" &. ua HALK FİLOZOFU BİZE NE OLUYOR?. Büyük ve tanınmış bir eğ lence yeri sabibi olan bu baba- cap ve temiz adam, bana şöyle diyardu: «— Harpten evvelki günlerle bugün arasında bisim gördüğü- müz fark şu oldu: Müşterileri- iz değişti. Şimdi, caki müşte- rilerimizden çok azmı masala- rımızda — bulabiliyoruz. Buna mukabil, yeni müşterilerimiz. den, daha meminunuz. Çünkü, eski müşterilerimiz, hesap pu- sulasını dikkatle tedkâk eder, paranın Üstünü itina ile sayar- di Bugünkü müşterilerimiz bam- başka. hesap pusulasını önüne koyuyorsunuz, Hiç bakmıyor Bile, hemen cüzdana davranı- yer, bir büyük parayı, tabağın içine alıyor. En hasisi, hesap pusulasına şöyle bir yan gözle REŞAT FEYZİ bakıyor, Fakat, hesap üzerinde darup düşünen, garsondan iza- hat isliyen müşterimiz, hemen yek gibi... Bize itimat ediyorlar. | Bia de, onların Kimadını sulüz- | timal etmiyoruz. Tabil, bugün- kü hesap yekümları kabarıktır. Çünkü, hayat pahalı, herşey pahalı. Yeni müşterilerimiz de, bunun böyle olduğunu biliyor ve pahalılığı bilerek geliyor. Bitaenaleyh, aramızda hiçbir ihtilâf çıkmıyor.a Büyük ve lüks eğlence mü- esseseleri bizim girip çıkacağı- | Tuz yerler olmaktan artık çok | urak, Şimdi, oralara gitip çe kanlar memnun, müestese sa- 1 hüpleri memnun. Bize ne eluyor?. Artık, bu gibi yerlerdeki pahahlığa dair, tek satır yazmamıya karar vere dim, a SON SON TELGRAF İSKELESİ Bir gazetede okudunr; şöyle di- yordu: «Defterdar iskelesine ne- den vapur uğramıyor?» Bütün tahminlerimiz hilâfına, Haliç va- purları temkinli mahlüklardır, Kimdbilir, belki yeni bir vergi nlınır, diye, o İskeleye uğramı- yorlardır. KİMLERE VERİLECEK?T , Bir haber çıktı; Kok kömürü, z sobası olanlara veritecek- miş. peki, ya bu seno yenkden 2 »a alanlar ne yapacak?. Bir arkadaş şu cevabı verdi — Mahalleden ilmühaber, polis- ten hüsmühal kâğıdı, iaşeden da- gıtina belgesi alacakma, ondan sanra verecekler. AYYAŞLIK HATIRALARI Holivudda, ayyaşlığı ile martıf bir sinema akförü, ayyaşlık hat Talarını yazmış... Bunu, arkadaşlar arasımda gö- rüşüyorduk. Ayyaşlığı meşhur bir arkadaşı — Yalan, dedi, ayyaş batırıla- rını yazamaz., — Nedeu?, — Hakiki ayyaşın ayık zamenı yoktur ki, hatıralarımı yazabilsin. ADAM YETİŞTİRMEK Evvelki günkü Tasviri Efkârın başmakalesinde şu serlevha vardı: «Herşeyden evvel adam yetiştir- mek İüzeme İyi, güzel amma, öyle bir za- manda yaşıyoruz ki, akallı bir tek AHMET RAU! İKİ KIZ KARDEŞ Kenan Dağlı kahvesint içlikden e- va Ger Lakantasından çiktı, yüvaş ya- vüş tceme yürüdü, peroma gil, elrili- ga baktirken gözleri Diine takılıp kaldı; aha dükkatli baktı v sevincin- den yüreği ağrına geldi, gözlerinin içi gildn, Senelerdenberi büyük şehirler- den uzakla yaşamış olan Kenan Dağlı Gelsi mektep arkadaşı, çk zöwdiği, içe tükleri u ayrı güciyen Ba€ Tüceyi tanımıştı. Kt omuzuma dakundu. Haf güy- de bir dücdlü, tevç terş baktı; Kraan Bükümse di: - Aşkoleun, dedi, tanımadın. mı? göllece Ruif çaçaladı: nf . 'Ta kendisi — Raltciğim, 228 Ke- nan... TTanımmayacak küdür mi değişm tim beni... Bep seni daha görür. göre mez tanıdım. ait bir türlü gaşkınlığını — Bdece- miyocdu. — Sea nereden çıktın Kenan?... Ne- rvelerde id'n Sentler vâr ki, adımı bile duymadı — Anadolu çok — büyük, çök geniş Raitf... İnsan kayboluveriyor... Beu de Anadolu dağlarında, yaylalarında, boz karlarında kaybolmuştum, Yürüdü, Ralfin erkacına göç- | Terzilere müjde | Terzi malzemesi itevziine başlanıyor İhtiyaçların; tesbit etirmiş ve birkiğe mürucaat etmiş olan ter- zilere 15 hazırandan it'baren at- tar, makara ,telâ ve diğer terzilik makzemesi tevzüne — boşlanacak- caktlır. Bu tevziat üç yerden ya: pılcaktır. Terziler buralara mü- Tücast ederük ihüyaçlarını alür caklemdır. Hastabakıcı kurs- ları açılıyor Yakında şehrimimleki Halkev- lerinde yeni hastabakıcılık kürs- ları açılacaktır. Bu yd bu kürs- | larda 500 den fazla hantabakıcı yetiştirlecektir. Harırlıklana baş Tanmıştır. Kuealara devam etmek istiyenler ilk maktep mezunu ol- mak şartile Halkevlerinde kayde- Blkeceklerdir , üü Yalova rağbetten düşüyor mu? Hayat pahalılığı ve iyi propa- ganed yapılamaması — yüzünden bu sene Yalova kaplıcaları rağ- botetn düşmüştür. Bunun aksine | olarak Bursaya gidenler artmak- tadlır. Bursa osellerinde yer bul> mak güçleşmiştir. | yarmuştu, kotuşmasında, bu caddenin Cemiyetlere kırtaisye eşyası tevzi olunuyor Bnaf cemiyederinin yıllık kır- tasiye ibtiyoçları dün Alınmıştır. Bu ye bütün esnaf cemiyetlerin- de tok tip delter usulü tasbik edi- leceketir. Bu kırtasiye eşyası bü- tün cemiyeflere taksim otunacak- tır. turduğumuz semile buz safan bir lek bayi vardın. Bu yi satımyor. Sorduk, Bey kuruşu bana veriyorlar, beş kuru. na, diyorlar - Sanra, bu, öyle bir meta ki, durduğu yerde erir. Bunun Ki Gatmalfan vazgeçlik. IURHM CEI'AT EDEBİ ROMAN: —— BiRİNd gısnı —— —Sen daha mektep sralarında Yken zkla götmedik şeyler tasarlar du- rurdun... nın gözleri sidlendi, içini çekti: - Diye matrıldandı. Bu sırada İronia harekel işaceli ye- rildi. Kecan mrdu: — İztsnbula mı gidiyorsun?, — Evti; ya sent — Ben de İslanbula ıhv—rıı Be- Raif lgisiz ve Gidsa bir çda de cevap vendiz — Binelim. İ Pti bir mektep arkadaşına mastla- diği Çİn biç te sevinmiyordu. O mek- tebi ve Geki mektep —arkadaşlarını goktan unutmuştu; hele Kenan onuu için ölmüyü biöle, mektebi bitirdikten #onra yüzünü görmediği bu arkadağı. BılBıZEı z Salâhaddin Enis'e ait hatıralar.. Bir gazeteci arkadaşı daha kaybet- tik Sadfınddin. Bne öldü... — Babtâli- Gen, birer ikişer- çekilip gidiyorlar. Bi- 7e, arkâlırThuda uzam uzun düşünmek, iç çekmnek düşüyor. Ve gidenlerin yerme yönderi gelmi- yör, Kizbilir, nasl bir sebep tesiri al- tında, Babıdli, yadi Türk gazeleciliği, Ş:Ah.