HALK FİLOZOFU - ARKADAŞ — Benim hiç arkadaşım ,.ı.r tur. Muhatabım, bana böyle de- diği vakit, hayretten gözlerim irileşmiştli. O, sözüne devam etfi: — Eski arkadaşlığı arıyorum, mektep arkadaşlığı, cephe ar- kadaşlığı, mahalle arkadaşlığı, çecukluk arkadaşlığı, gittikçe arkadaşsız kalıyoruz. Kendi- müze bağlı ve kendilerine bağlı olduğumuz insaalar ne kadar ınlıyoı" Her bakımdan dost imsanlar merede?, Hami, nerede o eski arkadaşlık bisleri?. O menfnatsiz, gillügış- sız dosttuklur?. Sizinle bereber gülen, sicimle beraber ağlıyan, icabında sizinle beraber ölen, candan, mert rahlu insanlar?, Bugünün dünyası, öyle birta- kim cemiyeller, devletler ve politika usulleri kurmuştur ki, tamamen gavrisamimiliğe, men- —— Hadiseler. rşısinda SONTELGRAFİ BUSUSİ OTOMOBİL Bir ajans telgralı geçenlerde, | Amerikada hususi otomobillere | devlet tazalından el konduğunu haber veriyocdu. Ben, şimdi, şunu düşüsüyorum: Acaba, orada da, bir kasam hususi | etomobiller, bellerine birer kuşak sarıp hemen taksi şekline girecek- lermit, — > MEKTUPLAR 'TELGRAFLAR İşgal altındaki Frassada, mek- tuplar, telgraflar sansüre tâbi. Bir , habere göre, kimse, mektap ve | telgrafımda sevgi ilade eden ke- | Timeler kullanmıyacıkmış.. İ Meselâ: «İki gözüm, sevgili ilk.... diyeni yecekler., V halde, onlar da: «İki gözümün Biçbir diye mektuba — başla- VARMIŞ! Güzetelerde bazan garip garip haberler çıkıyor, İpek kadın ço raplart çok ince ve zayıf imal e- dildiği için, bunlar, sıkı bir kon- trele tübi tutulacakmış.. amma, bu mübarek çorap- latın Çoğu gözle bile farkedilmi- yor, sıkı sıkı kontrole gelir mi? ÇINGIRAKLI FABUÇ Amerikada, bazı mınlakalarda aşıklar kararlılıyor, Buralarda ge- celeri, kadınlar pabuçlarına birer küçük çıngırak takıyorlarmış! Fa- kiden sünnet düğünlerinde, baş- larında çıngıraklı hokkabazlar o- lurdu, Çıngırağı olan, bir de yı- Tan vardır. Şimdi, bir de kadhe pa- buçları çıktı. “—Acaba, aralarında — bemerlik var mı?. AHMET RAUF | HASRETİ REŞAT FEYZİ faale, günü gün etmek prensip- lerine dayanıyor. Fertler, göre- neği, bu mekanizmalardan alı- yorlar, Cemiyetler samimi de- | Tertler de samimiyeti bir lar, cemiyetle- rin destu yoktur, yalmız menl(aa- Yi vardır, Fertler de bütüu dost- dukları lâğvetmişler, menfaatleri koymuşlardır. Bu arada kaybelan halis insanlık, halis halis fazilet ve içtimal yardım duyguları- dır. İnsanları bu hale sokan, dün- yayı tamamen hasis bir madde ahengine ayak uydurmıya keden buçünün cemiyetici deki politika tarzıdır. Bu vaziyette benim arkada- şım olabilir mi?. Çünkü, eğer şayet varsa, bana halis arka- daşlık duygularile bağlı olan imsanları, maskeli insanlardan masal ayırt edebileyim?.. BUZ iŞi 6 milyon kilo buzun , şehre nakil ve tevzii için yeni bir müna- kasa açıldı Belediye reisliği buz ni tevzi işli cü günü yapacağı yeni bir müna- İkasa ile bir müteahhide vere- cektir. Şartnameye göre yılda 6 mik yan kilo buzun belediye hudut ları dühilnde nakil ve tevzi işi anüteahhide ait olacak ve bir kilb buz azami 5 kuruşa satılacaklır | Beber kilb buz için müteabhide bir kuruş eli santim verilecektir. Si Halkevlerinin köy gezintisi Bazı Halkevleri tarafından İs- nbul civarindaki — köylere g- zintiler tertip olunacaktır. Bu ge- zintilere doktorlar, diş tebipleri de iştarak edecek ve hasta köy- Jülec muayene edikp ilâç tevsi olunacaktır. — Kontrat yoklamaları başladı Belediye reisliğinin emrile kon. turat başlarılmış- 'tur, Kontratsız kirec: aklıkları gö- vülen ev, aparlıman ve dükkân sahinleri hakkada ceza verile- cekktir, Harbla başındanberi ev kiraları işi halledilemiyen meseleler Aramuadadır. Bari apartıman ve sayfiye evi sahip- deri, kipamdan aşrıcır hava parası alı- yor'ar, — Çönkü, kunturatlardaki —fiatı yükseltmek kabil değildir. Bu yünden Vir gok Kinmeler —bem de doğmu dü büle Tüst biliürm ir Çok Kicceejer— yoluna sepıyorlar. Her gey Pahalandı. Diesel evi olan bir adam, bu artmasını ütemekte neden haksz ol- sun?, Galiba imaayyon ve fnsallı bir kira artışi riebetini resmen kabul et- muh. €n dağu ve mükul yoldur. Ak- Si halde, hakikatte kiralar daha fuzla yükaeliyor, BÜRHAN CEVAT EDEBİ ROMAN: 40 AŞ K ve GÖZYAŞ Yazan ! SELÂMİ İZZET BİRİNCİ KISIM Buoları düşündükçe iliklerine — ka- Gar üreeniyor, hıçkırmıya başiıyordu. ] Nihayot bir teselli havası esti. No- | ferden pera gelince Sevgin sevlaçlea döliye döndü. Para geldiği için - değil, ! parayı Kunaain — gönderdiği için se- porayı gönderen Kenan denek | Ki. önu unulMAtraşlı, yoksa ua para | aklından bilc geçmen Akşam Ali her zamanlk gibi bitki we persn bir halda gelince ona noter “den gelen mektubu görlendi, A gözlerini açtı: — Renandan mı? — Hayır, nöterden, bana pars bi — Üyleyse noler Kenanın adresini! Böyler mi demin?... Bana duğum azabı, üsarabı anlatırırm... Biçdenbire duraladılaı — Noler vesifesini ilen gidemez ki... — Peki amma notör de insan!... O- nün da kalbi, viçdanı var... bunlardan üstün vazite 'Yakal biç eğile aktıubu van gönder- — Ha bak bu doğru... Bunu yap- masında biç bİT mabzur yok... Meğer &i, Kenan böyle bir geyi de münetmiş olsun. — Zannttmem, Kenan bu kadar tag değidir... Madem ki bana pama gör- dermeyi düşünmüş, herhalde bendon mektup bekliyor demektir. — Hsin değildir diyonun ayama, çe- Cuğu -kaçındı. Benden inlikam almak için Deni oğlumdan ayırdı... Bu kur Kaençitk salkasiyle ne derece hsinle- yerine | yapar, bundan Baksızlığa uğra- yan kim?.. Bir komyum var, örümmekteple ö- ı Kuyün bir. çocük sahibdi: - Oğlan, li Gersten kmale kaldı. — Babası işi tah- kk, tokik eğmiş, diğer derslevden de pek pazlak kutihan Vendiği için geçe. momiş. Şüöyle büyle. Çocuk, hâlk çe- Tışmıya başlamadı. Evdedslere: ihana ga beç güc kağa, ben | Bepcini yaparım,, Diyanmuz. Geçen gün, babası, bir şeye cam skılaş, bağırıp çeğırınış.. Çocuk ağ- İacmaya başlumuş: — Herkes sınıfta kalıyor. Ben yine | ömale kakhan da bölâ — bağırıyorsu- nuz., Demiş,, Yani, çocuk, bir zevi hek ve ? ğ 2 F Çocüklür, umumiyetle Glebe — 2i 5 bu halatnlür işimdk çok- ileci kakın ve ençileğinde dostüm dürüst bir wşllira haksıslık, onlarıı öleyhine de- , fam hak dalresin- (Ca yarsına düşer, Yemala mühim bir kaamu İse, doğtüder: ya sınılta kahr. Mühakkek ki, veztemizi hak dalre. Bind& şapımıyoruz, Fazla çocuğu sanaf vezmek için uçaa kuştan medel umur yar, fusatlar kolluyonuz, Eğer, gözlerinin yaşkıa hiç bakma- öen ve müfredat —programlarını ta- mamen sryarak aları yüklssk, ç- deri iştir. Hakikalen mekteplerde — bazi hüka gezlıklar oluyor, fukat haksiz olarğe gmnıfta kalmıyorlar, sanıf geçiyoclar, R. SABİT 4 yıdanberi tramvaylarda u- mutülmüş olan eşyaların müzaye- | de suretile saşılmasına önümüz- deki ayın 8 inde başlanılacakır. Bundların arasında yiyeceğe mü- eslkk rmaddeler yoktur maddeler çabuük bozulacakları i- çin ancak 3 gün muhalasa edil- mnekte, bilühare bulan biletçiye bediye olunmaktadır. —— Hastabakıce hemşireler mekteplerine talebe alınıyor Ankarada ardu- hastabulkıci bemşireler mektebine 22 yaşa- dan büyük olmıyan orta mektep anezunu beyanlar ahınacakaır. 1 yıtlara başlanıkmışlır, Nişanlaşın deki Amerikan hastanesinde bu- lunan hastabakcılık mektlebine de 1822 yaş arsandaki orla mek tap mecunu ,Türk tebaası bayan- lar aarnılmaktadı: 'o TAEVIM © | | | — Anma belki de seain hakkın vardır. Sen ümit gnekte haklısın, kadını çocuğundan üyıran bir ıd'ım- dan mertemet beklemek dana atestr bi geliyor... | —— Eğer bu parayı gündenmemiş ol- ; gaydı ben de sunin gibi düşüneceklim; #ini İddia etmiyordu. Sevgin K, İlk Cefa olurak biraz rehat uyku u- yudu, İlk defa olarak külbinde scvin duşuyondu. Sabahleyin dekönden uyandı, kalktı, gizinmiye başladı. Sant yedkde hazırlarımıştı, fokat bu Bzalte oot iğe gidemerdi ya... — Saat gekizde Ak geöldi, Çok heyeuliydi. O dn bir an evvel biz geyler - öğrenmek ihtiyacında idi. . Bevgin'e: — Hazır misin! Dedi, — Bir #ssttenberi hazırım. — Haydi gdelim, < Dahâ çok erken. (Devamı var) bu gnevzun osunlü | terfi etlirmek içia bütün — inleimlara | | bamumıyocuz. Ağımı açma — söyledi, | aka, diyorur... Yanı, e işi net e Bu kabil -| — geni aa taedürin. T5i RSKAOC el | ünlerden ve gecelerdenbe- | Har î İ)oğ'u cephe Doğu cepherinde: Sonbahara 5 haftalık bir zaman kaldı, Harekâta elverişli olan bu 35 « 40 gün içinde Alman ordu- Tarı belki cenupta Volgaya kadar ilerlemiye çalışacak, merkezde Moskovayı ve şimalde Levingradt düşürmek için yeni laarruzlarda bulunacaklardır. Raslar bir