23 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

23 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23-6-939 i/ 7 ille vee > mr Ali Kemal Damat Feride Çatıyordu Tefrika No. 83 Mustafa Kemal Paşanın Adeta Zorla Aldığı Salâhiyet İtilâfçıları Korkutuyordu Bir haftadanberi, Damat paşa. mahrem ve hususi müşavirli pmakta olan Ihsan bey de, £ mümessillerinden bi- ri tarafından Babıâliye verilen bir notayı türkçeye tercüme ile meş- gal oluyordu. ne an salonunu bir me. zar sükün ve sükü. neti bürümüştü Duvar. daki saatin tıkırdılarından, Damat Feridin sinirli parmakları arasın. da dönen kehribar tesbihin şıkır. tılârından, Ali İhsan beyin ara sı. ra karıştırdığı kâğıtların hışırtı. larından başka bir ses işitilmiyor. du. Damat Ferit, bir aralık alıklık iade eden bir nazarla Dahiliye Nazırına baktı. Tekrar başını önü. ne eğerken fısıldadı: — Evet, Ali Kemal Beyefendi hazretleri, Gafil avlandık ve işte neticesi pek meşkük bir vaziyette kaldık. Çok fena, çok fena, mon. şer. Dedi ve tesbihini çevirmeğe de. vam etti. Bu söz üzerine Ali Ke. mal Bey, parmaklarını bükerek çıtırdattı. Başını kaldırdı, hışımlı bir nazarla Feride baktı. Acı bir gülümseme (le: — Evet, paşa hazretleri. dedi. Heyeti vükelâ ile istişaresiz yapi. lan icraatı sabıkanın tabii netice. leridir bunlar. Ekseriyetle, saray. da verilen indi ve mahrem karar. lar, şüphe edilmemelidir ki, bu gi. bi hâdisat tevlit eder. Mustafa Kemal paşanın üçüncü ordu mü. fettişiiğine tayini, gerçi, kabine. nin erkânı sairesini alâkadar etm yen ve zâti devletleri-ile Harbiye Nazırı arasında cereyanı tabi gös rülen bir mesele olduğuna şüphe yok. Fakat... Müfettiş paşaya, ma. halindeki şekavetin tenkil ve iza. lesi maksadı ile de olsa, artık ki. min arzu ve tensibi ile ve hasıl verildiğini bir türlü anliyamadı. ğım ve havsalama aldırma bu vâsi ve idari salâhiyet için, Dahiliye Nazırının 'olsun mütsle. ası alınmalıydı. İşte hata burda... Şakir paşayı tanımasam, millet ve memleketine olan sadakat ve merbutiyetini bilmesem, şu anda, onun da bir ittihatçı entrikasına âlet olduğuna bükmedeceğim. Fa. kat, paşa, bütün bu salâhiyetlerin padişah hazretleri ile zati devletle. rinin emir ve malümatları ile ve hattâ bazı itirazat dermeyan et. mesine rağmen, Mustafa Kemal paşa tarafından bu salâhiyet em. rinin kendisine dikte ettirildiğini beyan ve itiraf ile, teveccüh ede. cek mesulyetten teberri ediyor, Sonra, zati devletlerinin bu emri bir defa olsun tetkik etmemeniz... pp Ferit, gömüldüğü kol tuktan silkinerek kalktı. Gazaplı bir tavır ve yüksekçe bir ses ile: — Kim söylüyor, diye bağırdı, Dahiliye Nazırının mütaleası alın. madığını?.. Harbiye ve Babriye Nazırları ile bir encümen halinde toplanıp Mustafa Kemsl paşanın salâhiyet hususundaki mutaleba- tını tetkik etmeleri emrini, bizzat ben verdim Mehmet Ali beye, hu- zuru şâhânede. Buncu mehamı u. muru siyasiye ile meşgul bulunan hiçbir sadrâzam bu gibi teferrüa. tı umur ile meşgul olamaz Bey fendi. Hata, ne bende ve nede hâşâ sümme hâşâ padişah hazret. lerindedir. Vükelâ encümeni bunu tetkik etmiş ve bilhassa muvafık görmüstür. AN Kemal Bey bu beyanat kar. şısında eldden kızdı ve kızardı. İstihza karışık tehevvürlü bir ta. varla: — Mademki öyledir, paşa haz. | retleri, dedi, Mustafa Kemal paşa. | nın, hılâfı usul olarak, iten el çektirdiği Samsun mutasarrıfı ile polis müdürünün vazifelerine ia. desi hususu ile, emir buyurunuz da, bâdema Mehmet Ali Bey xe$- gul olsun. Kulunuz, ordu müfettiş. ile, azil ve na. meşgul olmalarını m. Mazur görürsünüz iddetli bir münakaşa hali alan bu mübahase uzadık- Ça uzamış, vakit te gece yarısını bulmuştu. Ali Kemal Bey, Musta. fa Kemal paşanın derhal azlini ve İstanbula celbini istiyor, diyordu. Ve bu ısrarında âdet: tilâf devletleri mümessiillerini ve hattâ patrikhane kapı ki tanzir edercesine ileri varıyordu. Vaktin geciktiğini bile unutmuştu. Bir türlü kalkıp gidemiyor, otur. dukça münakaşa mevzuunu tebdil ve tevsi ediyordü. Bir aralık git. mek üzere ayağa kalktı ve: — Müfettiş pa şâyi olan Hav. , Erzurum iç. ısrar &- zadaki fn; sileri: timai teşebbüslerini de ordu fettişliği vezalfinden mi addede. ceğiz paşa hazretleri? Mustafa Ke. mal paşa, giriştiği bu işlere ait sa. lâhiyeti her halde, ne padişahtan, ve ne de zati devletlerinden değil, her halde mevcudiyeti bizlerce meçhul bir kuvvtlen aldığına hük. metmemek pek ziyade safdillik o. lur paşam. Dedi ve hirs ve hışımla salon. dan çıkarak konağı terketti. amat paşanın hakiküten üs: bı bozulmuştu O an İzmirin işgali hâdisesini, konfe. Tansa İştirak meselesini bile unut. muştu, Mustafa Kemal paşanın, Is. tanbula karşı muhalif bir siyaset takibine başladığını tasdik ve ka. bul etmekle beraber, bu hususu da düşünmüyordu. O yalnız, Ali Kemslden çekiniyor, mahrem tut. lari bu hâdiseleri, münasebette bulunduğunu yaki. temas ve nen bildiği bazı ecnebi mahfelle. rine ifşa etmesinden çok korku. yordu. Bilhassa o sıralarda, Cami, Mahir Sait, Agâh Mazlüm, Asaf Muammer, Refik İsmail, İsmall Suphi, Bekir Sami, Mühendis Re. fik, Tevfik Hamdi, Sarıcazade Şa. kir, Abdülhak Şinasi, Nüzhet Beyler gibi memlekstin ta. nınmış simalarının teşkil ettikleri Süleyman (Milk Ahrar) fırkası mensupların. dan bazılarının, aleyhine yaptık. lari menfi propagandalar ile, bazı ecnebi mahfellerinde uyandırdık. | ları menfi tesir ve fikirleri, Ali Kemalin körüklemesinden âdeta ürküyor ve bunu düşünüyordu. Bir aralık, uyku değil de, hüzün ve e. lem sızan gözlerini muhibbi, mah. Tem müşaviri İhsan beye çevirdi ve: — Bu haris ve hodbin odamın, dili ve kalemi ile bazı ecnebi ma. hafilini aleyhime teşvik ve tabrik etmesinden endişe ediyorum Mon. şer. Bu küstahın bu gibi teşebbüs. lerine mâni olmak çarelerine â. cilen tevessül etmeliyiz. Fakat ne yapmalı?.. Devamı var) Çocuğu Nereye Götürmeli? tebdiline gitmek kararlaş. ıktan sonra nereye gidilece- tayin efmek, ailece birçok şartlara bağlıdır. Her şeyden ün. ce iktisadi şartlar. Onlar müsait olunca da gidilecek yerin eğlen. miye, tatlıca vakit geçirmiye mü. sait olup olmadığı... Eğlenmek şartlarını aramak ta pek haklıdır. Hava tebdili için gidilen yerde ço- cuklar sıkılırlarsa, havanın tabil şartları ne kadar müsait olsa bek- lenilen fayda tamam olamaz, Gö. nül ferahlığı da sağlık için pek li. sumlu bir şarttır, Yemek bile gö. nül ferahlığı ile yenilmeyince in. suna Zarar verir... Bu sartları aramak pek haklı olmakla beraher, hava tebdili ço. cukların hatırı için yapılınca ço. cuğun yaşını ve mizacını düşün. mek te pek lüzumludur. Meselâ pek küçük çocuklara deniz kenarı havası pek te iyi gel. mez. Hele küçük çocuk sinirli o. lursa, uykusu intizamlı olmazsa, uykusunda sıçramaları çoğalırsa deniz havası daha ziyade zarar verir. Bunun gibi hazmı düzgün olmıyan, vücudünde £ kızartılar peyda olan küçük çocuklar da de. niz kenarından ar görürler Pek kilcük çocuklara yüksek yı lerin havası, şüphesiz, daha iyi dir. Çocuk biraz büyüyünce deniz kenarı havasından istifade eder. Hele, eski hekimlerin lenfatik de. dikleri, boyunlarında bezler siş- mis, boğazlarında o bademeikler imüş olan ve hurunlarında, buğazlarında fazla efler bulunan eneuklara deniz kenarı iyi gelir. Hiç olmazsa iki sv kalmak şarti. le, Orada çocuğa deniz banyosu da İvi, e vasmdakiler das derecede ısıtılarak ... Yalnız beş dakika, Beş yasından sonrakiler Tr. Cocuk de. hirden korkarsa ilk günleri ku. cakta, daha sonra pek kenarda, yahut denizin kovuklarında val. nız. fakat ancak birkaç dakika birakarak. O, birkac dakika de de çocuk su içinde hareketsiz vanterler. durmamalı, oynayıp sıçramalı. Çocuklara deniz banyosu tabii güneşli günlerde ve güneşin sıcak zamanında yaptırılır. Yedi yaşından sonra da çocuk kendi kendine deniz banyosu ya- pabilir. Fakat o aki çocuk- İa gene çabuk üşür. Onun İçin on, nihayet on beş dakikadan fazlası Zararlı olur. O kadar zaman için. de de çocuk su içinde da'ma ha. reket eder, yüzmeğe çalışır, sıç. rar,. Deniz banyosundan sonra da plâj üzerinde bir müddet gü- neş hanyosi Çocuğun barsakları rahatsız 0- Tur, sik sık karın ağrısından sikâ- yet ederse, baş ağrısına da tutu. lursa, hele sık sık kay ederse de- niz kenarı hiç faydalı olmaz. On. lar gihi, çok kasınan, arada sira. da kurdeşen döken çocuklar da deniz kenarından zarar görürler. Bir de sinirli çocuklar, Kimisi gürültücü, yaramaz olur, yerin. de durmaz. söz dinlemez, çabuk öfkelenir, Gece uykusu da rahat değildir, çok sıçrar, korkulu rü. yalar görür, ağlıyarak uyanır. Böylelerinin sinirli olduğu kolay anlasılır, Fakat, mahcup çocuk. lar da vardır. Fski zaman kız ço cukları gibi çekingen, daima hir kenarda yalnız ve sessiz durur. Karanlıkta o kalmaktan korka! Yalnız basına bir yere götüre- mezsiniz, Bu çocuk görünüşte sa. kin olduğu için ona belki sinirli divemezsiniz. Halbuki o da sinir. Tidir, Böyle sinirli çocukları ve on. lardan hiraz önce söylediklerimi deniz kenarına hava tehdiline gö- türürseniz yanlıs olur, Deniz ha. vası övlelerini daha ziyade sinir. lendirir. midesi yahut harsakları bozuk olanların rahatsızlığıni art. tırır... Bunlara yüksekçe dağlık havası da ivi gelmer, Deniz kena. rından wzaken. düzlük yerlerin havasından İstifnds ederler Burün sövlediğim cocnkların hirhirine, tahii, hasta denilemez. Sağlam, belki hastalıkla sağık a. rasında bir mizaeta çocuklar. Coruk hi olumea hava febdili sartları da değişir. 0(232392329333333333333333737337323273733237333732222322 HiKÂYE ACIK PENCERE Çeviren: Cevat Şakir BELA 22222333333 > 022323237273737X) A nnemin yukarda işi var Mis. ter Muttel, Kendisi aşa, ya ininceye kadar, müsaadenizle, ben sizi ağırlıyayım. Misafire bu sözleri söyliyen, süzgün gözlü ve mahmur bakışlı genç bir kızdı. Mister Muttel hem kızı pehpeh- liyecek, hem biraz sonra yukardan inecek olan annesini zemmetmiye- cek, münasip bir cevap araştır. makla meşguldü. Kendisinin son sıralarda asabı biraz zıvanadan mişti. Doktorun tavsiyesi üzel dinlenmek ve dinçleşmek üzere bu sakin ve sapa yere gelmişti. Orada hiç kimseyi tanımıyordu. Orasını taniyan eş ve dostundan, şehir di- dinme ve gâilelerini ona en ziyade unutturması ihtimali olanların ad. reslerini almış ve birer de tavsi- ye mektubu yazdırtmıştı. İşte ilk önce uğradığı ev buydu. Kız: “e Burada tamdıklarınız çok mudur?,, Diye sormuştu. “.- Hayır, hiç kimseyi tanımıyo- rum. Dört sene evvel kız karde- şim, bazı arkadaşlerile bir eyyam burada ikamet etmişlerdi. Onlar. dan tavsiye mektupları aldım. “— Öyleyse, annem hakkında hiç bir malümatınız yoktur... « — Hayır, yalnız adıyla adresini n Mister Muttel, odanın et- rafına bakındı. Kadının evli olup, olmadığını ve evliyse dul olup ol- madığını bile bildiği yoktu. Ve o- dadaki tülün kokusundan mıdır, yoksa masa ve rafların üzerine di. zili ufak tefek eşyadan mıdır, her nedense, evde bir veya bir kaç er- keğin ikamet etmekte olduğunu se- ziyordu. Kız: “.- Annemi çarpan facia, İ sene evvel Muttel: “— Annenizi bir facia mı çarp- t17,, dedi. Böyle asude ve süküti bir yerde faciadan bahsedilmesi bi. raz tuhaf oluyordu. oldu idi,, dedi. ız: K “— Şuradaki alçak pence- reyi neden her zaman açık bulun- durduğumuzu merak etmediniz mi?,, Dedi ve açık duran pencere- lerin birini gösterdi. ! Etmedim. Hava sı. onun için açık bu- lundurduğunuzu sanmışlım.,, “— Bugüne bugün tam üç sene oluyor, bir sabah babamla üç et- kek kardeşim, ava gitmek üzere o pencereden çıktılar ve bir daha hiç geri dönmediler. Yabani ördek a- vına çıkmışlardı. Pek sinsi bir ba. taklığın üzerinden geçerken ayak- ları çamura daldı. Ayaklarımızı kurtaralım derken, ve çabalarken bu sefer elleri battı, Canımız kur- taralım diye tebelendikçe daldılar, | daldıkça tebelendiler. Ah sorma - yin? Bataklık onları yıvışık ve aç bir ejder gibi, yavaş yavaş çeki. yordu. Tabesabah bağırmışlar ve çağırmışlardı, fakat o kuş uçmaz. kervan geçmez yerde bir imdatla rına koşan bulunmamıştı. Velh sıl dört erkek, var iken yok olu- r. Hattâ cesetlerini bile bun. ©? arama, taramadan sonra bula- . Ah işte babamın ve sğa- rimin acisima zavallı anneci- ğim dayanamadı, Sahiden daya » nulir gibi değildi. Az kalsın ben de çıldırıyordum. Annem döğünür, yolunur, kocasının sırtında boyaz palto, dudağında şen bir şarkile, bir saat sonra nelere uğrıyacağı dan bihaber, nasıl çıkıp gittiğini anlatır, anlatır, hıçkırırdı. Bir gün annemin gözri birden fal taşları gibi açıldı. Bana vahşi vahşi baka, baka: “Biliyor musun kızım? Ne baban, ne de üç evlâdım ölmediler, Onlar sağdır. Her halde avdan dö- necekler. Onun için sakın ha pen- cereyi kapama, pencereden çıktık. ları gibi dönüp girsinler,, dedi. ister Muttel'in saçları diken diken oldu. Içinden galiba deliler divaneler arasında düştüm Yazan: Saki diye düşünürken, genç kizin anne- si dudağında pek tabii ve misafir. perver bir tebessümle içeri girdi Misi bekletmiş olduğu için af- fedilmesini rica etti. Mister Aut. tel'e: “— Umarım ki, kızım Vera, ben gelinciye kadar sizi ağırlamakta bir küsur etmemiştir, dedi, “.- Hayır, kendisi cidden alâka uyandıran şeyler anlattı. Pencerenin açık kalması sizi râ- hatsız etmez değil mi? Hemen ne- redeyse kocamla üç oğlum avdan dönecekler. Bu sabah bataklıklara doğru gittiler. Bilirim yine çamur- lu ayakkabılarile girip kilimleri ber bat edecekler. Erkekler hep böy. r kadın ayni minval in bu sene kurak git- miş olduğundan, ördeklerin pek kıt bulunduğundan bir serçe kuşu gi- bi çıtır pıtır konu: Mister Mu t ça, renkten renge giriyor, ara si- ra soğuk terler döküyordu. Aman artık yeter diye hemen bağırıp dı- şarıya fırlayası geliyordu. Zaten anlatirken kadmın bakışları hep pencereden tarafa yılıp kayıyordu. Kadının bu söz selinin önüne geç- tam bir İs. tirahat tavsiye ettil, Sinirlerim bozulmuş olduğu için hiç heyeca- na kapılmamamı ihtar ettiler,, dedi, Fakât ihtiyar kadın dinlemiyor- du, bakışları onun yüzünün yanın- dan arkasındaki açık pencereye | Muhammen Teminat bedeli mikdarı 4517.08 338,78 4619,44 346,46 Muhammen bedelleri teminat Bulunduğu yer: Amasra nahiyesi. Arttırmanın şekli; Açık arttırma. Nakil müddeti: Üç aydır. MEAL CCCC dala kalmış bulunuyordu. Birden. bire kadının gözleri açılmıya, par- lamıya başladı: — Hah.. Işte kocam çocuklarla beraber avdan dönüyorlar, diye bağırdı. M İsterMuttelin tepesine sanki bl kova dolusu kaynar su dö- ür gibi oldu. Onuri ardı sıra da sanki birdenbire kaldırılıp bir buz gölüne daldırılmıştı. Hakikaten de kartça bir erkekle tüç delikanlınm pencereye doğru yanaşmakta bu. lunduklarını gördü. “Eyvah!,, di- ye bir çığlık salarak, hızından ardını topuklarile döve döve ken- dini kapıdan dışarıya fırlattı. Ihtiyar kadın bu hali görünce a- falladı, Kızma dönerek “yahu bu ne?,, diyebildi. izi sanki hiçbir şeyeikler yokmuş gibi : “— Ne olacak? Herifin sinirleri gevşemiş, her halde babamın av köpeğinden ürkmüştür. Çünkü siz gelmezden evvel, bana Hindistan. da iken, Gange nehrinin kıyısında, bir gece oralı fakirlerin köpekleri- nin hücumuna uğradığını anlat - mıştı. Anlatırken de saçlarınm bas zan at kestanesi “dikenleri gibi kalktığını, bazan da kendiliklerin. den yatıverdiklerini gördüm. Av köpeğini görünce gözleri az kalsın yuvalarından fırlıyacaktı,, dedi. Kızın martfeti en tabii ve zümre hâdiselere şıpın işi romantik bir tefsir koşmaktı. İstanbul Belediyesi İlânları İstanbul Belediyesinden : Yapılacak işin mahiyeti Anadoluhisarı — Yenimahalle yolu 600 metre- lik kısmının Şose olarak inşası. Büyükadada Şehbâl ve Kolbap sokaklarınm katranlı şose olarak inşası. mikdarları açık eksiltmeye konulmuştur. Bunlara ait keşif ve şartnameler Zabıt ve Müamelât Müdürlüğünde görülebilir, Taliplerin yevmi ihale olan 377/939 İ Pazartesi günü bu baptaki teminat makbuz veya mektuplarile saat 14,30 da daimi encümende hazır bulunmaları. Bartın Malmüdürlüğü, Salılacak malın cinsi: Amasra limanında betik iken vapuru enkazı. yukarda yarılı yol inşaatı (4314) nden : yüzdürülen Rize Hurda mikdarı: Tahminen 300 tondur. Tahmin olunan kıymet: Demirin beher kilosu 1 kuruş bakırın beher kilo- su 10 kuruş ve pirincin beher kilosu 7,5 kuruş. Şartname münderecatı: Bedelsiz olarak Bartin Maliyesinde gösterilir, İhale günü: 5/7/1939 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 15 te. Arttırma yeri: Bartın Malmüdürlüğünde müteşekkil komisyonda. Muvakkat teminat: Altmış yedi buçuk liradır. 67.5 liradu. Arttırmaya girebilmenin şartları: Müşterilerin Türkiyede mukim bulun. duklarına dair hüviyeti ve ikamet kâ- Bıtları. Masraflar: Gümrük tarife kanununa göre resimler, gazete, ilin masrafı damga, dellâliye elhasıl bütün masarifatı alıcıya alttir, İşe başlama müddeti: İhaleyi müteakıp bir haftadır. Yukanda cinsi ve evsafı ve mikdarı yazılı Rize vapuru enkazı açık arttırma ile satılacağından taliplerin ihale günü olan 5/7/939 tarihine müsadif Çarşamba günü saat 15 de Bartın Malmüdürlüğü odasında mü i teşekkil Satış komisyonunda hazır bulunmaları ilân olunur. “4521.

Bu sayıdan diğer sayfalar: