22 Temmuz 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

22 Temmuz 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞAŞMA 22.17-940 m. 5 22 TEMMUZ 194) AN ONE Bg Aş DELİ im Ecnebi | sike. a0 ğ Tae 2000 «er. | | AY ise » | SAy mp » h İ tay 300 » | ran Donla Alihan ey Herleketler için İ & müdd, srösiyle m Mirdız. Abone he- | sl Ares değiştirmek > R için mektup. | Müzimdi di | ent diyenin son ye yiyetlerinin vkanta gibi kontrolünge ei İaydalı sebatım Hü- 00 €vvel de yazımız. a Üiyat kontrolilnde gözü Semereleri, birçok pi kendiyini hinüetiiz. zamanlardaki en isabetli; birçok mües. gösterdiği #0 167 mücasese ceza fonlar arasında, Tok, z helvacılar, anları gör. rar, işkembeci,. unu da mey. ” ir, yl iki üzeteleri okuduk- SÜİn üzerinde Hire Sörünen a yoruz: Dünkü gaze. acağı bsi, buğün de kon. Beran ettiler, Hal, İlin ol,“ böyle davul, | kiymetini kontrole Güler Biz, bucünkü Kontrolleri Ni beklediği. a » bu noktaya sini, 928 erime temen. de etlerinden biri â, ri i e İİ. huy Simdiden tedbir a P e sineklerden, d Sile çekecek gibiyiz. almıya bag sn, bn yn, <Ktupları, kara a miktay EŞEN senenin by hayli aştığını zada, m gc m Gem zararları e, e > Çünkü, bunlar aile Ke olmayan hakikatler. temenni avda a0 İl babe, İşte iz ilde rahatsız | Dia ran Yeni. tarife | 7 Gidecek anl e bi m ram ie İyi ön başına de. | CENEVRE MEKTUBU Almanlar, Gizli Vesikaları Nasıl Ele Geçirmişler ? Cenevre, 16 Temmuz i nsanlar tuhaftır: Zaval- lı Avrupanın şu için- de bulunduğu, daha da derin- lerine doğru yuvarlanmakta olduğu trajedinin tam orla- sında bile gülüp eğlenecek şeyler buluyor. Fena doldurulmuş, eski biçim bir av tüfeği gibi, tepip D.N. B. Ajansının kendini vuran meşbur “Fransız gizli vesikeları, nı ha tırlarsınız. Ben bugün, onları bin kişinin elinden, altı Alman aske. rinin, öyle iddia ediyorlar, yalnız altı kişinin nasıl çekip aldığına dâir bir Alman hikâyesi okudum; Yalan söyler gibi dudaklarda göl- geli bir gülümseyişle anlalılmış bir hikâye. TAN'ın hoşuna gide. cek kadar kısaltarak naklediyo. Tüm: . “16 Haziran akşamı. Parisin et- rafmda iki'gefiş daire çizen zırli. h fırkalara mensup bir İleri kol. “Sabahtanberi 270 kilometre yapmışlardı. Akşam üzeri gelen bir emire yöre, ne yapıp yapıp La Charitö . Sur - Loire'a varma. ları ve Fransızlar atmadan köp- Tüyü tutmaları lâzımdı. “Yula çıktılar, birkaç dakika sonra, La Charitö'de idiler. Kalu- balık değildiler. Öyle iken ikiye ayrıldılar, Büyük kısım, bir on i- ki kadar zırhlı araba, köprüye doğru ilerledi. Kasaba ile istasyon için üç araba, yani altı kişi kal. miştir. “Üçü birden büyük bir gürültü ile istasyona vardılar. Öndeki &- raba, tam o sırada hareket etmek üzere olan bir askeri trenin İoko. motifine ateş etti. Delinen maki. neden şiddetle püsküren bir bu- ğu ortalığı kaplad: “Alman motörlerinin gürültüsü İle Fransız treninin savurduğu bu geniş ve siki sis, istasyonda anla. tılmaz bir kargaşalık vücude ge. #irmişti, Son haberler, Alman ön- tülerinin henüz Loire'in yüz kilo. metre Simalinde olduklarını bil yezsnede YAZAN C.C, Sersasama dirdiğine göre, şüphe yok ki, kimse o ande, orada bir Alman hücumü beklemiyordu. Bu şaşırmadan istifade İ tasyonu zaptetmek lâzım ten kimse treni düşünmensişti. “Alt Alman askeri, ellerinde mitralyöz tabancalarile . arabala- rından indiler, İstasyon binasına girdiler. Hepsi birden, “teslim 0- Tun?,, diye bağırıyorlardı. İçlerin. den fransızca külfretmesini bilen biri, güzel bir küfür salladı. nce altı kişi, sonsa bir yir- Ö mi kadar, daha sonra otuz, kırk kişi silâhlarını bırakıp, elleri yukarıda ilerledi. Hepsinin ağzı âçtk kalmıştı. Etraflarına bakım. yor, © altı kişiden başka Alman öskerleri arıyorlardı, “Trende, İstasyonun içinde ve dışında bir bin kadar Fransız vardı, Kötü bir an oldu. İki taraf ta vaziyeti kestirebilmişlerdi. Bir. kaç Fransız subayı, bazı emirler mirıldanmıya başlamıştı. “Alman lar, bü kumandaların bir muka. vemet organize etmeğe matuf ol. duğunu anladılar. Bir anda Al manların işi bitebilirdi. O zaman, Alman subayı vaziyeti kurtararak tam kelimeyi buldu! — Harp sizin için bitmiştir, si. lâhlar aşağı, diye bağırdı, “Bu cümle, bir sağnağın üstü. be bir pencere kapanır gibi, oğuk tuyu kesti, “Artık esirler, gardan, bilet ye. rine silâhlarını vererek çikiyor. lardı, Meydanda sıralanmalarında güçlük göstermediler, Sayıldılar: 816 kişi. Bir yirmi kadar asker, silâhları ile, islasyonun öbür ta- rafma kaçtiler, Arkalarından bir mitralyöz yaylımı yetişti. “Darbe muvaffak olmuştu. Az sonra esir kafilesi Orlönns istika. metinde yola çıktı. Almanlar İs. tasyona döndüler. Peronda bir- kaç yaralı inliyordu. Fransız sıh- hiyecileri trendeki kasalarda tıb. bi ecza arıyorlardı. Fakat bulami- yorlardı. Bu vagonlara, radyolar, konserve kutuları, sinema alicr â- letleri, haritalar karmakarışık tı. kılmıştı. U sirada arkadan hir muha- cir teni gelmiş, öndeki yo. lu açsın, diye birdüzüye düdük ötlürüyordu. Bir ara sabırsız ma. kinist lokomotifi harekete getirdi. Maksadı öndeki treni de itip iler lemekti. Fakat © arada yetişmiş olan bir takviye kıtası rayları at- mişti. O zaman trendekiler indi. rildi; vagonlardaki genimetin tet- kikine başlandı. , “Birkaç vagon hususi tiptevdi. Bunlar smsıkı kapalı idiler, Kapı. ları kırıldı. İçlerinde bir nevi kü. tüphane gibi muntazam olarak yerleştirilmiş, birçok evrak vardı: Geniş şeritlerle bağlı, türlü renk- te dosyalar. “— Işığı getirin! Burada Game- lin yazılı! Bakın, burada Wey. gand'ın imzası var! Paul Rey- naud! Gizli servis dosyası! İşte hir büyük elçinin raporu (Bu, şu bi. zim bildiğimizdir mutlak!) Bu, casusların listesi olacak! “Oyuncak dilkânina girmiş çocuklar ibi, bağırıyorlardı. Elçi raporlarını, erkânıharbiye plânla. rını, nazır emirlerini, birbirlerine çocuklar gibi sevinerek gösteri- yorlardı. “Nihayet hepsini kasalara iyi kapadılar; bir otokara yüklediler ve saatte vüz kilometre süratle tümen kumandanlığmna (doğru koştular. Kimbilir, belki Alman props. ganda