—' dt AY Dİr hüle ginmekle- Bikiden b mesleğin hevtelileri, &. gakları çokdu. — Şundi, bunlar merede?. Moalok kakdı a ki?, Diye düşünmek l0 kİç yersiz oknaz. Bugünkü haüyle, matbuat hâyatı, hem madcl, hem ma- nevi bakımdan, genç bir insanı tatmin ekneklen ne kadar uzak.. Salâhade'a Bnis de, bu ceddenin bir Kaübu asır kahrım çekmşü, Gözelele do çalışmadığı branş kakmadı. Ve ö- ikun, Babialmta kazandığı hiç bir kaz y ş'Dİ Satelek, insüzi Z, çabuk — ihüyarlainsı, üz- özselermez, vunmüaz, ağlalmaz... onunla berabör kısa bir zaman, göyle bir köç ay kadar ayni gazetede çalış s&bah gözetesinde, ben, Yazı Müdür. lüğü vazifesini yapıyurdum. Salöhad- dia Enis merbum da, orada Musahhih idi, Beraber arkadaşlık ettiğimiz © gün- lerde, bu tömiz ve fazletli insanda, | bayuta kame bir küskünlük hissetmiş- Üm. Süküti ve çok sesia halinde, de- Tin bir ac1 vandı Babiâlinin kabrı, omu çok erken tüğünü daha evvel anlumış in. ganlara mahsus bir hüzün vardı. Mat- bürda, göcenin ilerleriiş — saatlerinde, eiti günlerden konuşur, gerkleşirdik... ©, anlatır, anlatır; sonra, gözlükleri- “in altından yeinle bakan gözlerini yarı Yapar, içini çekerdi Zavallı Balöhaddin. Bu.., Çok er- kan gitlin... Allah vana rahmet elede.. R. SABİT Bankalarda yaz saati Banlıalar yaz messi saatinin tatbikine başlamışlardır. Bu ara- da Hadik Sandığı da 15 haziran- dan itibaren yaz devamınca her güm 830-12, 13,30-15,30 ve cumar tesi günleri ssat 9,30-11,30 ara- sında mucmele gösmeyi kararlaş- tarmaştır. ——— Rakı imali durmadı İnbisarlar idaresinin bildirdiği. ne göre, rakı #millerinin ay ba- şından itbaren rakı imaline son vermiş oldukları Tevzuu bahis değillir. Âmiler, idareden sama almakta ve imalâla devam et mekzedirler. —Âmillerin dilekleri idarece mevzuat çerçevesinde dönüenmektedir. | BORDR n a| açacak | | | Betediye bu yıl — sahlilerimizin mutbtelif yeretrinde parasız. plij re: döktor ile kurtarma teşkilâti yapacaktır. Böylelikle fakir hal kın denizden istifedesi temin ©- lunscaktır. Hazırlıklara başlan- miştir, Meşhur Arap eti Tomurcuk satıldı At yarışı meraklılarının tane yatağı meşhur Arap atı Tomur- Cut sahibi Dündar Künday tare- fından 2500 Hraya satılmışuır. To mureuğu Rind isimli Arap tayır nn sahibi Âli Ezsan satım almış- _AŞ ı evin öldüğüne hükmelmişi. Râlt Töre zengii bir allenin çocu- Hü Kdi Ömrağe akıntı nedir bilmeciş K Kümse a illklenmez, künsenin der- dini çokmez, kendinden, kendi kerf— dta ve revkinden başka bur gey düşün- meadi. Tüm bencğrdi. Kaygı necir bdlmiyon Rsif mektebin &n şen çocuğu elduğu İçin Kenan onu onumla arkadaş olmuşlu. An- ında kücdüğü Ralti hep o 6t Ki şön arkadaş asadığı için çok sevin- Ona derdini — açacak, içini dü- , birüer olsun tascili bulacaktı. er Raifit © eeki gem gocuk - olma. ığımı bilseydi için ktmniren deetlerini anlatyaktan vazgeçer, kendisine —lar mamiyle ilgisiz bir gadancıya sızlarını dökmendi, Konan Dağlı olt sakiz yaşındaydı; ftkmt görenler otuz, otuz iki yaşından fazla tahmin edemezlerdi. ©'nç ve gür- ü. Dağ hüvasiyle yanan tenina, vaklinden evvel böyazlışmış şakakla- Harp Vaziyeti | Sivastopol'un akibeti ka- ranlık bir safhaya girdi Uzak Doğuda ve Pasifik'de: Şimali Pasifik'de Alesatienme adaları için cereyan oden muha- rebenin neticesi ve kayıplar hak> kında henüz bir malümat yoktur. Japoular bu adaların buzı nokta- larına asker çıkardıklarımı iddia etinişlerdi. Amerikablar, bu iddi- aya karşı şimdi şu wühim cevabı veriyorlar: «Ba adalar geniy bir sahayı kaplamaktadır. Bunların meskün mahallerinden hirine Ja- pon #skerlerisin çıktığına dair hiçbir haher yoktur.s Şu halde Amerikalıların — nda- ların meskün olmuyan yerterinde olup biten hâdiselerden henüz haberleri yoktur. Bu itibarla, Ja- | ponların Japonyaya yakm ve mes- kün olmuyan adaların bazı nokta- larına asker çıkarmış olmaları muhtemekdir. Bu bakınıdan Japon Addiası boş ve yersiz olı ge- reklir, Japonlar - büyle olsa iyi bir iş görmüş sayılırlar; zira işgal ettikleri noktalara da- yanarak adadan adaya sıçrama- ları ve nihayet Dute Hurbour'a kar | dar sokulmaları kolaylaşır, Çinde doğudan garbe değru yü- rüyen Japon küvvetleri epeyce sür'atle ilerlemektedirler. Bu kuv- vetler şimdi Çekyang ve Kiangri İpek çoraplar ucuzluüuyor Yaz mevsimi gölmesi münase- betile ipek kadın çorabı fiatları düşmeğe başlamıştır. Bunun se- bebi kadınlarımızın bu sene de gorapsız germek modasına riayet etmeleridir. İpok çorapların, ka- danlarm fazla rağbot yüzünden pııumııımg. muş—nıı-nı Ağır .,çı.m. karneleri hakkında bir harar İşlerinden ayrılan ve yatut se- yahate çikan ağır işçilerin bu sırakında ağır işçi karnelerinden istifade etmemesi karırlaşmış ve aflkadarların bu hususta dikkutli davranmaları bildiilmiştir. Bu Bgöbi haflerde işçilere büyük kar- melkeri verilecektir. Sq.ı.ıluııı!ı ıslahat Belediye suler idanesi Osman- bey ile Maçka ve Rumoli - Ni- şartaş erddelerine yeniden boru döşemneğe kavar vi r. Bura- ların boruları değiş | aaha fazla su olunacaktır. İdare şebekenin di- ğer kısamlarmı ön göüzdev g mektedir. Bilikler iştigel mevozuuna alınan maddeler Şimdiye kadar madeni eşya birliği mevzuatına dahil olkniyen bazı nev) çirikolar dü binliğin işti- gel mevzumna alınmışlır. — Yine bazı küks nevide kâğıt ve mukav- valar da kâğıt ve mukavva hir- Tiği iştigal mevzuu içine konulmuş tür. Tina dikkat ndenler de — ccun kırkını aştığıma hükmederlerdi. Güzol eckek- ti, yüz çüşileri çok düzenli idi Sert Yokaları doat yüzüne bukarken yamu- Gardi Orta baylu, zayıf, çok sinirli bir | adamdı. Dirden küpürür, çabuk y gintı. Bazı inztalar verdir, hârekotle- FinE cakbi aluamak istenir, Ginüyet bi- irler; Kenan Dağki bu h- Kİf vagondakt — datresine — yerleşti. 1 yanina oturgu Ve başın gelta- başından — #öçenleri uya başlüdü Liseyi bitindirten — sonna Mühendis Nektebine girmiş, fakat babüsınız an- n ölümünden gönmm anmesi ae ölün- ©€ göçinmek zarunda / kalmış, mekte- Di birakimişti. Yeryüzünda —oa parasınlı. Baba gostlarınin yardımı ile «Keresle İçle- Fi Türk Anoalm Şirketb Muhaseba. sinde bir iş Buldu. İşindön memnun değildi. Büra işle- rinde stikix linin körleneceğine inanı- yor, bu isançla özülüyor; kendini tamn uomuya Bazırlanırken - kanatları kesil 1Di9 bir kuşa benze ğyorndu. Sirkotin bubacan bir veznedarı var- di. Yaşlı bie adıtmdı. iundi. Kisa zamanda vilüyotleri hududunu garbe geç- mişler ve Çangşan şehrini zaptet- mişlerdir. Japonlar Çindeki bare- kâta dair günlük tebliğ neşretmi- yorlar; fakat umumiyet itibarile ker yerde Çin mukavemetile kar- şılaştıkları ve ekddi muharebeler vermek zorunda kaldıkları anla- şılmaktadır. İki - üç hafta zarfında elde ettikleri araziye bakılırsı sonbahara kadar Çung-King'e var- maları ve 1500 kilemetre mesz- feyi aşmaları muhtemel değildir. Doğu cephesinde: Sivastopol, fasılasız devam eden Alman taarrırzları karşısında buh- ranlı saatler ve günler geçirmek, | tedir. Almanlar müslahkem mev- kün tahkimat sahasına girmişler ve arezi kazanmıya başlamışlar. dır. Ruslar bazı nektalarda Al- manları gerl atmışlar; fakat bazı goktalarda da ilk müdafaa hatla- rını terketmek zeründa kalmış- Tardır. Hava üstünlüğü Almanların &- lindedir. Ba itibarla, Sivastepol müstahkem mev larının en - önem kayhetmiş bulunuyor. İkinci şart müdafaa- Bin müukabil taarruzla beslenme- sidir; Busların mukabil taarruz kudreti de azalmış görünmekte- | dir. Alman kıt'alarını bazı nokta- larda geri alamınmaları ve mevzi- lerini muannidane muhafara ede- memeleri bunu göstermektedir. Zamanımız harplerinde bir müs- fahkem mevki, hava emniyetini ve mokabil taarruz kudretini kay- bederse, urun müddet mukavemet etmesi beklenemez, Buna, Kerç- deki vaziyet dolayısile muvasala- nn da çok azaldığı ilâve edilirse; | Sivastepol'un çok buhrealı anlar geçirdiği anlaşılır. -Bundan baş ka Almanlar Harkot'da taarruza geçmekle, Rusların Doneç'de mü- dafaada bulunmalarına müni ol muşlardır. Bu itibarla Sivastopol düşmek tehlikesi geçirmektedir. Harkof doğusuedaki Alman ta- arrumu bakkında sarih malümat yoklur, Alman tebliği ba taarru. zun hayli geniş ölçüde yapıldığını biklirmekle iktifa ediyor. Anladı- | #imuza göre, Alman kıt'aları Do- neç nebrimi henüz şarka geçme- müşlerdir. Raslar, nehrin çark sa- hilindeki movailerde dayanıyor- lar. Fakat bu mevzif taaeruzla Ab manlar Mareşal Timoçonko'yu, Doneç şarkında müdafaa kaygusi- le meşenl ediyorlar ve Sivasto- pol'u düşürmek için serbest kalı- yorlar ve vakit kazanıyorlar, AM AT Şairin Nasihati.. İngilir şairi Byron — Napolyoa | diyor. Greisenau Prusya ördüsü- Bonaparta hayrandır. Buna mü- kubil Napotyonu yenmiş olan or- duların başımdaki İngiliz kuman- danı Velingtonu — hiç sevmemiş olduğu amlaşılıyor. Çürkü —Don Juam başarsını oradan oraya gez düirerek türkü türlü maceralara a- tarken sönü Velingtona dü geli- Fir, ona kazşı İçinde me varsa - tibza ile Drbir döker, Vaterbda Bonemparta son darbeyi indiri ken Velington az kalın mağlüp olu- yormuş, Bereket yersin 6 zaman- ki İngilterenin Napolyona karşı müttefilderi sırasında — bulunan yetiştirmiş. Puzusyalılar Napob yyon Bonapartı yenmek şerefini başkalarına bırakmak istenemiş- der. Omun için eğee Prusya urdu- su olmasaydı İngiliz Velington yenmeğe değil, yenilmeğe gide cekti. Byron belki de bu riyayetleri, dedikoddları hatıratarak Çel'ng- tomla eğlenmek istemiş. Prusya- zun kumandarlarımlan da bab- Bederken sonları hep birer <9v> veya eat» ile nihayet bulan daha bir çok isimli generalleri aimasay dı İngilie kumandam yenilecekti, üdafna şart- | | NAHKEMEI MELER: “İki çıplak bir hamamda.. İkisi de esnaf kıyaletli, orta halli n adanıbardı. İçee ri girip etraflarına bakmarak yü- Tüdüler, sdkin sakin oturdular. Hükim #elusul ikisinin de hü- viyetlerini tesbit etti. Biri tösvi- yeci Refet, öbürü marang z Yu sultu. Marangos Yosuf tesviyeci | Refotten davacıydı .Yusuf, dava- yı göyle anlat — Aifedersiniz, ayıptır. söyle- mesi, bugün mcağa gittim. — Yani? — Yeni hamama gittim elen- dim., Mahkemede de utanacak değilm ya!. İçeriye girdim. Bü- tün halvetler, kurnalar dölu... göbektaşında bür müddet n Yorguntuk dinlendir. Bir soanrâ, kurnalardam biri buşaklı. Hemen seğirttim.. Ben kurnanın başını göçerken, elendi de, öbür taraftaki, onun | yanmdaki kurasdan fı Ben daha evvel davrandığım iş'n kur naye tuteum. - Öbür Lır.ı“ın niçin kafkı ? — Orada bir kurnanmı başında er de ondan! kurnadan yıkamakan, üzerinden pis suları | benim üzerime saçmağa başladı. — Efendi bilâder, dcdüm; biraz usturupluca yıkansana, — Okadar kibarson evine ha> mam yağptır! demesin mi?. — O benim — bileceğim şey... Son ota karışamazsın! dedim. Kefkıp üzerime yürüdü. Evvelâ bir tokat vumdu. Sanra kalkın 'ha- mam tasımı attı. Kafamı eğmesem kafarm kıracaktı. Ben de insanım, Artk tahammül edemed'm. Ben de orada duran sabunu kalkdırıp Himm Arkasından ayağındaki na- | limı çıkardı. Kafama kafomna na- Tınla iki üç tane vurdu. Bereket versin ki mermerde ayağı kaydı da düştü. Kalkarken başka müş- teriler gelip tuttular. İşte, bakın! Kafam hâlâ nasıl çiş? 'Tesviyeci Re'fet kendini müda- İna ediyor: — Yalan söyliyecek değilüm ya! Nülınla vundum. Vurdum amma, evvelâ sebep olan kendisi... Söz- de, üzerine su sıçratıyormuşum. Bevelâ Küfür etti. Sonra da elin- deki kacaman sabun kalıbını ka- fama attı Üzerime yürüyordu. AÂdeta beni boğacak gübiydi. Bana saldıran adama ben de Allah razı olsun diyecek değilim ya! Benim de ginirlecrim var.. ben de kan ta- Şaıyorum. Ayağımdan nâlini çika- m> vurdüm. Mahikeme, şahitleri dinledikten ganra ikisini de Karşılıkh onar l- ra para cezasına mahküm etti. İkisi de pişman, malikemeden çık- HÜSEYİN BEHÇET u yetiştirmiş olan belli başlı üs- tadlardan sayılmaktadır. Bugün- kü Almanyada onun sdını harp gemilerinden birine vermiş simak la anıyor . Fakat gair kendisine — tanllük etmciyen askeri işleri çok iyi am kedliğem Biç idla etmez, —Ancak | kahramamını harplere aokmakta, | onu diplomatlarla da karşılaştır. maktadır. Şeirin bu arada hatır'atlığı asıl noktayı ibmal elmek almıyacak: Napokyon Bonapartı hakikatte İn- giliz Velington mu yendi, yoksa adlarımın sonu hep birer — <0va vaya can> İle nfhayetlenen Prus- | yalı generaller mi mağlüp etti?. Ne olursa ebüm » zaman Boöna- parta karşı birleşmiş olan mütte- füslerin - kâ betli boşlları — Ria, İngiliz ve Prusyalıdır - arasında birincilik davası çıksaydı bu des$ lar bisbirlerile kavgaya — turuşur- dardı; diyor. Byronun nasihati şuddur ki müğterek düşmana kar- şı birleşenler zaferi kazanmca bi- rineTik iddissna düşmesinder. O zaman dostlar arasındaki kavga düşmanlarınikinden çok defa daha şiddetli olur. .. A NEEV G Benziyon, Bonzemi- yen noktalar.. Yazan: Ali Kemal SUNMAN Geçon seferki dünya harbi ile şimdiki arasında birbirine benzi yen bazı ana hatları vandır. Bur na bokarak tahminleri ona göre yürütenler az değiklir ,Buna mu- kabil her #ti büyük hazbin birbi rine hiç benaametiğini ileri sü- renler de çoktur. Bunlar da mü- talealârmı ona göre yürütüyorlar, Halbuki birbirine aykırı olan her iki fikirde de inat etmeğe lüzum yok. 914 ve 939 harplerinin nere- lerde birleyliği, nerelerde ayrık dığı farkedilmez gibi olmasa ge- rek. Her iki harbin de nerelerda birlegüğini veya ayrıldığını değil, birbirine bemedıği, benzemediği cihetleri bulmak ise duha kolay olacak, İşte benzemiyen büyük nokta- ardan biri geçen seferki harbin içinde büyük vaz'alar çıkmış, bir birine Muharip olan memleket- sak MeŞE l ol rupa Yurkrında" Dülkştüklür bi- taraf yerler çoldu. — İspanyada, | İsviçrede, Holandada, Danimarka da ve İskandinavya krallıkların da bür Rus ile bir Alman, bir İne gilizle bir Alman yekdiğerine her güm raslayıp durüyorlardı. But- lar tabiklir ki 6 bitazaf memle- kederde bizbirlerini yüzetlemeyi '€en birinci iş sayıyorlandı. Şazdiki harpte böyle almuyor. Çünkü muharip taraflara measup kimselerin Avruna ku'asında bir birlesine rastıyacakları - biteraf yerler azaldlıkça azalmişlır. Geçen seferki harbin hâlâ unusulmıyan o meşhuz vak'aları da duyulnadı, öyle vak'aların kahramanların. dan bahsedildiği de — Işitilmedi. Meselâ geçen harpte bir Ma- tahari vak'ası müuharip Frane sayı Muhanip Almanyayı derecer derece meygul etmişti. O kadar da değil; O zamanki bitaraf Ho- landayı da çok uğraştırmı: Casua diye mahiküm edilerek Fransada öldürülen Matahari Ho- landalt ekdoğu ıçin, bu bitaraf bir memlaketeendi. Lâkin bir türlü ölüm cezasından kendmı kumtas ramadı. Harp sıralarında ve on- dan sonra Matahati için yazılan- lar oiktler tutan gerek, Bu artist kadaıın gürelliğini bahsetmiyen resmini bulup koymuıyan gacett Kadmomağtar. Daha oma benzer başka vak'ar Jar da vasdır. Heyecanlı casusluk vak'aları, çok paralar ve nüfumlar dönmüş olan mestleler — ortaya çılımığtır. Geçen harpten sonra bunların etarfında yazılmadık taf sükt kelmamıştı. Bu tafsilâta kayal karıştığını da — söylemeğe lözum olmasa gerek. İngiliz mat buatında tetikidler yazan muhar- rirler bu zefeski harpte farket- mişler; Yemi olsun, eski olsun o ibi vak'alara dair yazılanlar ar” tik merak venmez okmluş. Esnafa zücaciye eşyası tevzii cemiyetler tasdasile yapılacak Paçabahçe — cam ve şişe fabel- rak bk.ınumuu oteleilerin bar, dak, tadak ve sürahi gibi muhsaç olduktarı eşya bu cemiyetler var sitaaile tevzi edilmiştir. Beşiktaşta ekmek- ler niçin hamur çıkıyor? Beşiktaşta oturan — okuyu- cumuzdan Faiz yazıyor: e— Buradaki fırmların he- men hepsinin çıkardığı ek- mekler çok hamurdür. Hal buldi diğer — barı yezlerdeki farınlar ae güzel, pişkin ek- mek imal ediyorlar!, Bu niçin böyle — oluyor?. Beşiktaş kaymakamlığı fırın- tam kontrol ettirmiyor, bu hamur ekmekleri görmüyotf mu?. Alâkadamların — nazarı dikkatini cetbetmenizi rica ede: