2—SON TELGRA ADİSELER Bir müddet evvel, Niza - mettin Nazif bir yazı yazmış, Eminönü meydanının bir İs« tanbul meydanı — olmadığını söylemişti. yucum, bana gönderdiği bir mektupta diyor ki: « — Bu mektubum gecik- miştir. Çünkü, uzak bir mem- | leketteyim Nizamettin Nazifin. tenkid ettiği Eminönü mey- | danını görmedim. Bir İstan- bul meydanı olmadığını söy- lüyor. Haklıdır. Çünkü, mey- danı kaplıyan asfaltın rengi havai olmalı idi.» KÖPRÜNÜN ZİNCİRİ Belediye, Eminönü meyda- nını açtıktan sonra, köprü ber gına birkaç kırmızı boyalı di- rek dikmiş, aralarına da, bir zincir germişti. Bu zincir, şimdi, sırra kadem basmış! Kim bilir, hangi açık göz kaldırdı.. Alan her kimse hürriyet ta- raftarı imiş.. Zincir vurulma- sına gönlü razı değil! MÜUÜDAHALE EDİLMİYECEK Et fiatları tetkik olunmuş, Mürakabe komisyonu, şimdi- lik müdahale etmemeği karar- laştırmış! İyiamma, ademi müdahale Meraklı bir oku- | © F — 162'inci TEŞRİN 1446 — İçki | Baraları | Son yılda on dörder milyon İtralık içki ve tütüm içilmiş ! fuhisarlar idaresinin mayıs 940 gayesinde sona eren 1939 - 40 sene zarlında safi varidatının 46 kilo mamul tütün sa- sene — evvtl ise 156 ilyon lira kıymetinde 13.6 milyon. lmistı. Mamul tü tün satısının 14 halta tecavüz ettiği memlekelimiz-| de Iki defa vâki olmuştur. 28 mil- yon nüfusa malik olan Osmanlı İm- paratorluğu zamanında Rejinin sa- tışı 8 milyon kilovu geçmiyordu. BARUT, TUZ VE İCKİ Ayni sene zarfında dahili tuz sa-| tışı 6 milyon lira kıymetinde 177.786 tonu bulmuştur. 1938 - 39 senesin- de ise tuz satısı 5.7 milvon lira kıy- metinde 169993 tondan ibaretti. Harp vaziyeti dolayısile harici tut azalmıştır. İçki satışı 1939 - 40 senesinde 14 milyon lirayı geçmiştir. Bir sene evvelki satıslar ise 12 milyon lira tutmustur. Patlayıcı maddeler satısları 1.8 milyon — liradır. Bir sene evvelki satışlar bundan biraz noksandır. Kİ Memurluğa talip 300 genç imtihan edildi Şehrimiz defterdarlığına alına- nurlar için orta mektep ve Imlılaın dün Üniyersite hukuk taseti bu zamanda hiç te iyi neliceler veren bir politika değli. Bitaraf olmak iddiasın- da bulnanların başına gelen” leri görmüyor muyuz?. DOKTOR ÜCRETİ Bir gazete yazıyor: Bazı daktorlar muayene ücretleri- ni artırmışlar.. Sıhhiyye müdürü: «muaye- ne ücretini tayinde doktor- | — lar serbesttir.» diyor. Eyvah!. Demek, bu işe narh | filân konamıyacak. | Artık doktorların vicda « | nına kalmış! AHMET RAUF Daha çabuk olalım Askere kış hediyesi verilecek. | ere gidenlerin ailelerine yar - edilecek, Fakat, haftalar var ki, toplantılar, tetkikler yapılıyor. Henliz fili yardım başlamış değil- Hafthuki, kış geliyor. Bu işin da- ha fazla mı ikikata, kıur- tasiyeve tahammülü yoktur, Çün- kü, haftalar, aylar çabuk geçer. —| Elimizi daha çabuk tutalim. BÜRHANCEVAT Ş ve 300 den fazla talip gir- ah miştir. e Açık iş ve memuriyetler aüi AĞN ada K İeümye e yebayine gaa yere başbeeğ maktadır. Bahçivanlıktan — an'amaları dcabedenlerin 20 teşrinisaniye — kadar müze başkâtipliğine mücacaat etmeli- | dirler. Yorgat belediyesi şehir havayici za- | rüriye bürasu için usulü — müzaafadan anlar bir muhasip aranmaktadır, Ya- kında belediyeye elli tahsildar alıma- caktır. SsSPOR |Bu haftaki pehlivan müsabakaları Finlândiyalı meşk.. Pelini Kara Aliy: meydan okudu Serbet güreşin en yüksek şahsi- yeti ve Türkiye güreş federasyonu antrenörü — Finlandiyalı Pelini ile Kara Ali yarınki pazar günü Beşik- taş stadyomunda özleden sonra car- Pariste mağlün ed ar Bulgar pehlivanı Bankof da bu hafta Beşiktaşta * hasmile laşacak ve bir intikam macı apacaktır. İbra- lt fakültesi 1 inci sınıf salanunda lcra| —— V. LA C Filezofu- | Eski bir vesika | — Atafürkün yas günü münasebe- Hile, yazacağım yazı için, gazete - min arşiv odasında, kitaplar, eski gazete kolleksiyonları, larihi ve- sikaları karıştırıyardum. Ebedi Şefin, klişesi alınıp basıl- maş bir el yazısı gözüme İlişti. Atatürk, şu satırları yazıyordu: nin lıevlı—lıvıl yapınız.. Tarih: 2/VITI/ 1988 Ğ Saat; 22,50 Düşündüm. Aradan bu kadar ir. Fakat, ben, Türk | san'at dâhisi Koca kelinin yapıldığımı hatırlamıyo - rüna, Kğer, böyle bir hâdise olmuş öl- mesleğimiz icabı yazacak, hattâ, 1 yapacaktık, pil - nı.ım. dair hir hâdise hatırlamı « yöorüm, Kendi kendime düşünmekte de- yam ediyorum: Acaba, Atatürkün emrinin yerine gelirilememe - sinin sebebi nedir?, Bütçe mülâhazası mı?. Uzayın giden tetkikat Kırlasiyecilik mi?, Simanın heykelinin henüz vü - cut bulmamış olmasında, bu ve bunlara benzer sebeplerden başka, hiçhir ciddi âmil tasavvur edemi - yorum, Muhakkak ki, Atatürkün bu emri derhal lâyık olduğu ehem - miyet ve dikkatle telâkki olum « muş ve faaliyete geçilmiştir. Amma, bizim malüm şekildeki faaliyetlerimizden... Bu efaaliyet», bu «tet şimdi, kimbilir, hangi «ma- da yahut, hangi bir «kemiz- yon» dadır?. REŞAT FEYZİ | anmmece e| Otobüscülerin yeni iki dileği | l ünleri; tramvaylarda olduğu gibl otobüslerde de ayakta valcü tasımmasına müsaade olun- gmnusını belediveden lstemişlerse de, bu talep mahzurlü görülerek reddo- lunmustur, Diğer taraftan otobüs- cüler malzeme buhranını ileri sü- rerek yeniden biletlere zam iste * mev- aa diploma yapınak va Hüseyin isminde Biri bunu bile bile satmak ve Vecihi namında bir genç de bunu — alıp bir yüksek mekteple birkaç ay kullanmak. Büçile dün tevkif olunmuşlardır. & Hindistandan satın alınan 200 bin| çuvaldan 150 bin adedinin yola çıka- mldü dün telgrafla büdirilmiştir. 4 Saffet adında birisi Karaköypa - lesta Kâzım ve gürekâsi imalüthane « sinden 41,5 kilo kinin çalmış, İsmafl vasıtarile Kolonyacı Al Rizaya satar- | ken yakalanıp her ikisi de adliyeyo verilmişlerdir. | vi İngiltereden gelen ve dün güm - | Tüklerden çıkarılan otomobil lâsükle - rinin acenteler tarafından salışına baş- lanılmaştır. Acentelerden Jâstik almak istiyenele evvelâ mıntaka ticaret mü- | dürtüğünden — müsaade - alacaklardır. | Taksi şefözlerinin ihtiyacı için de ge- förler cemiyeti Hle temas olunmak « tadır. * Perakende peynir satıcıları ve ba-| zı bâkkallar dün Vali muavinine müra. | caat ederek toplancı peynirellerin emi lıruz yok!> diyerek buzhanelerdeki pey- nirleri piyasaya çıkarmadıklarnı bil- erdir. Toptancılar bunları çıkar- | akta iddia ederse tiearet müdür- Birgecelikzevkın| mevkuflar | İstanbul ceza evinde işsizlikten sür'atle nasıl kurtarılıyorlar ? İstanbul ceza evi müdürlüzüne tayin olunan B. Hüsnü yeni vazi- fesine başlamışttır. Mumaileyh ce- za evinde yeni bir rejim ve disip- Ln tatbik etmeğe — karar vererek * hemen ıslahala geçmiştir. | İlk olarak suçluların hallerinin ıslahına en çok engel olan işsizliğin önüne mümkün olduğu kadar geç- mek üzere atelyeler kurulmasına teşebbüs etmis ve mukaddeme ©- larak bir okuma odası açmıstır. Ayrıca burada müteaddit atelye- ler tesisi de kararlaştırılmıştır. Diğer tarfatan İstanbul ceza e- vinin altındaki mahzenlerde bit sığınak vücude getirilmesi de ta- karrür etmiştir. Mahküm ve mev- kuflar bu inşaatta — çalışacaklar, bahçede de siper yapılacaktır. ——— İçki düşmanlarının kongresi Yeşi gençlik şubesi 24/11/940) pazar günü — saat 10 da Eminönü Halkevinde X uncu yıllık kongre- sini vapacaktır. Her sene çalısma sahasını biraz daha genişleten ve içki, beyaz zehir düşmanlarını git- tikçe arttıran bu teşekkül son se- nelerde Anadoluda kök salmiş va- ziyettedir. Bu münasebetle mezkür gün ve s#aatte tekmil ülkü arkadasları ton-| Tantıda hazır bulunmağa davet o- kızmaktadırlar. Şehir meclisi içtima günleri | tarafından ya- pılan bir teklif üzerine işler cok olduğundan badema şehir meclisi- nin haftada 2 gün yerine pazartesi, carşamba ve cuma olmak üzere | haftada 3 eün toplanması karar - | Tastırılmıstır. VE MABKEMELER sonu: 5 ay hapis cecası | Bdirnekapıda oturan Necati is - minde biri komşularından Sema - hat adında genç bir kızla tanışarak sevişmiş ve bir gece onu alarak ci-| vardaki bostana götürüp beraberce sabahlarmıstır. Semahatin annesin'n şikâyeti u— erine Necati yakalanarak adliyeye | verilmişi | 8 inci asliye ceza mahkemesi Ne-| yaşını ikmal etmemiş olan Sema- hati bir gece yanında alakoymak- tan bes av havse mahküm etmiştir. Bir mücevherat hırsızının mahkümiyeti Mehmet isminde birisi Ahmet adında birinin Fatihdeki evine gi- rerek sandığından 2 yarım beşibir-) lik, bir bütün beşibirlik, bir cift küne ve bir yüzük çalarak kaçmış fakat satarken vyakalanmıstır. Asliye B inci ceza mahkemesine verilen suçlu dün 2 yıl 2 ay hapse mahküm olunmustur. Bir men' Bir müddet e sabık umum mi rü Ali Sami ile idare meclisi reisi Ziya Taner ve ida: meelisi azasının bir sulistimal | l verildiği vazıl- | hisarı idare meclisi plyasaya çıkarıp muayyen fiatla Son Telgraf'ın Edebi Te'rikası: 1 'Küçük Hanım Yavaş Gel! 'SELAMI IZZET SEDES uım NCİ 1 Küçük hanım aha Sazan YA Cağını bir Üzee| lü tasarlıyamıyordu; çenesini ok- şıyarak, bıyıklarile oynıyarak bir W müddet Saraçhane parkında do - daştı; nihayet ını vermiş gi- bi parktan çıktı, fakat kaldirımda etrafına n'ımuü). yine dur; — Sizde telefon var mı?, Tezgüâhta bağdaş oturan çırak, | elini yün çorabının yırlığından fırlamış naşırlı ayak parmakla « | | görüşmek istiyorum..Ya... Klbl“ yavaş gel |.. rından çekti, kotunu kaldırdı, sol tarafı işaret ederek: — Yanıbasanızdaki — şekercide var! dedi, C it Yaman bir müddet şeker- cideki telelonun başında düşün- | dü, nihayet kat'i kararını verdi, numaraları çevirdi: — Allot, Doktor Şükrü Anların muayenehanesi - miğş Doktorla Ne zar man gelir... Demek iki buçktan altı buçuğa kadar hasta kabul edi- yor.."Peki, tesekkür ederim. bucuk kuruş birdi; iki buçuğa kadar ne ©1 vakit geçirecekti?, avaş ya- . Sanki or- gü geril « A yüneş işığı sazı, etraf sarıy- Cahit ağır ağır yürümekter yo- rulduğunu hissettiği zaman ken- dini Çukurbastanda buldu. Du - vara dayandı, durdu, geniş bir w | #öğüs geçirdi. Daktor bu derde bir deva bulabilecek miydi?. Bunu hazin hazin düçşünürken kulağına sesler g Arat Sös- ler bostandan geliyordu. Bir kadın ile bir erkek &ı yorlardı. Kavga edi- Birdenbire erkek sesi k hanım yavaş ge Cahit iki elini duvara da ğıda, duvarın genç bir kadın, orla yaşlı bir ere keğin kolundan sekiyor, götür - mek istiyordu. Erkek duvara yas- lanmış köpürüyordu: | —— Bıraaak beni... Birrrrak!.. Ben yaptığımı bilirim, sarhoş mu | #anıyorsun beni s: Cahit anladı, Bu sık gö Ü hemen satacaktır. | muhakeme kararı verilmiştir. —a İ ea eee Cahit telefonu kapadı, masaya | bir karı koca faciası idi: Sarhaş İ | bıraktı, çıktı. | | rülen * tda, ahiren, ademi takip ve men'i erkeğe varan genç kadının felâ - keti... Erkek bir iki adım attı. Eliyle duyvarı tütüuyordu, K mek, onu geri çeviri Kadın bir hâmle daha yaptı. Hiddetle ve şiddetle kocasının ko- 4p çekti: diyorum sana!, Erkek kolunu silkeledi, kurtar- dı. arkasım duvara yasladı, ba - nt açıp düurdü ve tükürür Kibi alay etli — Kücük hanım yavaş gel!. Ve toparlandı, duvardan ayrıl- da, iki yana yalpa vurarak yürü- meğe başladı kakkatekarlaı sakülmek'ni tutmak istedi. Cahit yine ayni bo- Zuk, müstekreh sesi duydu: — Küçük hanım yavaş gel!, Çarşamrbava-inon yola çıktılar, sağa saptılar, gözden kayboldu - lar. -Mahküm, DÖNMİYENFİLO | Büyük Tarihi No. 43 —— Bu infilâk amiralı şaşırttı l Centba doğru yola çıkam akıncı Türk zarhlılarının - peşine düş - man karakol destreyerleri Lezard ve Tiğris takılmıştı. Bunlar, top enzili dışında duruyor, akıncı - ları takip ediyorlardı. Midilli bunlara bir defm ateş aç- tı, fakat mermileri kısa düştüğü i- çin yoluna devam etti. Şimdi Yavuz önde keşuyor, Mi- dilli enu bin metre mesafe ile dü- moen suyunda takip ediyordu. Yal- nız Midilli Yavuza peşlerini b - rakmıyan düşman destreyerlerini defi'ni başaramadığını işaretle bil- irince kudretli Türk zırhlısmım kumanda mevkiini işgal eden Al- an Amirali, Yavuzun toplarile bunları kaçırmağa karar verdi. Bu kararını Midilliye çektiği: — Provama Hi İşaretlerile tatbik mevkiime key- mağa kalkıştı. Bu takdirde, Yavuzun lîıüıe geçecek olan Midilli plarına Bi telkil etmiyecek, bu mün'iç a& | sineklerini Yavuz bir iki salvoda bertaraf edocekti. kendisine işaretle tebliğ edilen emri yapmağa koyuldu. Fa- kat bu icraat esnasında müthiş â- kıbeti hazırlıyan ölüm tehlikesine saplanmış oldu. Tam dönüşüm yedinci kerte - sinde iken Midillinin kıç tarafın- da tahtelbahir izleri bulunduğu süvariye rapor edilmişti. Süvari uza haber verirken anl llinin sancak — kıç tarafından bir mayne dokunma- sile meydana gelmiş ve şiddeti ge- zaya uğralıp istaper ettirmiş, dümem tertibatını da harekettem alıkoy - mnuştur Amiral bu beklenmiyen infilâk- tan şaşırdı. Fakat bunu evvelce Kgördüğü bir serseri mayne atfetti, Limnostan kavalanan bir düşman tayyarg filosu da simdi Türk a- kıncı gemilerinin üzerine gelmiy, sağa, sola savurduğu bombalarla tehdide başlamıştı. Yavuzun tayyare defi topları bunlara cevap vermekte ve üze - rinden uzaklaştırmakta gecikmedi. | Bu vaziyet karşısında artık a - kına devam etmek, Mondrosa ka- dar gidip düşman donanmasına baskın vermek imkâmı ortadan kalkmış oluyordu. Gerçi Mondros limanında düş - manın Nelson tipinde üç zırlılı - sile beş ağır krava: mevcutlu. Ve bir gün evvelden oraya gönde- bulunan U € 23 tahtelbahi- kat, Midillinin yaralanması hare- ketim burada kesilip geriye dönül- Yazan: RAHMİ YAĞIZ mesini âmir bulunuyordu. AVRUPA — HARBİNİN YENİ MESELELERİ (Devamı vaz), «Cehennemlik 'adam..» Yazan: Ali Kemal SUNMAN Ergeç bir gün gelecek, Avrupa- da bu seferki harbe sebep olan- ların da rolü kalmıyacak. O zamaa onlardan nasıl bahsedilecek kim- bilir?. Fakat daha evvelkilerden gün nasıl bahsedilmiş ise şim- dikiler de ileride öyle anılacak. Vakit vakit bazı insanlar çıkı - yor, tarihin sahmesinde gürültülü rollerini yaparak perdenin indiği gün onlar da maziye karışıyor. Bunlar kendilerinden bahsetlir « ikçe etraflarındaki merak — ve “endişe hulkası da genişledikçe ge- nişler. Fakat bir gün arkalarında bir yığın harabe ile gözyaşı dö- ken bir çok da insan bırakarak çe- kilip giderler. Şüphe yok ki teh- likeli adamların uyandırdığı kor- kulu ve gıcıklayıcı bir merak var. - dır. On doküzüncü asrın başında Napolyon Bozapart Avrupayı ta- mamile hükmü altına alarak garp Kibi şark âlemine de hâkim ol - mağa çalışırken az korkunç bir a- dam değilmiş. Bonapart senelerce Avrupayı helecanda tutmuş, za - manının imparatorlarma, kralla - rına çok endişeler salmıştı. Karşı- | #mdaki Rus Çarı birinci Aleksandr rupa kıt'asında bu korkenç adamı bertaraf etmek için ne yapacakla- rını şaşırmışlar, Bir gün İngilte- renin hiç gevşemiyen gayrel — ve | sebatı ile Napolyonun da mağlüp olduğu görülüyor. O zaman ge- rek Rus Çarı, gerek - hakikatte imparator demek olan - Prens Me- ternih geniş birer nefes alıyoz. Fakat no garip.. Napolyan gailesi ortadan kalktıklan soura Çara da, Tefrika Midilli kendi dümeninde görü - len tahtelbahir izlerini Yavuza haber vermiş: — Dikkat, tahtelbahir var!. İşaretini tekrarlıyarak — amiral gemisini ikaza çalışmıştı. Göktem fayyare fileları, su altından tah - telbahir ve torpitolarla tehdit edi- lirken bir de düşman denanma - sının taarruzuma uğramak yaralı idilli ile Yavazu çok müşkül bir Amiral dönüş kararım Yavuz süvarisine tebliğ ile Midilliye de işaret cektirdi. Yapacağı iş basitti. Yaralı Mi- dilliyi yedeğine alacak, boğuza av- det edecekti. ralı sefineye yaklaşmağa çalışı - yor, manevra yapıyordu. Ani ve baln bir maynle yaralanan Midilli makinesinin staper etmesi yürüm- den kendisine hükim olamıyor, dü- menin de duruşu, iskele tarafına abanmış bulunan kruvazörü su - Tarın cereyanına kaj dal - galarla salımarak akıntıyı takiben ilerletiyordu, Yavuz, yavrusuna yaklaşırken i- kinci bir infilâk daha eldu. Bu bi- rincider ha şiddetli idi, Midilli bu sefer de sancak tarafından bir mayne çarpmış, buradan da bir yara almıştı, Maamafih ikinci infilâk gemiye zarardan ziyade mevzli bir fayda temin etti. İskele tarafına abanmış olan se- fine, sancak tarafından açılan ye- ni yaranın bölmelere doldurduğu sularla müvazenesini temin etti.. doğruldu. farkedildi. Bunu yüksek sesle ra- por eden işaretçilerin avazı Ami- ral Paşoviçe dikkatsizliğini an - latmış, geminin bir maym tarla- sına düştüğünü bildirmişti. Suların cereyanına kapılan Mi- dillide heyecana delâlet eden bir hal yoktu, Batmak tehlikesi ge- çiren kruvazğrün zabitan ve mü- rettebafı vazifeleri başında bulu- nuyorlar, süvariz — Terki sefine!, Emrini henüz vermemiş, hâlâ içinde bulundukları müşkül vazi- yele rağmen vazileye devam et- meyi sürdürüyordu ve bu halinı iken de Yavuza vardım şiyor, kendisini düşünmeyi ak - hından bile geçirmiyordu. dlMidllll bir defa daha işaret ver- (Devamı var) emseli Prense de bir cansıkıntısı olmuş. Zavallı Bonapart men- boyladıktan sonra haşmetlü | Çar ile asaletlü Prens de uzun za- | man kendilerini oyalamış, düşün- | dürmüş, korkutmuş, gece uykula- rını kaçırtmış olan bir dramın son rdesi artık indi diye bir mah- zunluk düymüşlar. Bu artmış. Prens Metci ri Napolyon için «Cehennemlik a- dam!a dermiş. Çar da daha güzel bir suretle tavsif ediyor değildi. Fakat bu cehennemden gelen a- dam bir kere dün; cunda bir adacığa götürülerek Av- rupg sahnesinden uzaklaştırılınca Çar da en tehlikeli bir eğlencesi- ni kaybetmiş olmaktan doğan bir teessüre kapılmış. Car birinci Aleksandrın Napol- yonun belki şerrinden korkarak okşadığı ramanlar da var. Fakat © tehlike bertaraf olduktan sonra Carın cansıkıntısına ne mana ver: melit. -Aleksandrın hayatındaki türlü meraklı safhaları yazanlar Çarın bir gün gelerek yerinde du- | Büyüklüğün manasını küçükleri €zmek diye anlıyan ve 6 suretle önlerinde artık hudut tanımıyan- ların bir gün ister istemez kendi silâhlarile mağlüp düştükleri ta- | rihin türlü misallerinden anlaşılı- yor. Nıwlynı da bir gün ıım. Mağlüp oldu. Ondan sonra Avra- | paya yeni bir nizam vermek işim- de birinci Aleksandr ile Melermih yine birinci derecede bir rol oy namışlar, bir böyle tehlike- lerle Avrupanın asayişi borulma- sin diye hrakaddes İltileklar'alr detmişler... ve saire. Ortada çok acı vekayi olmakla beraber insanlık tarihinde yüksek bir gayeye doğru bir tekâmül ol- | duğu inkâr edilemez. Yüz, yüz elli sene evvelki İle ne de olsa bugün | arasında bir fark var. Bundan ü- | midi kesmemek lâzem. Mücadele çetin oluyor, fakat metice güzle gürünüyor, DİŞ POLİT p Amerika Yazan: Ahmet Şükrü Artık seçim mhıyv'h"",ı' merika dörtel ile İngillertYi x |) dim meselesine sarılmış yor, Seçimde Ruzvelt Bibi, kendi partisine azalar gerek mümessiller © sinde ve gerek âyanda ©H kazanmışlardır. Esasen seçimden » duğumuz mil giltereye yardım m seçimde mağlüp olan ki, intihahatın neticesi anlaşılmaz, Rurvelte telgrafı yoll: da Armerika mücadelesinden sonra, -llıcıielı içinde söy lıu. leri ııılırık. Ruxvel! bu milletin ııııııı..ııı nı-ı .mu tereye yardım hığını ı—_ııuıeıudır v sir şekilde nasıl yardım Filhakika bir senedeni rika İngiltereye tayyarâı malzemesi ve silâh lantik ve Fııılll Okyi birliği yapmakta ve bil ı-ıu: meniaat ve rumaktadır. Bununla beraber. banlt” değildir. Amerikanın şartlar altında fili .ııı' girmesine ne imkân ve * zum vardır. Devletler hukukunun sarik ;ıpıı=. göre, Aı;ıınilı v'j ası olsun, veya olmusun, çu | diği limana ütu:l':d ler kaceb derebilir. Ve bu ya nakletmedikleri W niyet altında seyrüselef Üi | hakkını haizdirler. raflık kanunlarile kendi ’ ve nühıyıllınu vahdit etziği Kdi Tunuyor. Bu kanunların ettiren tarihi sebepler Fakaf bugün vaziyet Y değişmiştir. Kanunlar kasına yet almıştır. Almanyı şik Amerikaya l:ınl leşmi: Nü k"d / rini bağlı tutmakta bir yoktur. Birleşik A'İ-ı raflık kanunlarını ederek devletler ıııw yardım edebilir. Devletler kııııuıı bitaraflara temit Fakât Birleşik dünya müvazenesinde ağırlık ifade eden bir olarak harbe iştirak €Ck bu yardım ı..ı.mde / yapabileceğine şüphe yardımın - yapılmasını, davranması, deniyet bo: hayati menfaatleri Harikzedegân Üniversiteye Lâlelideki muu manlarının «Talebe vetine — getirilmesi İi '““ Maarif Vekâletince baVâ, na teklif — olunmussa kendisine mühim bı eden bu binalara v istemiştir. Tıiı.llt masraf yapılacağındı veni bir vurt b ıi' daha muvıbk mine ayat $ kuruş istodi. Fiat mürakabe kırtasiye ve kalen mişti. Ne oldu!>.