Yazan: M. ANTEN , İpeiere hükümeti (İle Sovyetler Birliği arasmda, metni bütün ge Melerde neşredilmiş olan yeni bir Klama imzalanmışlır, Bu anlaşma me cami: noktaları şa saretle bil *dilebilir; İK bükümer, Almanya le ve Alsan en Avrupadaki diğer gerikleriyle ie mütareke veya sulh müzakere- ÜN girişmemeği taahhüt etmekte Ye Bu madde, Almanyanın Bow iç Rusya aleyhine olarık İngiltere kaş ilaşmak maksadiyle yapması mek ki, Vitün teşebbüsleri, şimdiden tam haç, eemete — uğratmakladır. Ba sw ye iki memleket mihvere karsı dam İri zafer temin edilinciye kadar lesine azami ( yarörmda buluna dar, Ka alamam imzalandığını Avam Dere wi bildiren Eden &ell bir le olun ikinci cephenin açılması da tamamiyle mutabık kalın. e ve be cephenin 1942 seensi İ- açılacağını söylemiştir. deviet başka devletlerin toprak- katiyyen o gözleri olmadığını devletlerin dahili işlerine ka larını alenen taahhüt et - iki » gu iler, yakm bu maddesi, bilhassa Sev ir. baz memleketlerden arazi iL *imek tasavvurunda olduğu hak- propagandalara müsbet bir teşkil etmesi dolayisiyle, be e alâkadar memleketlerin der Adamları ve efkârr umumiyesi Ü hide çok hayırlı bir tesir yapacak ari zamanda Şark cephesinde 'devun muvafTakryeti takdirinde memleketle zorla kabul propaganda” A da memleket, salhten sonra Avru ya emniyet ve asayişin tesisi ve Madi refahm temini için birlikte Üismağa karar vermişlerdir, i kazanan müttefikler, arala menfaat o sıddiyetleri, © za hükümet adamlarının emper bir sihniyetle hareket etme- Amerikanın da Avrupa işleri Mikayt kalmam yüzünden işler ve yeni bir harbin sebebiyet vermişlerdi, Bu tn i İ f ri “# fiyirişif EN İ | Libya çölünde, ik! sen&denberi Zaman zaman ateşlenen tank harbi, şimdiye kadar işittiğimiz ve tasavvur edebileceğimiz harp lerin hiçbirine benzemez. Burada ber iki tarafın, ne şerait içinde ve ne tarzda döğüştüklerini can- landırmak için; bu döğüşün için. de bulunan bir İngiliz gazet nin bu harpleri yakından takiye. den bir muhabirinin hatıra defte- rinden parfalar alıyoruz: eva — El Adem civardaki bir tayyare meydanın elde etmek için; iki taraf arasında eski samankl topçu #teşini osmdiran bir tank çarpışması seyrettim, Meyda mn bir tarafında 50 - 60 kadar düş man tankı toplandı ve bizimkilerin tarafa doğru gelmeğe başladı, Ales! istiksmetten yola çrlesn 50 - 60 kadar İngiliz tankı da or Inra doğru yürüyordu, İki taraf mey danm ortasında buluştu. Sonmr bir dehşefle makineler, tarklar bizbiri üzerine bindirdiler, yekdiğerine kenetlendiler, — Ortalığı bir toz dumandır. kapladı, Toplar patladı. Sonra ateşler içinde yanmak ta olan ankazı geride birakarak, her iki tank birliği de geldiği yere çe kildi, Çarpışmada şahsen subay bana: — Bu, şimdiye kadar gördüğüm barplerin en vahgisiydi, dedi, İki a. ral tankları birbirleri üzerine kenet endiler ve sonra anlar böyle kıpır dayamaz bir haldeyken toplar, tüfek. ler, el bombaları patladı, Kör dövüşünü andıran be çöl bars binde bir çok acayip vakalara da rastlanmaktadır, Meselâ; bir cenabi Afrika müfceresi, bir gün yolda fer lerken makineni bozulduğu için iler leyemiyen bir kamyona taslar, Kam yonun içinde askerler o vardır. Yoldan geçen müfreze bunlara aldır. madan gider, biraz ötede çadir ku- Tar, Neden sonra gelen müfreze ku. mandanı bu kamyonla alâkadar olu" ve nenin nesi olduğumu anlamak için bir adam yollar, İşe ancak o zaman bunlar Ak man askerleri olduğu anlaşılır, Bu Almanlar, kamyonları bozulduğu z& man, düşman geri katlarında olduk. ların görmüşler; ve birisi gelip de onları esir edinciye okadar bucada böylece bekicmiylerdir. bulunan bir X Dp” Biraz yiyecek Dir şeyler bul. mak için, lokantaya çevrilmiş harap bir kulübenin önünde otome billerimizden inmi dirleniyorduk, eğ ği edir, öğleye kadar mihver radyoları haberi heniz neşretmemişlerdi, e —— idin » Parti Genel Sekreteri Ankaraya Gitti ©, H.R Genel Sekreteri Menduh lay Esendal şehrimizdeki tetiik- bitirmiş ve dün Ankaraya git- ir. Dünyuya gelmiş olmanın felekzede- Biğini daha şimdiden anlatan bu elem- li bakışlarda 1 iÇ hayaller var? On dakika sonra Kapurtalıda sara- yin iskelesi olan Yullundur istasyoruma | mea geliyoruz. Buna bunu söyliyen “Boy” um, bölmenin kanadımı açıyor ve sa- bahın dördü olduğu için srtek kalk- Mmaklığım lâzım geldiğini haykırarak emrediyor. İsyankâr bir tavırla itaat ediyorum, Kampartımanda beni mu- bafaza eden üç levhayı -cam, parcor ve kepenkleri. birer birer açıyorum. Derhal bitmez tükenmez yıldızlarıyin gece, buz gibi bir gece yüzüme atilı- “İyor, Ani bir duruş: Jollamdur! genin çerçevelendirdiği ince, nsrin bir hayal var. Bu hlihracenn yaveri genç bir yüzbaşıdır. Boşinda Kapurtala sa- din bulunuyor. Bu serpuşta Rağput modasının aksi olurak “Taylesan,, bü- Yunmar; askerler valizlerimi alıyorlar. Bir uşak bana üzerinde bir bardak 11. esk çay tilen bir tepsi uzatıyor, Bir kaç metre ötede motörler bomurdan- ma başlıyorlar, Bir Fransız markasi olen otomolşii İstçayor. En modern arabalardan biri- İşte burada, çölün iki muhasım kuv. arasında sek sık oym'yan sak lambaç —oyanlarından birine yaka landık, Çöl acayip yeri, Bir çok defalar ufuklaki ağaçları tarık ko lonları ve baran da tankları ağaç sanıyoruz, Bu da bir nevi harp ve rab, Parlak çöl havasında her ge yin diğer bir şey olması mümkündür, Bunun içindir ki; arkadaşlardan bi Diye bağırmca, hepimizin gözle onun gösterdiği tarafa çevrildi. Ya rım kilometre ötede yarım düzine parmak, tozu dumana katarak bize doğru geliyordu. Sanki her parma- ğm ucunda siyah bir çivi vardı. As lında bu parmaklar tank kolonları ve çiviler de tanklardı, Sahra dürbünümü gözlerime götür düm ve urun bir teikikten sonra de rin bir nefes alarak: — Bunlar, bizimkiler, diyebildim, Şu Amerikadan gelen tanklardan, Biraz sonra bu büylik kafile bizim önümüzden geçiyordu, Kulaklar miz motörlerin uğultumu, gözlerimiz gölün kumiyle doldu. Tank kolumun bir yarısı yoluna devam etti; ku mandan da dahil olmak üzere diğer yarısı bizden 100 metre ötede durdu, Ortatığı ani bir sökün kapladı, Tanklardan birine - yaklaştım we mersden gelip (nereye gittiklerini sordum: Sunlime çeriç bir subay ce. de olduğu ve bu istikamette yol ak dığı bildirilen bir düşman müfrezesi arıyoruz, a B» gazeteciler, birdenbire patla ması İhtimali olân bir harbin sahası içinde bulunduğumuzu hisse. derek, hemen otomobillerimize atla. dık ve bir hayli geri çekildik, Ve barada heyecanlı bir sahne seyret ineğe hazıflandık, Derken bulundur ğamuz yerden tank defi geçmeğe iğ desinin arkasında kayboldu. Uzun boyunlu çekirgeleri andıran tank da. Yazan: FRANÇİS DE CROİSSET Ooo Çeviren: ULUNAY gördüğüm manzarayı arabanm fenerleri karanlıkta şekilsiz bir erğirimaçm üvendiresiyle sevket- tiği omuz başları tümsekli öküzler, er- ken kalkmış sanılan bir deve, bazan da bir sırtlan, bir çekal şekilleri be- Wirtiyor, Şark Şarktır; Garp te Garp. - . Ben İngilizleri severim; faket bu gşam müstesna. Salonlar! bırakarak yaln parkta leriyle xümrüllen duvar şekline bürü- nen taflan çitlerinin arasında şekili fi topları sarsıntılı seyabatlerine baş İsrken âdeta bize (o Allahısmarladık diyorlardı. Düşman ya çekilmiş, yar but da istikametini değiştirmişti. Artik burada durmanın mâna yoktu, Göreceğimizi umduğumuz çel harbini kaçırmıştık, o Otomobilleri çize atündik ve mekiği yere dön Salâhattin Enis'in Cenaze Merasimi Rahmetli arkadaşımız muharrir ve romanet Salâhattin Enis dün Feriköy kabristanına defnedildi Cenaze, Ca- Ealoğlunda Çatalçeşme sokağindaki e- vinden sant 1140 da kaldırımiştı. Rahmetlinin matbet Alemine mensup arkadaşlarımdan ekbörisiyle Denizyol- ları idaresindeki örkadaşlarindan kemi cenazede hazır bulunuyordu Vilâyet de bir Jandarma ve bir pol mütrezesi göndermişti. Denizyolları i- daresinin, Basin Birliğinin, gazetelerin merhumun arkadaşlarımın, dostların. ve ailesinin gönderdiği çelenklerden #onra siler üzerinde tağinân tabut gö- türülüyor, tabutu kalabalık bir co- maat teşyi ediyor, cemaatten sonra da belediyenin ve denizyolis'i idaresinin tahsis ettiği taşıtlar geliyordu. Bu cenaze alayı ağir ağır Bebitli ve Ankara caddesinden geçirilerek Sirkeci istasyonu önüne getirildi. Yol. de, Salâhattin Binin çatıştığı bütün güzele idurehare ve binalerf ününde son bir veda vakfesi yapıld? ve ce- Teşvikiyeye didi, Yolda Denizyolları binasının ö- münde de veda vakfesi yapıldı. Teş- vikiye camiinde Cuma mamazinı mü- teakip büyük cemaatle cenüze namazı kılındı ve cenize (tekrar otomobile konularak Feriköy mezarlığındaki 2i- le makberesine defnedildi, Türk matbuat ve edebiyat #lemi- nin en mümtaz simalartndan alan Sa- lâhattin Enis'in aramızdan ayrılışı çok hazin ve telâfi edilmez bir kayıptır. Tan, Salâhattinin oğlunun ve aile- #inin setlerini paylaşırken bütün maf bint arkadaşlarmı ve keymetli bir memur kaybetmiş olan denizyollar İ- deresini de taziye eder. Merhumun ailesinin teşekkürü Zevcim Salâhadâln Ele'in vefati tirak eğerek derin acımızı paylaşmak Yottumu gösteren zevata ayrı ayri te- şekküro İmkân bulamıdığımizdan bu hususta muhterem gazetenizin tava3- lar, Cüdağu'sundan kalm altin zin- cirler akıyor. Geniş el yolpazelerine model olan arduvaz pltikları şeklinde, oynak koraman kulaklarında yuked. des tuşlar. sşıldayor: 4Oevahi vari, ui li B. Terbiyesi ve Spor İcap — İİşlerimizde Düzeltilmesi Eden Noktalar Talebe Derhal Klüplere İade Edilmelidir. Talebenin Klüplere İadesi Mektep Spor Bürolarındaki Çalışma. Yarına Mâni Değildir. Mükellefiyet Usulü de İslah b. Edilmelidir. laarif idaresinin, talebeyi klöp lere sokmaması; hat ti kendi mektebi nö- mma de olsa; okul lar arası müsabakv ların dışmda ber hangi bir organizar yona girmesini Buna daha evvelki yazılarımızda er anlatmağa çalışmıştık. edisimize sebep artık bütün spor ig- lerimizin Maafif Vekkleline bağlan- mış olması dolayisiyle talebenin klüp Tere ladesi Tüzumadur. Bir Maarif idarecisi şöyle söyliye biliyordu: “Biz talebeyi, musabaka ve ya idman için, programlı bir çalışmaya tâbi tutayoruz. Halbuki | dışarıdaki musabakalar oldukça başıboş bir şekil de yapılıyor, Küçük yaştaki, çocukları madı, çetin maçlara, ağır yarışlara DA. sil bırakalım? Bunda Maarif haklıdır Fakat ma- dem ki artık bülün teşkilât bir elden idare edilecektir, işin bu tarafımı v8 lah etmek, bundan evvelki yazıları muzda da işret ettiğimiz gibi, noksan leri sadece göstermekten daha iyidir ve bu, yapılmalıdır. e Yâni, bundan sonraki müsabakalar kontrollü bir ye kilde olur, Lisanslar senede iki defa doktor tarafından vize edilirse her halde bir takım mahzurlarm da önü- ne geçilecektir. Burada bir daha tekrar edelim ki, talebenin klüplere (o girmesi, mektep spor yurtlarındaki çalışmasına mâni değildir. Bilâkis bu yuvalar birbiris- rinin mütemmidir, Bugün mahsur di ye ileri sürülen mütalcalar bize göre az çok nazaridir, Klüpleri ihya ede cek unsur talebedir. Müessese klüpleri Gi örolesyonelliği doğuran 6» beplerden oo biri, | talebenin klüplerden çekilmesi İse, bir diğeri de müessese klüpleri olsenktrr. Biliyoruz ki, iessese klüpleri hak kında epey tetkiklerde bulunuldu, Bu istkikatın o melicesine | biğsyette Hü raz etmiş ve düzeltilmesi Tüzumünu belirtmeğe çalışmıştık. | İşlerin yeni- den gözden geçirildiği bugünlerde ba mevzua tekrar avdet elmek i yoruz itibaren | Müessese klüplerinin, diğer klüpleri: birlikte resmi ve hususi mırsabakalara turnuvalara girebilecekleri müsabaka talimatnamesi Iktizasındandır, Henüz, teşekkül ve tekemmül etmiş bir mü essese klübü mevcut (olmadığından, ba işteki sakathık görülememiştir. Fs kat meydandadır ki, klübü olan bir müensese, memur alacğı vakit, namze din iyi bir sporcu olmasmı bir ter. eih sebebi olarak görecek, hattâ spor» cu memurlar aramağa başlıyacsktır. Sporcuların da bir spor klâbünden ye tşmüş olmaları pek tabil olduğu için spor klübü elemanları melşet kaysı etiyle müessese kllibüme gecmeğe baş lıyacaklar, böylece klüpler iyiden iyi ye rayıflıyacak ve bir gün yok ols. caktır. Klüplerde talebenin mevcadi. yeti bunu bir dereceye kadar önler, Fakat müessese klüpleri için ayrı lig Nöüelletiyet meselesi büyük bir memleket davası halinde orta ya atıldı Hakikaten de öyledir, Fa- kat tatbikatta, kâğıt üzerindekinden başkadır, Görülmektedir ki müesses selerde on bey yaşından otur beş ye dildiğinden çok zordur, Eksiklerin başında (owsha meselesi gelir, Bundan evvel de bir çok de- falar Üzerinde durduğumuz gibi, bize zem olan, büyük stadyumlardan ön. ce küçük idman ki a. rm dm mevcut olmayışı mükellefiyet davasının gayesine erişmesine (mâni olmaktadır. Ru işte yapılacak ıslahat ana hattı olarak üçe ayrılır Birincisi behemahal çalışma yeri teminidir. Ça lışma yeri olmazsa tabistiyle beden mm Yazan: — Hsibaki FÜRUZAN TEKİL | Bugün tekrer|iş yapılmamasını Tüzumsoz | BAHÇEDE terbiyesi de olamaz, bugün bütün © müesseseler kurdukları klüplerin serimli olabik mesi için mükellef lerini çalıştıracak yer arayıp durmak menetmesi nedendir?) tadırlar, Bulamayınca işler aksnmake 'Ra hal bilhassa kışm hiç bir intaç (etmektedir. Kısın çalışmak üzere hangar şeklinde dahi olsa, kapalı yerler ve küçük #d- arı şimdilik çok İşe yâre , Şayet koordinasyon kararı buna mâni ise böyle bir memleket davasında bir kaç tesisin istisna edil mesi her halde mümkündür. Beden terbiyesi bütçesinin büyük bir kısmı. um saka ve tesislere ayrılmış olması da nazarı dikkati calip bir keyfiyet tir İkinci mesele yaşa dairdir. Kara ve sahiyelerde üç sınıfın mükellefiyete tâbi olmasına mukabil müesseselerde yirmi sınıf beden terbiyesi mükelle. fidir. Buna mukabil kazalardaki mü kellefler, ar çok (çalışma yeri olan klüplere | verilmiş. mürsselerdekiler tesis vo malzemeden oldukca | mah ram bırakılmıştır. Yirmi şnefr birden idare etmek ve bunları yaşlarının İcs- bı çalıştırmak oldukça nazaridir. Sim- dilik yirmi beş yaşına kadar olanları çalıştırmak kâfi gelecektir. Üçüncü mesele malsemeye dairdir. Eski spor, yeni gençlik klüplerindeki mükelleflerin spor şubelerinden isti. fade edemedikleri ve yalnız sağa dön Solu dönle vakit geçirildiği görülmek tedir, Klüplerin dar bütçeleri tabir. tiyle yüzlerce o gencin malzemesini tedarike kifayet edemez, Çocuklar da malzemelerini temin edemiyecek vaz, yette olduklarından bu iş kâğıt üze- rinde kalmaktadır, Netice: Klüplere yardım Mizrmdır. Müesseselerdeki vasiyet de aynidir. Mükellefiyet mevzuatında, malzeme nin mükellef tarafından m yoksa klüp taralmdan mı temin edileceği halkında #arih bir hüküm yoktur. A yağında İâstik ayakkabısı olmıyan genç, her gün giydiği ve Hiyalı gün geçtikçe artan (ayakkabısı cekiyegek diye haklı bir endişe ile koşmakta bile tereddüt etmektedir, Netice; ge yazımızda da bildirdiğimiz. gibi sayın Maarif Vekili bu hs suşları her halde nazarı dikkate ala. caklardır, Talebeyi klüplere sokmak, müessese klüplerini eski spor klüp- lefile karşılaştırmamak ve büyük bir memleket ve gençlik davası olan bö den terbiyesi mükellefiyetini daha ve rimli bir hale koyacak olan tedbirleri almak bugün muğlak bir hale gelmiş olan işleri sadeleştirip faydalı gekle sokmak demektir. TAKSİM BELEDİYE GÂZİNOSU Hergün 18 de Müzik CUMARTESİ PAZAR Varyeteli matineler ve meşhur şarkıcı EMİL TİLL Konsomasyen Kış. 75 Yazlık Paviyonda FEVKALADE CAZ Konsomasyon Krş. 250 Lokantada hergün öğle ve- mekleri Bugün İLK DEFA 1- Hasret Şarkısı LAURA ADANİ SÜMER 2 büyük ve güzel Film birden: BEYAZ İLÂHE | 2 YÜZLÜ CANAVAR Orman'da bir aşk macerası ISA MİRANDA #arafından özlere yaş... Gönüllere ıstırap... Kalblere en büyük! zevki veren en güzel 2 aşk romamı LÂLE Sinemasında | Tamamen Renkli sant İ de tenzilâtlı matinc, Bugün SİNEMASINDA 2 - Vahşi Aş RAY MİLLAND — P, MORİS. SON — AKİM TAMİROFF amman. Duçün saat 1 detenzilâtlı matine Mühim Bir Dava Yazan: ULUNAY TE edebiyatının, milletler araş edebiyatmda yer slamaması mahdut bir muhite hasredilmiş elma 41, bize çok kuvvetli görünen tabii lerin “yerlilik, senırlarımı aşamaz ve netice itibariyle bütün insanlığı a ikalandıracak surette © ümümileşm mesinin sebepleri şüphe yok ki kılı kırk yararcasma İncelenecek (o kağar ehemmiyetlidir, Refik Halid, evvelki günkü fikra sında bu mevzua temas ediyor: Ede biyatemızın dünya müvacehesine çık mak için lürumu olan “çeyiz, #in noksan taraflarin: tahl) ederken İleri sürülen sebepleri de inceliyor; kendini Gi bahsine çok ebemmiyet verdiği f. icin onca sebeplerin en O kavvetlik “lisan meselesi, olmak (İlzım geli Bundan ötürü bazılarının; osmanlıc- tın “öğrenilmesi güç ve uydurma b: lisan olduğu için edebiyatımızın yay' masına mâni olduğunu. söylemeleri ona çok munls gelen bir hakikattir Fakat sebep me budur; ne de mii varlığımızı canlandırın eserlerin xx sılmamış olmasıdır. Zira Bisan * tası, bakımından osmanlıca İle fr sızca arasında hemen beren fark » & gibidir. Osmanlıca arap, fars ve tv. çeden mürekkep ise fransizca da evi “diyalekt” lerle rumca ve âtinceden mirekkeptir. O da tpkı bizim ex osmanlıcada olduğu gibi bir takım giç gramer kaideleri, lüzumsuz imlâ ms bafarakârlıklariyle — doludur, rağmen Pransız edebiyat arası edebiyatında en far! lığı veren rumca, lâtince bugün $ Mi etmiş dillerden sayılır, o Deği arkadaşımın dediği gibi o “meydanin bir edebiyat olması için asırlara kök salıp sağlamlaşmış düzgün bir dil, e de o kadır lürum (yoktur, en çok Şekspir'den sonra kendini tanıtan İn Gölir Yisamı ve İngiliz edebiystı buna misal olarak gösterilebilir. Bir memleket edebiyatının milletler ares edebiyatında yer tutması için ihtirasların, okarekter (o taklillerimn, duyguların, velhasıl bülün insanlıkta çarpıntılar uyandıracak (okadar kuv vetli hâdiselerin vicdanlarda akiyler Ypmasını ve bahuşus insanları ilgilen. direcek yüksek düşüncelerin insanım yalnız kendi benliğinden feveran et. mesini sebeplerin en mühimlerinden olmak üzere kabul ediyorum, Meselâ; İsveç gibi iklim, düşünce, terbiye, te Mikki tarzı, üstüva çizgisine yakın © lan muhitlerle uyuşmaması lâzım ge len bir memleketin edebiyatı Şalnis bizde değil bütün dünyada mevki tu tayor, (Hanrik İbsen) in eserlerin « hele “Bebeklerin Evi,t « bütün İn sanlığın ruhunda heyecanlar uyandır. mamasına İmkün var msğır?. Bu, Bir memleket edebiyatını ci han âhengine karıştıracak kadar evem miyetli. sebeplerden olmakla beraber bizim edebiyatımızı, kendi kucağımız da boynu bükük bırakan âmil buslar dan daha mühimdir: Edebiyatımız ibda' elm bebi budur, Gerek divan edebiyatında, o gerek tanzimatta, hattâ. “edebiyaiı cedide, de taklitten kendilerini korumağa rw vaffak olanlar parmakla sayılacak ki dar azdır, Edebiyat, devir devir ds. ima bir başkasının tesiri altında bulun 'maktan kurtulamamıştır. a nin “Leylâ ile Mecmmup- Öyle sermestem ki idrâk etme sem diinya nedir? Diye o başlıyan © meşhur *Nirmetullah Kuhistâni,, nin: Çünan sermesiü. şeydayem ki İ pâ ez ser nemldânem, Jinden pek farkir değildir. “Nefi”, Enveri" yi taklit etmiştir. İVe bütün kasiğelerinde Pars şatjeri İile kendisi arasında füzumsuz ei yeseler yapar, - “Nevresi Kadim, in bir geli estro” ve “Mösyö Kanguru” gibi | Ji varı ai le olunca nasil istiyoruz ki cd biyatımız milletler arası edebiyatında bi? mevki tutsun dllerini “tabi”, deği, “Metbu' Me, i deği etbu”;; mev Edebiyatımızın milletler arasıda mevki edinebilmesi için mânevi gida. .ö. kuvvetiyle sab, labildi, Böyle devam eder, adapas yonculardan e vi