KARSISIN O, SON TELGR l'(ıLE'ıCELER l MÜTEHASSISI | im gazinosunun müs- teciri olan Romanyalı eğlen- | mütehassısı, yeni artist | getirmek için memleke'ine . Rivayete göre, bu zat | gazinonun idare etmediğinden| sikâyetçi imişl!. hi!. Bu gazinoda, fiatlar Allahüâlem çok ucuzd: z da arttırsın, kaldıru ,DİNAMİTLE “HÜCUM — Ayranı kabaran bir deli - kenli ;sabık metresinin Kadı- | köyündeki evine dinamit ke- | berhava etmek arzusu. | 1 HADİSELE R] 1 cel yarak na kapılmı | Bu n- İştir?. | Dinamite ne hacet?. Tay- | yare ile bombalayıp, tanklar- | İa hücuma geçseydi?. v £ KOMİSYONA CEZA j Evimi barkını iyi maskele- | miyenlere ceza kesiliyor. Fiat murakabe komisyonuna da t v ihtar cezası verilmiş. Aza- | 1 y1 muhtereme, fiatların mü « * nakaşası için o kadar hara - retli müzakerelere dalmışlar ki, gecenin bulülünü unutup L perdeleri kapamayı unutmuş- | lar.. Yahu, bu kadar can ve yü- rekten çalışan komisyondan ! hâla mı şikâyet ediyoruz?. MUHAFAZAKÂR HIRSIZ Kadıköy malmüdürlü; den beş bin lirayı aşırıp küpe | *“ saklıyan odacının marifetini yazetelerde okumuşsunuzdur. Parayı küpe saklamak eski | usuldür. Bu odacı muhafaza- | kâr ve mutaassıp bir zat ola- cak ki, an'anelerden bir türlü ayrılamamış! ü A'Şimdi küp kullanılıyor mu â?. AHMET RAUF l İsminin değişlircli | tuluşta, Bozkurt cadcesin - hassa karanlık gec k ki, caddenin ı bi çukurlara saplanıp k ğü. Bu miri mümkün değilse, volu vini değiştirme! a hiç de Bu kadar hüsnüniyetle yapılan âyeti alâkadarların nazarı- ine kayuyorum. BÜRHAN CEVAT başlamıştır. Ankara | Rresi de geçen gi - Esnaf doktorları Şehrimizin her kaza- sındaki belediye taba- betlerinde yeni bir teşkilât kurulacak uğraşacaklardır. 6 AYDA BİR. DC UĞRAYAN DÜKKÂNL. mak tenildiği gibi lar. Kadro dar-i k kalabalık semt- e alınacaktır. llli Baroların umumi Hey'et toplantılaı Baroların usmumf heyet toplantıları eti raporları ukanların yer- kkan, Sattot No- Savran seçile | pliğe seçilmişlerdir. Ze | |l<ucuı< HABERLER | ;; L olcullardak de ders vermet a millet mekteplari açı- | yeçmişlerdir. deti itsinaf mahke - öt hakkındaki kanun lâ- yihalarını meclise vermişti: # Macertrtana memleketimizi tiemret heyoti gidecektir. * Sümer Bank yünlü vi müesseseler nilâ fabrizalarına iplik ter Tar vermiştir. Makan (ölerlinlerin bedelleri. bugünler. ecektir. Ankaradan emir bek- | | .VV A © (Filezotu Dastum Selâmi İzzet Sedesin İk- damda çıkan bir fıkrasının deli- letile öğrendim ki, muharrir Vü - Nü, kendi gazetesinde garip bir lâf etmiş. Vâ - Nüda, tuhaf bir ha- leti ruhiye vardır, üç he in kanaatini sütunlarına ver erkeklerimiz böyle söy- | lüyor ,diye hüküm verir. Beş de- jenere gencin hal ve tavrımı tas- | lik ne halde diye ya- y bildiğimiz âlatarka | ahlâk notu sıfır olan, şırr radan görme, dört genç kızın an- | lattıklarma, kulak verir, yarınki kadımlarımız nasıl yetişiyor, diye anket açar, Nüya göre, münevver, me- dern kadınlarımız kimlerdir, bu, bir muammadır?. | Elbise ve tuvulet için kocasını bir sağmal inek gibi kullunan, sö- züm ona kibar salonlarında görü- nüp çan çan eden, beş on kelime kefere lisanından , paker öy- nıyan, ne cemiyet iç ü de, ne dışarıda faydalı miyen parazit tipler Bu tipleri hiz de görüyaruz. Ek- serisi, Fransız sinema iyola - | rında çevrilen debdebeli Jüks ha- | yat sahnelerini taklit için, kocası- 'nın evini ihmal ediyor, metresine kaçıyor. Bu muharrire göre, kadınları - mız, artık, kendilerini zevk ve se- faya vermişler, çocuk yapmıyor- larmış!, Yukarıda tarif ettiğim kadın - lâr, evet böyledir, onlar kendile - rini zevk ve sefaya değil, hattü, fiskıfüicura atmışlardır. Onlar için, cemiyet içinde mukaddes hiçbir şey yoktur, Fakat, bunlar, bir takıma mah - dut bastalar, aliller, düşkünlerdir ki ,her cemiyet içinde bulunur, | ve hilhassa, bizim Türkiyede sayır | ları gayet azdır . | Türkiyede 18 milyon insen ya- | şar, Bunun 14 milyonu köy Artık mahiyeleri, kazaları, küçi ik vilâyetleri düşünerek, büyük şe- hirlerde geçim kayrısı olnadığın- dan, kendini zevk ve sefaya kap- firmiş ve gözüne aile, çocuk gö - rünmiyen hastanın kaç tane oldu- Kunu varın, hesap edin!, İstanbul, en büyük şebirdir. Bu sehirde 890 bin İnsan vardır. Yı karıda tarif ettiğim şekilde bozul- aş kadın tipi, ne kadardır, acaba? Sehrin muayyen ve maruf birkaç semtinde, eğlenceden başka işi, düşüncesi olmuyan — birkuç — yüz, haydi bilemediniz birkaç bin ser- seri kadının günahkârlığın: nasıl bütün memlekete teşmil edebilir- sini Bu memiçketin hâdisclerini gör- mek için, kalöriferli salundan çık- | malı ,Amerikan bardan aşağı in- meli, voker masasından kalkmalı, esans kokan dekolte kadından mü- | sazde istemelidir. Züppeliğin Tüzemu yok! REŞAT FEYZİ SKŞ AAA İ Açık iş ve memuriyetler ü ve ayarlar mü-| ve ihtısas Vekâleti dürlüğü içim 210 Jira Ücretli sayılan bir fen mezinların - memurlar t 28 kânünüevvele meklep ve * Sirkeci, mü- | de iken yakalı ak, son- | 5 larak k | kendisi de bir kü: Sahte vesika si müdürü kamyonet | sahtekârlığını izah | ediyor arılmasına izin | verilmiyen bir karıyonetin sefer- ması üzenine bu sta tahkikata gecilmiştir. Be- ive makine subesi müdürü dole-| tor, mühendis B. Ertuğrul bu hu- | bir muharririmize demiştir | erimizden B. Na- ha bozuk olduğu için | âka vermemiş fakat birkaç kikat yapmıştrı matbu olup üdürlüğündeki n larından birinin bi dan doldurulup sah myonet sahil solör ekâri ine satıldığı ır. Dün adliyeye verilen olup olmadığı da ehemmiyetle raştırılmaktadır. —— Mikrobiyoloji toplantı Türk Mikrobiyoloji cemiyetin - den: 12/12/940 persembe güni de Etrbba odası da vıw.lacık toplantıda <Yhur.xı>rı, | tarafından «Ascaris Lambri- coidesin embriyonlu vumurtala - rının mukavemeti». Dr. Razi Ma- ü hak- cağından ikdaşların teşrif - i Topkapı - Maltepe yolu — | Topkapı - Halkalı - Maltene vo-| nmasi kürar- işe 31 Genç karısının aşıkını vuran koca sinde bir idam karar yeticede esbabi n Muhakeme neticesinde, Cevdet, ] hanetini Ölr nce karısını je- ederek âsıkı yorgancı Kâzımı ı bermutat eve davet — ettirdiği ve eye saklanarak | İGVH mesru mümasebatın başla - | t müteakıp mevdana cikm | Kâzımı bıcakla muhtelif verlerin-| len yar 'arak öldürdüğü anlar r- Bövlece Kâzımı ta: *ahrik mahivetinde görüe- ne hapse tahi Soıîâgrıf'ıım Tefrikası: ,> 'Küçük Kazım Yavaş Gul! or, kaldırımdan, an yala geçiyor, kö- or, düzlükler asıyordu.(. anların, evlerin bencere - | sanki hayretten v nden | müş acık birer gözdü. Bu ser- kararmağa basladı. C' gece basmış gibi gel yürüdükce beni diyordu; gözle kıyordu.. B lık vardı. Birdenbire bulunduğu yeri ta- mayamadı. Neredeydi? Burası ne- | ların üstünde — batısı görünen | büyük bir bina vardı. Bu binayı tarıyordu, biliyordu, neresiydi bu Birdenbire yere eğildi. Dolma Bahçedeydi. Ne diye buraya in - mişti? Neden Besiktasa doğru vü- rüyordu? Buralarda ne isi vardı? Taksatsız, nereve gittiğini bil - y devam etti, Bir ardan birinde sarısın bir Bu kız o kadar Ja- ündü. caba cok yorulmus, ile yemeği daki masadaktlcı r nanı sıkıvordu. Boyuna kahkaha ile gülüyorlardı. Acaba ona mı gülü- yorlardı? - Bunu anlıyamıyordu. Yalnı kendine kalsaydı, Daha ilerde oturan, ensesini eör- düğü bir kadın. arada sırada dö- nüp ona bakıyordu. Cahit kendi kendine düsünüyordu: — Neden bana bakıyorlar? Ne- arahık yeri dtn kalkmak, onların masasına gitmek lan Harbiyeye | bir lokantanın kapısındı masalardan birine oturdu. " İ Yordu Eirafı düman'arı: det durdu. Nereye gidece) Hana soluna bakındı. * a yaklasan bir carpacaktı. Oto-| bir ses duyuldu: — Geri ceki! be adam. Sersem!. Ci eri cekildi, atomobil biraz| tede durdu- Ondan sonra Cahit öfkelendi. Bir solürden uzar işit- mişti. Bu onuruna dokundu. Oto » möbile doğru yürüdü, | Otomobilden kürk Daltolu bir er-| kek ile kürk mantolu bir kadın in- di. Cahit adama sokuldu: 1 — Biraz daha terbiyeli konu - irdiniz! dex Kadınla erkek mek ister gibi b M se Ne dediniz? «Bu da kim?» de- birlerine baktılar.! (Devamı var) [ | dilmel |/ çvet donanma kumundanlığından Not 28 Yazan: ” RAHMİ YAĞIZ * Deniz Fedaileri Züppeliğin lüzumu yokl'g Belediye makine şube-| OSMANLI - İTALYA HARBİNDE TRABLUS- GARB ve ADALAR MUHAREBESİ «Kouloğlu ocağı adı verilen milis | teşkilâtı kırk bin kişilik hatırı sar yılır bir müdafaa müessesesi iken son iki sene zarfında idarei sakıta tarafından zayıf düşürülen bu müessese, hiç de ıslah edilmemiş, İbrahim Hakkı paşa tarafından İtalyanların talebile de mevcudü kırk binden beş bine indirilmiştir. Yine bu kuvyetin kırk bin tüfeği geçen sene berayi tamir İstanbula celbedilimiş, sonra bir daha da gönderilmemiştir.. <Trablus müdalaasına tahsis e- lunan iki piyade fırkasından bir tanesi geçen sene Yemen hâdise - leri dolayısile oraya gönderilmiş, bir daha da geri getirilmiyerek Trablus bir firkanın himaye ve muhafazasına terkedilmiştir.» «Yino Trablusta 37 ve 38 na - maralı iki süvari alayı mevcutken bunlar da kadro halinde bir alaya «Yine İtalyanların Babiüliye yaptıkları devamlı — teşebbüslerle vali İbrahim paşa oradan alınmış, yerine diğer bir vali dahi gönde- rilmiyerek vilâyet vekâletle ted- vire kalkışılmıştır. Nihayet, meş- rutiyeti mütcakip burada da aha asker teşkilâtı yapıldığı ve mü- kelleflerin adedi on altı bini teca- vüz ettiği halde yalnız bin kırk ki- şi askerlik hizmetine - çağırılmış, iğer mükellefler gönüllü sıfatile hizmete talip oldukları halde ka- bul edilmemişler, hulâsa: İbrahim - | Hakkı paşa hükümeti tarafından bu mukaddes toprakların düşman eline gecmesini kolaylaştırmak i- çin ne mümkünse yapılmış vı mülessif netice meydana gelmiş tir. Bütün bu noktalar meydanda dururken İhrahim Hakkı paşanın ve hükümetinin ihaneti vataniye ile lüzumu müubhakemeleri zaru - | ridir. rahim Hakkı paşa istifayı mü- teakip meclis kürsüsünden bu it- humlara toptan ve şu tarzda su- dan bir cevapla mukabele ett «— İtalya ile hükümetimiz ara- sında ihtilâf çıkmamasına — son hadde kadar gayret ettim. Müm- | kün ve müfit almadı. Ben şahsan İtalyanın Trablusa hücum edece- ğine zerre kadar ihtimal vermi - yordum. Meb'us beylerin madde, madde tesbit e aidiyeti münasebetile Harh Dahiliye Nazırlarından isti; Bilhassa — harpten az | ravor vermemesi, bendeki ihtimal | is kanaatmı kuvvetlendiri— | Trıbylus mebuslarımilis gıbı gıttıler yordu. Meh'us beyler burada büyle | ürültü edeceklerine silâha sarıla- rak istilâ mıntakasında bilfül haz- be girseler isabet otmiş olurlar..» Ve. bu sözlerin akabinde Trab- las meb'nslarının haykırışları du- — Biz, gönüllü sıfatile ve mü- cahit hüviyetile bu kavgaya ka - rışmağa gidiyoruz. İstanbuldan ayrılan mücahitl ka- fileleri ile beraber bir kaç gün sonra dokuz Trablus ve Bingazi meb'usunun da birer milis sıfatile Trablusa hareket etlikleri duyul- du. 1911 eylülünde İstanbuldan ha - rekete geçen Osmanlı donanması miralay Tahir bey kumandasında | İzmiri ziyaret etmiş, oradan An- talyaya uğrıyarak 21 eylâl 1911 cuma günü Beyruta gelmiş, coş- kun tezahüratla karşılanarak li- mana funda etmişti. Beyrut ve mülhakatı halkı gün- lerce kara yolculuğuna katlan: rak Türk harp gemilerini gör - mek için vilâyet merkezine koşu- yorlur, karaya çıkan bahriyelileri göğüzlerine bastırmak, kucakla - mak için birbirlerile yarış edi - yorlardı. Beyrut valisi Hazım bey donan- ralından ziyaretin yette verilen bir dığı, o zamana kadar hiçe sayılan bu kuvvete ehemmiyet verildiği, Türk denizlerinde emniyet ve asa- yişi muhalaza edecek alan donan- manın meşrutiyelle beraber bü - yük bir ilerleyişe tâbi olacağı zik- rolundu, | Abdülhamit devrinde Türk de- nizciliğinin sade materyali ihmal edilimemiş, bahriyelilere hükümet ve halk tarafından itibar edilimez de olmuştu. Padşahin — iradesile muhtelif milletlerden ekleme insanlara da amirallik rütbesi ihsan edildiği o devirde beş zırhlıya mukabil do- nanmada otur amiral mevcuttu. Denizcilere halk tufeyli bir zümre nazarile bi . Tahir beyin 2i hitabe bu zehabı a matuftu.. Fakat buna lüzum da yoktu. Zira, gön- derlerinde şanlı bayrağımızı sab landırarak toplu bir kuvvet halin- de boy gösteren donanmaya hal- akı çok fazla idi (Devamı var) kesen de o ka- dar şişsin. ULUSAL ARTTI EKONOMİ VE A KURUMU — —— — HARBİNİN MESELELERİ AVRUPA YENİ Her iki İtalya.. Yazan: Ali Kemal SUNMAN Kânun ayının mehtaplı gecele - rinde Venedik kimbilir ne kadar güzeldir diye Adriyatik sahilerini düsünerek hayalâta dalanlardan | biri şimdi orada havanın — sotuk mu, ılik mu olduğunu belki pek de zihnine Löratmak istemez. Hele harvin orada güler vüzli'ler yeri- ne mevus cehreleri çoralttığımı hatırma getirmeyi hoş bulmaz. Yalnız gördüğü resimleri gözünün önüne seti ir. Orava dair neler e- kuduysa bunları zihninde tazele- mek ister. Halbuki hayal ile Laki- kat arasırda ne kadar farklar var- dar kimbilir?. İtalyaya meftun e- lan İngiliz şairleri içinde o diyarı gezip görenler, oramın cazihesini unutamıyanlar olduğu gibi biç örmiyerek bu meftunluğu anlat- mış olunlar da çıkmış. Memleke - tinden bi çayrılmamış olan Şekspir havalinde o kadar can verdiği yer- lerin yalnız adlarını bilirmiş, Yok- sa bu yerleri gezip görseydi ken- disine fazla olarak bir de «devri- âlem seyyahı» demek lâzım gelirdi diyorlar şimal memlekellerinin şa- irleri icin cenup daima sihirli ol- muş, Byron hem elem çekerek, hem saadet duvarak —Avrupanın cenubunda dolaşmış, durmuş. Herhalde İtalyayı 6 kadar sev- miş olan İngiliz şairleri için bir gün İngiltere ile İtalyanın muha- rebeve - tutuşacakları düşincesi kin.bilir ne kadar uzak ve acı ge- Jocek faraziyelerdendi. Eski İngi- Va sairleri bunu düsünmek İste- memis olmakla beraber bu nexlin İngiliz şairleri buna sahit oldular. Güneşli ,tatlı bir iklim. Mağmum olan bir cazip. Fakat şimdiki İtalyanlar mem- leketlerinin yalnız güzel olduğu için sevilmesine, ondan öyle bah- sedilmesine pek sinirlenrler. Harp- ten evvel dünyanın başka tarafla- rından gelerek para birakan sey- yabların istirahatini — temin şimdiki İtalyada çok çalışılmış, ya- | bancıların getirdiği para memle- kete mühim bir yaridat olmuştu. İtalyanın güzelliklerini göster- | mek üzere her tarala dağrtılan re- simlerin haddi, hesabı yoktu. Lâ- kin İtalyanın tabü güzeliklerini tasvir eden herhangi bir yabancı şair, edip, muharrir, gazeteci eğer klarının yanıhaşında da 922 veni sayılan İtalyada genç vücüde getirdiği fab- rikalardan, yollardan, şundan bun- dan bahsetmez, İtalyanın ne ka- | dar kuvvetli olduğunu söylemezse ağzile ve kalemile kuş tutsa yine makbule geçmezdi. Sade güzel İ- falya demek kâfi olmak şöyle du sun, sanki bir hakaret sayılıyordu. | Gelecek yabancıların herşeyden evvel İtalyanın ilerlemiş, kuvvet- bir memlekel — olduğunu y Eski ro- manlarda İtalyanım — güzcllikleri tasvir edilerek eğlenceleri anlatı- hirken esrarengix yak'alarm, para mukabilinde dağa adam kaldır - manın ne kadar yer tuttluğu ma- Tümdur. Meselâ «Monte Kristo» Kontu da düşmanlarından birim - den - Danglar olacak galiba - in- tikam almak için İtalyayı müsait bulmuştu. | İşte bu edebiyat şimdiki İtal - anları pek — hiddetlendiriyordu. Fakat tabii güzellikleri sayısız - Tan bir memleketten yalmız güzel- Hiği için bahsetmek bir kabahat midir?, Hilkatin ayrı ayrı hissedar ettiği yerler, iklimler var. Kimisi yalmız kuvvetin, azim ve sebatın ıkişaf sahası oluyor. Kimisi de İngiliz için o nisbette Altıncı ayın IO""n | Yazan: Ahmet Şükrü & tagilizlerin İtalya Mi çok defm tekrar ettikleri " bu devletin ancak kısa bi Ü rebe için hazırlanmış sa müuharebe de altı 4Y *i bir muharebedir. —Altı k'ıı muharebe nihayetlenmed y dirde İtalya için zorlukl İiyacağını geçen mayisli dra'ya yaptığımız bir ziyâ nasında birçok İngilizler miştim. Bu sebeptledir ki İt harbe İştiraki tarihi olan nın onuncü gününden sofifA, saymıya başladım. Bugü9, nan harbe iştörüki tatili, nl“'; yını bitirmiş yedinci ayına mıştır. İtalya'nın bugün içinde ” duğu zor vaziyele bazılıni lizlerin bu devlete altı aylık let verirken hesaplarında * madıkları nelicesine VAFtüİ zamdır. Sonra hâdiselerin # hık inkişafı karşısında Te yanlış hesap neticesin beye girdiği bir olarti fade edilebilir. Filhakikâ ee nin onuncu günü mücadelet'? İN sıl bir çığır içinde bulund! tırlanacak olursu, İtalyayi ği bir hataya düşmekte görmek icap eder. Haziranın birinci haflesi de mücadele arlık son girmiş gibi görünüyordu. teslim ola aktedecek Tüm olacaktı le sulh aktçdilirken de mezse, Tünüs ve sülrey min edecekti N İşte bu hesapladır ki İtaltf hç Ka be girdi. Fakat hâdiseler şifi İtalyanın ümüt ettiği gibi etmedi. t Bunun üzerine İtalya ye karşı Almanya ile ııı:W cadeleyi devamettirmek yetinde kaldı, Ve bu mecburiyette ııılıl" denizde ve şimali Afrikadi, e. lizleri vurmuya çalıştı. f;u,ı yanın harbe girmesile Al0gi deki vaziyet değişmedi. Çi gilizler, İtalya harbe gifi çok evvel, Akdeniz uııııın' karak daha uzun, fakat dah, olan Ümitburnu yolunu fi makta idiler. İtalya harbe girmez, Akdeniz yolum! ümi | de İngiltere de er lıah—.ıid_ j nesil ziyeti İngiltereden ziyade yayı tazyik etmektedir. 5e İtalyanın karada İngiltert? şı gizişliği taarruz y ha büyük netice vermiş S# maz. Gerçi İtalyanlar İngi Somaliden atmışlardır. Fakfi İngilterenin Afrikadaki $ vaziyetini zayıflatmamışlır. ehemmiyetli bir hareket ö c Sir taarruzu ise Mersa M u, gelmiş ve orada kalmıştır. hareket inkişaf edip de İtal! Masrı işgul edebilselerdi, ten İngillereye en ağır bif beyi indirmiş olacaklardı. bunu yapamayınca, Libya W gel ti, neticesiz kaldı ve Ingliziflg zarlanmak ve bu mevkâüi © etmek Şçin zaman verdik!eiy menfi netice verdiği bile i* dilebilir. İtalyanın İngillereye kafif, rişliği teşebbüste muvalfak dığını gören Almanya, .ııı“',, nin kabiliyetini görünce, hS kutuna dü: zakereye girişti. Fransa il€ şirken, Almanyanın, hesap F gfli Tasımı kendisine üdeteceğinifii helenen İtalya ,başkı .".HJ muvaflak olabileceğini mi kine göstermek için küçük ? nistana karşı (aarruza :vl taarruz bareketinin İtalyayl, rüklediği çıkmaz üzerinde f söylemeğe lüzum yoktur. İngiltere şarki Akdenizdeki yetini takviye etmiştir. lizlere İtalyan donanmasın!” #İ) kısmımı imha etmek fırsatıt! gi miştir. Oo iki ada muhasar?, yetine giru d Arnavutluktm İtalyanları * üzeredirler. İşte altıncı a9f iyanın dabili vari de zaâf alâmetleri bariz sur! lirmiştir. Bu zâaf Almıan - İti münasebetleri üzerinde tesi' güslereceği gibi, Ü berlere bakılacak olurca, bel Fransa ile anlâf4 * gl Za Sultanahmet marada B. Bahaeti irenin size gönderdi; rih ve numarasile bir kopti aynen gi Bayan N güzelliğin, san'atın ve güzel sözüm. | c