TELCK (2.—30 HALK FİLOZOFU YURDUN Genç arkadaşımız Murat Ka. yahan, Erzurumdan — İkdama gönderdiği bir rüportajda, A - nadelunun islediği, ne 4san - sör ne de konfardur. diyor, her şeyden evvel, sokakların tozu, caddelerin pisliği, yolların ba. kımsız masızarası ortadan kal - dırılınalıdır. Anadolu ve “Trakyada, yur. dun içini, hakiki hüviyet ve ve bünyesini gezip görmüş o - lanlar daima ayni şikâyeli ileri sürerler. Taksim meydanı as - faltından sonra, uzanan Ana « dolu yaylalarında, bakımsız şo. seler, uzak yürd kasabalarının toprak yolları, insanın Üzerin. de ilk defa ürpertici tesir ya - Anadoluda yerlesmiş, toprak yolları aylar ve yıllarca arşınlamış, Üstü saz insanlar üze - e bu ürperme yoktur. Garip ve eriğinal bir tavır « la, xize, toz banyosuna alış « mak lavsiyesinde bulunmıya - cağım. Filvaki, toza alışık ol « mak da, yerine göre lâzınıdır. Fakat, taz içinde yaşamış ol - ADİSELER MNDN SON TELGRAF YENİ BİR TALİMATNAME Ş Evlenme merasimini izah eden bir talimataame — yapılmış. talimatname, evlenme mera . simini ve işlerini herkesin anlı - yabileceği bir şekilde açıkça izah mahiyetini a « çıkça anlarşa, kim, evlenmeğe kalkışır?.> HAMDİNİN NEZAKETİ Orla oyunu üstadlarından mer. bum Kavuklu Hamdinin nazik bir artist mi, yoksa gayrinazik mi ol- duğu münakaşa mevzuu olmuşlu. Tiyatro tarihi ile alâkadar bir kı. sım üstadlar Hamdinin müsteh - lar ettiğini, diğer bir kısım muharrirler zik ve ince bir san'atkâr alduğunu iddia ediyor. lar, Hamdi nezaket kumkuması de- Gildi, tabil... Fakat, bügün temsil edilen ba. zi vodvillerde, bir kısım san'at . kürlarımız, sanki, daha - çok mu nazik?. GAZİNO MERAKİ Geçenlerde bir gazelede, yeh . Tin müruf bir gazinosuna ait, bir ilân göüzüme ilişti. Orada, gazino kelimesi Kazino şeklinde — yazılı Filvaki, Avrupada, bu keli. menin Kazino suretinde kulla . nildiği memleketler vardır. Fa kat, biz, artık gazinoyu kabul et. mişiz. Yoksa, modern, lüks gazi - n0 merakımız, kelimenin 'tâ şasına kadar dal budak mı saldı AHMET RAUF Tefrika |Sürü Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK z0, benim görlerime benziyen gözleri | vatda, Bir yaz sonu birdenbire yata. iü düştü. Günden güne - eriyordu. O Zaman herkese düşman kesiliyor, kim- seyle kanuşmuyor, yalnız anamın yae | nında oturüyordum. Bana hiç bir gün | hakta olduğunu belli elmedi. Fakat ben Anlıyor, babamın yetişmesine — dualar ediyordum. Nıhayet ine gün anam be- hi çağırdı. Yavaş komuşuyor, zorlukla sölük #lıyordu. Bütün çektiklerini ane daltı: «Halandan sakmm!. dedi. O zehire | 14 bir yalandır. Ölümüme sebep oluyor. Baban gehnce, onün Kusurunu bağış. | - lşmasın. Ve o gece anacığım kolları. Mi arasında can verdi. Yepyalnız kalnıştum. Beni büyük bir adam gibi Çalıştırıyor, az yiyecek — veriyorlardı. Gündüzleri vakit — bulamadığım geceleri ananun mezarına giderek a& hyordum. Günün birinde babam geldi. Recep, bazan mahzun bir çocuk, ba- zan Kanli büyük bir-adam gibi konuşu- yorda. Yüzü mahzanlaşıyor, kinle Favıyor, vert çügilerle doluyur, sonca Oyumuşak vir gattıtaşıyordu., 'talebeleri YOLLARI REŞAT FEYZİ mak, tazu görmek, konfor ek. ini duymuş olmak mut Izka cizemdir. Ancak, e zaman. dır ki, konforun, temiz aslaltın, kadir ve Asfaltı bilmeyen vatandaş için, top - rak yol, tozlü şose normaldi Bidip gesin ve görün.. Baştan. başa bütün yurdda, insanı kir- piğine kadar bembeyaz yapan Bu toz bulutlarından şikâyetçi tek bir yerli yoktur. Şikâyet sahipleri, — asfalt — üzerinden, konforlu ve asan: mandan gelen turisttir. memleketi geniş kalkınma davamızın ta- mamen tahakkuk edeceğ yollarımızda toz, toprak ban - yosu yapmadan — yü: eğiz. Bu davanın tahkkukuna, mü - mevvor insan, bir sikâyetle de- n ve tedbir. düşünen a ile başlamalıdır. Anadolunun her şeyini seve. rek, benimsiyerek davalandı - ralım, Sevilen Anadolu, çahuk güzelleşecek, — çabuk rahat ve mes'nt bir ülke olacaktır. SAN'AT Bunların sayısı 4 bin- den 20 bine çıkarılacak Erkek san'at mekteplerinde hâ. len 4000 talebenin okuduğu an - laşılmıştır. Bunların — sayısı her yi ıç yerde yeni san'at mek. tepleri açılmak suretile — asgari 20 bine çıkarılacaktır. — Mevcut mekteplerin noksanları da ta - mamlanarak tekemmül ettirile - cektir. KÜÇÜK HABERLİR VİLÂYET ve BELEDİYE: #min staltlanmasına bugünlerde büş- lanılacaktır. * Bciediye Reks Muavini B. Lüti | Aksoy dün tatil günü olmasna ra; men mühtelif semtlerde gazino ve bi- 1 rahanelerle fırınları esüeli bir. kon. | troldan geçirmiştir. | | TİCARET ve SANAYİ: * Ticaret Veklileti gida maddeteri- | üzerinde —esaslı tetkikler ra GA marh kö- y akabe Kamisyonu Bün toplanacaktır. e Odun ve kömür ftler den tesbli olunması çi Piat kabe Komisyonunc. ve İstirâacaya üç mi miştir. Bunlar bilâhare Şile ve civ rına da gideceklerdir. Mangal kömürü fiatlerinin 20 para ucuzlaması m: mel görülmektedir MÜTEFERRİ, &i Maarif Vekâleti Güzel San'atler Müdürü B. Tevfik dün akşam şehri- mizden Ankaraya dönmüştür. ir İstenbal TTelefon Müdürü B. Ni- yazi Tezer Ankâraya gitmiştir. Orada Aksarayda yeni bir telefon santrali işini de görüşecektir. *ir Küçük Çamlıcada Bodrum — Ca mü sokağında 31 gumarada mukim Ali ile Çoban Aziz dün-gece kavga et- mişlerdir. 'Aziz biçakla Aliyi yarala. mığtir. bu- No: 49 — Babam geldi, diye tekrarladı Ok ilk göce anasıin vasiyetini —« kam. Beni buğrına bastı: «Senia bun. | dan sönra bir baban var. Kimseden korkmazsin artıkl> dedi. Ondan — son. ra güzel günler başladı. Bağam, bu evi yaplıracak — beni âldı. Bu küçük odada yaşıyor, bir zamanlar annemle | olduğu gibi bans da ders veriyor, bil.. | gilerini öğretiyordu. Gündüzleri bize | ik€ saat uzaklıktaki «Budaklıs köyün- | deki mektebe gidiyor, akşamları oca. Bimizin başında oküyor, çalışıyor, saz çalıp #arki söylüyorduk, Bir gün: Re- Gep, dedi. Sana annenle olâa güzel bir. hulyamızdan — bahsedeceğim. — Onunla daha ilik evlendiğimiz günden, ayrılı. günıza kadar, bep bu bayalle yaşadık. *Zorbahan> eleklerinde babadan kal- ma bir topyüğün vac, Oraya küçük, fakat soğuğA, kişm dayanacak bir. ev yaptıracak,> Ralanın ağılu — dilinden kurtularak örada — yaşıyacaktık. — Ko- yunlarımız keşllerimiz olacak Annen | ile veraber ıılıuııu. onların — geli | - Fakat, kalik 'Miî]mî laılyo Prngranuııdı' ıııuıeızadı 18 ahat | iyo ge ye olunacak, pragr Gük ik bahesdildişini ba bir kaç ay evvel yeni duyarsınız. Na bir aşlahat değildir. Wörkteta zevki, telkkisi baş- kadıf. Herkeş büşka bey ister, — Niha- yel günün saatleri musyyendir. Hu sa> atlere, bütün Arzuları sıkıştırmak ka- DÜ mi?.. Bilhassa, zorlük şuradan ge- Tiyor; Rdayoyu diülemek saati, ber, Kes için aşaği yukari ayni sanilerdir. Meselâ, akşamları., İşinden evine döntn adam radyasu- tiyecektir. Akşa. içine, böyle muhtelir sak — bittabi mümkün gn üç dört İstekleri nix ol Ütedenberi şikâyet edilen cihet, rad. yomuzda fazla konuşmalar vardır. Ayrı ayri kümler ultnda bir takım koaleranslar, söhbetler, lâflar dnilye- geksiniz. Bence, aksam saatlerinde, bu Tifların hiç biri çekilmez. Ne kadar iz. ne kadar güzel olursa ot Bugünün hayat kes, evihe yargun, Çök üzüntüsü, derdi kındaki konferansını dinli- Ne münüsebet?, Tabil din. Ve çat, radyoyu — kapalıyor. sunuz. Bizde akşam yemekleri muay- yen sanile yenmer. Her evin husu. Siyeline, aile reisinin işine göre bu Baat değişir. Bence, radyodu, ber akşam mu'laka, Ayni saatlerde, ayni nevilerden neş: yat yapmıya mocbüriyet yokter, Günün husustyetine — göre pek âlâ değiştirilebilir. Pi tuşmadır. Her akşam, — muf atte bir konuşma olması yar Anadolunun muhtelif yerlerinde ar. kadaşlarım' var. Oslar anlatıyorlar. Bühassa —Anadolu şekir, kasaba ve köylerinde, radyo alafrangaya başladı ma, tekrar düğmeler çevriliyor ve k: pütiltyor. Meselü, bir k: | de, vatandaşlar, öğle naşı Ajans habörleri, dahâ sonra tekrar bir İki a- | daturka şarkı, Ondan sonra ne biliyor müziktir. Bugün | erinde bile tahammtl | €den adam tipi azalmıştır. Öğle vaks ti apera dinlenir miz. operalar ba; radyo, düğmesini çevirmektedir. R. SABİT |Ekmek satışları Her fırın yalnıı kendi mıntakasında ekmek satabilecek | Bazı fırıncıların kendi mirita . | kalarınin haricine ekmek gön - derdikleri yolunda bazı şikâyet- ler yapılmıştır. Bu yüzden ek . gönderilen ekmekiti lunmadığını iddia etm. Belediye İk'ısat — Müdürlü kazalara tebligat vaparak etiket- siz ekmek satışının — kontrolleri güçleştireceğini ve buna müsa - ade edilmemesini — bildirmiştir. Ayni — zamunda her fırın yolniz kendi mıntakasında ekmek sala. cak ve başka fırın bulunan yer- lerdeki bakkal ve ahçılara ekinek göndermiyecektir. Aksi takdir - de bu fırınlara verilen unun faz. la olduğu anlaşılmış olacağından un isifhkakları azaltılacaktır. Cepheden cepheye dolaşırken, Bözlerini dünyaya — küpamış... misin Recep, ananla kurduğumuz hul- yayı seninle canlandıraliım'» —Baba- mün boynuna sartlarak: «Aman baba- cığım yapalım'» demişlim. — «Zorba. han> n eteklerindeki yaylaya — çika- Gak, orada herkeslen uzk, çamların a. rasında, koyunlarimızla yüşıyacağız... Baban «Zorbahane eteğindeki tapra- &a evi kurdu. Recep, sustu, İçimde büyük, ulvi bir heyecanla — dinliyordum. Onun düzgün kelimeler, muntazam — cümle. derle konuşmasındaki sirri. kavramış- tim, Gönlümde başkâ, değişik — hişler doğuyor. Bu, Recebe duyduğum garip bağlılağın yanında, sevgiden daha bü. | yük, daha güzel, tatlı, sicak bir dost- huk halinde yükzeliyondu. — Sonra Recep. Susmadan söyle, — İnsonlardan uzak, çamların a tında, sürümüzün çungraklarımı dinli- | yerek yaşıyacaktık. Fakat buna da Bbabacığının ömrü yetmedi. Sınırlarda senelerce dolaşmak, onu yaprandırmış, her gün ikl sast giderek, iki süatte - döndüğü yollar büsbütün yormuştu. Soğuk bir kış günü yatağa düştü. Ön iki yaşında olmama rağ- | men, yaşlı bir adam Kibiydim. Babam beni karşısına aldı. Uzun uzün haya- tinı anlattı. !:ıu. aışıınınıı ıınl- $ | sinde Ocaklı sokakta Ali Ulvi ve | kalmadıaı. |MAHKEMELERDE | vüsevin'öencer “Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi,, Beti benzi limon gibi saps halsiz mecalsiz bir adamdı. A - Gibre iye wıı;mıu Ad. liye korldorundaki kanapelerden birine kendini koyuverdi; yığılır gibi eturdu. Halsiz halsiz etrafı. na bak;aırken, yanına birisi yak. laştı.. — Amlan, Şahin — sen ne 'hale gelmişsin? dedi. Az kaldı tanıya- miyacaktım. Bu ne hal? — Sorma! dedi. Görüyorsun ya! Şahinlik kalmadı. kargaya döndüm... — Ne oldun? — Ne olacağım? Hastalandım.. hem basur, affedersin; hem sıt . ma; hem zatürreeye — tütuldum; hem muannid baş ağrısı; bir de üstelik, sinozit mi diyorlar, ne di. yorlar, bir acayip hastalık. Zaten | 1 da ondanmış.. işte bu ). Bir hafta on gündür | mağa başladım amma, | hâlâ sokakta başım dönüyor, göz. | arıyor. ir.. nekahet zâ - manında öyle olur. — Vallı kahati mekahali | bilmem.. çok halsizim. İnsan sağ. lığının kadrini hastalıkta anlıyor. Bir amele kanalizasyonda ça- | 'lışırken toprak altında kaldı Kırk yaşlarında bir kadına da Keresteci- lerde çöp arabası Fatihde Hasanhalife mahalle - | Melâhatin yaplırmakta — olduğu | D. D. Yolları cer-— | dairesi reisliği Devlet Demiryolları İşletme U. | mum Müdürlüğü cer dairesi isliğine mezkür umum müdürlük fen heyeti reisi B. Şaban Dağa tayin edilmişlerdir. Yeni bir telefon hattı Sıvas - Erzurum - Kafkas ara- sında telefon muhavereleri yapı- labilmesini temin için yeni ve büyük bir telefon hattı inşasına geçilmiştir. PBizbiz - eee Gi Mezbahanın yolu | İstanbulun mezbahası Halicin köçe- | sinde, öbür ucundadır. Et, şehre bu Fadar dağılır. Denitden motürle Sak- Yedildiği gibi karadan da nakliyat ya. pilir, Fakat, kara nakliyatı, bayli pe- Balıya mal olur. Çünkü, Karaağac gi den yöl tâ Şişliden Hürriyeti Ebediye tepesinden, Düurülâceze ve Okmeyda- nindan dolaşarak Sütlüceye iner. Bu yol uzundur. Hele, betirinin pahalı ve tasılrrufla — sarfedilmeci lâzım — gelen bir zamanda bu yolun uzunluğu, ikti- mâl ki, et fitleri üzerine de müessir | oluyor. | Şimdi, şehri Sütlüceye bağlıyan, Ka- simpaşadan geçecek yeri bir yol açıl- mast için harekete geçilmiştir. Güzel bir tesebbüs. Fakat, şimdiye kadar ne- den düşünülmemiş acaba” BÜRHAN CEVAT müş gibi alan nazihatler etti. O za- marmü kadar topladığı paralarının gö. mülü olduğu yeri bana gösterdi: <Bır | gün sana bu paralar dâzım Glur evlâ- | G dedi. Sanra o da, tipki anam gi | 'bİ kollacımda can verdi. Yine yalnız kalmışltım. Bu sefer, güzel günlerin ne | demek olduğunu da biliyordum. Ana- | min sayundan kimse olmadığı için, e. | niştem halamı kandırarak, beni tekrar | © eve götürdü. Nezik, iki yaşında idi. | Halam, bana sevmediği gelinin çocuğu , .görüyle bakıyor, evlendiğindenberi ö- len yedi çocuğunun — sekizincisi olan Nerik'e çılgın bir mubabbet besliyor, | göLü dünyaları görmüyordu. Kedı Asik yüzlü, oyun nedir bilmiyen bir çacukiun. En Lüyük tesellim ve eğ. lencem, boş zamanlarımda, — kaplsın- daki kilidi açıp baba ocağıma gü burada babaman kitplarını onuz gençliğinden kalma sazında tüi lerine dalarak kederlerimi unutc Böylece seneler geçti. Asker ) Köye dönünce, artık hâlamin evinde Becerikli, elinden iş gelir bir adam oluşun, halamin düşüncele. Fini değiştirdi. Bana başkâ türlü mu- amele şapmiya başladı. Hattü, Nezi- kin bana verileceğini büe söyledi. Pa- Kat anacığıma yaplığı eziyetleri un meniş, bDir gün bile kusurlarını ba- (Devamı Var) | Mehmet ka | zedi baygın bir halle toprak ai | resteciler caddesinde çöp araba. | Üsile birlikte geçerken 40 yaşla - SÜ mi demiş «Âlem iç: Koca kanunt Tehisine muteber bir nesne yok devlet gibi.» «Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gil İnsanın bir anlık sağlığı en bi yük devlet.. İşte o kadar!.. Ta mı? Git de evinde yat.. İstira- hat eti — Sorma #azizim, sorma!, Geçen Bgün bir celp aldım mahkemeden.. ne olduğunu da bilmiyorum ya... Şahid mişim.. gelmesem, ihzâr - la, polisle getirecekler.. ne yapa. yim?, İnleye oflaya geldim. — Ne olduğunu bilmiyor mu . sun? l — Yoo090! Hiç bir vak'aya da ; şahid olmamıştım. Düşündüm, dü. şündüm.. düşündüm.. bir — türlü bualmadım. Mübaşir: Şahit, Şahin, seslendi. Hasta, be halsiz yürüyerek mahkemeye girdi. Hâkim, hüviyetini tesbit ettik. ten sonra sordu. - Adın? (Devamı £ üncüde) | 1 çarparak yaraladı Ömer oğlu meşgule ken, birdenbire üzerine toprak - lar yıkılmış ve toprak altında kal-| mışlır. Derhal yetişenler Meh . inşaatta çalışan amel: lizasyond. dan çıkararak hastaneye kal- dırmışlardır. | Temizlik amelesinden Halil Ke. rında kadar Nuriye deki bir kadına çarparak a rette yaralamış ve yaralı Haseki hastanesine kaldı EDEBİ ROMAN: 101 Bir Cinayet Davası * ETEM İZZET BENICE Yazan : Şimdilik hayır. 4 Covabitu verdi. Hâkim, bundan | sonra Lâtifeden sordı — Siz ne diyorsunuz? Lâtife dudağını bükerek: — Bilmiyorum. Bir şey diye - mem. Diyerek devam etti: — D gün cenaze ile meşguldüm. Kimse ile uğraşacak halimiz yok. tu, Cenazeden sonra da Ferdi iki gün kadar konağa hiç uğramadı. Bu arada avukat Muzafler söz aldı., — Müsaade ederseniz - bir iki şey hakkında Lâtifeden malümat almak isterim. Dedi ve. hâkimin ile sorusunu yaptı: — Şükriye öldürüldüğü gün yatak odasındaki mücevher ku « tusu yerinde duruyoc mu idi. Lâlife bir saniye düşündükten sonra cevap verdiz — Bilmiyorum. Hiç farkında değilim, Telâş içindeyken nereye bakmak mümkündür? — Cenazeden sonra?.. — Cenazeden sonra da hiç far. kındaglmadım, Hanımefendinin ölümü bizi çok sarsmıştı, —Hele ben kendisine karşı Çok sevgi ve Saygi besliyen birisi idim. O öl. dürüldükten sonra âdeta kevdi . mi günlerce kaybettim. — Cinayet gecesi evde hiç si - müsaadesi |Yeni veterinerler | mir'te, Mehmet | Kocaeli'ye, Salshattin. Yuzgut Sıvas'a ÇOCUK sayımı GÜTeRtiR rElde 1687 vilâyetimizde sayım yapılacak İlk fahsil çağındaki çocukların adedini tesbit için ikinel töşrinin sekiznde ve şehrimizde memle - kette bir sayım ve yazım yapıla. caktır. Sayım, bu çocukların ada. dini bilmeğe Ve bunların tama « mini okutabilmek için alınacak mahalli ve umumt tedbirleri e. saslı şekilde tesbite yarıyacaktır. şimdiye kadar elde edilmiş müalümata göre okulu — bulunan köylerimizde çocuklardan vasati hesapla yarısı okula devam etti - | İstatistik Umum Müdürlüğü bu sayımın ne şekilde yapılacağını bir tamimle 63 vilâyete bildirmiş ve bu hususta alınacak tedbirleri geniş suretet izah etmiştir. | —— | Bu yıl mezun olanlar nerelere tayin edildiler? Ziraat Vekâleti Veteriner — Fakülte. inin bu seneki mezunlarının tayinle. çini yapmıştır, Bunlardan B, Rebll Duran, Aral Gürsel, İbrahim Duran, Pakize Göktürk, — Mükerrem — Koçak, Aynur Aksti Ankara Veterinerlikleri. ae, Mi Burdur. Völeriner. liğine, aerliğine, Süleyman Ünal isparta Ve. terinerliğine, Enver Aktaş Kars'a, Mi tt Çetinel İçele, Aksel Aland ve Melâhat Üçel İzmirte, Mes'ut Pekin İ Bursaya, Sabahat Gündüz Çoruma, Se. lim Şener Karlal'a, Hasan Kansay İz- Yeşlikibris. Pendi, Babahattin Gökten — Kocaeli'ye Sallı Zekl İleri Kartal'a, Ömer Şener Bulı. kesire, Niyazi Açıksöz Kastamonu'ya, Ali Ölmez Buna'ya, Sabıri Oruç Kon- ya'ya, Ssit Apuşağlu ve Kömal Damer Errurum'a, Vecihi Yücel, İsmet Evci- man Ankara'ya, Ahmet Atlı 'Bursa'yı Muzatfer Onar Afyan'a, Ömer Eğen- | oğlu Eskişehir'e, Barali — Kon- ya'ya, Osman Kaya Çanakkle'ye, E- min Ünal Kartar'a, Mehmet — Altıntaş Yuşuf Eralp Bursa'ya, Halim Sayrnan İzmir'e, Ahmet Arçlarlı - Amasya'ya, Sufa Özgüner Kışehir'e, — Muzafler ülmüz Bolu'ya, Osman Ünverici Alyon'a, Osman - Ergen Kakişehir'e, Ahmet Güre ve Muammer Allin Se- temzi Akın Ağrı mer- tayin edilmiş- Farh Genel qckrelen Eminönü Halkevinde Halk Partisi Genel — Seki eri B. Fikri Tuzer, evvelki gün Emin- | önü Halkevini ziyaret ederek ye. ni temsil salonunu ve evdek: lışmalar' tetkik etmiştir. B. Fik: Tuzer gördüğü mükemmeliyet ve mesalden — memnüniyeti eylemiştir. * aâh patladığını işittiniz mi? dim, — Cinayeti size kim haber ver. dit Haber konağın içinde birden yayıldı. Fakat, kimin söylediğini hatırlamıyorum. — Evde Şükriyenin neleri ek. silmiş olabilir? Bunu tayin ede. bilir misiniz? 'Tayin — edebilirim, decsem yanılmış olurum. — Hiç mi tayin edebilecek va- ziyette değilsiniz? Kaybolmuş — bir şey varsa gördüğüm vakit tanırım ve, bu 9. nundur diebilirim. Fakat, ha - nımefendinin nesi var, nesi yok. tu? Bunları hatırlamama ve söy. lememe imikân yoktur. — Katilin kim olduğu kanaa - tindesiniz? — Gözümle görmediğim büyle bir cinayet vak'ası hakkında bir kanaat tahmini — yürüterek hiç kimsenin günahına girmek isle . mem. Dedi, ilâve etti: — Maatteessüf sualinize vazık | bir cevap veremiyeceğim. Ferdi ile Ayşe arasının Gü. zinin sylediği gibi bir münase . bet olduğuna zanmeder misiniz? Lâtife bu sual karşısında du - rakladı, şaşırdı, sonra - titrek ve zayıf bir sesle: — (Devamı vaz) | minkür | miş oldu. Bu a | tedi Eylülde Amerikii” yardımı » Yazan: Alı Kıııııl rak kabine Kendisi şimdiki en tanıkmış sin gerek. Rus - Finlandiyâ Vi de Finlandiyaya da giltiğ harebeyi takip etmişti. Ö bu gidip dönüşten sonra sinin söyledikleri, yazdı rakla dinlendi, dikkatle ğ Geçen ilkbaharda da ÂN gitmişti. Fakat bir İngil sıfatile ve ühdesirde DÜS iş görmek olduğu haldi rikadan avdetinde nrlllh saranların merakla smf“" N şu idi: —Amerikanın € yardımı ne dereceye kadlaf kabilecek?. 4 İşçi fırkası Nazırı Af fabril görmül gilte |. recesi için memleketi cevabın vakti geldi yetle söylemişti ki :fl“'k.,o de * yani bu yeni gireti Ö Amerika ile İngilter vcn" yare imalâtı mecmuu 1 varacak. N Bunun haber veriidiği F la şimdi arasında tam âİt lar zarfıni giliz ve Amerikan — imali devam edip durmuşlur için elde kalem kâğıt ıı.uf | kamla İngiliz Nazıcının © vermiş olduğu hükmün beklenebilir. demektir. MN ların hava kuvveti ı.eıı“ yareden teşekkül eıî dünya matbuat! Pek tabii olarak ":;' rafında İngiliz askeri Mi sıslarıym yürüktüğü Mş tahminler ve ona göre GGÜŞ şit mütalealar olmuştur ti yine söylemeğe hacet :;:'y harip taraflar kendi. Kulyel rinin hakiki derecesini etmek mecburiyetinde Ü dir. Almanyanın nekadüf yaresi var, İngiltereninki , e| tane?., Gibi sualler r'l"n rilen cevaplar 'ıhımıı kalmıştır. Bununla M minlerde nisbi hır ması da tabüdir. ue#' da İngiliz askeri mul tahminleri ne merki rinci sını£ hava kuvv eden dadır. Ihlbuı r)uı"ıilıl aşağı olsa mesi taf hava küv mek cek olanı di ilibarile Aımı—.,ımn gti .. tayyareleri olmuştur.. | daki Alman m_vymıer* n der, hulılsı havada uçabilen her ba katılırsa ıu.mıw tayyarelerinin miktarıt raddesine çıkarmak gını yine İngilizler SÖY Fakat asıl keyfiyet diyorlardı. harpte $ pıl ;ıf” Tül oynuyabilmektedir. İştt minlere göre öyle İngilizlerin, Amerik va küvvetine üstün. cak derecede bir kuttü etmek bu eylülde M,ıi' Harbin üçünci / bir. hesapla başlıyor | kaya gidip gelen ını_' kası Nazırının — altı kaydetmek lâzım g—' ile Almanya da ki bi nin devamlı imülâtımi sağı hesap edilmiştir. Oi Fakat geçen ı!kb.ıhı! ’ beyanatı ile —irrdlk vekayiin büyük de beri muharebe ed'!“' şoför Zekeriyanın 2134 sayılı takai, atlıyan 10 yaşında ÜSÜ miştır. İlya bacaklarifi