servisi, sayısı ve derinliği sayılıp ölçülemez yaranm acıst i. le inlemekte olan Alman willeti- ne bir yudum eğlence ve svutma olsun, diye bu hikâyey! uydurup, lstmıştır. Eğer bu böyle ise, bu müthiş trajediye karşı bu kadar- cık şey pek az. Eğer doğru ise, veyl mağlüplara! MODERN HARPTE HAVACILIK Stratosferde Uçuş tratosferde uçmak düne ka. dar bir fantezi fikir halin- de idi. Bugün düşünceler değişti. Yüksek irtifa tayyareciliğinin bir. Şok noktalardan faydası anlaşıl. dı ve bu işe başlamak zamanımın geldiği meydana çıktı. Her şey den evvel, uçuş süralinin aero. dinamik duvarı sayılan $ekiz yüz kilometreden yükarı çıkarılması, ancak stratosfer içinde mümkün olacaktır kanaati doğmuştur. Bu $uretle Avrupa ile Amerika ara. sındaki zaman, on saat kadar kr- salacak ve irtibat imkânları ko. Jaylaşacaktır. Bize, bu imkân verecek unsurların başında, stra. tosfer hararetinin sabit oluşu, ha- va kesafetinin kompressörler va. #ıtasile ayarı ve bilhassa meteor hödiselerinden e uçuşa müessir o. lan rüzgâr, bulut, yağmur vesai- Tenin bulunmayışı vardır. Meteorolojik mânilerin ortadan kaldırılması, hava kesafetinin az- Kiğı dolayısile tayyare üzerine ha. va mukavemetinin zayıf oluşu, 8sbİ bir hava hararet derecesine ayarlanacak motör çalışmasının ahengi ve motör rejiminin değiş- memesi, normsi olarak tayyare Süratinin artmasına ve devamına müessir olacaklardır, Bu şartların elde edilmesine müsait olacak WU. Suş İrtifamın on üç bin ile on beş bin metre arasında olduğu tasar. lanmaktadır, : B rüksel Üniversitesi profe Sörlerinden İsviçreli “Pie. Card, m doküz yüz otuz bir sene. sğzinikekn YAZAN—— A. AHISKAL sinde yaptığı ucuşu hatırlarsınız. Profesör bu uçuşta, “15.800,, met- reye kadar yükselmiş ve hava hâ. diseleri üzerinde tetkiklerde o bu- lunmuştu, İşte bu yükseliş, insun- ları stratosfere doğru çekmiş, de- nizlerin dibi kadar, havaların üs. tünü de tetkik hevesi baş göster- miştir, Ruslar,bu irtilar ez gör. müşler, fakat Amerikalılar dokuz yüz otuz beşte, “22060, metreye çıkmışlardır. Bütün bu hareketler tetkikata hasredilmiştir. Ayni sene tayyarsellikte işe başlamış, “Yunkers,, ve "Farmân,, bu maksatla tayyareler hazırla. mışlardır. o Farman'ın tayyaresi dört yüz beygirlik bir motörle mücehhezdi. Motör rejiminin mu- hafazası, uçuşun ana hattını teşkil etliğinden, bu tayyare üzerine üç muhtelif irtifa için karbüratöre yardımcı kompressörler ilâve edil. miştir. 500, 10000 ve 15000) met. relerde çalışacak bu kompressör- ler, motör rejimini ve kudretini muhafaza edecekleri gibi, tayya. reyi çekip sürükliyecek olan per- vanenin çekme kabiliyetini idame ettirmek gayesile, pervane pala-, lari da pilotun kontrol ve ayarına tâbi olacak şekilde müteharrik yapılmıştı. Bu hazırlanış, daha , sonraları bir ufak değişiklik gör- müş ve pervanenin ayarı daha doğru olarak otomatik bir hale getirilmiştir. ükseldikçe “hava kesafetinin azaldığı ve motöre yardım. ci olarak kompresörler İlâve e- dildiğini söyledik. Pilotun da ya şama çaresi olan müvellidülhu. muzayı temin etmek lüzumu mu-i.... hakkaktır. Bu yardim oksijen tüpleri ve maskelerle yapılır. Mas ke sadece teneffüse imkân verir. Tazyik azalmasile vücut üzerinde olacak değişikliklere karşı mü. vellidülhumuza maskelerinin ça- tesi yoktur. Bu güçlük te bertaraf edilerek pilotun iskemlesi istenil- diği zaman tayyare gövdesi içine çekilerek üstü kapanmakta ve ha. Yiçle alâkası olmıyan hücre içinde tazyik değişmesinin önüne geçil. mektedir. Oksijen bu hüersde ser- best olarak kullanılmaktarır. Bü. tün bu tedbirlerin alınması saye. $inde tayyarecilik, on altı bin met re İrtifaa yaklaşmış bulunmakta ve stratosfer tayyareciliğinin mü- as olacağına işaret etmekte. ir, Stratosfere yükselmenin ve bü. rada büyük süratler yapmanın, bugünkü sürat ve irtifaa avanta” ğr nedir? Fazlası ne olacak?.. di. ye düşünebiliriz. Yirminci asrın en büyük ilerle. Yişi, zamanı kısaltmaktır. Avrupa ve Amerika arasında otuz küsur saatlik mesafenin on sekize İnme- si, maddi ve manevi kazançlar te. min edecektir, En basit düşünüş- le tayyarenin on iki saatlik benzi- Yazan: Sevim SERTEL Krallarının Dilini Anlamıyan Halk - Küçük animarka gayet ufak bir devlet ol- masma rağmen kendinin Iki mis- Wi büyüklüğünde Şimali Amerikaya kom- su “İcelend" isminde bir müstemlekesi vardır, Buradaki halk oldukça müstakfi bir hayat yaşı ve Dahimarka ile olan alâkaları gayet azdır, Danimarkanın işgalirden birez evvel vaziyelin nazikliğini pezen o Danimarks kralı, buraya gidip bir Konferans ver- meğe karar vermiştir. Gün kararlağımz, yer hazırlanmış ve nihayet kral, na çıkıp nutkunu vermeğe başla, Fakat her nedense halk,mayet soğuk durmakta, gülünmiyecek yerde gülmek- te, alışlarımıyacak yerde alkışlamağla ve umumiyetle gayet seuip hareket et- mektedir. Kral, vaziyette bi sezmekle beraber istifini bazmarız, ri kunu bilirmiş ve ertesi günü de Dan'- markaya dönmüştür. Burün hâlâ İcelandiılar kralın pe söy- lediğini tamsmlle bilmemektedirler. Zira onların da liserı Darimarka dili almakla beriber şiveleri m kadar değişmiştir. ki k'aln ve söylediğin! anlamak mümktn olmamıştır. Fakat hiçbirini onuruna ye- dirip #e anlamadıklarını itiraf etmemiş- Terli, Rörisiz — Ne güzel söyledi yahu! dedi mi, ken- diri anlamış göstermek icin muhatabı ds hemen tasdik edivermiştir. Börlere bü- tün halk hâlâ birbirini aldatmaktadır. . Küçük To-Tong'un Macerası K 9 - Tong, Şimal! Fransada isgal sö- basında bir karabada bujarnan kü” tük bir Çinlidir. Geçenlerde İngiltere ye gelen muhacirler arasında bulunan "To - Tong sahile çıktığı zamar bir ayağı bandajler içindeydi, Buru görenler Ken disine — Vah yavrucak, istırabın cok mu? Aiye sordular. Ta - Tong, gülerek: — Yok canım, deği, hiç ıstırsbım yok, Zaten bana bir şey olmaz ki, Ben bunu oyun olsun diye bağladım, Evvelâ köyü- müz yandı, Bir sürü insanlar yandı, Ai- lee yola çıktık. Birçokları yollarda yor. gunluktan kaldı. Rirçokleri bir dereyi Yüzerek geçmeğe uğraşırken boğuldu. A- ma bana bir şey olmadı. nü bir 'ay- yare bombardımanı esr mia annenle babamı kaybettik. Ama ben kaybol ım. Zaten bana hiçbir şey olmaz ki... Derken kız kardeşimin kolu k Yurumizdu bulunan iyi kalbi insanlar hemen yarasını sardılar, ona merhametle muzmele etmeğe başladılar. Bir gün bü- tip gün aç yürümüştük. Bir arkadaşım« İs beraber bir elma ağacı görünce İki- miz birden üzerine tırmandık. Tesağü- fen ikimiz de eyni dala basiyormuşur. kirilmesile ikimiz de yere yuvarlandık Zaten bana bir şey olmaz ki... Baktım olacak gibi değil... İngiltere- ye çıkınca kimse bana ehemmiyet v miyecek, kimse bank merhamet elmiye- eek; ben de yolda bulduğum bu paçav- ralarla ayağımı bağlamağa mecbur o dum, Zira Allaha kalan bana hiçbir şey olmamız kil. Küçük To - Tong, İneillerede, tahmi- bi hülülem herkesten çok slika topla- vUğUR, . Havadis Arıyan Gezeteciler arbin bütün şiddetile devam etme- sine rağmen bugün Birçok mın- takalar grasında yolcu areleri İşle» mektedir, Bir Amerikan panyası Aİ ninden iktisat edilecek ve üç gün. de iki sefer yerine, üç sefer yap. mak imkân doğacaktır... İratosfer içinde uçuş ve yük sürat temini daha ziya. de harplerde rolünü oyniyacaktır. Bugün böyle bir vasıtaya malik olacağını tasarlıyacağımız mubha- rip devlerden biri, zaferi mutlak surette garsntilemiş sayılabilir. En uzun menzilli hava topu, on iki bin metreye atış yapabilmek» tedir. Şu halde stratosfer tayya- reciliği yer müdafaasının at, den korkmiyacaktir, Diğer mi fas tayyaroleri do bu İrtifan vara. mıyacağınlan, büylk bir emni. yetle uçuşunu ve vazifesini busa- rir. Buna bir de stratosfer surtla. rının. ,mptör ve İnşaat farklarmın verdiği sürati ilâve edecek olur. sak; kovalanarak yakalanması da kabil değildir. Müdafaadan âciz kalmak, en büyük korkudur. Bu korkuyu ve- ren taraf, ilerisinden emin olabi. Ur. Bakalım, hasımların birbirle. rini tehdit ederlerken, ileri sür- dükleri müthiş silâhlar arasında böyle bir yenilik meydana çıka. cak mı? To-Tong'un Macerası - Havadis Arıyan Gazeteciler manyas ile Holsnda âratında fayyare postası kurmuştur. Geçenlerde Arştere em tayyare meydarina inen bu tayya- telerden birirde şöyle bir vaka geçmiş- tir: Almanyadan gelmekte olan bu tayya- cede sekiz yolcu varır. Altı tanesi Nor- veç harbi biteliberi Baltıkta dolaşan, bu- rada bir geyler kopacağın: uman gazete- eilerdir. Bunlar, nihayet havadissizlikten canları sıkılmış ve yola çıkmışlardır. Tayyarede mütemadiyen bavadiselzi! ten, hâdiselerin pek durgun gittiğinden * şikâyet etmek: r. Bir aralık iki Al- mun tayyaresinin hücumuna uğrarlar, amma pilotun verdiği İşuretier üzerine inde ateş kesilir rerdamta sağ salim yere birer birer dışarı çıkar Tar. Fakat son yolcu en arkadeki kol- tuklasır. Uzunca baylu bir adam olan bu yolcu İki büklüm uyumazladır. Onu v- yandırmağa giden, müthiş bie heyecanla geri gelir, Uzun borlu yolcu kalbinden vurulmuş, ve ölmüştür. Kurgun arkasın- Ann girmis, kalbine | saplarmıştır. He- men o Ankiknde sessiz van v ir, Havadis arayan ve vâkasışlık'an sikü- yet elen gazeteciler, gözleri önünde ğe- çen bu ölüm bâdisesini görmemiş, far- setmemislerdir. Ni İKİ ÖĞRETMEN... Biri Şarklan yarıyor, Miri Garmer. Mösinin de mektubu bir çönde elime değdi, Şarktaki öğretmen, geçenlerde yazdığım bir yazıdan meraka düşmüş Aaneleri babalarından yaşlı olan ço- cuklar mutlaka arta olurlar m, diye soruyör. Insanlar daima güneşin hareketine tâbi olduklarından ilkin Şarktaki öğret. mene cevap vereceğim: Yazdığım kaide mutlak di . Hekimlikte zaten cok şevlerin istisnası olduktan başka, se leri babalarından — yaşlıca siduğu-halde pek zeki olan çocuklara istirna denile, inez, Nitekim benim tanıdığım ve karı Koca ikisi de öğretmen. fakat anne ba. hadan yaşi: olan bir allenin iki çocuğu da yeytan gibi zeki ve yaramın, bem de pek sevimli çocuklardır. Garpteki öğretmenin intediği data u. zun: Burada sar'a hastalığından şündiye kadar bahsedilmediyse birar bahsedile. mez mi, diye yazıyor... Burada yıllardan beri pek çok şeylerden söz açmış oldu. üm için neler yazdığımı, doğrusu, #en. dim de hatırlıyamıyorum, Yazılarımı saklamak ta hiç âdetim dı 6. Zaten burada bir bahsin bir kere açılmış ol. ması onü tekrar yazmıya mâni olmasa gerektir, Bir kere, gazetenin okuyucu ları dösima değişebilir, sonra da hekim, likte her bahis daima yenilenir. onz Gn“ İma yeni bilgiler katılır. Herhalde bara, da bir bahsi birden siyade okuyanlar, bahis bir olmakla beraber, yazının aym olmadığına emin elabilirler., Onun için © hastalıktan burada dah önce bahsedit. miş olsa da Garpteki Öğretmen okuyu. uc arsusunu yerine çetirmiye cal. şacağım. Bu hastalığın en mühim delili ons te. tulanın, bayılacağını hissetmeden Di. denbire bayılma, sonradan da, bayılmış olduğunu bilmemesidir. İster. denilen hastalıkta da bayılanlar ve sar'alılar &. bi çırpınanlar vardır, Fakat onlar bay. lacaklarımı bilirler düşecekleri yeri bile, çök dela, seçe: THlbüki sme'atı hasta her yere düşer, ateşe de denize de... Düştüğü yerde çırpındığı vakit İni asrın, altını oslatır, sonra be kendisi de şaşırır, Ne olduğunu bil ali alık etrafma bakınır, Bayrldığ düştüğünü, ilk zamanlarda, ea başkaları haber verirler. Hastalık çok deva dince. tabii, kendisi de, neticelerind.n bayıldığını anlıyabilir.., nöbetleri. nin muzdili denilen ümutkaniık hallerin. de sar'alı cinayet işler, kendinin haberi olmaz. Karârlık Kuyu tiyatro piyesinde olduğu gibi... Sar'a hastalığının teğavir'ni. her ha, balıkta olduğu gibi” ancak hekim tertip © yazar Hekim gö-ün. xiye kadar, mümkün olduğu kadar tok istirahat. herhalde yalnır sokağı çık, dökünmek.. sarah. kadin alsan, erkek olsun, evlenemez. Yemeklere gelince: Mümtün altağa kadar an tuz, er vx et az seker fa, kat bol yağ ve bmru sebzeler alkolün katres' bile sar'alıya sehir olar ANKARA SPOR — 14 (nef save vene “in mündarecatla çıkmıştır. YENİ KÜLTÜR — Bu sile mermuayıs nın 48 ncı sıyısı da imtişar etmistir. BELLETEN — Dördüncü cildin 18 sayısı çıkmıştır. .

Bu sayıdan diğer sayfalar: