29-6-940 a SsSEsSE ABONE BEDELİ mrkiye Ecnebi l e Kr. 1 sene 2800 Kr. y 6 Ay 1500 * a 8 Ay 800 * hai t Ay 800 (* lilletlerarası posta ittihadına Bhil olmıyan memleketler için 'D, 16, 9, 3,5 liradır. Abone be- 29 HAZİRAN 1940 TAN 8one bedeli müddet sırasiyle &lj peşindir. Adres değiştirmek $ kuruştur. Cevap için mektup- ita 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. e ——— ——— E UU u Te masa Kurban n Bir İşçi 4 âkıâyı Aanlatan, Mehmet Merdan adında bir va- laştır: endisi, bundan bir yıl evvel, tinburnunda, çimento fabri. nda çalışıyormuş. Bir gün, h belediyesinden çağırılmış, — Sen, demişler, daha yük. bir gündelikle bizim beledi. garajında çalışır mısın?,, İTehmet Merdan cevap vermiş: — Elbette çalışırım: Fakat, Zeytinburnu fabrikasının İktar, ve gözde bir işçisiyim: âenaleyh oradaki mevkiim #mmendir: Siz de, günün bi. Üe beni açıkta bırakmıyacağı. temin ederseniz, gelirim!,, t& sözlere muhatap olan zat, met Merdana şifahi teminat iş. Mehmet Merdan da ka- Mi formaliteler ahkâmının lü. lu kıldığı muameleleri ya- *Ak, eski vazifesinden ayrılıp huşlar. isine baslamiış. kat, aradan dokuz ay ge. Fatih belediye gaşajına haslı bir işçi getirilmiş, Türk yan bu vatandaşın işe baş- _ından kısa bir muddet son. Senin — vazifene nîhnvet ik!,, demişler, Mehmet Mer. (in yerini de, iltimaslı olduğu a edilen diğer vatandaşa ver. ler. lehmet Merdan, bu haksızlı. brotesto edince, en aksi ce. İla ve en Tena muamele ile Hlaşmış. Lâzım gelen maka. İşikâyette bulunmuş. Şikâye. — huhatap olan makam alâka lerince, Mehmet Merdanla, $ alan işciyi imtihana tâbi Mehmet Merdanın sına göre, bu imtihamnı, bir vatandaş yapmışs, ve raporu. tesir altında kalarak, ilti. İli işçinin lc;înde vermiş, 'N imdi Mehmet Merdan; «——. Vâkıâ, diyor, ben, hassıs bir işei olduğum için, ta kalmış değilim. Çok şü- | derhal ve daha iyi bir işe ştim. Fakat anlamak istiyo. : Bana bü haksızlıkları ya- lara terettüp edebilecek hiç. Mmesuliyet yoök mudur?,, z, bu sözleri, derin bir tees. dinledik. Mehmet Merdan. derdini bir defa da valiye masını söyledik, — On beş gündür, Lütfi Kır. görüşmeğe — çalışıyorum: t maalesef, kendisi son gün. çok meşgul: Arzuma mu., k olamıyorum!,, dedi. eminiz ki, vaziyeti öğren. takdirde, Lütfi Kırdar, bu ya lâknyt*kalamıyacıkür. iz de öğrenebilir miyiz: 1 — İş kanunu, hiçbir su. lmıyan bir vatandaşın açığa tılmasını hoş görür mü? — Bir işçiye, işinden çıka. tağını on beş gün evvel bil. hek zarureti yok mudur? — Bütün — gayretlerimize hen, iltimas ve tavsiyeyi ni. hâlâ kaldıramıyoruz? . Tek kişi tarafından yapıl. öğrendiğimiz o garip imti. | hangi usüle, hangi nizama dur? husust müessesede de hoş emiyecek olan bu kabil ay- ikların, resmi bir dairede tndan bilhassa teessür duy. muzu da gizliyemiyeceğiz: Vesile ile vatandaşların ka- | hukukuna daha titizce bir het beklemek ve istemek te kımızdır. sanırız! a 'Lüleburgaz Köylerinde Çekirge Mücadelesi Üleburgaz, (Hususi) — Ka. bazı köylerinde mahsulâta İf yeren çekirgeler türediğin- bunların imhasına başian- .. Üa Üze y> TAN Muharrir, Bu Yazıda Olgunluk İmtihanında Hâkim Olan Esasları Tebarüz Ettiriyor ve Bu Seneki Tatbik Şekli Hakkında Temennilerde Bulunuyor lgunlîık fmtil:anında Haâakim Olan Esaslar B © sene meriyete giren ye. ni imtihan talimatname. sine göre yapılan olgunluk im- tiharları dün bitmiştir. Bina- enaleyh, bu talimatnamenin kıy meti hakkında şimdiden leh ve aleyhte hükümler vermek mantıksız olur. Esasen, bu im- tihan talimatnamesinin kıyme. tini, c ıalımatnameye göre imti. hana tâbi tütulan talebenin muvaffakıyet derecesile ölçmek doğru olmaz, Muvaffakıyetsizlik bir netice- dir ki, sebepleri muhteliftir. Muvaffakıyetsizliğin en mü.- him sebebi, şüphesiz, tedsiatın iyi yapılmamasıdır. Fakat, mükemmel bir tali- matnamenin ruhuna sadık ka- lınraryarak acemice tertip edi- len sualler de bu muvaffakıyet- sizlikte âmil olabilirler. Tebarüz ettirilmesi lâzım ge. len diğer bir nokta da, randman mefhumudur. Sırf kemmi bir mefhum olarak tasâvvur edilen randmanın bu işle alâkası pek azdır. İstenen, mümkün olâuğu kadar çok talebenin - ne şekilde olursa olsun - imtihanda mu- vaffak olması değildir; belki, muayyen bilgilere hakkile sahip olan ve fikri bir olgunluk se- viyesine gelmiş bulunan talebe. nin mümkün olduğu kadar çok miktarda muvaffakıyetidir. Şüphesizdir ki, - her seyde olduğu gibi . imtihan talimat. namesinden alınacak netice, 6- nun iyi veya fena tatbik edildi- ğine göre değişecektir. YAZAN . Sadrettin Celâl Antel Bu yazımda, pedagoji e- saslarına çok uygun bul- bu talimat 'e göre olgunluk imtihanında hâkim o. lan esasları tebarüz ettirdikten sonra, bu seneki tatbik şekli hakkında bazı şahsi mülâhaza- ler ve temennilerde bulunaca. ğem, Yeni olgunluk sistemi ile es. kisi arasında, ikincisinin lehire olareak, esaslı farklar vardır. * Eski sisteme göre : Edebiyat kolu olgunluk im- tihanı: (Türkçe konpozisyon, e- debiyat; tarih . coğrafya; felse. fe ve içtimaiyat) Fen kolu olgunluk imtihanı: (Türkçe konpozisyon; matema- tik; fizik - kimya, tabiiye) ders. lerinden yapılıyordu. Yeni talimatnameye göre ise vaziyet şudur: İki kol için de müşterek olan türkçe konpozisyondan başka: Edebiyat kolu için: (Edebî. yatl; felsefe veya tarih; tabilye veya matematik). Fen kolu için: (Matematik; fizik, veya tabiiye; felsefe veya tarih). Görülüyor ki, buradaki esas. lı fark, fen kolunda, edebi ve felsefi kültür derslerine, edebi. yat kolunda da ilmi kültür ders lerine ait yoklamaların bulun- ması keyfiyetidir. Yeni talimatnameyi hazırlı. ee yan komisyon, tam bir kültürün ayni zamanda edebi, felsefi ve ilmi olduğunu düşünerek buna karar vermiştir. İkinci fark ta, edebiyat kolu için esas olan edebiyat, fen ko- iu icin esas olan matematikten başka, yoklamaya dahil olan di- ğger derslerde namzetlere seçme hakkının verilmesidir. Bir taraftan zekâlar, fikri tip- ler arasındaki tenevvü, diğer ci- hetten, olgunluğu kazanan genç lerin fakültelerin muhtelif su- belerine girmeleri, böyle bir kombinezon yapılmasına saik olmuştur. Filhakika, zekâlar arasında kemmiyet bakımından olduğu kadar keyfiyet bakımından da esaslı farklar vardır. Bazı ze. kâlar harici müşahedeye daha elverişli, diğerleri, adetler ara- sındeki münasebetleri kavramı. ya daha kabiliyetli, diğerleri ise mücerret mefhumlar âleminde felsefi spekülâsyonlar yapmıya daha müstaittirler. Diğer cihetten, fen kolundan olgunluğu geçiren gençler, fen fakültesinin matematik, fizik . kimya, bioloji şubelerinden bi. rini tercih etmektedirler. Bu sebeplerden dolayıdır ki, olgunluk imtihanlarında, bu muhtelif tipteki zekâlara kendi- lerini göstermek imkânı veril. miştir. [ 1940 Harbinde Havacılık ) Pike Bombardıman Niçin Tercih Ediliyor? Bombırdmıın tayyareci- kara ordularının $ liği, kazaracçağı zaferlere İn kâr olunmaz yardımlarda bulu. nan bir silâhtır. Topçu tabiye hedefleri döverken, bombardı. mancılar çok gerilere kadar u- zanır, ateş sahasmnı uzaklardan yakmlara getipmiş olur. Bu, da. ha ziyade mevzi harbinin çer. çevesi içindeki rolüdür. Bom. bardıman tayyareciliği ise, tam mânasile hareket harbinin ele avuca sığmaz ateş kudretidir. Zırhlı vasıtalar peşinde yıldı- rım harbi yapılırken topçunun mevzilere girerek ateş açma- sı zaman ister. Bu zaman zar. fında da piyade ilerlemiş olur. İkinci mevzi intihabı ateşi ke- ser.. Halbuki tayyare seridir, kara kıtalarının hareketine gö- re, her an bombasile müdaha- leler yapabilir. Cepheden cep. he gerilerine kadar bütün sa«- halarda hareket serbestliği var- dır. Bu avantaj bombardıman usullerinin değiştirilmesinde ve isabetli atışlar yapacak pike bombardımanlarının tatbikinde ön ayak olmuştur. Pike bombardıman, düz uçuş- lu bombardıman usulünden mü essirdir. Aradaki farkı kavraya. bilmek için şunu söyliyelim ki, bombardıman irtifar azaldıkça isabet ihtimali de fazlalaşır.. Yer müdafaa vasıtalarınm pto- matik mukabelesi — karşısında düz Uçuş yıpırık nişan almak, hesap etmek, isabet ihtimalini kon- trol etmek ve ondan sonra bom- basını sallamak yani hedef üze- rine bırakmak oldukça güçtür ve hayli zaman ister.. Bütün bu işlerin yapılışından başka Tüz«e , gâr istikametinin de bilinmesi L rzazaa TÜZAN aei A. AHISKAL zaruridir. Yerde esen rüzgârın istikametini tayin etmek kolay- dır, Bacalardan çıkan dumanla. rın hareket istikameti, ağaç dal. larmın yatışı, deniz sathının buruşması bize bir fikir vere- hilir. Fakat bundan evvel bil- memiz lâzım gelen, tayyaremi- zin uçtuğu irtifadaki rüzgâr is. tikametidir. İşte bunu kestir- mek ve hesaplamak bombardı- mancıları oyalar. Eğer tayyare rüzgâr yatağına girmemiş olur. sa, atılışta bomba tayyareden a. iacağı ilk hızla ve atalerle ileri doğru bir yol üzerinde gider.- ken, rüzgârın esiş istikametine de uyarak, yana doğru mahre- kini kaydırır. Bu hal isabet noktasından za. rarımıza olur. Şöyle bir topar. larsak görürüz ki, normal u. çuşta yapılan bombardımanlar- da, uygun irtifa seçmek, rüzgâr yatağında uçmak, nişan ve he. sapların ikmali bakımından za. mana ihtiyaç hissetmek ve bun. ların dışında isabetli bir atış ya- pamamak pike bombardıman u- sulünün tercih edilmesini icap ettirmiştir. ike bombardımanda ise, “uçuş irtifar ne olursa ol. sun isabet ihtimali yüzdesi faz. ladır. Çünkü tayyare dikine he- def üzerine saplanır gibi inecek ve muayyen bir irtifaa gelince bombasını bırakarak kaçacak- tır. Evyelemirde bombardıman irtifaı beş yüz metre ile yüz met re arasında ve hedefin şakulün. dedir. Rüzgâr istikametinin sa- dece yerde olanını bir kaç ba. sit işareti gözetlemekle bulmak ımkânı vardır. Bombaları pilot istediği zamanda salabileceği i- çin ikinci bir şahsın bombardı- mancmın emri ve tesiri altında değildir. Nişan alma çok kolay- dır. Tayyareyi hedef üzerine dikmek hemen hemen kâfidir. Bu fayctlar arasında en kıy- metli olanı havaya karşı müda- faa bataryalarının ateşinden ka- çınmış olmaktır. Üç bin veya dört bin metre irtifada düz u. çan bir tayyareye karşı atışa hazırlanmış bir bataryanın, bir- denbire pike ile dikilecek tay- yare üzerine ateşini çevirmesi güçtür. Normal zamanda altı yüz kilometre sürat yapan tay- yare, dalışı srrasında sekiz yüz, dokuz yüz kilometre hız alır, bulunduğu irtifadan b salacağı irtifaa bir kaç saniye zarfında iner ve bu hızla tayya- renin düzelip uzaklaşması cçok seri olur. Önceden pike bombar dimanı yapacak tayyarelere karşı yer müdafaasını hazırla- mış olmak lâzımdır. Bu takdir- de Müdafaa vasıtaları ikiye bö- lünmüş olur ve dolayısile yük- sek irtifalardan vazife yaban fi- lelarla pikede bombardıman ya- pan grupların emniyeti artar. Netice olarak diyebiliriz ki, bambardımandaki isabet sıhha- ti, kolaylığı, yer müdafaalarına karşı emniyeti ve baskın şeklin- deki müessir atışı, pike bombar- drmancılığının kısa zamanda in- kişafına ve diğer bombardıman metodlarına üstün tutulmasına âmil olmuştur. î’eni dünyada filizlenen bu usul eski dünyaya geçerek yayılmış ve gördüğü iş. lerle tutunarak terakki etmiye başlamıştır. 1 Yeni talimatnamenin diğer mühim bir noktası aa 85 inc: maddesinde ifade edil. mıştir: (kmtihana giren bütün nam- zetlerin başarılarını takdir e- derken, müsavi ve müşterek bir ölçü temin etmek maksadile vekillik, mümkün olduğu nis. bette verilen soruların kati ce- vaplarını veya bunun esas hat- larını not baremi ile birlikte, imtihan komisyonlarına gönde- rir, Komisyonlar, imtihan kâğıt. larına, bu esaslara göre not tak- dir ederler. Bundan başka, veri. len cevaplarda namzedin edin- diği esas malümatla beraber, kavrayış kabiliyeti, olgunluk ilmi zihniyet ve fikri istiklâl derecesi de gözönünde tutulma. hdır.) İsabetli imtihan sualleri ter- tibinin çok güç bir iş olduğunu alâkadarlar gayet iyi bilirler. Bu sereki olgunluk suailerinin, pedagojik esaslara uygunluğu bakımından kıymetleri hakkın. da henüz bir şey söyliyecek vt- ziyette değiliz. Diğer cihetten, iratihan kâğıtlarını tetkik eden muallimlerin, yukarda kaydet. tiğimiz maddenin ruhuna ne de- receye kadar uygun olarak not takdir ettiklerini de bilmiyoruz. Şimdiki halde bildiğimiz şey, vekâletin, suallerin not barem« lerini gönderdiği halde bunların kati cevaplarını veya esas hat- larını yollamamış olmasıdır. Fikrimce, bu, yeni imtihan talımatnamesinin en ehemmi- yetli noktalarından birini ih- mal etmektir. Olgunluk imtihanlarının ya- zılı olması, memleketin muhte Hif şehirlerindeki lişe mezunla rını ayni sualler karşısında bu. lundurması ve sözlü imtihan. larda ekseriya hâkim bir rol oy- nayan tesadüfü ortadan kaldır. ması dolayısile çok isabetlidir. Fakat verilen notların nam- zetlerin hakiki kıymetlerine te- kabül edebilmesi için, cevapla- rın da, ayni takdir ölçüsüne malik olan muallimler tarafın- dan tetkik edilmesi icap etmek. tedir. Aksi takdirde, yani bu tetkik işinde muallimlerin biri. birlerinden çok başka olan şah- si takdirleri hâkim olacak olur- sa, istenen netice elde edilemi.. yecektir, İdea! şekil, memleketin muh- telif şehirlerinde olgunluk imti- hanına giren namzetlerin imti. han kâğıtlarını bir veya bir kaç merkezde toplıyarak burada ve. kâlet tarafından tayin ve mu- ayyen direktiflere göre hareket eden en kabiliyetli lise muallim- leri, üniversite profesör va do- çentleri ve maarif müfettişle. rinden mürekkep heyetler tara- fından tetkik ettirmektir. Bu ideal şekil tahakkuk edin- ciye kadar, hiç olmazsa, tsli. matnamede tasrih edildiği veç. hile, imtihan komisyonlarına, imtihan kâğıtlarının tetkikinde ve rot takdirinde müştereken riayet etmiye mecbur oldukları direktifler gönderilmesi lâzım- dir. ikrimce, bu imtihan isi- nin mümkün olduğu ka- dar rasyonel bir şekilde tanzı- mi için Vekâlette bir Daimi im. tihan bürosu'nun teşekkülü za- ruridir. Bu büronun vazifesi: Lise muallimlerinin ve müflet tişlerin, vekâletten gönderilen imtihan sualleri hakkındaki mü talâalarını ve noktai nazarları. nı toplamaki onlardan imtihan sualleri nümuneleri istemek; muayyen zamanlarda, en kabi. liyetli ve tecrübeli lise muallim- lerini, üniversite profesör ve doçentlerini, müfettişleri toplı- yarak bu sualleri tetkik ve ten- kit haddesinden geçirtmek ve enlara muhtelif dersler icin çok miktarda tip sualler tertip ettir. mek; bu suallere verilecek ce. vapların tetkikinde nazarı dik- kate alınması icap eden esasla. Yavrularını Unutan Ana İle Baba civarına bir bomba düşer. Dışarı ıngilteren'uı sık sık tayyare hücumlarına uğradığı şu günlerde orada kâh gayet acıklı, kâh gayet enteresan ve bazan da gayet komik vakalar olmaktadır. Bunlardan bir tanesini size şöyle canlandıracağım: İngilterenin gayet küçük bir kasabası; saat gece sekiz suların- dadır. Etrafta fazla bir sükünet hüküm sürmektedir. Winston so- kağının ortalarına isabet eden küçük iki katlı bir evde O'hara isminde genç bir amele ile karısı oturmaktadırlar. Şu esnada O'hara kütüphane- sinde oturmuş, büyük ciltli bir takım kitaplar karıştırmaktadır. Karısı mutfakta yemek pişirmek le meşguldür. Üç aylık çocukları üst kattaki yatak odasında heşi. ğinde uyumaktadır. Düt.. Düt.. Dan.. Dan.. Zır!” Bu ansızın verilen alârm işare- tidir Etrafta bir koşuşma, bir gü- rültü kopar. Elektrikler söndü. rülür. Şimdi bütün halk zifiri ka. ranlıkta, mahallenin sığınağına doğru koşmaktadır. Can soluğu ile kendisini sığı. nağa atan O'hara'nın karısı he- men gözleriyle kocasını ve cocu- ğunu arar. Kocası tam o esnada içeri girer, o da karısını aramak. tadır. Göz göze gelirler. Kadın bir çığlık atar: — Aman O'hara, çocuk nere. de? Yalnız mı geldin? — Kuzum Scarlet neler söylü. yorsun, çocuk seninle değil miy- di? — Ne münasebet. Ben mutfak. ta yemek pişiriyordum, O yukar- da seninle beraberdi. Sen getirir. sin diye ben doğru buraya koş- tum. — Ben yukarda değildim ki kütüphanedeydim — ve — çocuğu mutfakta senin yanında sanıyor. dum. Vaziyeti anlıyan karı koca şimdi çılgın gibidirler. O'hara e. ve gitmek üzere kapıya doğru koşar, tam bu esnada sığınağın çıkmak imkânsızdır. diri yanmıya mahkümdur. ne sığınaktakiler de iştirak et. mektedir, daki haritanın etrafına toplan. miş, otomatik olarak bomba dü. şen ve yangın olan yerleri göste- ren bu hususi hâdisenin cereyanını seyrediyor- lar. ğızdan kopardığı bepsiz değildir. O'hara'ların ma. hallesine de bomba isabet etmiş- tir ve onların evi de yananlara dahildir. Artık sığınak halkını umumi bir matem vardır. Çocu. gun anasiyle babası hüngür hun. gür ağlamaktadır. ren bu işaretler üzerine halk so. kağa fırlar ve bir matem ala; halinde yıkılan evlere doğru derler... zı önünde dururlar, Kimseden ses ner.. Bu gelen, şimdiye kadar her- hibinin önünde yere bıraktı, Giden diri Bu genç karı kocanın matemi- Şimdi herkes duvar. tertibat üzerinde — Ayl Bütün sığınak halkının bir ai bu çığlık se. Tekrar Dır.. Dır.. Düt,, Düt.. — 'Tehlikenin kalmadığını bildi. O'hara'nın evinin enka- çıkmamaktadır. Yavaş yavaş en. kazın arasında yavrunun cesedi-. ni aramıya başlarlar. Herkes biçarenin vücudünü olsun b bilmek için bocalamaktadır. Patepat.. Patepat.. Bu arkadan gelen acaip bir a« yak sesidir. Herkes o tarafa dö. kesin unuttuğu O'hara'ların döl yaşındaki köpeği Bones'tir. Va- vaş ve vakur adımlarla onlara doğru gelen köpek ağzında bil şeyler taşımaktadır. Bonas'in malı, O'hara'nın küçük yavrusu dur. H Şimdi Vinston maHallesı hal yıkılmış evlerinin üzerinde O” ra'ların kurtulan çocuğu için cün büş yapmaktadırlar. Bones'i 0- muzdan omuza taşımakta, oksi yıp, sevmektedirler. LOKMAN HEI(IMİN ÖĞÜTLERİ Akraba Arasında Evlenme Soya çeken hastalıkları bura- da okurken bunlardan bir çoğu- nun sebepleri arasında akraba arasında evlenmenin sik sık tek. rzırl.ındıgına elbette dikkat et. « Bu da hekim lerin hopsı bu işte fikirlerini birleştirmişlerdir: Bir soyun bo- zulmasına en büyük sebeplerden biri akraba arasında evl | salılarını bildirirler. Fena has hı olanları satarlar, keserler, ©: ları hiç kimse bilmez. İnsanlarda da böyle olur. nı soydan ana ile babanın ç cukları arasında, tabii suğ bakımından, pek iyileri de ç kar, pek fenaları da... Fakat sanlar hastalıklı doğunca satı maz, kesil Aile tir. Vâkiâ, bu fikir hayat ilm'nin insandan başka sahalarında gö- rülen hneticelerin aksine gibi zannedilir. Meselâ at neslini 1s- lah etmek istiyenler, her türlü hayvan yetiştirenler iyi bir ne. tice alabilmek için ayni soydan hayvanları, hattâ dişi ve erkek kardeşleri çiftleştirirler ve pek iyi döl alırlar... Hattâ hir ara lhık, hayvanlar üzerinde elde e. dilen neticelere bakarak, insan cinsini de ıslah etmek maksadi. le bir türlü insan harası kurarak orada ayni soydan erkeklerle ka. dınları —hattâ acayipliğin en son derecesine vararak— kar. deşleri biribiriyle evlendirmey düşünen hekimler de çıkmıştı.. Halbuki bu işte insanları hay vanlarla kıyas etmek yanlış bir yoldur. Bir kere hayvan yetişti. renlerin ayni soydan hayvanları çiftleştirdikleri vakit hâsıl olan fena neticeleri kimse bilmez. Veraset kuvveti hem iyi hassa. ları, hem fena h ları nesle cemiyet içinde aliller çoğalır. — Daha mühim tarafı, insanlar. la hayvanlar arasında sinir lesi farkıdır. İ hayatı bir çok cihetlerden hayvanl hayatı gibi işler. Fakat sinir! cümlesi bakımından, izaha zum olmıyacak kadar, büyü fark vardır. Ayni soydan hay- vanların dölünde bir sinir zukluğu olunca bunun farkı pek varılmaz, halbuki insa neslinde pek mühim, pek acık! olur; Meselâ dilsizlik, aptallık... İnsanlarda soy hastalıklarının en acıklıları sinirler cümlesi zerinde çıkan hastalıklardır. Daha sonra, insan neslini bo: mıya en büyük sebeplerden, a kol iptilâsı, frengi hastalı; hayvanlarda yoktur, Bir insan da bunlardan biri bulununı neslinden gelen çocukların her birinde onların birer küçük te siri bulunabilir, ayrı ayrı dıkları kadar o küçük tesirlerin ehemmiyeti olmaz. Fakat ilden iki kişi biribiriyle ev.. ho. geçirir. Ayni soydan hayvanla. rın dölleri arasında fena hassa. h olanları hayvan yetiştirenler haber vermezler, yalnız jiyi has- Tı ve not baremlerini iesbit et.l mnntihan | raek; bir kelime ile, notlarını, enlüsi intıhaların rıya zi ifadeleri olmaktan kuztara- rak, namzetlerin hakiki bilgile. rile beraber fikri istiklâllerini ve olgünluk derecelerini ifade eden işaretler haline getirmenin çarelerini araştırmaktır. Petdagoji esaslarına uygun!lu. ğuna kani bulunduğum imtihan talimatnamesinin, ruhuna Uys gun bir surette tatbik edilebil- mesi için, Maarif Vekâletinden bunu rica etmekteyim. lenince onların çocuklarında ön ce küçük olan tesir büyür, dört — misline çıkar, büyük bir soy hastalığı olur. k İnsan soyları arasında her türlü hastalıktan, Arızalardan salim olanları bulmak mümkün olsaydı onların nesillerinde ak« rabayı biribiriyle evlend'rerek insan cinsini de —vücut sağlı bakımından— ıslah etmek i kânı olurdu. Buna imkân olnmndığmd hiç olmazsa soy lıastılıklırm büyütmemek ve devam ettirme. mek için akraha arasında evlen. mekten çekinmek lâzımdır. Ak- raba arasında evlenmenin so hastalıkları bakımından en tel likelisi de, şüphesiz kardeş ço. cuklarını birleştirmektir. B