2 —SON TELGRAF— 22? inci TEŞRİN 19z HALK FİLOZOFU Yağmuür ve Fırtına Karayel fırtınası, yağmur ve sö- — ik gündür. darmayor. İanbul, dar pabuş Çiyıniş aa Pare Kazanmek İsteiniyedek Tar gibi rahatsız. Evvelki gün, rüzgârin saniyede 28 metre sür'atle estiği sabah, kramvay istasyonunda sigara sa- — büzülmüş olan garson, önlerinde. tan dükkünı aradım. Henüiz açmar maştı. Çünkü, yağmur ve fırtınal.. Tramvaya bindim. İlerideki is- — değil, tasyondan binen bir vatandaş, hergün gördüğümüzden daha faz- Ja bir İâübalilik vo saygısızlıkla, kolu ile, dirseği Ne bülün yolcur darı rahatsın ediyordu, bizisi, ha- tırlatacak öldü, O, gayet pişkim ve soğukkanlı: — Görmüyor musunuz, bayım, dedi, yağmur, fırtına!, Matbaada saatlerce kahveci ara- duk, 50 metre ilerimizdeki kahve- ci, dükkönmdan çıkıp kahve ge- RESAT FEYZL türmeyi büyük Sedakârlık sayı- yordu. kadar mühim olan sebep malüme “Yağmur ve fırtına.. Öğleyin, lokantada, bör küşeye ki boşalmış tabağı almak için da- kikalarca düşünüyor. O, kendi - leminde., sizinle hiç meşgul bile Çünkü, yağmur ve fırtına! Bazı vapurlar işliyememiş, bir kasım vapurlar iskeleye yanaşa- Inamış.. vesaire vesaire., Çünkü, yağımur ve fırtına!.. Sanırsınmı ki, yağmur ve fırtı- ©a kürenin yaratıldığı gündenbe- ri görülmüş bir hâdise değildir. Ve sanırsınız ki kışa doğru giden şu günlerde, bi, yağnur ve fır- tına değil, bir Mayıs gününün şe- taretli havasını umuyorduk. ço — S 0 N TELGRAF; SİGARA ÇEŞİDİ Bir gazetonin yazdığına göre, mevcul sigara çeşitleri —azattıla- cak, daha ucuza moledilebilen muayyen çeşitler çıkarılacaktır. Bu azada bizim ötedenberi te- menni etüiğimiz bir şey vardır. Fahalı ve lüks sigecaların yanın- | da, halkın ea ziyade hlhıl-ın sigacalara da — itina gıısler_elı' dir. Buglia cn çok kullanılan si- Hükümetin son defa aldığı ba- | za tedbirlerden dolayı bir kısam maddelerin fiatları üzerinde mun- | tazam düşüklükler görülüyor. Dün bir gazetede okudum: Pi- rinç, bundan bir ay evveline miş- betle çok wcuz bir fifta müşteri bulamıyoruruş! İstilçiler, vurguncular, şu gün- lerde arpacı kumtusu oldular! NEREDE BİZİY OSMANI, Çoktanberi, bizim Osman Ce- mali görmüyorum, Dün Babıâlide rastladımı — Yabu, sordüum. Şu cevabaı verdiz — Gelecek halta pazar günü bir misafirim gelecek.. rakı içer. günlerdenberi, İstanbulda xakı arıyorum. " AYRI FRANSA Zavallı Fenasa devleti - gazete- lere göre - üç ayrı hükümet ha- line gelmiş ve hiçbiri, ötekini ta- gamıyocmuş! Ben, en ziyade bu İkinci cümle karşısında hayret duyuyorum, Biri, ötekini tanımış olsaydı, üç ayrı kükümet kuru- lur mu idi?. Elbette tanımıyacak Ki, hikmetj vücudu izah edilebil- ııııhd-lı.l;vı. AHMET RAUF Mizahi ve milli roman No. 36 B G e İ BİR PALYAÇO DÖRTCAN.