N Nevrasiski Bombardımanı Nasıl Oldu? harp Büyü biti lapa Pte, hayatımı Berki Satvet torpidosunda topçu zâ- Seçiren emekli deniz binbaşısı Ziya Denizerinin edi arına ait hatıralarma dün başlâdık ve bugün de ne kada, Yoruz, Bu hatıralar, bize büyük harp arifesinin bugü- Sizli kalan bir çok esrarını da anlatmış oluyor. İşte: bayada dolaşan bir Rus dik, lan hay ayağına İşaret ver Üni & tin nereden geçli- Naomi . Yakat Rus balıkçısı, teybi Sıkı bir adamdı. £ Biniş iyor Gibi göründü. Yap İha yeğ Rug b, tİCE vermiyordu. Yeceğimizi dalıkçısmı söyletemi- Tav ve a ladik Kestirme bir ka Maya bat, Sureti karşısında idik İn gi $t olmasın; : Min, iniz bir Gününden Hnandre akarak sahile m Bi dan içeri girdik. tik tehlikesizce geçmiş. Arasın, tir Tam sekiz. Nerronii 0 bayrak çekildi” pp İEİ sabah mahmur. benii imi - Bözleriyy, uyanmıştı. Endi- YOR gi ig, Uzaktan bizi seyre ada, Yüzbaşı üitimatomu, Heybeli > Kâmil Efendinin gö- VE duruş rarlaşmıştı. Borkisat - li, KALA, hemen filikayı yı nil Efendi, ültimato. ela alarak filikaya atladı. wn dakika Sonra, filiya rıhtı- Bile, Ap Gn Eş - Ruslar, * hemen nöbetçi dik. Mak İatiyoriar. vakit ka - Füme mat çi eriş hilde kala ) 4 kadara. Bm idi, . Tam busra katirlara Üerie » Sirtlarday, vr Bat ga, BördK, ti, “valr by ço Nevrosinkiye ha ui kuvveti in miş» Biter, kp Piar daha, Sep tar tı Recikecek | - gikcağı Üzerimize vatoz : aha okta Vakit ge- Gi di; içeri girdik. diy Yirmi bey” BSMİYe alarak tam İng “tmiye ETE #ehri bombar. yle b yapn Ağzındaki on kin Berisiage a ateş açlık. dirkaç isa bulunduğumuz Atışımızla ba- Böyleç, Oldu. tan bal ii zi w Yavuz, büyük harpte Çanakkaleden Blm var lk girdiği günlerde 1 era A A Yazan: Salahatlın Güngör , , , | Patlayan depolardan, dökülen petrollar, her geçtiği yerde, yeni yangınlar tutuşturarak , korkunç birer alev seli halinde sokaklardan akıyordu. anki ateşten kıpkızıl bir ne- hirdi bu. Alman müşavir Melentin bu cehennemi manzara karşısında sevincini zaptedemiyor- du. Ancak, küçük Berkisatvetin açtığı ateş, ve yaptığı zarar, Me - lentini kâfi derecede tatmin etme. miş olacaktı ki; telsizle İşaret ver di. Kerç şehrini topü tutup liman ağzına mayn döşedikten sonra va zifesini bitirerek dönmekte olan Midilli kruvazörünü de Yanımıza çağırdı. Ve bizim bombardıman ot mediğimiz yerleri de, daha müessir bir şekilde Midilliye bombardıman ettirdi. Saat on ikiyi birkaç dakika geçe, Midilli ile birlikte Nevrosis- kiyi terkettik. Doğruca İstanbula dönüyorduk. Guruba doğru, şehir. | den epeyce — tahminen Gelibolu ile İstanbul arasındaki mesafe ka - dar — açıldığımız halde, Nevro. siskinin ufuktaki kan rengi kızıl - lığını seçebiliyorduk. 3 stanbula kurban bayramının I dördüncü günü vardık. Şe- bir, çok ürkek ve telişlı bir bay - ram yapıyor, kimsenin ağzı bi. çaklar açmıyordu. Bütün filo, Haydarpaşa önün - de toplanmıştı. Süvariler, güverte ve topçu zabitleri, hiribirlerinden öyle şeyler öğreniyorlardı ki, hay- retler içinde kalmamalarına İm - kân yoktu: “Yavuz Sivastopolu, Mecidiye Kefeyi, Gayret ve Muave met destruyerleri Ödesayı bombar- dıman etmişlerdi. Ödesa topa tu- tulduğu sırada Rusların Oreliç ve Kobeliç gambotları da batırılmıştı., Siyasi tarafımı bilmem. Fakat; harbiumumiye, biz işte böyle gir- dik, arp patladıktan sonra, aldı- ğım ilk vazife, beş Alman nakliye gemisini, Yavuz, Midilli, İbünün senelik toplantısı münasebeti | köşesini dolduran tarihi Ben, yine Berkte idim. Nakliye gemilerine Sirkeciden cephane yük letilmişti. Yolda, Alman deniz yüz başısı Melentinle yine karşı kar - şıya idik. Türk denizcilerinin, Türk işçilerinin kabiliyetine, Me lentinin pek te itimadı yoktu, İstanbulda bunca nal runun bir haftada güçlükle yükli - yebildiği gemilerin, Rizede nasıl boşaltılacağını düşünüyor ve iki. de bir: — Çok gecikeceğiz! On beş gün- den evvel mümkün değil, cephaneyi boşaltamayız! Diyordu. Rizeye varır varmaz bizim Kara - deniz uşakları Melentinin parma - ğını ağzında bıraktılar, Yüzlerce taka gemilerin etrafını almışlardı. Cephaneleri o kadar siiratle boşal. tıyorlardı, ve bu boşaltılan cep - haneleri, sahilde alesta bekliyen köylü kadınlar, o kadar bi bir el çabukluğile hay van sırtma yük - mi dört saat için de gemilerde cep- hane kalmadı. Melentinin ya - nma sokulersk, beâbinliğinin yer- siz olduğunu ken disine hatırlat - mak istedim, Hay retini gizliyeme - di: — Bunlar, ne yaman adamlar - Bundan sonra daha birkaç defa- lar, Yavuz ve Midilli ile birlikte ka radenize açıldık: “ Rüs donsnmast; heniz hazırlığı nediği İçin karşımıza çıkamıyordu. Yalnız sön seferimizde Idi. Baş kumandan vekili Enver Paşayı, Ya vuzla Trabzona götürüiyorduk. Ben, Berk Satvette topçu zabiti idim. Trabzona yaklaştığımız bir sırada, iskele omuzluğurauzda du- manlar olduğunu haber verdim. B. Geldi Bayarın Tetsrafı Türkiye Turing ve Otomobil Klü- le Iktısat Vekili Celâl Bayar şu tek grafı göndermiştir: “Türkiye Turing ve Otomobil Klü- bünün yıllık toplantısı dolayısiyle sa yın üyelerini ve değerli idare heyetİ âzalarını saygiyle selimlarım, Mem- leketimizin iklimi, coğrafi durumu. topraklarınm eşsiz güzelliği ve ber anıtlariyle ihtiva ettiği payansız servet manzü- mesini size izah edecek değilim. Bu toplantı münasebetiyle tekrar edece- ğim kansat bu büyük servet ve gelir kaynağının bugün dahi bâkir bir hal- de bulunduğu ve başka bir tabirle koyulduğumuz işin milli bakımdan büyük ehemmiyet ve isabetidir. Bu- günkü cihan konjonktürü içinde kar- şılığı hesapsız dövizle ödenen yeği- ne varlık turistik güzellikler ve İm- kânlardır. Bunlardan birincisi yurdu- muzda her hangi memlekete nasip ol- mahış nisbetlerde mevcuttur. Ikinei-| ler her gün sür'atle ve daha fazia nisbetlerde tahakkuk ettirilmektedir. .Cemiyetinizden müsbet sahada mu- vaftakıyetlerinin inkişafını diler ve vereceğiniz kararların Vekâletimizee | dikkat ve ehemmiyetle tetkik ve Dâ-| zara, almacağını ilâve eylerim... Iktisat Vekili Celâl Bayar Ziraat Enstitüsünde Ankara, 23 (TAN) — Ankara Yük sek Zirant enstitlisii son smıfı, dün akşam bir veda toplantısı hazırlamış- lardır. iyafette Ankara yüksek mek- tepleri talebeleri, profesörler ve bir Berk, Peyk himayesinde Rizeye kadar götürmek olmuştu. lüyorlardı ki, yir. | BUYU Gu Na apartımanmm ge niş bir salonunda şair Mit- hat Cemal zarif bir tabak içinde duran birinci nevi cigaralardan bir tanesini bana uzattı; — Bilmem, siz de bunlardan m kullanırsınız?, — Evet. Dedim, başka cins ol. gara içemiyorum. O günler, daha Abdülhak Hâmit hayatta idi; Mit hat Cemal gülüm- sedi: — Tühaftır, de. di, Hâmitte bi. rinel neviye alıştı!. Mevzua bir türlü geçememenin sıkılganlığını hissetmiye başlamış» tam; — Sizi dedim bugtün bilir misi - niz, niçin rahatsız ettim? — Tahmin edemiyorum. — Söyliyeyim: Çocukluğunuzun nasıl geçi li öğrenmek istiyu - ruz. Mi Cemal, anlatmıyn, âa- ha doğrusu not almıya haş- ladı. Aldığı notların, eksiklerini ta mamlıyarak elime verdiği zaman, orada şunları okudum; — Çocukluğum mu?.. Doğrusu- nu ararsanız, kendimi: hangi ta - rihte başladığımı bilmiyorum. Ha- yal meyal altı yaşımı hatırlıyo - rum, Bir teneke kılıç oyuncağımdı. Bu silâhla, her gün bahçedeki âsi otların terbiyesini veriyordum. Ço- cukluğumun da hangi tarihte baş ladığını pek kestiremiyorum. Bildiğim bir gey varsa, oda gu. dur: Çocukluğum hâlâ bitmedi. BU- yük bir nesir şairinin dediği gibi, insan yaşlandıkça oyuncakları de. ise” çocuktur. Ve öyle sanırım, bug kü oyuncaklarıma nisbet, beş yaşındaki teneke kılıcım, oyun caklsrımın en makulü idL stada sordum: — Mahalle mektebine hiç İREBİNA NLERİND “ Küçük Mithat Cemalin Geçen İlk Hâdiseler Bugünkü Şair Mithat Cemal gittiniz mi? Bu sunlin cevabını de yine onun notlarından alıyorum: — Çocukluğum, mahalle mekte binden mahrumdur. Halbuki, bir mahalle mektebine başlanmanm dekoruna bayılırım. Kültür sahibi olmıya başladı - Eımı, göğsilmde hamaille, yanım -, da sırmalı cüz. kesemle, alımın et. 1000 LİRA MÜKAFATLI YENİ, BAHAR MÜSABAKAMIZ Resim: No, 2 4 — Adalar sahilinde bekliyorum | #l — Sabah olsun alı alwereyim | Yarim seni serian istiyorum. 5 — Al eline kalemi kanaryam 9 — Bülbül olsam konada bilsem dallere Akar çeşmim yaşı da benzer sel lere 15 — Dama çıkmış bir güzel Damm etrafmı gezer 25 — Hamsi koydum tavaya Başladı oyramıya 28 — İkimizi bir odaya koysalar çok ileri gelen davetliler bulunmuş- tur. Üstümüze altm kilit vursalar 34 — Kekliği düz ovada avladım Bacağıma iplik bağladım 39 — Pencereden kar geliyor Arkama baktım yar geliyor Sabahacak dayanamam Os- man ağa Yaz başma geleni kanaryam | 49 — Yerde buldum bir elma Elmalı yar kirazlı yar y 23 a *Bahar Müsabakası İKUPONU: 2; Bu kuponları kesip * Başından rafmda kıyamet koparan ilâhlef - lerle dünyaya haber vermemeli mi) idim? Riştiyede iken, beyaz ve geniş sakallı, alpmdan kurşun yarası al miş bir müdürümüz vardı. Bu ha- yatımda rastladığım sahne tertip- lerinin en güzelidir. İlk korku mef humunu, bu beyaz sakalın, bu kur şün yarasın önünde duydum. — Nerede ve nasıl sünnet oldu nuz? — Beni Aravutlukta bir bere ber sünnet etti. İlk işkence mefhü munu da o vakit duydum. ta canımı acıtırken, hay kırdığım duyulmasm diye yerli halk, oda kapıma odunlariş vuruyorlardı — Çocukluğunuzun en heyecan- lı vakası? — Bir gece, Manakyana gitmiş- tim. Balmumcular piyesi oynan» yordu. Balmumundan © yapılmış maktuller sapsarı şahadet parmak larını uzatıp katili gösterdikleri za man, heyecanımdan bayılmıştım. İlk adalet mefhumunu, böylece Manakyandan öğrenmiş oldum. ocukluğunuzun en neşeli zamanı?.. ima hastalıklı mi biraz iyileşmiş görd — Çocukken, ne olmak isterdi- niz? — Lâaka) Namık Kemal. Lâaks Himit.. Lâkal Hügo... Fakat aram çok geçmeden bu emellerimin çok kocaman olduğunu görünce sessiz. ce ve yavaş yavaş vaz geçtim.” Ancak bu feragat benim için pel acı oldu ve bu acınm İntikamını almak için evvelâ Kemali, sonra Hâmidi ve en sonra da Hügoyu be- genmedim. — Çocukluğunuzda en büyük me cı nedir? Mithat Cemal içini çekti; — Anam: kaybettiğimin acımı. Salâhaddin GÜNGÖR Manisa Köylerinde © Çalışma Karaoğlanirköy, (TAN) — Man'lam merkez kazasına bağlı ve tütün üs züm, Pirinç, zeytin yetiştirmekle meşhur olan köyümüzün gençler bip İliği. C. H. Partisi teşkilâtna bein mıştır. Bu vesile ile Birlik köylüye bir müsamere vermiş, milli oyunlar oynanmış ve “İstiklâl, piyesi muvaf, fakıyetle temsil olunmuştur. Şimdiye kadar müsamere nedir bilmiyen “İğdecik,, “köyüne giden gençler, orada da ayni müsamereyi vermişlerdir. Karaoğlanlı gençleri, başlarında muallimleri Zeki olduğu halde, yurt- larının ve civar köylerinin fiilen te rakkisine çalışmaktadırlar, Köyümüzde halkın gayret ve fe- dakârlığiyle beş sınıflı asri bir ilk mektep binası yapılmaktadır. Şimdi mevcut okula 200 talebe devam et, mektedir. 750 evi ve 2000 dep fazla nüfusu olan köyümüzün yıllık bütçesi 10 bin lira gibi yüksek bir yekün tutmak- tadır. Sokalarımız kâmilen taşla dö- şendiği gibi köyümüzü O Manisa — Tuhgutlu şosesine bağlıyan yol da mükemmel bir surette yapılmış. Köylü bir köprü inşasma da barapeğ le çalişiyor. "Acısu,, ya Giden Yol Kızılcahamam (TAN) — Buradan sekiz kilometre uazkta bulunan ve mi saklayın 1Z. j Janaranar me “A deye fevkalâde iyi gelen “Acer” pi- narına giden yol yeni baştan yapıl . mıştır. |