ay içinde cenüpleaki muharebe cephesini kaybetmişler ve Don dirseğine kadar gerilemiş. | lerdir. Zaten Misir cephesinde de İngilizler ayni ükıbele evvelce uğ- | radılar, Halbuki bu sene mütte- | fikler geçen kış devresinde elde ettikleri mubarebe meydanlarını muhafara edebliselerdi, strafejik vaziyetleri 1942 sonuna doğru çök sağlam olurdu, Mihver laral ge- rek doğuda ve gerekse — Misırda muhafebe meydanlarını stratejik hedeflerine yaklaşlırmış, bu hu- susta müttefiklere karşı Gstünlük kazarmıştır. Doğu cephesinde Ruslar Alman Mareşal Fon Beck orduları, hir kolile Rostof üzerise yüklenmiş, diğer bir kolile Stalingrad istika- , metinde Don nehrine doğru iler- lemiye koyulmuştur. | “Almanlara göre, Restof çevre- | |sünde Rusların munlazamı muka: | vemeti kırılmışlır; şehrin düşmesi | aftık bir zaman meselesidir, Do- | neç nehrinin doğusunda Don neh- | ri bir cephe üzerinde geçilmi, | Bu malümata göre, Rostol ve | buradaki Rus küvvetleri Yoğu- dan ve hattâ cenuplan kuşatılmak tehlikesi karşısındadırlar. Fakat | Almanlar Deneç doğusunda Don nehrimi cenuba geçtiklerini birkaç gün evvel de haber vermişlerdi. Biz g zaman buna ihtima; verme- | miştik. Bu sefer de imınamıyo- ruz. Böyle bir şey olsaydı, Rusla- rın beliren Alman çemberinden kurtulmak için Restof'dan sür'at- taarruzunu hâlâ durduramadılar. | pVaziXeti sinde Rostof meydan muharebesi ve beş haftalık zaman meselesi Yazan: İ. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) le cemuba ric'at etmeleri lâzım ge- lirdi, Zaten Rus tebliğlerine bu- kılırsa, Almanların Don nehrine varmış olmaları bile kabul edile- mez. Ruslar, tebliğlerinde Voro- şilolgrad'ın cenup doğusunda şid- detli savaşlar verdikten sonra ye- ni mevzilere çekildiklerini söylü. yorlar, Doseç nehrile birleştiği noktanın geçmek İsterler, Çünkü böyle bir muvalfakiyet sayesinde, Rusların aşgı Don nehri boyundaki müda- | faa cephesini de aşağı yukarı or- tadan ikiye bölmüş ve büylece be- a çıkarmış olacaklardır. Ba vazi- yetlen 'sonra cenuba Kulkasyaya sarkabilecekleri gibi değuya Vol- ga üzerine Ce yürüyebileceklerdir. İhtimal Ruslar aşağı Don nehri boyunda verecekleri ciddi muha- rebelerle 5 haftalık zamanı geçir- miye, bu vaziyet içinde yağmur | ve kaş mevsimine erişmek İstiye- ceklerdir. Busu yapabilirlerse, bu seneyi de kazammış ve harbi bir sehe daha uzatmış olacaklardır. Almanlar Rostof şehrinin düş- mesini artık bir zaman meselesi " addediyorlar. Demek düşürecekle- rine emindirler, Ruslarıa, şimdi- ye kadar yaptıkları gibi bu mü- m yeri sür'atle boşaltacaklarına larını kırmaları İçin burada bü- Yük kayıplara malolacak muhare- beleri göze ulmaları lâzam, Aksi takdirde Rostof'u çabuk kaybe- debilirler. Beyazıt - Sultanahmet aslfaltı Bo -t - Sutanahmet arası- nin asizha tahvil olunması işine bek yakında başlanılacaktır. Bu yotun bir kısmında kablbların de- Bişinimesine baslanıkmıştır. doğusunda geniş cepheda cenuba | | Şüphesiz Alınanlar Don nehrini | | | ö timal verilemez, Fakal üç taraf- | tan başlamış olan Alman taarruz- * İ | 'AHKEMELER: Haydi ölen papağanı | DİŞ POLİTİK sana ödetelim, Mer- hurı pederi, valdeyi kime ödeteceğiz ? Tökin Gava evrazını lelkikten 3öne papağınım vardı, Bir çak lâflar öğ. rettim, Bu urada, en fazla bildiği, ber zamman Süylediği süz, — Benğur Papal Deği mü, Korkes bayılır, gülmekiçe kırllırdı. Neyse e- «& bi Kayelale vimak a olil Büe . Goangt seyahalleri, güçe. N-Küd'. Papağanı beraber gö- türmeğe inkân yok. Karlamla, kışlac- ga, olgilende, hanlarda, ârenlerde, va- purlarda, tabil bakilamaz. Satmıya da Kayamadım, Bizim ezksdaş Şemsi de teakn pepağamı pek 5e geldi. Gillen, kendisine, — Kanlenm Setmi Geğim, “Bön v eyshate Çluyorum. — Papa» Banı sana öinanet edeceğkn. Ben ge- aanma benlen baktığım , N0 dti oluma bDön öderm. — Hayhay, dekşMastaf ne donek? senia kadar'ben de İşlerimi bilrip tokrar İs- dim, İlk ıııu doğre Şemsi- Na Bd ay Y öldü, İşte tünoği, uyağının Hmri de burada dürüyor. Ben ocun ye| Kne sana bir pağağan ulıtın. — İstemem, dedm, 3 öldü... c yor Ga, papuğan — ü'ürse ne yapalım? Haydi papağanı sana ödetlik... Poder yalkle Bdü. . Onları kime öde- Dedim, İşi şakaya yurdum. Fu- ge yalın söşliyeyin? Ciğerim 7 XAt gün sacz Dİsme rastladam; e ahbaplardın, Ne dedi biliyer u- sunüz”, “«ma bir ayun oynadı ki, gilsini . Daha me olmcak? Dedi. Şemalnin Kalyopi adında yeni bir. metresi var. Sen'a popağanı Kalyepi görüp beğen- miy. Şeşmsidı ge duramadı; verdi. Şimdi senin papa- kafeste, Kalyopinin Yemişehindeki İsler- HİKÂYE BİR MUAMMA Onu, bana, kuliste lamıtmışlar- 'da Ağlistlemlen birinin cukadaşt âmiş Uzun Beylu, balik etinde, koyu edâ gölü, açık kumral saçlı, çekik burunlu, elleri ayakları u- fak ,kusursuz denecek kadar'gü- zel bir kadındı Yanında /kendi boyuna yakın e esmer bir detkanlı vardı. benimle lanıştadı. — Nişanlım!, | Bugün de artist miydi? Yök. | sa artistliğe mi heves ediyondu? Hiç bilmiyordum. Tuvaleti çok gik ve temizdi. Ya allesi zengin, yehut çalışarak kazamıyordu, Ni- Şanlısınm kılığında ve dürüşla- tirda pok paralı hi Genç kadın, beyi Bererek bol katkahalarta gülü- iyordu. Çok neş'eliydi. * Esmer delikanlıyı âdeta kısha- nır gibi oklum, kendi kendime: — İnsenın, bu kadımla hiç canı sıkılmaz! diyordum. Kodın, nedense, benden hoş- lanımıştı: bezlerim! Muhak- Kkak “geliniz! Adresini de, vermişli. Belki gi der onu görürdüm; fakat adrerle bu, bayali Şti çıkamammış: bir dürmüş, VFemen kedın! K:ır:'mu'ı ek bakıyor, Jur hanımelendi... nç kadın, hasır koltuklardan Hivmi çekti, oturdu; yanındaki u- zun boylu sarışın gence el gl işar ret etti. — Gel, otur... Bir plâj gazinesunda, geleceği- | daşı | —— Yazan: ( Mahmut Yesari ) Genç kadın yine bol kahkâha- larla gülüyordu yine veş'eliydi. YiN surşın gence, sezdirmeden İBESERR Gi piril peril dü. Genç sadeliği içinde göz kam..w,m dü. Genç kadın söylüyondu: — Kendi kendirizi Gavet etmiş olank, Suçlu suçla: — İhya ettin:z, dedim. | Kaden, gülüyordu: — Dalgın otumluğunuzu gar- düm. Yaln ğ ti Tir miyiz? diye düşündüm, Kekeliyordu! 1 düşünmüş olmanza minnettar ve müteşekkirim. — Bize, soğuk bira getir. Dedi. Sunra, bana döndü: ederim, resmi konuşmu yalım, Hep, ti Siz, resmi konuşmaktan hiç haz- zetmiyorsunuz. Kadın, bana, gayet dost, ahbap Aç'na bakıyordu. Bizasını yudum yudüm içiyor ve konuşuyordu: günlerde tiyatroya da — Bugün kafanızı Ginlemeğe çılkımış olacaksınız. — Hayır! Bir arkadaşı bekliyo- düm, , Kadın, tellşlandı: — Biz fazlayız gu hakdet... * — Hayıt... — Arkadaşınız gelime? — Artık gelmez... — Sizi sıkmıyoruz ya? — O, ne demek? İltifat ed yor- sunuz. Nişanlısı, hiç konuşmuyor, ara- Genç kadın, garsonu çağırmıştı: | atrodar bilyorum, | dâ bir sırıtiyör ,başın: sallayordu. Genç kadın, neş'eden kabına siğ- inayordu. Saatlerce oturdular, Genç ka- dına bakarken sıkılmıyordum ve kalkınayı düşünmüyordum. Kadım, üçüncü dubleden sonra: — Kifi! dedi. Bira, insanı, tena şişiriyor. Gün — batarken — davramdılar, kalktılar, Gel adın, edresini vermi yüi: — Bir gün geliniz... Muhakkak anlısı da eli- mi sıktılar, çıkıp giltiler. Kış gelmişti. Beyoğlunda caz- gazinoda, vakit geçim — Jale Hanım da kim?. Garson, büfeye yakın masalar , dan birini usulca gösterdi — İşte, karşıki masada oturu- «şorlar. Bakıtça tanıdım: Bizim artist- derin arkadaşı olan kadın!, Çok düşünmedim. Bu kadına karşı gizli bir zâfam vardı. Ağır öğır ,Kalkam, onun masasına gittim, Genç kadın, beni göründe ay: a kalkmıştı: — Buyurun bayefendi, Dedi, elini uzattı; ae — Masanza geleeektim amma, rahalsız etmek istemedim. Elini sıkeoktan sorra gösterdiği kokuğa oturmuştum *O, yanın- Hatırızi © | Pkerar verdiği Tarretite Aradan tacma on | n istemiş, Şemal de yüzü- | | kozgrenin umümi heyet daki siyalı parlak sağlı, — parlak karagözlü, geniş ormuzlu - genci gösterdi 'Tamtayam... Nişanlam!. Siyah parlak saçlı, parlak kara gözlü, geniş omuzlu genç, ismini söyler gibi dudaklar arasından bir şeyler mırıldandı. Gülümsiye zek el sıkışlık , (Devamı Sa: 3, Sü: 6 da) “Hint kongresi,, tora komitesinin kararı Yazan: Ahmet Şükrü ESMER | Gandi ve diğer liderler tarsfın | Hl'ıt Gan ileri sürülen teklifin Kongresi icra komite, Teklifin mahiyeti şu İdi: İngil- tere Hindistanz terke duvet (ud- re Gendinin idaresi altlıuda Hine Kİ'starın siyasi haklarile hürti- danmak zorunda kolacaktır.. Hınt köngresinin bu kerar su- retini okuyanların — zihinleeinde derbal iki sual belireçektir: İngik terenin bu teklifi kabul ederek | derhal Hind'stardar çeki memleketin idaresini ikırne adecektir? Ve memlekeri J: Yaya;karşı kim müdafaa çd: tir?. Tcra kömltlesinin Karati suake de cevap rarda aynen denil idarısımn külkmasi için Hint mik detinin bütün öremli şubolerini âr w 'ane.ss-ll:r mec! dinde bir topl sınıf balk urı!v'ı'ıın kıbul edi- debilecek bir kanunu osisiyi kas || deme #lacaklardır.. Bunun Üzeri- ne de İngiltere kurülacak olan «hür Hindistan» 'a memleketin idares'ni devredecektir. Hindista- Tn müdafaası meseler'ne gelince kongre icra komitesi, harbin. so- nuna kadar temlekette İrgilis sakerlerinin kalmasma razı ö- maktadır, Yani İngillere Hndis- tan ile bütün alökaların: kese- cek; fakat memleketi düşmüna karşı müdafaada devam sdecek- dir. Verilen habarlere göre sora ko- mitesinin bu kararı, 7 ağuztosta tazafın d-x müzakere edilecektir, Umu- mü heyetin nşsil bir karara va- recağı bugünden keslirilemöze de daha az bir mes'uliyet düygü- sle hareket eden bu daha kala» b.ıh.k heyet azalarımın kararı tas- . Tanyi hr mazhar ölsa v şr Köngre püre | tisinin bu kararını, bütün Hindis lenın kararı olatak kabul etrnek doğru değildir. Kongre adı veri- len heyet, başlıca Hindulatı ve bunların da ancak bir kamiu — temsil eden bir cemiyeven “ba- rettir. Hatbukt Hindistanda bir çok irklara — ve dinlere mensüp insanlar yaşamaktadır. Bualar rasında en mühim azınlık, müs- tümanlardır ki onların ayız bir cemiyetleri ve Hivdistan hakkın- da kongrenin görüşlerine hiç uye ân programları vardır. Müs- BHne tsraftardırlar, Fakat ayrı din den ve ayrı harstan olan bu bü- yük azınlığın, ancak, Hizidü olan tasımlar: ilerak — Pakis- tan adı aDlenda biz devlet kuruk Cuğu zamnan istiklâline kavuşmuş olacağı iddia edilmektedir. Aksi takdinde İngiliz nüfuzundan ay- rılacak olan bu kütlenin Hindu rüfuzu altına girmiş bulunacağı ileri sürülmektedir. Müslümanlardan — başka kırk eli mülyon Purya sınılı da ayın bir azınlak teşkil etmektedir. Bun fardan ayrı olarak Hindistanda |kmulmuş müstakil devletler de vander ki İngiltere, bunları kolay — koley, yok farzedemez. Görülüyor ki memleketin ida- resini kongreye devretmek kolay bir iş olmadağı gibi, adalete uy- gun, bir hareket de olmaz. Kaldı Ki koley ve hattâ adaletc uvgun bile olsa, düşmanın kapıya du- yandığı mrüdafaasımı Zayıflatacak — olan büöyle bir teşebbüsten kaçınılmak gerektir, Çünkü Jeponyanın Hin distan için bir tehtike teşkil etti- Bini kabukle kongre Tiderleri de itifak etmişlerdir. » Fakat kongre Hderlerin'n, gi- riştkleri son teşebbüs'e, istemi- yerek, mütlefiklerin hap gay- retlerini baltalamakra oldukları da bir hakikettir . Haliç vapur iskeleleri yenileştiriliyor. Haliçteki vapor iskeleleri peye — derpey yeni birer bale sokulacak- Ha tance'nin ta bulunulmakta- bir günde memleketin — R