.4.940 37 NİSAN 940 TAN ABONE BEDELİ İİ Türkiye Ecnebi ! apmıyalım Bvrün, Ulusal Ekonomi ve Art. tırma Kurumu tarafından neş. tirilen vecizeler üzerinde bir defa a durmak istiyoruz. Biz, . esas itibarile - böyle vecize, neşrolunmasına tarafdar bulu muzu yazmış ve bu kanaatimir. iyetimizi de, © vecizelere İtunlarımızda sık sık yer vermekle termiştik. Şimdi, bu Kurum tarafından neş- ilen bazı cümleler üze ek ihtiyacını dayuyoruz, u ım, kövlüye * Mnuyor Her zamankinden çok mal, ve daba iyi İriniz. Hayvan se: unuz!” l Halbuki, köylü, elindeki imkânlar Aisbetinde ekmektedir. Onun çok (Mal ve iyi mal yetiştirmesine, hüsnü Niyeti kâfi değildir. Ve o, hayvanının Ymetini de kâfi derecede bilir. Ni kim “Hayvanı bol köye kıtlık gir. ; Mez” ve “Toprağı sürenin ömrü de i Dürer!” kabilinden o darbımeseller, köylünün bu hakikatlere vâkıf hu. Yunduklarını isbata kifayet edebile. ! fek derecede mebzuldür. Binacna. ( İleyh, bugün bize düşen iş, ona nasi. #ten başka şeyler yetiştirmektir. Kaldı ki, köylü, maalesef az gaze. okur. Ve okuyanların çoğu da, İendilerine gazeteler vasrtasile veri, n bu nasihatlerde kullanılan keli. İMelerden çoğunu bilmezler; Misal o. ak; hattâ: “Ulusal”, “Ekonomi”, / Kurum” kelimelerini bile Nilirim: Bundan da “w köylüler, sade kendilerine ne söyle Mildiğini değil, kimin söylediğini bi- kestiremiyeceklerdir. Ayni Kurum, işçiye de şöyle hitap inde dur. Meselâ, şu tavsiyelerde bu- al yeti; vetinizi iyi koru. göstere. yma makinelerin canına İstisna bütün makine İş lerinin bu basit hakikatlere vâkıf bu. Vunduklarına kan'iz: Eğer çabuk ha. neler varsa, bu, onları mn suiniyetlerinden | değil, belki ihtisassızlıklarındandır. | Bunun içindir ki, bu hususta mak- sada ulaşmanın etiştirmektir, Kaldı ki, ayni propaganda neşriya- ti arasında, meselâ, şeker hakkında, | kâğrt hakkında yapılmış hesaplarda | dn büyük ve bâriz hatalar vardır. Binaenaleyh, telkin edilmesi lâzim gelen duyguları öğretilmesi lüzum gelen hakikatleri, ve aşılanması lâ- *ım gelen düşünce ve hesapları kes. tirmekte isabet o gösteremediğimi takdirde, yapacağımız propaganda. dan, umduğumuz semereyi kazana. mayız. Propaganda ile yapılamıyacak iş leri propaganda ile başarmıya çal lamak, veya propaganda ile başarıla.. | bilecek işleri başka vasıtalarla becer. Miye çalışmak, çok beyhude bir zah. met olur. Bu kanastte olduğumuz içindir ki, “Ulusal Ekonomi ve Arttırma Ku. Tamu” muzun, propaganda neşriyatı. »t hazırlarken, zekâsını iktisat etme. mesini temenni eyleriz. Asi takdir. de: — Süküt, tesirsiz söze müreccah.. tai Milli Hislerimiz: ayli münakaşslardan matbat kanununa iki yeni fik. ta ilâve olundu. Fakat, matbuat ka- Bunu şişmanladıkça, matbuat men. Supları biraz daha zayıfladıkları bal. de, bu yeni fıkranın aleyhtarı değiliz. Hiçbir Türk muharriri, “milli his. leri rencide edecek mahiyetie” yazı yazmak istemiyeceği için, böyle bir yasağın konulmasına aleyhtar ol. sonra, Ancak, biz bu vesileyle, bu husus. ta, memleketimizde münteşir yaban. © gazetelerin neşriyatına karşı daha Mr er hd titüleri kanununun rifi yaymak hususunda atılan ikin. ci esaslı adımdır. İlk adım, üç sene evvel, köy eğit. ştirmek maksadile açı rla atılmıştı. n, köylerimizin kültürel ve ekonomik kalkınmala. n ehemmiyetini barüz ettirebilmek için, mem u göz önünde bulundurmak amdar; 1935 nüfus sayımına göre mem. ze okuma ve yazma bi. lenlerin miktari erkeklerde yüzde 23, kadınlarda yüzde 8 dir, 10 binden az nüfuslu yer kuma yazma bilmiyenleri ri yüzde 89 u fuslu yerlerde yüzde 59 u tadır. hir ve kas mizdaki nü fus 3,900,000, ylerimizdeki nü. fus 12.500,000 Nüfusun yüzde onu hesabile, şehir ve kasabalar. da 380 bin, köylerde ise 1 milyon 240 bin çocuk tahsil çağına gir. Tahsil çağında bulunan çocuklu. rın, şehir ve kasabalarda yüz. de Bi umumiyetle beş sene lik, köylerde yüzde 25 i üç senelik lerde tahsil görmektedirler. Memleketi mündân mukayese edile. cek olursa, imparatorluk idareleri. Bulgaristanda, tahsil çağında o- lsn çocukların yüzde 94 ü, Y nistanda yüzde 75 i da yüzde 70 i ilk mektebe devam etmektedirler. Diğer cihetten, köylerde ve köy karakterinde olan kasabalarda o. turan 12 milyon 500 bin insanı, iş hayatı bakımından tetkik edecek olursak, şöyle bir tablo karşısında kalırız: Memleketi: cuklar ve mi fusu ti insanın: de 8 in yağ iller hariç - faai nü. şkil eden 7 milyon 921 bin 4 ünü ticaret ve münakalât çalışanlar, yüzde 5 ini memurlar, kalanını da serbest mesleklerde çalışanlar teşkil et. mektedir. Görülüyor ki, en ziyade faal nü. fusun yüzde 8İ ini teşkil eden çift. çilerin yaşadıkları köyler tahsildon mahrum kalmışlardır. Bu vaziyet, cümhurliyet hüki metinin, köylerde ilk tahsilin si ratle yayılmasını en esaslı bir mil. İi dava olarak benimsemesini se. bebini izah eder. Filhakika cümhuriyet hükümeti, bilhassa son senelerde, köylülerin o- kutulması ile beraber istihsal kabi. liyetlerinin arttırılmasını temin hususunda ciddi teşebbüslere gir. miş ve mevcut imkân ve şartlar L çinde ilk tahsili çabuk ve kolay yayma çarelerini araştırmaktadır. Bu çare ve tedbirleri ararken, köylerimizin nüfusu bakımından vaziyetlerini gözönünde bulundur. maması kabil değildi. Memleketimizde mevcut 40 bin köyden 32 bininde nüfusu 400 den azdır. Bunlardan 16 bininde ise 150 den azdır. Diğer cihetten, 40 bin köyden incek 4960 ında öğretmenli mek. maa am a ruz. Meselâ Türkiyede çıkan bir gaze tenin, ikide birde müttefikleri müş. kül mevkide gösteren musanna AL man veya İtalyan haberlerini koca. man puntolarla neşretmesi, görebileceğimiz bir hareket değildir. Türk gazeteleri, milli emniyetin tabii müdafileridirler. Onlar, milli emniyet ve hissiyatı kırıcı neşriyatın, en az bu yeni kanun fıkraları kadar düşmanıdırlar, Bunun içindir ki, bu fıkraların ilâvesinden güdülen gaye. | nin tahakkukuna, Türkiyede ecnebi Ala siban har seratelerin tedibi kâ. | TAN o YAZAN: Sadrettin Celâl ANTEL tepler vardır. 31 bin köyde hiç mektep Bu mek köylere, metodlarla, kısa bir zamanda öğ- retmen yetiştirmek mümkün ol. ğını takdir eden vel şu tedbiri almıştı; Nüfusu 400 den az olan köyler 3 menleri yetiştir senedenberi fanliyette bi ban eğitmen kurslarından, ye kadar 4000 den fazla eğitmen köyden 32 bininde nüfus 400 den mektebe kavuşmuştur. Maarif Vekâleti eğitmen yetiştirmek sure man içinde nüfusu 400 den az olan şimdi. haklı olarak - eğitmen muallim saymamakta ve bi sini eğitmenden beklememekte. dir. Eğitmenlerin çalıştıkları köy. lerin nüfusları artt imkânlar hasıl olduğu takdirde, & ğitmenleri tasfiye ederek yerlerine iyi yetişmiş öğretmenleri göndere. cek, yahut eğitmenleri bu öğret. menlerin idaresinde çalıştıracak ar Bu vaziyet ve imkân hasıl olun. cıya kadar, köylerde iki senedenbe. vazife gören eğitmenlerin çalı: malarından müsbet neticeler al dığı için, eğitmen kurslarına d vama karar vermiştir. Fakat, nüfusu 400 den fazla o. lan büyük köyler ve köy karakte- rindeki kasabalar için eğitmenlerin kâfi gelmiyeceği, küvvetli öğret. menlere ihtiyaç hasıl olduğu da â- şikârdır. Bunun içindir ki Maarif Vekâ LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLER , bir taraftan eğitmen kurslarını devan ettirirken diğer tarsftan etli köy öğretmenleri yetiş. tir ile, evvelâ İz! sonra Trakya, Eskişehir v tamonuda büsbütün yeni t müallim mektepleri açmı Bu müesseselerde gençler, kuv. vetli bir kültür tahsili almakla be. raber, köy hayatı için en lüzumlu lada. bahçede v atölyeler. de bizzat çalışarak kazanmaktadır. lar Buhlardan başka motosiklet, o. tomobil, traktör, ziraate ve ziraat sanayiine alt motörlü vasıt kullanmağı ve lümir etmeği öğ. renmektedirler. taraftan bu müesses faaliyetlerinden alınan , diğer cihetten şehir müxllim mekteplerinin köyle taydalı unsurlar yet e. i keyfiyeti Maarif Vekületini Köy Enstitüsüjnü, köylerimizin muhtaç olduğu başarıcı ve tabiati istsmar edici unsurları yetiştire, cek normal bir sistem olarak ka. vr intibak edememel İı bir unsur ola: Hiçbir şey kendilerini köy atını benlmse köy içinde Halbuki, bizim gibi ink yapmış olan bir memlekette, ektep, yalnız talebesine okumayı, p Yapmayı öğre. il müessesesi değil, i zemanda ay» muhitin içtimai ve ik. ÇOCUKL/RIN BOYU Ayakta durabilen bir çocuğun boyu — mahsus cetvel bulunmasa bile — onu bir duvara dosdoğru dayıyarak başının geldiği yere kur şun kalemle işaret edilerek kolay- ca ölçülebilir... Çocuk henliz ayak- ta durabilecek kadar olmadan da bir masanın üzerine yatırılır. Ba- caklarını kıvırmaması için dizleri. ve yavaşça basılır. Ayaklarının geldiği yere bir kitap, başının gel. diği yere bir kitap. İki kitabın a- rasındaki uzunluk çocuğun boyu demektir... Yeni doğan çocuğun vasati ola. rak yarım metre uzunluğunda ol- duğunu bilirsiniz. Erkek çocuğun kız çocuktan bir iki santimetre U- zun olması kaideden Doğduk- tan sonra da on günlük oluncaya kadar 2 santimetre daha uzar. On günden sonra ne kadar bü. yüdüğü hakkında istatistikler ara- sında ihtilâf vardır. Vasati olarak birinci ayda 4, ikinci ve üçüncü aylarda 3, dördüncü ve beşinci ay- larda 2, daha sonra da bir yaşına gelinceye kadar her ay 1 santimet- re kadar uzadığı ve bir yaşındaki çocuğun 70 santimetre geleceği ka- bul edilir. Tabii, aşağı ve yukarı farklarla... İki yaşındaki çocuk ta $0 santi. metre boyunda olur, İki yaşmdan sonra kız çocukla erkek çocuk arasında boy farkı daha ziyade meydana çıkar. Kız çocuklar: Üç yaşında 85 dört yaşında 92, beş yaşında 98, al. tı yaşında 104, yedi yaşında 110, sekiz yaşında 116, dokuz yaşında 120, on yaşında da 126 santimetre. “ Erkek çocuklar: Üç yaşında 89, dört yaşında 92, bes yaşında 103, sekiz yaşında 119, doküz yaşında 125, on yaşında 131 santimetre, Demek oluyor ki, medeniyetin en mühim ve en sağlam icatların. dan olan metre uzunluğunu etkek çocuk dört yaşında, kız çocuk ta beş yaşında geçer... Çocuk ilk di. ini çıkardığı vakit buğday haşla. mas ziyafeti çekildiği gibi, boyu bir metreye varınca — her ailenin kudretine göre — yeniden bir zi. yafet tertip etmek, doğrusu, haklı olur. Bülüğ zamanı işe karışınca, kız ve erkek çocukların uzama nisbet- leri gene değişir. Sıra ile: Kız çocuklar: On bir yaşında 135, on iki yaşında 142, on üç ya. şında 146, on dört yaşında 150, on beş yaşında 152, on altı yaşın. da 153, on yedi yaşında 154, on sekizde 155, on dokuzda 155, yir. mi yaşında 156 antimetre, Erkek çocuklar; On bir yasında 135, on ikide 139, on üçte 145, dörtte 151, on beşte 157, on altıda 162, on yedide 163, on sekizde 164, on dokuzda 165, yirmi yaşında 166 santimetre. İstatistiklere göre bunlar nor- mal ölçüler sayılır. Fakat altında yahut üstünde yüzde 2, 4, hattâ yüzde 5 nisbette farklar hastalık eseri demek değildir, yani “ yüzde beş nisbete kadar, o sayılardan da. hü uzun olan çocuklar dev, daha kısa olanlar da, cüce sayılamazlar, Zaten yeni zamanların çocukla. rmin hemen her tarafta, biraz eski miş olan o İstatistiklere nisbetle, daha uzun oldukları hemen her ta- rafta dikkat edilmektedir, Bunun frahını başka bir yazıya birakmak Muharrir, bu makalesinde, Köy Enstitüleri teşkiline dair olan yeni kararın köyleri. mizin kültürel, ekonomik kalkınmaları bakımından çelen tebarüz ettiriyor: Koy Enstitülerinden Neler Bekliyoruz ? lerile or. lunan, on. tısadi hayatı ve faal genik irtibat hali sbet tesirler ya. muhitin medeni ha. yat merkezi, işık ve nur kayna olmak mecburiyetindedir. Köylerimizin kültürel inkişafını tamamen, ekonomik kalkınmasını kısmen mektepten beklemekteyiz. Bunun içindir ki köy öğretmen. lerinin, her bi ndan, köyde mi müsmir ve dah unsurlar o. larak yetiştirilmelerinde . zaruret vardır. Maarif Vek öğretmenleri ve köyde i zumlu diğer iş unsurlarını rirken. köylerimizin içtimai, artlarını, imkânların önünde bulun. rtları tesbit etmiştir: 1 — Öğretmen namzedini köy- den almak. (1) ? — Köylerden alınmış çocukla. rı köy hayatından uzaklaştırmıyan bir muhit içinde iyi bir çiftçinin bilgilerine sahip ve bunları tatbi- ke muktedir bir halde yetiştirmek. 3 — Bu çocuklara öğretmenlik ile birlikte köyde lâzm o- lan demircilik, yapıcılık, dülger Ek, kooperatifcilik; kız talebeye çocuk bakımı, dikiş, ev idaresi, zi. raat sanatleri, hastaya bakmak gi. bi işleri de öğreti 4 — Bunlarda fevkalâde istidat gösteren talebeye, yüksek ( tahsil yollarını kapalı bulundurmamak. men olmıyacakları, öğrendikleri işlerden birini yap. mak üzere serbest köy hayatına bi- akmak. 6 —. Öğretmen olacakları da, köy hayatınm şartlarına taham. mül edebilecek ve o muhit içinde il ve verimli bir ha. iktidarmı kazanacak surette hazırlamak 7 — Öğretmen ve köye lüzumlu unsurları yetiştirmek üzere açıla- cak müesseseleri, arazi vaziyeti müsait olan yerlerde kurmak, on. lari müstahsil birer müeşsese ha. line getirerek hiç olmazsa talebe. nin iaşe ve ihtiyaçlarını temin e- debilecek şekilde idare etmek ve ikle masrafları azaltarak, te yük olmıyacak hale gelmelerine calısmak. ve ihtiy duran şu mesi Bü Millet Meclisi tarafın. dan kabul edilen (Kây ens. titüleri) kanunu ile, şimdiye kadar bölge köy öğretmen okulu olarak Izmir, Trs Eskişehir ve Kas. tamonu da açılmış olan müessese. ler (Köy enstitüsü) haline getiril miştir. 15 yıl içinde ( 17. 20 bin) öğ. retmen ile köylerimizi için lüzum. lu diğer meslek sahiplerini yetiştir. mek üzere isimleri aşağıya ka lerin köylerinde Kayseri, Malatya, İsparta, Adana, Trabzon, Antarya, Hatay, Van, şirk vilâyetlerinden birinde.) Maarif Vekâleti, köylerimizin zi. rai ve kültürel inkişaflarında çok hayırlı ve müsbet bir rol oynaya. cak olan bu köy enstitülerine ver. diği ehemmiyet dolayısile cidden takdir ve tebrike lâyıktır. Yalnız, Maarif Vekâletinin © i bu hayırlı müesseselerin fı için sarfederken, bugün mal edilmiş bir halde bul nan şehir muallim mekteplerinin ıslah ve inkişaflarile de yakından alâkadar olacağını ümit ve temen. ni ediyoruz. Li NOT: — Sadrettin Celâl Ante Vin, “Medeniyet Buhram,, başlığı altında hazırladığı serinin dördün. cü makalesi gelecek hafta intişar edecektir. (1) Bu meseleler hakkında fznhat ai- mask İsteyenler (Maarifimiz ve Mesele indeki kitabımıza müracaat ©- lar, 3) Büyük Millet Meslisinin bu mad- deyi, şehir çocuklarının da alınmasına müsaade edecek bir şekilde tdi ettiği- > keli Papazların Etekleri Tutuştu 21042 : Sabiha Zekeriya Sertel Yazai B: İngiliz mecmuası bu harpte kilisenin oynadığı rolü teba- röz ettirirken, şu malümatı veriyor: “Kilisenin bu harp karşısında al. İdiğı tavır, Cihan harbinden tama İmen başka bir tavırdır. 1914 Cihar Harbinde bütün kiliseler kendi dev. letlerinin cephelerinde yer almışlar. dı. Bu defa bütün kiliseler müttefik. lerin tarafındadır. Vatican'ın, yani Papanım resmi gazetesi olan Obser İvator Romano, daha ilk gününden demokrasilerin cephesine geçmiş, Al. wan » Sovyet paktını tenkit etmiş. tir, Vatican'ım radyo İstasyonu bu şekildeki | faaliyetlerine devam et mektedir. diği bir hutabed vahşete karşı, gırdığını,, bu harbin “âdilâne,, bir harp olması için, müttefiklerin mu. zaffer olması icap ettiğini söylemiş- tir. “Birleşik Amerika devletinin Cüm. hurreisi müttefiklerle, Papanın an. laşmasını temin için, tam salâhiyeti haiz bir mümessilini, Birleşik çelik tröstünün eski reisi Taylor'u, bunun arkasından da rahip Piron'u Papaya göndermiştir. Roosevelt, Papaya yaz. dığı mektupta, Vatican'ın insaniyet ve din için büyük bir ehemmiyeti olduğunu, müşterek ideallerin, müş terek bir ifadesi olması lâzım geldi. gini bildirmiştir. “Bu hâdiselerin içinde en şaşıla- cak olanı Papanın, İtalya Kralının kendine yaptığı ziyareti iade için ih- tiyari hapishanesinden, Vatican'dan çıkıp Kont Ciano ile beraber Roma- ya gitmesidir. Malâmdur ki, 1871 de Papalık devletinin ilgasından sonra, yani 69 senedenberi hiçbir Papa, Ro- ma sokaklarından geçmemiştir. Bu konuşmaların gayesi hakkında Fran. sız gazetesi Excelsior, şu malümatı veriyor; Gaye, hıristiyanlık düşman- larmı imha için bütün kuvvetleri birleştirmektir. Roosevelt tarafından gönderilen rahip Piron'un da vazi- fesi budur. 2İ kânunusani 1939 da Danimarka radyosunda mühim bir devlet adamı da, bütün bu faaliyetle. rin sulhü ve insaniyeti kurtarmak. tan ziyade, hiristiyanlığı kurtarmak olduğunu, bunun için de Sovyetlerin hası lâzrm geldiğini söylemişti. İn. gilterede Monsiznor Amigo, South Wark Bishob'u da bu hususta fanli- İyete geçmişlerdir. Anglican ' kilisesi İde, katolik kardeşlerine karşı eski İmuhasamet tavrını değiştirmiş, mu. kaddes birliğe yaklaşmıştır. “Yalnız Fransadaki papazlar, İn. gilteredeki papaz kardeşlerinden 2y- rılmışlar, Sovyetlere karşı cephe yap- mıya yaklışmamışlardır. Cardinal Verdiâr, cephede çalışın papazlara gönderdiği bir mesajda, cümhuriyete karşı ötedenberi besledikleri “ndalet. sizlik ve nankörlük, lise ile cümhuriyet arasındaki gaları unutup, Fransanın zaferi gayelere hizmet miştir “Almanyada papazlar gayet tabii olarak İngilteredeki bu birleşme ide. aline karşı dukları sevgiyi gizli olarak tmektedirler. Simdiye kadar Almanyada katoliklere karşı alınan menfi tavır, kardeşliğe ve irleşmek emellerine inkılâp etmiş- tir. Holandada da, Alman katolikle- rinin organı olarak © neşredilen Der Deuisehe Weg gazetesi, İngiltere ve Fransanın giriştiği bu harbin, kültür harbi, manevi kıymetleri kur. tarma harbi olduğunu ilân etmek. tedir. “Bu birleşme hareketi yalnız kato- liklere ve protestanlara münhasır de- ğildir. Bir Yunan gazetesinin verdiği habere göre, si de, Papanın, İngiltere ve Amerika ile yaptığı müzakerelerde beraber ol- duğunu bildirmiştir.,, Bu mecmuanın verdiği kav. leri ve rahipleri büyük bir telâş #- çindedirler. Düne kadar mezhep. farkları yüzünden birbirine nefretle bakanlar, Fransız papazları müstes. na, kendi devletlerinin milli ve va. teni davasını gütmekten evvel, ken- di davalarını gütmek, kendi mevkile. rini kurtarmak telâşındadıria, Bu telâş neden? Dövüşenlerin hepsi de hıristiyan. Hıristiy; kurtaracaklar? Filvâki dövüşen or- dular arasında Faslı, Cezairli müslü- manlar, Çinde Buda ve Konfüçyüs | kulları var amma, bunların hiçbirisi ne müslümanlığı, ne de Konfüçyüsü | bi, heyecana getiren müşterek idi yine bu mecmnuanın verdi ithamlarımı, ki.” “Rum ortodoks,, kilise. malümat. tan anlıyoruz ki, bütün dünya kilise. j kurtarmak için harp etmiyorlar. Bü. —d # tün papazları, etekleri tutusmus gi. Ş