YAZAN: ZİYA ŞAKİR Hüseyin, Ölüm Sırasının Ehlibeyte Geldiğini Gö- tüyordu, Birdenbire Kardeşinin Vasiyetini Hatırladı al Talip) in torunları, artık ö- xi, srasının kendilerine geldiğini gö- hi Börmez, bir araya toplanmışlar; birlerine sarılıp ağlaşarak helâk ya landı. Bu hazin manzarayı gö kadınlar, dayanamamışlar; saçla. | i başlarını yolarak feryat ve figa- lamışlardı. ya en evvel, (Akiloğulları) a- ardı. Kâfede, etrafını çeviren inan sürüleriyle kahramanca çar. tan sonra şehit olan (Müslim) in | a (Abdullah), mübareze maydanı- karak: -— Ey Küfeliler!.. Ben, (Müslim)in Uyum. Babamın katillerine, lânet Yorum, Eğer içinizde, onun katille. ©1 varsa, onları mertçe mübare- kay Sağırıyorum. Mert ve er olan na çıksın. Ye bağırmıştı. » Tar Ömerin emrile, düşm “ar arasından (Kuddame) ismin. bir mübariz, Abdullahin karşısı» dayanmıştı. Ve, Kerbelânm kız- (oprakları üzerinde, yine kanlı Mücadele başlamıştı. Ni 3 Hazin Sahne | in ine çarpan kılıç ve kalkan. k iy ti ia madeni sesleri, çölün sakin ha- İçinde boğuk boğuk etrafa ak- ti, 'ken Hüseyinin karargâhmda Yanm en hazin bir sahnesi can- ta. seyin), artık ölüm sırasının Mi beyte geldiğini görür görmez, YÜK biraderi (İmamı Hüseyin) İn Yasiyetini hatırlamıştı. ramı Hasan), İçtiği zehirin te-| edeceğini hissettiği za rin) e birçok şeyler va. İt etmiş; ve bunların arasmda da: taz Oğlum (Kastm) im, kızın (a o “1” yı derin bir aşk ile sevdi- biliyorum. Fatma, henüz Ştür, Evlenecek yaşta değildir. yi, büyüdüğü zaman onu Kasıma © Sakın, oğlumu mahzun etme. mişti.. Kasım, Amcası (Hüse- e İ çok severdi. Onun bu farialı Yatma, memnuniyetle İştirak et- a Fakat, (Fatma) ya olan aşkı Ou bu ölüm yolculuğuna sürük. k için mühim bir sebep teşkil işti, Bir Gelin Gibi... Simdi (Hüseyin), biraderinin bu kaetini tahattur eder etmez, der- zevcesi (Ümü İshak) 1 çağırmış: > Çabuk, kızım Fatmaya en gü- isesini giydiriniz, Onu, bir ge. Bibi hazır ediniz. Demişti. Kadmlar, (Hüseyin) Kikaadinı derhal © keşfetmişlerdi. Wuzluktan, heyecan ve istiraptar baygın bir halde bulunan Fat- dan ortalarına alarak, göz yaşları e ana en kiymetli elbisesini giy- Bugünün felâket ve ma- # in seninle göstermek için yüzüne siyah Maden bir duvak örtmşlerdi. Na erin). Kasım'm elinden tut- çadıra getirmişti. Bu talisiz Örn elini, betbaht kızı Fatma- W eline vererek: > Sizi; dünyanm en acı bir felâ- eti karşısmda, birbirinize nikâh 6- ek birleştiriyorum... Biliyorum Ky felâket, pek kısa bir zamanda K biribirinizden ayıracaktır.. Fa- *esur olun. Çünlsü, bu fâni dün- ditn bütün zevkleri, sürurları, & kederleri gibi; bu ayrılık Müvakkattır... Evet... Bugün, ay- kay , Fakat yarım, cenneti a&- biribirinize kavuşacaksınız. O- e hayat, ebedidir. Siz deo ebe- *t İşinde; hikiki bir saadetle, son- bir hayat yaşıyacaksınız. Dimi yat yaşıy: Ateşler içinde yanan iki el, birleş- wi Uzun zamandanberi süren saf Samimi aşkm son ve coşkun dal- pa teşli eller vasıtasile birinin ça diğerine geçmiş... Bu iki im ve körpe vücudu, zangır zan- titretmişti, Kasım); meli gözlerini, sevgili ima) sma dikmiş. Birşeyler İYlemek istemişti. Fakat tam o an- İN) Diğer adı “Zeynep, ir. da, mühareze meydanında kopan bir gürültü, sözünü kesmişti, Mübareze meydanı; en kanlı ve en feci hâdisata sahne olmakta de- vam etmekte idi. (Müslüm)ün oğlu (Abdullah); kahramanca dövüşerek, Küfelilerden birkaç kişiyi yere ser. dikten sonra, üzerine oklar ve miz- raklarla hücum ederler tarafından şehit edilmişti. Müslüm'ün kardeşle ri (Cafer) ve (Abdurrahman) ile — (Asrı saadet)in en namdar kahra- manlarından olan — (Cafer Tayyar) m hafitleri (Mehmet) ve (Avf) Avfm oğlu — (Avn).. Bunlar da, tıpkı diğerleri gibi, bahadırane çar- pışmalardan sonra, derin bir iman ve tevekkülle şahadet yolunu takip etmişlerdi. İşte bu sirada; güveyi Kâsimin büyük biraderi (Abdullah), karşısı. na dikilmiş: — Ya, Ümü!.. (Akıl) ve Cafer Tayyar) oğulları da gittiler, Sırı ze geldi, İzin ver. Ben de gidey Demişti. (İmamı Hüseyin), ni çekmişi — Ya, Abdullah!.. Gidenlerin hiç biri gelmiyor. Sana nasıl kiyıp ta; git, diyebilirim. İhtiyarın, elinde- dir. Dilediğin $urette hareket et. Diye cevap vermişti, Abdullah da Gidiyor Çadırda, sevgilisinin kolları ara- smda; aşkının ve hayatının son dem. lerini yaşıyan Kâsım, bu konusmayı işitir işitmez, büyük bir heyecana kapılmış... Kardeşi ile veda etmek i- çin dışari fırlamıştı. Fakat; süt gibi derin derin içi- bi- Ji beyaz bir stın Üzerinde, düşman saf. larma karşı pervasızca atılan (Ab dullah)m arkasından baka kalmış ti. Abdullah; düşman saflarımın önün | de, atını andırarak (Er) dile- mişti, Lâkin, düşman safları arasın. da: — (Şehit Hasan) dullah... Sözleri dolaşır dolaşmaz; kiç kimse onunla mübarezeye girişmek istemedi. Karşısına hiçkimse çıkmayınca Abdullah Üzengilerinin üzerinde di- kilmiş: Ya, Sâd'in oğlul.. Özeine geliyorum. Diye, seslenerek damarlarındaki kanın mertliğini ve temizliğini gös Yıldırım. süratile, Emevi im dalgalandığı yere hücum Bu hamle o kadar şiddetli ; Serdar Ömer, kendisini güç| kurtara'ölmi Korkunç Nâreler Yükselince. Ömer, sadık adamlarına işaret et- mişti, Abdullahım etrafını, uzun mı raklılarla çev işti. Korkunç nâ- ralsr yükselmişti, Ve nihayet, Ab- dullah da, artık ölüm çemberinin içine girmişti.. (İmamı Hüsevin) bu vaziyeti görür görmez taham- mül edememişti. Artık son kalan #a- dık eshabından (Mehmet bini İns) ve (Sâd ibni Deccane) İl (Gullamı Furuzan)ı imdada gönder. mişti, m oğlu, Ab. . Hazır Ol (Arkası var) LOKMAN HEKİMİN 2 le lan OSUTE Acaba kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de sonbahar zamanı var mıdır? Kadınlar bu zamana — dün de söylemiştim, haksız olarak — fazla ehemmiyet verdikleri için on- larınki daha ziyade belli olur. Hal. buki sonbahar zamanı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de vardır. Vakıt, seksen yaşında çocuk ba» bası olan, yahut olduklarını iddia eden erkekler vardır, vardır amma.. böylelerini müstesna diye tanımak daha doğru olur. Normal olarak, sonbahar zama- ni erkekler de elli yaşına doğru ge- lir. O yaşta çocuk babası olmak kudreti azalır. Bununla bi; e çalışmaya karşı biraz nefret, ça- lışınca çabuk yorulma gelir, Sinir- ler azçok bozulur. İnsan keder ve- recek hallerden, gençliğindekin. den daha çabuk müteessir olur; Haline bir mağmumluk çöker, O zaman bayanın da sonbahar mev- simine düşerse, © hâlde evdekile- rin ne sahneler göreceğini tah- min edebilirsiniz. Erkeklerde sonbahar mevsimi- nin dikkate değer bir hususiyeti vardır. Fakat bunu yalnız erkek. lere mahsustur, diye söylemiyo- rum. Bu hal kadınlarda da vardır. Har ikisi de, tam sonbahar mevsi- minde aşka daha ziyade mütemi yil görünürler. Bu fazla temayül baba veyahut anne olmak kudre. #nin artmasından değil, aksine olarak, azalmasından ileri gelir, tabiat aşk duygusunu söndür. mek istemiyormuş gibi, sonbahar devrinde, erkek ve kadın, İnsan. ları daha ziyade aşık eder, Kırkından sonra... Azmanın s6 bebi budur. Bu hal kadınlarda o. lunca çirkin görünür. Halbuki er. keklerde kırkından sonra aşk if. ratı kadınlarca makbul görülmüş olacak ki: Var adamın kartına Otur göğsünün tahtına... Derler.. Tbiatın kurduğu bu sonbahar mevsimi, içtimai sonbaharın yı nında pek küçük, ehemmiyetsiz kalır. Erkek için — Bundan son- ra, erkek işlerine giren kadınlar için de — asıl sonbahar mevsimi acıklı zaman tekaüt yaşıdır. Ta- biatın kurduğuna aşılarla, yahut başka türlü ilâçlarla, belki çare bulunabilir, Fakat içtimai kanun- larda yazılı olan tekaüt yaşına karşı çare yoktur. Zaten altmış, atmış beş Yaşına gelmiş adamı istirahata göndermek haksız da sayılamaz. Bu da tabiat kanunu- na uygundur. İnsan o yaştan son- ra gençliğindeki faaliyeti, bahu- sus yeniden teşebbüs fikrini gös- teremez, Amerikalılar o arasında bunun aksine hareket edenler du- yuluyorsa da onları da müstesna tutmak Jâzımdır. Ancak, tekaüt yaşından sonra, kendini işsiz, çalışmadan sadece aylaklığa, bırakmak ta doğru de- ğildir. Böyle Yapınca, başka za- rarları şöyle dursun, -insan daha çabuk bunar. Tekaüt yaşından sonra ihtiyar- lığa mümkün olduğu kadar geç varmak için, ilk düşünülecek şey fikir faaliyetini birakmamaktır. Fikir işlerinde çalışmış olanlara yalnız gazete okumak İlim işlerini, edebiyat işl sofa işle öğrenmek için teka- Ut yaşı, hiç te, geç değildir. Hiç olmazsa meslek O arkadaşlarile, hem de gençlerile münasebetini kesmemelidir. Onlarla sık sık gö- rüşülünce mesleğe ait yenilikler yine takip edilmiş olur. Fikirlerile çalışmamış olanlara da, bahçe işleri, hayvan besleme işleri, antika ler kolleksiyonu yapmak bunamaktan koruyacak işlerdir. Fakat pokerle, briç değil Bunların teksütleri ihtiyarlamak- tan koruyacaklarına şimdiye ka- dar, hiç kimse şahitlik istememiş» tir. | EKONOMİ Bütün Hububat Fiyatlarında Düşüklük Var Yunan Batcılığı lınan tedbirler dolayı- sile Yunanıstan bal- cılığı mühim bir inkişaf dev- resine girmiştir. Yunanista- nın senelik bal istihsali 3 bin tonu bulmuştur. Bu miktarın büyük bir kısmı dahilde sar- folunmakta, mütebakisi Mı - sıra ihraç edilmektedir. Yu- nanistanda arıcılığa 931 yı- lında ehemmiyet verilmeğe başlanmış ve bir yılda 2100 büyük arı kovanı kurulmuş - tur, Dün şehrimize 24 vagon buğday, dar gelmiştir Zahire borsasında 6 vagon arpa ile iki vagon çav- geçen muameleler gevşekliğini muhafaza etmekle beraber buğday fiyatlarında bir gün evveline nazaran beş para kadar düşüklük olmuştur. Satılan mallar kâmi- len kırma yapmak için değirmeni nisbetine göre devam eden düşüklük daha fazla tesirli olmuştur. Bu ci ciler tarafından alınmıştır. Çavdar yüzde 25 - 30 çavdarlılarda insler 5,30 kuruştan ancak satıla- bilmiştir. Sert buğdaylar ise 6,05 kuruştur. Ankara arpaları 4,25 Türkiye Prodüktö Sigorta rleri Birliği Toplantısı Türkiye Sigorta Prodoktörleri Birliği, e tır. Toplantıyı heyet idare reisi Bay Mustafa Rıfkı iklerimizden gelen cevabi telgraflar okunduktan son- tısını yapmıs açmış ve bi ra müzakereye başlanmıştır. TE 7 Türk - Sovyet | Ticaret Müzakeresi | Ankara, 20 (TAN Muhabirinden) | — Sovyet Rusya le Türkiye arasın daki yehi ticaret ve klering anlaşma sı müzakereleri dostane bir hava için de cereyan etmektedir. YUMURTA PİYASASINDA YÜKSELİŞ GÖRÜLÜYOR Birkaç aydanberi durgunluğu de . vam eden yumurta piyasası ihracat- sızlık yüzünden alıcı bulamıyordu. Paskalya yortuları dolayisile yerli sarfiyatın artmasından ve komşu memleketler için mal aranılmasmden piyasa canlanmıştır. Evvelce 14-15 liraya salılamayan bir sandık yumur ta cinslerine göre beher sandıkta 50. 175 kuruş kadar fiyat yüksekliği gös termiştir. Bu hafta ihracat başlar- sa daha yükseleceği tahmin olunmak tadır. ZAHİRE BORSASI 20.3.1987 FIATLAR CINSI Aşağı Buğday yumuşak Buğday sert k Trakya Varşak deri Kunduz deri Tüki deri Tavşan deri GIDEN 396 Ton » 8 FİATLAR 6,25 Kr. Şikago Buğday: Vinipek Arpa: Anvers Mur: Londra Keten T. : Londra Fmdık G, : Hamburg Fımdek L, : Hamburg, Ruçün Hmanımıza gelecek vapur. Saat: 12 Eğe Karadenizden, 8 Ke- mal Ayvalrktan. Bugün limanmuzdan gidecek vapur lar: Saat: 12 Aksu Karadenize, 9,30 U n ikinci umumi toplan» Evvelâ Mili nin yüzde elliden çıkarılması sıl olan vâziyet karşısm. da 1-2-937 tarihinden itibaren gerek doğrudan doğruya ve gerekse bilva - sıta iskonto, komisyon, hibe, hediye ve her ne şekilde olursa olsun müşte rilere tenzilât yapılmaması kararlaş. tırılmıştır. Bundan sonra nizamname nin 20 ve 14 Üneli maddeleri tadil €- dilmiş ve âzalıklara ilâveten yeni ola rak Menahem Sepa, Aram Arslan, Marko, İzak Varon ile haysiyet diva- nma Marko Komerçeliyo ile Arakyan seçilmitir. Reasürans hissesinin yüzde yetmiş beşe iblağına birinci kongrede itiraz edildiği için bu itiraz Ankarada ki merkeze bildirilmiştir. Oradaki müzakereler neticeleni n meselenin halli hakeme tevdi 0. lunmuştur. Nazırı, Mısır liras- a oağlı olarak kala- Rensürans hissesi. Yüzde yetmiş beşe üzerine hâ- DÜNYA PİYASASI Musır Maliy aim İngiliz ir sağını bey Mısır ile taşmanın Msi hiç bir değişiklik kaydedilmektedir. ere rasündüni an- mali intaç etmiyeceği . Suriye hükümeu yeni bir kanun ile alın üzerine yâpılan mukavelele- re (ev kirası hariç) bir sene İçin moratoriyum ilân etmiştir. Bu mora- toriyum ticari mukavelelere teşmil edilmemektedir. Bu yeni kanun ile borçlunun de- valünsyon dolayısiyle azalan tediyat | iktidarı nazari itibara alınarak su- hulet gösterilmşitir. e Yunanistan İktisat "Nezareti pa muk döküntülerinin - (Lifter) tona kadar Almanyaya ihracına mü- saade vermiştir, fakat ihracat mali bir kontrol altında buulnâcaktır. Yunanistan Ziraat bankası vasıta» siyle Yunanistana takas şerâiti de hil olmıyarak Arjantinden, Roman - ve Yugoslavyadan 300 ton arpa ve 7000 ton mısır ithal olunacaktır. * Yugoslavya Nazırlar Heyetinin bir nce afyon ihracatında alman vergilerin kaldırıldığı bildiril. kararı mı mektedir. * Son günlerde İrak ile Filistin ars- smda aktedilen iktisadi anlaşmıya gö- re Pilistin hükümeti İraktan ithal e. emiş olduğun | siyasetinde | 100 kuruştan ihracat için satılmıştır. Diğer arpalar 4,20 kuruştur. | Yemlik cinsler 4,10-- 4,12 kuru- İşa verilmiştir. Çavdarlara hiç alı- cı olmamıştır. Hemen bütün hububat fiyatla- rında düşüklüğün devam edeceği tahmin olunmaktadır. Deri fiyat- larındaki tenezzül devam *yle- mektedir. Şehrimize ayrıca raz- mol, kepek, susam, un gelmekte ise de fiyatlarında ehemmiyetli bir tebeddül yoktur. Fındık fi- jyatları da düşmüştür. İç fındıkla- İrmmıza 52 - 53 kuruş fiyat veril- mektedir. Yapağı fiyatları biraz oynaktır. 52 - 55 kuruştan müşte ri bulmuştur. Yağ Ucuzlıyacak Anadoluda #tok “halinde sadeyağ toplanmaktadır. Diyarbekirde 8 - 10 asitli stok halinde sadeyağ mevcut tur. Fiyatlar 50 - 55 kuruştur. Yeni mahsul almmeya başlanırsa bu yağ- lar daha bir miktar ucuzluyacaktır. Muştan Kuru Fasulye Geliyor nbula kadar kuru Ya , >tedir, Küçük Muş rinde yedi kuruş iri ve Muştan İsi sulya gökde; fasulyaları dolgun fasulyalar ise dokuz kuruştur Bu fasulyalar Adana ve Mersinde sarfolunmaktadır. Diyarıbekir, BORSA | 20 MART CUMARTESİ PARALAR 615— ii Mi ı Sterlin Dola Fransız Fr Liret Belçika trangı Draheni İsviçre Pr, Leva Florin Çapanlerik kıa. Şiling Mark Zioti Pengo Ley Dinar İsveç kurenu Altan Nevyork Paris Milano Brüksel Atina Cenevre Sofya Amsterdam Prag Viyana Madrid Borsadaki Muameleler Dün borsada Türk borcu Üzeri dilecek baz: yiyecek maddelerin güm| oldukça hararetli muameleler olmu rük tarifelerinde tenzilât yapmıştır. Fransız istatisilelerine göre, Fran- sa İle Yunanistan arasındaki ticaret 1936 yılımda oldukça artmıştır. Gerek Fransanm Yunanistana ihra- çatı, gerekse Yunanistanm Fransaya olan ihracatı 1935 yılma kıyasen yüz. de 20 nisbetinde çoğalmıştır. 1906 yılında Yunanistan Fransaya 43.240.000 frank değerinde mal ihraç etmiş ve buna muksbil Fransadan 35.263.000 frank değerinde mal al - ğur İzmite, 9 Tayyar İmroza, mıştır, İtur, Öğleye kadar devam eden satış larda 19,85 liradan 19555 liraya ka dar alıcılar çıkmıştır. Bu yükselişin sebebi de bankalar tarafından Türk borcu satılmamış olması ve açıkta ya pılan satışların hafta sonu hasebile kapatılmak istenilmesinden ileri gel- miştir. Anadolu tahvilleri 40.30 lira, mümessiller 42.5, hisseler 23 birada dır. Merkez Banicası hisseleri 98.5 li. radır, Yalnız Ergani hisseleri yükse. lerek 99,50 ve Sıvas - Erzurum 85,25 ilira olmuştur.