ğ : E % İ OTOBÜS Bir haher okudum: Konyada e- 2—so I-ĞRA ADİSELER KARŞISINDA SONTELGRAF KONYADA tobüs işletilmeğe başlanacakmış.. Belki, Konyalılar, Konya beledi- yesi, bu yeni teşebbüsten dolayı memnun olacaklardır. meğe buşladıktan sonra, Konyada bir otebüs meselesi meydana ç- halk için üzüntü olacak, Konya gazeteleri bundan hahsedecekler. Hulâsa, otobüx, otobüsçü, otobüs mesclesi, Konyanın rahatımı, hu- gurunu kaçıracak.. Innıuı. nuu.ıcmm TBir kadının elini methetmek is- tiyen şair, güvercin gibi, der. Sa- kan, beni şair zannetmeyin.. Ben, Mmeşgul bir adamım. O kadar boş nnın yok.. Çoluk çocuk sanra ne ile geçinir , Uzatmıyalım: Güvercin, hahse- dilmeğe başlanan bir mevzu oldu. Sözde, güvercinlere yem vermek yasak olacakmış. Halbuki, güver- cim bir murad kuşudur, Yoksa, ar- tık, muradımız filân kalınadı mu? ZAVALLI “EMİRGÂN Kırk yıllık Emirgân, meğer E- mirgün imiş. Gazetelerin haher verdiğine göre, Belediye Meclisi, Emirgânın ismini Emirgün olarak değiştirerekmiş.. Bu değişikliği neye istinadem yar pacaklar, bilmiyorum, Fakat, E- Mirgön, tarihimize, edebiyatımıza . Meşhur bir ad elmuş- lış olduğunu pek sanuetmiyoruz. Hem, ne çıikar, sanki?, Galatı- meşrü olarak muhafaza — edilen böyle birçek yanlışlıklar yok mu? AHMET RAUF Banliyö tranleri Şu günlerde güzeleler, Fiorya :- dundaki trenlerin — izdihamından Gik bahsediyorlar, — Hole tatil günleri, Florya plâjlarına gidenler, yolda epey- ce sıkıntı çekiyor, hattâ, gideceklerine pişman oluyorlar, Bu yolda izdihama sebep olan diğer bir nokda da at yazış- Jarıdır. At yarışları olduğu günler, Veliefendiye gidip gelmek cidden me- seledir. İstanbul halkı, cokisine nazaran, çok gezmiye başlamıştır. Şimdi, şyehir. Kalabalıktır. Makli vasılaları kalaba, Tikdar. Avrup banliyösüne — görülme- aniş bir rağbet vardır. Bu vaziyet kar- gısında trenlerde iezp eden tedbdirlerin alımacağı muhakkaktır. Karaatimizce, izdiham biraz da şundan ileri gelmektedir, Halk, bu gibi seyir ve eğlence yer, derine hemen hemen aynl saatte - git- mekte ve ayni sâatte dönmek istemek- tedir, Trenlerin muayyen gastlerdek| seferlerinin bedihamlı olmusına — mu, kabll, bir kıslm seferler de teaha ve Boştur. Takdir etmek lüzümdir ki, üy- ni santle gitmek isliyen binler ve hât- 1 ön Dinlerce İnsari alıp gölürmek kolay bir iş değildir, Hilhasca akşam. ları halkın yer kapmak içim trenlere masil koşuştuğu görülen yeylerdendir. Alâkadarların bu hat üzerinde lü- zumlu tedbirleri alaçaklarınt ümit e- deriz. BÜRHAN CEVAT CHALK SÜTUNU )| T TÜTÜN ST depoları Sıhht noktadan kon- trol ediliyor Mıntaka İktsat Müdüri şeh- rimizdeki tütün imalâthanelerinin l umumi olarak kontrolü ve teftişi- ne başlamıştır. Bühassa bu imalâthanelerin iş kanunu hükümlerine göre işçile- rin sağlığı noktasından elverişli olup olmadığı tetkik edilecektir. eee | | Yabancı dil- ler kursu Haziran devresinden 40 mezun var Lise ve orta okullara yabancı diller öğretmeni yelişlirmek üzee ve Üniversite Edebiyat Fakülte- sinde açılmış olan kursun haziran devresi imtihanlarında 40 talebe muvaffak olarak mezun olmuş- tur. Bunların yarısından fazlası kızdır. Belediye İktisat Müdürlüğü teş- kilâtında çalşan memurları her hafta pazar günleri mesire yerle- rine göndererek buralardaki gazi- no ve içkili yerlerin tarifelerini kontrol ettirmeğe karar vermiştir. Memutlar müşleri - vaziyetinde kontroller yapacaklardır. ve küudisine yer temini | için dolaşırken İkinci mevkide oturan, lardan Ahmel adında birinin yanına gö n irtamişlir. Ahmet kendi- de gyoku olduğunu #öyleyince: — Ulanmaz herif çocuklu - kadına yer verilmez mi hiç?.> | Diye hakarette bulunup bağırınış- boyunca devam et- sikâyetle davac olduğunu söylemiştir. Bunun üzerint Hayganoş Cürmümeş. but Mahkemesine sevkolunmuştur. Şeker Boyası Geliyor Şekerciler için hariçten boya | getirilmesi temin edilmiştir. - Bu | suretle belediye ile şeker imalât- haneleri arasındaki ihtilâf orta- dan kalkacaktır. Boyalı şekerler bollaşacaktır. Dikiş Makinesi Geliyor Bugünlerde Macaristandan mü- him miktarda çivi, cam ve dikiş makinesi geleceği haber alınmıştır. İş artma, iş verme ilânlari bu sü- tunda parasız neşredilecek ve avukat- fa doktorumuza — sörülacak — süallerle diğer müşküllere cevap verilecektir. ı. Zeki Çehreli: Üsküdar Cezaevin de: Bu mevrudaki ıuuuıı teşekküir Tefrika No: & |Sürü Çıngırakları Yazan: CAHİT UÇUK Nezikin sesini duydum: T el atami, | Volizden bornosumu alarık, ses ge| fen kâapidan zirdim. Ocağın yarındaki | duvarda kapısız küçük bir dolap var. | İçinde ulacık, tenekeden şişesiz bir idare kandll) yanıyor. Birçok kazan, dar, altları isll tencereler, — ibrikler, öcakta büyük Dir saç ayağı bulunu- şundan, buranın — mütfak — olduğunu tahmin ettim. Söl tarafta faban gibi anman ka rişik foprak sivalı kalın bir duvarla çevcili bir yer var. Nezik — yanında Bitii, elinde kalaylı maşrapa İle beni bekllardu — Biz buraya Suluk deriz. — Kışın burada yıkanırız... Hemen soyundum. Gözlerim Nezi- ke gidince kahkahalarla güldüm. Ba- #i önüne eğmiş, — beni görmemek İçin gözlertni yummuştu. — Gülünce Hayvetle gözlerini açtı. Karşısında çıp- lak durduğumu görünce yine gözle, vini e yumdu: <— Su buz gibi donacakan abam... Hep gülüyordum: — Sen gözlerini uç omuzlarımdan devir... — Ah dönaçaksın abam.. j Suluk dedikleri Etrafi duvarlı yere | girdim. Hatifçe eğilerek: — Haşdi Nezik dedim. Soğuk su kiyotin inişile vücudüme düştü. Kesik bir sayhâ kopardım. Be- | nimle beraber Nezik de haykırdı. Son- ra uzattia bornusa —rarinarak, acele kurulandim. Dışarı çıkınca, Zehra ka- din, tektar içeri girmemi işaret ode, reki — Görürler, görürler, Diye telâşlandı. vınuıcınmıı — Kuşlar mı? Bgirdim. Biraz sonra yatağımın yumüşaklı - Bömülmüş. kalın yorganı dizle « çekmiştim. Zehra kadın, duvarda asıli duran | p | K kizİ Çamlıcada yemekli pansiyon ve Tomruk süyü Çamlıcada, büyük ve medern ctej inşasından şimdilik vezgeçildi. Çünkü, but iş büyük masraf kaplsı. — Zamanı değil, buna mukabti, Çamlırada cski büyük köşklerden birinden stifade e. ilerek Dir yemekli - pasiyon vücude getirümesi kararlaştırılmış. Yani bir nevi pratik otel. Çamlieada bu. yemekli panslyona Tağbet olacak mi, olmuyacak mi, bil- mera... Size, Çamlıcada vaktile yirmi yal oturmuş ve © civarı, edki halıni tyi tanıyan bir valandaş sılatiyle şunları söyliyeyim: Çamlıca, eski halini Çünkü, f madaya tabidir. modası değililir. Bu yüzden, İstanbu- lun bu en güzel manzaralı yerleri bu. kamstz kalmıştır. Sanva, bugün şayfiye kaybetmiştir. deyince, mütleka deniz geliyor. Deniz elrmayan yerde sayfiye olmuyaor. Çamkeada denize girmek mümokün v Bugün içie daha ziyade Anadolu sa- hilleri tevaçladır. Yalıız, bu sene, her ıyildan dahâ fazia Çamlıca ve eivarına | Eidenler olmuştur. Bütln evler tulul du. Bunun sebobi, daha.ziyade alrvall bazıradır. Malüm ya, Çamlıca kızlık yerdir, evler seyrektir. Bu yüzden, ilk Geta Çamlıcada da evler pabalındı. Çüamltca ileride belki imar olunabi. lir. Mazaraya, tabil güzelliğe meraklı olanlar buraya celbedillir. Çamlıcanın €en meşhur M sularıdır. Gayet güzel, türlü türlü suları vardır. Yeni teslzat yapılacağından bahsedilen Tomruk su. EEL HSUK Menam ea üRÜ era Bu su, mide, böbrek, barsak ağrıla. rına kargı föykalâde müeesirdir. Kum- Jdart ertir. Tadı pek İezzatlidir. Fakat, ne yazık ki bu sudan İstanbul halkı istifade edemez. Çünkcü, suyun bulun- duğa yere yo! yoktur, Hayvanlarla ve güşbeli, küçük arabalarla gidtir. Kışım hemen . hiç gidilemez. Çamur, yollarda diz böyü geçer, Socular da, bu. güşlükler dalaysiyle, Tomruktan HEk N binağ; Te geklirmik — Llayaz. ler. Tumruk suyunun başı pek höz bir yerdir. Çekurcadır. Büyük Çamlama. nn Boğaza baktn yamaçlarındadır. Çamlıca, caktiyle İslanbulun €n de sayfiye yerlerinden biri imiş. Bütün eköbir buzada otururmuş.. Şim- di harap olan konuklar, köşkler canlı birer batıradır. Bir ço gehandelerin, sultanların, Ehateh Prenslerin bu ci verda Köşkleri vardır. AAA SD a AŞ Z FO MAHKEMELERDEİ| vöseviv nmicer Bir deri bir kemik kaldım ab- lacığım ! Bak ne hale geldim ! Kumral lüle iüse saçlı, — oldukça yakışıklı we şirince, beylü boslu, ec- » iyi ve temiz giyinmiş genç bir undı, Dört beş yaşlarında, — kıvir | kavir sart saçlı bir erkek çocuğun e- Hukuk linden tulmuş, sabirsiz sabırsiz, mahkmeleri önünde dolaşıyordu. Or. fa yaşlı, bahayane bir kodin, yanına sokuldu. vaz geç de, hem ele güne karşı ke- pase olmyalım.. Hem de, bu kadar yıllık evinizi barkmıra, yuvanızi yık- Genç kadın: — Olmaz ablacığım olmaz.. Yine giyelyor elâlemin karsı.. Hüsnettinin bu alâkasızlığı benl bitiriyor. Günden ge eri, ablacığım.. Görmüyor musun nehâle — geldim? Bir deri, bir kömik kaklım ablacığım. Dayanamıya, cağım nrtk — A Beyhancığım.. Haydi kendine kcımlyorsun.. Sü mur toğu Kibİ yav - rucağına da mi acımıyacaksin? Yetim kalacak. — Cocuğunu da atarım başına.. Ye- Üm k Yavrocok, iki ellle annesinin dizle- rine sarıldı.. Gözleri dolar gibi oldu. Genç kadının görümceki olduğu an, daşılar octa yaşlı kadın, İleriye doğru yürüdü. Bir kenaza çektimiş, düşü - Dür gibi, sessiz, sakin duran orta boy, hi, Esmer, sevimli bir adarın yamına yaklaştı.. Ona, birşeyler söyledi. Sakin, gestiz duran #damın çehresindeki hat- lar aynaştı... Gök gürültüsü gibi bir sesle, — Defolaun oradan, şıllik! dedi. Ben d& İsteniyorun zâten!.. Sen rahatına a. Olmyacak bu şıllıkla.. Ha- ima zehirleyip mabvederok beni!.. On dekikâ sonra, kumral genç kadın la eemer, sevimli adâm hukuk mahke. mesinde, hâkimir korşısında, yanyana duruyorlardı. Hâkiın şözt başladı: — Sahitler dinlenildi. Muhakeme son safhasındadır. Şahitlerin şahitliklerin. den edinilen — intıbaa göre, bir sene mürldetle ayrı yaşımanıza karar veril, di. Bu bir sene zarfında - bârışızsaniz müracaat edecstniz. Olmazsa, bir sene gonra İcahi yeniden — düşünvülecek.. Çocuk babasının yanında kalerak, an. nesi haftada bir defa görecekitr Karı koca, hiçbirgey — söylemeden mahkemeden çıktılar. Koridorda ka - din dü, kocust da, küçücük #aviş.n yuv. rucağı kacağırda, kolları arasınd 21p- ta uğraşan orta yaşlı — kdinın yanına doğru yürüdüler. Çocuk, annesini görünce, ortuyaşlı kadınta elönden kurtuldu.. Onun kot- Jati aramna atıldı. Genç kadının göz pi, narlarında yap damlaları belirdi. Ha- zin bir sesle — Hydi bahara. Artik babanda ka. Tacaksın! Ben gidiyorum İlhari derdi. Çocuk avaz avaz bağrarak ağlamağa başladı. Esmer, sevimli adamın çeh- resi de ağlıyacakmış — hissini yordu. Orta yüşli kâdının gözlerinden yaşlar çoktarı boşammıştı. Genç kadın, hiaçkırır gibi: — Benmi yaptım abla? Hep kabahat ; Hüsamda' dedi. Erkcek itirüz etü: — Hayız! Hep kabahat şenin Beyha: Senir sinirlerin bozuk.. Sana ve yapan| yardı da, hergün huysuzluk, hergün mizâaa kalkiyordun? Gene kadın: — Acaba, dedi; şimdi gidip hâkime ebiz barıştıkt» desek kararı geri alır mat Erkek — Alir tabit.. Alır amma, dedi, şim- di pek ayip olur. Haydi kalk yürü eve de, bir müddet sonra müracast ederiz. Yavrucağın sağ elinden anası, sol etinden Habası tuttular. Orta yaşlı kadın arkâlarında, şen şatır, Adilye binacini terkettiler, Bazı toptancı Peynircilerin yeni hile ve kurnazlıkları ! Mallarını terhin eden, muvazaaya kalkı- Yakat, vaktiyle o zengin adomların Stlari arabalari yemış Bt Hergün bula inmek etinde değiller- miş, Bugün, Camlıcada oluran bir lL | Te, eğer, bergün İsfanbula Ekf terdini Gündermek — meeburiyelinde ise, yol perası mühim bir yekün tutar, Ve or- fa balli bir âlle buna dayanamaz. Hergeyden evvel, Çamlıcanın yolla- rını yapmak azıradır. Kişın balçık ha. linde çamur, yazın toz ölür. Bundan başka, striları ağaçlandırmak — gerek- tir. Bundan sonra da, İstanbuldan Çaralıcaya, bugünkünden daha uçuza Bidip gelmek mümkün olmalıdır. R. SABİT Hızlı giden otomobiller Belediye Reisliği alâkadarlara bir tamim yaparak otomobillerin şehrin dahilinde ve haricinde lü- zumundan fazla sür'atli gittikle- rini, bunun önlenmesini — bildir- miştir. Memurlar bu şekilde bhızlı gi- den otomobillerin derhal nu! rasını alarak coza keseceklerdir, iiğim Diş Macunları Neden Pahalı Piyasada satılmakta olan diş macunlarının gittikçe pahahlaş- ması ve ufalmas: şikâyetleri mu- cip olmuş ve alâkadarlar tarafın- dan bu hususta telkiklere başlan- mıştır. - Hayır karanlıkta yatartm.. I Başını salladı: — O değil, burada ayvanda — yalnız maktan korkmaz misin diyorum.. — Hayır Zolra kadıncığım. Yala I!hıııle feneri craya burak... Fenerin içindeki lâmbayı söndürdü: | — Biz şu içerdeki <gör> de yalara.| Birçey İslersen — Nezik deyiver. Kız | zana xu da getirsin... Haydi gecen ha, yar olsun... — Senin de... Kızıl aydınlık. kararınca, ayvanâ mavi ay işiği bücum etti. Kalın yor- ganı, Hâlâ soğuk suyun sorinliğini muhafaza eden vücudüme çektim. İlerideki kapıdan Nezikin ince ha. yali belirdi. Yamma, ağrına küçük bakır bir taş kapanmış Lesliyi bira- karak: — Süyun, dedi. Geceu hayir olsum abam... Yime geldiği gibi semizce çekilerek, odanın kapısında gözden — kayboldu. İeçrden konuşmalarını duydum. San- TA sesi kesildi. Bu hayatımın ilk köy gecezi, Ayva- nn İnce fahla parmaklarının, geniş a-| ralıklarından ağaçların, Kümüş ay ışi- #ında parliyan yapraklarını görüyo. Tum. Üstleri mavi cilâl, parlak yeşil yapa Taklar, Bir su şirltisi başladı. Bu ses — dü. —N A SN şanlar hakkında zecri tedbir alınacak Bir kışma peynir tüccarlarının fiat- deri arttirmak için göçen yeki gibi hi le ve kurnazlıklara teşehbüs ederek muvazas'ı müamelelere giriştildeti ve eilerinde mevcut olan xtokların bir kıs. ihbar olunmuştur. Buzhanelerde pey, niri bulunam toptaheslardan bir — kıs- Gizli inşaat çoğalmış Son zamanlarda Belediyeden ruhsat almadan gizli yapılan in- şaatların çoğaldığı görülmüştür. Belediye Reisliği alâkadarlara bu hususta sıkı kontmoller yapılma- sını bildirmiştir. #memneirüli, Esnaf Kontrol Ediliyor Belediye tarafından esnafların sıkı kontrolüne başlanmıştır. Bil- hassa sıhhi muayene cüzdan: - lup olmadığı aranmaktadır. İlk ağızda birçok berber sıhhi muaye- ne cüzdansız yakalanmıştır. Sıhhi muayene olmamış olanlar cezalan- dırıdacaklardır. AA Un Tamir Edilecek İskeleler Devlet Lünanlar: İşletmesi U- murm ,Müdürü Lmanımız civarile Marmaradaki bir çok iskelelerin esaslı umm karar vı.ımııtu Ğ::Inlı Teit tekelminden bıılı— nacaktır. evvelce var miydi? Yoksa taşan bir sudan kopun gelen parça mı bilmiyo- Tüm; fakat bir Hetlti halinde toprak- lara sürünüşünü duyuyordum. Sonra bu ses Arıttı, büyüdü. Nir düzlüklen bir boşluğa düşen su şarillsi — balini aldı. Bu şırilti, bir saat evvel gültiğim pinarı hatırlattı. Dimağima net bir restm gibi gecen, gölgelerin altındaki pınari, onun dinmeyen sesini düşün, düm. Yüreğimde bir pınar patlamış gibiydi. Ruhumun azaplarla koruyan Akdimi birdenbire değişmiş, taze yeşil fidanlar, nebatlar boy vererek çiçeke lenmişti. Hayatla dolmuştum. Pınarın berrak mavi akışina benziyen serin bir haz, gönlümün derinliklerinden, yani yaşamağa sevkeden bir kudretle sar- diktân sönra ymeçhüllere akıyordu. Ayvanin altında — bavlıyan köpek beni, daldığım âlemden ayırdı. Kar- gamda heykel gibi duran Recebi gö Tür gibi oldum. Sırtımdaki kolları si, valı, yakası göğsüne kadar açık be- yaz gömleği kalın boynunu açıkta bi- çakıyordu. Ne güzel sıhhatli bir gö, dunun da peynirlerini yüksek — fiatle derhin etükleci süylenmektedir. Fist BMürakâbe Komisyonu peynire zam ta- lebini reddetmiş ve diğer faraftan bu hususla bazi zöcri tedbirler iltibazi ka. Tartaşlırılmiştır. DDEZL YENİ MESELELERİ Avrupanın nüfusu Avrupa büyük bir harp geçiri- yor. O kıt'a üzerinde yaşıyanların, © kadar ilerlemiş olanların — bu harpten sonra da karşılaşacakları büyük bir mesele vardır; nüfus meselesi. Avrupanın nüfusu arttı mu, eksil- di mi?, Eldeki rakamlara şimdi- ye kadar hep nikbinliği arttıracak gibi olmuştur. 1800 senesinden 1900 senesine kadar on dokuzuncu asır zarfında Avrupanın nüfusu ziyadeleşmişti. O kadar urun sü- ren harp devrelerine rağmen bu- nun böyle olması erbabının pek mazarı dikkatini celbetmiştir. De- mek ki harplerin nüfus azaltmak- istendi. Çünkü 1800 senesinde Av- rupanın nüfusu 188 milyon tah- min edilirken bu miktar 1900 de 401 milyan gibi bir çokluk gös- Ondan sonra ne oldu?. dene- €ek. Bu sualn yeridir. Avrupadan başka taraflara gidenler çoğalmış, daha sonra da 914-18 harp felâke- *ti vakua gelmiştir. Yine elde mev- çut bir istatistik 1900 dem 1920 se- mesine kadar olan kabarıklığı gös- teriyor. Avrupanın bütün nüfusu yarım milyar olmuş; otuz senede, Nüfus yüz otuz senede hakika- fen yarım milyarı bulmuş mu, bul- mamış mi?, bahsi de böyledir. Bu- nun böyle olduğunu yinc rakam- larla isbata çıkmış olanlara muka- bil diğer tarafın davası da şöyledir: Bütün Avrupada doğum eskiine misbetle azalmıştır On dokuzuncu asrın sonunda bunun va- rılmıyordu. Yirminci asrın başın- danberi de bu eksiklik daha de- yam etmektedir. Eskiden büyük harplerin nüfus azaltmakta öyle birinci derecede Müessir bir felâkot olmuyacağı fik- " CY A CUŞ (Sucuların veri. I | dir. Bunlar dükkânlarında — mal | darlar bu yolda tetkiklere giniş- MÜTEFERRİK: | A AA e S ÜN Gi 6 n GÖ S SA SĞ el SADA /i gea müracaatı Su koyacak damaca- na bulamıyorlarmış! Sucular Cemiyeti - Belediyeye müracaat ederek eznafın damaca- na bulamadığını, halbuki su kabi olarak yalnız damacana kabul e- bu işin halledilmes'ni is- . Suculara damacana temi- ni için teşebbüslere Diğer taraftan içinde uzun müd- det su bulundurmamak üzere fıçı- larla da su nakline müsaade için tetkikler yapılmakladır. gp li Şeker satmı- yan bakkallar Alâkadarlar tedkik- lere başladılar Şehrimizde ve bilhassa sayfiye yerlerindeki bazı bakkallar hal- ka şeker satmamağa başlamışlar- olduğu halde muayyen miktarlar- dan fazla şeker vermemektedirler. Yapıları şikâyetler üzerine alâka- mişlerdir. KÜÇÜK HABERLER — ua ——— —— VİLÂYET ve BELEDİYE: 4 Dünkü Beleriye kontrollerinde caddoyi işgaldean on Üç ssnaf, karnesiz çalışün iki şofüve ceza kesilmiştir. * Francala için rapor alanlarla yası artmıştır. Yeniden um — verilmesi | İçin teşebbüslere geçilmiştir. İ *#e Vali dün Kacıköyünde Keresta- | çilerle Çarşı arasındaki sahayı gezerek | istimlâk faaliyetini tetkik etmiştir. TİCARET ve SANAYİ: | & Sümer Bark Umum Müdürünün | bugünlerde yehrimize gelmesi beklen. | mektedir. Mümatleyh İzmitte Kâğıt Fabrik ada di e yopacaktır. *& Ziraai Kombinası tarafındn gön- dertlen trüktörlerden biri Çorluda faa, | liyete göçmüştir. «& Muallim Mekteplerine parasız ta- | gae İi işla kayıtlara - başlanmız. * Edime Kırklaceli şosesinin esazlı farlrt kararlaştırılmıştır. müddentenberi şehrimizde | bulunan Emniyet İşleri Umum Müdü- rü Ocman Sabri Adalı dün akşam An- | karaya dönmüştür. | Hulımıouu-ıyıvı-' rırsa varsın, *I-— selesi Avrupanın en bü- | yü derdi olarak kala- rinde olanlar şuna dayanıyorlar- dı: Ölüm ile doğum arasında bir nisbet vardı ve deviim ediyordu. Avrupalılağın sayısı da ağır ağır fakat devamlı bir sarette artmış- tır, Ölenlerin yeri dolduktan baş- ka dünyava gelenlerin gidenler. den nisk. « 1 çok olduğu da farke- diliyordu. Yalnız harp değil, sal- gın balindeki hastalıkların da tah- Tibatı kendini gösterdiği halde yi- ne doğanlar ölenlerden fazla imiş. Sonra yeni dünyanın keşfinden, Avrupalıdarın — diğer kıt'alarda müstemlekeler edinmesindenberi küçücük Avrupa büyük denizler. den aşırı yerlere bir çok evlâdını yollamıştır. Bu gidenlerin yeri de kalmamiş. Tirse şunları ilâve etmek iktıza e decek: Avrupanın her memleke- tinde nüifus ayni suretle eksiliyor, gidenler gelenlerden daha — çok oluyor mânası çıkarılmasın. Bazı büyük memleketler doğum azlığı ne demek olduğunu senelerce ev- veldenberi öğrenmişlerdir. Fakat yine Avrupanın öyle memlekel- leri var ki oralarda doğanların ö- lenlerden fazla olmakta devam et- tiği görülmektedir: Ukranya mt tesna olmak üzere büyük Rusya denilen kısım ile Bulgaristan ve Romanya bunun birer misali sa- den görülen fark pek büyüktür. Bir yerde doğanlar nasıl artar, ölenler de onlara nisbotle ne su- retle çoğalır?, Bu bahsi daha ileri gölürmek kabil. Fakat bu kadar sözden de bir netice çıkarılabilir: Doğumu teşvik etmek her memle- keti meşgul eden bir mesole ol- muştur. Bu harbin sonu nereye yarırsa varsın bu mevzu ÂAvrupa- nın en büyük bir derdi olarak ka- lacak Asyayı paylaşy Yazan: Ali Kemal SW Uzak Şark diplomatlarifi dilerine göre usulleri Söyüyen Avrupalılar 08 lay kolay harbe karar ondan evvel daha baş müracsat ettkilerini de Bugün de bu mülâhazâ olüyorüz, Yarım asır evvet Asya li diçinide ilerliyormuş. Mısırda, daha sonra bi ile pek meşgul olduğu Fakat İngiliz devlet adati halde idarelerindeki İMFİ) Juğu muhafaza etmek olan kimselerdi. Asya İngilterenin lehine devletlerle paylaşmak zet Çemberlayn şöyle dil du: — Hem İngiliz İmparal kavvetlendicmeli, hesti nn diğer kuvvetli ü larile anlaşmalı. Lâükin çok geçmeden devlet adamı farkına Almanya için Uzak Şark $ ehemmiyet verilen bir Jozef Çemberlayn AlmatYijğ giltere arasında o zama! laşma ve anlaşma istifaktiğ maiş olmakla şöhret — Kati Nitekim yartım usır sonra Nevil Çemberlayn A İngiltere arasında bir varmak istemiş, fakat nin önüne geçilememişti! O zaman Rusyanın rafından teşvik edildiği tü. Rusya Uzak Şarkta B aritırır, Çine el atarsa manya kendisi için bir kârlı olacak diye hesap etf kü nas:l olsa Kayzer ANDÜ nn nazarında Çarlık RYSİ geç Almanyanın nüfuzu recek koca bir ülke diy€ | yordu. Ancık İngiliz diplo © sırada Mikadonun hül bir mukavele akdetmelefi memiştir. Bununla Çinin © yeti, istiklâli, Koraya dâ İğ Mesi her ik devlet tarafifiğ ahhüt altına alınıyordu- ği ile Tokyo arasında böyle g laşmanın akti tamamile | de' / aleyhine bir hareket o60 fayca tahmin edilobilirdi. ğ Lâkin bununla ayı zak Şarkta Alman nüfi Temesine karşı da bir dü! mek istenmiştir. O sı zer Almanyası — Asyanıli j devletler arasında kendisine de Uzak Şarktâ j bir hisse ayrılmasını di japonları hiçe sayıyı Küvvetli olmad'kça mek kabil olmuyacağını Tamış olan japonlar de Tokyonun ne diyecei meden herhangi bir kıl" mesine müsaade etmiy bir gün geldi, dünyaya japonların bu ha KA e o istifade ile onlarla bir itBfĞİR için çıkan fırsat az mübif di. İşte İngiltere böyle l* Amzalamıştır Lâkin Uzak şark işli böyle yarım asızlık bir C gözden geçirirken )W Matlarının en müşkül ZaH ne kadar ustalıkla harekhi lerini en misaller d müyor değil, Uzak Şarl Tin, anların arkasında n hi ların nüfuz sahibi olmak € dar çalıştıkları sıralardâ diplomatlatı 1.ponımn düşmesinden istifade l8 (Devâamı & üncü Yol tamiratı hakkak yazım yapılır ? Büyükadada oturan Ergüden anlatiyor: «Adanın bazı yerlerindi dür bir yol tamiratı fai Tamıştar. Mevcut taşlar birer köşeye yığılmaktâr, tar açılmaktadır. Bu yüzüğ ralardan — gelip e Gir. Ba kabil tamirat K zanbaharda Adaların manında yapıla / dahâ değil mi?> SON TELGRAF — Takadarların — cevap bekleriz.