- szRnEunmnmAz — Gaript —Dedi— İdisi Vinden hase| #alanmaş!... Foh're birderbire sarardı: — İlisi tirden mi? Acsip! — Bvet ciddea acnip bir şey... D zn daktilo Cahide üc — mühaerbecim BRatipten geliyor bu telgrağlar... İkisi do gelrmiyecekleri içla özür — ekliyotu der... ALablan olacak siz — göldi yalay kelmiyzcağim, aN ea gekiği kadar size bürnet Fetire büyle sğylemekie beraber Boğarnu bir şayin Ukapndığını hissedi- yortu, Cehidle daha ( gönden sra. Harında yaptiları mükveleye hiyanet e | İografiye edörken öbür taraftan da ldü. 50 yıl evvelki Düğün Eğlenceleri Eminönü halkevi temsil kolu gençleri için rad- | yoda bir gece ayrıldı Faaliyetile tebârüz etm'ş olan Eminönü Halkevi için Ankâra rad- yosunda iki Şubat akşamı bir gece ayrı Eminönü Helkevi Dil ve Bde- t şübesi Szslari uzun tetkik araştamalar mabsulü olarak Kö' Gie rüğell dülrl bçaki İ İsisabul sünnet düğünlerindeki ı bokkabaz, karagöz, ki çe (orta oyumlarını canlandıracakır. O gece için Ankaraya gidecek Edebiyat şubesi gençleri şube baş- n B, İskender Faheertinin re- | Vazifesi başında felç isabet eden Eminönü emniyet âmiri öldü Bir kaç gün evvel vazife başın- da felç isaber edenek Cerrahpaşa hastahanesine kaldırıldığını yaz- dığımız Eminönü Bmhiyet âmizi B. Lütfi 'Tünçer kaldırıldığı Cer- rahpaşa hastahznesinde dün ve fat etmiştle. Cenazesi dün meslek arkadaşlarının gözyaşları arasın- da Edirnekapı gehitliğine detno- | dunmuştur. ! Haika konleraus Bir Hütkevinla terlip —ettiği anto. konle- acvat tareftindâan verÜyordu. Ve bir takım Tni meseleleri anevza toşkil — etnişti. Paksa, bunlar, daha ziyade yüksek tah-. &İ talebosaln — istifnde edeceği — şay- lendi, Bülkevleri, yalnız yüksek — tabasll | gençliğinin Şeri midir?. Burada veri- den konfranslzrın bir kumma da diğee mesleklerden olan bütün vatandışlara imk.wmmmwyihm- Amerikada tahsilde | buluncan talebemiz ITrablusgarp etrafında belir- Amerikada seyahatle bulunan Tür gezötçeilerinin yolladıkları bir mek- | fupkan, orada bulunan Türk takbbusi- &n vezgelini Öğucanriş bulunuyuruz. Hulksasi ga: - Amar.kada 'lmn('x Türk talebe yüksek. tahsil yapmalda- dır, Dünya harbi çiktıktan göncü, Av4 rupamın bir çok Whl(ız MT |elect. Jennde bulünan tuki , Arumilaya mekledilmişir. Bu miçbenin bir kama keendı hevaplarına, bir kısım da devlet Srcabina okumakta ve ekverisi mü- Heudislik tehsil eknektledir. Fakat, bir kısım talebenin — vaziyoli pek penşandır. Çünkü, bunlar orada sıkt bir. konirol eltarda değillerdir. Nevyorkdaki Talebe Mütetisliği dümetr, Amerikan Ünlyersteleri #o Kumnondır, Bir Sasam mücerceler büyük gitürjer içindedir. Bit kuam tahsil mmüe ecoelari de, küçük Üniversite getilre kendecir. Küçük Ünivyersite çehirle- vinde zençler dahe mazbit Dir dakal hoyulı yöşamaktadır. Türk talebesi, Ameriçanın mahtelt Ünivensite ,meye başlıyan ŞİMALİ AFRİKADA HARP 'AZİYETİ v Şimali Afrikada, müttefik or- duların taarraz bareketleri inki- bir ihata çemberi meydena getire- bileceklerine ihtimal verilebilir. N Libyada 8 inci İngiliz ordusu Bingazi conubunda (Agodabin)ya yarmış ve Mihver kuvvetlerini sasen Mihver kuvyetleri Binga- ziyi daha önce boşaltmış ve böye Jeştinmek ve ilimomuhili dahâ kuv- vetği olam — müceseselego ve gelirlere vermek idzamdır. Çückü, düyük Amerikan gehit ge Üğlence çok ve çeşillidir. G dişancn cezip — Bayalina — kapiliclar. Onlürı Üaha siki bir Gslplin altında bulundurmak gereklir. Bundan beşka bir kasam talabe var ki, tahalle pek 2- Te elrarükkelir. “DEŞ Calade ya çekildiği anlaşılmıştır. fagilir | ordusu pek yakından takip ettiği | için, Mühver kuvvetlerinin (Acey- | ka)daki müsait mevzilerde ciddi | mukavemet göstereceğine ihtimal | verilmemektedir, Ne olursa olsun inci İngiliz ordusu için yeni bir | safha başlıyor. Bu safha, Sirt çö- Tünü aşmak ve Trablusgarbe var- mak, Kuş bakışı 700 . 800 kilo- metrelik bir çöl mesafesi. Londra, İngilizlerin Mihver kuv- zinden para geürmekle güçlük çek- mektedir, Bu göbilerden bozrları, dıça- reda mühlelit işlerde çalgip hızyatla. ramı kazdamak — mödburiyetinde — kal- Biz kaum Gülebe de, gene kazatımi- ya bakmakta ve barbin sonumu bekli- Amerikada bulunan gezctecilerimiz- dön gçleri ı:ıîBLwh söylenen ve iddia eğdilen geşler rdıir. Bunların la- y u.ı, olabileceğ'ni kabul ot- mmeiz için hiç bir sebep yoktur. O hak dt yapılacak g, Amerikada tühmilde bu.! Tazan 'Türk talebesinin vüziyetimi — bir #n övvel alah ve tanzim etmektir. Bu, nasıl mümkündür?. —Alâkadar- lar, bu İşin nasil " yapılebileceğini el betla börlen yi takdir ederler, — Vakit kepbelilmeden, Arderâacani Tück t iebosi ile meygul olunmelı R. SABIT ae —e 1) Müttefik orduların Tunus- dan, cenubi Lihyadan ve Sirt çö- Tünden Trablusgarbe yürtümesile. Bu, Şimali Afrikadaki mevcut bü- tün Mihver küvvetlerinin Trab- dasgarbe - sıkıştırılması demektir. Cenuptan ilerliyen Fransız kuv- vetleri Trablusgarbe kadar 1000 Kilometre ve Tunus'da harekât ya- pan müttefik ordusunun da 500 - 600 kilometre mesafe aşmaları lâ- zım: Bu iş götündüğü kadar kalay Yeni kadastro müdürü değildir. Çöl güçlükleri Viliyetimizin eski tapu ve nlhdıııı-ııı!!ıı;muıı. kadasiro müdürlüklerinde uzun | tutunmak istiyen Mihver kuvvet- anavatana iltâhakı üzerine oranın kadastrosunu yapmak için terfi- am Halay kadastro müdürlüğüne tayön olunan B. Faik Selçin bu kere yeniden bir derece terfi ile Kadastro müdürlüğüne tayin olunmuştur. Genç bir işçi kayboldu! Beykoz kundura fabrikasında dirmek suretile, Bu, Mihver kuv- vetlerinin Teablusgarp ile irtiba- tırı kesmek ve bir muharebe ile bunları imha veya 'esir etmek demektir. Conubi Libyadan iler- dediği bildirlen Pransiz kuvvet- leri, Mihver kuvvetlerinin cemap Müttefik çen: beri ve yeni muharebeler Yazan: İ. B. Eski Bükreş Ateşemiliteri gerisinde çabuk belirirlerse 8 inci İngiliz ordusunun Trablusgarbe =“:üihkubhı hatp hazırlıklarından — bahseder- ken, Çad gülü havalisinden Lib- yaya mahdut kuvvetler sevkedi- kebileceğini de yazmıştım. O za- man benim bu tabminlerimi ter- kid edenlor oldu. Bunlar şimdi, müttefiklerin cenubi Libyadan kuvvet sevkettiklerine de inan- mıyorlar. Belitecek — hüdiselerin onlara mükemmel bir cevap tep- kil edeceğine eminim, Tunus'da, müttelik ordu Bizer- te ve Yunus / şehirlerini 20 - 50 kilemetre batıdan ve cenuptan çe- virmiş ve sahilde Hammamet'i iş- gal etmekle buradaki Mihvor kuv- veflerinin Trablusgarp ve Tunus âlo kara irtibatı kesilmiştir. İlk çarpışmalarda Mihver motörlü un- salarının gerideki esas müdafan mevzilerine — çekilmeleri, mütte- fiklerin tayyare ve tank üstünlü- #üne malik olduklarını gösteriyor. Bu itibarla Mihverin Bizerte ve Tünuüs — şehirlerini uzun müddet müdafaa edebileceğine ihtimal ve- rilemez. Daha cenupta Gabes'de Fransızlar Mihverin buraya as- kolunun buraya vamış olması mümkündür. Yanılmıyorsak, Mih- ver tarsl Tunus'dan çekilmek z0- runda kalacaktır. Çünkü mütte- fik ordusu çok kuvvetlidir, ve Mih- ver ne kadar tedbir alsa da çok geç kalmıştır. Ş$ehir Tiyatrosunun gece temsillerinden sonra temini Şehir Tiyatıosu temsillerinden sonra geceleri Üer tarafa — kâfi tromvey bulunmadığı ve bu yüz- den müşkülât çek ikâyet o- Tünmüştür. Gece tomsillerine u- zak yerlerde oturanları da işti- rak edebilmeleri için tiyatroların Çıkış saatleninde ber hatla üçer araba tahsis olunması hususunda çalışılmaktadır. MAAKEMELERDE: Hal"p Vazizetı Ehliydemi, ehli . yetname mi? Tekişli tetişh, mahkemeden gık- tiler.Bir otarafa,bir o tarada, bür kanüdorları dolaştılar, harini lar gbi görünüyorlardı. Acadıl- larını bulamadılar, Karidordeki boş bir kanapeye yanyana oturdu- lar, Konuşmiya başladılar: — Bu avukat bic celseye aha girerse, beni berbat edecek, ves- selâm. Bu, ne biçim avukat yahtı? Şu bizim Nazmi Bey de Allah selâmet versin, tuhaf adamdır. Be- nim avukatım, ne iyi idi. Sözde bu, Ayrupada hukuk tahsil etmiş de, bilmem neymiş... Bilmemn neveden diplaması vaamış. Vallehi, benim avukatım bir konuşuyor ki, gör- seni. Bu, ağzımı açtı mi, bayram haflam derken, mangal tuhtası diyor. — Sen diplomaya ne bakıyor- Gün, l.mın'ln, d Altına ver otomobili., uhvcr, ak- şam üzeri Beyazıttan Taksine ka- dar bir çıksın. Bak, yolda kaç kişi- nin canına kıyar. Bir de. ehiyietli, fakat ehlyetmamesiz şödörü dü- gün. Dünyanın bir ucundan öbür tcuna gitse, ne cana kıyar, ne makineye... Yine, ehliyetsiz, fa- kat ehliyetnameli bir berberi dü- şün: Önüne otur; seni, zcemi nal bant elinde kırpılmış merkebe çe- virir. Halbuki, ehliyeti olup da ehliyetnamesi olmuyan bir berber, €n iyi berber gibi tuvalet yapar. Herşey bunun gibi>.. İşi yapan eb- Byetname değil, ehliyettir. Yâani, ehliyetli edamdır, Bak, sana bir » geçenlerde öldü, bizim bir arkadaş Vardı: Yürüm — Profesör (Dovüanı Saş 4 Büz 6 da) Çocuk Esirgeme Kuramu yıllık nahiye konıııhrı başlıyor 1942 — 1943 yılk nahiye kongrele- tine önümüzdeki aydan itibaren başlanılacaktır. Bu meksatla Ku- rTumun murakıyları nahiye idare heyetlerinde hesepları ve mut- rzelâtı tetkik elmeğe başlamış - lardır. galışan ve İçerenköyünde Arka | sokağında on numârülı henede o- turan Şeraletlin ieminde bir genç geçen Cumartesi günü öğle vakti mezküt fabrikadan ayrılmış” ve bir daha ne içine ve me de ev> | ne dönmemişlir. Zabıtaca aranık masına başlanılmıştır. 9 'I'AKVİM. —— TT B 0 D M ei e NÜ YG Gazteler, Cuma günkü fırtına- | mün acfı taraflarını Yazıp çizdi- | ler, ve onün gülünç Manzaraların- | dan hiç bahsetmediler, Saniyede yirmi sekiz metre bir hızla esen bu mübarek fırtınanın en civeivli zamanında, en işlek cadkdelerin birinde baktım, İl şapka koşuyor, adam koşuyor, fakat ne şapkanın kolay kolay yakalanmağa niyeti var, ne de ademcağız da onu tu- Bit olmak icap ölmce mit. 'İRHAN CEVAT duremiyocdü. Öyle gnirtrrngt b tat- ıın—ıuw.—.m.—um giksa Hrrüklariyle h—cııenınıı - girmek içir de verdiği pazları dakti- | Zamlu İüsumsur hademe Osuan Ağa- ya çağırarak himelürmemiye çalışarak Diçare adamı siyaya çekiyordu. Pukat Osman öyle ağrında bakla alanmıyan tacak kuvvet, kudret... Lâf değik bu, şapkayı koşsuran saniyede tam yirmi Sekiz metre bir hazla esen fırtına... Yaşlı ve tıknazca adamcağızı koşturan ise nhayet şapkanın değer; olan iki üç papel... Uzatmıyalım, araların- daki mesede gittikçe açılmak şar | tile şapka önde, adamcağız arka- da bir hayli koyulamaca oyna - dıklan sonra, büsbütün sarpa sare dı. Çünkü slak ve çamurlu par- ke kaldırımında alabildiğine yu- varlanarak sengini ve şeklini kay- betmiş Glan şapka caddenin ge - nişge bir çukurunda birikmiç olazi Suyun içinde soluğu akkı ve al - masile birlikte içi su dolarak su- 'yün dibine doğru dalmağa başla- dı, Şimdi edâm bu genişçe su Hirik'ntisinin başına çöktü amma, kolları bir türlü sın ortasında A.ııı—wuhııruınnumnk vonra kestirip t ııuılı.tıkı'm! daktilonun — Osman Ağedan o gün hiç haberi olmamaylı. Bir acalık Nail Beyin odasına bazi #ğer adeecini verirseniz gider kendei- ni yoklarımı, yarın sabah ta gae mü. | Yümt getirizlen, Bu, teklif Nall Böyin hoşuna gitli: — Teşekkiür ederin amma Cahide Tfanım ev değiştini. Ve yeni söresini de honüz birakmadı. —Diye cevap ve- TiDCe Fahirenin yüreğime ' mülüş — bir takımdan değikli. — Fahine bir bardak İ su veya Bir Sincen kabve smacladık- | ten conru lâfı döndürüp — dolüşüreenlk Ratiple Cahkliye getiriyor. Fakat ter | Aıııın— sadre şifa veregek bir. gey- | M Ba yözden tam yüm | düzüne kebve, üç dört kadah çey ikadar limonata İçerek mide- etmişti, Csnan Ağa Ratiple | tecma göze biz z söylecme we ylaç o #ini allösi * Cükiklüme batmakta olan şapkaya Uzanamı- yor ve kendisi de bu tir, iki ka- rış derinliğindeki gölcüğe dalmak #stemiyordu. Zavallı, biraz Sağı sola çırpın- gıktan sonra yoldan geçen bir mahalle çocuğuna seslendi: — Oğtum, şe şapkayı çıkar da sana beş kürüş vereyim! sakinla ve ümltnizük Cüşlü, Bu hal tci gün böyle dövüm eti Ü. çüncü günü yazhaceye geldiği zaman Ratibi masasımın başında görünce se- winçten “yüreği ağıma gçldi. — Ratip de beyocan ve sevinçte ondan açağı de- #İdi, Fabireyi görünce. yerinden fırlı- arak koştu: — Va ee rlsinla Fubite Hanımt!... (Devemi Var) PAZAR SOHBETİ Firtınanın Mazıplıklerı Uçan Şapka, dönen Şemsiye, Kırı Yazan: (o A Cemaj Kaygılı | Çocuk süyun — kenarina — gelip sağ ayâğile derinliğini iskandil e- derek: — On kuruş verirsen çıkarırım! Dedi ve ademın: — Peki, on kurüş olsun! Demesi üzerine cumburlap di- 'ye Süuya atladı, hemen batınakta olan içi su dolu şapkayı yakala- yınca sahibine uzalı — Bastır on kuruşu bey babal Adam on kuruş verip şapkayı aklı amma onu başına giyemedi. Giyse, yüzü, gözü, kulakları, en- sesi sırılsıklam olacaktı, Onun i- çin çocuktan aldığı yumuşak fo- teri, tipkr çamaşır sıkar gibi gü- velce sıktıktan sonra bumbuzuşuk bir halde paltosunun cebine so- kup: parası! — Bir de şimdi yarm Hira kalıp Diye söylene söylene caddeyi tuttu, Bu şapka komedyasından biraz sonrağ o pek dehşetli Yıldız - Kâ- Tayelin uçuracak adam — aradığı gayet yüksek ve rüngür cephesi apaçık bir yerden, başındaki şeme Siyesi ile geçmek cesarelinde ya- hut te enailiğ'nde bulunan biri- nin şemsiyesi birdenbire öyle bir n YTurşu Kavanozu!.. tersine dönüş döndü ki az kalsın koca şemsiye ile birlikte sahibi de arkaüstü yuvarlanacaktı. Bes Jerden bazilarını rüküa, bazıları- Zu secdeye vardıran ve Çarşıka- prdaki ihtiyar çınazı bu #üm; dün- yadan bakaya gönderen Yıklız « Karayelin âni bir sağnağı, adam- cağızın şemsiyesine buş omuzluk- tan çarparak onu tersine döndür- anüştü, Eğer bu pek yaman sağ- nak birsz daha orladan ve biraz daha aşağıdan yukarıya — doğru geiseydi zavallr adam tıpkı mer- hüum Kevuklu Hamdi gibi olduğu yerden havalanır ve Fatih mina- zelerinin bir, öki misli yüksekdik- ten sonra, ya Bayrampaşadlaki . eğm açık İdahanalardan - bizinin içine, yahut ta bacadan girerek Sirkecideki işkembe çorbacısının kazanına düşerdi! Fırtınanın bir muzipliği de çu d O sabah sase beşte kalktım, - iektriğe el artım, bana mısın de- ha Hait leri indim ait kata el yordami te bizim gaz lâmbasını aramağa başladım. Fakat onu da koydun. sa bul, o odaya girdim, besikine daldım, mutlağa saldırdım, Bulas bilirsen aşkolsun... .__—______4____.——.—..__—_ BERİNİA | Airika hareket merkozi.. “Yazan: AH Kemal SUNMAN “Alrika kıt'ası artık dünya hat binin €n büyük bir üssü aldu. Kı" lacını takipetmekte, kıt'anan ce- mubunda büyük bir faaiiyet görül* Saksat tedir, Afrikanın garbindeki Dakat ile arası Atlas Okyar musunun en dar sahasını deşkil etmektedir. Yeni Dünya ile Alri kanın arası hava yolu olarak bü sahada 2 bin 800 kilumeiredet fazla değildir. Avrupa ile Amerir kayı ayınan mesafenin yarısı Sar yılan bu yöl Afrika İle Amerikt arasındaki münakalâtın daha ko- lay olacağını çoktan anlatmıştır. Öyle ki, daha bu harpten evvel Fransır, Alman ve İtalyan yolcü tayyareleri yüklü oldukları hak de Dakar ile Brezilya yolundam istifadeye ehemmiyet veriyorları di, Artık her taraf gelecek harptt Amerika ile Afrika arasındaki bt dar sahanın büyük bir rol oyur yacağını kendi hesabına göre dü- şünüyordu, Şimdi ise harbin içime de bulunuluyor, «Yeni Dünyanınt iştirak etmiş olduğu bu harple Afe rika - Amerika münaka'âtımın git gide nasıl bir ehemimiyet uldağını tekrara lüzum olmasa gerek, Bur günkü döct motöriü nakliye taye yareleri Cenubi Amerikadaki Bree zilya e Garbi Alrikadaki Dakar Tın arasında sür'atle gidıp gelebi- Birler, Sekir dokuz santlik bir yok culuk ile birçok asker Amerika- dan Afrikaya — tuşınabilecektir. Harbin Afrika kıt'asına yayalmar sını dalma gözönünde bulundur- muş olan Mihver tarafı Gazbi Af- rikadaki Dakardan —Amerikaya karşı nasıl istifade edileceğini da gok düşünmüştür, Yukarıda kaydedildiği gibi ara- daki mesafenin kasalığı istikbal için pek cazip hesaplar yürütül- mesine yol açıyordu. Fakat Mih- “ver taralının e hesapları Amerika- klarca meçhul değddi. Kıt'anım mal ve cemup bütlin Amerika de- rece derece gayrete gelm'ştir. Ancak bu harpte Dakarın hâlâ Vişi Fransasının elinde bulunma- ı ilerisi için Anglo - Saksan tarar fana emaiyet verici gibi değildi. O- mun için kuvvet arttırıldıkça Da- kar meselesini filiyatta halletmek elzem görüldü. Bundan evvel bir kaç defa ileri sürülen teşebbüs- ler'n nasıl akim kaldığı henüz w mututmamıştır. Lâkin » zaman or- tada Anglo - Sakson tarafının Af- rikanın garbinde müessir olucak kuvveti görülmüyordu. Bugün ise Şimali Alrika harekâtının inkie şafı e Garbi Akcikada Dakarın emniyetini de Anglo - Saksan tar ralı dilediği gibi tesis etmiş İngiliz - Amerikan — işbirl daha tesirli - olabilmesi için bile hassa şu son aylarda varılmak is- tenen hedefin we olduğu malüm- du: Orta Şarka Amerikadan gön- detilen yardımcı kuvvetler Atlas Okyanusunun — cenap terafından yollandığı gibi Afrikanın garp sa- hillerine de gönderiliyordu. Garbi Alfsikada tesis edilen büyük tay- meydamlarına inmek üzere Amerikadan haralanan bambar. “Açık iş ve memuriyetler Çatalca orta mettebine yirmi Tira asli maaşla bir kâtip ve he sap memüru alımnmak üzere o ta mektep ve İse mezunları w» rasında bu Çarşamba günü bir Halbuki lâmei b scüsebaka im'ihanı iera oluna - ba ne kedar kolay yende imiş... Kolay yerde imiş amma bünu i- çi turşu dölü koskoca kavanozu Menba sanarak başıma düşürdük- ten sonra anladım, İşte Size iki gün önceki gayet asabi, gayet taşımlı ve haşmetlü Yıldız - Karayel fırtınasının biraz reket ki, saniyede tam yirmi se- | da gülünç manzaralerı... kiz metre bir hızla koskoca servk * Osman Cemul KAYGĞILI çektır. Mezkür mektebe müraca- 'at Salı günü akşamma kadardır. Üniversite hukuk faküllesi ka- leminde münhaj olan bir kât pll vazilesi için bu Solı günü sazt 1530 da mezkür fakültede — bir Ümüsabaka imlhani açilaliştir. Soma - Linyit madenleri ehi yemameli üç elektrik uslası ara « maktadır. ——