10 iBAŞMAKALEDEN MABAT) Aradıkları B: arada eski kafalı adamlar- dan biri, etrafında birtakım menfaat sahiplerini ve eski kafahla- (Başı 1 incide) BİRİNCİ Bir Ciğerci Ken (Başı 1 incide) paşa hastanesinde ölmüştür. Cinaye- tin sebebi bir nişanlanma meselesi- ri topliyarak milli idareyi yıkmaya dir. uğraşmıştır. Bu adam, ecnebilerden para almış değildi, sırf benlik iddia-| ğası caddesinde 83 numarada Derviş Ali mahallesinde Saraya” otu. İarile ortaya atılmıştı. “Memleketİran Yahya, Sadiye isimli bir kadın benim elimde selâmettedir. Ölecek bile olsa benim elimde ölmelidir.” diye düşünen menfi ruhlu bir yurt- severdi. Fakat netice itibarile, Mek- sikayı bir cenebi müstemlekesi hali- ae indirmek isteyenlere, petrollerine sabip kalmaya çalışanlara âlet olu- yordu ve memleketinin istiklâl ve varlığı aleyhine bayrak açmış bir mevkide idi. Bugün asayişten mahrum bir dün- ya var. Birtakım milletler, yayılmak maksadile boşluk arayorlar. Meksi- kanın misali şunu göstermiştir ki ne gibi bir iddia ile olursa olsun; bir memleketin milli birliğini bozmak istiyenler, neticede kendi memleket- lerine değil, tecavüz emeli besliyen yabancılara hizmetkârlık etmiş olur lar. Meksika son tehlikenin önüne geç miştir. Fakat İspanyanın haline düş- mesi ve dahili kavgaların açık bırak- tığı kapıdan yabancı menfaatlerin memlekete girmesi ve kök tutması da pekâlâ mümkündü. lira milli birliği, acı tecrübelere ve müş- terek milli kanaatlere daya! nır. Her türlü tehlikeden mah fuzdur. Hariçte bu kadar iti- bar kazanan, dahilde isabetli bir yoldan gittiğini müsbet neticelerle gösteren bir reji-| me dil uzatanlar, garazın ve şahsi ihtirasın esiri oldukla- rını derhal belli ederler. Mili birlik ve âhengin, Türk milletinin ne kadar bü- ük zahmetleri irdiği bir hazine Sile İni millet bilir; birliği üzerinde| titrer. Ve bu birliğe karşı o- lan her iddia ve hareketi, ken- di varlığına en büyük tecavüz sayar. Bununla beraber bir takım anla- yışlı yabancıların hazinemizi gözden geçirmeleri ve muvaffakiyetimizin sebeplerini tahlil etmeleri her halde alâka ile karşılanacak bir hâdisedir. | Muvaffakıyetimizin başlıca (sırrı milli birliğimiz olduğuna ve bu ha- zinenin kiymetini bilmemiz lüzumu hakkında bu yabancı #limlerin var- dıkları kanaatler, hepimizin duyma. | mız ve bilmemiz lâzım gelen sözler- dir. Çünkü milli birliğin etrafındaki mânevi siperleri bir ket daha kuv- vetlendirmek emelile ne yapılsa, ne yazılsa, hiçbir zaman bir emek ve zaman İsrafı sayılamaz. caddesinde çeşmeni la evli imiş. Fakut bu kadından ay- rilmıya karar vermiş, mahkemeye müracaat etmiştir. Bundan sonra da Eyüp Nişanca- ye ile nisanlanmıştır. Azizin Mustafa ve Rocep isii ki oğlu da vardır. Mustafa, Yahy: nın hemşiresi ile evlidir. Yani Yahya nın eniştesidir. Katil Recep te Yahyanın eniştesi: nin ve Yahyanın nişanlandığı Şükri- yenin kardeşidir. Yahya, evli olduğu Sadiyeyi boşa- mayınca nişanlısı Şükriye ile evlene- miyeceği için mahkemede boşsnma davasını devamlı surette takibe baş- lamış, fakat iş uzadıkça uzamış, bir türlü balâk kararı alamamıştır. Bu arada da Şükriye nişanlı durmaktan usanmış ve Yahyanın nişan yüzüğü- nü iade etmiştir. 'Yahya da bu işi Şükriyenin kardeşi ciğerci Recebin yaptığına zahip olmuş ve Recebe kin bağlamıştır. Evvelki akşam Yahya, elinde bü- yük bir paket olduğu halde Draman nden geçer- ken Recebe tesadüf etmiş ve Recebin kendisine bakmakta olduğunu gö- rünce: — Ne bakıyorsun ulan? diye Re- cebi tezyif etmişktir. Recep te: — Göze yasak mı var? mukabele. sinde bulunmuş, bu kısa muhavere koskoca bir cinayetin vesilesi olmuş ve Yahya elindeki paketi kaldırıp Re cebin kafasına vurmuştur. Bu harekete Recep küfürle muka- bele edince de biçağını çekmiş, üze- Taarruz (Başı 1 incide) Denilebilir ki, Türkiyede ağır ce- za mehkemesi kurulâlıdanberi, ne müddei mahallinde bu kadar küçük iki davacı, ne de mücrim yerinde bu kadar genç iki maznun görülmüştür. Uyuyan küçük davacıların yanls- rında, orta yaşlı bir adam var: Bu adam, o yavruların babalarıdır!.. Ka pı önünde hıçkıran siyahlı kadın da bu adamın zevcesi yani o çocukla - rm anasıdır! Ve “ans”, duruşmanın gizli yapılmasına karar verildiği için dışarıda kalmıştır! Ahmet Emin YALMAN Fransadan Aldığımız | Konkuripik Atları Geldi | (Başı 1 incide) bir şekilde başardığımıza emin bir| yürekle memleketimize döndük. Sa- tn almış olduğumuz on yedi hayvan dan bir kısmı henüz pek gençtir. Bir kısmı İse konkuripik işlerine nisbe- ten alıştırılmış bir haldedir. Dört ta- nesi ise bazı konkuripiklerde kendi.) P lerini göstermiş atlardır. “Fiyatlarna gelince en gençlerden başlyarak 500 ile 800, 1000 ile 1500, son dört tanesi ise 2000 ile 3000 lira arasındadır. “Aldığımız hayvanlar kemiyet ve et itibarile Avrupada Türk e inin elde ettiği dereceleri tema- di ettirebilecek hattâ belki de yük- seltecek mahiyettedir.” Türk heyeti konkuripikler bittik- ten sonra Fransada bir buçuk ay kal mıştır. Alınan hayvanlar mevcut kad roya #âve edildikten sonra Binici- lik Mektebinde yeni'bir faaliyet dev resi başlıyacaktır. Önümüzdeki haf- ki ta içinde ise mektep sübayları ara-| yl e ve m * Altı yaşında davacı, on beş, on altı yaşında mücrim olur mu?” demeyin! Bilmem kaç numaralı & nun mucibince, meşhut suçlar cezalılara da teşmil edilmiştir. Ve a- ğır ceza mahkemesi, dün gece, bu kanuna uyân ilk davayı görmüştür! Küçük davacıların babası Bakır - köyünde, Cevizlikte, Reyhan cadde- sinde 28 numaralı evde oturan “Ha- san oğlu Ismail” dir. Ticaretle meş- guldür. Davacılar da, bu zatın altı yaşındaki kızı Yılmaz ve Yılmazın ik kardeşi dokuz yaşında Isma- ildir. Maznunlardan birisi, Bakırkö: de “Yurt sahibi" maralı evde oturan Ohanes, de arkadası Miçodur! Davacıların pederinden mahkeme de dinlediğimize göre hâdise şudur: — Küçük Yılmazla ağabeysi, Ba- kırköyünde oduncu Asıma ait n bir mahallin sahilinde denize giri - yorlar. Ohanes ve arkadaşi Miço, bu çocukları ellerine 60 para vererek kandırıyorlar, ve sahilin münasip bir yerinde, evvelâ Yılmaza tecavüz e - diyorlar!.. Sonra Yılmazın ağabeyisi- ne de lasrruz etmeye yelteniyorlar. Fakat küçük Yılmazın ve ağabeysi- nin feryatları, etraftan duyulduğu için, bu ikinci taarruz niyeti yarım kalıyor!” sokağında, on nu- diğori sında Babahaydarda Arpaemini ma-| hallesinde oturan Azizin kızı Şükri-| TAN TG UN PEY M disineÇatan Bir Adamı Yolda Bıçakla öldürdü Jrine yürümek istemiştir. Fakat Re- cep daha atik davranmış ve bir eli |ileeüssece kendisinin iki misli bü - İyük olan Yahyayı göğsünden geri it- miş, diğer elile de ciğer satarken kullandığı bıçağı Yahyanın karnma saplamıştır, Sonrü da; © — Bir it vurdum, Olürse ölsün, demiş ve Eyüpte babasının evine kaçmıştır. Yahya derhal hastaneye nakledil miş, fakat orada ölmüştür. Polisler Recebi babasının evinde yakalamış - lardır. Recep ifadesinde: — Ben nefsimi müdafaa için bu işi yaptım. Iti öldürdüm, canımı kur- tardım. Eğer ceza verirlerse yedi buçuk seneden fazla vermezler. Ben canımı kurtardım ya, bu kadarcık cezaya razıyım, demiştir. Recebin, evlerinin kuyusuna at - tığı biçik kuyunun suyu itfaiyeye boşaltılarak çıkarılmıştır. Bu conayet, meşhut suçlar bak - kındaki muhakeme usulünün ağır cezalı suçlulara da teşmili hakkın - daki kanuna göre takip edilmekte - dir. Yahyanın cesedi ölüm sebebinin katiyetle tesbiti için morga nakle - dilmiştir. Yeni kanu ağır cezalı iş » | lerde müddelumumilere üç günlük! bir tahkikat müddeti verdiği için morgdan raporun bugün verilmesi İs tenilmiştir. Morg raporunu bugün verecek ve evrak derhal ağır ceza mahkemesine sevkolunarak suçlu » hun muhakemesi yapılacaktır. Müddeiumumi Hikmet Onat bu hususta demiştir ki: — Meşhut suçlar kanununu ağır cezalı suçlara da teşmil eden yeni ka nuna göre ilk defa olarak iddiana - me ile bir cinayet davası ve bu dava- nın suçlusu olan Recep sorgu hâ - kimine uğramadan ağır ceza mahke- mesine verilecektir. AlfrYaşındabir Kıza Eden iki Çocuk Tevkif Edildi Şimdi, bu hâdisenin içyüzünü mah kemeye şahit olarak getirilen iki ço- cuktan dinliyoruz: Bu şahitlerden birisi, 13 yaşında Sermet Ozbarut, diğeri de Vaye Mu taftır! Ikisi de Bakırköyünün ayni mahgilesinde oturmaktadırlar. Ser- met Özbarut, Ağır ceza mahkemesi- ne gönderilecek derecede büyüyen bu hâdiseyi şöyle anlatıyor! “— Pazar günü, Vaye Mutaf, O- hanes, Miço ve ben denize girdik. Bi zim denize girdiğimiz yerde, küçü- sik bir kızla, ondan biraz irice bir oğlan da vardı: İkisi de çırçıplak s0- yunmuşlardı. Ohanes onlara sordu: — Nereden geliyorsunuz böyle? — Yedikuleden! — Yanınızda kimse yok mu?, — Hayır! — Yedikuleye neyle döneceksi- niz?, « Bir liramız var. İkimizi de Ye- Jenebil İdikuleye götürür! İ Bu mubavereden sonra, Ohanes, İ bize: — Bana bakın! dedi!.. Bunları ben | tanırım. Yapyalnızdırlar. Beraber eğ ni İ Biz, bu sözlere bir mâna vereme dik. Fakat biraz sonra, denizde vü- İzerken, sahilden bir feryat işittik. Zavalh Yılmaz: — Ağsbey... Ağabey... diye acı acı bağırıyordu!.. Koştuk. Sesin çıktığı kuytu yere vardığımız zaman, Yılma zı Ohmanesin kucağında gördük!. Za valh kız çırçıplaktı. Ohanesin göz“ leri dönüktü. Kıza sımsıkı sarılmış tı, | — Ohanes çıplak mıydı? — Hayır. Mayosu vardı.. Fakat bu mayonun bir kısmı, Ohanes denize girmediği halde ıslaktı!, * Ben, mahkemenin gizli olacağına Medeniyet Müba- lâgasız Olarak Sanayi Demektir (Başı 1 incide) Bir aralık istirahat için sergi komi- İserliği odasına gitmiştir. Orada ken- disine daimi sergi binası ve plânları ile sergi yeri, serginin her seneki vazi yetine ve kalite ile fiyat bakımın - dan ne gibi farklar bulunduğuna dair malümat verilmiştir. Bu sırada Cümhurreisliği umumi kâtibi Bay Hasan Rıza ile mülâki o- larak görüşmüşlerdir. Biraz istira - hatten sonra cam adam paviyonu ge- zilmiş ve Başvekil sergiden ayrılmış- tır. Yolu tıkayan binlerce halk, Baş- vekilimizi alkışlarla teşyi etmiştir. Bay Celâl Bayar sergi hakkında bir muharririmize şu beyanatta bulun - muştur: | “— Bence sergilerimizi iki noktai nazardan mütalca etmek faydalı 6- Jur. Birincisi memleketin istihsalâ « tını ve her sene yenilerinin kemiyet ve keyfiyet itibarile eskilere naza - ran fiyat farklarını mukayese ede - rek bu istihsallerin daha randabi bir hale gelip gelmediğini göstermektir. Memleketimizin istihsalâtının art- tığına, kalitelerinin gün geçtikçe iyi- leşmekte olduğuna ve hattâ müsteh- lik lehine fiyat farkları vücude gel - diğine şüphe etmemek caiz olur. Ser- ginin gelecek senelerde bize bu ba- histe daha müsbet bir fikir verme - sini temenniye lâyik görürüm. İkincisi dekorasyon ve Ar kısmıdır. Bu sahada dahi hayli yol aldığımız muhakkaktır. Fa kat memleketin feyizli bir mü- | essesesi olan Galatasaray bina sının bize bu hususta kati bir fikir veremediğini söylersek herkesin bunu mazur görmesi Bi ümit etmek lâzım gelir, Şu halde bu kısımlar hakkındaki terakki ve inkişafın da seyrini tam mânasiyle gösterebilmek için, bu maksadı temin edebi- lecek bir tergi binasma ihtiya- crmız varaır. Bu defaki sergide yeni ve entere- san maddeler nazarı dikkatimizi cel- betmiştir. Sergi, heyeti umumiyesile memleketin Iktısadi sahasında kal- kınma hareketine doğru yürüyüşü- nün güzel misallerinden biridir, Fa- kat bütün gördüklerimizin, memleke tin umumi kalkınma hareketinin tam mikyasıdır dersek aldanmış oluruz. Bu hareket ilerde de yapılacak işle- rin devamlı olacağını ifade edebilir. Gayemiz, iktısadi işlerimizi bu umu- mi yürüyüşle hedefe yaklaştırmak- tır. Mevcut şeraite göre sergiyi muvaf fak bir eser telâkki edebiliriz. Müte- şebbislerini tebrik ve takdir ederim. Milli ekonomi namına eserler mey- dana koyan müteşebbis sanatkârlara da büyük, hayırlı muvaffakıyetler dilerim. Sanayi demek, medeniyet demektir.. Medeniyet ise mü. balâğasız olarak sanayi de. mektir. Eskiler, sanayi ile zira- ati ayrı telâkkilerle ifade et. mek istiyorlardı. Halbuki, zira at ve sanayi biribirlerini ikmal ve itmam eden bir küldür. Milli Ekonomi ve memleke- tin umumi menafii bu kanaate ayrı nazarla bakmayı tamami- le meneder. ama karar verilişinden sonra, şahitleri dinleyinceye kadar, karar da verilmiş “: Birisi 14, diğeri 16 yaşında olan iki oğlan tevkif edileceklerdi! * Onlar, mahkemeleri bugün görül mek üzere tevkif edildikleri zaman sast 23 tü. Ve küçücük davacılardan birisi, hâlâ hıçkıran anasının, diğeri de, hâ- lâ hırslanan babasının koyunlarında, uyuyorlardı: Uyuyamıyan iki insan vardı: Ana ve baba! Muhakemeye bugün saat 11 de de- vam edilecektir. İNMEK ma khk kicik lira Mareşal Fevzi Çakmak İzmirden Ayrıldı Izmir, 25 (Tan muhabirinden) — Şehrimizde bulunan Mareşal Fevzi Çakmak, pazar günü akşarm Balıke- sir, Kütahya istikametinde hareket etmiş, büyük tezahüratla uğurlan -| mıştır. Mareşal pazar günü Gaziemir- de askerlik kampında gençlik ordu- sunun geçit resmini seyretti. Bu si rada tayyareler de havadan geçide iştirak ettiler. Mareşal gençlerle) yakından alâkadar olmuş geçitten sonra: “— Bunlar tam asker olmuşlar. Sıhhatleri ve neşeleri yerinde. Mem nun oldum, demişti Akşam üstü, şehirde bir gezinti yapan Mareşal, Kültür Parkı dolaş- mıştır. Saat sekizde mevkii müstah- kem kumandanlığı tarafından ordu evinde verilen ziyafette hazır bulun muştur. İ Genelkurmay Başkanının İzmir - den hareketi, gece yarısına yakın bir zamana rastlamış olmasına rağmen Basmahane istasyonu çok kalablık- tı. Mareşal halkın: “.- Güle güle git, yine bekleriz” sesleri ve alkışları arasında uğurlan- mıştır. Genelkurmay başkanı Balıkesir, Kütahya, Eskişehirde de tetkikler ya pacak, oradan Ankaraya dönecektir. İzmir Hava Seferleri İzmir, 25 (Tan muhabirinden) — İstanbul - İzmir - Ankara hava se- ferlerinin yapılamaması, Cuma ova- sındaki tayyare meydanının yağmur) lu havalarda iniş ve kalkışa müsait bulunmamasından ileri gelmektedir. Burada beton zeminli bir hava istas- yonu yapılması mukarrerdi. Fakat bu da ancak gelecek sene kabil ola- caktır. Devlet hava yollarının bir mühendisi iki gündenberi tetkikler yapmaktadır. Bu sene ekseriya yağ- mursuz olan fuar ayında İstanbul - İzmir tayyare seferleri yapılması dü şünülmektedir. 20 Ağustos - 20 Eylül arasında ya- pilacak olan bu seferlerde daha zi- yade eşya nakliyatından istifade © dilecektir. Köylülere Arazi Tevzii İzmir, 25 (Tan muhabirinden) — Yeni çıkamtevzil arazi tallmatname- v. sre yek un wa yasin mak suretile tevzi edliecek arazi me yanında ilk olarak Develiköy halkı! müracaat etmiştir. Muamele yapıl! maktadır. Yakında köy halkına ta- İpuları verilecektir. Hayfada Bir Dinamit Patladı (Başı 1 incide) Suikasti müteakip; bütün Filis - tinde vaziyet son derece gerilmiş - tir, Hayifada mukabelebilmisil hare - ketleri derhal başlamıştır. Arap hal- ki, Yahudi mağazalarını ateşlemiş ve bu mağazalardan dördü tamamile yanmıştır. Mukabil tezahürcüler ta- rafından yakalanan otomobil, dur - durulmuş ve devrilmiştir. Haylaya varan bütün yollar ke » silmiştir. Dahil ile telefon muhabe - ratı da münkatidir. Askerler, nizamı yeniden tesise çalışmaktadır. Orfi idareye benziyen tedbirler alınmış « tır. Yafada umumi grev ilân edilmiştir. Heyecan, Yafa ve Telavive hudut mıntakada bazı hâdiselere sebebi - yet vermiştir. Bir Arap, rovelverle öldürülmüştür. Çarpışmaların önü - ne geçmek üzere askeri müfrezeler, mensup tayyareler, hor dakika mü dahale etmeye hazır bir halde mın- taka üzerinde uçmaktadır. nin müsebbiblerini bulmak üzere tah İkikata devam eylemektedir. Araştır. maların neticesi gizli tutulmaktadır. Dinamitin gayet modern ve çok mü- kemmel mekanizmalı olduğu öğre nilmiştir. Bugün buraya gelmesi beklenen bü tün gemiler, Telâvive sevkedilmiştir Mısırdan gelen tayyare burada yere ri mukayese eden bir hari raklar asılmiıştı. barüz ettirildiği ve dür. Lozan milli Şüyrün Bir millet anesk milli şuW” | mesile yaşar. kümleri o zaman nazarı © lınmamış olsaydı bugünkü inkişafına ve mütevazin fi” sıl olamazdık. Yafa ile Telaviv arasındaki mahalle. | suikast haberi Hayfa de mütemadi surette dolaşmaktadır. | süratle etrafa yayılm ya vE İngiliz askeri hava kuvvetlerine |9'7da asabiyet tevlit e! ii muhtelif mahallerinde * muş ve bu arbedeler Xi 26-7-938 "Lozan, ın Yıld Dün Merasimle (Başı 1 Salonun kürsüsüne. Löz48 bando Saat 16 da, itfaiye dığı istiklâl marşı ile mer 4 landı ve İlk olarak finans İbrahim Fazıl Pelin kürsüfÜÜ Lozan hakında bir mtabe verdi. muahedesinin — <öÖĞ Profesör özcümle şunlsfi — Lozan günü mili — yaşınd Lozan demek istiklâl defi İİmparatorluk devrinde ise tiklâlinden tamamen © ve bütün müahedeleri kendi te ettirilen bir devlet vardi lıştıkları için Lozanı da ettirmek istediler. Kendiltiği cadele ettiğimiz devletler, kanlıkla ve Sevr gibi bir hedesi yapmak azmile Lo& er. | >) bist 922 sonunda Lord Gürze zakerenin sonu gelmez!) dire kendi fikirlerini kabul ett”. yordu. Fakat bildiğimiz giği ne sonunda bülün emperi cedele akim kaldı. Çünkü ta Atatürk vardı. Türkün rlayet mecburiyetini kanla © 6 anlatmıştı alis 0 Ortada, başında Atstürk genç ve zinde bir Türkiye” cut olduğu hakikati sonradır ki, Lozanda müsö' dahilinde müzakere imkân! Muştu. anl v” Lozandaki dava, sadec? sahip olmak davası değil rakta, milli menfante MÜ bir tasarruf istikameti veri #astı. İşte Lozanın kapitülğ” ilga eden 28 inci maddesi, sahada hakiki istiklâlini Muahedenin iktisadi ve d Lozan bütüm.iktesadi P e du. Eğer Lozan bu işi yap” saydı bugünkü inkişaf e kânsız olurdu. Lozan, bunun için Türki büyük âbidesidir.,, Bundan sonra Hukuk #& çenti Yavuz Atadan, Lo88” da bir konferans verdi. BU” ta, bilhassa Lozanın, diğef © muahedelerinden ayrıldığı. şekil, muhteva ve ruh tetkik olunarak Lozanın, harbin tasfiyesini yapan bi” &öi de değil, tarihin bir dönü”. nı tesbit eden bir hâdise “XX barüz ettirildi. ıkı Doçent Yavuz, sik sık silen konferansını şu sözle. — Loid Core'a '"Lozan nin bu vakte kadar akdeti” delerin en alçaltılmışıdır” get bu mushede ile biz bütün“ hodbinliğini yendik. Mil en büyük siyasi kıymet ty Türk milliyetçiliğ, kendi müdafaasında gösterdiği ” bundan sonra da göstere“ , Bundan sonra talebede” bir hitabede bulundu “© bu suretle nihayet verili. mıntakada kolonilerin takviye edilmiştir. Şehirde diğer çarpan Hayfa, 25 (A.A) — B. “e ahudi ölmüş ve birçok Resmi makamlar, sabahki hâdise | yaralanmıştır. Şehrin aşağı anali sokağa çıkılması ve se menedilmiştir. etrsiği Askerler ve bahriye gezmektedir. Mıntaka ©* nakalât inkitan uğra Yahudi mahallesi altında Hayfa, 25 (A.A) — inmemiştir. Hayfa suikasdi, Filisti. | hallelerini kuvvetli sk” İnin şimal mıntakasında ve ezcümle |lerile Bahriye silâh end Taberiye civarında da derhal tesi- | fara etmektedir. Şehrin * # rini göstermiştir. Burada üç yahudi | Yahudi varoşlarına yasin. , ölmüş ve Ikisi gayet ağır olmak ö-İlerde gündüz dahi soki& zere üç kişi yaralanmıştır. ilk in Selay e ht Sirke beğ Bütün İyasak edilmistir. ed fi