12 Ağustos 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıvasda talebe yurdu açılacak Halkevi yurdun bir an evvel açılmasına çalışıyor Sivas, (Tan) — Şehrimiz Halkevi mütemadi bir faaliyet içinde her sa- hada çalışmakta ve büyük işler ba- şarmaktadır, Bu sefer de, memleket gençliği için çok hayırlı bir işe daha elkoymuş bulunuyor. Bu da lise ve orta okul tahsili için hariçten yurdu- muza gelecekleri barındıracak bir ta- lebe yurdu açmak işi ile esaslı bir su- rette uğraşmaya başlamasıdır. Sivas, Orta Anadolü yaylasının tam göbe - ğinde yer alan bir şehir olduğu için lisemize, Amasya, Tokat, çevresin - den, ders yılı içinde akın, akın talebe gelmektedir. Bunların da hali vakti yerinde olanlar yatiılı olarak kayde- diliyor, diğerleri de geçinme şartları müsait olmadığı için tahsillerine de- vamı etmek imkânlarından uzaklaşmış bir halde bulunuyorlar. Bu eksikliği yakından gören ve anlayan Halkevi- miz ilbaylık makamına bu husustaki dileğini bildirmiş ve şehir içinden, müsait bir çatı istemiştir. Vilâyet, kültür yayımında büyük bir önayak- lık yapan, Halkevinin dileğini mem- nuniyetle karşılamış ve talebe yurdu, tahsis edilmek Üüzere “Ülkü” okulu yanında bulunan binayı bu hayırlı işe ayırdığını bildirmiştir. Haber aldı ğıma göre, yurd bu yıl ders yılından itibaren çalışmaya başlayacaktır. TAN 12 :8 -93880 -eee ——— —MEMLEKETTE “TAN, Incir mahsulü Piyasanın açılması için hazırlıklar ilerledi İzmir, (Hususi mühabirimizden) — Bu sene incir mahsulü çok nefis- tir. Son haftalarda devam eden sıcak lar mahsulün kısa bir zamanda ke- male gelmesine sebep olmuştur. A- yın 16 sında Nazilli, Aydın ve Öde- mişten hususi bir katarla İzmire 3500 çuval kadar incir getirileceği haber alınmıştır. Yaptığımız tahkikata göre şimdi- ye kadar incir mahsulünden 300 bin torba alivre satış yapılmıştır. Geçen sene de bu tarihe kadar alivre ola- rak yapılan incir satışı yine bu mik- tarda idi, Bir torbada 12 kilo incir olduğuna göre 3600 ton incir şimdi- den satilmiş demektir. Üzüm üzerinden yapılan alivre sa- tış miktarfı da iki milyon kutuyu bul- muştur. - Bu ay sonuna kadar gelecek mü- him siparişlerle alivre üzüm satışla- rının geçen seneki miktarı bulacağı tahmin edilmektedir. Üzüm kurumu- nun geçen sene piyasadan satın aldı- ğt üzümlerden 18 bin çuval üzüm ku- rumun, son defa Ayvrupanım muhte- lif yerlerinde yaptığı satış teşkilâtı- na gönderilmektedir. lzmitte imar faaliyeti * İzmit, (Tan) — Mimar Yansen tarafından imar plânı çizilen İzmitte geçen sene içinde binden fazla yeni ve modern evler yapılmıştır. Plânın üçüncü kısmı da gelmiştir. İzmirde deniz yarışları yapıldı İzmir, 10 (Tan) — Bu hafta İncir- elti koyunda İzmir deniz birincilikle- ri müsabakalarına başlanmıştır. Mü- sabakalarda hakem heyetine İzmir li- manında bulunan donanmamızın Ami rali riyaset etmiştir. Koşular, büyük alâka ile karşılanmıştır. Müsabaka - ları seyretmeğe gelen halk ta pek çok tu. Yavuzun müzika takımı da yarış yerinde bulunmuş, güzel havalar çal mıştır. 100 metre, 200 metre, şarpi yarışları, kurbağalama, ve diğer ya- rışlara pek çok genç iştirak etmiştir. İlk haftaki müsabaka, seçme müsa - bakasıdır. v& iki hafta daha devam Yukarıda: İzmir yüzme yarışlarına iştirak edenler. Aşağıda solda: Yarış- larda atlamalar. Aşağıda sağda: Şarpi yarış bir enstantı edecek, ondan sonra İzmir deniz bi - rincileri anlaşılacaktır. İnciraltında yüzme müsabakalarını seyre gidenler çok güzel bir gün geçirmişlerdir. İzmit İdman yurdu - Altınordu maçı | İzmit İdman Yurdu sporcuları nit, İl (Tan) — İzmit İdman ile, İstanbul Altınordu takımı mit takımı kazanmıştır. Maç umümi- yetle heyecansız ve isteksizdi. l Izmir Fuvarı tamamlanıyor Yüzlerce amele geceli gündüzlü çalışıyorlar İzmir, (Tan) — Kültür Parkta Fu- var hazırlıkları mühim bir safhaya girmiştir. Elektrik tesisâtı tamam- lanmış olduğundan Fuvar sahasına elektrik şirketince cereyan verilmiş- tir. Büy” elektrik lâmbalarının ziya 31 altında yüzlerce amele geceleri de çalışarak inşaatı bitirmek için gayret göstermektedirler. Daimi pavyoniyle İnhisarlar, Sovyet Rusya, Yunan v vilâyetler pavyonlarının inşâatı sür- atle ilerlemektedir. Fuvar sahasınd Mektep meselesî iMektep müşkülü Gecikmiş bir talep Nedim imzasile; y / Haydarpaşada bulunan Anadolu - Bağdat demiryollarının hareket şa - kirtliği mektebine bu sene talebe ali- nacak mıdır?. Cevap: Bu swualinizde geç kaldınız. Bahsettiğiniz mektebe tdalebe kayıt ve kabulü müddeti geçmiş ve hattâ 80 T da taliplı da mü- z pler ar bile yapılmıştır. Bürhaniyede Kadir imzasile: Ortamektebin son sınıfında ikmale kaldım. Bu yıl askeri liselere girmek imkânı yoksa diğer mekteplerin han gisine girmeğe imkân varsa bildiri - niz, Cevap: Ortamektebin son sınıfın- da ikmale kaldığınız için âaskeri lise- , A YN yükselmeye başlıyan müuhtelif pav - yonlar ve bir taraftan inşa edilmek- te olan yollar, sahanın manzarasın! tamamen değiştirmiştir. Yakında fu var sahası bütün cazibesiyle meyda- na çıkacaktır. Ekspozanlardan çoğu pavyonların dekorasyonuna başlamışlardır. Fu var sahasında görülmemiş bir faali- yet devam etmektedir. Misır devlet pavyonü inşasına da bugünlerde başlanacaktır. Fuvar ko- mitesi başkanlığına gelen bir telgraf ta Fuvar için bir Mısır heyetinin Ar- kadya vapurile gelmekte olduğu bil- dirilmiştir. Fuvar komitesi — başkanlığından Başbakan İsmet İnönüne, genel kur: may başkanı Mareşal Fevzi Çakma: ğa ve bütün vekillere birer mektup gönderilerek fuvarın 1 Eylülde açıla- cağı ve kendilerinin bu törene huzur ile şeref vermeleri rica edilmiştir. Ayrica mebuslarımıza da birer dave tiye gönderilmiştir. Küçük kardeşini tabancayla vurdu Bu işi uyuyan yavruyu uyandırmak için yapmış! İzmit, (Tan) — Akyazının Kara- böcek köyünde 6 yaşında Hasan ad- rbir socuk, 1,5 yaşındaki kardeşi Vehbiyi, vurarak öldürmüştür. Veri- len malümata göre, babasının taban- casını oynamak maksadı ile alan kü- çük Hasan, bir müddet evirip, çevi- rip eğlenmiş ve sonra uykuda buülu- nan kardeşini uyandırmak istemiş, çocuk uyanmayınca tabancayı bir bu- çuk yaşındaki kardeşinin alnına da- yayarak ateş etmiştir. Çocuk derhal ölmüştür. Dikkatsizlik yüzünden hâsil olan bu kanlı vak' a dolayısile zabıta tah- kikata başlamıştır. Zührevi ve cilt hastalıkları mütehassısı Dr.Hayri Öner Öğleden sonra Beyoğlu Ağacami karşısında 133 No, Tel. 43586 54T Göz Heikmi : Dr. Şükrü Ertan Cağaloğlu Nuruosmaniye cad. No. 30 (Cağaloğlu eczanesi bitişiği). Tel. 22566 Istanbul 3 üncü Tera Memurluğun dan: Beyoğlu Dolapdere Yenişehir cad desinde 20 No, da mukim iken hâ - len ikametgâhı meçhul Despina Ta- hidiromideüya: 4-3-1934 tarihli bir kıt'a senede müsteniden zimmeti » nizde Abdurrahman Meleğin alaca- ğt olan 587 lira 50 kuruşun maafaiz ve masrafla tahsili hakkında takip talebinde bulunarak tarafınıza teb- liği muktezi ödeme emrinin mahalli ikametinizin meçhul olması hasebile 30 gün müddetle ilânen tebliğine ka rar verilmiş olduğundan mezkür müddet içinde 36/1243 dosya No, su nu hâmilen itiraz etmeniz lâzımdır. İtiraz etmiyerek borcu kabul ettiği- niz gurette mallarımız ve kazancınız hakkında daireye mal beyanı verme- yi veya borcu ödemeniz mecburidir aksi surette hakkınızda icra ve iflâs kanununun 76 ve 337 nci maddeleri hükmüne tevfikan kanuni muamele yapılacağı ödeme emri tebliği ma - kamma kaim olmak Üüzere ilânen tebliğ olunur. (24922) lere gir Orta mektepten ıyi ve pek iyi derecede mezuün olur su- viz İstanbuldaki Ticaret lisesinin ih- zart sınıfına kaydedilebilirsiniz. Mu- hakkak leyli olarak tahsile devum et mek istiyorsanız Bursa Ziraat Mek- tebine girebilirsiniz. Bu mektep hak- kındaki fazlâ tafsilâti adresinize gön derdiğimiz Mmektupta bulacaksınız. Muallim mektebine girmek hususun - daki fikirlerinizi de muvafık görüyo- TUZ. Olimpiyatlarda kadınlar Mecburi cinsiyet mua- yenesi yapılmasını istiyorlar İngiltere ve diğer birkaç memle- kette şiddetli, heyecanlı bir cereyan başgöstermiştir: Eğer bundan sonra Olimpiyatlarda kadınlara ait müsaba kalara karışmak isteyenler tıbbi bir muayeneden geçmezse bu memleket- lerin kadınları bundan sonra olimpi- yatlara iştirak etmiyeceklerdir. İddia gudur: Erkekler veya tama- mile kadın olmayanlar sırf kadınlara ait müsabakalara karışmakta ve ha kiki kdınların hakkını yemektedirler. Bunun için Olimpiyatlardaki kadın müsabakalarına karışacak her kadın .sesmen doktör muüayenesinden geçe rek kadın olduğuna dair bir vesika almalı ve ancak bü suretle kadın ol- duğu tahakkuük edenler kadın müsa- bakalarma karışabilmelidir. Sigara kâğıdı kaçak- çılığı davası Dokuzuncu ihtisas mahkemesi, ge- çenlerde Valde Hanındaki odasında sigara kâğıdı şeklinde kullanılmaya müsait 41 kilo resim köpye kâğıdı bulunan iki İranlının mühakemesini dün intaç etmiştir. İsmaâil ve Settar iaminde olan bu İranlıların odasında bulunan kâğıtlardan ancak 5,800 ki- losunun Memnu neviden olduğu ve o- nuün da sigara kâğıdı olarak kullanı- lamıyacak kadar bozuk bulunduğu gö rüldüğünden maznunların beraetine karar V ir. * ” * İnhisarlar Vekilinin şeh- * : * rimizdeki meşguliyeti İnhisarlar Vekili Rana Tarhan dün İnhisarlar Umum Müdürlüğüne gel - miş Ve geç vakte kadar meşgul ol- mMmuştür. Müdürü umumi Mithat, refa katinde fabrikalar müdürü Saim ol - duğu halde, tevsii için bir proje ha- zırlanan Paşabahçe fabrikasını gez- miştir. Esperanto kongresi Evvelki gün 28 inci beynelmilel Es peranto kongresi Viyanada Başvekil muavini tarafından açılmıştır. Türki B)istanbul $ No. 12 Yazan: MİTHAT CEMAL Karanlık odaya açık kapıdan giren müselles karanlıktaki tabancalı adam uşak Ahmetti Fakat gazete bunun da kolayını bul- du: Yalana Raşelin saçlarını, gözle- rini taktı ve yalan bu çehreyle o ka- dar güzeldi ki, okuyanlar sarı saçlı, lâcivert gözlü yalana bayıldılar. En ciddi bir gazete bu yalana tenezzül etmedi; yalnız bir nevi edebiyat yaptı: “Dün gece şehrimizde tüyleri ür- perten müthiş bir cinayet olmuştur. Sabahın alaca karanlığında (halbu- ki cinayet gece yarısı olmuştu) şeh- rimiz Osmanlı Musevi tüccarların- dan Moiz Dö Navara Efendinin (Halbuki Moiz mütarekedenberi Os- manlı değil, Italyan tabiiyetindeydi) Harbiyedeki evinin önünden geçen polisler dört el silâh düymuşlardır. (Halbuki bir tek silâh atılmıştı; ci- nayeti polisler sokaktan geçerken duymamışlardı; evin ahçıbaşısı ka- rakola haber vermişti. Moizin kona- ğı kale gibi kalındı. İçinde sahra to- pu atılsa duyulmazdı)”. Bu ciddi gazetenin buraya kadar ve bundan sonra yazdığı şeyler, 4 defa atılan silâh gibi ancak H4 bir taksim dört doğruydu. O gün Serkldoryanda — poker için dört kişi yoktu; eski ataşenaval Na- şidin içi sıkılıyordu; Hariciye mümey yizi Burhana, Raşelin evindeki cina yeti anlatmağa başladı. Fakat üvey kardeşi Cevadı haksız göstermek için vak'ayı, fazla değiştiriyor, gazeteler- den daha çok yalan söylüynrdu. Halbuki vak'anın doğrusu şudur: Cinayetten üç hafta evvel Cevat, Raşelin evinde akşam yemeğini be- raber yerlerken, uşak Ahmedin aya- ğı seccadeye takılıyor; elinden gü- müş yemek tabağı düşüyor, istridye kabuğunda pişirilmiş istakozlar par- kelere yuvarlanıyor. Cevat, genzin- den birçok gülüyor; uşak Ahmet kı- zarıyor,.Cevada dik dik hakiyor. Ce-. vat, bu gözlerin edepsizliğine kıza- rak: “Ne bakıyorsun öyle? Eşşek!” diye haykiriyor; ve kalkıp uşak Ah- medin geniş yanağına bir büyük to- kat indiriyor: Hiçbir kısmı havada kalmıyan bir tokat... Uşak Ahmedin gözleri doluyor; Raşele, sonra yere bakıyor; sonra bir şey söylemeden odadan çıkıyor. Fakat bu tokat, bir- kaç aydanberi atılacak olan bir to- kattı: Yere düşen yemek tabağı ve- sileydi: Uşak Ahmet Raşeli büyük bir' aşkla seviyordu; ancak, uşaklı- ğın verdiği biçarelikle bu aşkı ken- dinden bile gizlemek istiyor, Raşele bakarken bu aşk gözlerinden taşma:- sın diye hemen önüne eğiliyor, Ce- vadı gördükçe Ssararmamak için onu görmemeye çalışıyordu. Fakat yemeklerde, gözleri hep Raşelle Ce- vadım yüzlerinde, tavırlarında kalı- yordu. Cevatla Raşel akşam ye-* meklerinde sarhoş olup ta sofrada öpüşürlerken ahmaklaşan uşak Ah- medin alık gözlerine Alfret Cevat her akşam fena kiziyordu. O kadar kızıyordu ki bu tokatın, bu akşama kadar nasıl geciktiğine kendi de hayret etmiş, niçin bu kadar sah- rettiğini Raşele sormuştu. Raşel de Cevada üzülmemesini yalvarmış, 0- nu bebek gibi okşamış, sonra öperek biraz haksız bulmuş, sonra başını Cevadın göğsüne sokarak uşak Ah- mede biraz acımıştı. Ertesi gün uşak Ahmet sandığını hazırlamıştı, gidecekti. Raşel bırakmamıştı. Uşak Ahmedi okşamış, tatlr gözlerle yal- varmıştı. Cebine bir demet te para koymuştu; uşak bu parayı almak istemeyince, bu para cebine üç defa zorla itilmişti. Dayak yediği için aldığı bu bahşiş, ' uşak Ahmedi ez- mişti: Bu para onun cebinde “Ceva- din tokadı” ydı. Ş Uşaklığın, aşkm, dayağın, bahşişin verdiği toyluk içinde uşak Ahmet gölgeleşmişti. Düşünceliydi. Daha yedeki Esperanto mektebi kap olduğundan dolayı, memleketimiz ta- rafından bu kongreye murahhas gön- derilmemiştir. Atina Elçimiz şehrimize geldi Birkaç gün evvel Yunan Bı.ıvıîîîi Metaksas ile görüşmüş olan Atina el- çimiz Ruşen Eşref, dün akşam “Kul- rinale” vapuru ile şehrimize gelmiş- tir, Aldığımız malümata göre, Yuna- nistandaki son değişikliklerden sonra şimdi tam bir normal vaziyet hüküm ıürm.g'ftedir DN ğ dayak gecesinden bu cinayete gebe kalmıştı. Fakat bahşiş, doğacak ceninin şişirdiği karma ihen yum- ruktu. Paranm verildiği anda cina- yet cenin gibi düşecekti. Ancak uşak Ahmet bu cenini damarlarında, kanında yine günlerce besliyordu. Nihayet cenin olgun hale gelmişti: Artık cinayetin gözleri, burnu vardı. Ve cinayet uşak Ahmede benziyen yüzle doğacaktı. Uşak Ahmet bunu, çocuğu dünyaya gele- cek bir kadım gibi be'l'iyordu. Ka- nında, damarındaki çocuk büyüdük- çe uşak Ahmet zayıflıyor, çirkinleşi- yordu. - Nihayet cin uşak Ah- ayet gecesi P e met Alfret Cevadı Râşelin koynun- da vurmuştu: Gerdanından kamay- lal, Cevadın karyoladan fırlayıp dü- şen ölüsünü de uzaktan attığı bir el silâhla sol omuzundan yaralamış- tı. Raşel karyoladan yarı beline *ka- dar fırlamış, kendisine de ateş et- mesin diye tabancalı adamı merha- mete getirmek için deli deli gülmüş- tü. Kadımın güldüğünü görünce uşak Ahmet bir katilin bir dakikada başlayıp biten kibrile: — Verdiğin paranın bir parçasile bu tabancayı, bu biçağı aldım. Ka- lanı da burada... Bununla da cena- zeyi kaldır! Demtiş, cebinden bir demet para çıkarmış, Raşele fırlatmıştı. Raşel bakmıştı: Karanlık oda « ya kapııdan giren müsel- les Aaydınlıktaki tabancalr adanı uşak Ahmetti; ve bunu görünce ka- dınım korkusu birdenbire azalmış, karyoladan inmiş, çıplak ayaklarile Cevadın sıcak kanında yürürken kanla tarihleşen, sahneleşen bu be- yaz, güzel ayaklara uşak Ahmet yü- zükoyun kapanmış, hüngür hüngür ağlıyarak onları öpmüş, başını yer- den Raşele doğru kaldırarak, yü- zünde Cevadın kanı, bebeksiz, beyaz gözlerle kadıma bakmıştı. Raşelin bir gün sonra Cevattan vakitsiz bir çocuğu oldu: Yedi ay- lık bir çocuk. Hasta olamıyordu Kâtip Salih bir türlü anlıyamı- yordu: Bu Adnan Bey deli mi, ve- rem mi? Vakıâ hekimler de “verem” diyorlar; han kahvecisi de... Fakat | kâtip Salih Adnan Beyin deli oldu- ğuna daha çok kani... Kâtip neyse ne... Fakat Adnan da verem olduğu- nu görmüyordu. Ayakta duracak hali olmadığı günler bile hasta de- Şilak YYAtaKtam'o”KEdAr Köpüyordu. Hele ğgündüz yatağa girmekten!.. Bu, | ölmeye başlamak demekti; bu, yü- rüyen, koşan, oturan insanlardan ayrılmaktı. Hekimlere de bir zaman- danberi — yani verem olduğu za- mandanberi — müthiş — düşmandı. Zaten hastalık, hekim bakacağı için korkunçtu. Zaten “bizim memleket- te hekimler cahil” di. Ya mühenn- disler, ya avukatlar, muharrirler, muallimler? Yook, onlar değildi; | yalnız hekimler!.. Çünkü —Adnana “Hastasın!” diyorlardı; hem de “Veremsin!” demek istiyerek!... Hal buki Adnan, halsizliğinin sebebini biliyordu: EdirLede çocukken sıtmâ olmamış mıydi 67? Elli sene sonra dâ nüksetmez miydi sıtma?.. İşte Ad“ nan onun İçin sarıydı; onun için ate* şi vardı. 7 yaşındaki malarya Ad- nanda bu yaşında yine başlamışti. Cıgarayı bırakmadığı için de öksürü* yordu. Süheylâ: — Doğru söylüyorsun; ben de bi* liyorum Adnan, hiçbir. şeyin yok« Fakat ihtiyat fena mı? Bir de Muhtarı çağırsak. Adnan: — A Süheylâ, kinin reçeteyle alir, nır mı? Hastalığım sıtma!. İlâcı d8 malüm! Senin Akil Muhtarın da hâ” zikse bunü söyliyecek, Kinin için mi hekim getirteceğiz? Hergün ayni rica, ayni inade Adnanın iki elmacık kemiği hergüf ayni saatlerde kırmızı... Yüzünül kemikleri hergün daha ziyade... OY” leyken Adnan birtürlü verem olâ * mıyor, Süheylâ ile birlikte, y onun parasiyle Iıv-lçte)" gitmeye hiç hacet görmüyordu. Ö” sürdüğü zaman hep “cıgarayı bır#” kacak” tı. Bu karar, cevaptı: HeP Süheylânın durgun gözlerine cevâP' Tek müşteri gelmiyen yazıhanes” ne hergün koşarak gidiyordu. Ici“i de bir düzüne dava varmış gibi esk gazetelerle şişen çantası da herg' koltuğunda... Evde kalırsa Süheyli nin onu sahiden hasta sanacağınd?” korkuyordu. İstanbulun en ş dan avukatı olsaydı evden bu kld’f erken çıkacak, işinden bu kadar dönecekti. Fakat B 4 di YENİ NEŞRİYA Kader — Kurun Başmuharriri | sım Us tarafından Volterden dilir | ze tercüme edilen “Kader,, iımiud;“_ kitap intişar etmiştir. Fiatı 15 ruştur, okuyucularımıza tavsiye riz : y 4 - O vi Ai0 a. kö

Bu sayıdan diğer sayfalar: