizzat bunun farkında """ *izde gözü olduğuna ikisi de| Y" iliyorsunuz. Doktora gelince, o| değilsiniz. tehlike içinde bulunan- zahiren çok ciddi, çok aklı h—w=1'” ekseriyetle tehlikeyi görmez- da bir adam gibi yor ve'ler. Fakat uzaktan seyirci olanlar annesile hemşiresine hiç benzemi-; bu tehlikeyi Pek iyi seçerler. Dok- yor, Fakat böyle görünüşte rîddî*hnlm gayet ciddi tavırlar takın- olan adamlar. züppe olanlardan /mast ve yalnız çotuklarının terbi.'adam sizin g daha tehlikelidirler. Çünkü biraz yesile meşgul oluyormuş ta size müz. çapaklı görzlerini ir e elinin tersile Yahu, dedi.. sen dün ak - şamdanberi adamakıllı' kaçırdın. Buradan daha iyi yeri nerede bulabiliriz? Halk tuttu. Adama- kıllı para kazanıyoruz. Ekrem ağlıyacak gibiydi: Hisam, — bilmezsin.. dedi; Sana anlatamam, yalnız butadan gilimemiz Tâzım... Kot 'de ondan dolayı teveccüh göste- riyormuş gibi görünmesi, hep sizi Javlamak içindir. Zaten doktorun |böyle bir maksat takip elliğini, bizzat validesile hemşiresi de pek iyi sezmektedirler, çünkü bana birkaç defa bunu ima ettiler. Bu uzun sözlerin burasına ge- lince Behirenin babrı tükenerek dedi, ki: — Demek, Nadide - Hanımla kerimesi, beni oğullarına ve kar- deşlerine karşı himaye etmeyi dü- şünüyorlar, öyle mi? Deseniz e Edebi Tefrika No. 78 — Fakat doktorun size bu ka- torbiyesi, her türlü züppelikten yalnız içtinabı, sade - giyinişile bilâkis benim — değil, kendi validesile, kimsenin nazarı dikkatini celbet. hemşiresinin bile çok nazarı dik-|mediğini zannediyordu. — Şimdi katlerini celbediyor. Hattâ gü -|eğer Vecihinin dediği şibi, haki Çenmezseniz şunu da söyliyeyim, |katen buranın boş kafalı, — ha 'H. gazinoda — biraz dedil odular| mizaçlı insanları kendisile meş- |bile başladı. Burası malüm a,|gul olmıya başlıyarak bir de de- Suadiye gazinosu. Hep işi gücü dikodu yapıyorlarsa, bu, kendisi Polınıyan — va başkalarının oturup| için tahamnımül edilmiyecek kadar Hikalkmasile meşgul olan insanlar-ağır bir şeydi. — Manmafih Ve Aiğa dolu. Halkın ağzı da — torba cihinin bu sözleri 'tamamen uy- Şti ki büzüp kapıyasınız. Her-|durma olmak ihtimali de vardı. her istediğini söyler. O cihetle temkinini hiç bormıya- | — dedikodular oluyor. rak: ÇA SÜ, | S Sakdiye helkinm b ll genç Iuı.*_hıkkımdıı dedikodu yapmaktan Bostancı ve|başka — düşünecekleri yok mu? 4, mamusu, |Ben kendi halinde fakir bir ki- Şdar yakınlık göstermesi l f kızdı: — Canim, para bir tarafına İbattı be. dedi. Buyadan daha iy sini nerede bulabiliriz. Daha bi buraya getiren kamyonun para- gını veremedik. — Biliyorsun, içi - l& patron yok, Hepimiz pay- Kime, haydi gidiyöruz, di- Kumpanyanın adamla- tutarlar be, Sen ak - ezberledin mi ona | | İ Üi 3[ Hi kanaat getirmiş bulunuyorlar. İşte| " bu vaziyette sizi düşünmiye mec-| (*T buriyet #örüyorum. — Behire Ha-| " & i h ni nim, doktorluk mevkine çiktasr| a Drd gaç dinletemiyeceğini| . Büsbütün sersemleşti. Öğ- onun şöhreti leye doğru prova yaparlarken handaki kahvecinin çırağı geldi.! Hikamettine: : İlcindil Akşam 12 Yatsı 1 İzmük (Yarınlı) Jü6 kazanmış olan bir genç bir kızı al- (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: