b amma, iş işten geçmiş ve biz dört .CENUP wp No. 44 UDUDUNDA Yazan: MUMTAZ FAİK - Kaçakçıların güver- cin gibi yol bilen merkepleri Resllâyndayız.. Fakat Türk Re - sülâynında değil, Fransızların Resü - lâynında... Parke kaldırımlı kışla cad desinde bir kahvede oturuyoruz. konuşuluyor. İnsan eğer bu kalpak- lılar: görmese, ve Yalnız etrafa ku - lak verse kendisini Türkiyede zan- neder. Tavla... İskambil. Altmışaltı.. Pra- fe gırla gidiyor. Burada yaman bir kaçakçı İle ta- Biştim. Fekat şimdi kaçakçılık etmi- yormuş. İslahnefsetmiş. Çiftliğine çekilmiş orada yaşıyormuş. Zaten ya şi da hayir ilerlemiş. Saçlarmdı siyahlar seyrelmiş, yüzündeki çizgi - ler fazlalaşmış. Bıyıkları yorgun bir eda Üe dudaklarının üzerine sark - mış. Fakat gözlerinde hâlâ bir şey- tanlık parlıyor. — Kaçakçılık mı? diyor. Töbe tö- be... Sonra kolunu açıyor bir yara gör- teriyor. Bacağını açıyor bir başka ya — Daha omuzumda, baldırımda üç tane var.. Ecelim yokmuş ta yaşıyo” rum... Hani içimde öyle bir endişe var ki, bir daha kaçakçılık yapsam fik kurşunu kelbimin tâ orta yerine yireceğim! O bunu söylerken aklıma şu hikâ- ye geldi: Hani bir papaz bir Yahudiyi tanas- #ur ettirmek istiyormuş. | Merakla sordum: — Ne idi o tertibat!, — Ha bak. O tertibat gayet mü - himdir. Bulunla yakalanmak #htima- Bu kahvede amma da çok Türkçeli z iv yüzde 25 azalır. Dur sana anlata - m? Kaçak yolunu bilen eşekler var dır. — Neee?., — Bunlar tıpkı sütçü beygirleri ve yahut muhabere güvercinleri gibi - dir. — Güvercin gibi eşek!.. Güzel şey doğrusu — Evet, onları bırakırsın. Kendi kendilerine yolu tutturup giderler: Fakat bu eşekler di eşeklere naza » ran oldukça pahalıdır. Eğer Halepte utpazarın gidersen görürsün orada bağırırlar: Kilis yolunu bilen eşek!.. Tibil yolunu bilen eşek! Viranşehir yolunu bilen eşek! Ve saire. . İşte sonradan bu gibi eşekler te - darik ettik. Bunları gece karanlığın- da önden sürüyorduk. Pusuya ya - tan devriyeler, eşeklerin ayak sesle- rini duyunca hemen o tarafa doğru “— Dur!,, diye bağırıyorlar, cevap alamayınca ateş ediyorlardı. Biz de devriyelerin burada meşgul olmala- rından istifade ederek arkadan kırıp içeri giriyorduk. Fakat bir nokta var: Bunda ilk de fa aldandık. Çünkü eşekleri boş, yani İ yüksüz salıvermiştik. — Yüksüz olunca ne-olur? — O bilmezsin, o devriyeler içinde “.. Eğer demiş! Hristiyan olur- san, sana 1000 lira vereceğim, Bu - nuh için üç şeye hdriacaksın: Hazreti İsa Meryemden babasız doğdu. Bir keçi sütü emdi ve onunla | kırk gün yaşadı. Öldü sonra göğe üç| tu... Nasıl bunlara inanır misın?. Yahudi düşünmüş ve demiş ki: “— Meryemden doğduğuna ben inanırım. Babasız olduğuna sen Inan. Keçi sütü emdiğine ben inanırim. Onunla kırk gün yaşadığına sen İnan! Öldüğüne ben inanırım, gökyü- züne uçtuğuna da sen inan! Oldu mu7.. Ver bakalım şu bin liranın ya! rısını İşte kaçakçı kendisinin bir daha| kaçakçılık yapmıyacağını söylediği zaman ben de bu hikâyeyi hatırla - dım ve kendi kendime: “.- Kaçakçılık yapmadığma sep inan! Kurşunu kalbinin orta yerine yiyeceğine de ben inanayım!...,, diye düşündüm... — Peki dedim, demek artık kaçak | çılik yapmıyorsun. Fakat eskiden ba! şmdan geçen vak'aları anlatır mısm ? O, gözlerini sigarasının dumanma daldırdı ve: — Hangi birisini anlatayım? Der gibi yüzüme baktı. Evet hangi birisini anlatacaktı?.. — Meselâ, dedim şu bacağındaki yara” — Sorma dedi, ax kalsın kötürüm oluyordum. Acemilik ettik işte! Bir gece biz merkeplere yığınla si- garakğıdı yükledik. Karşı tarafın| vaziyetinden evvelce haberdardık. Bİ Yiyorduk ki, devriyeler bizim geçece- | imiz saatte bizim yolumuzun üze - rinde değildir. Fakat bize rehberlik | &den herif kalleşlik etmiş. Oraya ha-| ber vermiş. Devriyeler pusuya yat - mışlar ve bizi beklemişler... Biz ge- cenin karanlığında dört merkeple be| raber tıpış tapiş hudut yolunu tuttuk. Şimendiferi geçtik ve yarım saat ka- dar karanlıkta ilerledik... Tam bu ©9 nada devriye: — Dur! Diye bağırmaz mı? İstersen durma... Durduk. Fakat derhal ateşe basladık. O taraftan da ataş ettiler. Müsademe bir çeyrek ka dar sürdü. Bu esnada ben bacağım! dan yaralandım. Ötekiler müsademe ye devam ederken bir arkadaş beni sırtladı ve tekrar hududun öbür ta - rafma geçirdi... İşte bu yara o gece- sin yadigiridir. Sonradan akıllandık | başka türlü tertibat almıya başladık öyle açıkgözleri öyle anlayışlılarr var ki, sorma... Pusuya yatar da merke- İbin ayak sesinden yüklü mü, yoksa yüksüz mü olduğunu anlar. Malüm ya yüklü merkep başka, yüksüz mer kep başka türlü yürür. Hem sade ge lenin merkep değil, katır, &t ve ya- hüt deve olduğunu bile anlarlar. İşte omuzumdaki yarayı da bu acemilik yüzlünden aldım. Biz merkepleri ön- den salıvermiştik. Onlar yavaş yavaş ilerliyorlardı. Biz de birkaç yüz met re arkadan geliyorduk. Devriyelerin pusu kurmaları ihtimal dahilinde o - lan yere gelmiştik. Önümüzdeki mer kepler burayı geçtiler... Artık içimiz rahatlamıştı. Demek pusu korkusu yoktu.. Derken bizim katar o nokta ya geldi. Ve gelirgelmez de ateş baş iadı, Haydi biz de silâhları çevirdik. Ateş bre ateş... Omuzumdan vurul - muşum... Derhal gerisin geriye kaç- mıya başladım. Bir hendeğin içine yu varlanmış kalmışım. Orada sabahla- dım, Bereket versin yanımda bir mat ra vardı. Onunla hem yaramı yıka- caz susuzluğumu gider ii “ Sonradan duydum ki, arkadaşların hepsi yüklerile beraber yakalanmış- jar. Bunun üzerine akıllandık. Ön - den sürdüğümüz klâvuz eşekleri yük lemiye başladık. Amma ne? taş top- rak gibi şeyler... Devriyeler, bunların ayak seslerini duyunca ediyor. lardı. Biz de fırsattan istifade ede - rek başka taraftan kırıp içeri giri - yarduk, Sonradan bu da çakıldı. Artık baş- ka türlü dolap çevirmiye başladık... Bu merkeplerden de bayır yoktu, Fa kat huylu huyundan vaz geçer mi? Onlar bizim dalavereleri anladıkça biz de başka türlü dalavere buluyor. MEK mama İran Konsoloshanesinde Dünkü Kabul Resmi Şehnişah Rıza Han Pehlevinin cü tusu yıldönümü dolayısile dün şehri- mizdeki İran konsoloshanesinde bü yük bir resmi kabul yapılmıştır. Me rasime saat 1l buçukta Debistanı İ- raniyan mektebi talebesinin söyledi ği İran milli marşile başlarmış, bu - nu mektep müdürl Bay Neşetin söz- leri takip etmiştir. İran General konsolosu, İran kolo- 'nisinin tebii kabal gi tarifesi Komisyon, Kat'i Bir Karar Veremedi Denizyolları idaresinin 937 tarife. lerini tesbite çalışan komisyon, çalış malarini bitirmiş, fakat kat'i bir ne. tice elde edememiştir. Bu yüzden an. lanmış ve tarifeler müdürü Muhsin bunu vekâlete arzetmek üzere An. karaya götürmüştür. Hazırlanan ra. porda hiç bir tenzilât yoktur. Yal Bız, evvelce de yazdığımız gibi yolcu. lar ve tüccar için bazı kolaylıklar gösterilmiştir. Vekâletin vereceği ka. rardan sönrâ kat'i vaziyet anlaşıla. caktır. Vekâlet lüzum görürse komis. yon tekrar şehrimizde toplanarak Vekâletin vereceği direktifler daire. sinde yeni bir tarife hazırlıyacaktır. İktmat Vekâletiyle temaslar yap - mak üzere Ankaraya giden Deniz . yolları umum Müdürü Sadeddin bir kaç gün daha Ankarada kalacaktır. Deniz yolları idaresinin 936 bilân » çosunun vekâlet teftiş heyeti tara - fından tetkikine başlanmıştır. Tet kikler bu ay sonuna kadar bitirile cektir. Denizyoları heyeti umumiyesi nisan başmda Ankarada toplanacak ve blânçoyu tasdik edecektir « Şehrimizde | mektepsiz ço- cuk kalmıyacak Şehir meclisi, dün Bay Tevfik'in başkanlığında toplanmış ve müzakö- relerine devam etmiştir. Verilen ka- İrarlara göre, hasta nakliye otomobil lerine birer taksimetre konulacak ve İ bunlar kilometro başma yirmi kuruş kaydedecektir. Bekleme Ücreti ola rak iki dakika için bir kuruş alma - cak, hali vakti olmıyanlar bedava ta şmacaktır. Yeni bir hasta nakliye 0- tomobili dahâ sipariş adilsnaltir İkinci celsede masraf bütçesinin maarif fasli görüşülütken şehirde ve köylerinde bulunan ilk'tahsti çağın- daki hiçbir çocuğun mektepsiz bira kilmaması karar altma alınmış, Ga- latada açılan çocukları kurtarma yur dunun direktörü tebrik edilmiştir. Bundan sonra Karaağaç müessese - leri, Darülâcze, şehir tiyatrosu ve konservatuvarın varidat ve masraf bütçeleri tetkik ve kabul olunmuş - tur, 770 Muallim lerfi ediyor Geçen Eylülde kıdemleri itibarile birer derece terfi etmeleri iktıza €. den İlkmektep muallimlerinin sayısı İ 1140 olarak “tesbit edilmiş, metice İ Maarif Vekâletine bildirilmişti. Vekâlet, dün Maarif müdürlüğüne gönderdiği bir emirde mevcut müfet. tiş raporlarına mazââran bunlardan vafakat edildiğini bildirmiştir , Bu 710 ilkmektep müualliminin ter. fileri geçen eylülden muteber olduğu. na göre, mas$ zamlarmı o tarihten almaları icap etmektedir. İ Halbuki belediyenin 936 bütçe. sinde buna ait tahsisat yoktur, Ta - sarruf edilen fasıllarda tahsisat var - sa terfi eden muallimlerin eski hak. ları da verilecektir » Diğer taraftan önümüzdeki e de aldıkları kıdem itibariyle terfi lâzımgelen ilkmektep muallimleri de 210 olarak tesbit edilmiştir, buna Ait Tiste yakında Maarif Vekâletine gönderilecektir » Türkkuşu Filosu Dönüyor "Türkkuşu filosu bu sabah hava mü aait olduğu taktirde saat 10 da An karaya hareket edecektir. Filo, Yeşil köyde Hava Kurumu ve Istanbul Türkkuşu erkânı tarafından uğurla- nacaktır. Sokoni- Vakum Kumpanyası Türk- kuşu bayramı münasebetile Türkku şu filosuna 20 bidon benzin ve kâfi miktarda yağ hediye etmiştir. Hava Kurumu, gösterdiği alâkadan dolayı kumpanyava tesekkür etmistir. cak temenni şeklinde bir rapor hazır yalnız 770 inin terfi etmelerine mu .İ AN ——— — Heyetimiz Dün Atinaya Gitti p erşembe günü Atina - da vopranacak ölan Balkan Antantı Ekonomi Kor. | Psayinde' hükümetimizi temsil edecek murahhaslar o heyet, dün akşam saat 20 de Rody vapurile Pireye hareket et - miştir, Heyet, meclis ikinci reisi Hasan Sakanın riyase- tinde olarak İktisat Vekâle- tinden deniz nakliyat umum Bay Ayet Altuğ, Tür isi Bay Bürhan Zih- Hariciye (o Vekâletinden İİ Bay Şinasi ve Atıf, Nafıa Ve İ | kâletinden o münakalât reisi Bay Kadri, Maliye Vekâle - il i umum mü dürü Bay Halit Nazmiden müteşekkildir. Heyete müşa- tirak etmektedir. mecralar İstanbul şehri umumi mecraları için bir talimatname hazırlamış ve| bu tatimatname şehir meclisinin dün. Kü toplantısmda kabul edilmiştir. Bu talimatnameye göre, umumi mec. ralarin geçtiği sokak ve meydanlar. daki binaların helâ ve miyahı müs. tamelesi ve yağmur sulariyle, arsa « larda biriken sular bu mecralara bağ lanacaktır . Umumi , mecralara sevkedilecek sular 30 dereceden fazla olmıyacak. tır. Onun için müesseseler belediye - nin münasip göreceği mahallere ter. mometre koymıya mecbur olacaklar. | lardır . | Her mülk sahibi kendi mülkünün dahili ve harici mecralarını ancak kendi mülkü dahilinde inşa edeceği sevk tesisatı ile irtibat kanalma bağ. ıyacaktır. Büyük lokanta, otel, hastane, ga. raj ve fabrika gibi fazla miktarda yağlı maddeleri ihtiva eden mecraya veren müesseseler bu mad. deleri hususi bir süzgeçten geçirtecek ve yağlı maddeleri ayırarak diğerle. istihlâk kaçakçılığı yapan bir imalâthane Gümrük Muhafaza Teşkilâtı, evvelki gece İstihlâk vergisi ka.| gakçılığı yaptığı ihbar edilen Topkapı haricinde Pandeli isminde birisinin mugaddi yağlar imalâthanesinde araştırma yapmıştır. | açtığı bu fabrikayı da dayısı olan suları |' V Kadını da — 16.3. 937 Yeni deniz Bir kahveci arkadaşını urdu ağır Surette yaraladı Jr İlah isminde bir Evvelki gün gece saat 23,5 da Zeyrekte hanın altındaki $1 No.lr kahvehanede İ cinayet olmuştur. Bir adam dört yerinden yari” lanarak ve barsakları deşilerek öldürülmüt | kadın da yaralanmıştır. İ Kanlı facianın kahramanı, Erzurumlu Aslan kanlı bif bir Abduh gençtir. Abdullah, Divrikli Aİ İ oğlu Veli ile ortaklama kahvehane işletmektÜ' Müzemizde bu - | lunan eski para, lardan o mürek kep zengin kollek. siyonlar yeni bir salonda teşhir ©. dilmeğe başlandı. Bu resimde, dün açılan yeni salon. dan bir köşeyi gü. rüyorsunuz » vergisi Gece yarısı fabrikaya giren me. murlar dışarıya ışık sızmıyacak şe. kilde tertibat yapılan imalâthanenin harıl hartl çalışmakta olduğunu gör. müşlerdir. Yapılan tahkikatia fabrikanm astl| ai LA Lİ ya göre, Koço, ev. velce de , Kâğıthanede, Ahırkapıda ve şehrin diğer bir çok köşelerinde gizlice fabrika işletmiştir. Son defa Pandelinin namma göstermiştir. Araştırma neticesinde Koço namı. na bir çok evrak ve makbuzlar bu -| Yunmuştur. Fabrika motorinden kolza denilen makine yağmı istihsal etmektedir. İstihsal edilen her kilo yağ başma 8 kuruş istihlâk resmi vermesi lâzım dır. Fabrika, bu resmi vermemek için gündüzleri çalışmamakta ve yalnız geceleri faliyet haline girmektedir. | şehirden uzak ıssız bir ara -| ide metrük bir ahır içinde kurul -| rnuştur. Tahkikata devam edilmekte. dir. İ MÜZEYEDİKİLEN ATATÜRK HEYKELİ DÜN AÇILDI Müzeye dikilen Atatürk büstü ile yeni teşkil olunan tarihi meskükât salonunun açılma resimleri, dün, ki labalık bir davetli önünde yaplmış- tır. Merasime, saat 15,30 da Atatürk büstünün açılmasile başlanmış, bu arada nutuklar söylenerek müzelerin tarihçesi yapılmış, Cümhuriyet dev rinde müzelerin geçirdiği tekâmil! ve inkişaf safhaları teşrih edilmiştir. On beş dakika kadar süren bu me rasimden sonra yeni teşkil edilen ta- ribi meskükât ve mücevherat salonu nun da açılma resmi yapılmış ve Sa lon davetlilere gezdirilmiştir. Bu sa londa çok eski devirlerden zamanımı şa kadar basılmış olan Türk parala rı, madalyalar ve nadide mücevher- ler teshir edilmektedir. Bugün hava, umumi sürette bulutla ola- caktır. Barbi ve Şimali Anadolu mmtaka- amda hava kapalı geçecek, diğer mmtakâ- ktsren açık görülecektir. Rüzgâr, cenup ikametinden orta kuvvette esecektir. Dünkü Hava Dün, barometre 776,5 milimetre, Fakat, son zamanlarda araları açılmış, Veli, İdığı 140 lirasını da ortağı dullahın hesabımı keserek kah” haneden çıkartmak istemişti” Abdullah, şimdiye kadar ka?” i Veliye ermiştir. Pazar günl Abdullah germ - ye gitmiş, saat 23,5 de düzü” döndüğü zaman güçhalle KAP açtırabilmiştir. Bu yüzden # larmda bir di kavgası başla” nihayet Abdullah, 30 santimi yundaki tek taraflı saldırms" çıkarınca ortağının tam göğ « Uç defn sokmuş, çıkarmı? karsı” dördüncü darbeyi de vurmuştur. Velinim barsak yere dökülmek suretile deri ölmüştür. Abdulinh, bundan sonra Vel kara Emineye hlcum etmiş ve ÖN da dört yerinden yaraladıktan #987 bıçağını dizine dayamış ve Ki temiştir. Biçak iki kat olduğu DÜ kırılmamış ve #0l elinin parmaklar yaralamıştır CİNAYETTEN SONRA. - Artık işini bitirdiğine kani Ole katil yavaşça dışarı (çıkmış Yemişe doğru telâşla yürümiye b9” lamıştar. Onun telâşi halini gö bekçiler, ellezindeki kandan büsbüÜ?. şüphelenmişler ve kendisini Kİ ii güpkelnieler Si OD muglardır. Abdulah, tam karskDii yanma gelirken bekğilerin öpün ge kaçmış ve Balıkpazarmdan #89 çıktığı sırada karanlıkta deni miştür . Polisler, onu ve karakolda tedavi ettikten ifadesini almışlardır. Hâdiseye betçi müddeiumumisi Fehmi el K muş, dün öğleye kadar tahkikat rakolda bizzat idare etmiştir. vi Ablullah evvelâ her geyi inkâr miştir. Sonradan ifadelerini del rerek şunları söylemiştir: “— Bıçak benim değildi. vel idi. O beni öldürecekti. Ben baky ilinden almak istedim. O sırada onun bir yerine suplanmış olacak Fakat, Abdullahın üstü arat cebinde bir kın çıkmış ve bu d8 * bıçağa sit olduğu tesbit edimi, Abdullah dün saat 175 ta Su ahmet sulh üçüncü ceza hir çıkarılarak sorgusu yapılmış VE hal tevkif edilmiştir . denizden çıkar gor nö* Metresini Yaraladı » Veznecilerde oturan Hüseyin * da birisi, metresi Muazzezi bir gesi” sizlik yüzünden ustura ile birçok lerinden yaralamıştır. Hüseyin ye lanmıştır. Kaybolan Kız Bulundu. Aksarayda Taşkasıp mahalle? de kayinvaldesinin evinde otur yaşında muhterem isminde bi bir hafta evvel kaybolmuştur «dde Zabstaca yapılan araştırma vir genç kızm habersizce Taksim e gi doktorun yanına hizmetçi olarak a diği tesbit edilmiş ve doktor ta il dan zabıtaya teslim edilmiş V€ iştir 3üncüny Gün:3i Kasım 1885 Hicri 1353 K Muharrem 3 yor Güneş: 6,11 — Oğle: Ikindi: 15,45 — Akşam: en çok 18, en az 5,5 santigrat © dedilmiytir. Rüzgâr. muredil rini mecraya sevkedecektir . si değişik istilemmetlerden esmiştir. Hava, b "en bulutlu gesmizsir. 0 Yatsı: ,1947 — Tmsâk: